Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/448 E. 2022/1041 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/448 Esas
KARAR NO : 2022/1041
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
YAZILDIĞI TARİH :…

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVACI VEKİLİ DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE:Davalı şirket tarafından, müvekkili aleyhine … tarihinde asıl borçlu dava dışı … tarafından imzalanan senetlerde kefil olarak adı ve imzasının bulunması sebebiyle … tarih ve 100.00-TL, … tarih ve 100,00-TL, … tarih ve 100,00-TL, … tarih ve 100,00-TL, … tarih ve 100,00-TL, … tarih ve 165,00-TL, …tarih ve 165,00-TL, … tarih ve 165,00-TL, …tarih ve 165,00-TL, … tarih ve 165,00-TL, … tarih ve 165,00-TL, … tarih ve 165,00-TL bedelli 12 adet senet ile 60,00-TL ihtar gideri ile 92,87-TL işlemiz faiz olmak üzere toplam takip çıkışı 2.067,87-TL nin tahsili için İzmir 6. İcra Müdürlüğünün … (eski numarası …) sayılı dosyası ile 10. Örnek icra takibine geçildiğini, müvekkillinin, davalı tarafa böyle bir borcu bulunmadığını, şöyle ki müvekkilinin takip tarihinde takip talebinde olan adreste bulunmadığından takipten haberi olmadığını ve takip kesinleştiğini, daha sonra da farklı şehirlerde yaşamakta olduğundan icra takip dosyasını incelemek imkanına sahip olamadığını, söz konusu dosyada da uzun süre boyunca hiçbir işlem yapılmadığını, bu süre zarfında müvekkilinin sürekli olarak telefonla alacaklı vekili olduğunu söyleyen kişilerce arandığını ve rahatsız edildiğini, uzun bir süre geçtikten sonra müvekkilin e devlet hesabından takibin tekrar yenilendiği ve malvarlığı haczi için işlem yapıldığının görüldüğünü, davalı tarafından müvekkilinin mevcut olan tüm malvarlığı üzerine haciz şerhi işlendiğini, alacaklı vekili olduğunu söyleyen kişiler tarafından da sürekli olarak telefonla ödeme yapılması için baskı yapıldığını, ancak müvekkili tarafından davalı şirketten ne şahsen ne de dava dışı … ile birlikte herhangi bir mal ve hizmet satın alınması söz konusu olmadığı gibi kefil olarak da herhangi bir senede veyahut evraka imza atılmadığını, İzmir 6. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takibine konu olan senetler üzerinde kefil olarak müvekkilinin ismi ve imzası yer aldığını, müvekkili tarafından bu şekilde bir evrak imzalanmamış olup evraklar üzerindeki imzaların müvekkile ait olmadığını, müvekkile ait tatbike medar imza örneklerinin toplanarak yapılacak imza incelemesi neticesinde senetler üzerindeki imzanın müvekkile ait olmadığının ortaya çıkacağını, takibe konu senetler üzerindeki imzalar müvekkiline ait olmadığı gibi müvekkilinin davalı alacaklı tarafa hiçbir ad ve nam altında bir borcu bulunmadığını belirterek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALI VEKİLİNİN DAVAYA CEVAP DİLEKÇESİ ÖZETLE:Davacı tarafından açılmış bulunan davayı ve iddialarını kabul etmediklerini, İmzanın davacıya ait olduğunu, Adli Tıp tan gelen bilirkişi raporunda da imzanın davacıya ait çıktığını, bu sebeple davacının davasının reddine yargılama giderleriyle vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini vekaleten talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, icra dosyasına dayanak senetteki imzanın davacı şirket yetkilisinin eli ürünü olmadığı iddiası ile davaya konu icra takibinde talep edilen alacaktan davacının, davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davaya konu icra dosyasında davalı taraf … tarih ve 100.00-TL, … tarih ve 100,00-TL, … tarih ve 100,00-TL, … tarih ve 100,00-TL, … tarih ve 100,00-TL, … tarih ve 165,00-TL, …tarih ve 165,00-TL, … tarih ve 165,00-TL, …tarih ve 165,00-TL, … tarih ve 165,00-TL, … tarih ve 165,00-TL, … tarih ve 165,00-TL bedelli senetlere dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü takip yolu ile icra takibi yapmış, ödeme emrinin tebliğinden sonra haciz işlemleri yapılmış olup dosyanın dava tarihi itibariyle ve halen derdest olduğu görülmüştür.
Davacı tarafın iddiası, davaya ve icra takibine konu bonolardaki davacı adına atılı imzanın davacının eli ürünü olmadığına ilişkindir. Davacı HMK’nun 211. maddesi uyarınca isticvap edilmiş, duruşmada davaya konu senetteki imzanın kendisine ait olmadığını bildirmiş, imza ve yazı örnekleri alınmış, mukayese yapmaya esas belge örnekleri getirtilerek İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’nden rapor alınmış, … tarihli raporda inceleme konusu senetlerin borçlu bölümlerinde mavi mürekkepli kalem ile atılmış imzaların …’in mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzaların …’in eli ürünü olduğu, senetlerde borçlu bölümlerinde el yazısı bulunmadığını mütalaa etmişlerdir. bildirilmiştir.
Davacı vekili ek rapor alınması talebinde bulunmuş ise de senetlerde yer alan imzanın Adli Tıp Kurumu raporu içeriğine göre davacıya ait olduğu şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenmiş olmakla ek rapor alınmasına yer ve gerek görülmemiştir.
Menfi tespit davalarında ispat yükü kural olarak alacaklıdadır. Ancak kambiyo senetleri soyut borç ikrarını içeren senetlerdir. Kambiyo senetlerinde soyutluk prensibinin en önemli işlevi ispat açısından kendisini gösterir. Buna göre, bir kambiyo senediyle borç altına giren kimse, borçlu olmadığını iddia ediyor ise bu hususu ispat etmekle yükümlüdür. Bu nedenle kambiyo senedi uyarınca açılan menfi tespit davasında ispat külfeti davacı borçluya düşer.
Davacının dava konusu ve takip dayanağı bono nedeniyle borçlu olmadığı iddiasını HMK’nun 201. maddesi uyarınca yazılı delille veya diğer kesin delillerle ispatlaması gerekmektedir. Davacı vekilince iddiasını ispata yarar bu neviden delil sunulamadığı gibi imzaya itirazının da Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi raporu ve tüm dosya kapsamı ile yerinde olmadığı anlaşılmış olmakla davacı taraf davasını yazılı belge veya kesin deliller ile ispatlayamamış bulunmaktadır. Davanın bu nedenlerle reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 80,70-TL karar harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Davalının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333.maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. …

Katip …

Hakim …