Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/671 E. 2022/406 K. 11.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/671
KARAR NO : 2022/406

DAVA : İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/12/2020
KARAR TARİHİ :11/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili banka ile dava dışı … İnş. Tur. Nak San. Ve Tic. Ltd. Şti arasında 30/06/2011, 28/02/2013 ve 07/08/2012 tarihli genel kredi sözleşmelerinin imzalanıp taraf şirkete muhtelif taksitli ticari krediler verilip kullandırıldığını, davalının sözleşmelerde müteselsil sıfatıyla yer aldığını, borçlu tarafça ödeme planına uyulmadığını ve ödemelerin yapılmadığını, bunun üzerine hesabın kat edilerek asıl borçlu ve davalıya ihtarnamelerin tebliğ edilmesine rağmen ödeme yapılmaması nedeniyle temerrüde düştüklerini, kat ihtarnamesine itiraz etmediklerini, davaya konu alacakla ilgili ihtiyati haciz kararı alarak icra takibine geçtiklerini, davalının borca ve ferilerine itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğunu, sözleşme ve banka kayıtlarına göre alacağın sabit olduğunu, takip talebinde talep edilen faiz oranı ve miktarının yasa ve sözleşme hükümlerine uygun olduğunu, tarafların faiz türü ve oranını serbestçe kararlaştırabileceğini, bu nedenle davalının itirazının kötü niyetli olup dürüstlük ilkesi ile bağdaşmadığını bildirmiş, davalının davaya konu icra takibinde yaptığı borca ve ferilerine ilişkin itirazının iptali ile takibin … numaralı Ticari Kredi Tutarından kaynaklanan 5,19 TL asıl alacak, bu alacağa işlemiş % 28,9 akdi faiz olan 103,88 TL, bu alacağa işlemiş % 57,8 temerrüt faiz olan 63,92 TL, faizin % 5 BSMV (gider vergisinin) 8,38 TL, … – numaralı Ticari Kredi Tutarından kaynaklanan 469.372,86 TL asıl alacak, bu alacağa işlemiş % 21 akdi faiz olan 54.736,63 TL, bu alacağa işlemiş % 42 temerrüt faiz olan 229.529,96 TL, faizin % 5 BSMV (gider vergisinin) 14.213,32 TL, … numaralı Ticari Krediden kaynaklanan 823.373,47TL asıl alacak, bu alacağa işlemiş % 31,9 akdi faiz olan 67.469,32 TL, bu alacağa işlemiş % 63,8 temerrüt faiz olan 576.251,56 TL, faizin % 5 BSMV (gider vergisinin) 32.186,04 TL, 151,80 TL ihtiyati haciz gideri, 755,00 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplaM 2.2608.221,33 TL üzerinden devamına ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde; asıl borçlu …. Şirketinin temerrüde düştüğünün bildirilmemesi nedeniyle kefil görünen müvekkiline kat ihtarnamesi gönderilmesi ve doğrudan icra takibi açılmasının TBK’nun 586.maddesine ve Yargıtay kararlarına aykırı olduğunu, davacının İzmir 14.İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyası ile açmış olduğu icra takibine konu ipotek miktarının mahsup edilmeden banka nezdinde doğmuş tüm borç miktarı üzerinden müvekkili hakkında takip yapmasının usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, TTK’nun 7. maddesi uyarınca kefil olan müvekkiline taahhüt veya ödemenin yapılmadığının ihbar edilmemesi nedeniyle davalının temerrüt faizinden sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, usulüne uygun tebliğ edilmiş bir ihtarname bulunmağından müvekkilinin temerrüdünün gerçekleşmediğini, ihtarnamenin usulsüz olarak tebliğ edildiğini, müvekkilinin tebliğ edilemeyen ihtarname nedeniyle ödeme yapma ve itiraz hakkının elinden alındığını, ihtarnamede ödeme için verilen 1 günlük süre nedeniyle kat ihtarının yasal sonuçlarının ağır olduğunu, ödeme emrinde kredi kartı borcundan sadece asıl borçlu şirketin sorumlu olduğu belirtilmesine rağmen ihtarnamede müvekkilinin bütün borçlardan sorumlu tutulması nedeniyle ihtarnamenin yasanın öngördüğü koşullara haiz olmadığını, talep edilen faiz oranının fahiş olup, işlemiş faizin yanlış hesaplanması nedeniyle sözleşmeye ve yasaya aykırı olduğunu, KGF kredisi kullanılmışsa fondan yapılan tahsilatların dosya borcundan mahsup edilmesi gerektiğini, davalı açısından takip yapma hakkı bulunmayan davacının kötü niyet tazminatı ile sorumlu tutulması gerektiğini bildirmiş, davanın reddine ve davacının kötü niyet tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, dava dışı … Şirketinin, davalının müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalarının bulunduğu, davacı, davalı ve dava dışı şirket arasında düzenlenen 30/06/2011, 07/08/2012 ve 28/02/2013 tarihli genel kredi sözleşmeleri uyarınca sözleşmelerde kararlaştırılan ödeme takvimine uygun olarak ödemelerin yapılmaması gerekçesi ile davacı tarafça hesabın kat edilerek gerek dava dışı şirkete gerekse davalıya kat ihtarnamesi tebliğ edilememesine rağmen ödenmeyen kredi borcundan kaynaklanan alacağı için davacı bankanın, davalı hakkında alacağın tahsili amacıyla yaptığı icra takibinde; davalının borca ve ferilerine itirazlarının iptali istemine ilişkindir.
Davaya konu icra dosyasında; davacı banka, davalı hakkında, davaya konu kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacağının tahsili için ilamsız icra yoluyla takip yapmış, davalıya ödeme emri itiraz dilekçesinin sunulmasından sonra 16/11/2020 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen davalı vekili tarafından sunulan 04/11/2020 tarihli itiraz dilekçesi ile borca ve ferilerine itiraz edilmiş, bu nedenle davalı hakkındaki takip durmuştur.
Dava, hak düşürücü süre içinde açılmıştır.
Davacı taraf, dava dilekçesinde takip talebinde ve buna bağlı olarak düzenlenen ödeme emrinde icra takibi konusu yaptığı alacak miktarından bir miktar daha düşük talepte bulunmuş ve ayrıntılarını dava dilekçesinde göstermiştir.
Davalı vekili TBK’nun 586. maddesine aykırı olarak müvekkili hakkında icra takibi yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu iddiasında bulunmuş ise de; davalının müteselsil kefil olduğu ve kendi kefaletinden kaynaklı sorumluluğu nedeniyle dava dışı borçlu olduğu şirkete sözleşme ve yasa hükümleri gereği kat ihtarnamesinin tebliğ edilmiş sayılmasına rağmen asıl borçlunun ifada geciktiği ve ödeme yapmamasına bağlı olarak sonuçsuz kaldığı, buna göre TBK’nun 586(1) maddesi son cümlesindeki koşulun yerine getirildiği, ve aynı maddenin ilk cümlesi uyarınca davalının müteselsil kefil sıfatına bağlı olarak hakkında takip yapılmasının mümkün bulunduğu dikkate alınarak; davalı vekilinin aksi yöndeki iddiaları haklı görülmemiştir.
Davalı vekili, İzmir 14.İcra Müdürlüğünün …/… E sayılı dosyası ile açmış olduğu icra takibine konu ipotek miktarının mahsup edilmeden banka nezdinde doğmuş tüm borç miktarı üzerinden müvekkili hakkında takip yapmasının usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiği iddiasında bulunmuş ise de; ipoteğin davalı adına ve lehine verilmemiş olduğu, buna bağlı olarak davacı tarafın takip konusu alacak miktarından ipotek miktarını mahsup etmesinin gerekmediği, diğer yandan takip tarihi itibariyle ipotekli taşınmazın henüz paraya çevrilip davacı tarafça tahsil edilmemesi nedeniyle de takip konusu alacaktan mahsubunun gerekmediği göz önünde tutularak davalı vekilinin iddialarında haklılık görülmemiştir.
Davalı vekili, müvekkiline taahhüt veya ödemenin yapılmadığının ihbar edilmemesi nedeniyle davalının temerrüt faizinden sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, usulüne uygun tebliğ edilmiş bir ihtarname bulunmağından müvekkilinin temerrüdünün gerçekleşmediğini, ihtarnamenin usulsüz olarak tebliğ edildiğini, müvekkilinin tebliğ edilemeyen ihtarname nedeniyle ödeme yapma ve itiraz hakkının elinden alındığını, ihtarnamede ödeme için verilen 1 günlük süre nedeniyle kat ihtarının yasal sonuçlarının ağır olduğunu, ödeme emrinde kredi kartı borcundan sadece asıl borçlu şirketin sorumlu olduğu belirtilmesine rağmen ihtarnamede müvekkilinin bütün borçlardan sorumlu tutulması nedeniyle ihtarnamenin yasanın öngördüğü koşullara haiz olmadığını iddia etmiş ise de; kat ihtarnamesinin davalıya tebliğ edilememesi nedeniyle usulsüz tebligata ilişkin açıklamaların bir anlamanın bulunmadığı, davalıya kat ihtarnamesinin tebliğ edilememesi nedeniyle temerrüdünün icra takibi ile birlikte gerçekleştiği, kat ihtarnamesinde davalıdan talep edilemeyecek nitelikteki alacakların bir bölümününü talep edilmesi veya alacağın fazla veya daha düşük miktarda talep edilmesinin kat ihtarnamesini geçersiz kılmayacağı, kat ihtarnamesinin yasal unsurları içerdiği, verilen ödeme süresinin sözleşmeye uygun olduğu birlikte değerlendirildiğinde davalı vekilinin aksi yöndeki iddialarında haklılık görülmemiştir.
Davalı vekili, KGF kredisi kullanılmışsa fondan yapılan tahsilatların dosya borcundan mahsup edilmesi gerektiği iddiasına bulunmuş ise de; davaya konu kredilerin KGF kredisine konu olmadığı, KGF tarafından davacı tarafa ödeme yapılmadığı gibi bu nitelikte krediler olup davacı tarafa ödeme yapılsa dahi bu ödemelerin davalının ve asıl borçlunun sorumluluğuna etkili olmayıp davacı bankanın alacağında mahsup edilmesinin mümkün bulunmadığı göz önünde tutularak davalı vekilinin aksi yöndeki iddiaları haklı görülmemiştir.
Bilirkişi rapor ve ek raporunda dava dışı asıl borçlu şirket ile davalı müteselsil kefil ve davacı arasında düzenlenen genel kredi sözleşmelerinin 30/06/2011, 07/08/2012 ve 28/02/2013 tarihli olup, TBK’nun 583.maddesinde aranan kefalete ilişkin şekil şartlarında eksiklik bulunmadığını, davalının eşinin rızasının alınmış olduğunu, ve aynı zamanda asıl borçlu şirketin ortağı ve yetkilisi sıfatının bulunduğunu, asıl borçlu şirkete kredi sözleşmeleri uyarınca birçok farklı ticari kredi kullandırıldığını, 11/08/2020 vadeli 26.taksitin kısmi olarak tahsil edildiğini, 27.taksitin tahsil edilemediğini, 320.000,00 TL’lik tahsilatın işlemiş faiz ve BSMV’ye mahsup edilmesi halinde 11/04/2020 tarihli taksit ile takip eden Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos ve Eylül ayı taksitlerinin tahsil edilememiş olacağını, sözleşmelerin 2.7.1 maddesinde davacı banka tarafından uygulanan en yüksek faiz oranının iki katının temerrüt faizi olarak kararlaştırıldığını, kat ihtarnamesinin 21/09/2020 tarihinde keşide edildiğini, hem dava dışı asıl borçluya hem de davalıya tebliğ edilemediğini, asıl borçlu yönünden 25/09/2020 tarihinde temerrüdün oluştuğunu, sözleşmede kredi kartı borcundan davalının sorumlu tutulmadığını, asıl borçlu ve davalı tarafından kat ihtarnamesine itiraz edilmediğini, İzmir 14. İcra Müdürlüğünün …/… sayılı icra dosyasında davaya konu alacağın teminatı olarak alınan … …’e ait taşınmazın satışı ve bedelinin tahsili amacıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığını, takip tarihi itibariyle davalının itirazının 5,19 TL asıl alacak (ticari krediler % 57,8), 90,43 TL uygulanmış akdi faiz, 0,08 TL uygulanmış BSMV, 469.372,86 TL asıl alacak (ticari krediler %42), 54.736,63 TL uygulanmış akdi faiz, 14.213,32 TL uygulanmış BSMV, 823.373,47 TL asıl alacak (ticari krediler %63,8), 67.469,32 TL uygulanmış akdi faiz, 32.186,04 TL uygulanmış BSMV, 151,80 TL ihtiyati haciz gideri, 755,00 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam 1.462.354,14-TL alacak üzerinden iptalinin gerektiğini, davacı tarafın takip tarihinden itibaren asıl alacağın 5,19 TL’lik bölümü için yıllık %57,8 asıl alacağın 469.372,86 TL’lik bölümü için %42 ve asıl alacağın 823.373,47 TL’lik bölümü için %63,8 oranında temerüt faizi ve faizin %5’i oranında BSMV talep edebileceğini bildirmiştir.
Toplanan tüm deliller, davaya konu icra dosyası, tarafların iddia ve savunmaları, dava konusu alacakla ilgili yapılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip dosyası örneği ve mahkememizce usul, yasa ve dosya kapsamına uygun görülen, gerekçeli ve denetime elverişli nitelikteki bilirkişi rapor ve ek raporu ile; taraflar ile dava dışı asıl borçlu …. Şirketi arasında varlığı ve içeriği uyuşmazlık konusu bulunmayan davaya konu 30/06/2011, 07/08/2012 ve 28/02/2013 tarihli genel kredi sözleşmelerinin düzenlendiği, davalının sözleşmelerde müteselsil borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla taraf olduğu, sözleşmelerin düzenlendiği tarihlerde aranan eş rızasının alındığı, TBK’nun 583.maddesinde aranan kefalete ilişkin şekil şartlarında bir eksiklik bulunmadığı, asıl borçlu şirketin sözleşmeler nedeniyle kullandığı kredileri ödeme takvimine uygun şekilde süresinde ödememesi nedeniyle muacceliyetin oluştuğu, usul ve yasaya uygun düzenlenen kat ihtarnamesi ile ödeme talep edilmesine rağmen ve davalı ile dava dışı asıl borçluya ihtarname tebliğ edilemese de asıl borçlu yönünden yasa ve sözleşme hükümleri gereği yeni adres bildirilmemesi nedeniyle sözleşmede bildirilen adrese ulaşan tebligatın tebliğ edilmiş sayılmasına göre ödeme yapılmaması nedeniyle asıl borçlu şirketin 25/09/2020 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü, davalıya kat ihtarnamesinin tebliğ edilememesi nedeniyle davalının icra takip tarihi itibariyle temerrüdünün oluştuğu, buna bağlı olarak takip tarihine kadar işlemiş temerrüt faizinden sorumlu tutulmasının mümkün bulunmadığı, sözleşmelerin 2.7.1 maddesinde temerrüt halinde davacı banka tarafından uygulanan en yüksek faiz oranının iki katı oranında temerrüt faizi uygulanacağına ilişkin hükmün geçerli ve tarafları bağlayıcı olduğu, aynı alacakla ilgili davacı bankanın İzmir 14.İcra Müdürlüğünün …/… sayılı dosyada yaptığı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte, takip ve dava tarihi itibariyle bir tahsilat yapılmadığından mahsup işlemine gerek bulunmadığı, bilirkişi kök raporunda davalıyı işlemiş temerrüt faizinden sorumlu tutarak hesaplama yapmışsa da ek raporda işlemiş temerrüt faizinden davalının sorumlu tutulmadan davaya konu alacağın hesaplandığı, ancak bilirkişi tarafından yapılan hata ile BSMV’nin asıl borçlunun sorumlu olduğu temerrüt faizi de göz önünde tutularak hesaplanması suretiyle hata yapılmış ise de ek raporda davalının sorumlu olduğu akdi faizin hesaplanmış olması nedeniyle buna bağlı olarak BSMV’nin hesaplanmasının mümkün bulunması karşısında dosyanın sürüncemede kalmaması için ek rapor alınması yoluna gidilmeden mahkememizce akdi faizin %5’i oranında olan BSMV’nin hesaplanarak bilirkişi ek raporundaki hatanın düzeltildiği, buna göre bilirkişinin ek raporunda 90,43 TL uygulanmış akdi faiz için 0,08 TL olarak hesapladığı BSMV’nin 4,52 TL, 54.736,63 TL uygulanmış akdi faiz için 14.213,32 TL olarak hesapladığı BSMV’nin 2.736,83 TL, 67.469,32 TL uygulanmış akdi faiz için 32.186,04 TL olarak hesapladığı BSMV’nin 3.373,46 TL olup diğer alacak miktarları ile birlikte davacı tarafın, davalıdan takip tarihi itibariyle talep edebileceği toplam alacak miktarının 1.422.069,51 TL olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ve davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 5,19 TL asıl alacak (ticari krediler %57,8), 90,43-TL uygulanmış akdi faiz, 4,52 TL uygulanmış BSMV, 469.372,86 TL asıl alacak (ticari krediler %42), 54.736,63 TL uygulanmış akdi faiz, 2.736,83 TL uygulanmış BSMV, 823.373,47 TL asıl alacak (ticari krediler %63,8), 67.469,32 TL uygulanmış akdi faiz, 3.373,46 TL uygulanmış BSMV, 151,80 TL ihtiyati haciz gideri, 755,00 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam 1.422.069,51-TL alacak ile işleyecek faiz yönünden; takip tarihinden itibaren asıl alacağın 5,19 TL’lik bölümü için yıllık %57,8 asıl alacağın 469.372,86 TL’lik bölümü için %42 ve asıl alacağın 823.373,47 TL’lik bölümü için %63,8 oranında ve TCMB faiz oranları genelgesi doğrultusunda değişen oranlarda temerrüt faizi ve faizin %5’i oranındaki gider vergisi üzerinden devamına, davacı tarafın fazlaya ilişkin istemlerinin reddine, alacağın likit olduğu ve davalının kabul edilen alacak miktarına haksız olarak itiraz ettiği dikkate alınarak; davalının hükmedilen toplam alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına, reddedilen alacaklar yönünden davacının kötü niyetle hareket ettiğine dair dosyada bir delil toplanmamakla ve davalı tarafın bu yöndeki iddiasını kanıtlayamaması nedeni ile kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerle:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ve davalının davaya konu İzmir 7. İcra Müdürlüğü’nün …/… sayılı dosyasında borca ve ferilerine ilişkin itirazının kısmen iptali ile, davacı yönünden takibin; 5,19 TL asıl alacak (ticari krediler %57,8), 90,43 TL uygulanmış akdi faiz, 4,52 TL uygulanmış BSMV, 469.372,86 TL asıl alacak (ticari krediler %42), 54.736,63 TL uygulanmış akdi faiz, 2.736,83 TL uygulanmış BSMV, 823.373,47 TL asıl alacak (ticari krediler %63,8), 67.469,32 TL uygulanmış akdi faiz, 3.373,46 TL uygulanmış BSMV, 151,80 TL ihtiyati haciz gideri, 755,00 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam 1.422.069,51 TL alacak ile işleyecek faiz yönünden; takip tarihinden itibaren asıl alacağın 5,19 TL’lik bölümü için yıllık %57,8 asıl alacağın 469.372,86 TL’lik bölümü için %42 ve asıl alacağın 823.373,47 TL’lik bölümü için %63,8 oranında ve TCMB faiz oranları genelgesi doğrultusunda değişen oranlarda temerrüt faizi ve faizin %5’i oranındaki gider vergisi üzerinden devamına,
2-Davanın KISMEN REDDİ ile;
Davacı tarafın fazlaya ilişkin toplam 36.141,17 TL asıl alacak (kredi kartı yıllık %24), 1.378,53 TL uygulanmış akdi faiz, 8.629,53 TL uygulanmış temerrüt faizi, 500,40 TL uygulanmış BSMV, 13,45 TL uygulanmış akdi faiz, 63,92 TL uygulanmış temerrüt faizi, 3,86 TL uygulanmış BSMV, 229.529,96 TL uygulanmış temerrüt faizi, 11.476,49 TL uygulanmış BSMV, 576.251,56 TL uygulanmış temerrüt faizi, 28.812,58 TL uygulanmış BSMV’den oluşan toplam 892.801,45-TL’lik isteminin reddine,
3-Hükmedilen 1.422.069,51 TL toplam alacağın %20’si oranındaki 284.413,90 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin reddine,
5-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 97.141.57 TL karar ve ilam harcından peşin yatırılan 27.161,20 TL harcın indirilmesiyle geriye kalan 69.980,37 ‬TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan 27.161,20 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davanın kabul edilen bölümü için davacı yararına A.A.Ü.T.’nin 13 (1) mad. uyarınca takdir edilen 82.572,43 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davanın reddedilen alacak bölümü için davalı yararına takdir edilen A.A.Ü.T.’nin 13 (1) mad. uyarınca takdir edilen 61.690,07 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9- 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A (14) maddesi uyarınca 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinden oluşan yargılama giderinin davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması nedeni ile 2/3’ünün karşılığı olan 880,00 TL’sinin davalıdan, 1/3’ünün karşığı olan 440,00 TL’sinin davacı taraftan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
10-Davanın kısmen kabulüne karar verilmesi nedeniyle davacı tarafça yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 26,50 TL bir adet tebligat gideri, 73,50 TL on üç adet elektronik tebligat gideri, 42,00 TL müzekkere posta ücreti, 2,20 TL kep reddiyatı ile 800,00 TL bilirkişi ücretinden oluşan toplam 998,60 TL yargılama giderinden 2/3’ünün karşılığı olan 665,73 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 1/3’ünün karşılığı olan 332,87 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
11-Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcama yapılmadığı ve bunun dışında da davalı tarafça yargılama gideri yapılmadığı dikkate alınarak bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
12-Taraflarca peşin yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, HMK’nun 343 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/05/2022

Başkan …
e-imza

Üye …
e-imza

Üye …
e-imza

Katip …
e-imza