Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/230 E. 2021/741 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/230 Esas
KARAR NO : 2021/741

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/06/2020
KARAR TARİHİ : 30/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir …. İcra Dairesi Müdürlüğü”nün …/… sayılı dosyasından ödeme emrinin iptali, İİK gereğince borçlu davacının borçlu olmadığının tespiti ile davalı borçlunun banka hesaplarından İzmir …. İcra Dairesi Müdürlüğü’ nün …/… Esas sayılı dosyasından hacizle tahsil edilen paranın tespiti ile iadesi gereken miktarın istirdat edilmesi, davanın kabulüne ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davaya cevaben icra takibine konu olan çekin yapıldığı iddia edilen ibra protokolüne davalının imzasının olmadığı davada taraf olmayan ticari ilişkide olduklarını, üçüncü şahıs firmadan ticari ilişki çerçevesinde ciro yolu ile kabzedildiğinden çekin davanın tarafı olmayan üçüncü şahıs … A.Ş. den ciro yolu ile alındığını, icra takibine konu çekin davada taraf olmayan … San. ve Tic. A.Ş. den ciro edilmediğini cevaben bildirdiğini, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davacı vekili, dava dışı … San. Ve Tic. A.Ş ile davalı … San. Tic. A.Ş arasında protokol imzalandığını, söz konusu protokol gereği keşidecisi davacı olan 50.000 TL bedelli … numaralı 10/10/2019 tarihli çekin müvekkili …’a iade edileceğini, protokol kapsamında bu çekin davalı tarafça davacıya iade edilmek üzere dava dışı …San. Ve Tic. A.Ş’ye teslim edilmeyerek icra takibi başlatıldığını, takip kapsamında İzmir …. İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyası üzerinden müvekkili tarafından 68.387,67 TL tutarında dosyaya ödeme yapıldığını, davalının bu şekilde takip yapmasının kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin aslında herhangi bir borcunun bulunmadığını iddia ederek ödeme emrinin iptali ile icra dosyasına yatan 68.387,67 TL’nin faizi ile birlikte davalıdan tahsili ve müvekkili yararına kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava dilekçesinde belirtilen protokolün müvekkili şirket yetkilisince imzalanmadığını, müvekkili şirketin protokol tarihinde yetkilisinin… isimli şahıs olduğunu, müvekkili ile dava dışı …San. Ve Tic. A.Ş arasında herhangi bir hesap mutabakatı bulunmasının mümkün bulunmadığını, takibe konu çekin dava dışı … A.Ş tarafından dava dışı …San. Ve Tic. A.Ş lehine keşide edildiğini, lehdar tarafından cirolanmak suretiyle … San. Ve Tic. A.Ş ‘ye devredildiğini, bu firmanın da çeki ciro etmek suretiyle kendi borcu nedeniyle müvekkiline devrettiğini, müvekkilinin hem …San. Ve Tic. A.Ş ve hem de … San. Ve Tic. A.Ş isimli dava dışı şirketler ile cari hesap ilişkisinin bulunduğunu, çekin …San. Ve Tic. A.Ş cirosu ile değil, … San. Ve Tic. A.Ş cirosu ile müvekkiline teslim edildiğini ve bu firmanın cari hesabına müvekkili tarafından borç kaydedildiğini, davacı tarafın ciro silsilesini gözardı ederek eldeki davayı açtığını, icra takibinin haklı ve yasal olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Dava, çek nedeniyle başlatılan icra takibi nedeniyle menfi tespit ve yapılan ödemenin istirdatı istemlerine ilişkindir.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdi edilerek, rapor ve ek rapor aldırılmıştır. Söz konusu raporda icra takibinin açılış ve işleyişinde bir usulsüzlük bulunmadığı, çekin son malikinin davalı … San. A.Ş olduğu, dosya kapsamında 38.541,97 TL tutarında tahsilat yapıldığı, takibe itiraz olmadığı, söz konusu çekin dava dışı …San. Ve Tic. A.Ş’ye teslim edilmesi gerektiğine ilişkin herhangi bir imzalı belge bulunmadığı, söz konusu çekin bedelsizliği hususunda bir tespit yapılamadığı şeklinde tespitlerde bulunulduğu görülmüştür. Söz konusu raporlarda dosya içeriğine ve oluşa uygun görülmekle mahkememizce benimsenmiş ve hükme esas alınabilir kabul edilmiştir.
2004 sayılı İ.İ.K’nun 72.maddesinde borçlunun icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açılabileceği, bu sırada borç ödenmiş olursa davaya istirdat davası olarak devam edilebileceği düzenlenmiştir. Somut olayda, davacı şirket tarafından keşide edilen çekin lehtar tarafından dava dışı başka bir şirkete cirolanmak suretiyle devredildiği, bu şirket tarafından da yine ciro edilmek suretiyle davalı şirkete geçtiği, bu şirket tarafından çeke dayanılarak icra takibi başlatıldığı, davacı tarafça lehtar şirket ile son hamil olan davalı şirket arasında protokol bulunduğu ve bu protokol kapsamında çekin davacıya iade edilmesi gerekirken takip başlatıldığı iddia edilmektedir. Dosya kapsamında bu husus davacı tarafça ispat edilememiştir. Diğer yandan, çekin davalı şirkete lehtar tarafından değil lehtardan sonraki ciranta tarafından ciro edildiği ve protokol yapıldığı iddia edilen lehtardan değil ondan sonraki cirantadan geçtiği anlaşılmaktadır. Davalı taraf söz konusu çeki ciro ile devraldığı şirketin cari ilişkiden kaynaklanan borcuna mahsuben alıp hesaplarına kaydettiğini ileri sürmüş ve bu hususun aksi davacı tarafça ispat edilememiştir. Ayrıca, davalı tarafın iddia edilen protokoldeki imzanın şirket yetkilisi olan kişi tarafından imzalanmadığı ve bu hususa ilişkin olarak dosyaya sunmuş olduğu imza sirküsü ve vekaletten anlaşılmış, protokolü düzenleyen kişinin davalı şirket yetkilisi olduğu hususu ise davacı tarafça ispat edilememiştir. Diğer yandan davalı tarafça icra inkar tazminatı talep edilse de eldeki davanın itirazın iptali davası olmadığı nazara alınarak bu talep hakkında herhangi bir değerlendirme yapılmamış ve bu talep mahkememizde kabul görmemiştir. Tüm bu hususlar gözetilerek ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerektiği takdir ve sonucuna ulaşılmış, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
Davanın REDDİNE,
Davalı taraf duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunun AAÜT tarifesine göre hesap ve takdir edilen 9.690,40 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, artan gider avansı bulunması durumunda karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Harçlar yasası gereğince alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 1167,90 TL harçtan mahsubuna, artan 1108,60 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
7155 Sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14 maddesi gereğince ilerde haksız çıkacak taraftan tahsil edilmek üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320.00 TL zorunlu Arabuluculuk yargılama giderinin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Davacı tarafından sarf olunan 49,50 TL elektronik tebligat gideri, 19 TL posta masrafı, 1167,90 TL peşin harç, 1250 TL bilirkişi ücreti, 54,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplamda 2540,80 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/09/2021

Katip …
( E-imza )

Hakim …
( E-imza)