Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/211 E. 2021/296 K. 30.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/263 Esas
KARAR NO : 2021/300

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 17/09/2019
KARAR TARİHİ : 30/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … plakalı müvekkiline ait … marka … tip kamyonet (..) tipi 2014 model aracın sola döneceği sırada arkadan gelen … plakalı araç sürücüsünün 04/06/2018 tarihinde arkadan çarpması neticesinde, Bornova’da maddi hazarlı trafik kazasının meydana geldiğini, maddi hasarlı trafik kazası tutanağı ve tramer değerlendirmesine göre davalı sigorta şirketinin sigorta kapsamında olan … plakalı araç sürücüsünün tam kusurlu bulunduğunu, aracı tamir sürecinde bir süre kullanamadığını ve 1.185,82-TL değer kaybının çıktığını, kaza tarihine kadar aracın önceden hasarı olmadığını değer kaybının davalı sigorta şirketi tarafından ödenmesinin gerektiğini, davalı sigorta şirketine başvurunun yapıldığını, 24.06.2019 tarihinde 749 TL ödendiğini, yeterli olmadığını, belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100 TL değer kaybının faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, değer kaybı talebinin karşılandığını, 24.06.2019 tarihinde 749 TL değer kaybı bedelinin ödendiğini, fazlaya dair taleplerinin reddini talep ettiklerini, değer kaybının Genel Şartlar ekine göre hesaplanması gerektiğini, genel şartların uygulanmasının yasal mevzuat kapsamına alındığını, sigortalı aracın tam kusurlu olduğunu kabul etmediklerini, kusur oranı tespitinin gerektiğini, belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun … nolu dosya numarası Arabuluculuk Bürosunun … numaralı dosyası,
2-Davalı … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, 04/06/2018 tarihinde meydana gelen dava konusu trafik kazası nedeniyle davacı … TC Kimlik numaralı … tarafından yapılan başvuruya ilişkin dilekçe ve dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakı, başvuru sonucunda varsa açılan hasar dosyasının ve varsa başvuru neticesinde davacıya yapılan ödemeleri gösterir evrak ve kayıtlar,
3-12/07/2018 tarihli … yetkili servis tamirat formu,
4-… plakalı araca ait trafik tescil kayıtları
5-… plakalı araca ait trafik tescil kayıtları
6-… plakalı araca ait tramer kaydı,
7-04/06/2018 tarihli Trafik Kaza Tutanağı,
8-Trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişinin 28/01/2020 havale tarihli raporu,
9-Trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişinin 08/06/2020 havale tarihli ek raporu,
10-Trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişinin 10/11/2020 havale tarihli ek raporu,
11-Davacı vekilinin 05/08/2020 havale tarihli bedel arttırım dilekçesi,
12-Sair deliller.
DAVA KONUSU:
Açılan dava, 04/06/2018 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacı …’a ait … plakalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle oluşan değer kaybı bedeli miktarının belirlenmesi ile belirlenen değer kaybı bedelinin davalı sigorta şirketinden tahsili taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Haksız fiil, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49 maddesinde; ”Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 50. maddesinde ise ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü yer almaktadır.
Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğması zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Hakim, kusurlu veya hukuka aykırı bir fiili ile başkasına zarar verenin kusur durumunu, zararın ağırlını ve oluşan durumun özelliklerini gözeterek uygun ve hakkaniyete uygun bir tazminat belirler.
Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Sorumluluk sigortaları 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve devamı maddelerinde ”Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde düzenlenmiştir. Sorumluluk sigortalarında sigorta şirketi tarafından zararı karşılanan kişi sigorta sözleşmesinin tarafı değildir. Sigorta ettiren kendisi ya da sorumluluğu altında bulunan kişiler tarafından üçüncü kişilere verilecek zararları sigorta şirketine ödediği prim karşılığında sigorta ettirmektedir. Sorumluluk sigortası, sigorta ettirenin üçüncü kişilere vereceği zararları teminat altına alırken hem üçüncü kişiyi hem de sigortalıyı koruma altına alan bir sigorta türüdür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve 1486. maddelerinde yapılan düzenlemeye göre sorumluluk sigortalarını isteğe bağlı sigortalar ile zorunlu sigortalar olarak ikiye ayırmak gerekir.
Tehlike sorumluluklarında üçüncü kişilerin zararının karşılanması amacıyla bazı alanlarda kamu yararı ve zarar görenlerin korunması gerekçesi ile sorumluluk sigortası yaptırmak yasal zorunluluk haline getirilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun da 1483 ve 1484. maddelerinde de zorunlu sorumluluk sigortalarında uygulanacak hükümler ayrıca düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre zorunlu sigortalarda sigorta şirketinin zarar gören üçüncü kişiye karşı olan sorumluluğu kanundan doğan bir sorumluluktur. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 13. maddesi ile bazı hallerde Bakanlar Kurulu’na da zorunlu sigortalar ihdas etme yetkisi verilmiştir. Zorunlu sorumluluk sigortalarının kamu yararı taşıması ve yapılmasının yasa ile zorunlu kılınması nedeniyle zorunlu sigortalarda zarar görenlerin korunması amacıyla bazı düzenlemeler yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, ”İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/1. maddesinde, ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/son. maddesinde ise, ”İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmüne yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, ”sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” düzenlemesi yapılmıştır.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir. (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin taktirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nın 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları kapsamında değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki ikinci el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde; ”Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5. Bölümünde belirtilen ‘Kapsama Giren Teminat Türleri’ başlığı altında bulunan (a) bendinde ‘Maddi Zararlar Teminatı’ kapsamında araçta meydana gelen değer kaybı da sayılmıştır.
İlgili maddede Maddi Zararlar Teminatı; ”Hak sahibinin bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır.” olarak tanımlanmıştır.
İzmir İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Şubesine ve Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Şubesine müzekkere yazılarak kazaya karışan araçlara ait ruhsat ve tescil belge ve bilgileri dosya arasına alınmıştır.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’ne müzekkere yazılarak davacı tarafa ait araca ilişkin tramer kayıtları temin edilmiştir.
Davalı sigorta şirketine müzekkere yazılarak, sigortalı araca ait Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin, dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak davacı tarafça şirkete yapılan başvuru dilekçesi, dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakı, varsa açılmış olan hasar dosyası ve varsa davacı tarafa yapılan ödeme ödeme evraklarının eksiksiz olarak mahkememize gönderilmesi istenilmiş, müzekkere cevabında gönderilen evrak ve kayıtlar dosya arasına alınmıştır.
Davalı vekilinin yetki ilk itirazında bulunması üzerine, davaya konu uyuşmazlığın, 04/06/2018 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacıya ait … plakalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle oluşan değer kaybı bedelinin belirlenmesi ve değer kaybı bedelinin davalı sigorta şirketinden tahsili talebine ilişkin olduğu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 16. maddesinde haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinin de yetkili olduğunun düzenlendiği, bu kapsamda yapılan inceleme sonucunda dava konusu 04/06/2018 tarihli trafik kazasının İzmir İli, Bornova ilçesinde meydana geldiği, bununla beraber zarar gören sıfatını haiz davacı …’ın yerleşim yeri adresinin İzmir İli, Karşıyaka ilçesinde olduğu göz önünde bulundurulduğunda mahkememizin iş bu davaya bakmaya yetkili olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin yetki ilk itirazının reddine karar verilerek tefhimle açık yargılamaya devam olunmuştur.
Dava konusu trafik kazasına ilişkin gerekli evrak ve belgelerin temini akabinde trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, 04/06/2018 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi kayıtlarında yer alan davacıya ait … plakalı araca ait tramer kaydı ve sair hususlar göz önünde bulundurularak, 04/06/2018 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasının oluşumunda … plakalı araç sürücüsü ile … plakalı araç sürücüsünün kusur oranları ile trafik kazası sonucunda davacıya ait … plakalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle araçta oluşan değer kaybı bedelinin Yargıtay’ın yerleşik içtihatları doğrultusunda aracın kazadan önceki hasarsız ikinci el piyasa değeri ile kazadan sonraki hasarlı ikinci el piyasa değeri arasındaki fark esas alınmak suretiyle belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişi 28/01/2020 havale tarihli raporu ve 08/06/2020 havale tarihli ek raporunda sonuç olarak … plakalı araç sürücüsünün dava konusu trafik kazasının oluşumunda % 100 oranında asli ve tam kusurlu olduğunu, … plakalı aracın değer kaybı bedelinin yerleşik Yargıtay içtihatları kapsamında yapılan değerlendirme neticesinde aracın dava konusu trafik kazasından önceki hasarsız ikinci el değeri olan 46.000,00-TL ile dava konusu trafik kazasından sonraki hasarlı ikinci el değeri 43.750,00-TL arasındaki fark olan 2.250,00-TL olacağını mütalaa etmiştir.
Dava konusu trafik kazası tarihi ve sigorta poliçesi tarihi göz önünde bulundurulduğunda yerleşik Yargıtay içtihatları ve Bölge Adliye Mahkemesi kararları gereğince değer kaybı bedelinin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ekinde yer alan ek-1’deki Değer Kaybı Hesaplaması formülü esas alınmak suretiyle belirlenmesi gerektiği anlaşılmakla, dosyanın 28/01/2020 havale tarihli raporu ve 08/06/2020 havale tarihli ek raporu düzenleyen trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, 04/06/2018 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi kayıtlarında yer alan davacıya ait … plakalı araca ait tramer kaydı ve sair hususlar göz önünde bulundurularak, 04/06/2018 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası sonucunda davacıya ait … plakalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle oluşan değer kaybı bedelinin dava konusu trafik kazasının Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’ının yürürlüğe girdiği 01/06/2015 tarihinden sonra gerçekleştiği göz önünde bulundurularak Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ekinde yer alan ek-1’deki Değer Kaybı Hesaplaması formülü esas alınmak suretiyle belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişi 10/11/2020 havale tarihli ek raporunda sonuç olarak Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ekinde yer alan formülasyona göre ise değer kaybı bedelinin 749,02-TL olacağını mütalaa etmiştir.
Davacı vekili 05/08/2020 havale tarihli ıslah dilekçesinde, dava dilekçesinde 100,00-TL olarak belirttikleri dava değerini 1.401,00-TL arttırdıklarını ve sonuç olarak 1.501,00-TL değer kaybı bedelinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiklerini beyan etmiş ve dava değeri üzerinden eksik harcı Mahkememiz veznesine yatırmıştır.
Dosya kapsamında bulunun bilgi ve belgeler kapsamında davacı tarafça dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine yapılan başvuru sonucunda davalı sigorta şirketi tarafından 24/06/2019 tarihinde davacı tarafa 749,00-TL değer kaybı bedeli ödemesi yapıldığı anlaşılmaktadır.
Davalı sigorta şirketinin dava açılamadan önce davacı tarafça yapılan ve kendisine 12/06/2020 tarihinde ulaşan başvuru evrakı çerçevesinde yaptığı kısmi ödeme tarihi olan 24/06/2019 tarihi itibariyle temerrüte düştüğü görülmektedir.
Davacı vekilinin dava dilekçesinde faiz tarihi belirtmediği, 05/08/2020 tarihli dilekçesinde ise tazminat bedelinin temerrüt tarihinden itibaren davalıdan tahsil ettiği göz önünde bulundurularak, 05/08/2020 tarihli dilekçenin ıslah dilekçesi mahiyetinde olduğunun kabulü gerekmiş ve bu doğrultuda hüküm kurma yoluna gidilmiştir.
Her ne kadar değer kaybı bedelinin yargılamanın devam ettiği sırada yürürlükte olan ancak Anayasa Mahkemesinin 2019/40 Esas 2020/40 Karar sayılı ilamı ile iptal edilen Karayolları Motorlu Taşıtlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ekinde yer alan Değer Kaybı Hesaplaması formülü esas alınmak suretiyle belirlenmesi amacıyla dosya bilirkişiye tevdi edilmiş ise de, yargılama devam ederken Karayolları Motorlu Taşıtlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının değer kaybı hesabına yönelik düzenlemeleri de içerir bir kısım maddelerinin Anayasa Mahkemesinin 2019/40 Esas 2020/40 Karar sayılı ilamı ile iptal edildiği göz önünde bulundurulduğunda, trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişi tarafından yerleşik Yargıtay içtihatları kapsamında yapılan hesaplamanın gerçek zararı belirlemeye yönelik olduğu ve hakkaniyete uygun olduğu kanaatiyle, raporda yerleşik Yargıtay içtihatları kapsamında yapılan değer kaybı hesaplaması hükme esas alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun … nolu dosya numarası Arabuluculuk Bürosunun … numaralı dosyası, davalı … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, 04/06/2018 tarihinde meydana gelen dava konusu trafik kazası nedeniyle davacı … TC Kimlik numaralı … tarafından yapılan başvuruya ilişkin dilekçe ve dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakı, başvuru sonucunda varsa açılan hasar dosyasının ve varsa başvuru neticesinde davacıya yapılan ödemeleri gösterir evrak ve kayıtlar, 12/07/2018 tarihli … yetkili servis tamirat formu, … plakalı araca ait trafik tescil kayıtları, … plakalı araca ait trafik tescil kayıtları, … plakalı araca ait tramer kaydı, 04/06/2018 tarihli Trafik Kaza Tutanağı, trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişinin 28/01/2020 havale tarihli raporu, trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişinin 08/06/2020 havale tarihli ek raporu, trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişinin 10/11/2020 havale tarihli ek raporu, davacı vekilinin 05/08/2020 havale tarihli bedel arttırım dilekçesi ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın 04/06/20218 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacı …’a ait … plakalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle oluşan değer kaybı bedeli miktarının belirlenmesi ile belirlenen değer kaybı bedelinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi taleplerine ilişkin olduğu, trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişinin 28/01/2020 havale tarihli raporu ve 08/06/2020 havale tarihli ek raporunda sonuç olarak … plakalı araç sürücüsünün dava konusu trafik kazasının oluşumunda % 100 oranında asli ve tam kusurlu olduğunu, … plakalı aracın değer kaybı bedelinin yerleşik Yargıtay içtihatları kapsamında yapılan değerlendirme neticesinde aracın dava konusu trafik kazasından önceki hasarsız ikinci el değeri olan 46.000,00-TL ile dava konusu trafik kazasından sonraki hasarlı ikinci el değeri 43.750,00-TL arasındaki fark olan 2.250,00-TL olacağını mütalaa ettiği, trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişi 10/11/2020 havale tarihli ek raporunda sonuç olarak Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ekinde yer alan formülasyona göre ise değer kaybı bedelinin 749,02-TL olacağını mütalaa ettiği, trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişi tarafından yerleşik Yargıtay içtihatları kapsamında yapılan hesaplamanın gerçek zararı belirlemeye yönelik olduğu ve hakkaniyete uygun olduğu, davacı vekilinin 05/08/2020 havale tarihli ıslah dilekçesinde, dava dilekçesinde 100,00-TL olarak belirttikleri dava değerini 1.401,00-TL arttırdıklarını ve sonuç olarak 1.501,00-TL değer kaybı bedelinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiklerini beyan ettiği ve dava değeri üzerinden eksik harcı Mahkememiz veznesine yatırdığı, davacı tarafça dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine yapılan başvuru sonucunda davalı sigorta şirketi tarafından 24/06/2019 tarihinde davacı tarafa 749,00-TL değer kaybı bedeli ödemesi yapıldığı, bu çerçevede bilirkişi tarafından belirlenen 2.250,00-TL değer kaybı bedelinden dava açılmadan önce ödenen 749,00-TL değer kaybı bedelinin mahsubu sonucunda davacı tarafın davalı sigorta şirketinden 1.501,00-TL değer kaybı bedeli talep edebileceği kanaatine varılarak, açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KABULÜ İLE,
1-1.501,00-TL değer kaybı tazminatının 100,00-TL’sine kısmi ödeme tarihi olan 24/06/2019 tarihinden itibaren, 1.401,00-TL’sine ıslah tarihi olan 05/08/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla davalı … Sigorta Anonim Şirketinden tahsili ile davacı …’a verilmesine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 102,54-TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 44,40-TL harç ile 22,22-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 35,92-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.501,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 55,00-TL elektronik tebligat, 16,20-TL tebligat, 121,50-TL posta masrafı, 600,00-TL bilirkişi ücreti, 44,40-TL peşin harç ve 44,40-TL başvurma harcı, 22,22-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 903,72-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
6-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2. maddesi gereğince kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/03/2021

Katip …
e -imzalıdır

Hakim …
e -imzalıdır

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.