Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/223 E. 2022/878 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/223 Esas
KARAR NO : 2022/878

DAVA : Tazminat (Kooperatif Yönetim Ve Denetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/05/2020
KARAR TARİHİ : 02/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Kooperatif Yönetim Ve Denetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, 20.02.2007 tarihinden itibaren üyesi olduğu S.S. … Konut Yapı Kooperatifindeki üyeliğinden maddi sebeplerden ötürü 28.02.2014 tarihinde istifa ettiğini, istifasının aynı günlü kararla kooperatif yönetimince kabul edildiğini, 7 yıllık üyelik döneminde aidat olarak toplam 74.650 TL ödemede bulunduğunu, kooperatif yönetiminin bu ödemeyi kesinti yapmadan ve tek seferde ödeneceği hususunda bir belgeyi müvekkiline sunmasına rağmen ödeme yapılmadığını, bunun üzerine 15. İcra Müdürlüğünün …/… sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, dosyanın yenilenmesinden sonra …/… sayısını aldığını, davalının itirazı üzerine İzmir 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… esas sayılı dosyasında açtıkları itirazın iptali davasında yapılan yargılama sonunda 10.09.2019 tarihinde kesinleşen kararla itirazın 67.185,00 TL asıl alacak ve 7.189,72 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 74.374,72 TL üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına ve vekalet ücreti, yargılama gideri ve harç kalemleri toplamı olan 10.509,52 TL’nin kooperatiften tahsiline karar verildiğini, ayrıca müvekkilinin 22. İcra Müdürlüğünün …./…. sayılı icra dosyasında 13.513,65 TL, 15.İcra Müdürlüğünün …/… sayılı icra dosyasında da 126.599,27 TL olmak üzere toplamda 140.112,92 TL alacağının bulunduğunu, dava dışı kooperatifin 07.04.2015 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında 2014 yılında çıkan ve çıkarılan üyelerin geri ödemelerinin 31.12.2016 tarihinde yapılacağına, 29.06.2016 tarihli genel kurul toplantısında 2013-2014-2015 yılında çıkan ve çıkarılan üyelerin geri ödemelerinin 31.12.2017 tarihinde tek ödeme olarak veya 5 taksitle yapılacağına, 30.06.2017 tarihli genel kurul toplantısında ayrılan üyelerin geri ödemelerinin 30.06.2018 tarihine kadar yapılacağına ve 30.05.2018 tarihli genel kurul toplantısında ayrılan üyelerin geri ödemelerinin kooperatifin durumunun etkilenmeyecek şekilde yapılmasına karar verilmesine rağmen müvekkiline hiçbir ödemede bulunulmadığını, yönetim kurulu üyelerinin, dava dışı kooperatifin müvekkiline olan borcunu ihmali veya kasıtlı olarak kusurlu davranışlarıyla ödemediklerini, müvekkilinin zarara uğramasına neden olduklarını, İzmir 15. İcra Müdürlüğü’ne konu olan …/… sayılı dosyasında dava dışı kooperatifin adresine haciz için gidildiğinde bu yerde bir konut olduğunun görüldüğünü ve çevredekilerden sorulduğunda adreste dava dışı kooperatifin bulunmadığının bildirilmesi üzerine haciz yapılamadığını, kooperatif ana sözleşmesinin 21.maddesi hükmü ile birlikte 15.maddesinde devir dışında bir nedenle ortaklığı sona erenlerin sermaye ve diğer alacaklarının, o yılın bilançosuna göre hesaplanarak, bilanço tarihinden itibaren bir ay içinde geri verileceğinin, ancak ortaklığı sona erenlerin yerine yeni ortak alınması halinde eski ortağın 21. madde uyarınca ödediği gider taksitlerinin derhal geri verileceğine ilişkin hüküm nedeniyle davalıların sorumluluğunun zararın meydana geldiği tarih olan 28.02.2014 tarihinden itibaren başlamış olma ihtimalinin yüksek olduğunu, müvekkilinin yerine yeni bir ortağın alınıp alınmadığını bilmemekle beraber kooperatife ait bir taşınmaz malvarlığının bulunmaması nedeniyle yeni bir ortağın alınması ihtimalinin oldukça yüksek olduğunu, yeni üye alımı ve devrin ne zaman yapıldığının incelenmesi gerektiğini, davalıların müvekkilinin zararından 28.03.2014 ya da en geç 01.08.2015 tarihinden itibaren şahsen ve müteselsilen sorumlu olduklarını, öğretide ve Yargıtay kararlarında ortaklıktan ayrılanların ödemelerinin en geç ertesi yılın 30 Haziran tarihinde yapılması gereken genel kurul toplantısından itibaren bir ay içinde iade edilmesinin gerektiğinin kabul edildiğini, davalıların müvekkilinin zararından kooperatifle birlikte müteselsilen sorumlu olduklarını, mahkeme kararlarına uymanın Anayasa hükmü gereği olup, davalıların İzmir 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin kararına uymayarak Anayasa hükmüne aykırı hareket ettiklerini bildirmiş, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 140.007,94 TL tutarındaki maddi zararın karşılığı olan maddi tazminatın, davacının payı satılmış veya devredilmişse satış veya devir tarihinden bir ay sonrası olan tarihten, satış veya devir yapılmamışsa 01.08.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalılar yasal süre içinde cevap dilekçesi sunmamışlar, davalı … ile davalı … dosyaya sundukları 09/06/2021 tarihli dilekçede dava dışı kooperatifin salgından dolayı genel kurulunun yapılamadığını, bundan dolayı üyelikten ayrılan üyelerin alacakları için ödeme planı yapılamadığını, yapılacak ilk genel kurulda ödeme planı hazırlanarak ödemelerinin yapılacağını, davalılardan … ve …’nin genel kurulda görev almadıklarını, davalılar … ve …’ın davadan dolayı sorumluluklarının ve ihmallerinin bulunmadığını, sorumluluğun tamamen kendilerine ait olduğunu, yasal faizi ile birlikte ödemeyi kabul ve taahhüt ettiklerini bildirmişler, davalı … duruşmadaki açıklamasında; yönetim kurulunda bulunmadığını, bulunduysa bile aynı gün istifa ettiğini, herhangi bir yetkisinin ve imza sirkülerinde imzasının bulunmadığını, yalnız kooperatif üyesi olduğunu, davalı … duruşmadaki beyanında; kooperatife ait bütün taşınmazların dağıtıldığını, kooperatifin elinde taşınmaz bulunmadığını, kararda belirtilen bedelin kooperatif kasasına alındığını, davalı … duruşmadaki beyanında; hiçbir zaman yönetim kurulu üyesi olmadığını, sadece kooperatif üyesi olduğunu, … duruşmadaki beyanlarında; iki yıldan beri salgın nedeniyle genel kurulun yapılamadığını, bildiği kadarıyla kooperatif adına kayıtlı iki daire ve bir dükkan niteliğinde taşınmaz bulunduğunu, …’nın iki daireyi gizlediğini, nakit parası olup olmadığını bilmediğini, davacının alacağının kooperatifin borcu olup kooperatifin bütün işlerini davalı … ile …’ın yürüttüklerini, bu nedenle onların sorumlu olduğunu, kooperatifin henüz tasfiye olmadığını bildirmişlerdir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava; Kooperatifler Kanununun 98.maddesinin yollaması ile TTK’nun 553.maddesi hükmü çerçevesinde, dava dışı kooperatifin eski üyesi olan davacının, üyelikten ayrılmasından sonra kooperatif üyeliği nedeniyle yaptığı aidat ödemelerinin yasal ve taahhüt edilen süre içinde iade edilmemesi nedeniyle davacının, oluştuğu iddia edilen zararından doğan maddi tazminatın, kooperatif yöneticisi sıfatıyla müteselsilen sorumlu oldukları iddia edilen davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Ticaret Sicil Müdürlüğü ile Çevre Şehircilik İl Müdürlüğünden alınan sicil ve belge örnekleri ile davalı kooperatifin dava tarihi ve sonrasında faal durumda olduğu, henüz tasfiye haline girmediği görülmüştür.
Dosyada toplanan tüm belge örnekleri, sicil kayıtları ve bilirkişi raporunda yapılan tespitler ile; davalı … ve davalı …’ın kooperatif yönetiminde hiç yer almadıkları, diğer davalıların farklı dönemlerde kooperatif yönetim veya denetim kurulu üyesi olarak görev yaptıkları belirlenmiştir.
Davalılar … ve … dosyaya sundukları 09/06/2021 tarihli dilekçede davaya konu ödemenin yapılmama nedenlerini bildirip bundan kendilerinin sorumlu olduğunu, yasal faizi ile birlikte ödemeyi kabul ve taahhüt ettiklerini bildirmişler ise de; dilekçenin HMK’nun 308(1) maddesi kapsamında vekalet ücreti ve yargılama giderleri ile birlikte davayı kabul niteliğinde bulunmadığı, yalnız davaya konu dava dilekçesinde talep edilen alacağın yasal faizi ile birlikte ödenmesinin kabul ve taahhüt edildiği dikkate alınarak; davacı ve davalı taraflarca HMK’nun 308.maddesi uyarınca ilk işlem yapılmasının talep edilmemesi ve adı geçen davalıların talep sonucunun bir bölümünü veya tamamını yargılama giderleri ile birlikte davayı kabul ettiklerine dair açık bir kabulde bulunmamaları nedeniyle HMK’nun 308.maddesi uyarınca karar verilmemiştir.
Dosyada toplanan tüm deliller ve belge örnekleri, bilirkişi raporu ve ek raporları ile; davacının, dava dışı kooperatif üyesi olduğu, 28/02/2014 tarihinde istifa ettiği, kooperatif adına düzenlenen aynı tarihli belgede davacının 74.650,00TL ödeme yaptığının ve bu ödemenin kesinti yapılmadan kredi çekilmesi ve kooperatif hesabına geçmesi halinde tek seferde ödeneceğinin taahhüt edildiği, 07/04/2015 tarihli genel kurul toplantısında 6.maddede alınan kararla 2014 yılında üyelikten ayrılan ortakların geri ödemelerinin 31 Aralık 2016 tarihinde defaten ödenmesine oy birliği ile karar verildiği, sonraki yıllarda yapılan genel kurul toplantılarında da ödemelerin yapılması konusunda çeşitli nitelikte kararlar alındığı, ödeme yapılmaması üzerine davacının, 15/07/2016 tarihinde İzmir 15. İcra Müdürlüğünün …/… sayılı dosyasında icra takibi başlattığı, dava dışı kooperatifin borca ve ferilerine itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, davacının İzmir 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… esas sayılı dosyasında açtığı itirazın iptali davasında yapılan yargılama sonunda 10.09.2019 tarihinde kesinleşen kararla itirazın 67.185,00 TL asıl alacak ve 7.189,72 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 74.374,72 TL üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına karar verildiği, ilamda hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderleri için İzmir 22. İcra Müdürlüğünün …/… sayılı icra dosyasında ilamlı takip yapıldığı, ilamda hükmedilen alacakların takip konusu yapıldığı İzmir 15.İcra Müdürlüğünün yenileme ile …/… sayısını alan …/… sayılı dosyasında; davacı vekilinin, kooperatifin adına kayıtlı hesaplarına haciz ve bloke konulması için müzekkere yazılması, kooperatif adına kayıtlı taşınmazların takbisten sorgulamasının yapılması ve taşınmazlar üzerine haciz kaydı konulması konusunda çeşitli tarihlerde taleplerde bulunduğu, haciz taleplerinin sonuçsuz kaldığı, kooperatifin, ticaret sicilindeki kayıtlı adresinden farklı olan ilamda yazılı adresinde 08/01/2020 tarihinde yapılan haciz işleminde adreste bir evin olduğunun belirlendiği ve kooperatifi tanıyan kimsenin bulunmaması nedeniyle işleme son verildiğinin tutanak altına alındığı, bilirkişi rapor ve ek raporlarında; dava dışı kooperatifin Buca’daki arsası üzerinde 33 adet konut inşa edildiğinin, arsa sahibine verilen ve satılanlar dışında kooperatife ait 25 adet daire bulunduğunun, ortak sayısının 28/06/2019 tarihinde yükseldiğinin, 2020 ve 2021 yılı genel kurul toplantılarının yapılmadığının, kooperatifin muavin defterinde davacının 74.650,00 TL alacağı olduğunun kayıtlı olduğunun, davacının istifası ile boşta kalan dairenin ne zaman ve ne şekilde değerlendirildiğinin tespit edilemediğinin, davalılardan … ve …’ın kooperatifin yöneticisi sıfatlarının bulunmaması nedeniyle sorumlu tutulmalarının mümkün bulunmadığının, diğer davalıların belirli sürelerle kooperatifin yönetim ve denetim kurulu üyeleri olarak görev yapmaları nedeniyle sorumlu olduklarının bildirildiği, görülmüştür.
Kooperatifler Kanununun 98.maddesinde, kanunda aksine açıklama olmayan hususlarda Türk Ticaret Kanunundaki anonim şirketlere ait hükümlerin uygulanacağı düzenlenmiştir. TTK’nun 553.maddesinde, yönetim kurulu üyelerinin, yöneticilerin, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine karşı verdikleri zarardan sorumlu oldukları belirtilmiştir.
Dava, Kooperatifler Kanununun 98.maddesinin yollaması ile TTK’nun 553.maddesi uyarınca, davalı kooperatif yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna dayanan doğrudan tazminat istemli olarak açılmıştır. Bu madde kapsamında, davanın dinlenebilmesi için davacının, kooperatif yöneticilerinin kusurlarıyla ihlal ettiği bir zararının varlığı zorunludur. Bu zarar, davalı yöneticilerin, davacıya tazminat ödenmesini gerektirir nitelikte olmalıdır.
Davacı tarafın, dava konusu ettiği alacak, istifasından önce dava dışı kooperatife ödediği ve icra takibine konu edip kooperatifin itirazı sonrasında açtığı itirazın iptali davası ile mahkemece hükmedilen aidat alacakları ve ferilerine ilişkindir. Davacı tarafça, aidat alacakları ve ferileri dışında ödemenin yapılmaması veya geç bırakılması ya da başka bir nedenle davacının üyelik aidatı ve ferileri dışında zararının oluştuğu iddia edilerek tazminat talebinde bulunulmamıştır. Bir başka deyişle davacının zararı olduğunu bildirip maddi tazminata konu ettiği alacak, üyelik döneminde ödediği aidat ve bu aidatın icra takibi ve dava konusu olması nedeniyle oluşan ferilerinden ibarettir. Buna göre davacının alacağı, kendisine iadesi gereken aidat alacağı ile bu alacağın tahsili için yaptığı masraflardan oluşan alacak niteliğinde olup Kooperatifler Kanununun 98.maddesinin yollaması ile TTK’nun 553 ve devamı maddelerinde düzenlenen tazminat nitelikli değildir. Bunun yanında davaya konu alacağın tazminat niteliğinde olduğu kabul edilse dahi, yöneticilerin sorumluluğu kapsamında alacağın tahsilinin talep edilebilmesi için dava dışı kooperatiften tahsilinin imkansız olduğunun davacı tarafça ispatı zorunludur. Her ne kadar davacı tarafça dava dışı kooperatif hakkında iki ayrı icra dosyasında yapılan ve kesinleşen icra takipleri nedeniyle tahsilat yapılamamış ve hacizlerden sonuç alınamamış ise de; icra dosyasındaki fiili haciz yapılamadığına ilişkin tutanağın geçici aciz vesikası niteliğinde bulunmadığı, davacı tarafça her iki icra dosyasında geçici veya kesin aciz vesikasının alınmadığı, kooperatifin halen faal olup tasfiye edilmediği, hatta tasfiye haline dahi girmediği, kooperatif kasasında para bulunmasa dahi faal nitelikteki kooperatiften davacının alacağın tahsilinin imkansız olduğunu kabul etmenin mümkün bulunmadığı, davacı tarafın öncelikle tazminat niteliği bulunmayan ve üyelik aidatlarından kaynaklanan alacağını kooperatiften tahsil etmesi konusunda tüm hukuki yolları tüketmesi gerektiği, ancak kooperatiften alacağın tahsilinin imkansız olması halinde kooperatif yöneticilerinden kusurlu davrandıkları iddiası ile talepte bulunabileceği birlikte değerlendirildiğinde davanın, TTK’nun 553(1) maddesinde düzenlenen tazminat nitelikli bulunmadığı, alacağın kooperatiften tahsilinin imkansız olduğuna ilişkin hukuki yolların tüketilmeden erken açılmış olduğu, davalılardan … ve …’ın yönetim ve denetim kurulu üyeleri olarak görev yapmamaları nedeniyle pasif husumet sıfatlarının bulunmadığı dikkate alınarak; davalılar … ile … hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalılar hakkındaki davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerle:
1-Davalılar … ile … hakkındaki davanın, davalıların pasif husumet yokluğu nedeni ile REDDİNE,
2-Davalılar …, …, … ve … hakkındaki davanın REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL ret harcının peşin yatırıla 2.392,78-TL harçtan indirilmesi ile geriye kalan 2.312,08‬-TL harcın isteği halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Davacı vekili ile davalı …’ün yüzüne karşı, davalılar …, …, … ve … ve …’ın yokluğunda HMK’nun 343 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/11/2022

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza