Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/183 E. 2021/496 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/183 Esas
KARAR NO : 2021/496

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/03/2020
KARAR TARİHİ : 24/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA ;
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı … davacı şirkette 24.09.2008 – 11.11.2019 tarihleri arasında çalıştığını, iş akdi davacı şirket tarafından geçerli nedenle feshedildiğini, davalı davacı şirkette çalıştıkları süre içinde, davacı şirketin hangi firmaya ve hangi markalı ürünleri ürettiklerini çalıştıkları iş gereğince öğrendiklerini, davalı …’un iş akdi davalının sağlık sorunları nedeniyle çıkışını istemesi akabinde kıdem tazminatı ödenerek geçerli nedenle feshedildiğini, …’un çıkış talebi istifa niteliğindeyken davacı şirket tarafından iyi niyetle karşılandığını ve kıdem tazminatı ödenerek iş akdi sonlandırıldığını, davalının, davacı şirkete yönelik fiilleri devam etmekte olduğnu, her an davacı şirket ve yöneticinin şeref ve haysiyetine yönelik yeni fiillerin gerçekleşebileceği dikkate alınarak bu haksız saldırıların önlenmesi, durdurulması, facebook sitesinde kullanımları bakımından içeriğin yayından çıkarılması, afiş, tabela vs. kullanımlarının önlenmesi ve durdurulması, maddi ve manevi tazminat ödenmesini gerektiğini, davalı ile imzalanan Gizlilik ve Rekabet Yasağı sözleşmesi de bu kapsamda dikkate alınması gerektiğini, davalı …, kendisine ait ve herkese açık twitter hesabında; ihlale konu paylaşımlar yaptığını, davacı firma davalının haksız rekabet niteliğindeki eylemlerine maruz kalmış olup kalmaya da devam ettiğini, davalı, davacı şirket ve iş yaptığı markalara yer vererek, olayla ilgisi olmayan markaları da kötülemekte, gereksiz şekilde davacı şirketin ticaret yaptığı firmaların markalarına yer vererek, uluslararası boyuta taşımakla tehdit ederek ekonomik zarar vermeyi hedeflemekte, açıkça ve alenen haksız rekabette bulunduğunu, TTK ve davalının davacı şirket ile imzalamış olduğu 25/09/2017 tarihli gizlilik ve rekabet etmeme taahhütnameleri gereğince davalının haksız rekabet niteliğinde eylemlerde bulunarak davacı firmaya zarar verme amacında bulunduğu izahtan vareste olduğunu belirterek davalının bu ihlallerden men edilmesine, davalının açıklanan eylemlerinin sadakat yükümlülüğünün ihlali ilehaksız fiil ve haksız rekabet niteliğinde olduğunun ve hukuka aykırılığının tespitine, davalının bu ihlali sonucu oluşturduğu durumun ref’ine, davalının davacı şirketin müşterileri, iş ilişkileri ve ticari sır niteliğindeki tüm bilgilerini, organizasyon ve üretim bilgilerini, çalışanlara ilişkin politikalarını, müşterilerinin ticari unvan ve markalarını afiş, pankart, yazı ve internet ortamında kullanımlarının ortadan kaldırılmasına, davacı şirketin şu ana kadar oluşmuş olan zararının yargılama sırasında bilirkişi incelemesinde kesin olarak belirlenebileceğinden, Her türlü fazlaya ilişkin tazminat, hak ve menfaatler saklı kalmak kaydı ile, HMK m. 107 uyarınca, ıslah yapılmaksızın, bilirkişi ve/veya keşif delilleri sonucunda tespit edilecek miktara arttırma hakkımız saklı kalmak kaydı ile haksız rekabeti nedeniyle 100.000,00-TL miktarındaki maddi tazminat ve 100.000,00-TL manevi tazminat talebinin kabulüne, tazminatların davalıdan tahsiline, Hükmün TTK m. 59 uyarınca ilanına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP ;
Davalı vekilinin 30/06/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; açılmış olan davanın davacısı işveren davalısı ise işçi olduğunu, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunun 1.maddesi ile İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıkların İş Mahkemelerinde çözümlenmesi gerektiğini hüküm altına aldığını, bu nedenle öncelikle görev itirazlarının kabulü ile hukuki ve yasal dayanaktan yoksun olan davanın görev yönünden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davanın hukuki dayanağı bulunmadığını, rekabet kurallarını davalı değil, davalının iş hukukundan kaynaklı yasal haklarını çiğneyerek bizzat davalı ihlal ettiğini, davalı tarafından gerçekleştirilen yasal yahut sözleşmesel hiçbir ihlal bulunmadığını, davacı şirketin kötüniyetli olarak ikame ettiği dava yaptırım gerektirdiğini belirterek davanın görevli mahkemede açılmamış olmaması nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, haksız fiil ve haksız rekabet nedeniyle maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir.
Tarafların iddia ve savunmaları ve dosya kapsamına göre davacı daha önce işçisi olan davalıyı işten çıkarttığını ve iş sözleşmesini feshetmiş olduğunu iddia ettiğinden ve bu hususta taraflar arasında bir ihtilaf bulunmadığından davalı isnat edilen eylemlerin iş sözleşmesi kapsamında değerlendirilemeyeceği, davalının 3. Kişi kapsamında eylemlerini ise 6102 sayılı yasanın 54. Ve 55 maddelerinde sayılan haksız rekabet eylemlerini oluşturmadığını, davalının davacının yapmış olduğu iş kapsamında ve bu işi etkileyecek rekabet halinin mevcut olmadığı, TBK 444 maddesi kapsamında da davalının haksız rekabet eyleminin söz konusu olmadığı, davalının eylemlerinin iş yaptığı 3. Kişilerin isimlerini ön plana çıkartmakla davacı üzerinde baskı oluşturmaya çalıştığı, bu gibi durumların davacının iş durumunu etkilemesi halinde haksız fiil niteliğinde olacağı, dolayısıyla bu durumun ve eylemlerin ticari nitelik taşımadığı, haksız fiil niteliği taşıdığı anlaşılmaktadır.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar nispi ticari davalar ve yalnız bir ticari işletme ile ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruptan oluşur.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın yasal düzenlemelerce ticari sayılan davalardır. Bu davalar TTK’nun 4(1) , kooperatifler kanununun 99, İİK’nun 154, Finansal kiralama kanununun 31, ticari işletme lehine kanununun 22. Maddelerinde sayılmış olup, bu nitelikteki davaların mutlak ticari dava sayılabilmesi için ilgili özel kanunlarda nitelendirilmesi ya da TTK’nun 4(1) maddesinde sayılmış olması yeterlidir.
Nispi ticari davalar ise, her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili ve tarafların tacir olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. Uyuşmazlığın nispi ticari dava sayılabilmesi için bu iki koşulun birlikte varlığı zorunludur.
Üçüncü grup ticari davalar yalnız bir tarafın ticari işletmesini ilgilendirilen havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Bu davalar TTK’daki yasal düzenleme gereği uyuşmazlığını bir yanı tacir olmasa dahi bir yanının tacir olması halinde ticari dava sayılmıştır.
Bu itibarla eldeki davanın mutlak veya nispi ticari dava olmadığı aşikardır.
6335 Sayılı Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanunu’nun Yürürlüğü ve uygulama şekli hakkında kanunda değişiklik yapılmasına dair kanununun ikinci maddesi ile değişik TTK’nun 5(1) maddesi gereğince ticaret mahkemesi ticari nitelikli davalara ve çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlendirilmiş olup, buna göre Asliye Ticaret Mahkemesi ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki hukuki ilişki görev ilişkisidir.
Tüm dosya kapsamından, eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesinin mümkün olmadığı, uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde çözülmesi gerektiği ve mahkememizin görevsiz olup görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesinin zorunlu olduğu, görevin dava şartlarından olup HMK nun 115(1) maddesi uyarınca davanın her aşamasında resen gözetilmesi gerektiği dikkate alınarak mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine, dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
Mezkur nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Gerekçesi ekli kararda açıklanacağı üzere;
1-Görevli mahkemenin ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olması ve Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle HMK nun 114(1)/c maddesinin yollaması ile HMK nun 115(2) maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2- HMK’nun 20(1) maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve yasal süre içinde istem halinde dosyanın görevli İZMİR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nun 331(2) maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
4-HMK’nun 20(1) maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yasal süre içinde görevli mahkemeye gönderme başvurusunun yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın ele alınmasına,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıklandı. okundu. 24/06/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza