Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/325 E. 2021/548 K. 07.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/325 Esas
KARAR NO : 2021/548

DAVA : İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/07/2020
KARAR TARİHİ : 07/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili banka ile davalı kredi borçlusu şirket arasında davaya konu kredi sözleşmesinin imzalandığını, diğer davalıların sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıklarını, davalı şirkete kullandırılan kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek davalılara hesap özeti ve ödeme yapılması ihtarlı ihtarnamenin gönderilmesine rağmen borcun ödenmediğini, bunun üzerine davaya konu icra takibinin yapıldığını, davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu, davalıların yetki itirazında yetkili icra dairesini bildirmemiş olmaları nedeniyle yetki itirazının geçersiz olması yanında borca itirazın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, taraflar arasında akdedilen kredi sözleşmelerinin delil anlaşması niteliğinde olup; müvekkili bankanın defter ve kayıtlarının kesin delil olacağının davalılar tarafından kabul edildiğini, bankanın defter ve kayıtları üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi ile alacağın mevcudiyetinin sabit olacağını, talep edilen temerrüt faizinin imzalanan genel kredi sözleşmesine uygun olduğunu, davalının amacının alacağının tahsilini geciktirmek olduğunu bildirmiş, itirazın iptali ile takibin devamına, davalıların icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:
Davalılar cevap dilekçesi sunmadıkları gibi duruşmalara da katılmamışlar, davanın esasına ilişkin yazılı bir beyanda bulunmamışlar, davalı şirket ve … vekili bilirkişi raporuna itirazlarını içerir dilekçede takip ve dava konusu borcun varlığını kabul etmediklerini bildirmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, davalı şirketin borçlu, diğer davalı gerçek kişilerin müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalarının bulunduğu, taraflar arasında düzenlenen 12/07/2017 tarihli genel kredi sözleşmesi nedeni ile hesabın kat edilerek ihtarname tebliğ edilmesine rağmen ödenmeyen kredi borcundan kaynaklanan alacağı için davacı bankanın, davalılar hakkında alacağın tahsili amacıyla yaptığı icra takibinde davalıların, icra dairesinin yetkisi ile borca ve ferilerine itirazlarının iptali istemine ilişkindir.
Davaya konu icra dosyasında davacı banka, davalılar hakkında, davaya konu genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için 08/11/2018 tarihinde ilamsız icra yoluyla takip yapmış, ödeme emrinin tebliğinden sonra yasal süre içinde davalılar adına vekilleri tarafından sunulan itiraz dilekçesi ile icra dairesinin yetkisine, borca ve ferilerine itiraz edilmesi nedeniyle davalılar hakkındaki takip durmuştur.
İtiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmemiş olması nedeniyle dava hak düşürücü süre içinde açılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşme hükümleri gereği davacı bankaya ait defter ve kayıtların incelenmesi ile uyuşmazlığın çözümlenebileceği dikkate alınarak davacı bankadan kredi sözleşmesi ve ihtarname ile hesap dökümü örneklerinin alınmasından sonra dosyada toplanan deliller ile davacı bankadan alınan kayıt ve belgelerin incelenmesinden sonra bilirkişi raporunda taraflar arasında 12/07/2017 tarihli kredi sözleşmesinin düzenlendiğini, şirketin asıl borçlu olup diğer davalıların müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladıklarını, kefalet yönünden kanunda aranan şekil şartlarının mevcut olduğunu, sözleşmenin yirmi ikinci maddesinde temerrüt faiz oranının bankanın TCMB’ye uygulayacağını bildirdiği en yüksek kredi faiz oranına bu faiz oranın %100 ‘ünün ilavesi ile bulunacak oran olduğunun kararlaştırıldığını, Kredi Garanti Fonu tarafından 08/08/2019 tarihinde 1.264.423,50-TL tazmin edildiğini, kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle davacı bankanın 23/10/2018 tarihinde davalılara ihtarname keşide ettiğini, ihtarnamenin tebliğ edilemediğini, 02/11/2018 tarihi itibariyle temerrüt koşullarının oluştuğunu, 22/10/2018 hesap kat tarihinde taksitle ticari krediye ilişkin 24/09/2018 vadeli on dördüncü taksitin vadesinde ödenmiş olduğunu, 24/10/2018 vadeli on beşinci taksitin ise henüz ödeme vadesinin gelmemiş olduğunu, kat ihtarnamesinde kredinin kat edilme sebebi hakkında herhangi bir açıklamaya yer verilmediğini, icra takip tarihi itibariyle davacı bankanın 1.367.189,34-TL asıl alacak, 20.357,79-TL işlemiş faiz, 1.017,89-TL BSMV ve 847,62-TL masraf olmak üzere toplam 1.389.412,64-TL alacaklı olup asıl alacağa %60 oranında temerrüt faizi talep edebileceğini bildirmiştir.
Toplanan tüm deliller, dosyaya davacı banka tarafından sunulan belge örnekleri ve usul, yasa ve dosya kapsamına uygun gerekçeli ve denetime elverişli nitelikteki bilirkişi raporu ile; taraflar arasında davaya konu 12/07/2017 tarihli genel kredi sözleşmesinin düzenlendiği, asıl borçlunun davalı şirket olup, davalı gerçek kişilerin sözleşmede müteselsil borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla yer aldıkları, kefalet yönünden Türk Borçlar Kanunu’nun 583.maddesinde kefaletin geçerliliği yönünden aranan şekli şartların mevcut olduğu, bilirkişi raporunda belirlendiği ve açıklandığı üzere kullandırılan kredi borcunun geri ödenmesine ilişkin kararlaştırılan ödeme planına göre 24/09/2018 vadeli on dördüncü taksitin davalılar tarafından ödendiği, bir sonraki on beşinci taksit ödeme tarihinin ise 24/10/2018 olduğu, buna göre hesap kat tarihi itibariyle davalıların geçmiş dönem kredi borçlarının bulunmamasına rağmen davacı banka tarafından hesabın 22/10/2018 tarihinde kat edilerek 23/10/2018 tarihli ihtarnamenin davalılara keşide edildiği, davalıların hesap kat tarihinde muaccel hale gelmiş ve ödenmemiş bir borçlarının bulunmamasına rağmen davacı banka tarafından hesap kat edilmiş ise de, kat ihtarnamesinde hesabın hangi nedenle kat edildiğine dair hiçbir açıklamaya yer verilmediği gibi dava dilekçesinde dahi hesabın kat edilmesine ilişkin bir neden gösterilmemesi karşısında hesabın kat edilmesini haklı ve geçerli gösterecek bir yasal neden bulunmadan hesabın kat edildiği, buna göre icra takip tarihi itibariyle muacceliyet koşulunun oluşmaması nedeniyle hesabın kat edilmesinin ve icra takibi yapılması konusunda haklı bir yasal nedenin oluşmadığı anlaşılmakla davanın reddine, verilen hükme bağlı olarak davalı tarafın icra takibine itirazının haklı olduğu göz önünde tutularak davacı tarafın icra inkar tazminatı isteminin de reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerle:
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafın icra inkar tazminatı isteminin reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30-TL harcın peşin yatırılan 16.838,97-TL harçtan indirilmesi ile geriye kalan 16.779,67 -TL harcın karar kesinleştiğinde ve isteği halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davalılar … Şirketi ile … yararına AAÜT’ nin 13(1) maddesi uyarınca takdir edilen 81.576,65-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … Şirketi ile …’e verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A (14) maddesi uyarınca 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinden oluşan yargılama giderinin davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
7-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı … Şirketi vekili ile davalı …’in yokluğunda HMK’nun 343 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.07/07/2021

Başkan …
e -imzalıdır

Üye …
e -imzalıdır

Üye …
e -imzalıdır

Katip …
e -imzalıdır