Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/616 E. 2021/442 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/616
KARAR NO : 2021/442

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 17/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket sigortalısı ….’ye ait … kamyonun 06.07.2015 tarihinde sürücü … idaresindeki … plakalı araç ile Ankara asfaltından İzmir istikametine sol şeritte seyir halindeyken … kavşağında … ara sokağından kavşağa çıkış yapan çekici plakası belli olmayan, römork plakası … plakalı araca vurmamak için frene basıp kızaklaması sonucu, ön kısımlarına çarpılması sonucu hasara uğradığını, kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsünün geçiş hakkını ihlal etmiş olduğundan asli kusurlu olduğunu, 16.06.2016 tarihinde … Sigorta Ekspertizlik Ltd. Şti. tarafından hazırlanan ekspertiz raporunda hasar bedeli olarak belirlenen 3.485,85 TL’nin müvekkili şirketçe sigortalısına ödenerek müvekkili sigorta şirketinin ödenen hasar bedeli için hukuken sigortalısının yerine geçtiğini, müvekkilinin rücu hakkının bulunup müvekkili tarafından davalı borçlu …’ya 14.06.2017 tarihinde İzmir … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı borçlu tarafından borca ve tüm ferilerine itiraz edilerek takibin durduğunu, yapılan itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile İzmir … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı cevap dilekçesinde özetle; aleyhine açılan haksız ve hukuka aykırı davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
1-06/072015 tarihli Trafik Kazası Tespit Tutanağı,
2-Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi kayıtlarında yer alan … plakalı araca ait tramer kaydı,
3-Hasar dosyası ve ödeme belgeleri,
4-İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası
5-Trafik alanında uzman, otomotiv alanında uzman ve bir Serbest Muhasebeci Mali Müşavirden oluşan bilirkişi heyetinin 29/04/2021 havale tarihli raporu,
6-Sair deliller.
DAVA KONUSU:
Açılan dava, 06/07/2015 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasında davacı sigorta şirketinin sigortalısı …ne ait … plakalı aracın hasar görmesi neticesinde dava dışı …nin başvurusu neticesinde davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı araç maliki …ne ait olarak düzenlenen sigorta poliçesi kapsamında dava dışı …ne ödenen hasar bedeline yönelik tazminatın dava konusu trafik kazasının oluşumunda asli kusurlu olduğu ve olay yerini terk ettiği iddia olunan … plakalı araç maliki davalıdan rücuen tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalı tarafıdan süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinde İcra Takibine İtirazın İptali; ”Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İcra ve İflas Kanunu’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçladığı bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süresinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması hâlinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkâr tazminatına da hükmedilebilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukuku, 2006, s. 219, 223).
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir (İİK. m.67/1). Alacaklı, alacağının varlığını Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Dava, özünde tahsil istemini de barındırmakla, burada borçlunun takip sonrası yaptığı ödeme iddialarının da nazara alınması zorunludur. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmamasına bakılmaksızın, bütün itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden; mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi halinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, alacak miktarının, takip ya da dava tarihindeki koşullara göre belirlenmesinin, itirazın iptali davasında hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminat türü olan ve bağımsız bir dava konusu yapılamayan icra inkar tazminatının miktarına da etkili olacağı açıktır.
Yargıtay Daireleri ile Hukuk Genel Kurulunun kararlılık kazanmış uygulamasına göre; itirazın iptali davalarında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak icra inkâr tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlarının bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Nitekim aynı ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.02.2020 tarihli ve 2017/3-957 E., 2020/99 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklının davacı … Sigorta Anonim Şirketi olduğu, borçlunun davalı … olduğu, davacı vekilinin davalı aleyhine 3.485,85-TL asıl alacak ve 281,06-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.766,91-TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafın süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir.
Sigortacının rücu hakkı, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesinde ; ”Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.
Sigortalı, birinci fıkraya göre sigortacıya geçen haklarını ihlal edici şekilde davranırsa, sigortacıya karşı sorumlu olur. Sigortacı zararı kısmen tazmin etmişse, sigortalı kalan kısımdan dolayı sorumlulara karşı sahip olduğu başvurma hakkını korur.” şeklinde düzenlenmiştir.
Dosyanın bir trafik alanında uzman bilirkişi, bir otomotiv alanında uzman bilirkişi ve bir Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiden oluşan heyete tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, 06/072015 tarihli Trafik Kazası Tespit Tutanağı, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi kayıtlarında yer alan … plakalı araca ait tramer kaydı, hasar dosyası, ödeme belgeleri, İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile sair deliller göz önünde bulundurularak, … plakalı araç sürücüsü ile … plakalı araç sürücüsünün 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun hangi maddelerini ihlal etmek suretiyle dava konusu trafik kazasına sebebiyet verdikleri hususu ile trafik kazası sonucunda … plakalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle oluşan hasar bedelinin hasar dosyası içeriğinde yer alan ekspertiz raporu da gözetilmek suretiyle belirlenmesi akabinde, davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı …ne yapılan ödeme belgeleri dikkate alınarak yapılan ödemenin hasar miktarı ile uyumlu olup olmadığı, davacı sigorta şirketinin dava dışı …ne ödediği bedeli hangi oran ve miktarda davalıya rücu edebileceği, davacı sigorta şirketi tarafından davalı aleyhine başlatılan icra takibinde talep konusu edilen asıl alacak bedeli ile işletilen faiz miktar ve oranının usulüne uygun şekilde işletilip işletilmediği hususlarının belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, bilirkişi heyeti 29/04/2021 havale tarihli raporlarında sonuç olarak, … plakalı yarı römork çekici sürücüsünün kavşakta ilk geçiş hakkını vermediğini, … plakalı minibüs sürücüsü …’nın kazadan aktif kaçınma davranışı sergilemediğini ve … plakalı kamyon sürücüsü …’in kural ihlali yapmadığını, park halinde … plakalı otomobil sürücüsünün kural ihlali yapmadığını, hasar ile parça ve işçiliklerin uyumlu olduğunu, davacının 14/06/2017 tarihi itibariyle asıl alacak ve işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.750,77-TL alacağı olduğunu mütalaa etmiştir.
Dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak tanzim edilen Trafik Kazası Tespit Tutanağı ile bilirkişi heyetinin raporlarında yapılan tespitler dikkate alınarak, dava konusu trafik kazasının … plakalı araç sürücüsünün %75 oranında, … plakalı araç sürücüsünün %25 oranında kusuru sonucunda meydana geldiği kabul edilmiştir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4.f. Maddesinde; ”Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde” şeklinde bulunan düzenleme ile sorumlu kişinin olay yerini terk etmesi halinde sigorta şirketinin rücu hakkının bulunduğu belirtilmiştir.
Az önce yer verilen düzenleme kapsamında, davalının trafik kazasının gerçekleşmesi neticesinde kaza mahallini herhangi bir mazereti ve geçerli bir sebebi olmaksızın terk ettiği, bu sebeple davacı sigorta şirketinin ödediği tazminat bedeli açısından rücu şartlarının meydana geldiği kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, 06/072015 tarihli Trafik Kazası Tespit Tutanağı, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi kayıtlarında yer alan … plakalı araca ait tramer kaydı, hasar dosyası ve ödeme belgeleri, İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası, bilirkişi heyetinin 29/04/2021 havale tarihli raporu ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlığın 06/07/2015 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasında davacı sigorta şirketinin sigortalısı …ne ait … plakalı aracın hasar görmesi neticesinde dava dışı …nin başvurusu neticesinde davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı araç maliki …ne ait olarak düzenlenen sigorta poliçesi kapsamında dava dışı …ne ödenen hasar bedeline yönelik tazminatın dava konusu trafik kazasının oluşumunda asli kusurlu olduğu ve olay yerini terk ettiği iddia olunan … plakalı araç maliki davalıdan rücuen tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalı tarafıdan süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline ilişkin olduğu, İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında davacı alacaklı vekilinin davalı borçlu aleyhine 3.485,85-TL asıl alacak ve 281,06-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.766,91-TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafın süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, bilirkişi heyetinin 29/04/2021 havale tarihli raporlarında sonuç olarak, … plakalı yarı römork çekici sürücüsünün kavşakta ilk geçiş hakkını vermediğini, … plakalı minibüs sürücüsü …nın kazadan aktif kaçınma davranışı sergilemediğini ve … plakalı kamyon sürücüsü …’in kural ihlali yapmadığını, park halinde … plakalı otomobil sürücüsünün kural ihlali yapmadığını, hasar ile parça ve işçiliklerin uyumlu olduğu, davacının 14/06/2017 tarihi itibariyle asıl alacak ve işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.750,77-TL alacağı olduğunu mütala ettikleri, dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak tanzim edilen Trafik Kazası Tespit Tutanağı ile bilirkişi heyetinin raporlarında yapılan tespitler dikkate alındığında dava konusu trafik kazasının … plakalı araç sürücüsünün %75 oranında, … plakalı araç sürücüsünün %25 oranında kusuru sonucunda meydana geldiği, davalının trafik kazasının gerçekleşmesi neticesinde kaza mahallini herhangi bir mazereti ve geçerli bir sebebi olmaksızın terk ettiği, bu sebeple davacı sigorta şirketinin ödediği tazminat bedeli açısından rücu şartlarının meydana geldiği, davacı sigorta şirketinin davalının kusuru oranında rücu hakkının bulunduğu anlaşılmakla açılan davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, icra takibine konu edilen tazminat bedelinin mahkememiz tarafından yürütülen yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu ile belirlenmesi sebebiyle likit bir alacaktan söz edilemeyeceğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine karar karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE,
1-Davalı …’nın İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasındaki icra takibine ilişkin İTİRAZININ 2.614,39-TL asıl alacak ve 198,69-TL işlemiş faiz bedeli olmak üzere toplamda 2.813,08-TL yönünden İPTALİNE, İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasındaki icra takibinin 2.614,39-TL asıl alacak ve 198,69-TL işlemiş faiz bedeli olmak üzere toplamda 2.813,08-TL üzerinden, asıl alacağa 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümleri uyarınca yıllık %9 oranında ve değişen oranlarda yasal faizi uygulanmak suretiyle devamına, 871,46-TL asıl alacak ve 82,37-TL işlemiş faiz bedeli olmak üzere toplamda 953,83-TL tutarındaki fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Alacak miktarı mahkememizce yapılan yargılama sonucunda belirlendiğinden, likit olmayan alacak açısından yasal şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 192,16-TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 45,50-TL harcın mahsubu ile bakiye 146,66-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 25,50-TL elektronik tebligat, 118,00-TL tebligat, 17,30-TL posta masrafı, 1.500,00-TL bilirkişi ücreti, 45,50-TL peşin harç ve 35,90-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.742,20-TL yargılama giderinin davanın kabul ret oranı dikkate alınarak 1.301,05-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 2.813,08-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davalı …’nın yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2. maddesi gereğince kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.17/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır