Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/252 E. 2021/1094 K. 30.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
-GEREKÇELİ KARAR-
ESAS NO : 2020/252
KARAR NO : 2021/1094

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/06/2020
KARAR TARİHİ : 30/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanan ve sürücüsü … … … … olan … plaka sayılı araç 31.08.2018 günü, … … istikametinde iken sola dönüş yapmak istemiş ve bu esnada davacıya ait … plaka sayılı motorsiklete çarpıştığını, kaza nedeniyle davacı araçta maddi hasar meydana geldiğini, tarafların kusur durumlarının tespiti için davacıya ait motorsikleti kullanan … … … tarafından başvuru yapılmış ve başvuru neticesinde … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …/… D.İş sayılı dosyasından rapor alındığını, kazanın oluşumunda karşı araç sürücüsü asli kusurlu olup, bu husus bilirkişi raporuyla da belirlendiğini, kaza nedeniyle davacı araçta bir çok tadilat işlemi yapıldığını, yapılan işlemler neticesinde davacı araçta değer kaybı meydana geldiğini belirterek davacıya ait … plaka sayılı aracında meydana gelen değer kaybına yönelik fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00-TL ve davacıya ait araçta yapılan tamiratlara (parça ve işçilik) ilişkin fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL’nin kaza tarihi olan 31.08.2018’den itibaren işleyecek avans faizi uygulanmak koşulu davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı … Sigorta A.Ş vekili tarafından 23/07/2020 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın, davalı sigorta şirketine trafik poliçesi ile sigortalandığı hususu doğru olduğunu, ancak bu poliçeden dolayı sorumluluklarını sigortalılarının kusuru oranında olmak üzere, araç başına maddi zararlarda poliçede belirtilen üst limit ile sınırlı olduğunu, davacı yanın iddia ettiğinin aksine, kazanın ardından tutulan kaza tespit tutanağı, resmi nihai tramer kayıtları ve Sigortacılık Kanunu 22. maddesi uyarınca yasal delil niteliğindeki ekspertiz raporu ile sabit olduğu üzere, davaya konu kazada %100 asli ve tam kusurlu olan taraf, davacı taraf olduğunu, sigortalısına izafe edilecek hiçbir kusur ve sorumluluk bulunmadığını belirterek haksız, yersiz, usul ve yasaya aykırı şekilde açılan davanın reddine, davalı şirket, dava açılmasına sebebiyet vermediği için yargılama masrafları ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
Poliçe ve hasar dosyası, kaza tespit tutanağı, … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …/… D.İş dosyasına ait tespit raporu, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davacı vekili, müvekkiline ait dava dışı … … … sevk ve idaresindeki … plakalı motorsikletin 1/08/2018 tarihinde davalı sigorta şirketi tarafından sigortalı dava dışı … … … … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpışması ile maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, kazada davalı sigorta şirketi tarafından trafik sigortası ile sigortalanan … plakalı aracın asli ve tam kusurlu olarak bulunduğu, müvekkilinin aracında değer kaybı oluştuğunu belirterek 1.000 TL değer kaybı tazminatı ve 1.000 TL tazminat olmak üzere toplam 2.000 TL’nin kaza tarihinden işleyecek avsans faizi ile birlikte davalı taraflardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş yargılama safahatında hasar bedeline ilişkin talebini 9.000 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davacı yanın iddia ettiğinin aksine, kazanın ardından tutulan kaza tespit tutanağı, resmi nihai tramer kayıtları ve Sigortacılık Kanunu 22. maddesi uyarınca yasal delil niteliğindeki ekspertiz raporu ile sabit olduğu üzere, davaya konu kazada %100 asli ve tam kusurlu olan taraf, davacı taraf olduğunu, ileri sürerek haksız, yersiz, usul ve yasaya aykırı şekilde açılan davanın reddini savunmuştur.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan araç değer kaybı ve hasar bedeli talebine ilişkindir.
Mahkememizce dosya Hasar Kusur ve Sigorta Hesap Uzmanı bilirkişilere tevdi edilerek rapor aldırılmıştır. 15/09/2021 tarihli bilirkişi raporunda; Dosya kapsamında 31.08.2018 tarihinde ve saat 14:50 sıralarında meydana gelen ve kazaya karışan araç sürücüleri tarafından ittifakla tanzim edilen ve imzaları ile teyit edilen “Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağı”na göre; … plaka sayılı motosiklet sürücüsü … … … kazanın oluşumunu “Motosikletim ile aracı solladığım anda sol tarafa dönüş yaptı. Aracın sol ön kapısına vurarak yan devrildim “ şeklinde; … plaka sayılı araç sürücüsü … … … … kazanın oluşumunu “… istikametinden. … na gelirken …’nin yanındaki çiçekçiye doğru dönmek üzere sol sinyalimi verip aynamı kontrol ederek arabanın direksiyonunu çok az çevirmemle motorsikletin çarpması gerçekleşti ” şeklinde meydana geldiği belirtildiği, dosyaya sunulu Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi (Tramer) … kaza kayıt numaralı kusur durumu sonuç belgesine göre; … plaka sayılı aracın “%100 oranında tam ve asli kusurlu”, … plaka sayılı aracın isc “kusursuz” olduğu belirtildiği, Dosya kapsamında … Sulh Hukuk Mahkemesi …/… D. İş sayılı dosyası ile bilirkişi olarak görevlendirilen … …’in 06.11.2018 tarihli raporunda; kazanın oluşumunda, … plaka sayılı motosiklet sürücüsü … … … ‘ün tali kusurlu olduğu, … plaka sayılı araç sürücüsü … … … …’ın asli kusurlu olduğu belirtildiği, lakin, dosyaya sunulu ve aksi ispatlanıncaya kadar geçerli olan trafik kazası tespit tutanağı, kaza krokisi ve dosya kapsamı üzerinde yapılan inceleme ve araştırmalara göre, elde edilen veri ve tespitler sonucu, olayın oluşuna ve gelişimine uygun düşmeyen Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’nin … kaza kayıt numaralı kusur durumu sonuç belgesindeki kusur izafesine iştirak edilmeyerek aşağıdaki şekliyle durum değerlendirilmesine gidilmekle; 31.08.2018 tarihli kazanın oluşumunda, davalı tarafa ait … plaka sayılı araç sürücüsünün “Etken Olduğu”,. Davacı tarafa ait … plaka sayılı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda; “Etken Olduğu”, Kusur oranlarının belirlenmesinin Sayın Mahkeme takdirinde olduğu, Dava konusu … plaka sayılı araçta, kaza nedeniyle yedek parça ve işçilik olmak üzere toplam 4.500,09.-TL (KDV Dahil) hasar meydana geldiği, bahse konu … plaka sayılı araçta; 7.500,00 TL değer kaybı meydana geldiği, kazaya karışan … plakalı aracın, 15.06 2018-2019 tarih ve … poliçe no ile … Sigorta Şirketine ZMM sigortası ile sigortalı olduğu ve 31.08.2018 tarihinde meydana gelen kazanın teminat süresi içinde olduğu, KTK m.85/1 ve m91 ve KZMSS Genel Şartları gereği davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun, teminat limit kusur miktarı ve gerçek zarar ile sınırlı olmak üzere işleten/sigortalı ile eşdeğer olduğu, dolayısıyla araçtaki hasar ve değer kaybından oluşan zararların teminat altına alınmış olduğu, Davacı yanca dilekçesinde, 1.000 TI. hasar bedeli ve 1.000 TL değer kaybı bedelinin kaza tarihi 31.08.2018 tarihinden itibaren avans faizi talep edildiği, kusur oranı belirleme yetkisi sayın mahkemeye ait olmakla Sayın Mahkemece hasar bakımından Davalı tarafa ait … … … plakalı araç sürücüsü, %75 kusurlu kabul edilirse 4.500 * %75= 3.375.00. TL % 60 kusurlu kabul edilirse 4.500 * % 60 = 2.700.00.-TL, %50 kusurlu kabul edilirse 4.500 * % 50 = 2.250,00-TL tespit edilmiş olacağı, Sayın Mahkemece değer kaybı bakımından Davalı tarafa ait … plakalı araç sürücüsü, %75 kusurlu kabul edilirse 7.500 * % 75 = 5.625,00.-TL, % 60 kusurlu kabul edilirse 7.500 * % 60 = 4.500,00.-TL, % 50 kusurlu kabul edilirse 7.500 * % 50 = 3.750,00.-TL tespit edilmiş olacağı, Davacı taleplerinin Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları B.2 “Tazminat ve giderlerin ödenmesi “ 2.1. Sigortacı; hak sahibinin, kaza veya Zararın tespit edilebilmesi için gerekli tüm belgeleri sigortacının merkez veya şubelerinden birine ilettiği tarihten itibaren sekiz işgünü içinde tazminatı hak sahibine öder. Hükümleri işareti ile davacının sigorta şirketine müracaatının 05.01.2020 tarihinde tebliğ edildiği ve bu tarihe eklenen 8 iş günü sonrası 16.01.2020 tarihine isabet ettiği, sonucuna varıldığı tespitlerine yer verilmiştir. Oluşa, dosya içeriğine ve bilimsel verilere uygun bulunan rapor mahkememizce benimsenmiş ve hükme esas alınabilir kabul edilmiştir.
Haksız fiil, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49 maddesinde; ”Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 50. maddesinde ise ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü yer almaktadır.
Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğması zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Hakim, kusurlu veya hukuka aykırı bir fiili ile başkasına zarar verenin kusur durumunu, zararın ağırlını ve oluşan durumun özelliklerini gözeterek uygun ve hakkaniyete uygun bir tazminat belirler.
Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Sorumluluk sigortaları 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve devamı maddelerinde ”Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde düzenlenmiştir. Sorumluluk sigortalarında sigorta şirketi tarafından zararı karşılanan kişi sigorta sözleşmesinin tarafı değildir. Sigorta ettiren kendisi ya da sorumluluğu altında bulunan kişiler tarafından üçüncü kişilere verilecek zararları sigorta şirketine ödediği prim karşılığında sigorta ettirmektedir. Sorumluluk sigortası, sigorta ettirenin üçüncü kişilere vereceği zararları teminat altına alırken hem üçüncü kişiyi hem de sigortalıyı koruma altına alan bir sigorta türüdür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve 1486. maddelerinde yapılan düzenlemeye göre sorumluluk sigortalarını isteğe bağlı sigortalar ile zorunlu sigortalar olarak ikiye ayırmak gerekir.
Tehlike sorumluluklarında üçüncü kişilerin zararının karşılanması amacıyla bazı alanlarda kamu yararı ve zarar görenlerin korunması gerekçesi ile sorumluluk sigortası yaptırmak yasal zorunluluk haline getirilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun da 1483 ve 1484. maddelerinde de zorunlu sorumluluk sigortalarında uygulanacak hükümler ayrıca düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre zorunlu sigortalarda sigorta şirketinin zarar gören üçüncü kişiye karşı olan sorumluluğu kanundan doğan bir sorumluluktur. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 13. maddesi ile bazı hallerde Bakanlar Kurulu’na da zorunlu sigortalar ihdas etme yetkisi verilmiştir. Zorunlu sorumluluk sigortalarının kamu yararı taşıması ve yapılmasının yasa ile zorunlu kılınması nedeniyle zorunlu sigortalarda zarar görenlerin korunması amacıyla bazı düzenlemeler yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, ”İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/1. maddesinde, ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/son. maddesinde ise, ”İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmüne yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, ”sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” düzenlemesi yapılmıştır.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir. (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin taktirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nın 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları kapsamında değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki ikinci el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde; ”Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir.
İlgili maddede Maddi Zararlar Teminatı; ”Hak sahibinin bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır.” olarak tanımlanmıştır.
Yukarıda değinilen somut olay ve yasal düzenlemeler hep birlikte değerlendirildiğinde, meydana gelen trafik kazasında davacıya ait araçta trafik kazası nedeniyle 5.625 TL değer kaybı ve 3.375 TL hasar kaybı oluştuğu, bu zararın kazaya karışan aracın sigortacısı bulunan davalı tarafından tazmininin gerektiği anlaşılmaktadır. Bu itibarla davanın kabulüne karar vermek gerektiği takdir ve sonucuna ulaşılmıştır.
Mezkur nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
3375 TL hasar tazminatı ve 5625 TL değer kaybı olmak üzere toplam 9000 TL maddi tazminatın 16/01/2020 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı taraf duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunun AAÜT tarifesine göre hesap ve takdir edilen 5100 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A (14) maddesi uyarınca 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinden oluşan yargılama giderinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Harçlar yasası gereğince alınması gereken 614,79 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL ve ıslah üzerine alınan 119,54 TL harç olmak üzer 173,94 TL harcın mahsubu ile 440,85 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Davacı tarafından yapılan 19,00 TL tebligat, 33,00 TL elektronik tebligat, 42,00 TL posta masrafı, 54,40 TL peşin harç, 54,40 TL başvurma harcı, 119,54 TL ıslah harcı, 1,500 TL bilirkişi ücreti, olmak üzere toplamda 1.822,34‬ TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.30/11/2021

Katip …
(E-İmza)

Hakim …
(E-İmza)