Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/498 E. 2021/472 K. 22.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/498 Esas
KARAR NO : 2021/472

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/09/2020
KARAR TARİHİ : 22/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ticaret yaptığı yıllarda davalı şirketten mobilya almak için yaptığı anlaşmaya karşılık eşinin 15.07.2002 tarihinde ölen mirasbırakanı babası … maliki olduğu Manisa İli, Akhisar İlçesi, … Mah. … ada, … parselde tapuya kayıtlı taşınmazı üzerine davalının bayisi olmak amacıyla doğduğunu, ve doğacak borçları karşılığında 12.12.1996 tarihinde 8.000.000.000,00 ETL ve 03.07.1998 tarihinde 7.000.000.000,00 ETL’lik davalı lehine FBK teminat ipoteği kurdurduğunu, davalı şirketin 2001 yılında ticareti terketmesinden önce hesapların kapatıldığını, sonrasında da davacı müvekkili ile davalı şirket arasında herhangi bir ticari, veya kişisel alışveriş olmadığını, dolayısıyla müvekkilinin davalıya herhangi bir şekilde borçlanmadığını, İpotek kurulması tarihinden bu yana müvekkilinin davalıdan hiçbir talebi olmadığından ipoteğin konusuz kaldığını, Davalı şirketin 2001 yılında fiilen ticareti terk ettiği ve Ticaret sicilinde kayıtlı adresinde de bulunamadığını, müvekkillinin miras bırakanının davalı şirkete borcu olsa bile alacak zamanaşımına uğramış olacağından ve davalı ile müvekkil davacılar arasında fiili olarak ticaret olmamasından dolayı bir borç doğmasının imkansız olduğunu müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, davanın kabulüne ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA ;
Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER ;
Tüm dosya kapsamı.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE ;
Dava, menfi tespit talebine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından, davacı vekilinin Manisa İli, .. İlçesi, … Mah…. ada, … parselde tapuya kayıtlı taşınmaz üzerinde davacının eşinin vefat eden babasının bayilik sözleşmesi nedeniyle ipotek kurulduğu, davalı şirketin 2001 yılında ticareti terk ettiği, ticaret sicilinde kayıtlı adresinde bulunamadığı, müvekkilinin davalıya borcunun bulunmadığı, söz konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasında delil olarak kullanılmak üzere eldeki davanın açıldığı, iddiaları ile mahkememize dava açıldığı anlaşılmaktadır. Söz konusu talepler incelendiğinde davacının söz konusu taşınmaz üzerinde herhangi bir hakkının ve buna bağlı olarak taraf sıfatının bulunmadığı, hangi borçtan dolayı davacının menfi tespit talebi bulunduğunun anlaşılamadığı, taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına ilişkin iş ve işlemlerin davayla ilgisinin bulunmadığı, bu iş ve işlemleri yaptırma ya da dava konusu etme hususlarında davacının yine husumet ehliyetinin bulunmadığı, başka bir deyişle başkasına ait taşınmazda başkasına ait ipotek hakkının veya ipotek tesisinin veya terkininin davacıyla ilgisinin bulunmadığını, bu ve buna benzer davalar açmakta ve özellikle eldeki davada dava açmakta davacının hukuki hiçbir yararının bulunmadığı takdir ve sonucuna ulaşılmıştır.
Mahkemenin davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi (davayı esastan inceleyebilmesi) için varlığı veya yokluğu gerekli olan haller, dava (yargılama) şartlarıdır. Davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi için varlığı gerekli hallere, olumlu dava şartları (görev, hukuki yarar gibi); yokluğu gerekli hallere ise olumsuz dava şartları denilmektedir (kesin hüküm gibi). Dava şartları, dava açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esası hakkında inceleme yapabilmesi (davanın esasına girebilmesi) için gerekli olan da denir.
Dava şartlarından biri olmadan açılan dava da açılmış (var) sayılır, yani derdesttir. Ancak mahkeme, dava şartlarından birinin bulunmadığını tespit edince, davanın esası hakkında inceleme yapamaz; davayı dava şartı yokluğundan (usulden) reddetmekle yükümlüdür. Dava şartlarının bulunup bulunmadığı davada hakim tarafından kendiliğinden (re’sen) gözetilir; taraflar bir dava şartının noksan olduğu davanın görülmesine (esastan karara bağlanmasına) muvafakat etseler bile, hakim davayı usulden reddetmekle yükümlüdür.
Esasa ilişkin nihai karar ile taraflar arasındaki uyuşmazlık (esastan) sona erer ve hüküm kesinleşince (kesin hüküm ortaya çıkınca), artık o uyuşmazlık (dava konusu) hakkında, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak yeni bir dava açılamaz; açılırsa, kesin hükümden dolayı reddedilir (HMK m.303) (Kuru, Baki: Hukuk Muhakemeleri Usulü, İstanbul 2001, Cilt:3, s.3005).
Tarafların, dava ve taraf ehliyetine sahip olmaları 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114.1-d. maddesinde belirtilmiş olup dava şartlarındandır.
Yine aynı kanunun 115.maddesinde ise; ”Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” hükmü yer almaktadır.
Tüm dosya kapsamı, yukarıda bahsi geçen somut durumlar ve yasal düzenlemeler hep birlikte değerlendirildiğinde davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı, hukuki yararın dava şartı olduğu, açılan davanın dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar vermek gerektiği takdir ve sonucuna ulaşılmış ve mezkur nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
Davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı anlaşıldığından HMK 114/1-h ve 115/2 maddeleri gereğince davanın USULDEN REDDİNE,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, artan gider avansı bulunması durumunda karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Harçlar yasası gereğince alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 256,17 TL harçtan mahsubuna, artan 196,87‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
7155 Sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14 maddesi gereğince ilerde haksız çıkacak taraftan tahsil edilmek üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320.00 TL zorunlu Arabuluculuk yargılama giderinin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Davacı tarafından sarf olunan 76 TL tebligat gideri, 5,50 TL elektronik tebligat gideri, 1,50 TL kep ücreti, 256,17 TL peşin harç, 54,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplamda 393,57 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/06/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza