Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/675 E. 2022/106 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/675
KARAR NO : 2022/106

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 07/12/2020
KARAR TARİHİ : 03/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 12/10/2017 tarihinde davacının maliki olduğu sürücüsü tespit edilemeyen …. plaka sayılı araç ile seyir halinde iken dava dışı sürücü …..’ın idaresindeki …….plaka sayılı araca çarpması neticesinde yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazaya sebebiyet veren … plaka sayılı araç davacı şirket nezdinde ZMMS poliçeli aracı olduğunu, dava dışı sürücü … Sigorta Tahkim komisyonuna başvuruda bulunduğunu, İstanbul … İcra Dairesinin …Esas sayılı dosyasında talep edilen kalemleri müvekkili şirketin 05.04.2019 tarihinde ödediğini, sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk etmesinin sigorta genel şartlarına aykırı olup akde muhalefet ettiğini, bu nedenle davacı şirket tarafından sigorta poliçesine istinaden ödenen tazminat bedelini akde muhalefet eden davalı sigortalısından tahsili amaçlı İzmir …. İcra Dairesinin …. Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının itirazı neticesinde takibin durduğunu belirterek davalının haksız itirazının iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER :
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun … Dosya …. Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-Sigorta Tahkim Komisyonunun …E…..ve K….. sayılı dosyası,
3-İstanbul …. İcra Dairesinin …. Esas sayılı dosyası,
4-İzmir … İcra Dairesinin …. Esas sayılı dosyası,
5-İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının …. Soruşturma sayılı soruşturma dosyası,
6-İzmir 19. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas …Karar sayılı dosyası,
7-Davacı … Sigorta Şirketi nezdinde davalı …..’e ait … plakalı araca ilişkin olarak düzenlenen …..umaralı Trafik Sigortası Poliçesi, 12/10/2017 tarihinde meydana gelen dava konusu trafik kazası nedeniyle dava dışı … tarafından yapılan başvuruya ilişkin dilekçe ve dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakı, başvuru sonucunda açılan hasar dosyası ve başvuru neticesinde …’a yapılan ödemeleri gösterir evrak ve kayıtlar,
7-…… plakalı araca ve … plakalı araca ait trafik tescil ve ruhsat belgeleri,
8-İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi nezdinde dava konusu 12/10/2017 tarihli yaralamalı trafik kazasından dolayı …’a ait olarak düzenlenen tedavi evrakları,
9-Sağlık Bilimleri Üniversitesi Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi nezdinde dava konusu 12/10/2017 tarihli yaralamalı trafik kazasından dolayı …’a ait olarak düzenlenen tedavi evrakları,
10-Gaziemir Nevvar Salih İşgören Devlet Hastanesi nezdinde dava konusu 12/10/2017 tarihli yaralamalı trafik kazasından dolayı …’a ait olarak düzenlenen tedavi evrakları,
11-İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi nezdinde …’a ait olarak düzenlenen 30/04/2018 tarih ve 12886 numaralı Sağlık Kurulu Raporu,
12-Trafik alanında uzman bilirkişinin 11/03/2021 havale tarihli raporu,
13-Aktüerya alanında uzman bilirkişinin 03/01/2022 havale tarihli raporu,
14-Sair deliller.
DAVA KONUSU :
Açılan dava, 12/10/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde yaralanan dava dışı …’ın başvurusu üzerine Sigorta Tahkim Komisyonu’nun ……E……ve K-… sayılı dosyasında verilen kararın takibe konu edilmesi sonucunda İstanbul Anadolu …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında talep edilen tazminat bedelleri ve ferilerinin davalı …’e ait ….plakalı aracı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesini tanzim eden davacı … Sigorta Şirketi tarafından sigorta poliçesi kapsamında 05/04/2019 tarihinde dava dışı …’a ödenmesi sonucunda, ödenen tazminatı bedelinin 12/10/2017 tarihli trafik kazasının gerçekleşmesinde kusuru bulunan ve olay yerinden firar eden araç sürücüsü sevk ve idaresindeki …. plakalı araç maliki davalı ….’ten rücuen tazmini amacıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalı tarafıdan süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinde İcra Takibine İtirazın İptali; ”Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İcra ve İflas Kanunu’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçladığı bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süresinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması hâlinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkâr tazminatına da hükmedilebilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukuku, 2006, s. 219, 223).
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir (İİK. m.67/1). Alacaklı, alacağının varlığını Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Dava, özünde tahsil istemini de barındırmakla, burada borçlunun takip sonrası yaptığı ödeme iddialarının da nazara alınması zorunludur. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmamasına bakılmaksızın, bütün itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden; mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi halinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, alacak miktarının, takip ya da dava tarihindeki koşullara göre belirlenmesinin, itirazın iptali davasında hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminat türü olan ve bağımsız bir dava konusu yapılamayan icra inkar tazminatının miktarına da etkili olacağı açıktır.
Yargıtay Daireleri ile Hukuk Genel Kurulunun kararlılık kazanmış uygulamasına göre; itirazın iptali davalarında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak icra inkâr tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlarının bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Nitekim aynı ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.02.2020 tarihli ve … E., ….. K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
Dava konusu trafik kazası neticesinde yaralanan dava dışı … tarafından Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuru yapıldığı, başvuru neticesinde …E….. Esas sayılı dosyanın açıldığı, bahsi geçen dosyada yapılan yargılama sonucunda, 10.626,97-TL tutarındaki maddi tazminatın 15/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte … Sigorta Şirketinden tahsili ile …’a verilmesine, 850,00-TL yargılama giderinin … Sigorta Şirketinden tahsili ile …’a verilmesine ve 2.725,00-TL vekalet ücretinin … Sigorta Şirketinden tahsili ile …’a verilmesine karar verildiği görülmektedir.
İstanbul … İcra Dairesinin ……. Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklının dava dışı …, borçlunun davacı … Sigorta Şirketi olduğu, alacaklı … vekilinin borçlu … Sigorta Şirketi aleyhinde 10.626,97-TL asıl alacak, 573,86-TL işlemiş faiz, 850,00-TL yargılama gideri, 2,93-TL işlemiş faiz, 2.725,00-TL yargılama gideri ve 9,41-TL işlemiş faiz bedeli olmak üzere toplamda 14.788,17-TL üzerinden icra takibi başlattığı görülmektedir.
Dava dışı … tarafından başlatılan icra takibi neticesinde, davalı sigorta şirketi tarafından 05/04/2019 tarihinde 17.408,42-TL tutarında ödeme yapıldığı görülmüştür.
İzmir …. İcra Dairesinin ……. Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklının davacı … Sigorta Şirketi olduğu, borçlunun davalı … olduğu, davacı alacaklı vekilinin davalı borçlu aleyhine 17.480,42-TL asıl alacak ve 1.412,22-TL işlemiş faiz bedeli olmak üzere toplamda 18.820,64-TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafın süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir.
Sigortacının rücu hakkı, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesinde ; ”Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.
Sigortalı, birinci fıkraya göre sigortacıya geçen haklarını ihlal edici şekilde davranırsa, sigortacıya karşı sorumlu olur. Sigortacı zararı kısmen tazmin etmişse, sigortalı kalan kısımdan dolayı sorumlulara karşı sahip olduğu başvurma hakkını korur.” şeklinde düzenlenmiştir.
Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda, 22/03/1944 tarih ve … Esas ……Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında aynen; “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle halefiyet davası ticari dava sayılamaz. Bu dava aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22.03.1944 Tarih E. 37, K. 9, R.G. 3.7.1944 sayılı kararında; “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp; aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” rücu davaları açısından görevli mahkemenin belirlenmesinde esas alınması gereken kıstaslara dikkat çekilmiştir.
Davalıya ait aracın Ford marka, Transit Kamyonet model olduğu, aracın kullanım şeklinin kamyonet-açık/tente monte kasalı olduğu göz önünde bulundurulduğunda, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari mahiyette bulunduğu ve mahkememizin görevli olduğu hususu tartışmasızdır.
Dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak açılan soruşturma dosyası ve soruşturma dosyasında düzenlenen iddianame neticesinde açılan ceza davası dosyası celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Gerekli bilgi ve belgelerin temini akabinde dosyanın trafik alanında uzman bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, 12/10/2017 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, dava dışı …’ın Gaziemir Polis Merkezi Amirliğinde 09/05/2018 tarihinde verdiği ifade tutanağı, sigorta poliçesi, hasar dosyası, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının ….. Soruşturma…… Karar sayılı dosyası, Sigorta Tahkim Komisyonu’nun…..E…….ve K-…sayılı dosyası ve içeriğinde yer alan bilirkişi raporu ile sair deliller göz önünde bulundurularak, …..plakalı aracın firari sürücüsü ile … plakalı araç sürücüsü …’ın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun hangi maddelerini ihlal etmek suretiyle 12/10/2017 tarihinde meydana gelen yaralamalı trafik kazasının oluşumuna sebebiyet verdikleri hususunun 12/10/2017 tarihli trafik kazası tespit tutanağında yapılan tespitler ve dava dışı …’ın Gaziemir Polis Merkezi Amirliğinde 09/05/2018 tarihinde verdiği ifade tutanağında yer alan ifadeleri ile Sigorta Tahkim Komisyonu’nun …E…. ve K-. sayılı dosyası içeriğinde yer alan bilirkişi raporundaki tespitler kapsamında mevcut olan çelişkiler de giderilmek suretiyle belirlenerek kazanın hangi oluşa ve anlatıma göre hayatın olağan akışına uygun olduğu hususu gözetilerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, trafik alanında uzman bilirkişi 11/03/2021 havale tarihli raporunda sonuç olarak, davacı sigorta poliçeli araç sürücüsü ……’in 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 37. maddesini ihlal ettiğinden dolayı kazanın oluşumuna tamamen hatası ile etken olduğunu, dava dışı sürücü …’ın kazanın oluşumunda atfedilecek herhangi bir hatası ve kural ihlali görülmediğini mütalaa etmiştir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4. maddesinde; ”Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez.
Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigortalıya rücu edebilir.
Sigortalıya başlıca şu nedenlerle rücu edilir:
a) Tazminatı gerektiren olay, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise,
b) Tazminatı gerektiren olay, aracın ilgili mevzuat hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan veya geçerliliğini yitirmiş sürücü sertifikasına sahip ya da ehliyetine geçici/sürekli el konulmuş kimseler tarafından sevk edilmesi veya trafik kurallarının ihlali sonucunda meydana gelmiş ise,
c) Aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar,
ç) Tazminatı gerektiren olay, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması veya patlayıcı, parlayıcı ve tehlikeli maddeleri taşıma ruhsatı bulunmayan araçlarda, bu maddelerin parlama, tutuşma ve infilakı yüzünden meydana gelmiş ise,
d) Sigortalının rizikonun gerçekleşmesi halinde bu genel şartların B.1. maddesinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmemesinden dolayı zarar ve ziyan miktarında bir artış olursa,
e) Tazminatı gerektiren olayın aracın çalınması veya gasp edilmesi sonucunda olması halinde, çalınma veya gasp edilme olayında sigortalının kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurlu olduğu tespit edilirse,
f) Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde,
Sigortacı rücu sebeplerine dayanarak tazminat sürecini geciktiremez ve bu sebeplere dayalı bilgi ve belgeyi hak sahibinden talep edemez.” denilerek, sigortacının sigortalıya rücu edebileceği durumlar belirlenmiştir. İlgili maddede sayılan rücu sebepleri birbirinden bağımsız sebepler olup, rücu sebeplerinden birinin bulunması halinde sigorta şirketi yapılan hasar ödemesinin rücuen tazminini sigortalısından talep edebilir.
Sigorta hukukunda asıl olan, sigorta poliçesi kapsamında kalan rizikonun gerçekleşmesi halinde zararın sigortacı tarafından karşılanmasıdır. Ancak bazı durumlara ilişkin kanuna veya poliçe genel şartlarına hükümler konularak, zarar teminat dışına çıkarılabilmektedir. ZMMS genel şartlarının B.4 maddesinde de teminat harici olan hususlar düzenlenmiş olup, bunlardan bir tanesi de kazadan sonra olay yerinin terk edilmesidir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4/f. bendi kapsamında sigorta şirketinin sigortalısına rücu hakkının doğumu için iki sebebin bir arada bulunması gerekmektedir.
Bunlardan ilki meydana gelen trafik kaza sonucunda “bedeni hasar”ın doğmasıdır. Poliçe genel şartlarında maddenin kapsamı “bedeni hasar ile” sınırlandırılmış olup, düzenleyici, yalnızca maddi hasar meydana gelen kazaları özellikle rücu kapsamına almamıştır. Kural, riskin gerçekleşmesi halinde zararın karşılanması olduğundan ve teminat dışı olan durumlar istisna olduğundan, maddi hasarlı trafik kazalarında, sigortalı sürücüsü tarafından olay yerinin terkinin genişletici yorumla rücu kapsamına alınması mümkün değildir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4/f. bendi düzenlenirken zarar gören üçüncü şahıslara yapılan ödemenin türü ve niteliği dikkate alınmamış, aksine “trafik kazası”nın türü esas alınmıştır. Davacı sigorta şirketinin dava dışı zarar görene maddi hasar sebebiyle ödemesi yapmış olması sigortalısına rücu hakkını engellemeyecektir.
Rücu için gerekli olan ikinci sebep ise, sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk sebebinin ZMMS genel şartları B.4/f bendi kapsamında “tedavi” veya “yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme”, “can güvenliği nedeniyle uzaklaşma” gibi zorunlu hallerden birine dayanması gerekmektedir.
Dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak düzenlenen Trafik Kazası Tespit Tutanağı, soruşturma dosyası kapsamında alınan müşteki ve şüpheli beyanları, trafik alanında uzman bilirkişinin 11/03/2021 havale tarihli raporu ve sair deliller dikkate alındığında, dava konusu trafik kazasının gerçekleşmesinde %100 oranında asli ve tam kusurlu olan … plakalı araç sürücüsü dava dışı …’in olay yerini terk ettiği, dava dışı sürücü Osman’ın olay yerini terk sebebinin sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme olmadığı, her ne kadar olay yerinin kalabalıklaşmasından korkması sebebiyle olay yerini terk ettiği iddia edilmiş ise de, kaza neticesinde dava dışı araç sürücüsü …’in can güvenliğine yönelik bir tehdidin bulunduğuna yönelik herhangi bir delil bulunmadığı gibi kalabalığın olayı ve sürücülerin durumunu merak eden vatandaşlar tarafından oluşturulduğu kanaatiyle, dava dışı …’in olay yerini herhangi bir haklı sebep olmaksızın terk ettiği, dava konusu trafik kazası neticesinde dava dışı … bünyesinde bedeni zararın oluştuğu ve davacı sigorta şirketi yönünden rücu şartlarının vuku bulduğu mahkememizce kabul görmüştür.
Dava dışı … adına düzenlenen İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 30/04/2018 tarih ve 12886 numaralı Sağlık Kurulu Raporunun, …’ın gerekli tüm muayenelerinin yapılması ve tedavi evraklarının değerlendirilmesi akabinde kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan yönetmelik hükümleri esas alınmak suretiyle düzenlendiği, tarafların rapora yönelik herhangi bir itirazları ya da maluliyet oranı açısından yeniden rapor aldırılması talepleri bulunmadığı, belirtilen sebepler dahilinde raporun yerleşik Yargıtay içtihatları ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarına uygun olduğu gözetilerek, dava dışı …’ın dava konusu trafik kazasında yaralanması neticesinde sürekli iş göremezlik oranının %2 olduğunun kabulü gerektiği kanaati hasıl olmuş ve bu doğrultuda yargılamaya devam olunmuştur.

Dosyanın aktüerya alanında uzman hesap bilirkişisine tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, … Sigorta Şirketi nezdinde davalı … TC Kimlik numaralı …’e ait … plakalı araca ilişkin olarak düzenlenen …… numaralı Trafik Sigortası Poliçesi, varsa 12/10/2017 tarihinde meydana gelen dava konusu trafik kazası nedeniyle dava dışı … TC Kimlik numaralı … tarafından yapılan başvuruya ilişkin dilekçe ve dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakı, varsa başvuru sonucunda açılan hasar dosyası ve varsa başvuru neticesinde … TC Kimlik numaralı …’a yapılan ödemeleri gösterir evrak ve kayıtlar, Sigorta Tahkim Komisyonunun …..E……. Esas sayılı dosyası, İstanbul Anadolu… İcra Dairesinin …… Esas sayılı dosyası, İzmir … İcra Dairesinin ……Esas sayılı dosyası, dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait tescil kayıtları, İzmir …. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyası, trafik alanında uzman bilirkişinin 11/03/2021 havale tarihli raporu, İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi nezdinde dava konusu 12/10/2017 tarihli yaralamalı trafik kazasından dolayı … TC Kimlik numaralı …’a ait olarak düzenlenen tedavi evrakları, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi nezdinde dava konusu 12/10/2017 tarihli yaralamalı trafik kazasından dolayı …. TC Kimlik numaralı …’a ait olarak düzenlenen tedavi evrakları, Gaziemir Nevvar Salih İşgören Devlet Hastanesi nezdinde dava konusu 12/10/2017 tarihli yaralamalı trafik kazasından dolayı….. TC Kimlik numaralı …’a ait olarak düzenlenen tedavi evrakları, İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi nezdinde … TC Kimlik numaralı …’a ait olarak düzenlenen 30/04/2018 tarih ve 12886 numaralı Sağlık Kurulu Raporu ve sair hususlar göz önünde bulundurularak; yerleşik Yargıtay içtihatları ve Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarih ve …. Esas … Karar sayılı kararı göz önünde bulundurulduğunda TRH-2010 yaşam tablosunun uygulanması, rapor tanzim tarihine kadar gerçekleşen zararın bilinen veriler nazara alınarak ve iskontoya tabi tutulmadan somut olarak, rapor tanzim tarihinden sonraki zarar da bilinen son gelir nazara alınıp 1/Kn katsayısına göre her yıl %10 oranında artırılmak ve iskonto edilmek suretiyle, yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre 60 yaşına kadar aktif devre kabul edilmekte olup, 60 yaşını tamamladıktan sonra pasif devre zararı hesaplanması gerektiği gözetilerek, dava dışı …’a ait vergilendirilmiş gelirin Sigorta Tahkim Komisyonunun ….E……. Esas sayılı dosyasında asgari ücret olarak kabulü kapsamındaki hesaplama verileri esas alınarak, trafik alanında uzman bilirkişinin 11/03/2021 havale tarihli raporu çerçevesinde davalı araç sürücüsü …’in %100 olduğu yönündeki kusur tespitinin ve İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi nezdinde … TC Kimlik numaralı …’a ait olarak düzenlenen 30/04/2018 tarih ve 12886 numaralı Sağlık Kurulu Raporunda dava dışı …’ın %2 oranında maluliyetinin bulunduğu yönündeki tespitin dikkate alınmasıyla, 12/10/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde yaralanan dava dışı …’ın yaralanmasından dolayı mahrum kaldığı sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı alacaklarının ne kadar olduğu, dava dışı …’ın başvurusu üzerine Sigorta Tahkim Komisyonunun …E…..ve K-2019/2510 sayılı dosyasında verilen kararın takibe konu edilmesi sonucunda İstanbul Anadolu …… İcra Dairesinin ……..Esas sayılı dosyasında talep edilen tazminat bedelleri ve ferilerinin davalı …’e ait ……plakalı aracı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesini tanzim eden davacı … Sigorta Şirketi tarafından sigorta poliçesi kapsamında 05/04/2019 tarihinde dava dışı …’a ödenmesi sonucunda, ödenen tazminatı bedelinin kusur durumu, maluliyet oranı ve dava dışı …’a ait vergilendirilmiş gelir unsurları birlikte değerlendirildiğinde usul ve yasa hükümlerine uygun olup olmadığı, davacı sigorta şirketinin ödediği bedeli hangi oran ve miktarda davalı araç malikine rücu edebileceği, icra takibinde işletilen faiz miktar ve oranının usulüne uygun şekilde işletilip işletilmediği hususlarının belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, aktüerya alanında uzman bilirkişi 03/01/2022 havale tarihli raporunda sonuç olarak, mahkemece sigortalı araç sürücünün olay yeri terk ettiği ve sigortalısının da ödeme sorumluluğu kabul edilirse, sigorta şirketinin ödenen 17.408,42-TL için İzmir 13. İcra Dairesinin 2020/4975 Esas sayılı dosyası ile 02.03.2020 tarihinde sigortalısı … aleyhine talep ettiği 17.408,42-TL asıl alacak ve 1.412,22-TL faiz olmak üzere toplam 18.820,64-TL talep edebileceğini mütalaa etmiştir.
Her ne kadar dava dilekçesinde asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere belirlenecek icra inkar tazminatının davalıdan tahsili talep edilmiş ise de, dava konusu tazminat bedelinin mahkememizce yapılan yargılama sonucunda belirlendiği, bu kapsamda alacak bedelinin likit olmadığı kanaatiyle, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun 2020/4979 Dosya 2020/90771 Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, Sigorta Tahkim Komisyonunun ……E……… ve K-…… sayılı dosyası, İzmir ….. İcra Dairesinin ……… Esas sayılı dosyası, İstanbul …… İcra Dairesinin …… Esas sayılı dosyası, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının …… Soruşturma sayılı soruşturma dosyası, İzmir 19. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyası, davacı … Sigorta Şirketi nezdinde davalı …’e ait … plakalı araca ilişkin olarak düzenlenen …… numaralı Trafik Sigortası Poliçesi, 12/10/2017 tarihinde meydana gelen dava konusu trafik kazası nedeniyle dava dışı … tarafından yapılan başvuruya ilişkin dilekçe ve dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakı, başvuru sonucunda açılan hasar dosyası ve başvuru neticesinde …’a yapılan ödemeleri gösterir evrak ve kayıtlar, …..plakalı araca ve … plakalı araca ait trafik tescil ve ruhsat belgeleri, İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi nezdinde dava konusu 12/10/2017 tarihli yaralamalı trafik kazasından dolayı …’a ait olarak düzenlenen tedavi evrakları, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi nezdinde dava konusu 12/10/2017 tarihli yaralamalı trafik kazasından dolayı …’a ait olarak düzenlenen tedavi evrakları, Gaziemir Nevvar Salih İşgören Devlet Hastanesi nezdinde dava konusu 12/10/2017 tarihli yaralamalı trafik kazasından dolayı …’a ait olarak düzenlenen tedavi evrakları, İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi nezdinde …’a ait olarak düzenlenen 30/04/2018 tarih ve … numaralı Sağlık Kurulu Raporu, trafik alanında uzman bilirkişinin 11/03/2021 havale tarihli raporu, aktüerya alanında uzman bilirkişinin 03/01/2022 havale tarihli raporu ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın 12/10/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde yaralanan dava dışı …’ın başvurusu üzerine Sigorta Tahkim Komisyonu’nun …..E…… ve K-…. sayılı dosyasında verilen kararın takibe konu edilmesi sonucunda İstanbul Anadolu…. İcra Dairesinin ……..Esas sayılı dosyasında talep edilen tazminat bedelleri ve ferilerinin davalı …’e ait……. plakalı aracı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesini tanzim eden davacı … Sigorta Şirketi tarafından sigorta poliçesi kapsamında 05/04/2019 tarihinde dava dışı …’a ödenmesi sonucunda, ödenen tazminatı bedelinin 12/10/2017 tarihli trafik kazasının gerçekleşmesinde kusuru bulunan ve olay yerinden firar eden araç sürücüsü sevk ve idaresindeki ….. plakalı araç maliki davalı …’ten rücuen tazmini amacıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalı tarafıdan süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili taleplerine ilişkin olduğu, dava konusu trafik kazası neticesinde yaralanan dava dışı … tarafından Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuru yapıldığı, başvuru neticesinde ……….E……….Esas sayılı dosyanın açıldığı, bahsi geçen dosyada yapılan yargılama sonucunda, 10.626,97-TL tutarındaki maddi tazminatın 15/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte … Sigorta Şirketinden tahsili ile …’a verilmesine, 850,00-TL yargılama giderinin … Sigorta Şirketinden tahsili ile …’a verilmesine ve 2.725,00-TL vekalet ücretinin … Sigorta Şirketinden tahsili ile …’a verilmesine karar verildiği, İstanbul … İcra Dairesinin …….Esas sayılı dosyasında alacaklı … vekilinin borçlu … Sigorta Şirketi aleyhinde 10.626,97-TL asıl alacak, 573,86-TL işlemiş faiz, 850,00-TL yargılama gideri, 2,93-TL işlemiş faiz, 2.725,00-TL yargılama gideri ve 9,41-TL işlemiş faiz bedeli olmak üzere toplamda 14.788,17-TL üzerinden icra takibi başlattığı, dava dışı … tarafından başlatılan icra takibi neticesinde, davalı sigorta şirketi tarafından 05/04/2019 tarihinde 17.408,42-TL tutarında ödeme yapıldığı, davacı sigorta şirketinin yaptığı ödemeyi İzmir …… İcra Dairesinin……… Esas sayılı dosyasına konu ettiği, İzmir ……. İcra Dairesinin …. Esas sayılı dosyasında davacı alacaklı vekilinin davalı borçlu aleyhine 17.480,42-TL asıl alacak ve 1.412,22-TL işlemiş faiz bedeli olmak üzere toplam 18.820,64-TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafın süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, dava konusu trafik kazasının gerçekleşmesinde %100 oranında asli ve tam kusurlu olan … plakalı araç sürücüsü dava dışı …’in olay yerini terk ettiği, dava dışı sürücü Osman’ın olay yerini terk sebebinin sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme olmadığı, her ne kadar olay yerinin kalabalıklaşmasından korkması sebebiyle olay yerini terk ettiği iddia edilmiş ise de, kaza neticesinde dava dışı araç sürücüsü …’in can güvenliğine yönelik bir tehdidin bulunduğuna yönelik herhangi bir delil bulunmadığı gibi kalabalığın olayı ve sürücülerin durumunu merak eden vatandaşlar tarafından oluşturulduğu kanaatiyle, dava dışı …’in olay yerini herhangi bir haklı sebep olmaksızın terk ettiği ve davacı sigorta şirketi yönünden rücu şartlarının vuku bulduğu, davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazının haksız olduğu, davacının davasının usulüne uygun deliller vasıtasıyla ispatladığı, ancak her ne kadar dava dilekçesinde asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere belirlenecek icra inkar tazminatının davalıdan tahsili talep edilmiş ise de, dava konusu tazminat bedelinin mahkememizce yapılan yargılama sonucunda belirlendiği, bu kapsamda alacak bedelinin likit olmadığı anlaşılmakla, icra inkar tazminatının reddine, esas açısından ise açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KABULÜ İLE,
1-Davalı …’in İzmir ….. İcra Dairesinin …… Esas sayılı dosyasındaki icra takibine ilişkin İTİRAZININ İPTALİNE, İzmir …. İcra Dairesinin ……. Esas sayılı dosyasındaki icra takibinin 17.480,42-TL asıl alacak ve 1.412,22-TL işlemiş faiz bedeli olmak üzere toplamda 18.820,64-TL üzerinden, asıl alacağa 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümleri uyarınca yıllık %9 oranında yasal faizi uygulanmak suretiyle devamına,
2-Alacak miktarı mahkememizce yapılan yargılama neticesinde belirlenmesinden mütevellit likit mahiyette olmadığından icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 1.285,64-TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 227,31-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.058,33-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 33,00-TL elektronik tebligat, 38,00-TL tebligat, 75,60-TL posta masrafı, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti, 54,40-TL başvurma harcı ve 227,31-TL peşin harç olmak üzere toplamda 1.428,31-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
7-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalının yüzlerine karşı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.03/02/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza
¸