Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/614 E. 2021/438 K. 16.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/614 Esas
KARAR NO : 2021/438

DAVA : Ticari Şirket (TTK’nun 437.Maddesi Gereği Bilgi Alma Ve İnceleme Hakkı Verilmesi İstemli)
DAVA TARİHİ : 13/11/2020
KARAR TARİHİ : 16/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (TTK’nun 437.Maddesi Gereği Bilgi Alma Ve İnceleme Hakkı Verilmesi İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin %11,85 oranında hissedar olduğu davalı şirketin 2019 yılı olağan genel kurul toplantısının 29.09.2020 tarihinde şirket merkezinde yapıldığını, toplantıda kendilerince bilgi istenilen hususlardaki sorularının şirkete iletildiğini, sordukları sorulara bir ay içerisinde cevap verileceğinin tutanağa geçirildiğini, sorularına yazılı olarak verilen cevapların ise 05.11.2020 tarihinde kendilerine tebliğ edildiğini, ancak, şirket yönetim kurulu tarafından hazırlanan cevapların, sordukları sorulara cevap vermek değil geçiştirme amacı taşıdığını ve talep ettikleri konularla ilgili soru işaretlerinin devam ettiğini, yeterli bilgi ve belge verilmediğini, sorularının bir kısmına cevap verildiğini, bir kısmının yanıtsız bırakıldığını, bazı kısımların geçiştirildiğini, bazı kısımlar için ise açıklama gereği dahi duyulmadığını, ayrıca, talep edilen belge örneklerinin verilmesinden imtina edildiğini, cevapların eksik, geçiştirici ve bilgi edinme hakkını kısıtlayıcı olduğunu, “A.Yönetim Kurulu Faaliyet Raporuna İlişkin Sorular” kısmında beşinci sorularına verilen cevabın başkaca sorular meydana getirdiğini, bu kapsamda … şirketince 01.01.2018 yılından itibaren yapılan sermaye artırım ve azaltımları, bu şirkete gönderilen para transferi olup olmadığı, şirketin bankalar ve diğer finans kurumları nezdinde bulunan mevduat ve diğer varlıklarının 2018-2020 aralığında aylar itibariyle toplamın ne olduğu, bu varlıkların niçin Türkiye’de değerlendirilmek yerine İsviçre’de değerlendirildiği konularında bilgi verilmesinin gerekli olduğunu, davalı şirketin müvekkilinin bilgi edinme hakkını ihlal etmesi, müvekkilini şirketten uzaklaştırmaya çalışması sistematikleşmiş olup bu tutuma karşı müvekkilinin … Şirketler Grubuna karşı gerek şirketin feshi gerek müvekkilinin hissedarlık ve kar payı hakkını kısıtlayan genel kurul kararlarının iptali talepli davalar açıldığını bildirmiş, öncelikle… Denetim ve Danışmanlık Anonim Şirketi eliyle ve/veya mahkemece tayin edilecek başka bir uzman eliyle belgelerin karşılaştırmalı olarak incelenerek toplantı tutanağında belirttikleri sorularının cevaplandırılması, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde 6102 sayılı TTK’nun 437(5) hükmü gereğince tüm sorularına şirket tarafından net ve açık olarak cevap vermesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının olağan genel kurul toplantısında yönettiği sorulara 30/10/2020 günlü yazı ile cevap verildiğini, dava dilekçesinin “somutlaştırma yükü ve delillerin gösterilmesi” başlıklı HMK ‘nun 194.maddesine uygun olmadığını, davalının işleri hakkında bilgi sahibi olmanın en kısa yolunun davalının yönetim kurulu üyesi olmak olup, yönetim kurulu üyelerinden …’nin istifası ile boşalan üyeliğe davacının seçilmesine rağmen davacının bu görevi kabul etmediğini, bununla istediği her türlü bilgiye en detaylı şekilde sahip olabilme fırsatını geri çevirdiğini, davacının asıl niyetinin ve dava dilekçesinde taraflar arasında görülen davaların bildirilmesinin asıl nedeninin taraflar arasında sonu gelmez çekişmenin var ve kendisinin mağdur olduğu zehabını yaratmaktan ibaret olduğunu, davacının sorduğu soruların eldeki davada tartışılmasının mümkün olmadığını, bu dava yönünden kanunda öngörülen ön koşulların yerine getirilmediğini, maddede ön koşul olarak bilgi alma ve inceleme isteminin cevapsız bırakılması, haksız olarak reddedilmesi, ertelenmesi olarak düzenlendiğini, davacının, dava dilekçesinde cevaplandırılmasını talep ettiği soruların, davadan önce müvekkiline hiç sormadığını, bu konularda genel kurul toplantısında yönetim kurulundan bilgi ya da inceleme talep etmediğini, bu nedenle dava hakkı bulunmadığını, dava dilekçesindeki birinci soruya karşılık …. …Şirketinin 2001 yılında 23.607,90 USD sermaye ile Hollanda’da kurulduğunu, şirkette sermaye azaltılması yapılmadığını, Avro devreye girince sermayesi ABD Doları değil de Avro olarak ifade edilip sermayesinin 20.000 Avro olduğunu, sermaye azalmış gibi görünse de bunun nedeninin Avronun ABD Dolarından daha değerli olmasından kaynaklandığını, şirketin merkezinin 2019 yılında İsviçre’ye taşındığını, kredi sağlayıcılar açısından, ana şirket … ile arasındaki organik bağın ilk bakışta anlaşılması için unvanının … (…) olarak değiştirildiğini, … nezdinde sermaye artışı yapılmadığını, 31/03/2020 tarihi itibariyle …’nin sermaye yedekleri toplamı 28.319.281,48 ABD Doları olduğunu, ikinci soruya cevap olarak davalının, 01/01/2018 tariihnden itibaren 31/03/2020 tarihine kadar tek ortağı olduğu …’ye 12.000.000,00 ABD Doları sermaye primi gönderdiğini, … nezdinde mevcut kaynakların davalının tütün alım operasyonları için kullanmak zorunda olduğu banka kredilerinin teminatı olarak kullanılmakta olduğunu, davalı tarafından …’ye gönderilen tutarların davalının yasal defterlerinde … numaralı “iştirakler” hesabında izlendiğini, üçüncü soruya cevap olarak 31/03/2020 tarihi itibariyle …’nin bankalarda 28.342.889,38 ABD Doları mevduatının bulunduğunu, davalının, yaprak tütün sektöründeki tüm firmalar gibi, tütün satın alınması, işlemesi ve satışıyla ilgili kaynak ihtiyacının büyük bir kısmını yurtiçi ve yurtdışı bankalardan kredi kullanarak sağladığını, 2017 yılında tütün sektörünün kredilendirmesinde … ve …. bankalarının dünya çapında tütün finansmanından çıktıklarını ve davalının bu bankalar nezdinde mevcut 65.000.000 ABD Doları kredi limitini kapattıklarını, bunun üzerine yeni bankalar arayışına girişildiğini, İsvire’deki bankalar ile mutabakata varılarak kredi kullanılması aşamasına geçildiğini, teminat olarak kullandırılmak üzere …’nin öz kaynaklarının kuvvetlendirilmesi gerektiğini, böylece …’nin mal varlığının teminat gösterilerek davalının uygun faiz oranlarıyla kredi kullanabilmesinin sağlandığını, …’nin merkezinin İsviçreye taşınmasının nedenlerinden birinin de bu olduğunu, 31/03/2020 tarihi itibariyle davalının 41.918.729,96 ABD Doları kredi yükü bulunduğunu, aynı tarihte …’nin 28.342.889,38 ABD Doları kaynağının mevcut olup konsolide net 13.575.840,58 ABD Doları kredi yükü olduğunu, … üzerinde mevcut kaynağın yurtdışında değerlendirilmesinin nedeni davalının kullandığı yurtdışı kredilerinin teminatı olduğunu, kaynağın yurtiçine getirilmiş olması halinde bunların teminat olarak kabul edilmeyeceği ya da kredi faizlerinin artırılması riski ile karşı karşıya kalınacak olduğunu, davacının sorduğu sorulara verilecek cevapların şirketin sırlarının açıklanması anlamına da gelmemesi gerektiğini, davacının, davalı işleri hakkında daha yakından bilgi sahibi olmayı istiyorsa, yönetim kurulu üyesi olmayı kabul ederek TTK m.392 metninde yer alan yetkiden yararlanabilerek tüm bilgilere ulaşılabilecek olduğunu, ancak davacının amacının hisselerini diğer ortaklara satarak ayrılmak ve mahkemeler nezdinde devamlı olarak mağdur edilen kişi olduğu yönünde yanlış bir kanaat uyandırma çabası olduğunu, kendisine detaylı bilgi verilmiş olmasına rağmen dava dilekçesinde bilgilerin eksik, geçiştirici, kısıtlayıcı olarak nitelendirilmesinin başka türlü açıklanamayacağını, şirketin hukuka ve kurallara uygun yönetildiğinin iki önemli kanıtı olup bunlardan birincisinin vergi incelemesinde gördüğü “tam inceleme”den herhangi bir eleştiri almadan ve teşekkür yazısı alarak çıkmış olması, ikincisinin ise, dünyada konusunda dört büyük arasında yer alan … tarafından düzenlenmiş bağımsız denetim raporu olduğunu, raporun”Görüş” bölümünde “Görüşümüze göre ilişkideki konsolide finansal tablolar, Grup’un 31 Mart 2020 tarihi itibarıyla konsolide finansal durumunu ve aynı tarihte sona eren hesap dönemine ait konsolide finansal performansını ve konsolide nakit akışlarını, … (…) uygun olarak tüm önemli yönleriyle gerçeğe uygun bir biçimde bunmaktadır. “denildiğini, buna göre davalının gerçeğe uygun işlemler ve kayıtlarla yönetildiğini, bunun doğal sonucu olarak davacıya verilen cevapların gerçeği yansıttığını, bu nedenle davanın haksız ve rahatsız etmeye yönelik bir dava olduğunun ortaya çıktığını, dava dilekçesinin “delil listesi” kısmında 13. Sırada yer alan … (…) şirketine yönelik olarak herhangi bir sorunun dava dilekçesinde yer almaması nedeniyle cevap verilmediğini, yazıda bu konuda daha önce cevap verildiğini, davacının son iki yıllık sürede davalı şirkete karşı on iki dava açtığını, bunlardan üçünün aleyhine karara çıktığını, yönetim kurulu üyesi olma teklifini reddeden davacının dava açarak hakkını kötüye kullandığını bildirmiş davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, T.T.K.’nun 437. maddesinde düzenlenen bilgi edinme hakkı kapsamında maddenin beşinci fıkrası uyarınca; davacının ortağı olduğu şirketin defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılması istemine ilişkindir.
Davalı … şirket olup davacı şirket ortağıdır.
Dosyada toplanan belge örnekleri ile tarafların karşılıklı açıklamaları ve özellikle 29/09/2020 tarihli 2019 yılı olağan genel kurul toplantı tutanağı örneğinden davacının vekili aracılığı ile şirket ortağı sıfatıyla toplantıda temsil edildiği, davacı vekilinin özel denetçi seçilmesi talebinin reddedilmesinden sonra… Denetim ve Danışmanlık Şirketi eliyle inceleme talep ettiği, bunun yanında tutanağa geçen soruları yönelttikten sonra yönetim kurulu üyesi … yazılı olarak sunulan sorulara on gün içinde yazılı olarak cevap verileceğinin beyan edildiği ve davalı şirket tarafından yazılı olarak hazırlanan cevapların 05.11.2020 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
TTK’nun 437(5) maddesinde bilgi alma ve inceleme istemleri cevapsız bırakılan, haksız olarak reddedilen, ertelenen ve bu fıkra anlamında bilgi alamayan pay sahibinin reddi izleyen on gün içinde diğer hallerde de makul bir süre sonra şirketin merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesine başvurabileceği düzenlenmiştir.
Dava, TTK’nun 437(5) maddesinde belirtilen yasal süre içinde açılmıştır.
Davacı taraf davalı şirkete yönelttiği soruların bir kısmına hiç cevap verilmediğini, bir kısmına verilen cevapların yeterli olmadığını, verilen cevapların yeni sorulara neden olduğunu iddia etmiştir.
Davalı taraf davacının yönetim kurulu üyesi olarak seçilip teklif edilmesine rağmen bu görevi reddettiğini, bu nedenle iyi niyet kuralları gereği kötü niyetli davacının davasının bu nedenle dinlenemeyeceğini iddia etmiş ise de şirket ortaklığı ve yöneticiliği ayrı statüler olup farklı sorumluluklar gerektirdiğinden şirket ortağının yöneticilik görevini kabulü yasal olarak zorunlu olmamakla bu görevi kabul etmeyen davacının görevi kabul etmesi halinde her bilgiye ulaşma imkanı var iken bu imkanı kullanmaması nedeniyle iyi niyetli olmadığını kabul etmek mümkün bulunmamakla ve TTK’nun 437.maddesinde tanımlanan bilgi alma ve inceleme hakkından feragati de söz konusu bulunmamakla ortak sıfatıyla bu sıfatı devam ettiği sürece bilgi alma ve inceleme hakkının varlığı tartışma konusu yapılamayacağından davalı tarafın bu yöndeki iddiaları haklı görülmemiştir.
Davalı taraf, davacının kanunda öngörülen dava ön şartını yerine getirmediğini iddia etmiş ve ön şart olarak bilgi alma ve inceleme isteminin cevapsız bırakılması, haksız olarak reddedilmesi, ertelenmesini kanunda düzenlenmesine rağmen dava dilekçesinde cevaplandırılmasını talep ettiği soruların, davadan önce müvekkiline hiç sorulmadığını, bu konularda genel kurul toplantısında yönetim kurulundan bilgi ya da inceleme talep edilmediğini iddia etmiş ise de davanın konusunun 2019 yılı olağan genel kurul toplantısında sorulan sorular olup dava dilekçesinde bu sorular dışında yeni ve başkaca soruların cevaplanmasının talep edilmesinin mümkün bulunmadığı, ancak genel kurulda yöneltilen sorulara verilen cevaplar nedeniyle yöneltilen sorularla ilgili ve bağlantılı başkaca soruların da dile getirilmesinin mümkün bulunduğu, davacı tarafın genel kurulda dava konusu ettiği soruları yönelttiği dava dilekçesinde verilen yazılı cevabın eksik ve yetersiz olduğunun iddia edildiği göz önüne tutulduğunda davacı tarafın TTK’nun 437.madddesinde belirtilen ön şartı yerine getirdiği anlaşılmış, davalı tarafın bu konudaki itirazı haklı görülmemiş, bu nedenlerle dava esastan incelenmiştir.
Davanın niteliği, davacı tarafça yöneltilen sorular ile davalı tarafça verilen yazılı cevapların içeriği dikkate alınarak şirketin ticari sırları göz önünde tutulmak suretiyle davalı tarafça davacıya verilen yazılı cevapların yeterli olup olmadığı konusunda bilirkişi raporu alınmış, bilirkişi davalı şirkete ait defter ve kayıtlar ile dosyada toplanan deliller üzerinde yaptığı inceleme sonunda usul, yasa ve dosya kapsamına uygun görülen gerekçeli, hükme ve denetime elverişli nitelikli raporunda davacı tarafça davalı tarafa yöneltilen soruları ayrıntılı ve gerekçeli olarak irdeleyerek sonuç olarak davalı tarafça davacının yönelttiği bütün sorulara cevap verilmesine rağmen her soru bazında genelleme yapıldığını, bazı sorularla ilgili cevaplarda … firması tarafından hazırlanmış olan bağımsız denetim raporu sayfalarının cevap olarak beyan edildiğini, bağlı ortaklıklar ile ilgili detaylı sorulara karşılık kısa ve tam olarak soruyu karşılamayan cevapların verildiğini, bu ortaklıklarla ilgili finansal raporlama ve transfer fiyatlandırma raporunun talep edilmesine rağmen yoktur açıklamalarının yapıldığını, davalı firmanın hedeflerinin neler olduğu ve hangi gerçekleşmelerle hedeflerinin tuttuğunun talep edilmesine rağmen yalnız bütçelenmiş kar hedefine ulaşılmıştır şeklinde açıklama yapıldığını, bu cevaplarda detay ve ayrıntılara girilmediğini, belge ve ayrıntılı tablolarla cevapların desteklenmediğini, davalı şirketin ticari sırlarını saklama ve koruma ile diğer şirket menfaatlerinin tehlikeye girmesi çerçevesi içinde tatmin edici ve yeterli nitelikte cevap verilip verilmediği takdirinin mahkemece değerlendirilmesi gerektiğini bildirmiştir.
