Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/18 E. 2021/391 K. 04.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/18
KARAR NO : 2021/391

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 08/01/2020
KARAR TARİHİ : 03/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından keşide edilen 29/12/2015 tarihli 17.500,00-TL bedelli çekin ciro edilerek müvekkiline verildiğini, tahsili amacıyla İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, takip dayanağı çekin süresinde ibraz edilmemesi nedeniyle İzmir … İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı kararı ile icra takibinin iptal edildiğini belirterek 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 732. maddesindeki hükümleri doğrultusunda ödenmemiş olan çek bedelinin işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı şirket cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER:
1-Marmaris Arabuluculuk Bürosunun … Dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası,
3-İzmir … İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyası,
4-Davacıya ait vergi sicil kayıtları,
5-Davacıya ait ticaret sicil kayıtları,
6-Davacıya ait esnaf sicil kayıtları,
7-Sair deliller.
DAVA KONUSU:
Açılan dava, davalı şirket tarafından keşide edilen ve ciro edilerek davacıya verilen 29/12/2015 tarihli ve 17.500,00-TL bedelli çekin tahsili amacıyla davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin çekin zamanaşımına uğramış olduğu gerekçesiyle İzmir … İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı kararı ile iptal edilmesi üzerine davalı şirketin sebepsiz zenginleştiği iddiası ile çek bedeli olan 17.500,00-TL bedelin ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili talebine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu (818 sayılı BK)’nun konuya ilişkin 61 ve devamı maddelerindeki (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (Benzer hüküm 6098 sayılı TBK)’nun m. 77 vd.yer almıştır.) düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir.
Bu genel açıklamadan sonra sebepsiz zenginleşmenin gerçekleşmesi için aranan şartların açıklanmasında yarar görülmüştür.
Birinci şart; taraflardan birisinin malvarlığında bir eksilmenin vukubulmasına karşı, diğerinin malvarlığında bir çoğalmanın gerçekleşmiş olmasıdır. Bir malvarlığındaki eksilme, aktifin azalması ya da pasifin çoğalması şeklinde olabileceği gibi, aktifin çoğalmasına ya da pasifin azalmasına engel olma yoluyla da gerçekleşebilir.
İkinci şart; sözü edilen eksilme ile çoğalma arasında bir illiyet bağının bulunmasıdır.
Üçüncü şart, yine sözü edilen azalma ile çoğalmanın haklı bir sebebe dayanmamasıdır. Taraflardan biri, diğerine hükümsüz bir sözleşme gereğince misli mahiyette bir şey vermişse muteber olmayan sebebe dayanan bir iktisap söz konusudur. Sözleşmedeki şekil noksanlığı, fiil ehliyetsizliği, imkansızlık, hukuka veya ahlaka aykırılık, muvazaa gibi sebepler, butlan nedeniyle kazandırmayı geçersiz kılan sebepler olduğundan bu durumlarda kazandırma geçerli hukuki sebebe dayanmamaktadır.
Dördüncü şart; vukubulan iktisabın (çoğalmanın) sebepsiz iktisap kuralları dışında, özel bir hukuk kuralına dayanılarak iadesi mümkün olmamalıdır. Zira böyle bir imkan varsa artık sebepsiz iktisap kuralları değil, sözü edilen özel kurallar uygulanır. İadenin; istihkak davası, haksız inşaat sebebiyle tazminat davası, sözleşmenin ifası davası, sözleşmeden dönme sebebiyle iade davası, vekaletsiz iş görmeye dayanan iade davası gibi yollarla gerçekleştirilmesi mümkünse, artık sebepsiz iktisap kurallarına başvurulamaz (Tekinay/Akman/Burcuoğlu/Altop, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 7.Baskı, İstanbul 1993, s. 734-738).
Bu tür işlemlerde amaç; davalının edindiği çoğalma sonucu, tüm malvarlığında meydana gelen artışın iadesinden ibarettir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı şirket tarafından keşide edilen ve ciro edilerek davacıya verilen 29/12/2015 tarihli ve 17.500,00-TL bedelli çekin tahsili amacıyla davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin, çekin zamanaşımına uğramış olduğu gerekçesiyle İzmir … İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı kararı ile iptal edildiğini, bu sebeple davalı şirketin çek bedeli tutarında sebepsiz olarak zenginleştiğini belirterek, çek bedeli olan 17.500,00-TL’nin ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Dava konusu çek üzerinde yapılan inceleme sonucunda, çekin keşidecisinin …, lehtarının … olduğu, çek tarihinin 29/12/2015 olduğu, senedin arkasının … ile … tarafından cirolanması neticesinde davacıya verildiği, dava konusu çeki son olarak davacının ciroladığı görülmektedir.
İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında davacı vekilinin, borçlular … ile … aleyhine 17.500,00-TL asıl alacak, 276,88-TL işlemiş faiz ve 1.750,00-TL çek tazminatı bedeli olmak üzere toplamda 19.526,88-TL alacak bedeli üzerinden icra takibi başlattığı anlaşılmaktadır.
İzmir … İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde, borçlu …nin kambiyo hukuku bakımından şikayetinin kabulü ile takibin … yönünden 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 170/a. maddesi uyarınca iptaline karar verildiği görülmektedir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 732. maddesinde; ”Zamanaşımı sebebiyle veya poliçeden doğan hakların korunması için gerekli olan işlemlerin yapılmasının ihmal edilmiş olması dolayısıyla, düzenleyenin veya kabul edenin poliçeden doğan yükümlülükleri düşmüş bile olsa, bunlar poliçenin hamiline karşı, onun zararına zenginleşmiş olabilecekleri kadar borçlu kalırlar.
Sebepsiz zenginleşmeden doğan istem, muhataba, yerleşim yerli bir poliçeyi ödeyecek olan kimseye ve düzenleyen, poliçeyi başka bir kişi veya ticari işletme hesabına düzenlemiş olduğu takdirde o kişiye veya ticari işletmeye karşı da ileri sürülebilir.
Poliçeden doğan borcu düşmüş olan cirantaya karşı böyle bir istem ileri sürülemez.
Zamanaşımı süresi, poliçenin zamanaşımına uğradığı tarihi takip eden tarihten itibaren bir yıldır; ispat yükü, sebepsiz zenginleşmediğini iddia edene aittir.” hükmü düzenlenmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 814. maddesinde ise; ”Hamilin, cirantalarla düzenleyene ve diğer çek borçlularına karşı sahip olduğu başvurma hakları, ibraz süresinin bitiminden itibaren üç yıl * geçmekle zamanaşımına uğrar.
Çek borçlularından birinin diğerine karşı sahip olduğu başvurma hakları, bu çek borçlusunun çeki ödediği veya çekin dava yolu ile kendisine karşı ileri sürüldüğü tarihten itibaren üç yıl * geçmekle zamanaşımına uğrar.” hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen madde hükmünden anlaşılacağı üzere, çekin ibraz süresinin bitiminden itibaren üç yıl geçmesi ile zamanaşımına uğrayacağı izahtan varestedir. Dava konusu çekin ibraz tarihinin 29/12/2015 olduğu dikkate alındığında, dava konusu çekin 29/12/2018 tarihi itibariyle zamanaşımına uğradığı anlaşılmaktadır.
Zamanaşımına uğramış kıymetli evrak açısından sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı olarak açılacak davalarda zamanaşımı süresinin, poliçenin zamanaşımına uğradığı tarihi takip eden tarihten itibaren bir yıl olduğu ve iş bu davanın 08/01/2020 tarihinde ikame edildiği dikkate alındığında, dava konusu çek dolayısıyla sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak davasına ilişkin zamanaşımı süresinin çekin zamanaşımına uğradığı 29/12/2019 tarihinden sonra açıldığı, bu kapsamda davanın zamanaşımı süresi içerisinde ikame edilmediği kanaatine varılmıştır.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin 2018/1451 Esas 2020/1310 Karar sayılı ilamında aynen; ”Çek süresi içerisinde muhatap bankaya ibraz edilmediği zaman TTK’nun 808/1-b maddesi gereğince alacaklı müracaat hakkını kaybeder. TTK’nun 796 ve 808 maddeleri gereğince; alacaklı müracaat hakkını kaybettiğinden, borçlu aleyhine kambiyo senetlerine özgü takip yapılamayacağı gibi, dayanak belge bu hali ile adi havale vasfını taşımakta olup borç ikrarını içeren nitelikte belge de değildir. Dolayısıyla, davacının aralarında temel ilişki bulunmayan davalıya karşı, kıymetli evrak vasfını yitirmiş belgeye dayalı olarak TTK’nun 732 maddesine istinaden keşideci hakkında sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre alacak davası açamaz. Ancak temel ilişkiye dayalı olarak kendi cirantası aleyhine alacak davası açabilir. ” ibarelerine yer verilmiştir.
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin 2019/14 Esas 2020/941 Karar sayılı ilamında aynen; ”Aralarında temel borç ilişkisi bulunmayan borçlu yönünden ise çekin zamanaşımına uğraması ile birlikte alacaklı kambiyo senedinden kaynaklanan müracaat hakkını yitirir. Ayrıca alacaklının Türk Ticaret Kanunu’nun 732. Maddesinde belirtilen bir yıllık süre içerisinde keşideciye karşı sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre alacak talebinde bulunması mümkündür. TTK 732. Maddesinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme nedenine dayalı alacak talebi sadece keşideciye karşı ileri sürülebilecek olup dışında çekten sorumlu olan lehtar ve cirantalara karşı bu maddeye dayalı olarak alacak talebinde bulunulması mümkün değildir.” denilmiştir.
Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 2020/345 Esas 2020/482 Karar sayılı ilamında aynen; ”Takibe dayanak belge çek vasfında olmakla, TTK’nun 6273 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile değişik 814. maddesine göre çeklerde zamanaşımı süresi üç yıl olup çek hakkında zamanaşımı süresi ibraz süresinin bitmesi ile başlar.
………
Yukarıdaki maddelerde açıklandığı üzere takip talebinde bulunulması halinde zamanaşımı kesilir. Ancak, icra mahkemesi nezdinde yapılan itiraz sonucunda takibin iptal edilmesi zamanaşımını kesen dava niteliğinde kabul edilemez ve takibin iptali halinde bu takibe bağlanan (zamanaşımının kesilmesi vs.) sonuçlar da ortadan kalkar.
……….
takibe konu çekin ibraz süresinin bitim tarihi olan 10/11/2015 tarihi itibarıyla işlemeye başlayacak 3 yıllık zamanaşımı süresi 10/11/2018 tarihinde bitecek olup, arada zamanaşımını kesen sebeplerden birinin varlığı da tespit edilemediğinden, davaya konu takibin tarihi olan 12/03/2019 tarihi itibarıyla 3 yıllık zamanaşımı süresi dolmuştur.” ibarelerine yer verilerek, çekin ibraz süresinin bitiminden üç yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağı, çeke ilişkin olarak takip talebinde bulunulmasının zamanaşımını keseceği, ancak takibin iptali edilmesi durumunda takibin zamanaşımını kesen bir sebep olmaktan çıkacağına dikkat çekilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, Marmaris Arabuluculuk Bürosunun … Dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası, İzmir … İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyası, ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde, davaya konu uyuşmazlığın davalı şirket tarafından keşide edilen ve ciro edilerek davacıya verilen 29/12/2015 tarihli ve 17.500,00-TL bedelli çekin tahsili amacıyla davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin çekin zamanaşımına uğramış olduğu gerekçesiyle İzmir … İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı kararı ile iptal edilmesi üzerine davalı şirketin sebepsiz zenginleştiği iddiası ile çek bedeli olan 17.500,00-TL bedelin ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili talebine ilişkin olduğu, İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında davacı vekilinin, borçlular … ile … aleyhine 17.500,00-TL asıl alacak, 276,88-TL işlemiş faiz ve 1.750,00-TL çek tazminatı bedeli olmak üzere toplamda 19.526,88-TL alacak bedeli üzerinden icra takibi başlattığı, İzmir … İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyasında borçlu …nin kambiyo hukuku bakımından şikayetinin kabulü ile takibin … yönünden 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 170/a. maddesi uyarınca iptaline karar verildiği, dava konusu çekin ibraz tarihinin 29/12/2015 olduğu dikkate alındığında, dava konusu çekin 29/12/2018 tarihi itibariyle zamanaşımına uğradığı, dava konusu çek dolayısıyla sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak davasına ilişkin zamanaşımı süresinin çekin zamanaşımına uğradığı 29/12/2019 tarihinden sonra açıldığı, bu kapsamda davanın zamanaşımı süresi içerisinde ikame edilmediği kanaatiyle, açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 732/4. maddesi gereğince REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 59,30-TL karar ve ilam harcının, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 1.200,67-TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.141,37-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
4-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
5-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.04/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır