Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/587 E. 2021/1126 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
– GEREKÇELİ KARAR-
ESAS NO : 2020/302
KARAR NO : 2021/1093

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 09/07/2020
KARAR TARİHİ : 30/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 18.05.2019 tarihinde … ili , … ilçesi ,… Mah, …Sokak üzerinde geri manevra ile … sokak istikametine seyir halinde olan… sevk ve idaresindeki o dönem davalı …’ye ait … Plakalı aracın sağ arka kısmı ile, …sokak üzerindeki kaldırım kısmından köşe başından park etmiş aracın ön tarafından karşıdan karşıya geçmek isteyen yaya …’a çarpması şeklinde gerçekleşen kaza neticesinde … ağır yaralanmış ve 03.07.2019 tarihinde hayatını kaybettiğini, 18.05.2019 tarih, … Kaza Sıra No’lu, kaza tespit tutanağından da görüleceği üzere … Plakalı aracın sürücüsü… tam kusurlu olup, müteveffa … kusursuz olduğunu, her ne kadar İzmir …Asliye Ceza Mahkemesi …/… E.- …/… K. Sayılı dosyada verilen 07.10.2019 tarihli bilirkişi raporunda 2918 sayılı yasanın 68/b hükmü gereğince müteveffa … tali kusurlu bulunmuş olsa da bilirkişi raporuna katılmalarının mümkün olmadığını, müteveffa , ilgili hükümde belirtilen hususları yerine getirmek suretiyle karşıdan karşıya geçtiğini, gözden kaçırılan husus; müteveffaya çarpan araç park halinde beklerken aniden hızlanarak , geri geri gelmek suretiyle davacıya çarptığını, teşhis ,tedavi evrakları ve İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı …/… Srş No’lu dosyasına ilişkin defin ve nakil ruhsatı suretinden de görüldüğü üzere ölüm, trafik kazasına bağlı travma sebebiyle gelişen sepsis ve elektrolit bozukluğu sonucu meydana geldiğini, sürücü… hakkında taksirle ölüme neden olma suçundan İzmir … Asliye Ceza Mahkemesi …/… E.- …/… K. Açılan dava da 2 yıl 6 ay hapis cezası aldığını, ancak hüküm taraflarınca istinaf edilmiş olup henüz kesinleşmediğini, müteveffa …, …’dan emekli olup aylık 2.850-TL emekli maaşı mevcut olduğunu belirterek davacı … adına 1.000- TL maddi tazminatın (zarar belirlendiğinde harç yatırılacaktır belirsiz alacaktır) sürücü… ve araç sahibi … ‘den kaza tarihi olan 18.05.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, davalı sigorta şirketi .. Sigorta A.Ş den dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen ve müştereken tahsiline, her bir davacı için 30.000-TL olmak üzere toplam 180.000-TL manevi tazminatın; sürücü… ve araç sahibi …’den kaza tarihi olan 18.05.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müteselsilen ve müştereken tahsiline, yargılama harç ve giderleri ve vekalet ücretinin davalılara müştereken ve müteselsilen yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı… ve … vekili tarafından 01/09/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde kazaya karışan araç sürücüsü olan müvekkil…’ın kazanın oluşumunda asli ve tam kusurlu olduğu iddia olunduğunu, İzmir … Asliye Ceza Mahkemesi’nin …/… E. – …/… K. Sayılı dosyasında müteveffaya tali kusur, davalıya ise asli kusur verildiği ancak söz konusu kusur dağılımını kabul etmediklerini, diğer davalı … Sigorta A.Ş tarafından 94.623-TL ödeme alındığını ancak bu ödemenin kısmi bir ödeme olduğunu taleplerinin tamamını karşılamadığını belirttiğini, davacıların maddi tazminat talepleri diğer davalı sigorta şirketi tarafından karşılanmış olup manevi tazminat talepleri ise oldukça fahiş olduğunu, kusur yönünden ceza yargılamasında ve dava dilekçesinde belirtilen hususların tarafımızca kabulü mümkün olmadığını, ancak davalı yaşanılan olay karşısında müteveffa ve ailesi adına çok üzülmüş, vefat edeni geri getirmeyecek olsa da ceza yargılamasında da belirtmiş olduğu üzere kusurlu olsun olmasın davacıların maddi zararlarını karşılamak istediğini, İzmir … Asliye Ceza Mahkemesi’nin …/… E. – …/… K. sayılı dosyasında yapılan yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporunda araç sürücüsü davalı… asli kusurlu, müteveffa ise tali kusurlu olduğu tespit edildiğini, taraflarınca söz konusu rapora itiraz edilmiş olup, taraflarınca da kabulü mümkün olmadığını, zira rapor olayın oluşumuna ilişkin dikkat edilmesi gereken önemli hususlar atlanılarak hazırlanmış olması sebebiyle eksik ve hatalı olduğunu, dava dilekçesinde de belirtildiği üzere davacı … adına destekten yoksun kalma tazminatı olarak … Sigorta A.Ş. tarafından 94.623,00-TL ödeme yapıldığını, dolayısıyla davacının destekten yoksun kalınan maddi zararı karşılandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini, ayrıca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılara yüklenmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili tarafından 15/12/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; dava aşamasından önce davacı davalı şirkete başvuruda bulunduğunu ve davalı şirketçe yeni poliçe genel şartlarına ilişkin İstinaf ve Yargıtay kararlarına uygun şekilde hesaplama yaptırılmış ve aktüer incelemesi sonucunda; müteveffanın eşi olan davacı …’a avukat eşliğinde 94.623-TL, ödeme yapıldığını, bu ödeme geçerli olup buna rağmen davalı şirketten tazminat talebinde bulunulmuş olması tamamiyle kötüniyetli olduğunu belirterek davanın esastan reddine, yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına, masraf ve vekalet ücretimizin davacı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekilinin Davalılar… ve …’nin cevap dilekçesine karşı sunmuş olduğu 16/09/2021 tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalıların iddialarını kabul etmediklerini, müteveffanın kusursuz olduğunu, davalı araç sürücüsü…’ın asli kusurlu olduğu hem kazanın gerçekleşme şeklinde hem kaza tespit tutanağında hem de derdest olan ceza dosyasındaki bilirkişi raporunda açıkça ortada olduğunu, müteveffanın yaya olarak gerekli dikkat ve özeni göstermiş olduğu sabit olduğunu belirterek davalı tarafın mesnetsiz iddialarının reddi ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
Poliçe ve hasar dosyası, kaza tespit tutanağı, ekspertiz raporu, İzmir … Asliye Ceza Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı dosyası ve Trafik İhtisas Dairesi A.T.K tarafından düzenlenen kusur raporu, bilirkişi heyet raporları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davacı vekili, 18.05.2019 tarihinde davalı… sevk ve idaresindeki o dönem davalı …’ye ait … Plakalı aracın karşıdan karşıya geçmek isteyen yaya dava dışı müteveffa …’a çarpması şeklinde gerçekleşen kaza neticesinde … ağır yaralanmış ve 03.07.2019 tarihinde hayatını kaybettiğini, … Plakalı aracın sürücüsü… tam kusurlu olup, müteveffa … kusursuz olduğunu, sürücü… hakkında taksirle ölüme neden olma suçundan İzmir … Asliye Ceza Mahkemesi …/… E.- …/… K. Açılan dava da 2 yıl 6 ay hapis cezası aldığını, ancak hüküm taraflarınca istinaf edilmiş olup henüz kesinleşmediğini, müteveffa …, …’dan emekli olup aylık 2.850-TL emekli maaşı mevcut olduğunu iddia ederek müvekkili … adına 1.000- TL maddi tazminatın (zarar belirlendiğinde harç yatırılacaktır belirsiz alacaktır) sürücü… ve araç sahibi … ‘den kaza tarihi olan 18.05.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, davalı sigorta şirketi … Sigorta A.Ş den dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen ve müştereken tahsiline, her bir müvekkili için 30.000-TL olmak üzere toplam 180.000-TL manevi tazminatın; sürücü… ve araç sahibi …’den kaza tarihi olan 18.05.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müteselsilen ve müştereken tahsiline, yargılama harç ve giderleri ve vekalet ücretinin davalılara müştereken ve müteselsilen yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş yargılama safahatında müvekkili …’un destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin taleplerini 53.218,02 -TL ‘ye arttırarak dava değerini 181.000,00 TL ‘ye ıslah etmiştir.
Davalılar… ve … vekili, İzmir … Asliye Ceza Mahkemesi’nin …/… E.- …/… K. Sayılı dosyasında müteveffaya tali kusur, müvekkiline ise asli kusur verildiği ancak söz konusu kusur dağılımını kabul etmediklerini, diğer davalı … Sigorta A.Ş tarafından 94.623-TL ödeme alındığını ancak bu ödemenin kısmi bir ödeme olduğunu taleplerinin tamamını karşılamadığını belirttiğini, davacıların maddi tazminat talepleri diğer davalı sigorta şirketi tarafından karşılanmış olup manevi tazminat talepleri ise oldukça fahiş olduğunu, dava dilekçesinde de belirtildiği üzere davacı … adına destekten yoksun kalma tazminatı olarak … Sigorta A.Ş. tarafından 94.623,00-TL ödeme yapıldığını, dolayısıyla davacının destekten yoksun kalınan maddi zararı karşılandığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili, müvekkili şirket tarafından davacı …’a avukat eşliğinde 94.623-TL, ödeme yapıldığını, bu ödeme geçerli olup buna rağmen müvekkili şirketten tazminat talebinde bulunulmuş olması tamamiyle kötüniyetli olduğunu iddia ederek davanın reddini savunmuştur.
Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir.
Mahkememizce dosya rapor aldırılmak üzere mahkememizce görevlendirilen Trafik Hasar Kusur ve Aktüerya bilirkişilerine tevdi edilmiş ve 12/08/2021 havale tarihli bilirkişi heyet raporu aldırılmıştır. Bilirkişi heyet raporunda; 18.05.2019 tarihinde meydana gelen trafik kazasında; … Sok üzerinde … Müdürlüğü istikametindeki sağ şeritte geri gitmekte olan … plakalı aracın, … sok ile … sokak kavşağına geldiğinde kavşağa 1- 1,5 metre mesafede ve ters yönde park etmiş kamyonet olması ve kamyonetin görüşü zorlaştırması ve/veya engellemesi ayrıca geri manevra sırasındaki görüş zorluğu nedeni ile kavşak giriş çıkışından … nolu sokakta karşıya geçmeye çalışan müteveffa yaya …’a çarparak ölümle sonuçlanan Trafik Kazasının meydana geldiği Trafik kazasında müteveffa yaya …’a çarpan … plakalı aracın sürücüsü…’ ın 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun aşağıda belirtilen Madde 52/A-B, Madde 67/B, Madde 53/D ve Madde 84/H maddelerini ihlal etmesi nedeni ile asli kusurlu olduğu Kazada hayatını kaybeden müteveffa yaya …’ un ise 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun Madde 68/B-1 maddesini ihlal etmesi nedeni ile tali kusurlu olduğu, 18.05.2019 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu vefat eden …’un ölümü sebebiyle, davacı eş …’un 53.218,02 TL bakiye maddi zararının olduğu, maddi zarardan davalı sigorta şirketlerinin poliçe teminat limitleri dahilinde sorumlu olduğu sigorta şirketlerinin temerrüt tarihi olan 07/08/2019 tarihinden itibaren , diğer davalılar yönünden ise kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile sorumlu tutulabileceği, hususlarında sonuç ve kanaatine varıldığı hususlarında görüş ve kanaatlerini içerir raporlarını dosyaya sunmuşlardır.
15/11/2021 havale tarihli bilirkişi heyet ek raporunda; Dava konusu kazada kök raporun Kaza Kusur Oranlarının Değerlendirilmesi başlığı altına davalı sürücü hakkında yapılan değerlendirme“… plakalı aracın kavşağa girmeden bulunduğu … nolu sokak üzerinde en az manevra ile geri dönerek kavşağa giriş yapması gerekir iken … nolu sokak üzerinde geri geri giderek kavşağa giriş yapmasının kavşak ve çevresini kontrol etmesini engellemiş olduğu sürücünün bu hatası ile kazada ana etken olduğu değerlendirilmiştir” şeklinde değiştirilmiştir. Dava konusu kazada kök raporun Kaza Kusur Oranlarının Değerlendirilmesi başlığı altına müteveffa yaya … hakkında yapılan değerlendirme “ kaza kusur değerlendirmesi başlığı altında belirtildiği üzere “müteveffa yaya …’ un kazada etken olmadığı” şeklinde değiştirilmiştir. Bilirkişi raporunda tarafların kusurunun oransal anlamda belirlenmediğini, bu durumda tazminattan kusur tenzilinin hangi oranlara göre yapılacağının belirsiz olduğunu, itirazı ile ilgili olarak Bilirkişi Daire Başkanlığı tarafından yayınlanan “Bilirkişilerin Uyacağı Rehber İlkeler ve Bilirkişi Raporlarında Bulunması Gereken Standartlar” belgesinde yer alan 27 madde gereği bilirkişiler kusur tespitinde bulunamayacakları için kusur oranı ile ilgili herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Davacı ve Davalı Vekillerinin kendi müvekkilleri ile ilgili olarak itiraz dilekçesi kullandıkları diğer ifadelerin soyut boyutta kaldığı ve ifadelerin dosya içeriğindeki belgeler ile desteklenmediği bu nedenle itirazlar ile ilgili herhangi bir değerlendirme yapılmadığı, … Sigorta A.Ş. Vekilinin talep ettiği kusur oranlarının tespiti konusunda bilirkişilerin yetkisinin bulunmadığı bu itirazın Bilirkişi Daire Başkanlığı tarafından yayınlanan “Bilirkişilerin Uyacağı Rehber İlkeler ve Bilirkişi Raporlarında Bulunması Gereken Standartlar” belgesinde yer alan 27 madde gereği, değerlendirilmediği konu ile ilgili değerlendirmenin Sayın Mahkeme’ nin yetkisinde olduğu, 18.05.2019 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu vefat eden …’un ölümü sebebiyle, davacı eş …’un 53.218,02 TL Bakiye maddi zararının olduğu,maddi zarardan davalı sigorta şirketlerinin poliçe teminat limitleri dahilinde sorumlu olduğu sigorta şirketlerinin temerrüt tarihi olan 07/08/2019 tarihinden itibaren , diğer davalılar yönünden ise kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile sorumlu tutulabileceği hususlarında sonuç ve kanaatine varıldığı hususlarında görüş ve kanaatlerini içerir ek raporlarını dosyaya sunmuşlardır.
Oluşa, dosya içeriğine ve bilimsel verilere uygun bulunan raporlar mahkememizce benimsenmiş ve hükme esas alınabilir kabul edilmiştir.
Destekten yoksun kalma tazminatı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 53. Maddesinin 3. Bendinde düzenlenmiştir. Söz konusu düzenlemeye göre, ölüm halinde ölenin desteğinden yoksun olan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıpların tazmini gerekmektedir. Bu maddeye göre haksız fiilin doğrudan doğruya muhatabı olmayan ancak bu haksız fiil nedeniyle ortaya çıkan ölüm olayından zarar gören ya da ileride zarar görmesi muhtemel bulunan kimselere tazminat hakkı tanınmıştır. Destekten yoksun kalma tazminatının doğumu için destek ile tazminat talebinde bulunan kişi arasında bir destek ilişkisi bulunmalıdır. Bu ilişki ise fiili bir durumu gerektirmektedir. Yani destek ilişkisinde destek olunanın ihtiyaçlarını sürekli ve düzenli olarak vefat eden destek tarafından karşılanması gerekmektedir. Buradaki düzenli ve sürekli olma hali eğer destek ölmeseydi yardımların devam edeceğine dair bir beklentiyi mümkün kılmayı ifade etmektedir. Başka bir deyişle destekten yoksun kalma tazminatının konusu desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan yardımdır. Bu tazminatın amacı ölüm olayı olmasaydı ölenin yardımda bulunduğu kişilere yardımda bulunmaya devam edeceğinin düşünülmesi ve ölüm olayının bu süreci kesmesi nedeniyle destekten yararlanan kişilerin uğradıkları zararların peşin ve toptan şekilde tazmin edilmesi, bu kimselerin ölüm olayından önceki maddi ve sosyal durumlarına kavuşturulmasıdır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesinde; ”Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 50. maddesinde ise ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü yer almaktadır. Aynı yasanın 51.maddesinde ise tazminatın kapsamı ve ödeme biçiminin, durumun gereği ve özellikle kusurun ağırlığı göz önüne alınarak hakim tarafından belirleneceği hususları düzenlenmiştir.
Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları ; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğması zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Hakim, kusurlu veya hukuka aykırı bir fiili ile başkasına zarar verenin kusur durumunu, zararın ağırlını ve oluşan durumun özelliklerini gözeterek uygun ve hakkaniyete uygun bir tazminat belirler.
Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
2918 sayılı Kara Yolları Trafik Kanunun 85/1 maddesine göre bir aracın işletilmesi bir kimsenin ölmesi veya yaralanması yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüs sahibi zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. Aynı yasanın 91.maddesinde ise işletenlerin Kara Yolları Trafik Kanunun 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu belirtilmiştir.
Sorumluluk sigortaları 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve devamı maddelerinde ”Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde düzenlenmiştir. Sorumluluk sigortalarında sigorta şirketi tarafından zararı karşılanan kişi sigorta sözleşmesinin tarafı değildir. Sigorta ettiren kendisi ya da sorumluluğu altında bulunan kişiler tarafından üçüncü kişilere verilecek zararları sigorta şirketine ödediği prim karşılığında sigorta ettirmektedir. Sorumluluk sigortası, sigorta ettirenin üçüncü kişilere vereceği zararları teminat altına alırken hem üçüncü kişiyi hem de sigortalıyı koruma altına alan bir sigorta türüdür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve 1486. maddelerinde yapılan düzenlemeye göre sorumluluk sigortalarını isteğe bağlı sigortalar ile zorunlu sigortalar olarak ikiye ayırmak gerekir.
Tehlike sorumluluklarında üçüncü kişilerin zararının karşılanması amacıyla bazı alanlarda kamu yararı ve zarar görenlerin korunması gerekçesi ile sorumluluk sigortası yaptırmak yasal zorunluluk haline getirilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun da 1483 ve 1484. maddelerinde de zorunlu sorumluluk sigortalarında uygulanacak hükümler ayrıca düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre zorunlu sigortalarda sigorta şirketinin zarar gören üçüncü kişiye karşı olan sorumluluğu kanundan doğan bir sorumluluktur. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 13. maddesi ile bazı hallerde Bakanlar Kurulu’na da zorunlu sigortalar ihdas etme yetkisi verilmiştir. Zorunlu sorumluluk sigortalarının kamu yararı taşıması ve yapılmasının yasa ile zorunlu kılınması nedeniyle zorunlu sigortalarda zarar görenlerin korunması amacıyla bazı düzenlemeler yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, ”İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/1. maddesinde, ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/son. maddesinde ise, ”İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmüne yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, ”sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” düzenlemesi yapılmıştır.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir. (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
6098 sayılı TBK’nun 56. Maddesinde bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda hakim tarafından olayın özellikleri göz önünde tutularak zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat tazminat olarak ödenmesine karar verilebileceği, ağır bedensel zarar veya ölüm halinde zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebileceği düzenlenmiştir.
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin taktirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nın 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Hemen belirtmelidir ki, işletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91. maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir.
Öyle ise, hem işleten hem de sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğundan, uyuşmazlığın bu çerçevede ele alınıp çözümlenmesi gerekmektedir.
Karayolları Trafik Kanunu’nda zorunlu trafik sigortasına ilişkin olarak, sorumluluğun kapsamı yanında, bu kapsam dışında kalan haller de açıkça düzenlenmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun ”Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Dışında Kalan Hususlar” başlıklı 92. maddesinde:
”Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.
a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,
b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,
c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,
d) Bu Kanun’un 105. maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,
e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,
f) Manevi tazminata ilişkin talepler” hükmü ile zorunlu trafik sigortacısının hangi zararlardan sorumlu olmadığı düzenleme altına alınmış, burada örnekseme yoluna gidilmeyip tek tek ve tahdidi olarak sorumlu olunmayan haller sıralanmıştır.
Bu hükümle kanun koyucu; tehlike sorumlusu zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğu kapsamından, sadece tehlike sorumlusu olan işletenin eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararları çıkarmıştır.
Şu haliyle, anılan kişilerin mallarına gelen zararlar dışında kalan ölüm ve yaralanmaya ilişkin cismani zararlar ise sigortacının sorumluluğu kapsamında bırakılmış; böylece tehlike sorumlusunun yakınlarının dahi belirtilen anlamda sigorta kapsamında olduğu benimsenmiştir.
Yukarıda değinilen yasal düzenlemeler ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında, somut olayda davacı …’un desteği ve eşi olan …’un 18/05/2019 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralanarak tedavi gördüğü sağlık kuruluşunda 03/07/2019 tarihinde vefat ettiği anlaşılmaktadır. Müteveffa diğer davacıların babasıdır. Söz konusu trafik kazasının meydana gelmesinde dosyada mevcut Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen rapor, mahkememizce aldırılan raporlar ve tüm dosya kapsamından mahkememizce ulaşılan kanaat dolayısıyla davacıların murisi …’un yaya olarak karşıdan karşıya geçtiği sırada ilk geçiş hakkına sahip olsa da taşıt yolu üzerindeki araçların seyir durumlarını kontrol altında bulundurmadığı görünürlüğü kısıtlayan aracın önünden kontrolsüz bir şekilde karşıdan karşıya geçerek kendi can güvenliğini tehlikeye düşürdüğü, bu kapsamda dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışları ile kazada tali düzeyde ve yüzde on beş oranında kusurlu bulunduğu, davalı …’nin malik olduğu, davalı…’ın ise sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı kamyonet ile seyir halinde iken kavşağa geldiği esnada, geri manevrasını hareket alanını kontrol altında bulundurarak ve manevra yaptığı alanının kavşak mahalli olması sebebi ile buradan her an bir yayanın karşıdan karşıya geçmek için kaplamaya girebileceğini göz önünde bulundurup teyakkuz halinde yapması gerekirken bu hususa riayet etmediği geri tarafa ait kontrolleri yapmadan geri geri manevra yaparak kavşak başını kullanarak karşıya geçmek isteyen ve ilk geçiş hakkına sahip olan yayaya çarparak dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışlar sergilediği, bu itibarla kazanın oluşumunda asli ve yüzde seksen beş oranında kusurlu bulunduğu mahkememizce takdir edilmiştir. Trafik kazası nedeniyle eşi ve desteği vefat eden davacı …’un araç maliki, sürücüsü ve sigortacısı bulunan davalılardan, mahkememizce benimsenen raporlar ile tespit edilen 45.235,31 TL tutarında oluşan destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin talebini dava dilekçesinde 1000 TL olarak ve belirsiz alacak şeklinde belirtmiş, yargılama safahatında bilirkişi raporu ile tespit edilen 53.218,02 TL üzerinden talep arttırımı yapmıştır. Mahkememizce kusur durumu yukarıda anlatıldığı şekilde tespit ve takdir edilmiş ve bu davacının bu yöne ilişkin talebi hakkında 45.235,31 TL üzerinden kısmen kabul kararı verilmiştir. Yapılan yönetmelik değişikliğinde bilirkişilerin kusur tespiti yapamayacağı belirtilerek kusur tespitlerinin mahkemece yapılması öngörülmüş ve bu şekilde uygulama başlamıştır. Bu konuda ise yargılamanın devamı esnasında mahkemenin tespit ettiği kusuru taraflara bildirmesi ihsası rey neden olabilecektir. Ayrıca, mahkemece tespiti yapılan kusur durumuna tarafların itiraz edememesi, başka bir deyişle bu konuda bir itiraz mercinin ve usulünün bulunmaması hukuki sorunlara neden olabilecektir. Bu itibarla somut olayda mahkememizce yukarıda bahsedildiği şekilde kusur tespiti yapılmış, yapılan bu tespit taraflara açıklanmamış, davacı ise kusur durumunu bilmeksizin talep arttırımı yapmış, dosyada verilen kararda ise mahkememizce kısmi kabul ve kısmi red kararı verilmiştir. Dolayısıyla burada reddedilen talep yönünden davacının yargılama gideri ve vekalet ücreti ile sorumlu tutulması hakkaniyete uygun görülmemiştir. Bu itibarla mahkememizce davacı … yönünden destekten yoksun kalma tazminat talebinin reddedilen kısmı üzerinden yargılama gideri ve vekalet ücreti ile sorumlu tutulmamasına karar verilmesi gerektiği vicdani kanısına ulaşılmıştır. Bu davacının, meydana gelen trafik kazasında desteği ve eşinin vefatı nedeniyle bilirkişi raporlarıyla tespit edilen 45.231,31 TL tutarında destekten yoksun kalma tazminatı talep edebileceği, söz konusu bu tazminattan yukarıda değinilen yasal düzenlemeler kapsamında kazaya neden olan karşı taraf araç maliki davalı …, araç sürücü davalı… ve ZMMS sigortacısı davalı … Sigorta A.Ş’nin sorumlu bulunduğu, tazminat tutarının sigorta poliçesi teminat limitleri dahilinde kaldığı ve bu tutardaki destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesi ve fazlaya ilişkin talebin ise reddi gerektiği takdir ve sonucuna ulaşılmış ve mahkememizce davanın bu talep yönünden kısmen kabulüne karar verilmiştir. Söz konusu trafik kazasında eşini kaybeden davacı … yönünden, kaza nedeniyle meydana gelen vefattan dolayı davacının yaşadığı elem ve acılardan dolayı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazadaki kusur durumları, paranın alım gücü hakkaniyet ve nesafet ilkeleri gözetilerek takdiren 25.800 TL olarak mahkememizce belirlenen manevi tazminatın araç sürücüsü ve maliki olan davalılar… ve …’den alınarak davacıya verilmesine, bu hususta fazlaya ilişkin talebin ise reddine karar verilmesi gerektiği takdir ve sonucuna ulaşılmıştır. Trafik kazasında vefat eden … davacılar …, …, …, … ve …’ın babaları olup, kazada babalarını kaybetmekten dolayı yaşadıkları elem ve acılar her türlü izahtan varestedir. Bu davacılar yararına kazadaki kusur durumları, vefat nedeniyle yaşadıkları acı ve üzüntüler, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın alım gücü, hak ve nesafet ilkeleri hep birlikte değerlendirilerek mahkememizce takdiren her davacı için 8000 TL olarak belirlenen manevi tazminatın araç sürücüsü ve maliki olan davalılar… ve …’den alınarak davacılara verilmesine ve fazlaya ilişkin taleplerin ise reddine karar vermek gerektiği takdir ve sonucuna ulaşılmıştır.
Mezkur nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-A-Davacı … yönünden destekten yoksun kalma tazminat talebinin KISMEN KABULÜNE,
45.235,31 TL destekten yoksun kalma tazminatının (davalı sigorta şirketi açısından 07/08/2019 tarihinden, davalılar… ve … yönünden ise 08/05/2019 kaza tarihinden itibaren işleyecek) yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin 7982,71 TL destekten yoksun kalma tazminat talebinin reddine,
Davacı taraf duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunun AAÜT tarifesine göre hesap ve takdir edilen 6680,59 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Destekten yoksun kalma tazminat talebinin reddedilen kısmı yönünden, talep artırımı ve ıslahın kusur durumu taraflarca bilinmeksizin yapılması, bu hususta davacıya bir sorumluluk yüklenmesinin hakkaniyete aykırı olması nedeniyle takdiren davacı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
B-Davacı … yönünden manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜNE,
25.800 TL manevi tazminatın 08/05/2019 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar… ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
Davacı taraf duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunun AAÜT tarifesine göre hesap ve takdir edilen 5100 TL vekalet ücretinin davalılar … Ve…’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davalılar duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunun AAÜT tarifesine göre hesap ve takdir edilen (manevi tazminat talebine ilişkin davada reddedilen kısım yönünden hükmedilecek vekalet ücreti kabul edilen kısım yönünden hükmedilen vekalet ücretini geçemeyeceğinden) 5100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve…’a verilmesine,
2-A-Davacı … yönünden manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜNE,
8000 TL manevi tazminatın 08/05/2019 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar… ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
Davacı taraf duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunun AAÜT tarifesine göre hesap ve takdir edilen 5100 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davalılar duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunun AAÜT tarifesine göre hesap ve takdir edilen (manevi tazminat talebine ilişkin davada reddedilen kısım yönünden hükmedilecek vekalet ücreti kabul edilen kısım yönünden hükmedilen vekalet ücretini geçemeyeceğinden) 5100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve…’a verilmesine,
B-Davacı … yönünden manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜNE,
8000 TL manevi tazminatın 08/05/2019 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar… ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
Davacı taraf duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunun AAÜT tarifesine göre hesap ve takdir edilen 5100 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davalılar duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunun AAÜT tarifesine göre hesap ve takdir edilen (manevi tazminat talebine ilişkin davada reddedilen kısım yönünden hükmedilecek vekalet ücreti kabul edilen kısım yönünden hükmedilen vekalet ücretini geçemeyeceğinden) 5100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve…’a verilmesine,
C-Davacı … yönünden manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜNE,
8000 TL manevi tazminatın 08/05/2019 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar… ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
Davacı taraf duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunun AAÜT tarifesine göre hesap ve takdir edilen 5100 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davalılar duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunun AAÜT tarifesine göre hesap ve takdir edilen (manevi tazminat talebine ilişkin davada reddedilen kısım yönünden hükmedilecek vekalet ücreti kabul edilen kısım yönünden hükmedilen vekalet ücretini geçemeyeceğinden) 5100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve…’a verilmesine,
D-Davacı … yönünden manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜNE,
8000 TL manevi tazminatın 08/05/2019 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar… ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
Davacı taraf duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunun AAÜT tarifesine göre hesap ve takdir edilen 5100 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davalılar duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunun AAÜT tarifesine göre hesap ve takdir edilen (manevi tazminat talebine ilişkin davada reddedilen kısım yönünden hükmedilecek vekalet ücreti kabul edilen kısım yönünden hükmedilen vekalet ücretini geçemeyeceğinden) 5100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve…’a verilmesine,
E-Davacı … yönünden manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜNE,
8000 TL manevi tazminatın 08/05/2019 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar… ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
Davacı taraf duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunun AAÜT tarifesine göre hesap ve takdir edilen 5100 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davalılar duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunun AAÜT tarifesine göre hesap ve takdir edilen (manevi tazminat talebine ilişkin davada reddedilen kısım yönünden hükmedilecek vekalet ücreti kabul edilen kısım yönünden hükmedilen vekalet ücretini geçemeyeceğinden) 5100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve…’a verilmesine,
7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333.maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 5.821,24 TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 618,21 TL harç ve 180,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 5.023,03 ‬ TL karar ve ilam harcının davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
Davacılar tarafından yapılan 110,00 TL e-tebligat, 57,00 TL tebligat, 1.500 TL bilirkişi ücreti, 54,40 TL başvurma harcı, 618,21 TL peşin harç, 180,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 2.519,61‬ TL yargılama giderinden davanın kabul ret oranı dikkate alınarak 895,46 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
Dair, davacılar vekili ile davalı … Sigorta A.Ş vekilinin yüzlerine karşı, diğer davalıların yokluğunda. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/11/2021

Katip …
E-İmza

Hakim …
E-İmza