Toplanan tüm deliller, davacı tarafın iddiaları ve davalı tarafın savunmaları ile usul, yasa ve dosya kapsamına uygun görülen ayrıntılı, gerekçeli, davalı şirkete ait defter ve kayıtlar ile dosyada toplanan delil ve belgeler üzerinde yapılan inceleme ile oluşturulan bilirkişi raporu ile davalı şirketin ortağı olan davacının 29.09.2020 tarihinde yapılan 2019 yılı olağan genel kurul toplantısında vekili aracılığı ile yazılı olarak davalı şirkete tutanağın üç, dört ve beşinci maddelerinde bilgi alma ve inceleme hakkı çerçevesinde şirketin faaliyetleri ile ilgili sorular yönelttiği, şirket yetkilisi tarafından yazılı olarak cevap verileceğinin bildirilmesinden sonra davalı şirket tarafından oluşturulan yazılı cevabın 05/11/2020 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, davacının TTK’nun 437(5)maddesine dayanarak yasal süre içinde açtığı davada davalı şirket tarafından verilen cevapların eksik ve yetersiz olduğunu iddia ettiği, bilirkişi raporu içeriği ile davalı şirket tarafından verilen cevapların özellikle detay ve ayrıntı içermemesi, belge ve ayrıntılı tablolara dayanmaması nedeni ile bütün soruların cevaplanmasına rağmen cevapların yeterli olmadığı, şirketin ticari sırlarının korunarak detay ve ayrıntılı olarak ve belge ve ayrıntılı tablolara dayalı olarak davacıyı da tatmin edecek nitelikte cevap verilmesinin mümkün bulunmasına rağmen davalı şirketin bu nitelikte ve içerikte cevap vermemesi nedeniyle davacının şirket ortağı sıfatıyla açıklanan nitelikte ve içerikte bilgi alma ve inceleme hakkını kullanması gerektiği anlaşılmakla davanın kabulüne, yöneltilen soruların içeriği ve niteliği ile şirketin işleyişinin bu nedenle aksamaması ve sürüncemede kalmaması dikkate alınarak incelemenin üç iş günü ve mesai saatleri içinde tamamlanmasına, inceleme gününün iki hafta önce davalı şirkete bildirilmesine ve şirket tarafından temin edilecek uygun bir yerde incelemenin yapılmasına karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerle:
1-Davanın KABULÜ ile;
Davalı şirketin 29/09/2020 tarihinde yapılan 2019 yılı olağan genel kurul toplantısında davacı tarafından davalı şirkete yönlendirilen ve genel kurul tutanağının üç, dört ve beşinci maddelerinde belirtilen soru ve konularla ilgili olarak TTK’nun 437(5) maddesi uyarınca davacı tarafından seçilecek mali ve şirket işlemleri konusunda uzman aracılığı ile davacının bilgi alma ve inceleme hakkının kullandırılmasına,
İncelemenin üç iş günü, mesai saatleri içinde tamamlanmasına,
Bilgi alma ve inceleme hakkının kullanılacağı günün, inceleme gününden iki hafta önce tebliğ edilmek suretiyle davacı tarafça davalı şirkete bildirilmesine,
Bilgi alma ve inceleme hakkının kullanılmasının davalı şirket tarafından temin edilecek uygun bir yerde yerine getirilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30-TL harçtan peşin yatırılan 54,40-TL harcın indirilmesiyle geriye kalan 4,90-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı taraf yararına takdir edilen 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan 54,40-TL başvurma harcı, 44,00-TL sekiz adet tebligat ücreti, bir adet 0,50-TL bir adet kep ücreti, 950,00-TL bilirkişi ücretinden oluşan toplam 1.048,90-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yatırılan gider avansından bir harcama yapılmaması nedeniyle bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-Taraflarca peşin olarak yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı TTK’nun 437(5) maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/06/2021

Başkan …
e -imzalıdır

Üye …
e -imzalıdır

Üye …
e -imzalıdır

Katip …
e -imzalıdır