Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/473 E. 2021/676 K. 21.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/473
KARAR NO : 2021/676

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 17/09/2020
KARAR TARİHİ : 21/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … şirketine … nolu ZMS (trafik) poliçesiyle sigortalı araç sürücüsü 27/05/2020 tarihinde kırmızı ışık ihlali yaparak müvekkil sürücüsünün idaresindeki … plakalı araca asli kusurlu olarak çarptığını müvekkilinin aracında hasara neden olduğunu, keza kusur durumu SBM komisyon kararı ve şirketler arasındaki mutakabat ile davalı şirket sigortalısında tam oranda olacak şekilde kusur izafe edilmiş olduğunu, ayrıca kaza sonrası dava konusu araçtaki hasar bedelinin tespiti maksadıyla eksper tarafından yapılan inceleme neticesinde 28.652,45-TL tutarında hasarın tespit edildiğini, uyuşmazlık konusu taleplere ilişkin olarak davalı … şirketinin elektronik posta adresine 11/06/2020 tarihinde başvuruda bulunulmuş ise de alacaklarına ilişkin olarak karşı yan tarafından ödeme yapılmaması üzerine arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, ödenmeyen hasar bedelinin alacağının tahsili için iş bu davanın ikamesi zorunlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkil aracına ait oluşan hasar bedeline mahsuben 1.000,00-TL ile değer kaybı alacağına mahsuben 10-TL olmak üzere toplam 1.010-TL maddi tazminatın 11/06/2020 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, 400-TL ekspertiz ücretinin yargılama gideri olarak davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı … cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER:
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı aslı,
2-Dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak düzenlenen 27/05/2020 tarihli maddi hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağı,
3-Davalı … nezdinde bulunan … plakalı araca ait olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, 27/05/2020 tarihinde meydana gelen dava konusu trafik kazası nedeniyle davacı … TC Kimlik numaralı … tarafından yapılan başvuruya ilişkin dilekçe ve dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakı, başvuru sonucunda açılan hasar dosyası ve başvuru neticesinde davacıya yapılan ödemeleri gösterir evrak ve kayıtlar,
4-Dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait trafik tescil kayıtları,
5-Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi nezdinde … plakalı araca ait olarak bulunan tramer kayıtları,
6-Bilirkişi heyetinin 12/04/2021 havale tarihli raporları,
7-Davacı vekili tarafından 06/09/2021 havale tarihli ıslah dilekçesi,
8-Sair deliller.
DAVA KONUSU:
Açılan dava, 27/05/2020 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacıya ait … plakalı araçta meydana gelen hasar bedeli ve hasar nedeniyle oluşan değer kaybı bedelinin belirlenmesi ile belirlenecek hasar bedeli ve değer kaybı bedelinin davalı … şirketinden tahsili taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Haksız fiil, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49 maddesinde; ”Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 50. maddesinde ise ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü yer almaktadır.
Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğması zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Hakim, kusurlu veya hukuka aykırı bir fiili ile başkasına zarar verenin kusur durumunu, zararın ağırlını ve oluşan durumun özelliklerini gözeterek uygun ve hakkaniyete uygun bir tazminat belirler.
Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Sorumluluk sigortaları 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve devamı maddelerinde ”Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde düzenlenmiştir. Sorumluluk sigortalarında sigorta şirketi tarafından zararı karşılanan kişi sigorta sözleşmesinin tarafı değildir. Sigorta ettiren kendisi ya da sorumluluğu altında bulunan kişiler tarafından üçüncü kişilere verilecek zararları sigorta şirketine ödediği prim karşılığında sigorta ettirmektedir. Sorumluluk sigortası, sigorta ettirenin üçüncü kişilere vereceği zararları teminat altına alırken hem üçüncü kişiyi hem de sigortalıyı koruma altına alan bir sigorta türüdür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve 1486. maddelerinde yapılan düzenlemeye göre sorumluluk sigortalarını isteğe bağlı sigortalar ile zorunlu sigortalar olarak ikiye ayırmak gerekir.
Tehlike sorumluluklarında üçüncü kişilerin zararının karşılanması amacıyla bazı alanlarda kamu yararı ve zarar görenlerin korunması gerekçesi ile sorumluluk sigortası yaptırmak yasal zorunluluk haline getirilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun da 1483 ve 1484. maddelerinde de zorunlu sorumluluk sigortalarında uygulanacak hükümler ayrıca düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre zorunlu sigortalarda sigorta şirketinin zarar gören üçüncü kişiye karşı olan sorumluluğu kanundan doğan bir sorumluluktur. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 13. maddesi ile bazı hallerde Bakanlar Kurulu’na da zorunlu sigortalar ihdas etme yetkisi verilmiştir. Zorunlu sorumluluk sigortalarının kamu yararı taşıması ve yapılmasının yasa ile zorunlu kılınması nedeniyle zorunlu sigortalarda zarar görenlerin korunması amacıyla bazı düzenlemeler yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, ”İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/1. maddesinde, ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/son. maddesinde ise, ”İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmüne yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, ”sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” düzenlemesi yapılmıştır.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir. (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin taktirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nın 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatları kapsamında değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki ikinci el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde; ”Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5. Bölümünde belirtilen ‘Kapsama Giren Teminat Türleri’ başlığı altında bulunan (a) bendinde ‘Maddi Zararlar Teminatı’ kapsamında araçta meydana gelen değer kaybı da sayılmıştır.
İlgili maddede Maddi Zararlar Teminatı; ”Hak sahibinin bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır.” olarak tanımlanmıştır.
İzmir İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Şubesi’ne müzekkere yazılarak kazaya karışan araçlara ait ruhsat ve tescil belge ve bilgileri dosya arasına alınmıştır.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’ne müzekkere yazılarak davacı tarafa ait araca ilişkin tramer kayıtları temin edilmiştir.
Davalı … şirketine müzekkere yazılarak, sigortalı araca ait Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin, dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak davacı tarafça şirkete yapılan başvuru dilekçesi, dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakı, varsa açılmış olan hasar dosyası ve varsa davacı tarafa yapılan ödeme ödeme evraklarının eksiksiz olarak mahkememize gönderilmesi istenilmiş, müzekkere cevabında gönderilen evrak ve kayıtlar dosya arasına alınmıştır.
Gerekli evrak ve belgelerin temini akabinde dosyanın bir trafik alanında uzman bir otomotiv alanında uzman bilirkişiden oluşan heyete tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, 27/05/2020 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, davalı … nezdinde bulunan Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçesi ve poliçe kapsamında açılmış bulunan hasar dosyası, … plakalı araca ait tramer kaydı, dava konusu trafik kazasına karşılan araçlara ait tescil kayıtları ve sair hususlar göz önünde bulundurularak, … plakalı araç sürücüsü ile … plakalı araç sürücüsünün 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun hangi maddelerini ihlal etmek suretiyle 27/05/2020 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasının oluşumuna sebebiyet verdikleri hususu ile trafik kazası sonucunda davacıya ait … plakalı araçta meydana gelen hasar oluşumunun ve dava konusu araca ait tamirat evraklarının birbiri ile uyumlu olup olmadığının, hasar miktarı ve hasar nedeniyle araçta oluşan değer kaybı bedelinin Yargıtay’ın yerleşik içtihatları doğrultusunda aracın kazadan önceki hasarsız ikinci el piyasa değeri ile kazadan sonraki hasarlı ikinci el piyasa değeri arasındaki fark esas alınmak suretiyle belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, bilirkişi heyeti 31/08/2021 havale tarihli raporlarında sonuç olarak, dava konusu trafik kazasının oluşumu açısından yapılan inceleme neticesinde davalı … şirketinin sigortalısı olan … plakalı araç sürücüsü … …’in kazanın oluşumunda 2918 sayılı yasanın diğer sürücü kusurlarından 52/B. ve 47/B. ile sürücünün asli kusurlarından 84/A. hükümlerini ihlal ettiğini, … plakalı 2015 model Volkswagen Polo marka otomobil sürücüsü davacı …’ın kazanın oluşumunda katkı sağlayacak kurallara aykırı davranış faktörünün görülmediğini, davaya konu … plakalı aracın hasar onarım bedelinin yedek parça ve işçilik bedeli olmak üzere KDV dahil toplamda 22.892,00-TL olduğunu, dava konusu trafik kazası sebebiyle … plakalı araçta değer kaybı oluşmayacağını mütalaa etmişlerdir.
Davacı vekili 06/09/2021 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile dava dilekçesinde dava konusu araç üzerinde gerçekleşen hasar bedeline ilişkin olarak 1.000,00-TL olarak talep ettikleri dava değerini 22.892,00-TL’ye arttırdıklarını beyan ettiği ve dava değeri üzerinden eksik harcı mahkememiz veznesine yatırdığı görülmüştür.
7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 27. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen 305/A. maddesinde; ”Taraflardan her biri, nihaî kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde, yargılamada ileri sürülmesine veya kendiliğinden hükme geçirilmesi gerekli olmasına rağmen hakkında tamamen veya kısmen karar verilmeyen hususlarda, ek karar verilmesini isteyebilir. Bu karara karşı kanun yoluna başvurulabilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Her ne kadar mahkememizce açıklanan 21/09/2021 tarihli hükümde, davacı vekili tarafından davaya konu edilen değer kaybı bedeli yönünden karar kurulmamış ise de, bilirkişi heyeti tarafından sunulan 31/08/2021 havale tarihli raporda dava konusu araçta değer kaybı oluşmayacağının tespit edildiği, değer kaybı bedeline yönelik talep hakkında sehven hüküm kurulmamış olduğunu anlaşılmakla, 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 27. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen 305/A. maddesi gereğince mahkememizce açıklanan 21/09/2021 tarihli hükmün 2 numaralı fıkrasına ”Değer kaybı bedeline yönelik talebin REDDİNE,” ibaresinin eklenmesine karar vermek gerekmiştir.
Hükmün tashihi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 304. maddesinde; ”Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hâkim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir.
Tashih kararı verildiği takdirde, düzeltilen hususlarla ilgili karar, mahkemede bulunan nüshalar ile verilmiş olan suretlerin altına veya bunlara eklenecek ayrı bir kâğıda yazılır, imzalanır ve mühürlenir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Yukarıdaki madde hükmünden de anlaşılacağı üzere, hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hataların mahkemece re’sen veya tarafların talepleri üzerinde düzeltilebileceği belirtilmiştir.
Az önce açıklandığı üzere mahkememizce açıklanan 21/09/2021 tarihli hükmün 2 numaralı fıkrasına ”Değer kaybı bedeline yönelik talebin REDDİNE,” ibaresinin eklenmesi neticesinde davanın kabulünün değil kısmen kabulü kısmen reddinin söz konusu olduğu göz önünde bulundurularak, mahkememizce açıklanan 21/09/2021 tarihli hükümde yer alan ”Açılan davanın KABULÜ İLE,” ibaresinin ”Açılan davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE,” şeklinde tashihine karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı aslı, dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak düzenlenen 27/05/2020 tarihli maddi hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağı, davalı … nezdinde bulunan … plakalı araca ait olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, 27/05/2020 tarihinde meydana gelen dava konusu trafik kazası nedeniyle davacı … TC Kimlik numaralı … tarafından yapılan başvuruya ilişkin dilekçe ve dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakı, başvuru sonucunda açılan hasar dosyası ve başvuru neticesinde davacıya yapılan ödemeleri gösterir evrak ve kayıtlar, dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait trafik tescil kayıtları, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi nezdinde … plakalı araca ait olarak bulunan tramer kayıtları, bilirkişi heyetinin 12/04/2021 havale tarihli raporları, davacı vekili tarafından 06/09/2021 havale tarihli ıslah dilekçesi ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın 27/05/2020 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacıya ait … plakalı araçta meydana gelen hasar bedeli ve hasar nedeniyle oluşan değer kaybı bedelinin davalı … şirketlerinden tahsili taleplerine ilişkin olduğu, bilirkişi heyetinin 31/08/2021 havale tarihli raporlarında dava konusu trafik kazasının oluşumu açısından yapılan inceleme neticesinde davalı … şirketinin sigortalısı olan … plakalı araç sürücüsü … …’in kazanın oluşumunda 2918 sayılı yasanın diğer sürücü kusurlarından 52/B. ve 47/B. ile sürücünün asli kusurlarından 84/A. hükümlerini ihlal ettiğini, … plakalı 2015 model Volkswagen Polo marka otomobil sürücüsü davacı …’ın kazanın oluşumunda katkı sağlayacak kurallara aykırı davranış faktörünün görülmediğini, davaya konu … plakalı aracın hasar onarım bedelinin yedek parça ve işçilik bedeli olmak üzere KDV dahil toplamda 22.892,00-TL olduğunu, dava konusu trafik kazası sebebiyle … plakalı araçta değer kaybı oluşmayacağını mütalaa ettikleri, davacı vekili 06/09/2021 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile dava dilekçesinde dava konusu araç üzerinde gerçekleşen hasar bedeline ilişkin olarak 1.000,00-TL olarak talep ettikleri dava değerini 22.892,00-TL’ye arttırdıklarını beyan ettiği ve dava değeri üzerinden eksik harcı mahkememiz veznesine yatırdığı, davacı tarafın dava konusu trafik kazasından kaynaklı olarak zararını usulüne uygun deliller vasıtasıyla ispatladığı, alınan bilirkişi raporu kapsamında davacı tarafın davalı … şirketinden talep edebileceği tazminat bedelinin 22.892,00-TL olduğu kanaatinin hasıl olduğu, mahkememizce açıklanan 21/09/2021 tarihli hükümde, davacı vekili tarafından davaya konu edilen değer kaybı bedeli yönünden karar kurulmamış ise de, bilirkişi heyeti tarafından sunulan 31/08/2021 havale tarihli raporda dava konusu araçta değer kaybı oluşmayacağının tespit edildiği, değer kaybı bedeline yönelik talep hakkında sehven hüküm kurulmamış olduğunu anlaşılmakla, 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 27. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen 305/A. maddesi gereğince mahkememizce açıklanan 21/09/2021 tarihli hükmün 2 numaralı fıkrasına ”Değer kaybı bedeline yönelik talebin REDDİNE,” ibaresinin eklenmesine karar vermek gerektiği, bu çerçevede mahkememizce açıklanan 21/09/2021 tarihli hükmün 2 numaralı fıkrasına ”Değer kaybı bedeline yönelik talebin REDDİNE,” ibaresinin eklenmesi neticesinde davanın kabulünün değil kısmen kabulü kısmen reddinin söz konusu olduğu göz önünde bulundurularak, mahkememizce açıklanan 21/09/2021 tarihli hükümde yer alan ”Açılan davanın KABULÜ İLE,” ibaresinin ”Açılan davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE,” şeklinde tashihine karar vermek gerektiği anlaşılmakla, bilirkişi heyetinin usul ve yasa hükümleri ile Yargıtay içtihatları ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarına uygun olarak tanzim edilen raporları doğrultusunda açılan kısmen kabulüne kısmen reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KABULÜ İLE,
1-Hasar bedeline yönelik talebin KABULÜNE, 22.892,00-TL maddi tazminatın poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla rizikonun sigorta şirketine ihbarı akabinde 8 iş gününün sona erdiği 24/06/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … Şirketinden tahsili ile davacı …’a verilmesine,
2-Değer kaybı bedeline yönelik talebin REDDİNE,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 1.563,75-TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 54,40-TL harç 374,00-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 1.135,35-TL karar ve ilam harcının davalı … Şirketinden tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 27,50-TL elektronik tebligat, 38,00-TL normal tebligat, 168,00-TL posta masrafı, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti, 54,40-TL peşin harç, 54,40-TL başvurma harcı, 374,00-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.715,55-TL yargılama giderinin davalı … Şirketinden tahsili ile davacı …’a verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davalı … Şirketinden tahsili ile davacı …’a verilmesine,
5-Davalının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 10,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.360,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalı … Şirketinden tahsili ile Hazineye irat kaydına,
7-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.21/09/2021

Katip …
(e-imza)
¸

Hakim …
(e-imza)
¸

TASHİH ŞERHİ

Her ne kadar mahkememizce 21/09/2021 tarihli hükmün başlangıç kısmında “Açılan davanın KABULÜ İLE,” şeklinde hüküm kurulmuş ise de, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 304. maddesi gereğince 21/09/2021 tarihli hükmün başlangıç kısmında yer alan “Açılan davanın KABULÜ İLE,” ibaresinin “Açılan davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE,” olarak tashihine karar vermek gerekmiştir.28/09/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.