Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/157 E. 2022/71 K. 25.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/157
KARAR NO : 2022/71

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 04/03/2020
KARAR TARİHİ : 25/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … adına kayıtlı ve davalı …Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … sayılı sigortalı ve diğer davalı … idaresinde bulunan … plakalı araç ile 30.10.2019 tarihinde davacı … idaresindeki … plakalı araca asli tam kusurlu çarparak müvekkilinin aracının hasarına sebebiyet verdiğini, davacıya ait aracın hasarı için kasko poliçesini düzenleyen … Sigorta Anonim Şirketi tarafından … numaralı hasar dosyası açıldığını, davacı aracının değer kaybı hesaplaması piyasa koşullarına göre yapılması gerektiğini, müvekkiline ait araçta oluşan değer kaybının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili gerektiğini, davalı sigorta şirketinin değer kaybı ve hasar bedelinden sorumluluğu tartışmasız olduğunu, davalı sigorta şirketine yapılan başvuru reddedilmiş olduğunu, ardından arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00-TL değer kaybı bedelinin sigorta şirketi için 28.02.2020 hasarı ret tarihinden itibaren (poliçe limitleri dahilinde), davalı … ve … için 30.10.2019 tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı … …Sigorta Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret mahkemeleri bakması gerektiğini, mahkemenin yetkisiz olduğunu, öncelikle yetki itirazlarının kabulüne karar verilmesi gerektiğini, dava öncesi yazılı başvuru şartı yerine getirilmediğinden, huzurdaki davanın dava şartı yokluğundan usulden reddi gerektiğini, uyuşmazlığa konu kazanın meydana gelmesinde siğortalı araç sürücüsü kusursuz olup bu nedenle müvekkil şirketin sorumluluğu bulunmadığını, değer kaybı tazminatı’ talebinde bulunan davacının kazadan kaynaklanan zararının trafik sigortası genel şartlarına uygun olarak tespiti gerektiğini, müvekkil şirketin temerrüt tarihinin belirtilen esaslara uygun olarak belirlenmesi, ayrıca faizin yasal faiz olması gerektiğini belirterek haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ile … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili … adına kayıtlı … plakalı araç sigorta şirketi tarafından 16.04.2019/2020 tarihleri arasında ZMS (trafik) poliçesiyle sigortalı olduğunu, davacı aracında bir değer kaybı oluşmuş ise de, davacının anılan zararı ispatlaması halinde sigorta şirketi tarafından tazmin edilmesi gerektiğini, 30.10.2019 tarihinde müvekkili … adına kayıtlı … idaresindeki … plakalı araç ile davacıya ait … plakalı aracın çarpışması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, öncelikle davacı belirsiz alacak davası ikame edemeyeceğini, dava konusu aracın hasarının onarımı kasko sigortacısı olan … Sigorta Anonim Şirketi tarafından tamamlandığı belirtilmiş olduğunu, araçta hangi parçaların hasarlandığının … Sigorta Anonim Şirketi tarafından yaptırılan kasko ekspertiz raporu ile sabit olduğunu, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren trafik sigortası genel şartları ekinde yayınlanan “Ek-1 değer kaybı hesaplaması” formülasyonu ve kriterlerine göre değer kaybı tespiti yapılmakta olduğundan piyasa şartlarına göre değerlendirme yaparak değer kaybı hesaplaması mümkün olmadığını, araçlarda değer kaybı miktarının tespiti için formüller olduğunu ve oluşan değer kaybı her araç için bu formüle göre hesaplama yapıldığını, yönetmelikle formülü düzenlendiği üzere davacı yan tarafından araçta meydana gelen değer kaybı hesaplanabilir olduğundan belirsiz alacak davası açmasında davacının hukuki yararı bulunmadığını, davacının piyasa koşullarına göre değer kaybı hesaplaması talebinin kabulü mümkün olmadığını, dava konusu aracın daha önceden kazası olup olmadığının belirlenmesi gerektiğini, davacı adına kayıtlı aracın değer kaybı talebi hukuka aykırı olduğunu, talep edilen faiz türü ve faiz başlangıç süresi hatalı olduğunu belirterek haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-… …Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen …/… numaralı Kasko Sigorta poliçesi,
3-… Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen numaralı Kasko Sigorta poliçesi,
4-Hasar dosyaları,
5-Dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat fotokopileri,
6-… ve … plakalı araçlara ait trafik tescil kayıtları,
7-… plakalı araca ait Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi nezdinde bulunan tramer kaydı,
8-Bilirkişi heyetinin 27/09/2021 havale tarihli raporları,
9-Bilirkişi heyetinin 15/12/2021 havale tarihli ek raporları,
10-Davacı vekilinin 18/10/2021 havale tarihli ıslah dilekçesi,
11-Sair deliller.
DAVA KONUSU :
Açılan dava, 30/10/2019 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacı … ait … plakalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle oluşan değer kaybı bedelinin belirlenmesi ve değer kaybı bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesi talebine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Haksız fiil, 6098 sayılı … Borçlar Kanunu’nun 49 maddesinde; ”Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 50. maddesinde ise ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü yer almaktadır.
Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğması zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. … Medeni Kanunu’nun 6.maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Hakim, kusurlu veya hukuka aykırı bir fiili ile başkasına zarar verenin kusur durumunu, zararın ağırlını ve oluşan durumun özelliklerini gözeterek uygun ve hakkaniyete uygun bir tazminat belirler.
Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Sorumluluk sigortaları 6102 sayılı … Ticaret Kanunu’nun 1473. ve devamı maddelerinde ”Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde düzenlenmiştir. Sorumluluk sigortalarında sigorta şirketi tarafından zararı karşılanan kişi sigorta sözleşmesinin tarafı değildir. Sigorta ettiren kendisi ya da sorumluluğu altında bulunan kişiler tarafından üçüncü kişilere verilecek zararları sigorta şirketine ödediği prim karşılığında sigorta ettirmektedir. Sorumluluk sigortası, sigorta ettirenin üçüncü kişilere vereceği zararları teminat altına alırken hem üçüncü kişiyi hem de sigortalıyı koruma altına alan bir sigorta türüdür.
6102 sayılı … Ticaret Kanunu’nun 1473. ve 1486. maddelerinde yapılan düzenlemeye göre sorumluluk sigortalarını isteğe bağlı sigortalar ile zorunlu sigortalar olarak ikiye ayırmak gerekir.
Tehlike sorumluluklarında üçüncü kişilerin zararının karşılanması amacıyla bazı alanlarda kamu yararı ve zarar görenlerin korunması gerekçesi ile sorumluluk sigortası yaptırmak yasal zorunluluk haline getirilmiştir. 6102 sayılı … Ticaret Kanunu’nun da 1483 ve 1484. maddelerinde de zorunlu sorumluluk sigortalarında uygulanacak hükümler ayrıca düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre zorunlu sigortalarda sigorta şirketinin zarar gören üçüncü kişiye karşı olan sorumluluğu kanundan doğan bir sorumluluktur. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 13. maddesi ile bazı hallerde Bakanlar Kurulu’na da zorunlu sigortalar ihdas etme yetkisi verilmiştir. Zorunlu sorumluluk sigortalarının kamu yararı taşıması ve yapılmasının yasa ile zorunlu kılınması nedeniyle zorunlu sigortalarda zarar görenlerin korunması amacıyla bazı düzenlemeler yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, ”İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/1. maddesinde, ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/son. maddesinde ise, ”İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmüne yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, ”sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” düzenlemesi yapılmıştır.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir. (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin taktirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nın 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları kapsamında değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki ikinci el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde; ”Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı … Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5. Bölümünde belirtilen ‘Kapsama Giren Teminat Türleri’ başlığı altında bulunan (a) bendinde ‘Maddi Zararlar Teminatı’ kapsamında araçta meydana gelen değer kaybı da sayılmıştır.
İlgili maddede Maddi Zararlar Teminatı; ”Hak sahibinin bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır.” olarak tanımlanmıştır.
İzmir İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Şubesine müzekkere yazılarak kazaya karışan araçlara ait ruhsat ve tescil belge ve bilgileri dosya arasına alınmıştır.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezine müzekkere yazılarak davacı tarafa ait araca ilişkin tramer kayıtları temin edilmiştir.
Davalı sigorta şirketine müzekkere yazılarak, sigortalı araca ait Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin, dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak davacı tarafça şirkete yapılan başvuru dilekçesi, dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakı, varsa açılmış olan hasar dosyası ve varsa davacı tarafa yapılan ödeme ödeme evraklarının eksiksiz olarak mahkememize gönderilmesi istenilmiş, müzekkere cevabında gönderilen evrak ve kayıtlar dosya arasına alınmıştır.
Her ne kadar davalı …Sigorta Anonim Şirketi vekili tarafından yetki ilk itirazında bulunulmuş ise de, davaya konu uyuşmazlığın 30/10/2019 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacı … ait … plakalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle oluşan değer kaybı bedelinin belirlenmesi ve değer kaybı bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili talebine ilişkin olduğu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 16. maddesinde haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinin de yetkili olduğunun düzenlendiği, bu kapsamda yapılan inceleme sonucunda dava konusu 30/10/2019 tarihli trafik kazasının … İli, … ilçesinde meydana geldiği, bununla beraber zarar gören sıfatını haiz davacı …’nun yerleşim yeri adresinin ‘… Mahallesi, …/… Sokak, No:…/…, …/…’ olduğu göz önünde bulundurulduğunda mahkememizin iş bu davaya bakmaya yetkili olduğu anlaşılmakla, davalı …Sigorta Anonim Şirketi vekilinin yetki ilk itirazının reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Gerekli bilgi ve belgelerin temini akabinde dosyanın bir trafik alanında uzman bir otomotiv alanında uzman bilirkişiden oluşan heyete tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, 30/10/2019 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi kayıtlarında yer alan … plakalı araca ait tramer kaydı, sigorta poliçesi, hasar dosyası ile sair deliller göz önünde bulundurularak, 30/10/2019 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasının oluşumunda kazaya karışan araç sürücülerinin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun hangi maddelerini ihlal etmek suretiyle dava konusu trafik kazasına sebebiyet verdikleri hususu ile trafik kazası sonucunda … plakalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle oluşan değer kaybı bedelinin yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda aracın dava konusu kazadan önceki hasarsız ikinci el bedeli ile kazadan sonraki hasarlı ikinci el bedeli arasındaki fark esas alınmak suretiyle belirlenmesi neticesinde düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, trafik alanında uzman ve otomotiv alanında uzman bilirkişiden oluşan bilirkişi heyeti 27/09/2021 havale tarihli raporlarında sonuç olarak, davalı … adına kayıtlı … plakalı 2014 model Honda marka otomobil sürücüsü davalı …’in kazanın oluşumunda 2918 sayılı yasanın diğer sürücü kusurlarından 52/B, ve 56/C ile sürücü asli kusurlarından ise 84 /D hükümlerini ihlal ettiğini, … plakalı 2017 model Audi marka otomobil sürücüsü davacı …’nun kazanın oluşumuna katkı sağlayacak kurallara aykırı etken davranış faktörü görülmediğini, davaya konu 2017 Model Audi marka A4 tdi tip aracın bu kaza öncesi hiçbir hasar kaydının olmadığını, aracın kaza anında düzenlenen eksper raporuna göre 59.340 kilometrede olduğunu, Yargıtay İçtihatları gereği piyasa araştırması sonucu bir adet hasar kaydının kayıtlarına işlenmesi dikkate alınarak ve eksper raporuna göre hasar bedelinin 7.121,25-TL bedelin kasko sigortalayanı tarafından ödendiğini, 30.10.2019 tarihli kaza tarihinde kaza öncesi hasar kaydı olmaması nedeni ile 2. el piyasa değerinin 377.000,00-TL, kaza sonrası hasar bedeli de dikkate alındığında 2. el piyasa değerinin 367.000,00-TL olduğunu, dava konusu araçta 10.000,00-TL değer kaybı olacağını mütalaa etmişlerdir.
Davalılar … vekili ile davalı … …Sigorta Anonim Şirketi vekilinin itiraz dilekçeleri sunmaları akabinde, davalılar
… ve … vekili ile davalı … …Sigorta Anonim Şirketi vekilinin itirazları yerinde görülmekle, dosyanın 27/09/2021 havale tarihli raporu tanzim eden bilirkişi heyetine tevdi ile davalılar … ve … vekili ile davalı … …Sigorta Anonim Şirketi vekilinin itirazları değerlendirilmek ve özellikle dava konusu aracın dava konusu trafik kazasından önceki hasarsız ikinci el değeri ile kazadan sonraki hasarlı ikinci el değerine ilişkin olarak serbest piyasa verileri, aracın markasının İzmir İlinde bulunan bayilerin verileri ve aracın emsallerinin alım satımlarına ilişkin verilere somut bir şekilde raporda yer verilmek suretiyle düzenlenecek ek raporun mahkememize sunulması istenilmiş olup, bilirkişi heyeti 15/12/2021 havale tarihli ek raporlarında sonuç olarak, 27/09/2021 havale tarihli kök raporlarında bir değişiklik olmayacağını mütalaa etmişlerdir.
Davacı vekilinin 18/10/2021 havale tarihli ıslah dilekçesi ile dava dilekçesinde 100,00-TL olarak belirttikleri dava değerini 10.000,00-TL olarak ıslah ettiklerini beyan ettiği ve ıslah edilen bedel üzerinden eksik harcı mahkememiz veznesine yatırmış olduğu görülmüştür.
Davalı …’nin … plakalı aracın maliki, davalı …’ın ise aynı aracın sürücüsü olduğu dikkate alındığında, bahsi geçen davalılar yönünden temerrüt olgusunun haksız fiil tarihi olan 30/10/2019 tarihi itibariyle vuku bulduğu izahtan varestedir.
Dava açılmadan önce davacı tarafça davalı sigorta şirketine değer kaybı bedelinin ödenmesi amacıyla başvuru yapıldığı, yapılan başvuruya ilişkin evrakın 03/03/2020 tarihi itibariyle davalı sigorta şirketine ulaştığı, sigorta şirketi tarafından başvuru kapsamında olumlu veya olumsuz bir cevap verilmediği, bu kapsamda davalı sigorta şirketinin rizikonun kendisine ihbarı akabinde 8 iş gününün sona erdiği 16/03/2020 tarihi itibariyle temerrüte düştüğü kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, … …Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen …/… numaralı Kasko Sigorta poliçesi, … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen numaralı Kasko Sigorta poliçesi, hasar dosyaları, dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat fotokopileri, … ve … plakalı araçlara ait trafik tescil kayıtları, … plakalı araca ait Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi nezdinde bulunan tramer kaydı, bilirkişi heyetinin 27/09/2021 havale tarihli raporları, bilirkişi heyetinin 15/12/2021 havale tarihli ek raporları, davacı vekilinin 18/10/2021 havale tarihli ıslah dilekçesi ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın 30/10/2019 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacı … ait … plakalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle oluşan değer kaybı bedelinin belirlenmesi ve değer kaybı bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesi talebine ilişkin olduğu, dava konusu trafik kazasının davalı sigorta şirketi nezdinde Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi ile sigortalı olan ve davalı …’in maliki olduğu … plakalı araç sürücüsü davalı …’in 2918 sayılı yasanın diğer sürücü kusurlarından 52/B, ve 56/C ile sürücü asli kusurlarından ise 84 /D hükümlerini ihlal etmesi kapsamında %100 oranında asli ve tam kusuru neticesinde meydana geldiği, kaza neticesinde davacıya ait davaya konu 2017 Model Audi marka A4 tdi tip araçta hasar meydana geldiği, meydana gelen hasar sebebiyle dava konusu araçta oluşan değer kaybının dava konusu aracın kazadan önceki hasarsız halinin ikinci el değeri 377.000,00-TL ile kazadan sonraki hasarlı halinin ikinci el değeri 367.000,00-TL arasındaki fark olan 10.000,00-TL olduğu, bilirkişi heyeti tarafından yapılan hesaplamanın yerleşik Yargıtay içtihatları ile Bölge Adliye Mahkemesi kararlarına uygun olduğu, davalılar … ve … yönünden temerrüt olgusunun haksız fiil tarihi olan 30/10/2019 tarihi itibariyle vuku bulduğu, davalı sigorta şirketinin ise rizikonun kendisine ihbarı akabinde 8 iş gününün sona erdiği 16/03/2020 tarihi itibariyle temerrüte düştüğü, davacı tarafın iddialarını usulüne uygun deliller vasıtasıyla ispatladıkları anlaşılmakla, açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KABULÜ İLE,
1-Değer kaybı tazminatı talebinin KABULÜNE, 10.000,00-TL maddi tazminatın davalılar … ve … yönünden haksız fiil tarihi olan 30/10/2019 tarihinden itibaren, davalı … …Sigorta Anonim Şirketi yönünden ise poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla rizikonun sigorta şirketine ihbarı akabinde 8 iş gününün sona erdiği 16/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’ya verilmesine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 683,10-TL karar ve ilam harcından, 54,40-TL peşin harç ve 169,07-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 459,63-TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 82,50-TL elektronik tebligat, 193,50-TL tebligat, 336,00-TL posta masrafı, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti, 54,40-TL peşin harç, 54,40-TL başvurma harcı ve 169,07-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.889,87-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalılar … ve … vekilinin yüzlerine karşı, davalı … …Anonim Şirketi vekilinin yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.25/01/2022

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.