Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/389 E. 2021/380 K. 01.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/381
KARAR NO : 2021/389

DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 13/08/2020
KARAR TARİHİ : 04/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 19.06.2020 tarihinde müvekkili davacının maliki olduğu sürücü …’in idaresindeki … plaka sayılı aracı ile … sokak… Hastane kavşağına geldiğinde sürücüsü … idaresindeki … plaka sayılı araç ile maddi hasarlı trafik kazasına karıştıklarını, kaza sonucu davacı aracının hasara uğradığını, kusurlu aracın ZMMS poliçesini tanzim eden davalı … şirketine başvuru yapıldığını, hasar dosyası açıldığını, aracın onarımı için düşük fiyatın belirlendiğini, fiyatında ödemediğini ve kusur oranında uzlaşmaya varılamadığını, … plakalı araç sürücüsünün kaza tespit tutanağının kazanın oluş şekli ve olay yeri resimleri ile değerlendirildiğinde kusurlu olacağını, kaza günü taraflar kaza tutanağında karışıklık yaptıklarını, rapor detaylı incelendiğinde davacı aracının kusursuz olduğunun görüleceğini, açıklanan nedenler ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere HMK 107. Maddesi uyarınca davacı aracında oluşan şimdilik 500,00-TL (KDV dahil) hasar bedeli temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davalı üzerinden tahsilini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle yetkisizlik kararı verilmesini yetkili mahkemenin İstanbul Ticaret Mahkemeleri olduğunu, … plakalı sayılı aracın müvekkil davalı … şirketinin ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, sorumluluğun poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu, sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, kazaya karışan aracın ticari olmadıkça avans faizi talep edemeyeceğini, açıklanan nedenler ile davanın usulden reddinin gerektiğini, aksi halde esastan reddinin gerektiğini, yargılama giderleri ve vekalet ücretini karşı tarafa tahmilini talep etmiştir.
DELİLLER:
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun … Dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı aslı,
2-… Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi, hasar dosyası,
3-Dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat fotokopisi,
4-19/06/2020 tarihli trafik kazası tespit tutanağı,
5-… ve … plakalı araçlara ait trafik tescil kayıtları,
6-… plakalı araca ait Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi nezdinde bulunan tramer kaydı,
7-Bilirkişi heyetinin 11/03/2021 havale tarihli raporları,
8-Davacı vekilinin 14/04/2021 tarihli bedel arttırım dilekçesi,
9-Sair deliller.
DAVA KONUSU:
Açılan dava, 19/06/2020 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacıya ait … plakalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle oluşan hasar bedelinin belirlenmesi ve belirlenecek hasar bedelinin davalı … şirketinden tazmini ile davacıya verilmesi taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Haksız fiil, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49 maddesinde; ”Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 50. maddesinde ise ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü yer almaktadır.
Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları ; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğması zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Hakim, kusurlu veya hukuka aykırı bir fiili ile başkasına zarar verenin kusur durumunu, zararın ağırlını ve oluşan durumun özelliklerini gözeterek uygun ve hakkaniyete uygun bir tazminat belirler.
Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Sorumluluk sigortaları 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve devamı maddelerinde ”Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde düzenlenmiştir. Sorumluluk sigortalarında sigorta şirketi tarafından zararı karşılanan kişi sigorta sözleşmesinin tarafı değildir. Sigorta ettiren kendisi ya da sorumluluğu altında bulunan kişiler tarafından üçüncü kişilere verilecek zararları sigorta şirketine ödediği prim karşılığında sigorta ettirmektedir. Sorumluluk sigortası, sigorta ettirenin üçüncü kişilere vereceği zararları teminat altına alırken hem üçüncü kişiyi hem de sigortalıyı koruma altına alan bir sigorta türüdür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve 1486. maddelerinde yapılan düzenlemeye göre sorumluluk sigortalarını isteğe bağlı sigortalar ile zorunlu sigortalar olarak ikiye ayırmak gerekir.
Tehlike sorumluluklarında üçüncü kişilerin zararının karşılanması amacıyla bazı alanlarda kamu yararı ve zarar görenlerin korunması gerekçesi ile sorumluluk sigortası yaptırmak yasal zorunluluk haline getirilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun da 1483 ve 1484. maddelerinde de zorunlu sorumluluk sigortalarında uygulanacak hükümler ayrıca düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre zorunlu sigortalarda sigorta şirketinin zarar gören üçüncü kişiye karşı olan sorumluluğu kanundan doğan bir sorumluluktur. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 13. maddesi ile bazı hallerde Bakanlar Kurulu’na da zorunlu sigortalar ihdas etme yetkisi verilmiştir. Zorunlu sorumluluk sigortalarının kamu yararı taşıması ve yapılmasının yasa ile zorunlu kılınması nedeniyle zorunlu sigortalarda zarar görenlerin korunması amacıyla bazı düzenlemeler yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, ”İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/1. maddesinde, ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/son. maddesinde ise, ”İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmüne yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, ”sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” düzenlemesi yapılmıştır.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir. (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin taktirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatları kapsamında değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki 2. el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde; ”Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5. Bölümünde belirtilen ‘Kapsama Giren Teminat Türleri’ başlığı altında bulunan (a) bendinde ‘Maddi Zararlar Teminatı’ kapsamında araçta meydana gelen değer kaybı da sayılmıştır.
İlgili maddede Maddi Zararlar Teminatı; ”Hak sahibinin bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır.” olarak tanımlanmıştır.
İzmir İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Şubesi’ne müzekkere yazılarak kazaya karışan araçlara ait ruhsat ve tescil belge ve bilgileri dosya arasına alınmıştır.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’ne müzekkere yazılarak davacı tarafa ait araca ilişkin tramer kayıtları temin edilmiştir.
Davalı … şirketine müzekkere yazılarak, sigortalı araca ait Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin, dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak davacı tarafça şirkete yapılan başvuru dilekçesi, dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakı, varsa açılmış olan hasar dosyası ve varsa davacı tarafa yapılan ödeme ödeme evraklarının eksiksiz olarak mahkememize gönderilmesi istenilmiş, müzekkere cevabında gönderilen evrak ve kayıtlar dosya arasına alınmıştır.
Davalı vekili her ne kadar yetki ilk itirazında bulunmuş ise de, davaya konu uyuşmazlığın, 19/06/2020 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacıya ait … plakalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle oluşan hasar bedelinin belirlenmesi ve belirlenecek hasar bedelinin davalı … şirketinden tazmini ile davacıya verilmesi taleplerine ilişkin olduğu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 16. maddesinde haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinin de yetkili olduğunun düzenlendiği, bu kapsamda yapılan inceleme sonucunda dava konusu 19/06/2020 tarihli trafik kazasının İzmir İli, … ilçesinde meydana geldiği, bununla beraber zarar gören sıfatını haiz davacı …’in yerleşim yeri adresinin ‘… Mahallesi, … Sokak, No… …./İzmir’ olduğu göz önünde bulundurulduğunda, mahkememizin iş bu davaya bakmaya yetkili olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin yetki ilk itirazının reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Gerekli evrak ve belgelerin temini akabinde dosyanın trafik alanında uzman ve otomotiv alanında uzman bilirkişiden oluşan heyete tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, 19/06/2020 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, sigorta poliçesi, hasar dosyası, … plakalı araca ait tramer kayıtları, dava konusu trafik kazasına karşılan araçlara ait tescil kayıtları ile sair deliller göz önünde bulundurularak, … plakalı araç sürücüsü … ile … plakalı araç sürücüsü …’in 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun hangi maddelerini ihlal etmek suretiyle 19/06/2020 tarihinde meydana gelen trafik kazasının oluşumuna sebebiyet verdikleri hususu ile trafik kazası sonucunda … plakalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle oluşan hasar bedelinin belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, bilirkişi heyeti 11/03/2021 havale tarihli raporlarında, dava konusu trafik kazasının gerçekleşmesinde … plaka sayılı araç sürücüsünün 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 53/b. maddesini ihlal ettiğinden dolayı kazanın oluşumuna tamamen hatası ile etken olduğunu, davacı taraf sürücüsü Adnan Aydemir’in kazanın oluşumunda atfedilecek her hangi bir hatası ve kural ihlalinin görülmediğini, dava konusu trafik kazası neticesinde davacıya ait … plakalı araçta meydana gelen hasar bedelinin 14.100,00-TL olduğunu, aracın rayiç değerinin 35.000,00-TL olduğu gözetildiğinde onarımının ekonomik olduğunu mütalaa etmişlerdir.
Davacı vekili 14/04/2021 havale tarihli bedel arttırım dilekçesi ile dava dilekçesinde 500,00-TL olarak belirttikleri dava değerini 13.600,00-TL bedelinde artırarak toplamda 14.100,00-TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 14/04/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ettiklerini beyan ettiği ve dava değeri üzerinden eksik harcı mahkememiz veznesine yatırmış olduğu görülmektedir.
Dava dosyası içeriğinde bulunan evrak ve kayıtlardan anlaşıldığı üzere, dava konusu rizikonun davalı … şirketine 20/06/2020 tarihinde ihbar edildiği, bu doğrultuda davalı … şirketinin rizikonun kendisine ihbarından itibaren 8 iş gününün sona erdiği tarih olan 02/07/2020 tarihi itibariyle temerrüte düştüğü kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun … Dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı aslı, … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi, hasar dosyası, dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat fotokopisi, 19/06/2020 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, … ve … plakalı araçlara ait trafik tescil kayıtları, … plakalı araca ait Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi nezdinde bulunan tramer kaydı, bilirkişi heyetinin 11/03/2021 havale tarihli raporları, davacı vekilinin 14/04/2021 tarihli bedel arttırım dilekçesi ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın 19/06/2020 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacıya ait … plakalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle oluşan hasar bedelinin belirlenmesi ve belirlenecek hasar bedelinin davalı … şirketinden tazmini ile davacıya verilmesi taleplerine ilişkin olduğu, bilirkişi heyeti 11/03/2021 havale tarihli raporlarında, dava konusu trafik kazasının gerçekleşmesinde … plaka sayılı araç sürücüsünün 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 53/b. maddesini ihlal ettiğinden dolayı kazanın oluşumuna tamamen hatası ile etken olduğunu, davacı taraf sürücüsü …’in kazanın oluşumunda atfedilecek her hangi bir hatası ve kural ihlalinin görülmediğini, dava konusu trafik kazası neticesinde davacıya ait … plakalı araçta meydana gelen hasar bedelinin 14.100,00-TL olduğunu, aracın rayiç değerinin 35.000,00-TL olduğu gözetildiğinde onarımının ekonomik olduğunu mütalaa ettikleri, davacı vekili 14/04/2021 havale tarihli bedel arttırım dilekçesi ile dava dilekçesinde 500,00-TL olarak belirttikleri dava değerini 13.600,00-TL bedelinde artırarak toplamda 14.100,00-TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 14/04/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ettiklerini beyan ettiği ve dava değeri üzerinden eksik harcı mahkememiz veznesine yatırmış olduğu, dava konusu rizikonun davalı … şirketine 20/06/2020 tarihinde ihbar edildiği, bu doğrultuda davalı … şirketinin rizikonun kendisine ihbarından itibaren 8 iş gününün sona erdiği tarih olan 02/07/2020 tarihi itibariyle temerrüte düştüğü, davacı tarafın iddiasını usulüne uygun deliller vasıtasıyla ispatladığı kanaatiyle, açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KABULÜ İLE,
1-14.100,00-TL maddi tazminatın poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla rizikonun sigorta şirketine ihbarı akabinde 8 iş gününün sona erdiği 02/07/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta Anonim Şirketinden tahsili ile davacı …’e verilmesine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 963,17-TL karar ve ilam harcından, 54,40-TL peşin harç ve 233,00-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 675,77-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 38,50-TL elektronik tebligat, 38,00- TL normal tebligat, 63,00-TL posta masrafı, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti, 54,40-TL peşin harç, 54,40-TL başvurma harcı, 233,00-TL ıslah harcı ve 400,00-TL ekspertiz rapor ücreti ve 400,00-TL kusur rapor ücreti olmak üzere toplam 2.281,30 -TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.360,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
6-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 03/06/2021

Katip …
e -imzalıdır

Hakim …
e -imzalıdır

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.