Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/307 E. 2021/803 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/307 Esas
KARAR NO : 2021/803

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 10/07/2020
KARAR TARİHİ : 12/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 12.07.2012 tarihinde Bolu istikametinden Kıbrıscık ilçesi yönüne seyir halinde olan … plakalı araç sürücüsü … şeridinde keskin viraja girdiği esnada karşı istikametten Bolu ili istikametine seyir halinde olan Bolu Belediyesine ait … plakalı araç sürücüsü …’nın otobüsün hakimiyetini kaybetmesi ile … plakalı otobüsün ön kısmı ile … plakalı aracın ön kısmına ve çelik bariyerlere vurarak geldiğini, bu kaza neticesinde müvekkilinin yaralandığını, kaza sonrası müvekkilinin tedavisinin …Hastanesinde yapıldığını, kaza sonucunda müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, bu sebeple … Sigorta Anonim Şirketine tazminat haklarının doğduğunu, açıklanan nedenler ile şimdilik 100,00-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 4.900,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 5.000,00-TL’nin davalılardan başvuru tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte ödenmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sigorta şirketine başvuru şartları yerine getirilmediğinden “dava şartı yokluğu ” nedeniyle davanın reddedilmesinin gerektiğini, öncelikle sigorta kuruluşuna başvuru yapılması ve zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgelerin sigorta şirketine teslim edilmesinin yasal bir zorunluluk olduğunu, müvekkili sigorta şirketi tarafından genel şartlarda belirtilen belgelerin talep edilmesini rağmen davacı tarafından ilgili belgelerin teslim edilmeyerek haksız ve yersiz olarak iş bu davayı açtığını, savcılık soruşturması aşamasında ya da ceza davasında uzlaşma var ise davanın reddine gerektiğini, zaman aşımı itirazlarının bulunduğunu,” geçici iş görmezlik” tazminatı taleplerinin hem 6111 sayılı kanun gereği hemde trafik sigortası genel şartları uyarınca tedavi teminatı içerisinde değerlendirildiğinden teminat dışında olduğunu, müvekkil sigorta şirketinin sorumluluğu kusur oranında ve poliçe limiti ile sınırı ile sorumlu olduğunu, davacının iyileşip iyileşmediği sakatlanmasına uygun tedavi görüp görülmediğinin belli olmadığını, yukarıda açıklanan nedenler ile haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-Davalı … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … plakalı araca ilişkin olarak düzenlenen Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, davacı … tarafından 12/07/2012 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle şirkete yapılan başvuruya ilişkin dilekçe ve dilekçenin şirkete ulaştığını gösterir tebligat evrakları, dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak açılan hasar dosyası,
3-Dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat fotokopileri,
4-12/07/2012 tarihli trafik kazası tespit tutanağı,
5-… plakalı araç ile … plakalı araçlara ait trafik tescil kayıtları,
6-…Hastanesi nezdinde dava konusu 12/07/2012 tarihli yaralamalı trafik kazasından dolayı … TC Kimlik numaralı …’a ait olarak düzenlenen tedavi evrakları,
7-Bolu Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma …/… Esas …/… İddianame sayılı dosyası,
8-Bolu (Kapatılan) … Sulh Ceza Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyası,
9-Bolu SGK İl Müdürlüğü nezdinde davaya konu 12/07/2012 tarihli yaralamalı trafik kazası nedeniyle yaralanan …’a maluliyet ödemesi yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise ödemenin rücuya tabi olup olmadığı, rücuya tabi ise peşin sermaye değerinin ne kadar olduğuna ilişkin kayıtlar,
10-Bolu SGK İl Müdürlüğü nezdinde …’a ait olarak bulunan iş yeri sicil dosyası ve hizmet döküm cetveli,
11-… Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından davacı …’ın sürekli iş göremezlik oranı ve geçici iş göremezlik süresi ile davacı …’ın yaralanması nedeniyle sürekli veya geçici olarak bakıcı refakatine muhtaç olup olmadığı, muhtaç ise süresinin tespitine ilişkin olarak düzenlenen 08/03/2021 havale tarihli maluliyet raporu,
12-Trafik alanında uzman bilirkişinin 23/03/2021 havale tarihli raporu,
13-Aktüerya alanında uzman hesap bilirkişisinin 05/07/2021 havale tarihli raporu,
14-Davacı vekilinin 12/07/2021 havale tarihli bedel arttırım dilekçesi,
15-Sair deliller.
DAVA KONUSU:
Açılan dava, 12/07/2012 tarihinde meydana gelen yaralamalı trafik kazası neticesinde yaralanan …’ın vücut bütünlüğünde kalıcı işgöremezlik oluşup oluşmadığı ve yaralanması nedeniyle geçici iş göremezlik (iyileşme) süresinin belirlenmesi ile oluşmuş ise kalıcı işgöremezlik ve iyileşme sürecinde çalışamaması sebebiyle davacı …’ın mahrum kaldığı ve kalacağı gelirlerinin hesaplanması neticesinde, belirlenecek sürekli ve geçici iş göremezlik tazminat bedellerinin davalı sigorta şirketinden tahsili taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Haksız fiil, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesinde; ”Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 50. maddesinde ise ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü yer almaktadır.
Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğması zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Hakim, kusurlu veya hukuka aykırı bir fiili ile başkasına zarar verenin kusur durumunu, zararın ağırlını ve oluşan durumun özelliklerini gözeterek uygun ve hakkaniyete uygun bir tazminat belirler.
Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Vücut bütünlüğü ihlâl edilen kişinin ekonomik geleceğinin sarsılması nedeniyle ortaya çıkan zararlar 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesinde; ”Bedensel zararlar özellikle şunlardır: 1. Tedavi giderleri. 2. Kazanç kaybı. 3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar. 4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.” şeklinde ifade edilmiştir. Bu hükümden de anlaşılacağı üzere vücut bütünlüğü ihlâl edilen kişinin bu ihlâl nedeniyle ekonomik geleceği sarsılmış olabilir. Bu tür zararlar çalışma gücünün tamamen veya kısmen kaybı nedeniyle ortaya çıkan zararlar dışında ekonomik geleceğin sarsılmasının meydana getirdiği zararlardır. Ekonomik geleceğin sarsılması nedeniyle ortaya çıkan zararlar müstakbel zararlardır ve bu zararlar çalışma gücünde bir azalma olmasa dahi meydana gelmektedir. Vücut bütünlüğü ihlâl edilen kişi çalışma gücünde bir azalma meydana gelmese dahi iş piyasasında yeni bir iş bulmakta veya eski işini korumakta güçlük çekmekte veya aynı işte çalışsa dahi ihlâlden öncesine nazaran daha çok emek sarf etmek zorunda kalmaktadır.
Trafik kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi zararların tazmini için dava açmak için yasada öngörülen süre mağdurun uğradığı zararı ve failini öğrendiği tarihten itibaren 2 yıldır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 72. maddesinde de bu süre 2 yıl olarak öngörülmüştür. Kaza sonucu dava açarak zararlarının giderilmesini isteyecek kişiler bu iki yıllık süre içinde dava açmak zorundadır. Her halükarda ise kazanın meydana geldiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra dava açma hakkı zaman aşımına uğrar. Burada bir istisna vardır. O da eğer failin trafik kazası ile sonuçlanan eylemi aynı zamanda ceza kanunlarına göre suç teşkil ediyorsa ve bu suç için ceza kanunlarında daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörülmüş ise tazminat davası açma süresi de ceza kanunlarında düzenlenmiş olan daha uzun zaman aşımı süresine uzar. Bu husus 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 72. maddesinin birinci fıkrasının 2. cümlesinde ”Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır.” şeklinde ifade edilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, ”işletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı Yasa’nın 85/1. maddesinde, ”bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı Yasa’nın 85/son maddesinde ise, ”işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, ”sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir. (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin taktirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Hemen belirtmelidir ki, işletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91. maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir.
Öyle ise, hem işleten hem de sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğundan, uyuşmazlığın bu çerçevede ele alınıp çözümlenmesi gerekmektedir.
Karayolları Trafik Kanunu’nda zorunlu trafik sigortasına ilişkin olarak, sorumluluğun kapsamı yanında, bu kapsam dışında kalan haller de açıkça düzenlenmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun ‘Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Dışında Kalan Hususlar’ başlıklı 92. maddesinde:
”Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.
a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,
b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,
c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,
d) Bu Kanun’un 105. maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,
e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,
f) Manevi tazminata ilişkin talepler” hükmü ile zorunlu trafik sigortacısının hangi zararlardan sorumlu olmadığı düzenleme altına alınmış, burada örnekseme yoluna gidilmeyip tek tek ve tahdidi olarak sorumlu olunmayan haller sıralanmıştır.
Bu noktada üzerinde durulması gereken hususlardan birisi, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 92/b. maddesinde yer alan “İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri taleplerin zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında olduğuna” ilişkin hükümdür.
Bu hükümle kanun koyucu; tehlike sorumlusu zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğu kapsamından, sadece tehlike sorumlusu olan işletenin eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararları çıkarmıştır.
Şu haliyle, anılan kişilerin mallarına gelen zararlar dışında kalan ölüm ve yaralanmaya ilişkin cismani zararlar ise sigortacının sorumluluğu kapsamında bırakılmış; böylece tehlike sorumlusunun yakınlarının dahi belirtilen anlamda sigorta kapsamında olduğu benimsenmiştir.
Durum bu olunca, işletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin ölümü veya yaralanmaları halinde bundan kaynaklanan zararlarının zorunlu sigorta kapsamında olduğu kabul edilmelidir.
Araç sürücüsünün veya yakınlarının talepleri ise 92. madde kapsamında yer almamakla sigortacının sorumluluğu kapsamında kabul edilmiştir. 14/04/2016 günü yapılan ve 26/04/2016 tarihinde 29695 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren değişiklik ile;
6704 Sayılı Kanunun üçüncü maddesi ile 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesi değiştirilmiş, değişik; ”MADDE 90- Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
Yine aynı Kanun’un 4. maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 92. maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bentler eklenmiştir.
”g)Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri,
h)İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri,
ı)Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler”in de teminat dışı olduğu düzenlenmiştir.
Davalı sigorta şirketine müzekkere yazılarak, sigortalı araca ait Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak davacı tarafça şirkete yapılan başvuru dilekçesi, dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakı, varsa açılmış olan hasar dosyası ve varsa davacı tarafa yapılan ödeme evraklarının eksiksiz olarak mahkememize gönderilmesi istenilmiş, müzekkere cevabında gönderilen evrak ve kayıtlar dosya arasına alınmıştır.
İzmir İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Şubesine müzekkere yazılarak kazaya karışan araçlara ait ruhsat ve tescil belge ve bilgileri dosya arasına alınmıştır.
Davacıya ait tedavi evrakları, tedavi gördüğü hastaneden celp edilmiştir.
Bolu (Kapatılan) … Sulh Ceza Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, sigortalı aracın sürücüsü …’nın, dava konusu trafik kazasında yaralanan davacı dışındaki şahısların birinin müşteki sıfatıyla yer aldığı dosyadaki yargılama neticesinde taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan dolayı 2.000,00-TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği görülmektedir.
Her ne kadar davalı vekilince dava konusu taleplerin zamanaşımına uğradığından bahisle zamanaşımı itirazında bulunulmuş ise de, dava konusu uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminat talebine ilişkin olduğu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 72/1. maddesinde tazminat isteminin, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her halde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrayacağının, ancak tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, tazminat talebi açısından zamanaşımı süresinin ceza soruşturması veya kovuşturmasına ilişkin suça ilişkin olarak ceza kanunlarında öngörülen zamanaşımı süresine tabi olacağının düzenlendiği, dava konusu eylem açısından Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma sayılı dosyası kapsamında taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan dolayı soruşturma yürütüldüğü ve yürütülen soruşturma sonucunda iddianame düzenlenerek dosyanın Bolu (Kapatılan) … Sulh Ceza Mahkemesi’ne gönderildiği, dosyanın …/… Esas sırasına kaydının yapıldığı ve dava konusu eyleme ilişkin yapılan yargılamaya konu suç açısından zamanaşımı süresinin henüz dolmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin zamanaşımı itirazının reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Gerekli bilgi ve belgelerin temini akabinde … Hastanesi’ne müzekkere yazılarak dosyanın Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’na tevdi ile belirlenecek muayene gününde davacı vekilince hazır edilecek davacı …’ın gerekli muayenelerinin yapılarak dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, davacı …’a ait …Hastanesi tarafından düzenlenen tedavi evrakları ve sair deliller birlikte değerlendirilerek, 12/07/2012 tarihinde meydana gelen trafik kazasından dolayı davacı …’ın vücut bütünlüğünde sürekli işgöremezlik oluşup oluşmadığı ve davacı …’ın geçici iş göremezlik süresinin (iyileşme süresinin) ne kadar olduğu hususlarının, dava konusu trafik kazasının gerçekleştiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan ”Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümleri çerçevesinde tespit edilerek düzenlenecek raporun mahkememize gönderilmesi istenilmiş, … Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından davacı …’ın sürekli iş göremezlik oranı ve geçici iş göremezlik süresi ile davacı …’ın yaralanması nedeniyle sürekli veya geçici olarak bakıcı refakatine muhtaç olup olmadığı, muhtaç ise süresinin tespitine ilişkin olarak düzenlenen 08/03/2021 havale tarihli maluliyet raporunda sonuç olarak, davacının sürekli iş göremezlik oranının olay tarihindeki yaşına göre %6.3, rapor tarihindeki yaşına göre ise %7 oranında olduğu, iyileşme süresinin 3 ay olarak kabulünün uygun olacağı mütalaa edilmiştir.
Dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinde kusuru bulunan şahısların ve bahsi geçen şahısların kusur oranlarının belirlenmesi amacıyla dosyanın trafik alanında uzman bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, 12/07/2012 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, sigorta poliçesi, hasar dosyası, Bolu (Kapatılan) … Sulh Ceza Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak …/… Esas sayılı dosyası ile içeriğinde yer alan Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma sayılı dosyası ve içeriğinde yer alan bilirkişi raporları ile sair deliller göz önünde bulundurularak, … plakalı araç sürücüsü … ile … plakalı araç sürücüsü …’ın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun hangi maddelerini ihlal etmek suretiyle 12/07/2012 tarihinde meydana gelen yaralamalı trafik kazasının oluşumuna sebebiyet verdikleri hususunun belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, trafik alanında uzman bilirkişinin 23/03/2021 havale tarihli raporunda sonuç olarak, dava konusu trafik kazasının … plakalı araç sürücüsü …’nın asli ve tam kusuru neticesinde meydana geldiğini mütalaa etmiştir.
Dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak düzenlenen 12/07/2012 tarihli Trafik Kazası Tespit Tutanağı, Bolu (Kapatılan) … Sulh Ceza Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyası kapsamında yer alan Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından tanzim edilen … tarihli kusur raporu, trafik alanında uzman bilirkişinin 23/03/2021 havale tarihli raporunda yapılan tespit ve belirlemeler doğrultusunda dava konusu trafik kazasının … plakalı araç sürücüsü …’nın %100 oranında asli ve tam kusuru neticesinde meydana geldiğinin kabulü ile yargılamaya bu oranlar esas alınarak devam olunmuştur.
Maluliyet raporuna ve kusur raporuna karşı itirazların, raporların mahkememiz ara kararları doğrultusunda usul ve yasa hükümleri ile yerleşik Yargıtay içtihatları ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarına uygun olarak tanzim edildiği kanaatiyle reddine karar verilmesi akabinde, davacının talep edebileceği sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatlarının hesaplanması amacıyla dosyanın aktüerya alanında uzman hesap bilirkişisine tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, 12/07/2012 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, sigorta poliçesi, hasar dosyası, Bolu (Kapatılan) … Sulh Ceza Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyası ile içeriğinde yer alan soruşturma dosyası ve bilirkişi raporları, trafik alanında uzman bilirkişinin 23/03/2021 havale tarihli raporu, davacıya ait iş yeri sicil dosyası ve hizmet döküm cetveli, dava konusu trafik kazasında yaralanması sebebiyle davacıya ödeme yapılıp yapılmadığına ilişkin SGK kayıtları, davacı …’a ait …Hastanesi tarafından düzenlenen tedavi evrakları, … Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından davacı …’ın sürekli iş göremezlik oranı ve geçici iş göremezlik süresi ile davacı …’ın yaralanması nedeniyle sürekli veya geçici olarak bakıcı refakatine muhtaç olup olmadığı, muhtaç ise süresinin tespitine ilişkin olarak düzenlenen 08/03/2021 havale tarihli maluliyet raporu ve sair deliller göz önünde bulundurularak; kaza tarihi ile yerleşik Yargıtay içtihatları ve Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih ve 2019/40 Esas 2020/40 Karar sayılı kararı göz önünde bulundurulduğunda PMF-1931 yaşam tablosunun ve müteveffanın muhtemel gelirinin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi ile belirlenecek peşin değerinin uygulanması suretiyle, davacı …’a ait vergilendirilmiş gelir hesaplamaya esas alınarak, trafik alanında uzman bilirkişinin 23/03/20210 havale tarihli kusur raporu çerçevesinde dava konusu trafik kazasının … plakalı araç sürücüsü …’nın %100 oranında asli ve tam kusuru neticesinde meydana geldiği yönündeki kusur tespitinin ve … Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından davacı …’ın sürekli iş göremezlik oranı ve geçici iş göremezlik süresi ile davacı …’ın yaralanması nedeniyle sürekli veya geçici olarak bakıcı refakatine muhtaç olup olmadığı, muhtaç ise süresinin tespitine ilişkin olarak düzenlenen 08/03/2021 havale tarihli maluliyet raporunda davacı …’un olay tarihi itibariyle sürekli iş göremezlik oranının %6.3, geçici iş göremezlik süresinin ise 3 ay olduğuna yönelik tespitin dikkate alınmasıyla, kaza tarihi itibariyle … yaşında ve … olan davacı …’un 12/07/2012 tarihinde gerçekleşen yaralamalı trafik kazasında yaralanmasından dolayı mahrum kaldığı sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı alacaklarının varsa davacı …’a dava konusu trafik kazasında yaralanması sebebiyle dava açılmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumu ve davalı … Sigorta Anonim Şirketine yapılan başvuru sonucunda yapılan rücuya tabi ödemenin yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, ödeme günü ile sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatlarının hesaplandığı güne kadar geçen süredeki işlemiş yasal faizi ile birlikte hesaplanan sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatlarından indirilmesi suretiyle hesaplanarak düzenlenecek raporun mahkememize sunulmasının istenilmiş, aktüerya alanında uzman hesap bilirkişisinin iki ihtimalli olarak tanzim ettiği 05/07/2021 havale tarihli raporunda sonuç olarak, progresif rant formülü kullanılmak suretiyle PMF-1931 yaşam tablosu esas alındığında davacının talep edebileceği sürekli iş göremezlik tazminatının 124.186,74-TL olduğunu, progresif rant formülü kullanılmak suretiyle TRH-2010 yaşam tablosu esas alındığında davacının talep edebileceği sürekli iş göremezlik tazminatının 144.848,14-TL olduğunu, davacının kaza tarihinde 14 yaşında olduğu dikkate alınması durumunda talep edebileceği geçici iş göremezlik tazminatı bulunmadığını, ancak mahkemenin aksi kanaatte olması durumunda net asgari ücret üzerinden talep edilebilecek geçici iş göremezlik tazminatı bedelinin 2.019,90-TL olduğunu mütalaa etmiştir.
Yargılamanın devam ettiği sırada ve dosyanın mahkememizce kurulan ara karardan sonra bilirkişiye tevdi akabinde değişen Yargıtay içtihatları gereğince ülkemizin sosyal ve ekonomik şartlarına daha uygun olduğu kanaatiyle TRH-2010 yaşam tablosu ve progresif rant formülüne uygun olarak yapılan hesaplama mahkememizce kabul görmüş ve bu bedel üzerinden hüküm kurma yoluna gidilmiştir.
Yine yerleşik Yargıtay içtihatları dikkate alındığında, kaza tarihi itibariyle öğrenci olan ve herhangi bir geliri bulunmayan çocuğun yaralanması sebebiyle geçirdiği tedavi sürecinde gelir kaybına uğramayacağı göz önünde bulundurularak, geçici iş göremezlik tazminatı talebinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Davacı tarafça dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine yapılan başvuruya ilişkin talep evrakının davalı sigorta şirketine 30/07/2019 tarihinde usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, davalı sigorta şirketinin başvuruya olumlu veya olumsuz bir cevap vermediği, bu kapsamda davalı sigorta şirketinin rizikonun ihbarı akabinde 8 iş gününün sona erdiği 12/08/2019 tarihinde temerrüte düştüğü değerlendirilmiştir.
Davacı vekilinin 12/07/2021 havale tarihli dilekçesi ile dava dilekçesinde 5.000,00-TL olarak belirttikleri dava değerini 146.848,00-TL’ye arttırdıklarını beyan ettiği ve dava değeri üzerinden eksik harcı mahkememiz veznesine yatırmış olduğu görülmektedir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, davalı … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … plakalı araca ilişkin olarak düzenlenen Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, davacı … tarafından 12/07/2012 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle şirkete yapılan başvuruya ilişkin dilekçe ve dilekçenin şirkete ulaştığını gösterir tebligat evrakları, dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak açılan hasar dosyası, dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat fotokopileri, 12/07/2012 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, … plakalı araç ile … plakalı araçlara ait trafik tescil kayıtları, …Hastanesi nezdinde dava konusu 12/07/2012 tarihli yaralamalı trafik kazasından dolayı … TC Kimlik numaralı …’a ait olarak düzenlenen tedavi evrakları, Bolu Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma …/… Esas …/… İddianame sayılı dosyası, Bolu (Kapatılan) … Sulh Ceza Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyası, Bolu SGK İl Müdürlüğü nezdinde davaya konu 12/07/2012 tarihli yaralamalı trafik kazası nedeniyle yaralanan …’a maluliyet ödemesi yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise ödemenin rücuya tabi olup olmadığı, rücuya tabi ise peşin sermaye değerinin ne kadar olduğuna ilişkin kayıtlar, Bolu SGK İl Müdürlüğü nezdinde …’a ait olarak bulunan iş yeri sicil dosyası ve hizmet döküm cetveli, … Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından davacı …’ın sürekli iş göremezlik oranı ve geçici iş göremezlik süresi ile davacı …’ın yaralanması nedeniyle sürekli veya geçici olarak bakıcı refakatine muhtaç olup olmadığı, muhtaç ise süresinin tespitine ilişkin olarak düzenlenen 08/03/2021 havale tarihli maluliyet raporu, trafik alanında uzman bilirkişinin 23/03/2021 havale tarihli raporu, aktüerya alanında uzman hesap bilirkişisinin 05/07/2021 havale tarihli raporu, davacı vekilinin 12/07/2021 havale tarihli bedel arttırım dilekçesi ile sair deliller birlikte değerlendirildiğinde, davaya konu uyuşmazlığın 12/07/2012 tarihinde meydana gelen yaralamalı trafik kazası neticesinde yaralanan …’ın vücut bütünlüğünde kalıcı işgöremezlik oluşup oluşmadığı ve yaralanması nedeniyle geçici iş göremezlik (iyileşme) süresinin belirlenmesi ile oluşmuş ise kalıcı işgöremezlik ve iyileşme sürecinde çalışamaması sebebiyle davacı …’ın mahrum kaldığı ve kalacağı gelirlerinin hesaplanması neticesinde, belirlenecek sürekli ve geçici iş göremezlik tazminat bedellerinin davalı sigorta şirketinden tahsili taleplerine ilişkin olduğu, yargılamanın çeşitli safahatlarında alınan raporlar kapsamında dava konusu trafik kazasında yaralanmasından ötürü davacının sürekli iş göremezlik oranının olay tarihindeki yaşına göre %6.3, rapor tarihindeki yaşına göre ise %7 oranında olduğu, iyileşme süresinin 3 ay olarak kabulünün uygun olacağı, dava konusu trafik kazasının … plakalı araç sürücüsü …’nın %100 oranında asli ve tam kusuru neticesinde meydana geldiği, maluliyet raporu ve kusur raporu dikkate alınarak güncel Yargıtay içtihatları doğrultusunda yapılan hesaplama sonucunda davacının talep edebileceği sürekli iş göremezlik tazminatının 144.848,14-TL olduğu, kaza tarihinde öğrenci olan davacının herhangi bir gelir kaybı yaşamaması sebebiyle geçici iş göremezlik tazminatı talep edemeyeceği, davacı vekilinin 12/07/2021 havale tarihli dilekçesi ile dava dilekçesinde 5.000,00-TL olarak belirttikleri dava değerini 146.848,00-TL’ye arttırdıklarını beyan ettiği ve dava değeri üzerinden eksik harcı mahkememiz veznesine yatırmış olduğu, davalı sigorta şirketinin rizikonun ihbarı akabinde 8 iş gününün sona erdiği 12/08/2019 tarihinde temerrüte düştüğü, alınan tüm raporlar ve mahkememizce yapılan değerlendirmeler neticesinde davacının davasını sürekli iş göremezlik tazminatı yönünden usulüne uygun deliller vasıtasıyla ispatladığı kanaatiyle, açılan davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE,
1-a)Sürekli iş göremezlik tazminatı talebi yönünden davanın KABULÜNE, 144.848,14-TL maddi tazminatın poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla ve rizikonun sigorta şirketine ihbarından itibaren 8 iş gününün sona erdiği 12/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Anonim Şirketinden alınarak davacı …’a verilmesine,
b)Geçici iş göremezlik tazminatı talebi yönünden davanın REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 9.894,57-TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 54,40-TL harç ve 484,56-TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 9.355,61-TL karar ve ilam harcının davalı … Anonim Şirketinden tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 55,00-TL elektronik tebligat, 19,00-TL normal tebligat, 233,50-TL posta masrafı, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti, 54,40-TL başvurma harcı, 54,40-TL peşin harç, 484,56-TL tamamlama harcı ve 962,00-TL hastane muayene ücreti olmak üzere toplamda 2.862,86-TL yargılama giderinden davanın kabul ret oranı dikkate alınarak 2.823,48-TL yargılama giderinin davalı … Anonim Şirketinden alınarak davacı …’a verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı … üzerinde bırakılmasına,
4-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca davanın kabul oranı dikkate alınarak 17.710,57-TL nispi vekalet ücretinin davalı … Anonim Şirketinden alınarak davacı …’a verilmesine,
5-Davalının kendisini vekille temsil ettirdikleri göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca davanın ret oranı dikkate alınarak 2.019,90-TL nispi vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalı … Anonim Şirketine verilmesine,
6-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.360,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalı … Anonim Şirketinden tahsili ile Hazineye irat kaydına,
7-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.12/10/2021

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.