Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/522 E. 2022/43 K. 13.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/522
KARAR NO : 2022/43

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/10/2020
KARAR TARİHİ : 13/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket … İli … İlçesi, … Mah. … Ada … parsele ait İzmir İli, … İlçesi, … Mahallesinde Kain ve …/… Sokak No:… adresinde bulunan taşınmazın maliki durumundadır. Davalı firma ise … İli … İlçesi, … Mah. … Ada … parselin maliki durumda olup davalı firma ile davacı müvekkil birbirine komşu parselde oldukları, söz konusu taşınmazın arka bahçe olarak düzenlenen alanda bulunan duvarlarda çatlakların olduğunu, duvar zeminin kayarak yamulduğunu, duvarlar arasında kopmaların meydana geldiğini, zeminlerde toprak kaymalarına bağlı kot farklılıklarının oluştuğunu ve yine aynı alanda bulunan merdiven basamaklarının bağlı olduğu duvardan ayrıldığını tespit ettiği, İş bu nedenle de davalı tarafından davacı firmaya yönelik haksız fiil niteliğinde bulunan bu eylemler davacı firma tarafından 30.06.2020 tarihinde öğrenildiği, fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak davalarının kabulü ile, şimdilik 71.400,00 TL maddi zararın, temerrüt tarihi olan 29.09.2020 tarihinden itibaren işletilecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil firmanın inşaatı devam eden binasında davaya konu olan duvar çatlakları müvekkil şirket , inşaata başlamadan önce de mevcut olduğu ayrıca davacının taşınmazında, müvekkilin inşaatına komsu olmayan tüm bahçe duvarlarında da bu tür çatlakları görmek mümkün olduğu, davacı, 27 cm olarak müvekkil firmanın arka bahçesinden müvekkilin arsasına tecavüzde bulunarak kendi taşınmazının muhtelif yerlerinde çatlaklar, kopmalar ve zemin kaymalarına neden olduğu, davacının hem hukuka aykırı olarak müvekkil firmaya ait komşu taşınmaza tecavüzde bulunup hem de sayın mahkemenizde kendileri tarafından açılmış olan işbu davada söz konusu tecavüzün yarattığı maddi zararları haklı sebep olarak görmeleri kabul edilemez. söz konusu maddi hasarların meydana gelmesinde davacının ( zarar görenin ) ağır kusuru olduğu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Taraflar arasındaki ihtilaf, davacıya ait parselde komşu parselde bulunan davalının faaliyetlerinden dolayı taşınmazda duvar çatlağı, zemin kayması, duvarlarda kopma, toprak kayması vb. zararların meydana gelip gelmediği, bunun davalının faaliyetlerinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı, davalının faaliyetlerinden kaynaklanmış ise miktarının ne olduğu, sorumluluğu olup olmadığı, tahsili koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında toplanmaktadır.
… Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nden taşınmaza ait mimari proje örneği ve inşaat proje örnekleri, … Tapu Müdürlüğü tapu kaydı evrakları, … Ltd. Şti müzekkere cevabı, İzmir … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …/… D.İş sayılı dosyası dosya arasına alınarak incelenmiştir.
Mahkememizce somut olayın inşaat yapım aşaması ile ilgili olarak tanık beyanlarına başvurulmuş, 02/03/2021 tarihli oturumunda davacı tanığı …, danışma personeli olarak … de … Kollejinde görev yaptığını, 2017 Eylül sonunda göreve başladığını, güvenlik görevlisi olarak orda çalıştığını, binanın temel kazı çalışmaları sırasında orada olduğunu, kendi bahçe duvarlarına çok yakın mesafeden yaptıklarını, 7-8 cm bile bırakmadıklarını, kendi bahçe duvarının altındaki toprak kaymaya başladığını, herhangi bir önlem alınmadığından yağmurun etkisiyle iyice arttığı, kendi bahçe duvarının altı bomboş kaldığı, ana okulu girişinin olduğu kısımdaki toprak kaydığı, bahçede insanıın bile içine düşebileceği boyutta ve büyüklükte bir boşluk oluştuğu, binanın duvarında kırılma çatlama ve şekil bozuklukları deformeler oluştuğu, hatta kurum o kapıyı kapatıp diğer kapıyı açtığı, ana okulu öğrencilerini alırken bir kazaya sebebiyet vermesin diye olduğu, binanın diğer cephelerinde kırılma çatlama çökme herhangi bir şey olmadığı, bahçe duvarının altında duvarın oturtturulduğu bir temel olup olmadığına dair, bir beton olduğu ancak onun önce ya da sonra olduğunu bilemediğini, kendisinin gördüğü kadarıyla duvarların kayması nedeniyle altında toprak kalmadığını beyan etmiştir.
Aynı oturumda davalı tanığı …, … Boya ve Yalıtım Teknolojileri şirketinde işletme müdürü olarak çalıştığını, inşaat tamamıyla kendisinin takibinde gerçekleştiği, inşaat başlamadan boş araziyken duvarda çatlaklar mevcut olduğu, bunlar fotoğraflarla belgelendiği, daha sonra temel için kazı çalışması yaptıklarında duvarın altındaki toprakta kayma meydana geldiği fakat duvara bir zarar verilmediği, duvara zarar gelmemesi için de dikmelerle duvar alttan desteklendiği, o dikmeler yerinde hiç kaldırılmadan temel de bu şekilde atıldığı, toprak kayması meydana geldiğinde de duvarın demir kullanılmadan montajının yapıldığı görüldüğü, bu arada duvarda kendi arsa paylarından 27 cm içeride olduğu belirlendiği, inşaat yapılırken de tüm önlemler alınarak her şey usulüne uygun yapıldığı, davacı vekilinin talebi ile inşaat sırasında zarar vcrmemek için nasıl bir önlem alındığına dair sorulduğunda, yukarıdada belirttiği şekilde toprak kaydıktan sonra duvarın altında yaklaşık 1.5 metre aralıklarla dikmelerle duvar alttan desteklendiğini, kayma olmadan önce de dikkat edilerek kazı yapıldığı, bahçe duvarının altında duvarın oturtturulduğu bir temel olup olmadığına dair duvarın altında herhangi bir temel görünmediğini beyan etmiştir.
Aynı oturumda davalı tanığı .., inşaat mühendisi olarak … yapı denetim firmasında denetçi olarak çalıştığını, … ‘in sahibi arkadaşım olur ona yardım için başından beri ayrıca takip ettiğini, normal denetim firmasının dışında takip ettiği, projesine uygun ve harita mühendisinin aplikasyonu ile hafriyatını yaptıkları, buraya kadar bir problem olmadığı ancak derine inince toprak kayması olduğu, bahçe duvarında 2 yerde çatlak oluştu, bunu önlemek için alttan 10 a 10 ahşap dikmelerle tahminen en az 10 tane dikme koyarak yıkılmasını önledik, ancak dikmeleri diktikten sonra gördükki bahçe duvarının içinde çok az demir kullanıldığı, normalde 20 cm arayla demir olması gerekirken demir olmadığı, inşaat tamamlandıktan sonra … koleji sahibi … beyle görüştükleri, kendilerinden bir zarar var ise karşılamayı taahhüt ettikleri, harita mühendisini tekrar çağırdım ölçüm yaptırdığı, onların daha önce yapmış oldukları bahçe duvarının 27 cm bizim arsanın içine girdiğini tespit ettiklerini, bunun üzerine … beyle tekrar görüştüğünü, duvarı geri almanız lazım dediğini, çünkü otopark alanımız fazla kalmadığını, hatta biz bu demir eksikliğinden dolayı hayati bir tehlike bile atlattıklarını, yıkımını kendilerinin yapalım yapımını ortak yapalım dediğini kendisine, kabul etmediği, bahçeyi dolaştıkları zaman aynı çatlakları diğer kazı dışındaki ilgisiz duvarlarda da gördüklerini, içerisinde demir olmadığından diye düşündüğünü, Davacı vekilinin : inşaat sırasında zarar vcrmemek için nasıl bir önlem alındığına dair sorulduğunda: kazı esnasında 3 metre kadar mesafe olduğunu, o zaman bir tedbir almalarının gerekmediğini, ancak şu anda 27 cm kadar daha yakın olduğunu öğrendiklerini, çocukların oyun alanı kısmında toprak kayması olduğunu, kendi ustalarının oraya da beton döktüklerini, herhangi bir kazayı önlemek için, diğer duvarlarda gördükleri sıva çatlağının dışında büyük ayrılma ve açıklık olduğu, davalı vekilinin sorusu üzerine soruldu: bahçe duvarının altında temel olduğu ancak onun içerisinde demiri yoktur, demir olmadığı için bu çatlaklar ve kırılmalar olduğu, duvar temelin üzerinde olduğu, duvarı bizim arsanın üzerinde olduğu ancak temeli bahçelerinin içerisinde devam ettiği, inşaatın başlamasından önce duvarlarında bu çatlaklar olduğu, ama fazla ayrık olmadığı, çatlak olarak göründüğünü beyan etmiştir.
Davaya konu inşaat nedeniyle davacı taşınmazında inşaata bağlı olarak temel kazısı sırasında zarar verilip verilmediği, davalının bu inşaat nedeniyle kusuru bulunup bulunmadığı, davacı taşınmazın kendi bünyesinde zararın meydana gelmesine zemin sağlayan unsurlar olup olmadığı, davalı eylemiyle zarar verilmiş ise miktarının ne olduğu hususlarında mahallinde keşif yapılarak bilirkişi heyetinden rapor aldırılmış, dosyaya verilen 20/08/2021 havale tarihli bilirkişi heyet raporunda; söz konusu zararların yan parselde yürütülmekte olan inşaat faaliyetleri nedeniyle husule geldiği, meydana gelen zararların kullanıma bağlı olmadığı, davacı tarafça yapılmış olan betonarme panolu perde duvarların hasar görme sebebinin davalı tarafından bina temeli için açılan temel hafriyatının kesitte de görüldüğü üzere, 7,5mt kadar iki kat bodrum derinliğine inilmesinin, bitişikteki parsel sınırına yapılmış olan istinat duvarının temel kısmının askıda kalmasına neden olduğunun, betonarme panolu perde duvarların hasar görerek zarara uğradığı, perde boyunun tamamının yıkılıp yeniden yapılması gerektiği ve 71.400TL bir harcama gerekebileceğinin rapor edildiğini, keşif esnasında davacı tanığının, temel kazısının bahçe duvarına çok yakın mesafeden arada 7-8 cm bile bırakılmadığını, kendilerinin bahçe duvarının altındaki toprağın kaymaya başladığı, herhangi bir önlem alınmadığı, yağmurun etkisiyle iyice arttığı, bahçe duvarının altının bomboş kaldığını, çatlama ve şekil bozuklukları ve deformeler oluştuğunu, binanın diğer cephelerinde kırılma çatlama çökme herhangi bir şey olmadığını, keşif esnasında davalı tanığının, boş arazideyken binada çatlakların mevcut olduğunu, duvara bir zarar verilmediğini, dikmelerle duvarın alttan desteklendiğini, duvarın demir kullanılmadan montajının yapıldığını, toprak kaydıktan sonra duvarın altında yaklaşık 1,5 metre aralıklarla dikmelerle duvarın alttan desteklendiğini, kayma olmadan önce de dikkat edilerek kazı yapıldığını beyan ettiğini, C- bendli görsele göre davacı parseline ait ve yol cephesinde bulunan istinat duvarında herhangi bir çökme kırılmanın bulunmadığını, ortak parsel sınırında istinat duvarı kısmında ayrılmanın davalı parseline doğru yatma görüldüğünü, iki parsel sınırı istinat duvarında koparak ayrılma olduğunu, 4/5 cm kadar dolgu zeminde bir çökme olduğunu, şayet davalı temel ve 2 kat aşağıya kadar uzanan kazısını, komşu sınırına paralel geçici palplanş kazıkları çakılmadan hafriyat yapmışsa, zemin cinsi kendisini tutabilen kaya ve veya küskülük cinsi değilse, gerek kendi 3mt’lik sınırda ve gerekse, komşu parselin 3mt’lik dolgu kitlesinde, bir oynama veya çökme meydana gelmesinin mukadder olduğunu, temel betonlarının atılması, iki kat beton imalatlarının yapılması ve beton pirizinin alacağı bekleme safhasında geçecek takribi en az iki aylık sürede davacı taraftaki desteksiz kalan dolgu kitlesi ve üzerindeki istinat duvar ve altındaki temel kitle betonun ayrılması ve veya çökmesinin kaçınılmaz olduğunu, hafriyat öncesi bir tedbir alınmamış olduğunu, hafriyat sırasında kaymalar olunca ancak tedbir alındığı şeklinde beyanların bulunduğunu, diğer istinat duvarında demir konulup konulmadığı hususunda, kırılan/ayrılan kısımlarda demirin görülemediği, sınır dışındaki yol kenarında olan istinat duvarlarında dikey kırılmalar ayrılmaların uzun duvarda derz bırakılmadan yapılmasından kaynaklanmış olduğunun anlaşıldığını ayrıca davalının bina kitlesi ile istinat duvarı arasında, kottan dolayı yüksek dolgu yapılarak, beton parke döşendiğinin görüldüğünü, betonarme panolu perde duvarın zarar görmesinin temel sebebinin istinat duvarı temel kısmının askıda kalmasına neden olduğundan zarar gördüğü, mevcut durumda, betonarme panolu perde duvarların temelleri açılan hafriyat yönüne doğru hareket ederek üst yapıda beklenmedik yanal deplasmanlar ve duvarda yanal zorlanmalar meydana geldiğini, bu yanal zorlanmalar neticesinde, duvarda kopmalar, diyagonal kırıklar ile çökme ve oturmaların olduğunun görüldüğünü davalı tarafça yapılan hafriyat sırasında, örneğin ikza ve veya palplanş çakılarak, zorunlu teknik tedbirlerin alınmasının gerekli ve şart olduğu, meydana gelen yanal ötelenmeleri önleyici önlemlerin alınmadığı veya yeterli olmadığı kanaatine varıldığını, beton istinat duvarın içerisinde, olması gereken donatının da olmaması ve yine dilatasyon boşluklarının az da bırakılması nedenlerinden dolayı da hasarın artmasında da, %10 kadar bir payının olduğu kanaatine varıldığını, oluşan hasarda; davalının yeterli ve gerekli ikza tedbirleri almamasından dolayı oluşan hasardaki payının: %90, davacının da, kendi imal ettiği istinat duvarına beton içine asgari konulması gerekli demir donatısını koymamasından ve genleşmeye karşı dilatasyon derzini de yapmamasıdan dolayı, oluşan hasardaki payının: %10 olduğu görüşlerine varıldığını, bu durumda; meydana gelen 71.400,00-TL tutarındaki zararın giderilmesi için; duvarın yıkılması, zeminin sağlamlaştırılarak yeniden duvar ve kaplamaların yapılması işlerinin dava tarihi olan 06.10.2020 itibari ile 71.400,00TL bedelle oluşan hasarın gideriminin yapılabileceği görüş ve kanaatleriyle; dava konusu İzmir ili, … ilçesi, … Mahallesi …/… Sokak, No:… adresinde, 4 katlı ve betonarme karkas olarak inşaa edilen ve hali hazırda okul olarak kullanıldığı belirtilen bina ve özellikle bahçesi müştemilatında oluşan 71.400,00TL tutarındaki hasarda; Davalının %90 oranında kusurunun olduğu ve bunun karşılığının: 71.400,00TL*%90: 64.530,00TL miktarından sorumlu olabileceği, davacının da %10 oranında kusurunun olduğu ve bunun karşılığının: 71.400,00TL*%10: 7.140,00TL miktarından sorumlu olabileceği kanaatlerine varıldığını belirtmişlerdir.
Tarafların kök rapora karşı beyan ve itirazları doğrultusunda mevcut dosya kapsamına göre bilirkişi heyetinden ek rapor aldırılmış, dosyaya verilen 01/11/2021 havale tarihli bilirkişi heyet ek raporunda, sağlıklı teknik tedbir alınmadıkça davacının istinat duvarına bir deplasman veya teknik bir zafiyet verilebileceğine kanaat edildiği, istinat duvarının içerisinde dilatasyon derzinin az olduğu yeterli donatın konmadığı itirazına karşılık olarak davacıya %10 kusur izafe edildiği, dava 06.10.2020 tarihli olup, dava tarihi itibariyle de takribi aynı rayiçlerin geçerli olduğu, hasar bedelinin yine 71.400,00TL olarak değerlendirilebileceği, dava konusu İzmir ili, … ilçesi, … Mahallesi …/… Sokak, No:… adresinde, 4 katlı ve betonarme karkas olarak inşaa edilen ve hali hazırda okul olarak kullanıldığı belirtilen bina ve özellikle bahçesi müştemilatında oluşan 71.400,00TL tutarındaki hasarda; Davalının %90 oranında kusurunun olduğu ve bunun karşılığının:71.400,00TL* %90: 64.530,00-TL miktarından sorumlu olabileceği, Davacının da %10 oranında kusurunun olduğu ve bunun karşılığının: 71.400,00TL* %10: 7.140,00TL miktarından sorumlu olabileceğini belirtmişlerdir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların iddia ve savunmaları, sunulan deliller, tespit dosyası, tanık beyanları, bilirkişi heyet raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalının yeterli ve gerekli tedbirleri davaya konu bina zeminine uygun olacak şekilde almadığı, ortak istinat duvarı gözetilerek projeyi buna göre uygulayamadığı, acil tedbirleri zamanında almadığı, ki meydana gelen hasarın farkedilmesi ile geçici önlem alınmaya çalışıldığı, bunun da verilen zararın boyutu düşünüldüğünde yetersiz kaldığı, baştan sona yeniden yıkım ve yapımı gerektirdiği,teknik bilirkişi raporu benimsenerek oluşan hasarda; oluşan hasarda davalının payının: %90, davacının da, kendi imal ettiği istinat duvarına beton içine asgari konulması gerekli demir donatısını koymamasından ve genleşmeye karşı dilatasyon derzini de yapmamasından dolayı, oluşan hasardaki payının: %10 olduğu, duvarın yıkılması, zeminin sağlamlaştırılarak yeniden duvar ve kaplamaların yapılması işlerinin dava tarihi olan 06.10.2020 itibari ile 71.400,00TL bedelle oluşan hasarın gideriminin yapılabileceği, dava konusu İzmir ili, … ilçesi, … Mahallesi …/… Sokak, No:… adresinde, 4 katlı ve betonarme karkas olarak inşaa edilen ve hali hazırda okul olarak kullanıldığı belirtilen bina ve özellikle bahçesi müştemilatında oluşan 71.400,00TL tutarındaki hasarda; davalının %90 oranında kusurunun olduğu ve bunun karşılığının: 64.530,00TL miktarından sorumlu olduğu tespitlerin yer aldığı teknik bilirkişi raporu esas alınarak davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile; 64.530,00-TL maddi tazminatın 29/09/2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE;
64.530,00TL maddi tazminatının 29/09/2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan alınması gerekli 4.408,04-TL harçtan peşin olarak alınan 1.219,34-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.188,70-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/2.maddesi gereğince hesap ve takdir edilen 9.188,90-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/2.maddesi gereğince hesap ve takdir edilen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan 1.219,34-TL peşin harç, 4 KEP gideri 2,20-TL, 16 tebligat ücreti 128,50-TL, 2 müzekkere gideri 44,00-TL, bilirkişi ücretleri 1.500,00-TL, keşif harcı 419,90-TL, keşif yol masrafı 250,00-TL olmak üzere toplam 3.563,94-TL yargılama giderinin davanın kısmen kabulü nazara alınarak 3.221,02-TL’lik kısmının davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-7155 sayılı yasanın 19/12/2018 tarihinde yürürlüğe giren 23.maddesiyle eklenen 6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereğince taraflar arasında yapılan arabuluculuk faaliyeti sonunda, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere Hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabulucu ücretinden 1.192,99-TL’sinden davalının, 127,01-TL’sinden davacının sorumlu tutulmak kaydı ile davacı ve davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan bulunması halinde karar kesinleştiğinde ilgili taraflara iadesine,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/01/2022

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)