Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/585 E. 2021/606 K. 03.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/585 Esas
KARAR NO : 2021/606

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/11/2020
KARAR TARİHİ : 03/09/2021

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı bankanın … İzmir Şubesi ile borçlu … Şirketi arasında Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi sözleşmesi ve Ticari Taşıt Kredisi ve Rehin Sözleşmesinin imzalandığını, kredinin açıldığını, ve kullandırıldığını, her türlü borcun teminatı olarak … plakalı araçlara taşıt rehni kurulduğunu, borçlu tarafından ödenmesi gereken borç bakiyesinin bankaya ödenmediğini, kredi hesap kat edilerek borcun ödenmesi hususunda davalı borçlu … Şirketine Bornova … Noterliğinin 08.08.2019 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edildiğini, ancak borcun ödenmediğini, İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasıyla takibe geçildiğini, davalıya 8 örnek ödeme emrinin gönderildiğini, davalı itirazıyla takibin durdurduğunu, arabuluculuk müessesinden yararlanmak için müracaat edildiğini, anlaşmaya varılamadığını, arz edilen hususlar nedeniyle davalı itirazının iptaline, takibin devamına %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının alacak talebini hangi sözleşmeye dayandırıldığının anlaşılmadığının, davalıya müzekkere imkanı tanımadan imzalan sözleşmenin genel işlem şartı niteliği taşıdığını, Y.3H.D. 2014/13539 Esas,2014/16751 karar sayılı kararına belirtildiği üzere ‘6098 sayılı TBK’nun uygulaması ile ilgili olarak kişi açısından bir sınırlama yapılmadığını, genel işlem koşullarına ilişkin düzenlemelerin tacirler yanında tacir olmayan içinde uygulanabileceğini, somut uyuşmazlıkta davacının sözleşme içeriğine müdahale imkanı tanımadığını, faize ilişkin hükmün genel işlem koşulu niteliğinde ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, davacı taarfça talep edilen alacak kalemlerinin yargılamayı gerektirdiğini, belirli bir likit alacaktan söz edilemeyeceğini, arz edilen hususlar gereği davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yagrılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun … Dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanak fotokopisi,
2-İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyası,
3-… …/İzmir Şubesi nezdinde davalı … tarafından kullanılan krediye ilişkin olarak imzalanan Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi ile Ticari Taşıt Kredisi ve Rehin Sözleşmesi, kredilere ilişkin olarak ödemeleri de gösterir hesap özeti ve ekstrele, kredi sözleşmesine konu borcun tahsili amacıyla borçlu adına çıkartılan ihtarname ve ihtarnamenin muhataba tebliğine ilişkin tebligat evrakları ve başkaca ilgili tüm belgeler,
4-Bornova … Noterliğinin 08/08/2019 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ihtarnamenin muhataplara tebliğine ilişkin tebligat evrakları,
5-Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 08/03/2021 havale tarihli raporu,
6-Bankacılık alanında uzman bilirkişinin 26/05/2021 havale tarihli raporu,
7-Sair deliller.
DAVA KONUSU:
Açılan dava, davalı … ile davacı … arasında imzalanan Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesine istinaden davalı …ne kullandırılan ticari kredi borcunun davalı borçludan tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalı tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ile asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsili taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinde İcra Takibine İtirazın İptali; ”Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İcra ve İflas Kanunu’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçladığı bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süresinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması hâlinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkâr tazminatına da hükmedilebilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukuku, 2006, s. 219, 223).
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir (İİK. m.67/1). Alacaklı, alacağının varlığını Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Dava, özünde tahsil istemini de barındırmakla, burada borçlunun takip sonrası yaptığı ödeme iddialarının da nazara alınması zorunludur. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmamasına bakılmaksızın, bütün itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden; mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi halinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, alacak miktarının, takip ya da dava tarihindeki koşullara göre belirlenmesinin, itirazın iptali davasında hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminat türü olan ve bağımsız bir dava konusu yapılamayan icra inkar tazminatının miktarına da etkili olacağı açıktır.
Yargıtay Daireleri ile Hukuk Genel Kurulunun kararlılık kazanmış uygulamasına göre; itirazın iptali davalarında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak icra inkâr tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlarının bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Nitekim aynı ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.02.2020 tarihli ve 2017/3-957 E., 2020/99 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklının davacı … olduğu, borçlunun davalı … olduğu, davacı alacaklı vekilinin davalı aleyhine 398.342,95-TL asıl alacak, 2.020.84-TL BSMV, 40.416,85-TL işlemiş faiz olmak üzere toplamda 441.183,61-TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalının süresinde yapmış oldukları itiraz üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir.
Gerekli bilgi ve belgelerin temini akabinde dosyanın bankacılık alanında uzman Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası, davalı … ile davacı … arasında imzalanan Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesinin onaylı sureti, krediye bağlı hesaba ait hesap özeti ile ekstreler, kredi borcunun kat edilmesi sonucunda borçlu adına çıkartılan ihtarname ve ihtarnamenin muhataba tebliğine ilişkin tebligat evrakı ve sair deliller birlikte değerlendirilerek; davalı … ile davacı … arasında imzalanan Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi kapsamında davalı …ne kullandırılan kredi kapsamında davacı bankanın davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı var ise miktarı, icra dosyası ile davalı aleyhine başlatılan icra takibinde talep edilen asıl alacak ve faiz miktarlarının usulüne uygun olup olmadığı hususlarının belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi 08/03/2021 havale tarihli raporunda sonuç olarak davacı banka ile davalı borçlu arasında 05/12/2016 tarihinde 520.000,00-TL bedelli limitli Genel Kredi Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi düzenlendiğini, kredi borcunun ödenmemesi üzerine 08/08/2019 tarihinde hesabın kat edildiğini, kat ihtarnamesinin davalı borçlu şirkete 15/08/2019 tarihi itibariyle tebliğ edildiğini, kat ihtarnamesinde kredi borcunun ödenmesi için 7 gün süre verildiği dikkate alındığında temerrütün 22/08/2019 tarihi itibariyle oluştuğunu, davacı banka tarafından başlatılan icra takibinin 398.342,95-TL asıl alacak, 30.269,64-TL işlemiş faiz ve 1.513,48-TL BSMV bedeli olmak üzere toplamda 430.126,07-TL üzerinden devamına karar verilebileceğini mütalaa etmiştir.
Mahkememizce alınan ilk raporu tanzim eden bilirkişinin bankacılık alanında uzman olmadığı, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir sıfatını haiz olduğu, konusunda uzman olmayan bilirkişi tarafından düzenlenen rapora dayanılarak hüküm kurulamayacağı gözetilerek dosyanın bankacılık alanında uzman bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası, davalı … ile davacı … arasında imzalanan Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesinin onaylı sureti, krediye bağlı hesaba ait hesap özeti ile ekstreler, kredi borcunun kat edilmesi sonucunda borçlu adına çıkartılan ihtarname ve ihtarnamenin muhataba tebliğine ilişkin tebligat evrakı ve sair deliller birlikte değerlendirilerek; davalı … ile davacı … arasında imzalanan Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi kapsamında davalı …ne kullandırılan kredi kapsamında davacı bankanın davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı var ise miktarı, icra dosyası ile davalı aleyhine başlatılan icra takibinde talep edilen asıl alacak ve faiz miktarlarının usulüne uygun olup olmadığı hususlarının belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, bankacılık alanında uzman bilirkişi 26/05/2021 havale tarihli raporunda sonuç olarak, davacı banka ile davalı borçlu arasında 05/12/2016 tarihinde 520.000,00-TL bedelli limitli Genel Kredi Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi düzenlendiğini, kredinin ana para borcunun 380.110,64-TL olduğunu, kat ihtarnamesinin davalı borçlu şirkete 15/08/2019 tarihi itibariyle tebliğ edildiğini, kat ihtarnamesinde kredi borcunun ödenmesi için 7 gün süre verildiği dikkate alındığında temerrütün 23/08/2019 tarihi itibariyle oluştuğunu, davacı banka tarafından başlatılan icra takibine konu ödeme talebinde yer alması gereken alacak kalemlerinin 380.110,64-TL asıl alacak, 59.981,45-TL işlemiş faiz, 2.999,07-TL BSMV ve 402,97-TL masraf bedeli olmak üzere toplamda 443.494,13-TL olduğunu, ancak taleple bağlılık ilkesi gereğince icra takibindeki toplam alacak kalemi bedellerine itibar edilmesi gerektiğini mütalaa etmiştir.
Alanında uzman olduğu göz önünde bulundurularak bankacılık alanında uzman bilirkişinin 26/05/2021 havale tarihli raporuna itibar edilerek hüküm kurma yoluna gidilmiştir.
Gerçekten de kat ihtarnamesini içerir tebligata ilişkin tebligat evrakı dikkate alındığında, davalının bilirkişi raporunda tespit edildiği gibi 23/08/2019 tarihinde temerrüte düştüğü mahkememizce de kabul görmüştür.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun … Dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyası, … …/İzmir Şubesi nezdinde davalı … tarafından kullanılan krediye ilişkin olarak imzalanan Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi ile Ticari Taşıt Kredisi ve Rehin Sözleşmesi, kredilere ilişkin olarak ödemeleri de gösterir hesap özeti ve ekstrele, kredi sözleşmesine konu borcun tahsili amacıyla borçlu adına çıkartılan ihtarname ve ihtarnamenin muhataba tebliğine ilişkin tebligat evrakları ve başkaca ilgili tüm belgeler, Bornova … Noterliğinin 08/08/2019 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ihtarnamenin muhataplara tebliğine ilişkin tebligat evrakları, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 08/03/2021 havale tarihli raporu, bankacılık alanında uzman bilirkişinin 26/05/2021 havale tarihli raporu ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde, davaya konu uyuşmazlığın davalı … ile davacı … arasında imzalanan Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesine istinaden davalı …ne kullandırılan ticari kredi borcunun davalı borçludan tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalı tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ile asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsili taleplerine ilişkin olduğu, İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında davacı alacaklı vekilinin davalı aleyhine 398.342,95-TL asıl alacak, 2.020.84-TL BSMV, 40.416,85-TL işlemiş faiz olmak üzere toplamda 441.183,61-TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalının süresinde yapmış oldukları itiraz üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, bankacılık alanında uzman bilirkişinin 26/05/2021 havale tarihli raporunda davacı banka ile davalı borçlu arasında 05/12/2016 tarihinde 520.000,00-TL bedelli limitli Genel Kredi Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi düzenlendiğini, kredinin ana para borcunun 380.110,64-TL olduğunu, kat ihtarnamesinin davalı borçlu şirkete 15/08/2019 tarihi itibariyle tebliğ edildiğini, kat ihtarnamesinde kredi borcunun ödenmesi için 7 gün süre verildiği dikkate alındığında temerrütün 23/08/2019 tarihi itibariyle oluştuğunu, davacı banka tarafından başlatılan icra takibine konu ödeme talebinde yer alması gereken alacak kalemlerinin 380.110,64-TL asıl alacak, 59.981,45-TL işlemiş faiz, 2.999,07-TL BSMV ve 402,97-TL masraf bedeli olmak üzere toplamda 443.494,13-TL olduğunu, ancak taleple bağlılık ilkesi gereğince icra takibindeki toplam alacak kalemi bedellerine itibar edilmesi gerektiğini mütalaa ettiği, kat ihtarnamesini içerir tebligata ilişkin tebligat evrakı dikkate alındığında, davalının bilirkişi raporunda tespit edildiği gibi 23/08/2019 tarihinde temerrüte düştüğü, her ne kadar bankacılık alanında uzman bilirkişi tarafından taleple bağlılık ilkesi gereğince icra takibindeki toplam alacak kalemi bedellerine itibar edilmesi gerektiği mütalaa edilmiş ise de taleple bağlılık ilkesi çerçevesinde icra takibinde talep edilen her bir alacak kalemi açısından ayrı ayrı değerlendirme yapılması gerektiği göz önünde bulundurularak davacı bankanın talebi ile bağlı kalınarak ve talebi doğrultusunda yapılan değerlendirme sonucunda takip tarihi itibariyle davalı borçludan 380.110,64-TL asıl alacak, 40.416,85-TL işlemiş faiz, 2.020,84-TL BSMV ve 402,97-TL masraf bedelleri olmak üzere toplamda 422.951,30-TL tutarında alacaklı olduğu kanaatiyle açılan davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, alacak bedelinin likit olduğu da dikkate alınarak icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE,
1-Davalı …nin İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasındaki icra takibine İTİRAZININ 380.110,64-TL asıl alacak, 40.416,85-TL işlemiş faiz, 2.020,84-TL BSMV ve 402,97-TL masraf bedelleri olmak üzere toplamda 422.951,30-TL yönünden İPTALİNE, İzmir … İcra Dairesinin … Esas Esas sayılı dosyasındaki icra takibinin 380.110,64-TL asıl alacak, 40.416,85-TL işlemiş faiz, 2.020,84-TL BSMV ve 402,97-TL masraf bedelleri olmak üzere toplamda 422.951,30-TL üzerinden İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ve İzmir … İcra Dairesinin 2019/13488 Esas sayılı dosyasındaki icra takipleri ile tahsilde tekerrür teşkil etmemek kaydıyla devamına, 18.232,31-TL asıl alacak bedeline yönelik fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Alacak miktarı likit olduğundan takip konusu kabul edilen alacak miktarı olan 422.951,30-TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalı …nden alınarak davacı … Şirketine verilmesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 28.891,81-TL karar ve ilam harcından, 59,30-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 28.832,50 -TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 33,00-TL elektronik tebligat, 19,00-TL normal tebligat, 42,00-TL posta masrafı, 967,00-TL bilirkişi ücreti, 5.328,40-TL peşin harç, 54,40-TL başvurma harcı, toplam 6.443,80-TL yargılama giderinin, davanın kabul ret oranı dikkate alınarak 6.177,51-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan toplam 50,00-TL yargılama giderinin davanın kabul ret oranı dikkate alınarak 2,15-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca davanın kabul oranı dikkate alınarak 38.056,59-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca davanın ret oranı dikkate alınarak 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.360,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
9-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulden anlatıldı.03/09/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır