Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/352 E. 2022/398 K. 10.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/352 Esas
KARAR N : 2022/398
DAVA : Tazminat (Ticari Haksız Fiilden Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 28/07/2020
KARAR TARİHİ : 10/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ile davalı … Lojistik A.Ş. arasında 03.10.2017 tarihinde davalı firmaya müvekkil şirketin gümrük işlemlerini yürütmesi için vekaletname verilmiş, işbu gümrük müşavirliği vekaletnamesi (EK-1) süresinin ve yine taraflarca akdedilen 01.05.2018 tarihli Gümrük Danışmanlığı Hizmet Sözleşmesi’nin (Anlaşma) (EK-2) sona erdiği 31.12.2018 tarihine kadar davalı firma, Gümrük Mevzuatı, TBK, ve ilgili tüm sair mevzuata ve aradaki ticari ilişkinin niteliğine uygun tüm teamüllere ve en önemlisi de aradaki vekalet ilişkisinden kaynaklanan sadakat ve özen borcuna riayet ederek basiretli bir vekil gibi müvekkil şirkete ait tüm gümrük işlemlerini gümrük müşaviri sıfatı ile vekaleten yerine getirme yükümlülüğü altına girdiği, ancak vekâlet ilişkisinin sona erdiği 31.12.2018 tarihinden sonra müvekkile … Gümrük Müdürlüğü’nden çeşitli gümrük beyanname ve işlemlere ilişkin ceza kararları gelmeye başlamış, tebliğ edilen ceza kararları incelendiğinde; idari yaptırıma konu olan tüm işlemlerin davalı firmanın gümrük müşaviri sıfatıyla vekâleten yürüttüğü işler olduğu tespit edildiği, davalı firma, mesleği sebebiyle uyması gereken nitelikli özen ve sadakat borcu uyarınca ilgili gümrük işlemlerinin hatalı ve eksik yürütülmesi sebebiyle müvekkil şirket zararına tahakkuk eden ceza tutarlarından; münhasıran sorumlu olduğu, haklı davalarının kabulüne, davalı tarafın, davacı taraf ile arasındaki anlaşma ve vekalet ilişkisinden kaynaklanan borç ve yükümlülüklerini gereği gibi yerine getirmemesi sebebiyle Davacı nezdinde tahakkuk eden ceza tutarları için ödenen toplam 97.112,05 TL’nin, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak üzere, her bir ceza kararı için yapılan ödeme tarihleri baz alınarak işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan tazminine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı tarafın yükümlülüğü sözleşme ile net olarak belirlendiği ve Gümrük Danışmanı olarak müvekkil tarafından talep edilen bilgi ve belgeleri eksiksiz olarak ve süresinde müvekkil firmaya temin etme sorumluluğu davacı firmaya yüklendiği, söz konusu sözleşme gereğince müvekkil firma tarafından gümrük danışmanlığı ve işbu sözleşme konusu gümrük işlemlerinin yerine getirilmesi davacı tarafça sunulacak bilgi ve belgelere bağlı olup, söz konusu belgeler süresinde ve eksiksiz olarak müvekkil firma’ya sunulmadığı taktirde müvekkil firma tarafından sözleşmeden kaynaklı yükümlülüklerin yerine getirilmesi beklenemeyeceği, müvekkil firma tarafından tüm sözleşmede ki ve yasal mevzuattan kaynaklı sorumluluklarına riayet edilmek kaydıyla, davacı firma tarafından sunulan bilgi ve belgeler, gümrük danışmanlığı hizmet görevini ifa etmek üzere gereken yerlere sunulmuş ve tüm işlemler eksiksiz, süresinde ve tam olarak yerine getirildiği, müvekkil firma tarafından hangi gümrük işleminin eksik veya hatalı olduğu, kendileri tarafından hatalı gümrük işlemi olarak beyan edilen işlemlerin ne olduğu hususunda herhangi bir bilgi veya delil mahkemeye sunulmadığı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasında Gümrük Müşavirliği ilişkisinden kaynaklı olarak davalının vekalete dayalı TBK da dayanağı olan vekilinin borçlarına aykırı davrandığı, özen yükümlülüğünü yerine getirmediği ve basiretli olarak davranmadığı, hatalı gümrük işlemleri sebebiyle davacıya tahakkuk ettirilen ceza tutarından sorumlu olduğu iddiasıyla davalının sorumluluğunun olup olmadığı, sorumlu ise miktarının ne olduğu hususlarında toplanmaktadır.
Taraf vekillerinin iddia ve savunmaları tüm dosya kapsamı, … Gümrük Müdürlüğünden gelen ceza kararları incelenmek suretiyle davalının sorumlu olup olmadığı, davalının vekalet borcunu yerine getirip getirmediği, davalının sorumluluğunda ise uğranılan zararın ne kadardan ibaret olduğunun tespiti için gümrük müşaviri bir SMMM bilirkişisinden talimat mahkemesi aracılığıyla rapor alındığı, bilirkişinin sunduğu 18/11/2021 havale tarihli raporunda; yukarıda yapılan açıklamalar muvacehesinde, dosyaya mübrez belge, bilgi, takip dosyası, davalı yana ait 2018-2019-2020 yılları ticari defter-belgeleri ile sınırlı olarak yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde; dava konusunun, davalı tarafın davacı taraf ile arasındaki anlaşma ve vekalet ilişkisinden kaynaklanan borç ve yükümlülüklerini gereği gibi yerine getirmemesi sebebiyle davacı nezdinde tahakkuk ede ceza tutarları için şimdilik 97.112,05 TL’nin davalıdan tahsili talebinden ibaret olduğu, davalının 2018-2019-2020 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, taraflar arasında 01 Mayıs 2018 tarihli Gümrük Danışmanlığı Hizmet Sözleşmesi akdedildiği, rapor içeriğinde örneği verilen beyanname işlemlerinde görüleceği üzere … Gümrük Müdürlüğünce uygulanan cezai müeyyide işlemlerinin Geçici Kabul İthalat işlemlerine ilişkin olduğu, beyannamede düzelteme, ekleme, iptal ve eşyaların belirtilen süre sonunda çıkışının yapılmamasından dolayı Gümrük Kanunu’nun Usulsüzlük işlemlerine ilişkin 241 ve Kabahatler Kanunu ile cezai müeyyideye ilişkin 238. maddeler olduğu ceza kararlarında belirtildiği, İşveren firma ile iş gören gümrük müşavirlik anlaşması bitmiş olsa bile belgeleri 5 yıl gibi saklama ile geçici kabul işlemi gören eşyaların süre takibi Gümrük Müşaviri bünyesinde yer alan beyannamede yer aldığı, Eşyaların süre bitim tarihinin gümrük müşavirlik firmaları takibinde olduğu, aralarındaki sözleşmenin bitmesi halinde süre bitim tarihlerinin davacı firmaya bildirilmesi gerekirken, herhangi bir bildirimin dosyasında mevcut olmadığı, bu itibarla cezai müeyyidenin Gümrük Lojistik firması (müşavirliği) sorumluluğunda olduğunu belirtmiştir.
Bir gümrük müşaviri bilirkişisi eklenerek bilirkişi heyetinden talimat mahkemesi aracılığıyla rapor alındığı, bilirkişi heyetinin sunduğu 08/02/2022 havale tarihli heyet raporunda, taraflar arasında verilen dava dilekçeleri ile; taraflar arasında vekaletnameye istinaden gerçekleştirilen gümrük işlemlerinde; dava dosyasında yer alan sözleşme hükümlerine uygun olarak davranan davalı işlemleri sözleşme hükümleri çerçevesinde gerçekleştiği, şöyle ki, vekalet ilişkisi ve taraflar arasında yapılan sözleşme ile Gümrük Müşavirlik firmasına firma tarafından gönderilen evrak ve verilen talimatlar doğrultusunda hareket ettiği, görüldüğü gibi gümrük müşavirleri, gerçek ya da tüzel kişilerin dış ticaret yaparken gümrük idareleri ile kurmaları zorunlu olan ilişkiyi yürütmek üzere faaliyet gösterdikleri, Gümrük müşavirlerinin bu faaliyetleri yapması dış ticaret yapan gerçek ya da tüzel kişilerin kendilerine yazılı şekilde temsil yetkisi verilmesi ve bunun gümrük idaresine ibrazı ile gerçekleştiği, Gümrük mevzuatında belirlenen şekliyle gümrük müşavirleri, bu temsil faaliyetini dolaylı temsil yolu ile yürüttükleri, İşlemlerin dolaylı temsil yolu ile yürütülmesi, gümrük müşavirlerinin kendi adlarına ancak ithalatçı ya da ihracatçı hesabına işlem yapmasını ifade ettiği, dolaylı temsil, gümrük beyannamesinde de adının bulunması sebebiyle gümrük müşavirinin mali sorumluluklarını artırdığı, ancak en nihayetinde gümrük müşaviri bu işlemleri kendisini yetkilendiren bir kişi adına yaptığı ve idarenin bir zararı doğması hâlinde oluşacak sorumluluğu “beyanda kullanılan verilerin yanlış olduğunu bilme veya mesleği icabı ve mutat olarak bilmesi gerekme” ile sınırlandırıldığı, taraflar arasında yapılan sözleşme 01/05/2018 tarihinde başlamış olup, 31/12/2018 tarihinde sona erdiği, dava konusu Ceza Kararların bu tarihlerden önce ve sonra olan kısımları için Gümrük Müşavirliği şirketinin görevi gereği kendisine verilen talimat ve evraklar üzerinden işlemleri gerçekleştirdiği görüldüğü, bu sözleşme kapsamı tarihlerinden sonra kesilen cezalar Gümrük Müşaviri firmanın bilgisi dahilinde olmadığı, Gümrük işlemleri İthalat ve İhracat yapan firma ile Gümrük Müşavirliği firma arasında köprü niteliğindedir. Gümrük Müşavirliği firması kendisine verilen talimat ve evraklara dayanarak Gümrük Beyannamesini düzenlediği, bu Gümrük Beyannamelerinin kendilerine verilen evraklar üzerinden oluşturulduğu, Gümrük işlemleri bittikten sonra konu ile alakalı olarak ithalat veya ihracat yapan firmaya evrakları gönderdiği, dolayısıyla konu ile alakalı olarak firmaya mevzuat hükümleri çerçevesinde bilgi ve belge paylaşımı yaptığı, dava konusu Geçici İthalat kapsamında yapılan işlemlerin süresi içerisinde yurt dışı edilmediği konusuyla alakalı olarak; şirkete işlemler bittikten sonra detaylı rapor olarak kendilerine bilgilerin iletildiği, sözleşme hükümleri doğrultusuna uygun davranıldığı görüldüğü, verilecek gümrük hizmetleri kapsamında yapılacak işlemler davacı firma tarafından verilecek talimat ve gönderilecek evrak bazında değerlendirme yapılarak gümrük işlemleri yapıldığı, Gümrük işlemleri içerisinde Gümrük Müşavirlik firması tarafından ithalat veya ihracat konusu eşyaya ait fatura kesmek, eşyayı firma bilgisi dışında tasarrufta bulunmak gibi ödevleri bulunmadığı. Konu dosya ekinde “GTİP değişikliği”-“beyannamede kg değişikliği””, “beyannamede eşyanın ticari tanımı değişikliği”-“beyanname iptali” gibi nedenlerden dolayı kesilen usulsuzluk cezaları’nın nedeni davalı firmanın kusurundan – kaynaklandığın tespiti için somut delillerin bulunmadığı, tekrar “beyannamede süre aşımından kaynaklı” kesilen Gümrük Kanununun 238. Maddesine istinaden idari para cezaların kesilmesi konusunda davacı firmanın talimatı ve bilgisi dahilinde olduğundan, durum tespiti yapılmayan usulsüzlük cezaları ve diğer idari para cezaları yönünden yeterli somut kanıt dosya kapsamında bulunamadığı, davalı Gümrük Müşavirliği şirketi dava konusu kesilen Ceza Kararları konusunda kusuru ve sorumluluğunun bulunmadığı görüşünü beyan etmişlerdir.
Tarafların, kök rapora karşı beyan ve itirazları, taraflar arasındaki e mail yazışmaları, davaya konu sözleşme ve somut olaya göre verilen ceza kararlarına konu hangi işlemin ya da işlemlerin hangi tarihler içerisinde ve beyannamelerin süresinde verilip verilmediği … gibi itiraz konularında gümrük müşavirliği kapsamında davalının sorumluluğunda olup olmadığının ayrıştırılarak talimat mahkemesi aracılığıyla ek rapor aldırıldığı, bilirkişi heyetinin talimat mahkemesine sunduğu 07/04/2022 havale tarihli raporunda; taraflar arasında verilen dava dilekçeleri ile verilen bilirkişi raporlarına itiraz etmiş oldukları; Kök raporumuzda belirtildiği gibi; dava konusu ceza kararların somut delillere dayanılmadığı” gerekçesiyle davacı tarafından yapılan itirazları şu şekilde değerlendirilebileceği; dava konusu ceza kararların eşya tanımı yanlış beyan edilmesi örneğinden gidersek; dosyaya sunulan evrakların altında fatura mevcut olmadığından verilen beyan ile fatura arasında farklılıklardan kaynaklı olup olmadığının tespit edilmesi gerektiği, dolayısıyla kesilen ceza kararların sadece eşyanın tanımından kaynaklı olarak kesildiği, fakat bu eksikliğin nereden ve nasıl olduğuna detaylı bilgi ve belgelerin dosyaya sunulmadığı, somut delillerin olmadığına işaret olduğu, dava konusu ceza kararlarından yanlış GTİP beyan edilmesinden kaynaklı olarak kesilen cezaların aynı şekilde detaylı fatura ve beyanname eklerinin dosyaya sunulmadığı ve bu durumun taraflar arasında yapılan sözleşme ve Gümrük Müşavirliğinin bilmesi gerektiği durumlar ile alakalı olduğunun tespiti somut delillere dayanmadığı görüşü hasıl olduğu, dava konusu ceza kararlarından Geçici İthalat Rejimine tabi eşyaların süresi içerisinde eşyaların yurtdışı edilmediği şeklinde verilen cezaların kaynağının Gümrük Müşavirliği olduğunun, söz konusu Gümrük İşlemlerini yapmakla ithalatçı firma tarafından verilen talimatlarla hareket etme durumu bulunan Gümrük Müşavirliğinin eşyayı bir nakliyeci gibi hareket etme durumu olmadığı, dolayısıyla taraflar arasında yapılan e-mail ve aylık toplantılarla bu hususlar değerlendirmeye alındığı, Gümrük mevzuatı çerçevesinde yapılacak değerlendirmede; Gümrük kanunun 5. Maddesi çerçevesinde; Temsil, doğrudan veya dolaylı olabilir. Temsilci, doğrudan temsil durumunda başkasının adına ve hesabına hareket eder. Dolaylı temsil durumunda ise kendi adına, ancak başkasının hesabına hareket eder. Temsilci, temsil edilen kişi namına hareket ettiğini beyan etmek, temsilin doğrudan veya dolaylı olduğunu belirtmek ve sahip olduğu temsil yetki belgesini gümrük idarelerine ibraz etmek zorunda olduğu, MADDE 181- 1. İthalatta gümrük yükümlülüğü; a) İthalat vergilerine tabi eşyanın serbest dolaşıma girişi, b) İthalat vergilerine tabi eşyanın ithalat vergilerinden kısmi muafiyet suretiyle geçici ithali, için verilecek gümrük beyannamesinin tescil tarihinde başlar. 2. İthalatta gümrük yükümlülüğünde yükümlü, beyan sahibi olduğu, dolaylı temsil durumunda, hesabına gümrük beyanında bulunulan kişi de yükümlü olduğu, dolaylı temsilde, temsilcinin yükümlülüğü, beyanda kullanılan verilerin yanlış olduğunu bildiği veya mesleği icabı ve mutat olarak bilmesi gerektiği durumlarla sınırlı olduğu, 188 inci, 190 ıncı ve 194 üncü maddeler uyarınca doğan gümrük yükümlülüğü için de bu hüküm uygulandığı, 3. Birinci fıkrada belirtilen rejimlerden biri için bulunulan beyanda kullanılan veriler, kanunen alınması gereken vergilerin tamamen veya kısmen tahsil edilememesine sebep olduğu takdirde, beyanın yapılabilmesi için bu verileri veren ve bu verilerin yanlış olduğunu bilen veya bilmesi gereken kişiler de gümrük vergilerinden sorumludur denildiği, Gümrük Müşavirliği şirketi dolaylı temsil yoluyla davacı şirket dava konusu ceza kararlarında somut delil sunulmayan dosya açısından sorumluluğu bulunmadığı, 5- Dosya kapsamında yapılan incelemelerde tarafların itiraz dilekçesi Gümrük Kanunu ve hükümleri çerçevesinde Gümrük Müşavirlik firmasının sorumlulukları çerçevesinde hareket ettiği, fakat taraflar arasında yapılan sözleşme gereği yükümlülüklerin yerine getirilmesi konusunda Borçlar Hukukunun konusunu oluşturduğundan durumunun Mahkemenin taktirinde olduğunu belirtmişlerdir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalı şirketin kendisine davacı tarafça verilen bilgiler, evraklar ve talimatlar doğrultusunda hareket ederek beyannameler hazırladığı, beyanname içeriklerine ilişkin ceza ihbarnameleri gerektirir fiillerin davacı sorumluluğunda olduğu, davalının ithalat ve ihracat konusu eşyaya ait fatura kesmek ya da firma bilgisi dışında tasarrufta bulunmak gibi sorumlulukları bulunmadığı, para cezalaranın davalının kusurundan kaynaklı olarak kesildiğinin somut deliller ile ortaya konulamadığı ya da hukuka aykırı ve kasti fiilinin anlaşılamadığı, dolayısıyla taraflarca yapılan anlaşma gereği özen ve sadakat yükümlülüğüne aykırılığın ispatlanamadığı anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL harcın peşin harç olarak alınan 1.658,44-TL harçtan indirilmesi ile geriye kalan 1.577,74-TL harcın isteği halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından sarf olunan 2 e-tebligat gideri 13,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-HMK.nun 333.maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili taraflara iadesine
6-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan 13.175,64-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-7155 sayılı yasanın 19/12/2018 tarihinde yürürlüğe giren 23.maddesiyle eklenen 6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereğince taraflar arasında yapılan arabuluculuk faaliyeti sonunda, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere Hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin yargılama gideri olarak davacıdan alınarak, Hazineye gelir kaydına,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/05/2022

Katip …

Hakim …