Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/680 E. 2022/1022 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/680 Esas
KARAR NO : 2022/1022

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/12/2020
KARAR TARİHİ : 15/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :15/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ MAHKEMEMİZE SUNDUĞU DAVA DİLEKÇESİ İLE ÖZETLE; Müvekkil sigorta şirketinin alacağının tahsili amacı ile davalı borçlu adına başlatılan İzmir 8. İcra Müdürlüğü … E sayılı icra takip dosyasına borçlular tarafından itirazda bulunulduğunu, itirazın kabulünün taraflarınca mümkün olmadığını, 03.02.2019 tarihinde davalı … Zemin Teknolojileri A.Ş.nin maliki olduğu ve diğer davalı …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı … şase numaralı aracın üzerinden makineyi indirmek üzere geri manevra yaparken müvekkil şirkete sigortalı araca çarpması nedeni ile maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, kazadan sonra düzenlenen maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağına göre davalı tarafların maliki ve sürücüsü olduğu aracın kazanın oluşumunda tamamen kusurlu olduğunu, dava konusu kazada zarar hasarlanan … plakalı aracın Kasko Sigorta Poliçesinin 07.11.2018-2019 dönemleri arasında müvekkil … Sigorta A.Ş. tarafından yapıldığını, … plakalı aracın hasarı için müvekkil şirket tarafından 11.445,00 TL hasar tazminatı ödendiğini ve ödenen tazminatın, kazaya ve hasara neden olan davalı taraflarca ödenmesi gerektiğini, müvekkil şirket tarafından ödenen tazminatın tahsili amacı ile davalılar hakkında İzmir 8. İcra Müdürlüğünde … E sayılı dosya ile başlatılan icra takibinin davalı borçlu sigortalılarının itirazı nedeni ile durdurulduğunu müvekkil şirketin hasar bedelini ödemekle mukavele şartları ve TTK 1472. Maddesi hükmüne göre sigortalısının yerine kaim olduğunu ve sigortalının zarara neden olan aleyhine mevcut her türlü talep ve dava haklarının müvekkil şirkete geçtiğini, başvurulan arabuluculuk sürecinin anlaşmazlık ile sonuçlandığını belirterek icra takibinin kaldığı yerden devamına, davalı tarafın % 20 den daha az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
. DAVALI … ZEMİN TEKNOLOJİLERİ A.Ş. VEKİLİ DAVAYA CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE;Dava konusu kazada sürücünün (…) sigorta ettiren olmayıp, sözleşmenin de tarafı olmadığını, yalnızca zarara neden olduğu iddia edilen sigortalı aracın sürücü konumunda olması nedeni ile husumet yokluğu nedeni ile reddedilmesi ve yapılacak kusur incelenmesinde sigorta ettirenin kusur oranının belirlenmesi gerektiğini, dosya kapsamında davacı tarafından sunulan bilgiler dahilinde tarafların kusurunun tespitine yönelik herhangi bir bilgiye rastlanmadığını kusurun tamamının müvekkil şirket üzerine bırakılmasının dürüstlük kuralına aykırı olacağını, kusur tespiti yapılmadığından hesaplanan zarar üzerinden çıkacak borç miktarının likit olduğundan söz edilmeyeceğini bu nedenle davacının talep ettiği icra inkar tazminatının reddinin gerektiğini ifade ederek dava konusu olayda İzmir 8. İcra Müdürlüğü’ nün … dosyada likidite unsuru yönünden kanuni şartlar oluşmadığından icra inkar tazminatının reddini, kusur oranına ilişkin bilirkişi raporu düzenlenmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davacı tarafa bırakılmasını talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
Davanın, davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalıya ödenen sigorta tazminatının rücuen davalılardan tahsili için girişilen İzmir 8. İcra Dairesi’nin … Sayılı icra takip dosyasına vaki itirazın iptalinin talebine ilişkin olduğu anlaşıldı.
Görev hususu, kamu düzenine ilişkin olup re’sen dikkate alınması gerekmektedir. Öte yandan, HMK’da mahkemenin görevli olması, dava şartları arasında sayılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 2. maddesinde “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir. Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, Asliye Hukuk Mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde “Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı” düzenlemesi; TTK’nın 16/2. maddesinde “Kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümleri dairesinde idare edilmek ve ticari şekilde işletilmek üzere devlet, vilayet, belediye gibi kamu tüzel kişileri tarafından kurulan teşekkül ve müesseselerin dahi tacir sayılacakları” düzenlemesi benimsenmiştir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden (re’sen) dikkate alınmalıdır.
Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22.03.1944 tarih, 37 Esas, 9 Karar sayılı (03.07.1944 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan) Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında “Sigortacının halefiyete dayalı açtığı davanın aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir.
Somut olayda, davanın haksız fiile dayalı tazminat davası olduğu, tacirler arası haksız fiilin söz konusu olmadığı, mutlak ya da nisbi ticari davalardan olmadığı bu nedenle davacının halefiyete dayalı olarak açtığı rücuen tazminat davasında Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi ekli kararda açıklanacağı üzere;
1-Görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olması ve Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle HMK nun 114(1)/c maddesinin yollaması ile HMK nun 115(2) maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-HMK’nun 20 (1) maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve yasal süre içinde istem halinde dosyanın görevli İZMİR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK nun 331(2) maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
4-HMK’nun 20(1) maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yasal süre içinde gönderme başvurusunun yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın ele alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı davalı …’nın yokluğunda HMK’nun 343 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.15/12/2022

Katip …
¸ e-imzalıdır

Hakim …
¸ e-imzalıdır