Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/490 E. 2021/1147 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/490
KARAR NO : 2021/1147

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 24/09/2020
KARAR TARİHİ : 14/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında Abonelik Sözleşmesi akdedildiğini, müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan tüm edimlerini yerine getirdiğini, davalının Aralık/2016-Eylül/2019 dönemleri arası takipte bedelleri talep edilen faturalara ilişkin ödeme edimini yerine getirmediğini, alacağın tahsili için MTS sistemiyle İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığının, davalı tarafından yapılan itiraz neticesinde takibin durduğunu belirterek haksız itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER :
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı aslı,
2-İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası,
3-Taraflar arasında imzalanan abonelik sözleşmeleri ve taraflar arasında imzalanan abonelik sözleşmesi kapsamında davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturalar
4-Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 07/06/2021 havale tarihli raporu,
5-Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 25/10/2021 havale tarihli ek raporu,
6-Davacı vekilinin 24/11/2021 havale tarihli beyan dilekçesi,
7-Sair deliller.
DAVA KONUSU :
Açılan dava, taraflar arasında imzalanan abonelik sözleşmesi kapsamında davacı şirket tarafından davalı şirkete verilen hizmet çerçevesinde davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen 34 adet faturadan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine davalı şirket tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinde İcra Takibine İtirazın İptali; ”Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İcra ve İflas Kanunu’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçladığı bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süresinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması hâlinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkâr tazminatına da hükmedilebilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukuku, 2006, s. 219, 223).
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir (İİK. m.67/1). Alacaklı, alacağının varlığını Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Dava, özünde tahsil istemini de barındırmakla, burada borçlunun takip sonrası yaptığı ödeme iddialarının da nazara alınması zorunludur. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmamasına bakılmaksızın, bütün itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden; mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi halinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, alacak miktarının, takip ya da dava tarihindeki koşullara göre belirlenmesinin, itirazın iptali davasında hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminat türü olan ve bağımsız bir dava konusu yapılamayan icra inkar tazminatının miktarına da etkili olacağı açıktır.
Yargıtay Daireleri ile Hukuk Genel Kurulunun kararlılık kazanmış uygulamasına göre; itirazın iptali davalarında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak icra inkâr tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlarının bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Nitekim aynı ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.02.2020 tarihli ve 2017/3-957 E., 2020/99 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklının davacı … Anonim Şirketi olduğu, borçlunun davalı … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi olduğu, davacı alacaklı vekilinin davalı borçlu aleyhine 6.590,00-TL asıl alacak, 3.073,35-TL faizsiz istenen alacak, 2.479,87-TL işemiş faiz olmak üzere toplam 12.143,22-TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafın süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir.
Gerekli bilgi ve belgelerin temini akabinde dosyanın Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye tevdii ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, taraflar arasında imzalanan abonelik sözleşmeleri, taraflar arasında imzalanan abonelik sözleşmesi kapsamında davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen ve dava dilekçesine ekli bulunan faturalar, İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası ve sair deliller birlikte değerlendirilerek; taraflar arasında imzalanan abonelik sözleşmesi kapsamında davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturalar kapsamında davacı şirketin davalı şirketten alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı var ise miktarı, icra takibinde işletilen faiz miktar ve oranının usulüne uygun şekilde işletilip işletilmediği hususlarının belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi 07/06/2021 havale tarihli raporunda sonuç olarak, taraflar arasında 01/12/2016 tarihli … Abonelik Sözleşmesi Hat Kiralama ile A Tipi PSTN Hizmet Protokolü imzalandığını, protokol gereğince davalı firmaya bir kısım PSTN/ISDN numaralı üzerinden hizmet verilmeye başlanıldığını, takip tarihine kadar faturalara faiz uygulanmasına karar verilmesi halinde davacının 28/10/2019 takip tarihi itibariyle 6.590,00-TL asıl alacak ve 714,79-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.304,79-TL alacağı olduğunu mütalaa etmiştir.
Dosyanın 07/06/2021 havale tarihli raporu tanzim eden Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye tevdi ile davacı vekilinin itirazları değerlendirilmek suretiyle düzenlenecek ek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi 25/10/2021 havale tarihli ek raporunda sonuç olarak, taraflar arasında 01/12/2016 tarihli … Abonelik Sözleşmesi Hat Kiralama ile A Tipi PSTN Hizmet Protokolü imzalandığını, protokol gereğince davalı firmaya bir kısım PSTN/ISDN numaralı üzerinden hizmet verilmeye başlanıldığını, takip dosyasına binaen 34 adet fatura ibraz edildiğini, faizsiz istenen alacak talebinin anlaşılamadığını, bu talebe yönelik olarak davacı şirkete ait ticari defter ve belgeler üzerinde inceleme yapılması gerektiğini, takip tarihine kadar faturalara faiz uygulanmasına karar verilmesi halinde davacının faize itiraz yönünden hesaplama yapıldığında davacının 28/10/2019 takip tarihi itibariyle 6.590,00-TL asıl alacak ve 1.819,97-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 8.409,97-TL alacağı olduğunu mütalaa etmiştir.
Bilirkişinin 25/10/2021 havale tarihli ek raporu doğrultusunda davacı vekiline, icra takip talebinde ve ödeme emrinde yer alan faizsiz istenen alacak kaleminin hangi alacağa ilişkin olduğunu açıklamak üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 31. maddesi uyarınca iki haftalık kesin süre verilmesine karar verilmiş olup, davacı vekilinin kendisine verilen kesin süre içerisinde olacak şekilde sunduğu 24/11/2021 havale tarihli raporunda, faizsiz istenen alacak talebinin sehven takip talebine eklendiğini, bu alacak kalemi yönünden talepleri olmadığını, bilirkişinin ek raporunda yer alan hesaplamaları kabul ettiklerini beyan ettiği görülmüştür.
Alınan raporlar ve davacı vekilinin beyan dilekçesi çerçevesinde, davacı şirketin davalı şirkete verdiği hizmet karşılığında tanzim ettiği faturalar kapsamında davalı şirketten takip tarihi itibariyle 6.590,00-TL asıl alacak ve 1.819,97-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 8.409,97-TL alacaklı olduğu kanaatine varılmış ve bu doğrultuda hüküm kurma yoluna gidilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası, taraflar arasında imzalanan abonelik sözleşmeleri ve taraflar arasında imzalanan abonelik sözleşmesi kapsamında davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturalar, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 07/06/2021 havale tarihli raporu, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 25/10/2021 havale tarihli ek raporu, davacı vekilinin 24/11/2021 havale tarihli beyan dilekçesi ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın taraflar arasında imzalanan abonelik sözleşmesi kapsamında davacı şirket tarafından davalı şirkete verilen hizmet çerçevesinde davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen 34 adet faturadan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine davalı şirket tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili taleplerine ilişkin olduğu, İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasında davacı alacaklı vekilinin davalı borçlu aleyhine 6.590,00-TL asıl alacak, 3.073,35-TL faizsiz istenen alacak, 2.479,87-TL işemiş faiz olmak üzere toplam 12.143,22-TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafın süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, alınan raporlar ve davacı vekilinin beyan dilekçesi çerçevesinde, davacı şirketin davalı şirkete verdiği hizmet karşılığında tanzim ettiği faturalar kapsamında davalı şirketten takip tarihi itibariyle 6.590,00-TL asıl alacak ve 1.819,97-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 8.409,97-TL alacaklı olduğu anlaşılmakla, açılan davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE,
1-Davalı … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasındaki icra takibine ilişkin İTİRAZININ 6.590,00-TL asıl alacak ve 1.819,97-TL işlemiş faiz bedeli olmak üzere toplamda 8.409,97-TL yönünden İPTALİNE, İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasındaki icra takibinin 6.590,00-TL asıl alacak ve 1.819,97-TL işlemiş faiz bedeli olmak üzere toplamda 8.409,97-TL alacak bedeli üzerinden, asıl alacağa 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümleri uyarınca yıllık %48 oranında ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle devamına, 3.073,35-TL faizsiz istenen alacak bedeli ve 659,90-TL işlemiş faiz bedeli olmak üzere toplam 3.733,25-TL’ye yönelik fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Alacak miktarı likit olduğundan takip konusu kabul edilen alacak miktarı olan 8.409,97-TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalı … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinden alınarak davacı … Anonim Şirketine verilmesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 574,48-TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 207,38-TL harcın mahsubu ile bakiye 367,10-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 27,50-TL elektronik tebligat, 184,00-TL tebligat, 500,00-TL bilirkişi ücreti, 54,40-TL peşin harç ve 148,60-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 914,50-TL yargılama giderinden davanın kabul oranı dikkate alınarak 633,35-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
7-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı … Sanayi ve Ticaret Limited Şirket yetkilisinin yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/12/2021

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.