Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/313 E. 2021/973 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/313
KARAR NO : 2021/973

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/07/2020
KARAR TARİHİ : 04/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 07/05/2009 tarihinde meydana gelen iş kazası neticesinde işçi … …yaralanmış ve bunun üzerine yapılan yargıma sonucunda İstanbul BAM … Hukuk Dairesi’nin 21/03/2019 tarihli …/… Esas, …/… Karar sayılı ilamı ile ilk derece mahkemesi olan Bakırköy … İş Mahkemesi’nin 13/11/2018 tarihli,
…/… Esas, …/… Karar sayılı ilamı ortadan kaldırılarak davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, verilen bu karar neticesinde alacaklı tarafından Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyası üzerinden 4-5 örnek icra takibi yapıldığını, bunun üzerine davacı tarafından gerekli ödeme yapıldığını, ödenen bedele ilişkin, davalıya
… no’lu 3. Şahıs sorumluluk sigorta poliçesine istinaden, başvuru yapıldığını ve yapılan başvuru neticesinde
… no’lu hasar dosyası açıldığını, ancak tüm girişimler sonuçsuz kaldığını, iş bu nedenle bu bedelin tahsili amacıyla İzmir … İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyası üzerinden takibe girişilmiş olup, davalı kötü niyetli olarak takibe itiraz etmiş ve takip durduğunu, iş bu kazanın oluşumunda İstanbul BAM … Hukuk Dairesi’nin 21/03/2019 tarihli …/… Esas. …/… Karar sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılamada davacıya %20, … Ltd. Şti.” ye %35, … A.Ş.’ye %15, …’ın %10, kazalı sigortalının da %20 kusurlu olduğu hüküm altına alındığını, karar neticesinde kazalı sigortalı açısından … açısından davadan feragat ettiği nedeniyle %70 kusur durumu üzerinden tazminata hükmedildiğini ve tüm davalılar açısından müşterek ve müteselsil sorumlu oldukları hüküm altına alındığını belirtere fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla İzmir … İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan itirazın iptali ile takibin devamı ile asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatının yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte tahsiline karar verilmesi talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili tarafından 07/09/2020 tarihli dilekçesi cevap dilekçesinde özetle; … İnş. San Ve Tic. Nak. Ltd. Şti ile davalı şirket arasında 3.Şahıs Sorumluluk Sigorta Poliçesi … sayılı ve 04.08.2008/2009 vadeli poliçe ile davalı şirketçe temin edildiğini, mezkur poliçenin Teminatlar Maddesinde teminat limitleri; 3.Şahıs Sorumluluk 300.000 USD olarak belirtilmiş ve her bir hasarda 1.000 USD muafiyet uygulanacağı düzenlendiğini, dava konusu kazada yaralanan kişi sigortalının işçisi olmadığını, sigortalı ile arasında herhangi bir iş akdi sözleşmesi bulunmadığını, … İnş. San Ve Tic. Nak. Ltd. Şti’ nin Bakırköy … İş Mahkemesi …/… E. Sayılı dosyasında diğer davalılarla birlikte zarardan müştereken müteselsilen sorumlu olması davalı şirketinde zarardan sorumlu olduğu anlamına gelmediğini, somut durumda zararın 3. Şahıs poliçesi teminatı kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile davaya konu kaza davalı şirkete ödeme yapıldıktan sonra ihbar edilmiş olup; davalı şirket temerrüde düşmediğinden faizden dolayı da sorumluluğu olmadığını belirterek usul ve yasaya aykırı davanın reddi ile yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
İzmir … İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas takip dosyası, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davacı vekili, 07/05/2009 tarihinde meydana gelen iş kazası neticesinde dava dışı işçi … …’ın yaralandığını, dava dışı işçi tarafından Bakırköy … İş Mahkemesinde …/… esas …/… karar sayılı davanın açıldığı, yargılama neticesinde dava dışı alacaklı işçi tarafından Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi yapıldığını, bunun üzerine müvekkili tarafından 135.542,84 TL ödemenin yapıldığını, davacı tarafça ödenen bedele ilişkin, davalıya … no’lu 3. Şahıs sorumluluk sigorta poliçesine istinaden, başvuru yapıldığını ve yapılan başvuru neticesinde hasar dosyası açıldığını, ancak tüm girişimlerin sonuçsuz kaldığını, iş bu nedenle bu bedelin tahsili amacıyla davalı aleyhine İzmir … İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibine girişildiğini, davalı tarafça 14/02/2020 tarihinde borca itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu, itirazın haksız olduğunu iddia ederek, davalının icra takibine vaki itirazının iptali ile müvekkili yararına alacağın yüzde yirmisinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında 3.Şahıs Sorumluluk Sigorta Poliçesi … sayılı ve 04.08.2008/2009 vadeli poliçe ile davalı şirketçe temin edildiğini, dava konusu kazada yaralanan kişi sigortalının işçisi olmadığını, sigortalı ile arasında herhangi bir iş akdi sözleşmesi bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Dava, Üçüncü şahsa ödenen tazminatın 3. Şahıs Sorumluluk Sigortası Poliçesi kapsamında rücuen tahsiline matuf girişilen ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar istemlerine ilişkindir.
Mahkememizce dosya Sigorta Hesap Uzmanı Bilirkişi … …’e tevdi edilerek rapor aldırılmıştır.19/04/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda; Bakırköy … İş Mahkemesinin …/… Esas ve …/… Karar sayılı kararında ; Davacı şirkete %20 oranında kusur izafe edilmiştir. T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı Sigorta Denetleme Kurulu Hasar Ve Tazminat İşlemleri Denetim Rehberi’ne göre, sigorta bedelinin yabancı paraya endeksli olduğ sözleşmelerde riskin gerçekleştiği tarih itibariyle sigorta teminatının poliçede belirlenen kur cinsi üzerinden, poliçede kur cinsi belirlenmemiş ise T.C. Merkez Bankası tarafından ilan edilen Efektif Döviz Satış Kuru üzerinden Türk Lirası olarak hesaplanması gerektiğini, bu itibarla 51.775,36,TL maddi tazminatın %20’si olan 10.355,07-TL tazminat tutarı olarak belirlendiğini, buna göre hasar tarihi olan 07/05/2019 tarihinde T.C. Merkez Bankası tarafından ilan edilen Efektif USD Döviz Satış Kuru 6.1678-TL olduğundan 1.000-USD X 6.1678 = 6.167,80-TL muafiyet tutarının ilgili poliçe kapsamında düşülmesi sonucunda, 10.355,07-6.167,80 = 4.187,27-TL tazminat tutarının davacı sigorta şirketi tarafından ödenmesi gerektiği, davacının işbu hasara ilişkin tazminat talebinin İzmir … Noterliğinin … yevmiye numaralı, 14/05/2019 tarihli İhtarnamesi ile davalı sigorta şirketine bildirildiği, İşbu ihtarnamenin davalı sigorta şirketi tarafından hangi tarihte tebellüğ edildiği dosya muhteviyatında yer almadığından, 14/05/2019 tarihi itibariyle davalının temerrüde düştüğü sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmiştir. Söz konusu raporda davanın dayanağının TBK’nun 62., 50. Ve 51. Maddeleri olduğu ve bu kapsamda iç ilişkide tarafların kusuruna isabet eden tazminat miktarından sorumlu olabilecekleri değerlendirmesi yapılmıştır. Bu itibarla, bu bilirkişi raporu mahkememizce benimsenmemiştir. Bu değerlendirme, mahkememizce yapılabilecek bir hususa ilişkin olup davanın dayanağı bilirkişi raporunda belirtilenin aksine TBK 62. Maddesinde düzenlenen sorumluluk ve halefiyet ilkesine ilişkin olmayıp TTK 1473. ve 1478. Madde hükümleri ve taraflar arasındaki sigorta poliçesinden kaynaklanmaktadır.
Mahkememizce dosya Sigorta Hesap Uzmanı Bilirkişi Doç. Dr. … …’a tevdi edilerek rapor aldırılmıştır. 22/09/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda; somut olayda, 303-3 nolu 3. Kişi Sorumluluk Sigortası Poliçesi hükümlerinin uygulanmasının gerektiği, somut olaydaki zararın, işbu sigorta sözleşmesinin yürürlükte olduğu dönemde gerçekleştiği, işbu zararın, sigortacının sorumluluğu kapsamında kaldığı, davacının rücu davasının dayanağının TBK 62 olmayıp, taraflar arasındaki sigorta sözleşmesi olduğu, sigorta kapsamındaki zararın tamamını ödemiş bulunan davacının, limit içinde kalmak kaydıyla ödediğin tutarın tamamını davalıdan talebe yetkili olduğu, bu kapsamda taleple bağlı kalınarak davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 89.479,08 TL alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmiştir. Oluşa, dosya içeriğine ve bilimsel verilere uygun bulunan bu rapor mahkememizce benimsenmiş ve hükme esas alınabilir kabul edilmiştir.
Tüm dosya kapsamından, taraflar arasında üçüncü şahıs sorumluluk sigorta poliçesinin bulunduğu, 07/05/2009 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle dava dışı işçi … …’ın yaralandığı, bu iş kazasına ilişkin yapılan yargılama neticesinde Bakırköy … İş Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı dosyası üzerinden verilen karar İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin …/… Esas …/… Karar sayılı ilamlarının Bakırköy … İcra Müdürlüğünün
…/… Esas sayılı takip dosyası üzerinden takibe konulması üzerine davacı tarafça dava dışı işçi … …’a bu icra dosyası üzerinden ödeme yapıldığı, yapılan bu ödemenin taraflar arasında mevcut üçüncü şahıs sorumluluk sigortası poliçesi kapsamında davalı sigorta şirketinden talep edildiği, ödeme yapılmaması nedeniyle bu ödemenin tahsili için İzmir … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyası üzerinden davalı aleyhine takip başlatıldığı, itiraz üzerine bu itirazın iptali amacına matuf mahkememizde huzurdaki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda, taraflar arasında 3. Şahıs Sorumluluk Sigortası Poliçesinin mevcut olduğu. Bu kapsamda, sorumluluk sigortasının bulunduğu bir durumda zarar gören uğradığı zararı sigortalıdan tahsil etmiş ise sigortalı aralarındaki sigorta sözleşmesi hükümlerine göre sigorta şirketine başvurarak kendisinin zarar görene ( somut olayda dava dışı … …), ödemek zorunda kaldığı ve sigortacının karşılamakla yükümlü olduğu tutarın kendisine ödenmesini talep edebilir. Bu talep sigorta sözleşmesinden doğan bir rücu talebi niteliğindedir. Bu talebin niteliği ise, sigortacının halefiyetine ilişkin değildir. Somut olayda, sigortalı davacı, dava dışı … …’a ödediği tazminatı sorumluluk sigortacısı davalıdan talep etmektedir. Bu sebeple bu sorumluluğun dayanağı taraflar arasındaki sigorta sözleşmesidir. Zira, sigortacı bu sözleşme gereğince sigortalı davacının sigorta poliçesi kapsamındaki bir hasarı tazmin etmesi durumunda bu tutarı sigortalısı olan davacıya ödemek zorundadır. Buradaki dava TBK 62. Maddesinde düzenlenen ve iç ilişkide kendi payından fazlasını ödeyen kişinin diğer müteselsil borçlulara yönelik rücu talebine ilişkin değildir. Aksine davanın özü sorumluluk sigortası sözleşmesi kapsamında sigortacının sigortalısının borçtan kurtarma talebinin ifası istemine ilişkindir. Bu itibarla davacı sigortalı yaptığı ödemenin tamamını poliçe limitlerinde kalmak kaydıyla davalı sigorta şirketinden talep edebilecektir. Davalı sigorta şirketinin kendisine bildirim yapılmadığını ileri sürmesi faiz ve yargılama giderlerinden sorumlu olmadığı yönünde dayandığı savunmalarına mahkememizce itibar edilmemiştir. Zira, bu zarar kalemlerinden davalının sorumlu tutulabilmesi için bildirim şartı bulunmamaktadır. Kaldı ki böyle bir bildirim şartı bulunsa dahi bu masrafların yapılmayacağı söylenemeyecektir. Diğer yandan davalı sigorta şirketi tarafından zararın poliçe kapsamında olmadığı iddia edildiğine göre kendisine bildirim yapılmasının sonuca herhangi bir etkisi olmayacaktır. Bu itibarla davacının bu tazminat talebi kalemlerinin sigorta poliçesi teminatı dahilinde olduğu mahkememizce kabul edilmiştir.
2004 sayılı İcra Ve İflas Kanununun 67. Maddesinde takip talebine itiraz edilen alacaklının itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği, devam eden ikinci fıkrada ise dava sonunda borçlunun haksızlığına karar verilir ise borçlunun, alacaklının haksız olduğu kanaatine varılır ise karşı tarafın talebi üzerine alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminatla sorumlu tutulmasına karar verileceği hususları düzenlenmiştir. Yukarıda değinilen tespit ve somut durumlar ile mezkur yasal düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde davacının sigorta poliçesi, dava dışı şahsa yapılan ödemeye ilişkin icra dosyası kayıtları, yargı mercilerinin kararları, bilirkişi raporu, icra dosyası ve tüm dosya kapsamından davalı taraftan takip tarihi itibariyle 89.479,08 TL tutarında alacaklı bulunduğu, davacının alacağını bu şekilde ispatladığı, davalı tarafça borcun ödendiği veya başka bir sebeple ortadan kalktığının ispatlanamadığı anlaşıldığından davanın kabulüne karar vermek gerektiği takdir ve sonucuna ulaşılmıştır. Diğer yandan, likit bulunmayan, varlığı, miktarı ve muacceliyeti yargısal bir faaliyet sonucunda belirlenen alacağa itiraz eden davalının icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmaması gerektiği mahkememizce kabul edilmiştir.
Mezkur nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
Davanın KABULÜNE,
Davalının İzmir … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazın iptaline,
Takibin takip talebindeki kayıt ve şartlarla ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla devamına,
Şartları bulunmadığından davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
Davacı duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre hesap ve takdir edilen 12.467,38 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Harçlar yasası gereğince alınması gereken 6.112,31 TL harç olmak üzere 1080,15 TL peşin harç ve 447,93 TL icra dairesine yatan peşin harçtan mahsubuna, 7,20 TL eksik harç ile 7155 Sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14 maddesi gereğince ilerde haksız çıkacak taraftan tahsil edilmek üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320.00 TL zorunlu Arabuluculuk yargılama giderinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Davacı tarafından yapılan 38,00 TL tebligat, 27,50 TL elektronik tebligat, 1080,15 TL peşin harç, 54,40 TL başvurma harcı, 447.93 TL icraya yatırılan peşin harç ve 1.500 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplamda 3.147,98‬ TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekillerinin yüzlerine karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.04/11/2021

Katip…
E-İmza

Hakim …
E-İmza