Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/509 E. 2021/564 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
-GEREKÇELİ KARAR-
ESAS NO : 2020/509 Esas
KARAR NO : 2021/564

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/09/2020
KARAR TARİHİ : 08/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının … plakalı aracı kusurunun bulunmadığı, 08/02/2020 tarihinde meydana gelen kazada aracının çarpılması sonucu maddi hasara uğradığını, … Sigorta A.Ş tarafından gönderilen sigorta eksperi raporu incelendiğinde tespiti yaptığı 21.572,00 TL yedek parça tutarına %60,58’e varan iskonto ile 13.070,18 TL düşerek 8.501,82 TL ve işçiliğin 4.500,00 TL ile toplamda KDV dahil 15.342,15 TL düşerek 8.501,82 TL ve işçiliğin 4.500,00 TL ile toplamda kdv dahil 15.342,15 tespit yaptığı fakat gerek yedek parçaların tedarik edilmediği gerekse işçiliklerin yetersiz olduğu görüldüğünü, davalı 19/03/2020 tarihinde 13.001,82 TL servis yetkilisi hesabına ödeme yapmış olup yetersiz olduğunu, fark davacı üzerinden kaldığını belirterek davalı sigorta şirketinin trafik sigortasını düzenlediği … plakalı aracın tam kusurlu olarak davacıya … plakalı araca çarpması sonucu davacının aracında kaza sonrası eksik ödenen hasar tazminatı farkının hasar tazminatının Yargıtay kararlarına göre iskontosuz gerçek zarar fiyatları ile rakama kdv dahil hesabı ile şimdilik kararlarına göre iskontosuz gerçek zarar fiyatları ile rakama kdv dahil hesabı ile şimdilik 10,00 TL nin 13/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, TTK 1426 gereği uzman görüşü ücret bedeli 236,00 TL ve HMK 323. Madde gereği yargı giderlerinden vekalet harcı (7,80 TL) nin ve diğer yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA ;
Davalı … … Sigorta A.Ş vekili tarafından 11/11/2020 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususları kabul etmediklerini, davalı şirket tarafından 19.03.2020 tarihinde 13.001,82 TL maddi hasar tazminatı ayrıca 10.07.2020 tarihinde değer kaybı tazminatı olarak 7.044,93 TL ödeme yapıldığını, bu ödeme ile davacı tarafın davalı sigorta şirketinden hak ve alacağı kalmadığını, dava konusu alacak zamanaşımına uğradığını, davalı şirkete ZMMS Poliçesi ile sigortalı … plaka sayılı aracın kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusuru bulunmadığını belirterek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ;
Poliçe ve hasar dosyası, kaza tespit tutanağı, ekspertiz raporu, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE ;

Davacı vekili, müvekkiline ait … plakalı aracın sürücüsü davacı … idaresinde iken 08/02/2020 tarihinde … plakalı araçla çarpışarak maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, kazada davalı sigorta şirketi tarafından trafik sigortası ile sigortalanan … plakalı aracın asli kusurlu olarak bulunduğu, müvekkilinin aracında 29.718,12 TL hasar olduğunu, bakiye kalan 16.716,29 TL için sigorta şirketine başvurulmasına rağmen davalı şirketten herhangi bir dönüş olmadığını, ödemenin yapılmadığını, aracın faturada belirtildiği şekilde onarıldığını belirterek dava tarihi itibariyle 10,00 TL hasar tazminatının işleyecek avans faizi ile birlikte ve 236,00 TL ekspertiz ücretinin müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş yargılama safahatında hasar bedeline ilişkin talebini 16.716,29 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirket tarafından 19.03.2020 tarihinde 13.001,82 TL maddi hasar tazminatı ayrıca 10.07.2020 tarihinde değer kaybı tazminatı olarak 7.044,93 TL ödeme yapıldığını, bu ödeme ile davacı tarafın müvekkili sigorta şirketinden hak ve alacağı kalmadığını, dava konusu alacak zamanaşımına uğradığını, müvekkili şirkete ZMMS Poliçesi ile sigortalı … plaka sayılı aracın kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusuru bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Dava, trafik kazasından kaynaklı araç hasar kaybı talebine ilişkindir.
Mahkememizce dosya Hasar Kusur ve Sigorta Hesap bilirkişilere tevdi edilerek rapor aldırılmıştır. 05/05/2021 tarihli bilirkişi raporunda; … plakalı aracı kullanan dava dışı Muhittin Rüzgar’ın dava konusu kazada KTK nun 57/1-c ve 84/a maddelerini ihlal etmesi nedeni ile asli (%100) kusurlu olduğu, kazanın oluş şekli ile dava konusu … plakalı araçta oluşan hasarın uyumlu olduğu, değerlendirmeler kısmında arcın onarım giderlerinin hesaplanması ile ilgili çizelgelerde görüldüğü üzere 04/03/2020 kaza tarihindeki yetkili servis orijinal yedek parça fiyatlarına göre araçta değişimi yapılan parçaların bedelinin KDV dahil 22.726,61 TL işçilik tutarlarının KDV dahil 6.991,50 TL ve toplam onarım giderlerinin KDV dahil 29.719,11 TL olacağı, araçla ilgili davalı sigorta şirketi tarafından araçta oluşan hasar ile ilgili olarak 19/03/2020 tarihinde davacı tarafa 13.001,82 TL ödeme yapıldığı, aracın tespiti yapılan onarım bedelinin 29.716,11 TL olması nedeni ile hasar ödemesi ile ilgili olarak kalan bakiyenin 16.716,29 TL olacağı olduğu, davacı tarafın iş bu davadan önce aracı üzerinde yaptırdığı ekspertiz ücreti olan 236,00 TL masrafı davalı sigorta şirketinden talep edebileceği, davalı sigorta şirketinin kısmi ödeme yaptığı 19/03/2020 tarihinde temerrüde düştüğü sonucuna varıldığı tespitlerine yer verilmiştir. Oluşa, dosya içeriğine ve bilimsel verilere uygun bulunan rapor mahkememizce benimsenmiş ve hükme esas alınabilir kabul edilmiştir.
Haksız fiil, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49 maddesinde; ”Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 50. maddesinde ise ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü yer almaktadır.
Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğması zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Hakim, kusurlu veya hukuka aykırı bir fiili ile başkasına zarar verenin kusur durumunu, zararın ağırlını ve oluşan durumun özelliklerini gözeterek uygun ve hakkaniyete uygun bir tazminat belirler.
Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Sorumluluk sigortaları 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve devamı maddelerinde ”Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde düzenlenmiştir. Sorumluluk sigortalarında sigorta şirketi tarafından zararı karşılanan kişi sigorta sözleşmesinin tarafı değildir. Sigorta ettiren kendisi ya da sorumluluğu altında bulunan kişiler tarafından üçüncü kişilere verilecek zararları sigorta şirketine ödediği prim karşılığında sigorta ettirmektedir. Sorumluluk sigortası, sigorta ettirenin üçüncü kişilere vereceği zararları teminat altına alırken hem üçüncü kişiyi hem de sigortalıyı koruma altına alan bir sigorta türüdür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve 1486. maddelerinde yapılan düzenlemeye göre sorumluluk sigortalarını isteğe bağlı sigortalar ile zorunlu sigortalar olarak ikiye ayırmak gerekir.
Tehlike sorumluluklarında üçüncü kişilerin zararının karşılanması amacıyla bazı alanlarda kamu yararı ve zarar görenlerin korunması gerekçesi ile sorumluluk sigortası yaptırmak yasal zorunluluk haline getirilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun da 1483 ve 1484. maddelerinde de zorunlu sorumluluk sigortalarında uygulanacak hükümler ayrıca düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre zorunlu sigortalarda sigorta şirketinin zarar gören üçüncü kişiye karşı olan sorumluluğu kanundan doğan bir sorumluluktur. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 13. maddesi ile bazı hallerde Bakanlar Kurulu’na da zorunlu sigortalar ihdas etme yetkisi verilmiştir. Zorunlu sorumluluk sigortalarının kamu yararı taşıması ve yapılmasının yasa ile zorunlu kılınması nedeniyle zorunlu sigortalarda zarar görenlerin korunması amacıyla bazı düzenlemeler yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, ”İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/1. maddesinde, ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/son. maddesinde ise, ”İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmüne yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, ”sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” düzenlemesi yapılmıştır.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir. (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin taktirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nın 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları kapsamında değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki ikinci el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde; ”Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5. Bölümünde belirtilen ‘Kapsama Giren Teminat Türleri’ başlığı altında bulunan (a) bendinde ‘Maddi Zararlar Teminatı’ kapsamında araçta meydana gelen değer kaybı da sayılmıştır.
İlgili maddede Maddi Zararlar Teminatı; ”Hak sahibinin bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır.” olarak tanımlanmıştır.
Yukarıda değinilen somut olay ve yasal düzenlemeler hep birlikte değerlendirildiğinde, meydana gelen trafik kazasında davacıya ait araçta trafik kazası nedeniyle 16.716,29 TL hasar kaybı zararı oluştuğu, bu zararın kazaya karışan karşı taraf aracın ZMMS sigortacısı olan davalı tarafça tazmini gerektiği anlaşılmaktadır. Bu itibarla davanın kabulüne karar vermek gerektiği takdir ve sonucuna ulaşılmıştır.
Mezkur nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
16.716,29 TL maddi tazminatın 19/03/2020 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre hesap ve takdir edilen 4.080 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Harçlar yasası gereğince alınması gereken 1.141,88 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL ve ıslah üzerine alınan 285,50 TL harç olmak üzere 339,50 TL harcın mahsubu ile 801,98 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A (14) maddesi uyarınca 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinden oluşan yargılama giderinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan 19,00 TL tebligat, 33,00 TL elektronik tebligat, 42,00 TL posta masrafı, 54,40 TL peşin harç, 54,40 TL başvurma harcı, 1,500 TL bilirkişi ücreti, 236,00 TL ekspertiz ücreti olmak üzere toplamda 1.938,8‬0 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/07/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza