Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/162 E. 2021/670 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/162
KARAR NO : 2021/670

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 06/03/2020
KARAR TARİHİ : 16/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişkiden kaynaklı olarak 13/03/2018 tarihli … belge ve … irsaliye numaralı faturaya dayalı olarak alacağı oluştuğunu, faturanın 10.076,52-TL’lik kısmının ödenmemesi üzerine İzmir …. İcra Dairesinin …/…. Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından ilgili faturaların müvekkiline tebliğ edilmediğini, davacı tarafça faturaya konu hizmetin verilmediğini belirterek davanın reddine ve %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
1-İstanbul Arabuluculuk Bürosunun…/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-İzmir .. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası,
3-13/03/2018 tarihli … belge ve … israliye numaralı fatura,
4-Dava dilekçesine ekli cari hesap ekstresi,
5-Davacı şirkete ve davalı şirkete ait ticari defterler ve kayıtlar,
6-Davacı … Dış Ticaret Anonim Şirketi ile davalı …ne ait vergi sicil kayıtları ile BA/BS formları,
7-Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi aracılığıyla alınan Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 20/01/2021 havale tarihli raporu,
8-Kuşadası Asliye Ticaret Mahkemesi aracılığıyla alınan Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 27/05/2021 havale tarihli raporu,
9-Sair deliller.

DAVA KONUSU :
Açılan dava, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturalardan kaynaklanan alacağın davalı şirketten tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine davalı şirket tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ile asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinde İcra Takibine İtirazın İptali; ”Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İcra ve İflas Kanunu’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçladığı bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süresinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması hâlinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkâr tazminatına da hükmedilebilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukuku, 2006, s. 219, 223).
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir (İİK. m.67/1). Alacaklı, alacağının varlığını Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Dava, özünde tahsil istemini de barındırmakla, burada borçlunun takip sonrası yaptığı ödeme iddialarının da nazara alınması zorunludur. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmamasına bakılmaksızın, bütün itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden; mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi halinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, alacak miktarının, takip ya da dava tarihindeki koşullara göre belirlenmesinin, itirazın iptali davasında hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminat türü olan ve bağımsız bir dava konusu yapılamayan icra inkar tazminatının miktarına da etkili olacağı açıktır.
Yargıtay Daireleri ile Hukuk Genel Kurulunun kararlılık kazanmış uygulamasına göre; itirazın iptali davalarında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak icra inkâr tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlarının bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Nitekim aynı ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.02.2020 tarihli ve 2017/3-957 E., 2020/99 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
İzmir .. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklının davacı … olduğu, borçlunun davalı … olduğu, davacı alacaklı vekilinin davalı borçlu aleyhine 10.076,52-TL asıl alacak bedeli üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafın süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir.
Davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerin incelenmesi amacıyla Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak, dosyanın re’sen belirlenecek Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, davacı şirkete ait ticari defter ve belgeler, İzmir … İcra Dairesi’nin …/… Esas sayılı dosyası, 13/03/2018 tarihli … belge ve … israliye numaralı fatura, dava dilekçesine ekli cari hesap ekstresi, taraflara ait ticaret sicil kayıtları ve sair deliller birlikte değerlendirilerek; davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerin usulüne uygun şekilde tutulup tutulmadığı, davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun şekilde yaptırılıp yaptırılmadığı, taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, var ise hangi sebeplerden kaynaklı olarak ticari ilişki bulunduğu, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen 13/03/2018 tarihli … belge ve … israliye numaralı faturadan ve cari hesaptan kaynaklı olarak davacı şirketin davalı şirketten alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı var ise miktarı, icra takibinde işletilen faiz miktar ve oranının usulüne uygun şekilde işletilip işletilmediği hususlarının belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi 20/01/2021 havale tarihli raporunda sonuç olarak, davacı şirketin 2018 ve 2019 yıllarına ilişkin defterleri açısından tasdik işlemleri ile ilgili yükümlülüklerinin tamamının usulüne uygun şekilde yerine getirdiğini, davacı şirketin dayandığı tüm evrakların ticari defterlerinde yer aldığını, davacının yasal defterlerinde davalıdan dava konusu alacak dayanağı fatura yönünden 10.076,52-TL alacaklı olduğunu, takip dayanağı 13/03/2018 tarihli … belge ve … israliye numaralı faturanın davacının cari hesap ekstresinde yer aldığını, davalının bahsi geçen faturadan sonra davacı şirkete 133.867,00-TL ödeme yaptığını, bakiye bedel olan 10.076,52-TL’nin ise ödenmemiş olarak gözüktüğünü mütalaa etmiştir.
Davalı şirkete ait ticari defter ve belgelerin incelenmesi amacıyla Kuşadası Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılarak, dosyanın Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye tevdii ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, davalı şirkete ait ticari defter ve belgeler, İzmir … İcra Dairesi’nin …/… Esas sayılı dosyası, 13/03/2018 tarihli … belge ve … irsaliye numaralı fatura, dava dilekçesine ekli cari hesap ekstresi, taraflara ait ticaret sicil kayıtları, talimat dosyası ile içeriğinde yer alan bilirkişi raporu ve sair deliller birlikte değerlendirilerek; davalı şirkete ait ticari defter ve belgelerin usulüne uygun şekilde tutulup tutulmadığı, davalı şirkete ait ticari defter ve belgelerin onaylarının usulüne uygun şekilde yaptırılıp yaptırılmadığı, taraflara ait ticari defter ve belgelerin birbirini doğrulayıp doğrulamadığı, taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, var ise hangi sebeplerden kaynaklı olarak ticari ilişki bulunduğu, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen 13/03/2018 tarihli … belge ve … irsaliye numaralı faturadan ve cari hesaptan kaynaklı olarak davacı şirketin davalı şirketten alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı var ise miktarı, icra takibinde işletilen faiz miktar ve oranının usulüne uygun şekilde işletilip işletilmediği hususlarının belirlenerek talimat dosyası ve içeriğindeki bilirkişi raporu da gözetilmek suretiyle düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi 27/05/2021 havale tarihli raporunda sonuç olarak, davalı şirkete ait 2018 ve 2019 yıllarına ilişkin ticari defter ve belgelerin açılış ve kapanış onaylarının yapılmış olduğunu, ticari defter ve belgelerin sahibi lehine delil vasfı taşıdığını, davalı şirkete ait 2019 yılı defterinin usulüne uygun şekilde tutulduğunu ancak 2018 yılı defterinin usulüne uygun şekilde tutulmadığını, dava konusu faturanın davalı şirkete ait ticari defter ve belgelerde yer almadığını, dava konusu faturanın BS formlarında bildirildiğini ve bu fatura için davalı tarafça muhtelif tarihlerde kısım kısım ödemeler yapıldığını, davacı şirketin fatura ve cari hesaptan kaynaklı olarak davalı şirketten 10.076,52-TL alacağının bulunduğunu, alacağın davalıya ait ticari defter ve belgelerde de yer aldığını mütalaa etmiştir.
Davacı tarafından tanzim edilen ve icra takibine konu edilen fatura her ne kadar davalıya ait ticari defter ve belgelere işlenmemiş ise de, faturanın BS formlarında yer aldığı, ayrıca her iki tarafa ait ticari defter ve belgelerin incelenmesi suretiyle düzenlenen bilirkişi raporlarında davacı şirketin davalı şirketten 10.076,52-TL alacağının bulunduğunun tespit edildiği dikkate alındığında, davacı şirketin takip tarihi itibariyle davalı şirketten 10.076,52-TL alacaklı olduğu ve davalı şirketin icra takibine itirazının haksız olduğu kanaatine varılmıştır.
İcra takibine konu edilen alacağın faturadan kaynaklandığı ve her iki tarafın ticari defter ve belgelerinde yer aldığı, bu kapsamda alacağın likit olduğu izahtan varestedir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İstanbul Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası, 13/03/2018 tarihli … belge ve … irsaliye numaralı fatura, dava dilekçesine ekli cari hesap ekstresi, davacı şirkete ve davalı şirkete ait ticari defterler ve kayıtlar, davacı …Dış Ticaret Anonim Şirketi ile davalı …ne ait vergi sicil kayıtları ile BA/BS formları, Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi aracılığıyla alınan Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 20/01/2021 havale tarihli raporu, Kuşadası Asliye Ticaret Mahkemesi aracılığıyla alınan Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 27/05/2021 havale tarihli raporu ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturalardan kaynaklanan alacağın davalı şirketten tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine davalı şirket tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ile asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili taleplerine ilişkin olduğu, İzmir .. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasında davacı alacaklı vekilinin davalı borçlu aleyhine 10.076,52-TL asıl alacak bedeli üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafın süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, davacı şirketin ticari defter ve belgelerinin incelenmesi amacıyla Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi aracılığıyla alınan Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 20/01/2021 havale tarihli raporunda davacının yasal defterlerinde davalıdan dava konusu alacak dayanağı fatura yönünden 10.076,52-TL alacaklı olduğunu, takip dayanağı 13/03/2018 tarihli … belge ve … irsaliye numaralı faturanın davacının cari hesap ekstresinde yer aldığını, davalının bahsi geçen faturadan sonra davacı şirkete 133.867,00-TL ödeme yaptığını, bakiye bedel olan 10.076,52-TL’nin ise ödenmemiş olarak gözüktüğünü mütalaa ettiği, davalı şirketin ticari defter ve belgelerinin incelenmesi amacıyla Kuşadası … Asliye Hukuk Mahkemesi aracılığıyla alınan Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi 27/05/2021 havale tarihli raporunda dava konusu faturanın davalı şirkete ait ticari defter ve belgelerde yer almadığını, dava konusu faturanın BS formlarında bildirildiğini ve bu fatura için davalı tarafça muhtelif tarihlerde kısım kısım ödemeler yapıldığını, davacı şirketin fatura ve cari hesaptan kaynaklı olarak davalı şirketten 10.076,52-TL alacağının bulunduğunu, alacağın davalıya ait ticari defter ve belgelerde de yer aldığını mütalaa ettiği, davacı tarafından tanzim edilen ve icra takibine konu edilen fatura her ne kadar davalıya ait ticari defter ve belgelere işlenmemiş ise de, faturanın BS formlarında yer aldığı, ayrıca her iki tarafa ait ticari defter ve belgelerin incelenmesi suretiyle düzenlenen bilirkişi raporlarında davacı şirketin davalı şirketten 10.076,52-TL alacağının bulunduğunun tespit edildiği dikkate alındığında, davacı şirketin takip tarihi itibariyle davalı şirketten 10.076,52-TL alacaklı olduğu ve davalı şirketin icra takibine itirazının haksız olduğu anlaşılmakla, açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KABULÜ İLE,
1-Davalı …nin İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı icra dosyasındaki icra takibine İTİRAZININ İPTALİNE, İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasındaki icra takibinin 10.076,52-TL asıl alacak üzerinden, davacı vekilinin talebi ile bağlı kalınarak 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümleri uyarınca asıl alacağa yıllık %9 oranında ve değişen oranlarda faiz uygulanmak suretiyle devamına,
2-Alacak miktarı likit olduğundan takip konusu kabul edilen alacak miktarı olan 10.076,52-TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalı …nden alınarak davacı … Dış Ticaret Anonim Şirketine verilmesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 688,33-TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak alınan 121,71-TL harcın mahsubu ile bakiye 566,62-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 44,00-TL elektronik tebligat, 57,00-TL tebligat, 195,50-TL posta masrafı, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti, 121,71-TL peşin harç ve 54,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.485,61-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
7-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulden anlatıldı.16/09/2021

Katip …
(e-imza)
¸

Hakim …
(e-imza)
¸

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.