Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/324 E. 2022/337 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/324
KARAR NO : 2022/337

DAVA : Alacak (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/06/2020
KARAR TARİHİ : 14/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalıya ait … Mah. … Cad. No:…/… ve bu bölüme ekli aynı adresteki …/… … İzmir adresinde bulunan spor salonunun malzemeleri ile birlikte 165.000 TL bedel ile 04/04/2019 tarihinde iş yeri devir sözleşmesi yapıldığını, spor salonunun devri nedeniyle davalı tarafa 65.000 TL karşılığı olan 01/05/2019 tarihinden başlamak üzere 18 ay boyunca her ay 3.610 TL bedelli bono imzalayarak verildiğini, kalan 100.00 TL karşılığı olarak da 05/09/2019 tarihinde 5.357,00 USD ile 1Usd=5.60 TL hesabı üzerinden 05/09/2019 tarihinden itibaren 10 ay eşit taksitle 70.000 TL’nin davalıya ödeneceğini, 165.000 TL’nin teminatı olarak da sözleşmenin tarafı olmayan ve sözleşmeyi de şahit olarak imzalayan …’a ait … plaka sayılı Honda Accort marka 2008 Model araç da 90.000 TL bedel olarak rehin verildiğini, davalı tarafından müvekkiline devredilen iş yeri ile ilgili olarak müvekkiline ödemeleri yapmaya başladığını fakat yaz sezonunda spor faaliyetlerini azalmasına bağlı olarak 5.357 USD ile 01/08/2019 ve 01/09/2019 tarihli toplam 6.220 TL’yi ödeyememesi üzerine davalı tarafından Ödemiş İcra Müdürlüğünün …/… ve …/… Esas sayılı dosyaları ile icra takibine geçildiğini, Karşıyaka Belediyesi Zabıta Müdürlüğü tarafından Aralık 2019 ayında yapılan denetimde spor salonunun iş yeri açma ve çalışma ruhsatı alınıncaya kadar kapatılmasına karar verildiğini, iş yeri açma ve çalıştırma ruhsatının alınmadığını ve 13/02/2020 tarihinde spor salonunun mühürlendiğini belirterek, davanın kabulü ile 04/04/2019 tarihli sözleşmenin feshini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL’nin iş yeri devir sözleşmenini imzalandığı 04/04/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, dava konusu iş yeri devir sözleşmesi nedeniyle müvekkili aleyhine Ödemiş İcra Müdürlüğünün …/… ve …/… esas sayılı dosyası üzerinde yürütülen takiplerin ve … plaka sayılı araç üzerindeki teminata yönelik rehni ile ilgili olarak hak kaybının önlenmesi yönünden ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Davacı vekili, davalıya ait spor salonu ve içindeki spor malzemelerinin davalı tarafça müvekkiline devredildiğini, bu konuda taraflar arasında sözleşme yapıldığını, müvekkili tarafından sözleşmede belirlenen edim kapsamında davalı tarafa bir miktar ödeme yapıldığını, ödeme yapılmayan kısımlar için davalı tarafça icra takibi başlatıldığını, sözleşmeye konu işyerinde Karşıyaka Belediyesi Zabıta Müdürlüğü tarafından yapılan denetimde işyerinin ruhsatının bulunmadığı gerekçesiyle spor salonunun mühürlenerek kapatıldığını, bu şekilde davalı tarafça hukuki ayıplı işyerinin müvekkiline devredildiğini iddia ederek işyerinin devri nedeniyle ödenen tutarın davalıdan faiziyle tahsili ve sözleşmenin feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin tacir olmadığını, müvekkili tarafından spor malzemelerinin davacıya devredildiğini, bu devirden dolayı davacı tarafça herhangi bir ödeme yapılmadığını, sadece sözleşme yapıldığını, işyerinin ruhsatlandırma ve diğer idari izin ve işlemlerinin davacı tarafça yapılması gerektiğini, belediyeden gelen yazıda da bu hususun açıkça görüldüğünü, bu konuda müvekkiline herhangi bir sorumluluk yüklenemeyeceğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Dava, işyeri devir sözleşmesi ve ayıp iddiasından kaynaklanan alacağın tahsili ve sözleşmenin feshi taleplerine ilişkindir.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnız bir ticari işletme ile ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruptan oluşur.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın yasal düzenlemelerce ticari sayılan davalardır. Bu davalar TTK’nun 4(1), kooperatifler kanununun 99, İİK’nun 154, Finansal kiralama kanununun 31, ticari işletme lehine kanununun 22. Maddelerinde sayılmış olup, bu nitelikteki davaların mutlak ticari dava sayılabilmesi için ilgili özel kanunlarda nitelendirilmesi ya da TTK’nun 4(1) maddesinde sayılmış olması yeterlidir.
Nispi ticari davalar ise, her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili ve tarafların tacir olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. Uyuşmazlığın nispi ticari dava sayılabilmesi için bu iki koşulun birlikte varlığı zorunludur.
Üçüncü grup ticari davalar yalnız bir tarafın ticari işletmesini ilgilendirilen havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Bu davalar TTK’daki yasal düzenleme gereği uyuşmazlığını bir yanı tacir olmasa dahi bir yanının tacir olması halinde ticari dava sayılmıştır.
6335 Sayılı Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanunu’nun Yürürlüğü ve uygulama şekli hakkında kanunda değişiklik yapılmasına dair kanununun ikinci maddesi ile değişik TTK’nun 5(1) maddesi gereğince ticaret mahkemesi ticari nitelikli davalara ve çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlendirilmiş olup, buna göre Asliye Ticaret Mahkemesi ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki hukuki ilişki görev ilişkisidir.
Dava, niteliği itibariyle mutlak ticari dava değildir. Buna göre nispi ticari dava niteliği bulunması halinde uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemesinde çözülmesi mümkündür.
Davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için, TTK’nun 4(1) maddesi uyarınca; davacı ve davalı tarafın tacir olmaları ile birlikte uyuşmazlığın ticari işletmeleri ile ilgili bulunması zorunludur. Taraflar arasındaki davaya konu sözleşme, spor salonu olduğu anlaşılan ve esnaf işletmesi mahiyetindeki işyerinin devrine ilişkindir. Diğer yandan gerek davacı gerek davalı tacir değildir. Her ne kadar dava önce Tüketici Mahkemesinde açılmış ve İzmir 4. Tüketici Mahkemesi …/… esas …/… karar sayılı kararı ile davaya konu işyerinin spor salonu olduğu ve davalıların tacir olduğu gerekçesi ile Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli bulunduğunu belirterek görevsizlik kararı verilmiş ise de tarafların tacir sıfatına dair herhangi bir araştırma yapılmamıştır. Davaya konu uyuşmazlık tüketici işlemi değil ise de ticari bir işlem de değildir. Mahkememizce esnaf ve sanatkar odaları birliği, Ticaret Sicil Müdürlüğü ve Vergi Dairesi Müdürlüklerine yazılan müzekkerelere verilen cevaplarda davacı ve davalının tacir olmadığı, esnaf işletmesi boyutunda olan işyeri dolayısıyla tacir sayılmayı gerektirmeyecek bir işlem hacmine sahip olunduğu, bu itibarla tarafların her ikisinin de tacir olmadığı anlaşılmıştır. Bu itibarla eldeki davaya konu uyuşmazlık mutlak veya nispi ticari bir özellik taşımamaktadır. Bu itibarla eldeki davada mahkememiz görevsizdir. Görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi’dir. Görev hususu dava şartlarından olup, yargılamanın her aşamasında resen gözetilmelidir. Somut olayda dava şartı yokluğu bulunduğu anlaşılmakla davanın usulden reddine karar vermek gerektiği takdir ve sonucuna ulaşılmıştır.
Mezkur nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerle:
1-Görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olması ve Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle HMK nun 114(1)/c maddesinin yollaması ile HMK nun 115(2) maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-HMK’nun 20 (1) maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve yasal süre içinde istem halinde dosyanın görevli İZMİR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK nun 331(2) maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
4-HMK’nun 20(1) maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yasal süre içinde gönderme başvurusunun yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın ele alınmasına,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK’nun 343 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/04/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza