Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/41 E. 2023/102 K. 01.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESi

DAVA : Şirket Ortaklığından Çıkma, Şirketin Feshi
DAVA TARİHİ : 17/01/2020
KARAR TARİHİ : 01/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Şirket Ortaklığından Çıkma, Şirketin Feshi davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin 03.07.2017 tarihinde müvekkili ile dava dışı ortak …. tarafından kurulduğunu, müvekkili ve diğer ortağın yarı paylı şirket ortakları olup, şirketi müştereken temsil yetkisine sahip olduklarını, her iki ortağın birlikte çalışmayı kararlaştırmalarına rağmen dava dışı ortağın şirkete haftada bir gün gelip gittiğini, kalan bütün zamanı kendisine ait ….Şirketi unvanlı şirkette ve bu şirketin danışmanlık yaptığı İstanbul-Ankara-Bursa- Trabzon ve diğer illerde geçirdiğini, dava dışı ortağın müteaddit defalar uyarılmasına rağmen görevini ihmal ettiğini, dava dışı ortağın müvekkiline bilgi vermeden şirkete bir takım demirbaşlar aldığını ileri sürerek, şirketin banka hesabından müteaddit defalar para çektiğini, müvekkilinin çekilen paraların şirkete harcanmadığını öğrendiğini, dava dışı ortağın müvekkiline ait kredi kartının bilgilerini ve şifrelerini müvekkilinin bilgisi ve rızası dışında kullanarak 25.11.2017 tarihinde 221,64-TL’lik , 26.12.2017 tarihinde 957,63-TL’lik kendine ait şirketin reklam ödemeleri için harcama yaptığını, bankanın harcama bedellerini müvekkiline iade ettiğini, dava dışı ortağın şirketin ihtiyacı ve kullanımı olmadığı halde 15.000,00-TL’lik deterjan faturası alıp işlenmesi için muhasebeye verdiğini ve bu suretle sahte fatura kestirdiğini, müvekkilinin müdahalesi üzerine hesap verme gereği bile duymadığını, şirkete geldiği zamanlarda şirket önünde yüksek müzik eşliğinde alkol alan dava dışı ortağın bir çok kez çevre esnaftan şikayetler alınmasına sebep olduğunu, müşterilerin büyük çoğunluğuna geri dönüş yapmadığı gibi, müvekkilinin ikazları üzerine yaptığı görüşmelerde gerçekçi bilgiler vermeyerek şirketin itibar kaybetmesine neden olduğunu, dava dışı ortakla görüşmek isteyen müvekkilinin 06.12.2017 tarihinde şirkete gittiğinde anahtarların değiştirildiğini gördüğünü ve şirkete giremediğini, bu davranışla ortaklığın çekilmez hal aldığını anlayan müvekkilinin, 13/02/2018 tarihli ihtarname keşide ederek ortaklıktan çıkmak istediğini, dava dışı ortağa bildirdiğini, müvekkili tarafından oluşturulmuş sosyal medya hesaplarının şifrelerinin de dava dışı ortak tarafından değiştirildiğini, aynı zamanda bu hesaptan müvekkili hakkında onur kırıcı iddia-ithamlarla hakaret ve iftiralarda bulunulduğunu, dava dışı ortağın TTK’nun da düzenlenen ortaklık sadakatine aykırı işlem ve eylemlerde bulunduğunu, bunun yanında müvekkiline haklarını teslim etmediği gibi davacının şirket faaliyetlerine katılımını da engellediğini, hakkını talep eden müvekkiline tehditlerde bulunduğunu, tehdidin ardından müvekkili tarafından müşterilere yapılan enerji çalışmalarını kötülediğini, rekabet yasağına aykırı davrandığını, müvekkilinin yurt dışında hapis cezası aldığı ve müşterilere tacizde bulunduğu yönünde iftiralarda bulunulduğunu, bunu öğrenen müvekkilinin Urla Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyasında suç duyurusunda bulunduğunu, dava dışı ortağın iş ve eylemleri ile şirket ortaklığını işlevsiz hale getirdiğini, şirketin kanuni adresinde 04.01.2019 tarihinde aynı faaliyet konusunda … Danışmanlık ve Eğitim Ticaret Limited Şirketi isimli bir şirket kuran ve tüm işleri bu yeni şirketi üzerinden yürüten dava dışı ortağın bu suretle rekabet yasağına aykırı davrandığını, dava dışı ortak tarafından da ikrar olunduğu üzere fiilen sona eren ortaklığın hukuken de sona erdirilmesi gerektiğini, müvekkilinin şirkete ait fatura ve irsaliyeleri, kanunen tutulması gereken defterleri, mali kayıtları şirketten alamadığını, iş yerine gidemediğini, şirketinin kuruluşundan itibaren dağıtılmayan şirket karlarının kendisine ödenmesi talebinin de sonuçsuz bırakıldığını, arabuluculuk görüşmelerinden sonuç alınamadığını bildirmiş, şirket hakkında değerleme yapılarak müvekkilinin payının karşılığı olan ayrılma akçesinin ve ödenmeyen kar paylarının hesaplanacak değer üzerinden dava tarihten işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline, müvekkilinin ortaklıktan çıkmasına izin verilmesine, bu konudaki talebin reddi halinde şirketin feshi ile müvekkilinin haklarının faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Dava tarihinde, davalı şirketin ortaklarının şirketi müştereken temsile yetkili oldukları, şirketin iki ortaklı olması ve temsil durumuna göre davacının müşterek temsil yetkisinin bulunması karşısında ortağı ve müşterek yetkilisi olduğu şirkete karşı dava açması nedeniyle davalı şirketin TMK’nun 426(2).maddesi uyarınca davacı şirket yetkilisi ile davacının menfaatinin çatışması hali nedeniyle davalı şirkete temsil kayyımı atanarak yargılama yapılmıştır.
Davalı şirket temsil kayyımı, cevap dilekçesi sunmamış, duruşmadaki beyanlarında bilirkişi raporuna bir diyeceklerinin olmadığını bildirmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava; HMK’nun 111.maddesi çerçevesinde, iki ortaklı limited şirkette, davacı ortağın, TTK’nun 638(2).maddesi uyarınca haklı sebepler nedeniyle ortaklıktan çıkmasına izin verilmesi, bu konudaki talebin reddine karar verildiği takdirde davalı şirketin TTK’nun 636(3).maddesi uyarınca haklı sebepler nedeniyle feshi ve tasfiyesine karar verilmesi istemine ilişkindir.
Davacı tarafın, öncelikli talebi şirket ortaklığından çıkma, bu talebin kabul görmemesi durumunda ileri sürdüğü ikinci talebi TTK’nun 636(3).maddesi uyarınca haklı sebepler nedeniyle şirketin feshi ve tasfiyesi istemine ilişkindir.
TTK’nun 638(2).maddesinde her ortağın haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabileceği düzenlenmiştir.
TTK’nun 636(3).maddesinde; haklı sebeplerin varlığında her ortağın, mahkemeden şirketin feshini isteyebileceği, mahkemenin istem yerine davacı ortağın payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen kabul edilebilir bir diğer çözüme hükmedebileceği düzenlenmiştir. Aynı maddenin son fıkrasında ise sona ermenin sonuçlarına anonim şirketlere ilişkin hükümlerin uygulanacağı belirtilmiştir.
Ticaret sicil kayıt örneğinden; limited şirket niteliğindeki davalı şirketin, davacı ve davalı ortaklar tarafından 03.07.2017 tarihinde iki ortaklı ve %50 oranında yarı paylı olarak kurulup, ortaklık ve pay yapısının dava ve hüküm tarihine kadar değişmediği, şirket ana sözleşmesinin 7.maddesi ile her iki ortağın aksi karar alınıncaya kadar şirketi müştereken temsile yetkili olarak seçildikleri, bu tarihten sonra aksi bir karar alınmadığı görülmüştür.
Davacı taraf, dava dilekçesinde dava dışı ortağa yönelik olarak dile getirdiği haklı sebeplerin varlığının bulunduğu iddiası ile öncelikle şirket ortaklığından çıkması, bu talebinin kabul edilmemesi halinde yine dava dilekçesinde dile getirdiği haklı sebeplerin varlığının bulunduğu iddiası ile şirketin feshi ve tasfiyesi yoluyla uyuşmazlığın çözülmesi gerektiği iddiasındadır.
Davacı taraf, dava dilekçesinde her iki talebi yönünden haklı sebepleri ayrıştırmamış, ileri sürdüğü nedenleri her iki talebi yönünden haklı sebepler olarak dile getirmiş, dile getirilen bu iddialara göre ortaklıktan çıkmak için haklı sebeplerin; dava dışı ortağın, şirket işleriyle ilgilenmeyip kendi şirketine ait işlerle ilgilendiği, ortaklık görevlerini ihmal ettiği, şirketin banka hesabından ve düzenlettirdiği sahte fatura ile şirketten haksız ve karşılıksız para aldığı, şirket önünde yaptığı uygunsuz davranışlarla şirketin itibarına zarar verdiği, müşterilerle yaptığı görüşmelerde gerçekçi bilgiler vermeyerek şirketin itibar kaybetmesine neden olduğu, davacıyı şirkete sokmadığı, hesap vermediği, davacıya karşı hakaret ve iftiralarda bulunduğu, ortaklık sadakatine uygun davranmadığı, eylem ve davranışları ile şirketi işlevsiz hale getirdiği, rekabet yasağına aykırı davrandığı, ortaklığın fiilen sona erdiği iddialarından ibaret olup, bu iddiaların büyük bir bölümü aynı zamanda şirketin feshi ve tasfiyesi için de haklı sebepler oluşturmaktadır.
Davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmadığı gibi delil de bildirilmediğinden davacı tarafça, sunulan ve bildirilen tüm deliller, tarafların ortağı olduğu şirkete ait ticaret sicil kayıt örnekleri, tanık beyanları, şirkete ait defter ve kayıtlar üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonunda alınan rapor ve ek raporlar, ilgili yasal mevzuat, tarafların dile getirdikleri iddia ve istemler birlikte değerlendirilerek uyuşmazlık çözülmüştür.
Davacı tanığı …. beyanında; davacının …. alanında danışmanlık yaptığını, davacı ile ortak …. arasında daha öncesinde ortaklık olup, bir süredir ayrı faaliyet halinde olduklarını bildiğini, ….’in davacı hakkında … sayfasında kötüleyici mesajlarını ve yine …. sayfasında davacının paylaşımlarına saldırı şeklinde yalan yanlış beyanlar ve mesajlar gönderdiğini gördüğünü, davacının danışanlarına davacıyı kötüleyerek kendisine çekmeye çalıştığını, ….’in benzer isimle kurduğu şirketten bilgisi olmadığını, tarafların ayrılmadan önce ortak danışanları olmasına rağmen daha sonra bir kısım danışanları davacı ile bir kısmının ise diğer ortakla diyaloglarını devam ettirdiklerini, davacı tanığı … beyanında; davacı ile görüşmelerinde davacının, ortağının işlerle ilgilenmediği konusunda şikayette bulunduğunu, iş yerinde parti verdiğini, yeni şirket kurduğunu ve kendisinin kötülediğini anlattığını, davacının kullandığı unvanını sosyal medyada diğer ortağı kullanıp hesapları üzerine aldığını ve kolyeleri takarak tanıtım yaptığını gördüğünü, davacının bu konuda …. mesajı ile bilgi verdiğini, davacı tanığı …. beyanında; davacı ile ….’i 2007 yılından beri tanıdığını, davacının danışanı ve müşterisi olduğunu, bir yıl sonra …. den ……. olarak başka bir şirket açtığını duyduğunu, ….’in internet sitesinde davacı hakkında iftiraya dayanan söylemleri olduğunu bildiğini bildirmişlerdir.
Bilirkişi raporunda; şirket ortakları tarafından taahhüt edilen sermayenin %25 ‘lik bölümünün ödendiğini, şirketin borca batık durumda olduğunu, şirket ortağı …. tarafından Urla Vergi Dairesi Müdürlüğüne 28.11.2019 tarihinde kapatma dilekçesinin verildiğini, vergi dairesi müdürlüğünce 31.12.2019 tarihi itibariyle kaydının resen kapatıldığını, şirketin verdiği son beyannamenin 2019 dönemi kurumlar vergisi beyannamesi olduğunu, bu beyannamede bilançosunda kasasında 10.772,94-TL nakit para olduğu tespitinin yapıldığını, varlığın işletmede mevcut olup olmadığının tespitinin yapılamadığını, şirketin Urla Vergi Dairesi Müdürlüğüne 14.391,02-TL vergi borcu bulunduğunu, ortak ….’in şirketten 24.959,15-TL alacaklı olduğunu, dava dilekçesinde dile getirilen iddialarla ilgili dosyada ve incelenen belgelerde bir bilgi ve belgenin tespit edilemediğini, şirket ana sözleşmesinde ortaklara ortaklıktan çıkma hakkı tanındığına ilişkin bir maddenin bulunmadığını, şirketin kuruluşundan vergi kaybının terkinine kadar geçen üç yıl süre içerisinde zarar ettiğini, işletme konusu ve amacının yerine getirilemez hale geldiğini, şirketin karar alma organlarının ortaklar arasındaki anlaşmazlıklar sebebiyle ortaya çıkan kilitlemeler

Katip…
e-imzalı

Hakim….
e-imzalı