Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/521 E. 2023/460 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/521 Esas
KARAR NO : 2023/460
DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/10/2020
KARAR TARİHİ : 07/06/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, tarafların ortağı olduğu şirketin %10 paylı ortağı olup, TTK’nun 411 ve 412.maddesine göre olağanüstü genel kurul toplantısı talep edilmesine rağmen şirketin, TTK’nun 414.maddesine göre 05/03/2020 tarihinde 2019 yılı olağan genel kurul toplantısı yaptığını, genel kurul daveti için gönderilen ihtarnamede; şirket taşınmazlarının gerçek bedellerinden çok düşük şekilde satıldığı, şirketin kötü yönetildiği ile yolsuzluk ve usulsüzlüklerin ortaya çıkarılması için bir komisyon kurulmasına ilişkin istemlerinin, yönetim kurulunca gündeme alınmadığını ve görüşülmediğini, müvekkilinin toplantıda şirket kayıt ve belgelerinin özel denetçi tayini yoluyla incelenmesi konusundaki talebinin toplantı gündeminin 10.maddesinde görüşülmek üzere ilave edildiğini ve oy çokluğuyla müvekkilinin talebinin reddedildiğini, bunun üzerine İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında özel denetçi atanması talebi ile açtıkları davanın TTK’nun 437.maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedildiğini, sermaye şirketlerinin amacının kar elde etmek olmasına rağmen, davalı şirketin kar etmek bir tarafa tüm varlıklarını satmaya başladığını ve gider kalemleriyle elde edilen gelirleri de yok ettiğini, şirket adına kayıtlı taşınmazların gerçek bedellerinin çok altında düşük bedellerle satıldığını ve şirket yetkilisi … ile onun belirlediği bazı akrabalarına peşkeş çekildiğini, şirketin elde ettiği satış gelirleri ile elde ettiği taşınmaz kira gelirlerinin de anlaşılamayan şekilde yok edildiğini, müvekkilinin bu konulardaki hiçbir sorusuna yönetim kurulu tarafından olumlu yanıt verilmediğini ve gündeme dahi alınmayan bu konuların kapatıldığını, şirketin tüm ortaklarının kardeş olup, yönetim kurulu başkanı …’ın yıllardır kafasına göre takılmak suretiyle ve sorulduğunda hesap vermeden yönetmekle birlikte şirketi sürekli olarak kendisine borçlandırdığını, özvarlıkları 15 Milyon TL olan şirketin, yetkili …’a 7 Milyon TL’yi aşkın borçlanmasının akıl alır gibi olmadığını, müvekkilinin, genel kurul toplantısında yönetim kurulunu ibra etmediğini, davalıların 10 yılı aşkın süredir yönetim kurulu başkan ve üyesi olup, genel kurul toplantısında sunulan mali tablolarla şirket mallarının ucuza satıldığının, satıştan elde edilen gelirlerin banka faizleri hariç başkaca giderler adı altında harcandığının, şirketin zarar ettiğinin, bankalarla anlaşarak mevcut borçları ödememesi nedeniyle sürekli olarak faiz ödeyerek şirketin büyük zararlara sürüklediğinin aşikar olduğu gibi şirketi basiretli olarak yönetmeyerek hatta kötüniyetli fiktif hareketlerle zarara uğrattıklarını bildirmiş, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere, harcama tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faizleriyle birlikte 10.000-TL tazminatı, davalıların müştereken ve müteselsilen … Ürünleri Gıda San ve Dış Ticaret Şirketine ödemelerine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı … vekili, cevap dilekçesinde; zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davanın mesnetsiz soyut ve kötü niyetli olduğunu, davacının TTK’nun dan doğan haklarını kullanmadan bağımsız denetçi atanmasını talep ettiğini, yerinde bir kararla mahkemenin talebi reddettiğini, davacının amacının mahkemeye özel denetçi yerine koyarak inceleme yaptırma ve azınlık olarak çoğunluğa rahatsızlık vermek olduğunu, davacının tüm genel kurullara katılıp, son toplantı hariç diğer toplantıların tamamında yönetim kurulunu ibra ettiğini, dava dilekçesindeki iddiaların soyut olup, gerçek olmadığını, somut bir isnadın ileri sürülmediğini, müvekkilinin şirketten 7 Milyon TL alacaklı olduğu iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacının bilançolardan ve taşınmazların satışından bilgi sahibi olduğunu, Antalya’daki taşınmaz satışının davacının imzasınında bulunduğu genel kurul tutanaklarında yer aldığını, satıştan önce gayrimenkul değerlemesinin yapıldığını, şirketin banka borçlarının artmadığı gibi aksine yıllara sari olarak azaldığını, soyut iddialara karşı savunma yapılamayacağı gibi mahkemelerin de soyut iddialara dayalı olarak bir yargılama yapamayacağını bildirmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, cevap dilekçesinde; şirketin tüm paylarının aileye ait olup, müvekkilin 31/07/2012 tarihinden bu yana yönetim kurulu üyesi olduğunu, şirketin mali tablolarının, yönetim kurulunun borç azaltma yönünde irade sergilediğini ortaya koyduğunu, 2017 ve 2019 yıllarında yapılan genel kurul toplantılarında davacının yönetim kurulu üyelerinin ibra edip, davalıların yönetici olarak seçilmesinde olumlu oy kullandığını, 2020 yılında yapılan 2019 yılına ait olağan genel kurul toplantısında ibra konusunda olumsuz oy kullandığını, 2019 yılına kadar davacı ile …. arasında bir uyuşmazlık bulunmadığını, davacının ecri misil talepli dava açması yanında davalı …. ve şirket hakkında icra takibi yaptığını, buna karşı açılan menfi tespit davasının derdest olduğunu, davacının özel denetçi atanması talepli davasının usulden reddine karar verildiğini, Antalya’da satılan taşınmazın gayrimenkul değerleme raporu alınarak ve şirket menfaati gözetilerek satışının yapıldığını, davacının 2019 yılındaki genel kurul toplantısında bu satışa ilişkin herhangi bir beyanda bulunmadığını, TTK’nun 558(2).maddesi uyarınca davacının satış işlemini bilmesi ve 05/03/2020 tarihinde ibra kararının alınması nedeniyle davacının dava açma hakkının 05/09/2020 tarihinde düştüğünü, dava dilekçesindeki iddiaların tamamıyla soyut olduğunu, mahkeme tarafından iddiaların somutlaştırılması için verilen sürede davacı tarafça sunulan dilekçede, soyut iddiaların tekrar edildiğini, vekilin özgeçmişine yer verdiğini, mahkemenin görüş beyan ettiğini ileri sürdüğünü, ara karardan dönülmesini ya da çekilme kararı verilmesini talep ettiğini, bu dilekçeden davacı tarafın genellemeler marifetiyle şirket ile ilgili inceleme yapılmasını temin etmeye çalıştığının anlaşıldığını, taşınmazların değerinin altında satıldığı, şirket giderlerinin çok fazla olduğuna ilişkin iddiaların zaman, mekân, kişi, oluş şekli gibi unsurlarıyla algılamaya, anlamaya, tartışmaya, ispata elverişli olacak şekilde ortaya konmasının şart olduğunu, somutlaştırma yükü konusundaki eksiğin tamamlanmaması için verilen kesin süre içinde somutlaştırma yükünün yerine getirilmediğinin anlaşıldığını, bu nedenle ilk duruşmada davanın esastan reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğunu doğurucu eylemin ortaya konamadığını, kusur ve zararın ispat edilemeyeceğini, ibra kararları nedeniyle yalnız 2019 yılı faaliyet dönemine ilişkin inceleme yapılabilecek ise de bu faaliyet dönemine ilişkin dava açma hakkının düştüğünü, hak düşürücü süre ve zamanaşımı süresinin geçtiğini bildirmiş, davanın hak düşürücü süre ile esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava; TTK’nun 553. maddesi uyarınca, davacının ortağı olduğu şirketin yetkilisi olan davalıların, dava dilekçesinde iddia edilen iş ve işlemleri ile şirketi zarara uğrattıkları iddiası ile verilen zararın tazmini istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesinde; Kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğu, 6235 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3(1) maddesinde; davacının, arabuluculuk faaliyeti sonucunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanak aslını veya onaylanmış örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu, eklenmemesi halinde verilecek bir haftalık kesin süre içerisinde sunulması gerektiği, aksi taktirde dava dilekçesi tebliğ edilmeksizin ve arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verileceği düzenlenmiştir.
Dava konusunun ve dava dilekçesindeki sonuç talebin, davalı yöneticilerin tarafların ortak olduğu şirketi zarara uğrattıkları iddiası ile tazminata hükmedilmesi olup, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler gereği davanın, zorunlu arabuluculuk hükümlerine tabi olmasına bağlı olarak, dava açılmadan önce zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulmasının zorunlu olmasına göre, anlaşamama halinde buna ilişkin son tutanak aslının veya onaylanmış örneğinin, dava dilekçesine ekli olarak sunulması zorunlu olmasına rağmen davacı tarafça, dava açılmadan önce ve ön inceleme duruşmasına ve hatta karar tarihine kadar zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulmamıştır. Duruşma açılmadan ve ön inceleme duruşmasında. bu eksiklik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmemiş ve tahkikat aşamasına geçilmiş ise de, davalı taraf vekillerinin tahkikat aşaması sırasında sundukları zorunlu arabuluculuk yoluna gidilmemesi nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi talepli 28/02/2023 tarihli dilekçelerini sunmaları üzerine, 01/03/2023 tarihli ara kararı ile tahkikata ilişkin işlemler durdurularak dosyanın bilirkişilere tevdi edilmemesine karar verilmiş, davacı tarafça, bu karardan sonra duruşmaya kadar zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulup, son anlaşamama tutanağının sunulmadığı, bu konudaki eksikliğin giderilmediği dikkate alınarak davanın niteliği itibariyle zorunlu arabuluculuk yoluna tabi olduğu, tamamlanabilir nitelikteki dava şartı eksikliğinin duruşma gününe kadar davacı tarafça yerine getirilmediği, buna göre yargılamaya devam edilmesinin mümkün bulunmadığı dikkate alınarak; TTK’nın 5/A 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-2 ve HMK’nın 114 (2) ve 115 (2) maddeleri uyarınca davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, Ankara BAM … Hukuk Dairesinin 04/03/2021 günlü … esas ve … sayılı ilamında da belirtildiği üzere yasal düzenleme gereği davanın zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulmaması halinde davalı tarafa dava dilekçesi tebliğ edilmeksizin usulden reddine karar verilmesinin gerekmesine göre dava dilekçesinin tebliğ edilmesi ve yargılama yapılması halinde davalı tarafın kendini vekil ile temsil ettirmesi halinde bu durumun davacı aleyhine sonuç doğurmaması gerektiği gözetilerek davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş, HMK’nun 326(1) maddesi hükmü gereği davacı tarafın yargılama giderleri ile sorumlu tutulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
Yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerle:
1-7155 Sayılı Kanunun 20. maddesi ile 6102 Sayılı TTK’na eklenen 5/A maddesi ve 7155 Sayılı Kanunun 23. maddesi ile 6325 Sayılı Hukuk uyuşmazlıklarında Arabulucuk Kanununa eklenen 18/A-2 maddesi uyarınca arabuluculuğa başvurulmadan dava açılması nedeniyle , TTK’nın 5/A 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-2 ve HMK’nın 114 (2 ) ve 115 (2) maddeleri uyarınca; davanın, DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE USULDEN REDDİNE ,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin yatırılan 170,78 TL harcın indirilmesi ile geriye kalan 9,12 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … tarafından yatırılan gider avansından harcama yapılmadığı dikkate alınarak bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-Davalı … tarafından yapılan ve müzekkere posta ücretinden oluşan toplam 21,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
6-Davacı ve davalı taraflarca peşin yatırılan gider avansından artan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Davacı vekili ile davalılar vekillerinin yüzüne karşı, HMK’nun 343 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/06/2023
Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza