Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/611 E. 2022/782 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/329 Esas
KARAR NO : 2022/759

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/07/2020
KARAR TARİHİ : 04/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin bir borç sebebiyle … adlı kişiye 25.01.2018 tanzim tarihli, 10.07.2018 vadeli, 16.000,00 TL meblağlı bir bono verdiğini, bu bononun 7.000,00 TL’lık kısmı ödenerek bu ödeme senet arkasına yazıldığını, kısmî ödeme yapılmış olmasına rağmen işbu senedin tüm meblağ üzerinden icra takibine konulduğunu, müvekkili …..’un alacaklı vekilini arayarak durumu bildirdiğini ve borcunun bu kadar olmadığını söylediğini, alacaklı vekilinin de şifaî olarak durumu kabul ettiğini ve emekli maaşından tahsilat yapılmasına muvafakat vermesi halinde sadece bakiye borcun tahsil edileceğini söylediğini, bunun üzerine müvekkil emekli maaşına haciz konulmasına muvafakat ettiğini, fakat muvafakat haricinde de müvekkilin emekli maaşına haciz konulduğunu, alacaklı vekilinin dosyaya gerçek borç miktarına ilişkin beyanda bulunacağını söylediği halde bunu yapmayınca resmi evrakta sahtekarlık sebebiyle şikayette bulunulduğunu ve dosya numarasının İzmir C.B.S. Hz: …… olduğunu, gerçek borç miktarı ödenmiş olmasına rağmen halen alacaklı vekilince icra dosyasına beyanda bulunulmadığını ve haksız tahsilat yapılmaya devam edilmekte olduğundan bahisle, Öncelikle İzmir 4. İcra Dairesinin ….. Esas sayılı takibinin durdurulmasına ilişkin olarak tedbir kararı verilmesine, İzmir 4. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takibinin 7.000,00-TL’lik borç aslı ve ferilerine ilişkin olarak iptaline, Senet arkasındaki kısmî ödemeye ilişkin yazının daksillenerek kapatılmış olduğu çok basit inceleme ile de anlaşılır durumda olduğundan bu meblağa ilişkin olarak %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama gideri ve vakelet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı tarafın, dava dilekçesi ve tensip tutanağının kendisine usulüne uygun şekilde tebliğine rağmen davaya herhangi bir cevap vermediği anlaşılmıştır.
DELİLLER :
1-İzmir 4. İcra Dairesinin …… Esas sayılı dosyası,
2-İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının ……Soruşturma sayılı soruşturma dosyası,
3-İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı Emanet Memurluğunun 03/02/2022 tarih ve……Emanet numaralı yazısı ekinde gönderilen 10/07/2018 tarihli keşidecisi …, kefili …, lehtarı … olan 16.000,00-TL bedelli senet,
4-Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Bilirkişinin tanzim etmiş olduğu 27/07/2022 tarihli bilirkişi raporu.
5-Sair deliller.
DAVA KONUSU :
Açılan dava, taraflar arasındaki borç ilişkisi kapsamında davacılar tarafından davalıya verildiği iddia edilen ve İzmir 4. İcra Dairesi’nin …….Esas sayılı dosyasına konu edilen 25/01/2018 tanzim, 10/07/2018 ödeme tarihli, keşidecisi … ve …, lehtarı … olan, 16.000,00-TL bedelli senedin 7.000,00-TL’lik kısmı açısından davacıların davalıya borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır.
Menfi tespit ve istirdat davalarına ilişkin hususlar 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 72. maddesinde; ”Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.
İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.
İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.
(Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/6 md.) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./15.md.) yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez.
(Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/6 md.) Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./15.md.) yüzde yirmisinden aşağı olamaz.
Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.
Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir.
Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur.” şeklinde düzenlenmiştir.
Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitine yöneliktir. Başka bir deyişle hukuki yararın bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır.
Dayanılan hukuki ilişkinin gerçekten mevcut olmadığı icra takibine maruz kalmadan önce ileri sürülebileceği gibi, icra takibinden sonra da ileri sürülebilir. Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır. Buna rağmen, borçlunun, alacaklının harekete geçmesini beklemeden borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararı bulunabilir. Bu tür bir yararının bulunması hâlinde borçlu, borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir. Bunun dışında, icra takibi taraflar arasındaki maddi ilişkiyi tespit edecek nitelikte olmadığından, alacaklının takibe girişmesinden sonra, hatta takip kesinleştikten sonra da borçlunun, borçlu olmadığının tespitini mahkemeden istemesi mümkündür.
Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak, borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu hâlde, borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde, hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra, ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır (Pekcanıtez, H./ Atalay, O./ Sungurtekin Özkan, M./ Özekes, M.: İcra ve İflas Hukuku, s.156- 164).
Menfi tespit davası, normal bir hukuk davası gibi açılır. Borçlu, itirazın kaldırılması sırasında icra mahkemesinde (m. 68-68a) ileri sürüp ispat edemediği itiraz ve def’ilerini menfi tespit davasında yeniden ileri sürebilir; çünkü itirazın kaldırılması kararı, menfi tespit davasında kesin hüküm teşkil etmez. Nitekim aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 17.03.2010 tarihli ve 2010/19-123 E. 2010/154 K; 07.12.2011 tarihli ve 2011/13-576 E., 2011/747 K. sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
İzmir 4. İcra Dairesinin …. Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklının davalı … olduğu, borçlunun davacı … olduğu, davalı alacaklı vekilinin davacı borçlu aleyhine 16.000,00-TL asıl alacak, 370,85-TL işlemiş faiz ve 32,00 TL komisyon olmak üzere toplam 16.402,85-TL üzerinden icra takibi başlattığı, takibin kesinleştiği görülmektedir.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı Emanet Bürosuna müzekkere yazılarak…… suç eşyası defter numarasına kayıtlı olan 25/01/2018 tanzim, 10/07/2018 ödeme tarihli, keşidecisi …, kefili ……., lehtarı … olan, 16.000,00-TL bedelli senet aslının mahkememize gönderilmesi istenilmiş olup, müzekkereye binaen İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı Emanet Bürosu tarafından gönderilen müzekkere ekinde yer alan şeffan poşet içeriğinde bulunan saman renkli zarf açıldı, zarf muhteviyatında 25/01/2018 tanzim, 10/07/2018 ödeme tarihli, keşidecisi …, kefili ……., lehtarı … olan, 16.000,00-TL bedelli senet aslının bulunduğu, senedin arkasının incelenmesinde …, …… ve … isimli şahısların ciro amacıyla yazmış oldukları isimleri ve atmış oldukları imzalarının bulunduğu, … isimli şahsın isminin yanında bulunan kısımda yatay şekilde daksil kullanılmak suretiyle silinmiş bir alan bulunduğu görüldü, daksil ile silinen kısmın senedin ön yüzünden cep telefonunun flaş ışığı tutulmak suretiyle yapılan inceleme neticesinde daksil sürülmek suretiyle kapatılan alanlarda ”7 BİN TL ALDIM, …” ibarelerinin yazdığı, bahse konu yazıların üstlerinin de karalandığı, ”…” yazan kısmın altında bir adet imzanın yer aldığı görülüştür.
İsticvap, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 169. maddesinde; ”Mahkeme, kendiliğinden veya talep üzerine taraflardan her birinin isticvabına karar verebilir.
İsticvap, davanın temelini oluşturan vakıalar ve onunla ilişkisi bulunan hususlar hakkında olur.” şeklinde düzenlenmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 171. maddesinde ise, isticvap olunacak tarafın davet edilmesi açısından; ”İsticvabına karar verilen kimseye bizzat davetiye gönderilir ve belirlenen gün ve saatte isticvap olunmak üzere hazır bulunması gerektiği belirtilir. Davetiyede, ayrıca, isticvap konusu vakıalar gösterilir; ilgili tarafın geçerli bir özrü olmaksızın gelmediği veya gelip de sorulara cevap vermediği takdirde, isticvap konusu vakıaları ikrar etmiş sayılacağı ihtarı da yapılır.
Çağrılan taraf özürsüz olarak gelmediği veya gelip de soruları cevapsız bıraktığı takdirde, mahkemece sorulan vakıalar ikrar edilmiş sayılır.” hükmüne yer verilmiştir.
Dosyaya kazandırılan bilgi ve belgeler kapsamında senet üzerinde mevcut olan yazılar ve daksil ile kapatılan alanın mevcudiyeti dikkate alınarak davalının isticvap edilmesine, bu kapsamda davalı … adına 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21/2. maddesi uyarınca ”Davaya konu 25/01/2018 tanzim, 10/07/2018 ödeme tarihli, keşidecisi …, kefili ………., lehtarı … olan, 16.000,00-TL bedelli senet aslı üzerinde bulunan imzanız çerçevesinde, … adının ve imzasının yer aldığı kısmın yanında bulunan kısımda yatay şekilde daksil kullanılmak suretiyle kapatılan alanın, senedin tarafınızca ciro alındığı sırada mevcut olup olmadığı, senedin tarafınızca ciro alındığı sırada … adının ve imzasının yer aldığı kısmın yanında bulunan kısımda yatay şekilde daksil kullanılmak suretiyle kapatılan alanın mevcut durumu ile daksil ile kapatılmış olup olmadığı, senedin tarafınızca ciro alındığı sırada … adının ve imzasının yer aldığı kısmın yanında bulunan kısımda yatay şekilde daksil kullanılmak suretiyle kapatılan alanda yazan yazılardan bilginiz olup olmadığı, 08/03/2022 tarihli duruşma tutanağı ile tutanak altına alındığı üzere daksil ile silinen kısmın senedin ön yüzünden cep telefonunun flaş ışığı tutulmak suretiyle yapılan inceleme neticesinde daksil sürülmek suretiyle kapatılan alanlarda ”7 BİN TL ALDIM, …” ibarelerinin yazdığı, bahse konu yazıların üstlerinin de karalandığı, ”…” yazan kısmın altında bir adet imzanın yer aldığının tarafınızca bilinip bilinmediği, senede konu borcun 7.000,00-TL’lik kısmının borçlular tarafından ödendiği hususunda bilginiz bulunup bulunmadığı, bahse konu senedin senet bedeli 16.000,00-TL’nin mi yoksa senedin arkasında yer alan ödeme kaydı çerçevesinde bakiye senet bedeli 9.000,00-TL’nin mi tahsili amacı ile tarafınıza ciro edildiği hususlarında beyanınıza başvurulacağı, geçerli bir özrünüz olmaksızın gelmediğiniz veya gelip de sorulara cevap vermediğiniz takdirde isticvap konusu olan senet üzerinde … adının ve imzasının yer aldığı kısmın yanında bulunan kısımda yatay şekilde daksil kullanılmak suretiyle kapatılan alanın, senedin tarafınızca ciro alındığı sırada mevcut olduğu, senedin tarafınızca ciro alındığı sırada … adının ve imzasının yer aldığı kısmın yanında bulunan kısımda yatay şekilde daksil kullanılmak suretiyle kapatılan alanın mevcut durumu ile daksil ile kapatılmış olmadığı, senedin tarafınızca ciro alındığı sırada … adının ve imzasının yer aldığı kısmın yanında bulunan kısımda yatay şekilde daksil kullanılmak suretiyle kapatılan alanda yazan yazılardan bilginiz olduğu, 08/03/2022 tarihli duruşma tutanağı ile tutanak altına alındığı üzere daksil ile silinen kısmın senedin ön yüzünden cep telefonunun flaş ışığı tutulmak suretiyle yapılan inceleme neticesinde daksil sürülmek suretiyle kapatılan alanlarda ”7 BİN TL ALDIM, …” ibarelerinin yazdığı, bahse konu yazıların üstlerinin de karalandığı, ”…” yazan kısmın altında bir adet imzanın yer aldığının tarafınızca bilindiği, senede konu borcun 7.000,00-TL’lik kısmının borçlular tarafından ödendiği hususunda bilginiz bulunduğu, bahse konu senedin arkasında yer alan ödeme kaydı çerçevesinde bakiye senet bedeli 9.000,00-TL’nin tahsili amacı ile tarafınıza ciro edildiği hususlarını ikrar etmiş sayılacağınız ihtar olunur.” ibarelerini içerir duruşma gününü bildirir tebligat çıkartılmasına karar verilmiş, tebligatın usulüne uygun şekilde tebliğ edilmesine rağmen davalı …’ın belirlenen gün ve saatte mahkememiz duruşma salonunda hazır bulunmaması ve tebligata karşı herhangi bir beyan ve itiraz dilekçesi sunmaması üzerine, senet üzerinde … adının ve imzasının yer aldığı kısmın yanında bulunan kısımda yatay şekilde daksil kullanılmak suretiyle kapatılan alanın, senedin davalı tarafından ciro alındığı sırada mevcut olduğu, senedin davalı tarafından ciro alındığı sırada … adının ve imzasının yer aldığı kısmın yanında bulunan kısımda yatay şekilde daksil kullanılmak suretiyle kapatılan alanın mevcut durumu ile daksil ile kapatılmış olmadığı, senedin davalı tarafından ciro alındığı sırada … adının ve imzasının yer aldığı kısmın yanında bulunan kısımda yatay şekilde daksil kullanılmak suretiyle kapatılan alanda yazan yazılardan bilgisi olduğu, 08/03/2022 tarihli duruşma tutanağı ile tutanak altına alındığı üzere daksil ile silinen kısmın senedin ön yüzünden cep telefonunun flaş ışığı tutulmak suretiyle yapılan inceleme neticesinde daksil sürülmek suretiyle kapatılan alanlarda ”7 BİN TL ALDIM, …” ibarelerinin yazdığı yazıların üstlerinin de karalandığı, ”…” yazan kısmın altında bir adet imzanın yer aldığının davalı tarafından bilindiği, senede konu borcun 7.000,00-TL’lik kısmının borçlular tarafından ödendiği hususunda davalının bilgisinin bulunduğu, bahse konu senedin arkasında yer alan ödeme kaydı çerçevesinde bakiye senet bedeli 9.000,00-TL’nin tahsili amacı ile davalıya ciro edildiği hususlarını ikrar etmiş sayılmasına karar verilmiştir.
Gerekli bilgi ve belgelerin temini akabinde; dosyanın mahkememizce resen belirlenecek Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, keşidecisi … ve …, lehtarı … olan, 25/01/2018 tanzim, 10/07/2018 ödeme tarihli, 16.000,00-TL bedelli senet aslı, İzmir 4. İcra Dairesinin……. Esas sayılı dosyası, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının …… Soruşturma sayılı dosyası, davacı tarafça icra dosyasına yapılan ödemelere ilişkin tahsilat makbuzları ve sair deliller birlikte değerlendirilerek; davacıların keşidecisi … ve …, lehtarı … olan, 25/01/2018 tanzim, 10/07/2018 ödeme tarihli, 16.000,00-TL bedelli senet kapsamında senet bedelinin 7.000,00-TL’sinden borçlu olmadıklarının kabulü ihtimali çerçevesinde, icra takibi kapsamında davacı … ve davacı … tarafından 26/04/2019 ile 28/10/2020 tarihleri arasında icra dosyasına yatırılan toplamda 17.000,00-TL ödemenin ne kadarının haksız olarak davacılardan tahsil edildiği, davacıların senet bedelinin ve icra takibine konu edilmesi gereken miktarın 9.000,00-TL olduğunun kabulü durumunda icra dosyasına ne kadar miktarda fazla ödeme yaptıklarının, bu doğrultuda yapılan ödemelerin ne kadarının istirdat hükümleri çerçevesinde davalıdan talep edilebileceğinin ve sair hususların belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi 27/07/2022 tarihli raporunda sonuç olarak, dosya kapsamında bulunan belge ve bilgiler, tarafların iddia, savunma ve itirazların ilgili mevzuat hükümleri ile birlikte değerlendirilmesi sonucunda nihai karar sayın mahkemeye ait olmak üzere, davalı …’ın, davacı … ve …’tan İzmir 4. İcra Dairesinin …… Esas İcra dosyasında 12.10.2018 takip tarihi itibariyle, 9.000,00-TL asıl alacak, 208,60-TL işlemiş faiz ve 27,00-TL komisyon olmak üzere toplam 9.235,60-TL alacaklı olduğu, 12.10.2018 takip tarihinden itibaren asıl alacağa %9 faiz talep edilebileceği, İzmir 4. İcra Dairesi …… Esas İcra dosyasının toplam borcunun 12.381,77 TL olarak hesaplanmasına karşılık 26.07.2019-26.11.2020 tarih aralığında emekli maaşından tahsilat yolu ile takip borçlularından toplam 17.000,00-TL tahsil edilmiş olduğu anlaşıldığından, fazladan tahsil edilen 4.618,23-TL’nin davalıdan alınarak davacılara ödenmesine karar verilmesinin uygun olacağı sonuç ve kanaatine varıldığını mütalaa etmiştir.
Tüm dosya kapsamı, İzmir 4. İcra Dairesinin ….. Esas sayılı dosyası, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının …… CBS sayılı soruşturma dosyası, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı Emanet Memurluğunun 03/02/2022 tarih ve ……Emanet numaralı yazısı ekinde gönderilen 10/07/2018 tarihli keşidecisi …, kefili …, lehtarı … olan 16.000,00-TL bedelli senet, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Bilirkişinin tanzim etmiş olduğu 27/07/2022 tarihli bilirkişi raporu ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu uyuşmazlığın taraflar arasındaki borç ilişkisi kapsamında davacılar tarafından davalıya verildiği iddia edilen ve İzmir 4. İcra Dairesi’nin …… Esas sayılı dosyasına konu edilen 25/01/2018 tanzim, 10/07/2018 ödeme tarihli, keşidecisi … ve …, lehtarı … olan, 16.000,00-TL bedelli senedin 7.000,00-TL’lik kısmı açısından davacıların davalıya borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkin olduğu, İzmir 4. İcra Dairesinin ……. Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklının davalı … olduğu, borçlunun davacı … olduğu, davalı alacaklı vekilinin davacı borçlu aleyhine 16.000,00-TL asıl alacak, 370,85-TL işlemiş faiz ve 32,00 TL komisyon olmak üzere toplam 16.402,85-TL üzerinden icra takibi başlattığı, takibin kesinleştiği, senedin davalı tarafından ciro alındığı sırada … adının ve imzasının yer aldığı kısmın yanında bulunan kısımda yatay şekilde daksil kullanılmak suretiyle kapatılan alanda yazan yazılardan bilgisi olduğu, 08/03/2022 tarihli duruşma tutanağı ile tutanak altına alındığı üzere daksil ile silinen kısmın senedin ön yüzünden cep telefonunun flaş ışığı tutulmak suretiyle yapılan inceleme neticesinde daksil sürülmek suretiyle kapatılan alanlarda ”7 BİN TL ALDIM, …” ibarelerinin yazdığı yazıların üstlerinin de karalandığı, ”…” yazan kısmın altında bir adet imzanın yer aldığının davalı tarafından bilindiği, senede konu borcun 7.000,00-TL’lik kısmının borçlular tarafından ödendiği hususunda davalının bilgisinin bulunduğu, bahse konu senedin arkasında yer alan ödeme kaydı çerçevesinde bakiye senet bedeli 9.000,00-TL’nin tahsili amacı ile davalıya ciro edildiği, davalı …’ın, davacı … ve …’tan İzmir 4. İcra Dairesinin …….. Esas İcra dosyasında 12.10.2018 takip tarihi itibariyle, 9.000,00-TL asıl alacak, 208,60-TL işlemiş faiz ve 27,00-TL komisyon olmak üzere toplam 9.235,60-TL alacaklı olduğu, 12.10.2018 takip tarihinden itibaren asıl alacağa %9 faiz talep edilebileceği, İzmir 4. İcra Dairesinin …… Esas İcra dosyasının toplam borcunun 12.381,77-TL olarak hesaplanmasına karşılık 26.07.2019-26.11.2020 tarih aralığında emekli maaşından tahsilat yolu ile takip borçlularından toplam 17.000,00-TL tahsil edilmiş olduğu, bu kapsamda icra takibi çerçevesinde davalılardan toplamda (17.000,00-TL-12.381,77-TL) 4.618,23-TL fazla tahsilat yapılmış olduğu, davacı tarafın iddialarını kısmen ispatlamış olduğu, fazla tahsil edilen bedelin davalıdan istirdadının gerektiği anlaşılmakla, açılan davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE,
1-4.618,23-TL alacak bedelinin davalı …’dan alınarak davacılar … ve …’a verilmesine, 2.381,77-TL’ye yönelik fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 315,47-TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 119,55-TL harcın mahsubu ile bakiye 195,92-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 20,00-TL elektronik tebligat, 176,00-TL normal tebligat, 600,00-TL bilirkişi ücreti, 119,55-TL peşin harç ve 54,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 977,75-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 4.618,23-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2. maddesi gereğince kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.04/10/2022

Katip …
¸e-imza

Hakim …
e-imza