Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/261 E. 2021/344 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/261 Esas
KARAR NO : 2021/344

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 24/06/2020
KARAR TARİHİ : 20/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile dava dışı sigortalı … … Üretim Ve Geri Dönüşüm Tekno ile 28/12/2018 tarihli … poliçe numaralı (Yangın Sınai İşletme) Yangın Sigorta Sözleşmesi bulunduğunu, davalı şirket tarafından üretilen sigortalıya satışı ve montajı yapılan seperatör hasara sebebiyet verdiğini, davacı şirketçe ekspertiz raporu ışığında yapılan değerlendirme neticesinde 24/09/2019 tarihinde davacı şirket tarafından sigortalısına 62.850,00 TL hasar tazminatı ödendiğini, hasar tazminatlarını ödeyen davacı şirket 6102 sayılı TTK’nun 1472. Maddesi gereği sigortalısının haklarına halef olduğundan 62.850,00 TL tutarındaki tazminat bedelinin (işlemiş faizi ile birlikte) davalı şirketten tahsili için iadeli taahhütlü dilekçe ile 18/10/2019 tarihinde talep etmiş ise de davalı şirket tarafından kabul edilmediğini bunun üzerine 62.850,00 TL tutarındaki tazminat bedelinin davalılardan tahsili için Torbalı İcra Müdürlüğünün 2020/4 sayılı dosyası marifetiyle icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine, borca ve tüm ferilerine ilişkin haksız ve kötüniyetli itirazları nedeniyle icra takibi durduğunu ileri sürerek davanın kabulü ile davalı borçlunun tüm itirazlarının iptaline, davalı borçluların asıl alacağın %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, mahkeme masrafları ve avukatlık ücretinin davalı borçluya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin sunduğu 16/07/2020 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; dava konusu hasara ödemesine neden olduğu iddia edilen makine … Halı Sıkma Makinesi olduğunu, makinede davalı şirketten kaynaklanan imalat ve montaj hatası bulunmadığını, montajı makineyi satın alan şirket yaptığını, makineler iki ayrı tarihte yüklendiğini, makinelerin iki ayrı tarihte alınma sebebi ise dava dışı sigortalı şirketin kamyonet türü bir araçla makineleri taşıması nedeniyle olduğunu, iki makinenin birlikte aynı araca sığması mümkün olmadığından dolayı makinalar iki ayrı tarihte teslim edildiğini, teslim edilen makinelerin kurulumu, montajı, çalıştırılması konusunda gerekli bilgilendirmeler ve dikkat edilmesi gereken hususlar 1968 yılından bu yana 52 yıldır bu makinelerin üreticisi olan … tarafından bizzat yapıldığını, davalı şirket yetkilileri “makinanın düz, sağlam beton zemine dübel ile monte edilmesi gerektiğini, yerden yüksek platforma monte edilmemesi gerektiğini” üzerine basarak söylediklerini, teslim edilen bu makine içinde (2. Makine) kurulumu, montajı, çalıştırılması konusunda gerekli bilgilendirmeler ve dikkat edilmesi gereken hususlar konusundaki ayrıntılı açıklamalar … A.Ş. şirketi yetkilisi ve siparişleri veren …’a yeniden yapıldığını, her ıkı makıne elektrık kumanda panoları dahıl bır şekılde, sağlam, ayıpsız ve tam randımanlı olarak çalışır vazıyette teslım edildiğini, davalı şirket 1992 yılından beri kendi fabrikasında halı yıkama makineleri üretimi yapmakta olduğunu, ancak ekspertiz raporunda da dava dışı sigortalı şirketin makineyi üretim ve kullanım amacı dışında kullandığı tespit edildiğini, zarardan davalı şirketın sorumluluğu bulunmadığını ileri sürerek zarara neden olduğu iddia edilen makine/makineler gelişmiş, teknolojik otomasyon sistemli davalı şirketin fabrikasında sistematik şekilde kalite kontrollerden geçerek kusursuz/ayıpsız olarak imal edildiği ve makine yine fabrikadan tam randımanlı olarak çalışır vaziyette dava dışı … A.Ş. şirketine teslim edildiği için haksız açılan davanın reddine, davacı-alacaklı tarafından açılan haksız ve kötüniyetli takip nedeniyle asıl alacağın %20’den aşağı olmamak üzere lehimize icra inkar tazminatına hükmedilmesine, masraf ve vekalet ücretinin davacı-alacaklıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.

DELİLLER
Torbalı İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası, hasar dosyası, bilirkişi raporu, tüm dosya kapsamı.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davacı vekili, müvekkili şirket ile dava dışı … … Üretim Ve Geri Dönüşüm Teknoloji San. Tic. A.Ş ile 28/12/2018 tarihli Yangın Sinai İşletme Yangın Sigorta Sözleşmesi düzenlendiğini, davalı firma tarafından üretilen sigortalıya satışı ve montajı yapılan seperatörün hasara neden olduğunu, olayı takiben düzenlenen ekspertiz raporunda makinede hasar miktarının 62.850 TL olarak tespit edildiğini, düzenlenen ekspertiz raporu doğrultusunda müvekkili şirket tarafından sigortalısına 62,850 TL hasar ödemesi yapıldığını, T.T.K 1742. maddesi gereğince müvekkili şirketin sigortalısının haklarına halef olduğunu, müvekkili şirketin zararının tahsili amacıyla Torbalı İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasın ile davalı aleyhine takibe girişildiğini, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, itirazın haksız olduğunu iddia ederek, davalının takibe vaki itirazının iptali ile müvekkili yararına alacağın yüzde yirmizsinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu hasara ödemesine neden olduğu iddia edilen makine … Halı Sıkma Makinesi olduğunu, makinede müvekkili şirketten kaynaklanan imalat ve montaj hatası bulunmadığını, montajı makineyi satın alan şirket yaptığını, makineler iki ayrı tarihte yüklendiğini, makinelerin iki ayrı tarihte alınma sebebi ise dava dışı sigortalı şirketin kamyonet türü bir araçla makineleri taşıması nedeniyle olduğunu, iki makinenin birlikte aynı araca sığması mümkün olmadığından dolayı makinalar iki ayrı tarihte teslim edildiğini, teslim edilen makinelerin kurulumu, montajı, çalıştırılması konusunda gerekli bilgilendirmeler ve dikkat edilmesi gereken hususlar makinelerin üreticisi olan dava dışı … tarafından bizzat yapıldığını, müvekkili şirket yetkilileri “makinanın düz, sağlam beton zemine dübel ile monte edilmesi gerektiğini, yerden yüksek platforma monte edilmemesi gerektiğini” üzerine basarak söylediklerini, teslim edilen bu makine içinde (2. Makine) kurulumu, montajı, çalıştırılması konusunda gerekli bilgilendirmeler ve dikkat edilmesi gereken hususlar konusundaki ayrıntılı açıklamalar … A.Ş. şirketi yetkilisi ve siparişleri veren dava dışı …’a yeniden yapıldığını, her iki makine elektrik kumanda panoları dahıl bır şekılde, sağlam, ayıpsız ve tam randımanlı olarak çalışır vazıyette teslım edildiğini, ancak ekspertiz raporunda da dava dışı sigortalı şirketin makineyi üretim ve kullanım amacı dışında kullandığı tespit edildiğini, zarardan davalı şirketın sorumluluğu bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Dava, haksız fiil nedeniyle oluştuğu iddia edilen alacağın tahsiline yönelik ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemlerine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından, mahkememizce dosya Makine Mühendisi ve Sigorta Hesap Bilirkişilerine tevdi edilerek heyet rapor aldırılmıştır. 19/03/2020 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı sigorta şirketinin davalıya rücu edebileceği 62.850,00 TL asıl alacak ve asıl alacağa işlemiş olan 1.549,73 TL yasal faizi birlikte, Torbalı İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takip çıkışının 02/01/2020 tarihi itibari ile toplam 64.399,73 TL olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını tespit etmiştir. Oluşa, dosya içeriğine ve bilimsel verilere uygun bulunan rapor mahkememizce benimsenmiş ve hükme esas alınabilir kabul edilmiştir.
Haksız fiil, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49 maddesinde; ”Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 50. maddesinde ise ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü yer almaktadır.
Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları ; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğması zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Hakim, kusurlu veya hukuka aykırı bir fiili ile başkasına zarar verenin kusur durumunu, zararın ağırlını ve oluşan durumun özelliklerini gözeterek uygun ve hakkaniyete uygun bir tazminat belirler.
Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Sorumluluk sigortaları 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve devamı maddelerinde ”Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde düzenlenmiştir. Sorumluluk sigortalarında sigorta şirketi tarafından zararı karşılanan kişi sigorta sözleşmesinin tarafı değildir. Sigorta ettiren kendisi ya da sorumluluğu altında bulunan kişiler tarafından üçüncü kişilere verilecek zararları sigorta şirketine ödediği prim karşılığında sigorta ettirmektedir. Sorumluluk sigortası, sigorta ettirenin üçüncü kişilere vereceği zararları teminat altına alırken hem üçüncü kişiyi hem de sigortalıyı koruma altına alan bir sigorta türüdür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve 1486. maddelerinde yapılan düzenlemeye göre sorumluluk sigortalarını isteğe bağlı sigortalar ile zorunlu sigortalar olarak ikiye ayırmak gerekir.
Tehlike sorumluluklarında üçüncü kişilerin zararının karşılanması amacıyla bazı alanlarda kamu yararı ve zarar görenlerin korunması gerekçesi ile sorumluluk sigortası yaptırmak yasal zorunluluk haline getirilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun da 1483 ve 1484. maddelerinde de zorunlu sorumluluk sigortalarında uygulanacak hükümler ayrıca düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre zorunlu sigortalarda sigorta şirketinin zarar gören üçüncü kişiye karşı olan sorumluluğu kanundan doğan bir sorumluluktur. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 13. maddesi ile bazı hallerde Bakanlar Kurulu’na da zorunlu sigortalar ihdas etme yetkisi verilmiştir. Zorunlu sorumluluk sigortalarının kamu yararı taşıması ve yapılmasının yasa ile zorunlu kılınması nedeniyle zorunlu sigortalarda zarar görenlerin korunması amacıyla bazı düzenlemeler yapılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu esas alınarak; davacı şirketin davalı şirketten takip tarihi itibariyle ticari faiziyle 64.399,73 TL olduğu anlaşılmakla yukarıda bahsi geçen somut olay ve az önce değinilen bu yasal düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde davacı şirketin Yangın Sınai İşletme Yangın Sigorta Sözleşmesinden kaynaklanan alacağı bulunduğu, alacağın ödenmediği ve bu alacağın tahsili için girişilen ilamsız icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın haksız olduğu hususunda mahkememizde vicdani kanı oluşmuştur. Bu itibarla davanın kabulüne karar vermek gerektiği takdir ve sonucuna ulaşılmıştır.
Mezkur nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere.
Davanın KABULÜNE,
Davalının Torbalı İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının İPTALİNE,
Takibin takip talebindeki kayıt ve şartlarla ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla DEVAMINA,
Davacı tarafın icra inkar tazminatına ilişkin talebinin reddine,
Davacı taraf duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunun AAÜT tarifesine göre hesap ve takdir edilen 9171,96 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Harçlar yasası gereğince alınması gereken 4.399,14 TL harç olmak üzere 1.099,79TL harçtan mahsubuna, 3.299,35 TL eksik harç ile 7155 Sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14 maddesi gereğince ilerde haksız çıkacak taraftan tahsil edilmek üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320.00 TL zorunlu Arabuluculuk yargılama giderinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Davacı tarafından yapılan 21,00 TL posta masrafı, 19,00 TL tebligat, 27,50 TL elektronik tebligat, 775,21 TL peşin harç, 54,40 TL başvurma harcı ve 1.500 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplamda 2.397,11 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 20/05/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza