Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/293 E. 2021/592 K. 02.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/293
KARAR NO : 2021/592

DAVA : Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 06/07/2020

BİRLEŞEN İZMİR … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN … ESAS … KARAR SAYILI DOSYASI:

DAVA : Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 06/07/2020
KARAR TARİHİ : 02/09/2021

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Asıl dosya kapsamında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’nin idaresindeki davalı … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … sayılı ZMSS poliçesiyle davalı … adına sigortalı … plakalı araç ile 20.02.2020 tarihinde İzmir -Konak ilçesinde müvekkili … idaresindeki … plakalı araca asli tam kusurlu çarparak müvekkil aracının değer kaybına sebebiyet verdiğini, kaza sonrası müvekkilinin değer kaybı zararının önlenmesi hususunda davalı sigorta şirketine yapmış olduğu başvuru üzerine açılan … sayılı hasar dosyası kapsamında davalı sigorta şirketi 24.06.2020 tarihinde Av. …’ın hesabına 2.410,00-TL yatırdığını, yatırılan bedelin söz konusu zararı tam olarak karşılamadığını, eksik olduğunu müvekkilinin bakiye alacağı için iş bu davayı açma zorunluluğunun hasıl olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00-TL değer kaybı tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek olan ticari temerrüt-avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosya kapsamında davacı vekili dava dilekçesinde,
CEVAP:
Asıl dosya davalıları cevap dilekçesi sunmamışlardır.
Birleşen İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyası davalısı … Sigorta Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili olan mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret mahkemeleri olduğunu, davacı tarafından kanunun amacına aykırı olarak belirli alacağı belirsiz dava olarak açıldığını, bu sebeple davanın reddinin gerektiğini, müvekkili olduğu sigorta şirketi tarafından sigortalı araç sürücüsünün kusuruna göre 24.06.2020 tarihinde Av. …’a 2.410,00-TL ve 27.04.2020 tarihinde … Sigorta Anonim Şirketine 3.409,39-TL ödendiğini, davacının alacağının kalmadığını, bakiye alacak çıkması halinde yapılan ödemenin mükerrer ödeme olmaması, ödemenin faiziyle birlikte tenzil edilmesini talep ettiklerini, kusur oranının tespiti bakımından dosyanın Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesine gönderilmesinin gerektiğini, hasar ve değer kaybı iddiası genel şartlara göre hesaplama yapılması gerektiğini, davacının aracının kasko sigortacısının öğrenilip kasko sigortacısı tarafından bir ödeme yapılıp yapılmadığı hususunun araştırılması gerektiğini, ayrıca faizin yasal faiz olmasının gerektiğini belirterek haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun … Dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-… Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … plakalı araca ait … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, hasar dosyası, başvuru evrakı, ödeme belgeleri,
3-Dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat fotokopileri,
4-20/02/2020 tarihli trafik kazası tespit tutanağı,
5-… ve … plakalı araçlara ait trafik tescil kayıtları,
6-… plakalı araca ait Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi nezdinde bulunan tramer kaydı,
7-Bilirkişi heyetinin 16/07/2021 havale tarihli raporları,
8-Davacı vekilinin 29/07/2021 tarihli bedel arttırım dilekçesi,
9-Sair deliller.
DAVA KONUSU:
Açılan dava, 20/02/2020 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacı …’a ait … plakalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle oluşan değer kaybı bedelinin belirlenmesi ve belirlenecek değer kaybı bedelinin asıl ve birleşen dosya davalılarından müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesi talebine ilişkin olduğu tespit edildi.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Haksız fiil, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49 maddesinde; ”Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 50. maddesinde ise ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü yer almaktadır.
Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları ; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğması zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Hakim, kusurlu veya hukuka aykırı bir fiili ile başkasına zarar verenin kusur durumunu, zararın ağırlını ve oluşan durumun özelliklerini gözeterek uygun ve hakkaniyete uygun bir tazminat belirler.
Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Sorumluluk sigortaları 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve devamı maddelerinde ”Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde düzenlenmiştir. Sorumluluk sigortalarında sigorta şirketi tarafından zararı karşılanan kişi sigorta sözleşmesinin tarafı değildir. Sigorta ettiren kendisi ya da sorumluluğu altında bulunan kişiler tarafından üçüncü kişilere verilecek zararları sigorta şirketine ödediği prim karşılığında sigorta ettirmektedir. Sorumluluk sigortası, sigorta ettirenin üçüncü kişilere vereceği zararları teminat altına alırken hem üçüncü kişiyi hem de sigortalıyı koruma altına alan bir sigorta türüdür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve 1486. maddelerinde yapılan düzenlemeye göre sorumluluk sigortalarını isteğe bağlı sigortalar ile zorunlu sigortalar olarak ikiye ayırmak gerekir.
Tehlike sorumluluklarında üçüncü kişilerin zararının karşılanması amacıyla bazı alanlarda kamu yararı ve zarar görenlerin korunması gerekçesi ile sorumluluk sigortası yaptırmak yasal zorunluluk haline getirilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun da 1483 ve 1484. maddelerinde de zorunlu sorumluluk sigortalarında uygulanacak hükümler ayrıca düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre zorunlu sigortalarda sigorta şirketinin zarar gören üçüncü kişiye karşı olan sorumluluğu kanundan doğan bir sorumluluktur. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 13. maddesi ile bazı hallerde Bakanlar Kurulu’na da zorunlu sigortalar ihdas etme yetkisi verilmiştir. Zorunlu sorumluluk sigortalarının kamu yararı taşıması ve yapılmasının yasa ile zorunlu kılınması nedeniyle zorunlu sigortalarda zarar görenlerin korunması amacıyla bazı düzenlemeler yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, ”İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/1. maddesinde, ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/son. maddesinde ise, ”İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmüne yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, ”sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” düzenlemesi yapılmıştır.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir. (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin taktirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatları kapsamında değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki 2. el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde; ”Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5. Bölümünde belirtilen ‘Kapsama Giren Teminat Türleri’ başlığı altında bulunan (a) bendinde ‘Maddi Zararlar Teminatı’ kapsamında araçta meydana gelen değer kaybı da sayılmıştır.
İlgili maddede Maddi Zararlar Teminatı; ”Hak sahibinin bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır.” olarak tanımlanmıştır.
İzmir İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Şubesi’ne müzekkere yazılarak kazaya karışan araçlara ait ruhsat ve tescil belge ve bilgileri dosya arasına alınmıştır.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’ne müzekkere yazılarak davacı tarafa ait araca ilişkin tramer kayıtları temin edilmiştir.
Davalı sigorta şirketine müzekkere yazılarak, sigortalı araca ait Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin, dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak davacı tarafça şirkete yapılan başvuru dilekçesi, dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakı, varsa açılmış olan hasar dosyası ve varsa davacı tarafa yapılan ödeme ödeme evraklarının eksiksiz olarak mahkememize gönderilmesi istenilmiş, müzekkere cevabında gönderilen evrak ve kayıtlar dosya arasına alınmıştır.
Gerekli evrak ve belgelerin temini akabinde dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, 20/02/2020 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi kayıtlarında yer alan … plakalı araca ait tramer kaydı, sigorta poliçesi, hasar dosyası ile sair deliller göz önünde bulundurularak, 20/02/2020 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasının oluşumunda kazaya karışan araç sürücülerinin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun hangi maddelerini ihlal etmek suretiyle dava konusu trafik kazasına sebebiyet verdikleri hususu ile trafik kazası sonucunda … plakalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle oluşan değer kaybı bedelinin Yargıtay’ın yerleşik içtihatları doğrultusunda aracın kazadan önceki hasarsız ikinci el piyasa değeri ile kazadan sonraki hasarlı ikinci el piyasa değeri arasındaki fark esas alınmak suretiyle belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, bilirkişi heyeti 16/07/2021 havale tarihli raporlarında, dava konusu trafik kazasının gerçekleşmesinde davalı … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde 31/05/2019-31/05/2020 tarihleri arasında … sayılı ZMSS poliçesiyle sigortalı … plakalı 2009 model … marka kapalı kasa kamyonet sürücüsü davalı …’nin 2918 sayılı yasanın diğer sürücü kusurlarından kazanın oluşumuna katkı sağlayan 52/B, 56/C ile sürücü asli kusurlarından 84 /D hükümlerini ihlal ettiğini, … plakalı 2014 model … marka otomobil sürücüsü davacı …’ın kazanın oluşumuna katkı sağlayacak kurullara aykırı etken davranış faktörünün görülmediğini, başvuru sahibine ait … plakalı aracın kaza tarihinden 1 gün önceki ortama rayicinin takdiren 115.000,00-TL olacağını, aracın markası, modeli, km, kullanım amacı, hasar miktarı, hasarlı-hasarsız rayiç değerleri ve daha önce trafik kazası olmaması, beyaz renkli olması, hasar aldığı bölgeler dikkate alınarak değer kaybı tespiti yapıldığında A maddesinde yer alan gerçek piyasa rayiç değerlendirmesine göre 4.000,00-TL, B maddesinde yer alan 01.06.2015 tarihli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası genel şartlarına göre değer kaybı hesabı sonucu değer kaybının 2.543,000,-TL olduğunu, tespit edilen değerler mukayese edildiğinde piyasa şartlarındaki gerçek değer kaybının takdiren 3.200,00-TL olduğunu mütalaa etmişlerdir.
Bilirkişi heyetince değer kaybı bedeli belirlenmesine yönelik olarak tanzim edilen raporlarında her ne kadar araçta oluşan gerçek piyasa araştırması sonucunda oluşan değer kaybı bedeli ile Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası genel Şartları ekinde yer alan formülasyona göre belirlenen değer kaybı bedelinin ortalaması alınmak suretiyle değer kaybı bedeli belirlenmiş ise de, yerleşik Yargıtay içtihatları kapsamında değer kaybının, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki ikinci el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki farkın esas alınması gerektiği dikkate alındığında, dava konusu araçta meydana gelen değer kaybı bedelinin gerçek piyasa araştırması neticesinde ulaşılan 4.000,00-TL olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı vekili tarafından dava açılmadan önce yapılan başvuru neticesinde, birleşen dosya davalısı sigorta şirketi tarafından 24/06/2020 tarihinde 2.410,00-TL ödeme yapıldığı dikkate alındığında, davacının talep edebileceği değer kaybı bedeli tazminatının (4.000,00-TL-2.410,00-TL) 1.590,00-TL olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı vekili 29/07/2021 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile asıl ve birleşen dosyalardaki dava dilekçelerinde toplamda 200,00-TL olarak belirttikleri dava değerini 590,00-TL bedelinde arttırarak toplamda 790,00-TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 20/02/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ettiklerini beyan ettiği ve dava değeri üzerinden eksik harcı mahkememiz veznesine yatırmış olduğu görülmektedir.
Dava dosyası içeriğinde bulunan evrak ve kayıtlardan anlaşıldığı üzere, dava konusu rizikonun davalı sigorta şirketine 15/06/2020 tarihinde ihbar edildiği, bu doğrultuda davalı sigorta şirketinin rizikonun kendisine ihbarından itibaren 8 iş gününün sona erdiği tarih olan 26/06/2020 tarihi itibariyle temerrüte düştüğü kanaatine varılmıştır.
Asıl dosya davalıları açısından ise temerrütün haksiz fiil tarihi itibariyle vuku bulduğu izahtan varestedir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları,İzmir Arabuluculuk Bürosunun … Dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … plakalı araca ait … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, hasar dosyası, başvuru evrakı, ödeme belgeleri, dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat fotokopileri, 20/02/2020 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, … ve … plakalı araçlara ait trafik tescil kayıtları, … plakalı araca ait Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi nezdinde bulunan tramer kaydı, bilirkişi heyetinin 16/07/2021 havale tarihli raporları, davacı vekilinin 29/07/2021 tarihli bedel arttırım dilekçesi ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın 20/02/2020 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacı …’a ait … plakalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle oluşan değer kaybı bedelinin belirlenmesi ve belirlenecek değer kaybı bedelinin asıl ve birleşen dosya davalılarından müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesi talebine ilişkin olduğu, bilirkişi heyetinin 16/07/2021 havale tarihli raporlarında dava konusu trafik kazasının gerçekleşmesinde … plakalı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğunu, … plakalı araç sürücüsünün ise kazanın oluşumuna katkı sağlayacak kurullara aykırı etken davranış faktörünün görülmediğini, başvuru sahibine ait … plakalı aracın kaza tarihinden 1 gün önceki ortama rayicinin takdiren 115.000,00-TL olacağını, aracın markası, modeli, km, kullanım amacı, hasar miktarı, hasarlı-hasarsız rayiç değerleri ve daha önce trafik kazası olmaması, beyaz renkli olması, hasar aldığı bölgeler dikkate alınarak değer kaybı tespiti yapıldığında A maddesinde yer alan gerçek piyasa rayiç değerlendirmesine göre 4.000,00-TL, B maddesinde yer alan 01.06.2015 tarihli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası genel şartlarına göre değer kaybı hesabı sonucu değer kaybının 2.543,000,-TL olduğunu, tespit edilen değerler mukayese edildiğinde piyasa şartlarındaki gerçek değer kaybının takdiren 3.200,00-TL olduğunu mütalaa ettikleri, yerleşik Yargıtay içtihatları kapsamında değer kaybının, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki ikinci el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki farkın esas alınması gerektiği dikkate alındığında, dava konusu araçta meydana gelen değer kaybı bedelinin gerçek piyasa araştırması neticesinde ulaşılan 4.000,00-TL olduğu, davacı vekili tarafından dava açılmadan önce yapılan başvuru neticesinde, birleşen dosya davalısı sigorta şirketi tarafından 24/06/2020 tarihinde 2.410,00-TL ödeme yapıldığı dikkate alındığında, davacının talep edebileceği değer kaybı bedeli tazminatının (4.000,00-TL-2.410,00-TL) 1.590,00-TL olduğu, ancak davacı vekili 29/07/2021 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile asıl ve birleşen dosyalardaki dava dilekçelerinde toplamda 200,00-TL olarak belirttikleri dava değerini 590,00-TL bedelinde arttırarak toplamda 790,00-TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 20/02/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ettiklerini beyan ettiği ve dava değeri üzerinden eksik harcı mahkememiz veznesine yatırmış olduğu, asıl dosya davalıları yönünden temerrütün haksız fiil tarihi itibariyle, birleşen dosya davalısı sigorta şirketi yönünden ise temerrütün 26/06/2020 tarihi itibariyle gerçekleştiği anlaşılmakla, asıl ve birleşen dosyalar davacısı vekilinin talebi ile bağlı kalınarak açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Asıl dosya ve birleşen İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyası yönünden açılan davaların KABULÜ İLE,
1-Değer kaybı bedeli talebinin KABULÜNE, 790,00-TL maddi tazminatın asıl dosya davalıları … ve … yönünden haksız fiil tarihi olan 20/02/2020 tarihinden itibaren, birleşen dosya davalısı … Sigorta Şirketi yönünden ise poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla ve rizikonun sigorta şirketine ihbarı akabinde 8 iş gününün sona erdiği 26/06/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte asıl ve birleşen dosya davalılarından müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine,
2-Asıl ve birleşen dava yönünden 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 59,30-TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında yatırılan 54,40-TL (asıl dava) peşin harç, 54,40-TL (birleşen dava) peşin harç, 60,00-TL ıslah harcının mahsubu ile fazla alınan 109,50-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
3-Asıl ve birleşen dava yönünden davacı tarafından yapılan 60,50-TL elektronik tebligat, 228,00-TL tebligat, 147,00 TL posta ücreti, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti, 54,40-TL peşin harç (asıl dava) ve 54,40-TL başvurma harcı (asıl dava), 54,40-TL peşin harç (birleşen dava), 54,40-TL başvurma harcı (birleşen dava) 60,00-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.703,10-TL yargılama giderinin asıl ve birleşen dosya davalılarından müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine,
4-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 790,00-TL vekalet ücretinin asıl ve birleşen dosya davalılarından müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine,
5-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince 1.360,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin asıl ve birleşen dosya davalılarından müştereken ve müteselsilen alınarak alınarak Hazineye irat kaydına,
6-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, asıl ve birleşen dosya davacısı vekilinin yüzüne karşı, asıl dosya davalıları ile birleşen dosya birleşen vekilinin yokluklarında, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2. maddesi gereğince kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.02/09/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır