Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/156 E. 2022/524 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/156
KARAR NO : 2022/524

DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 04/03/2020
KARAR TARİHİ : 16/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; olay günü sürücü … sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı aracı ile seyir halinde iken müvekkile çarparak yaralanmasına sebebiyet verdiği, kaza sonrası sürücü müvekkili hastaneye götürmüş olduğundan (olay yeri terk) yetkili makamlarca düzenlenmiş kaza tespit tutanağı bulunmadığı, kaza nedeni ile müvekkilin ayağı (tibia) 3 yerinden parçalı olacak şekilde kırıldığı, müvekkilin sürekli ve geçici iş göremezliği ile geçici bakıcı ihtiyacı doğduğu ayrıca özel hastanede tedavi gördüğünden bir kısım tedavi giderlerini de kendisi karşılamak durumunda kaldığı, müvekkiline çarpan … plaka sayılı aracın ZMMS ile … Sigorta şirketi tarafından sigortalı olduğu, maddi tazminat ödenmesi istemli sigorta şirketine başvuru yapıldığı, sigorta şirketi tarafından hasar dosyası açıldığı, başvurularının olumlu sonuçlanmadığı, arabuluculuk görüşmelerinin de anlaşmazlıkla sonuçlandığı, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak ve HMK 107 maddesi uyarınca belirsiz alacak davası olmak kaydıyla, 22.10.2018 tarihinde meydana gelen trafik kazası dolayısıyla 4.800-TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 100-TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 100-TL geçici bakıcı gideri olmak üzere şimdilik toplam 5.000-TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 22.10.2018 tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkile verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde, kaza tespit tutanağı tutulmadığından kusur oranlarının tespiti için dosyanın Adli Tıp Trafik İhtisas Kurumuna sevk edilmesi gerektiği, davayı kabul manasında olmamak üzere, kaza ile sakatlık arasındaki illiyet bağının ve davacıların maluliyet oranının tespiti bakımından dosyanın Adli Tıp 3. İhtisas Kurumu’na sevk edilmesi, davacının kazayla illiyet bağı bulunan gerçek maluliyet oranının mevzuata uygun biçimde tespiti hususunda inceleme yaptırılması gerektiği, bir tazminat hesaplaması yapılacaksa da bu hesaplamanın Genel Şartlarda belirlenen usul ve esaslara uygun olarak yapılması gerektiği, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Taraflar arasındaki ihtilaf, … tarihinde meydana gelen yaralamalı trafik kazası nedeniyle yaya olarak bulunan davacı ile davalı sigortalı araç sürücüsünün kusur durumları ile davacının vücut bütünlüğünde kalıcı iş göremezlik oluşup oluşmadığı , yaralanması nedeniyle iyileşme süresinin ne kadar olduğu ve geçici iş göremezlik ile bakıcı gideri oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise miktar ve sürelerinin ne olduğu, bu bedellerden ZMMS kapsamında davalıların sorumlu olup olmadığı, tahsil edilip edilemeyeceği hususlarında toplanmaktadır.
Haksız fiil, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesinde; ”Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 50. maddesinde ise ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü yer almaktadır.
Vücut bütünlüğü ihlâl edilen kişinin ekonomik geleceğinin sarsılması nedeniyle ortaya çıkan zararlar 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesinde; ”Bedensel zararlar özellikle şunlardır: 1. Tedavi giderleri. 2. Kazanç kaybı. 3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar. 4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.” şeklinde ifade edilmiştir. Bu hükümden de anlaşılacağı üzere vücut bütünlüğü ihlâl edilen kişinin bu ihlâl nedeniyle ekonomik geleceği sarsılmış olabilir. Bu tür zararlar çalışma gücünün tamamen veya kısmen kaybı nedeniyle ortaya çıkan zararlar dışında ekonomik geleceğin sarsılmasının meydana getirdiği zararlardır. Ekonomik geleceğin sarsılması nedeniyle ortaya çıkan zararlar müstakbel zararlardır ve bu zararlar çalışma gücünde bir azalma olmasa dahi meydana gelmektedir. Vücut bütünlüğü ihlâl edilen kişi çalışma gücünde bir azalma meydana gelmese dahi iş piyasasında yeni bir iş bulmakta veya eski işini korumakta güçlük çekmekte veya aynı işte çalışsa dahi ihlâlden öncesine nazaran daha çok emek sarf etmek zorunda kalmaktadır.
Davalı sigorta şirketinden dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak sigorta poliçesi dosyasının bir sureti getirtilerek dosyamız arasına eklenmiş olup, … plakalı aracın davalı şirket nezdinde 06/10/2018 ile 06/10/2019 tarihleri arasında ZMMS sigorta poliçesi ile sigortalı olduğu belirlenmiştir.
Mahkememizin 18/02/2021 tarihli oturumunda davacı tanığı …, kendisinin olay anında yanında olmadığını, İzmir’de olduğunu, eşinin iş nedeniyle İstanbul’da olduğunu, kaza haberini aldıklarını, bir ay kadar ayağında enfeksiyon olduğu, onun kuruması için çabaladıklarını, zaten iyileşme süresi 7-8 ay hastanede bakımını yaptığını, kaza yapan … beyin 2-3 sefer aradığı, başka bir şekilde ilgilenmediği, kendilerinin çok üzüldüklerini, çünkü eşinin ayağının kesilme riski bile olduğu, davacı vekilinin beyanı tanıktan sorulduğunda, hangi araçla kazanın meydana geldiği, ne şekilde olduğu konusunda; kendisinin … beyin annesinin aracıyla bu kazayı yaptığını telefon konuşmalarından öğrendiğini, duyduğuna göre eşi karşıdan karşıya geçerken kaldırıma adımını atmak üzereyken son anında vurduğunu bildiğini beyan etmiştir.
Davacı tanığı … talimat mahkemesi ile alınan beyanında, davacının kendisinin uzaktan akrabası olduğu, kaza sonrasında kendisini aramaları üzerine hastaneye gittiğinde kazayı yapan davalının da yanında olduğu, her ikisinin de çok korktuğu ve panik oldukları, bu nedenle davacının davalıdan şikayetçi olmadığı, davalının da hastane masraflarını ödememek için maddi durumunun kötü olduğu yönünde aracın kendisine ait olmadığı yönünde beyanlarda bulunduğu, davacının yerleşim yeri İzmir olup İzmir’e aynı gün uçak bileti olduğu, bu nedenle buradaki doktorlar ameliyat olması gerektiğini söyleseler de burada ameliyat olmak istemediği, bunun üzerine ambulans ile havaalanına gidildiği, havaalanında davacının uçağa bindiği ve İzmir’e gittiği, oradan da ailesinin direkt hastaneye ulaştırdığı ancak burada yaraların sarılmasına rağmen şişme ve iltihaplanma olduğu, daha sonra tedavisine İzmir’de devam edildiğini bildirmiştir.
Davacı vekilinin bildirdiği tanığa tebligat çıkartılarak olaya ilişkin görgü ve bilgisinin alınarak, davacıya meşruhatlı davetiye çıkartılarak tarafların veya varsa 3.kişilerin kusur durumlarının tespit edilerek olay mahallinde keşif yapılarak rapor düzenlenmesinin istenildiği, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… talimat sayılı dosyasında keşfe katılan davacı …, kendisinin … otobüs durağında otobüsten inip karşı taraftaki ters istikametteki otobüs durağına doğru yürürken yolun kenarındaki kaldırımlara yaklaştığı esnada sol ayağını kaldırıma atmak üzere iken durağa doğru hızla gelen en sağ şeritten devam eden davalı sürücü …’nin tarafına çarptığını, aracın kendisinin sağ ayağına çarptığı, kendisinin İstanbul’dan İzmir’e gitme sebebinin İzmir’de yaşamasından olduğu, kendisine çarpan kişinin ameliyat ettiremeyeceğini parası olmadığını söylediği, kendisini … hastanesine kaldırdıkları, davalı sürücünün nişanlısından aldığı 1.500,00 TL borç para ile o an yapılan masrafları ödediği ama ameliyat parasının olmadığını söylediği, kendisinin ayağının kesilme riski olduğu, olayın şoku ile ne olduğunu tam hatırlayamadığını, davalı …’nin kazadan hemen sonra durarak kendisine doğru geldiği, onun şok içerisinde olduğu, insanların kendisine yerinden kalkmamasını söylediği, kendisine çarpıldığını o an anladığı ve şaşırdığını beyan etmiştir.
Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… talimat sayılı dosyası üzerinden aldırılan 20/08/2021 tarihli bilirkişi raporunda, dosya kapsamındaki mevcut somut verilere ve incelemeye göre; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun Yayaların uyacakları kurallardan Madde 68/b “Taşıt yolunun karşı tarafına geçmek isteyen yayaların taşıt yolunu, yaya ve okul geçidi ile kavşak ve çıkışları dışında herhangi bir yerden geçmeleri yasaktır. Ancak, yüz metre kadar mesafede yaya geçidi veya kavşak bulunmayan yerlerde yayalar, taşıt trafiği için bir engel teşkil etmemek şartı ile ve yolu kontrol ederek kendi güvenliklerini sağladıktan sonra en kısa doğrultuda ve en kısa zamanda taşıt yolunu geçebilirler.” kuralını ihlal etmesi sebebiyle yaya …’ın meydana gelen kazanın oluşumunda %25 oranında tali kusurlu olduğu, aynı kanunun Hızın gerekli şartlara uygunluğunu sağlamak kurallarından Madde 52/b “Sürücüler; Hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak zorundadırlar.” kuralını ihlal etmesi sebebiyle … plaka sayılı araç sürücüsü …’nin meydana gelen kazanın oluşumunda %75 oranında asli kusurlu olduğunu bildirmiştir.
Davalı şirket vekilinin rapora ilişkin itirazları değerlendirilmek üzere dosyanın ek rapora gönderildiği, motorlu araç sürücülerinin karayollarını kullanırken daha fazla dikkatli ve özenli hareket etmelerinin beklendiği, araçların kazaları önlemede fren, ışık, korna gibi teknik donanımlara sahip olmakla birlikte kaza esnasında sürücüyü koruyan emniyet kemeri, hava yastığı gibi donanımların mevcut olduğu ancak yayaların böyle bir imkana sahip olmadığı, bu etkenler de gözönüne alınarak kusur oranlarının değişmediğini, görüş ve kanaatinde bir değişiklik olmadığını belirtmiştir.
Davacının … sevk edilerek, söz konusu kaza nedeniyle uğramış olduğu geçici ve sürekli iş görememezlik oran ve süresi tespiti ile bakıcı ücreti yönünden rapor düzenlenmesinin istenildiği, … Adli Sağlık Kurulu’nun … tarih, …-… sayılı raporunda özetle, şahsın Anabilim Dallarında … tarihinde alınan anamnezinde, … tarihli geçirdiği kazaya bağlı olan yaralanması nedeniyle en son gittiği kontrolünde doktorunun kendisine platinin çıkarılması gerektiğini be kemik erimesinin başladığını ve bu sebeple tekrar ameliyat olabileceğini söylediğini, tekrar kontrole gitmeyi planladığını beyan ettiğinden, şahsın takip ve tedavilerinin tamamlanmasından sonra tüm tıbbi evrakı ile Anabilim Dallarına tekrar müracaatının sağlanması sonrasında yeniden değerlendirme yapılarak istenen hususta rapor düzenlenebileceği kanaatine varıldığını, Tibia (kaval kemiği) kırığı nedeniyle ortalama fizyolojik tıbbi iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 9 ay kabulünün uygun olacağı ancak kesin iyileşme süresinin varsa kişinin takip ve tedavisini yapan hekimler tarafından düzenlenmiş istirahat veya çalışabilir raporu ile belirlenebileceği mütalaasına varıldığı, şahsın olaya bağlı psikiyatrik şikayetleri olduğunu ancak düzenli psikiyatrik takip ve tedavisinin olmadığını belirtmiş olduğu, istenildiği taktirde kişinin psikiyatrik şikayetlerine yönelik en az 6 ay boyunca düzenli psikiyatrik izleme alınması ve sonrasında kişide olaya bağlı psikiyatrik tanı ölçütlerini karşılar kalıcı bir ruhsat bozukluk olup olmadığının, olaya bağlı psikiyatrik tanı ölçütlerini karşılar kalıcı bir ruhsat bozukluk var ise tedavi ile çalışma olanağı verip vermediğinin belirtildiği en az üç Ruh Sağlığı ve Hastalıkları uzmanından oluşan kurul raporunun Anabilim Dallarına gönderilmesi halinde varsa olaya bağlı kalıcı psikiyatrik arızası da göz önünde bulundurularak istenen hususta raporunun tekrar düzenlenebileceği, şahsın yaralanma nedeniyle sürekli bakıma muhtaç olmadığı, yardıma ihtiyaç duyacağı süre ile ilgili yönetmelikte bir düzenleme olmamakla birlikte, yardıma ihtiyaç duyacağı sürenin 1 ay olarak kabulünün uygun olacağı kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Davacının yeniden tedavi olmayacağı ve ameliyata şu anda gerek duyulmadığı, ağrı sancı olması durumlarında yeniden doktoruna başvurabileceği, ancak şimdilik bu şekilde platinle yaşamaya devam edeceği yönündeki ve psikiyatrik yönden de izleme alınma talebinin bulunmadığı beyanları ve davacı vekilinin itirazları değerlendirilerek ek rapor düzenlenmesinin istenildiği, … Adli Sağlık Kurulu’nun … tarih,… -… sayılı raporunda özetle, bu bulgulara dayanılarak …”ın … tarihli trafik kazasına bağlı yaralanması nedeniyle oluşan engel oranı, üst yazınızda herhangi bir yönetmelik belirtilmemiş olmakla birlikte Yargıtay’ın bu konudaki son kararları göz önünde bulundurularak, olay tarihinde yürürlükte olan “Engellilik Ölçütü Sınıflandırması ve Engellilere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” den (Resmi Gazete, Mart 2013, 28603 Sayı) faydalanılarak hesaplandığında; Bölüm: Kas-İskelet Sistemi Alt Ekstremiteye Ait Sorunlarda Engellilik Oranları 3.8. Tanıya Dayalı Değerlendirmeler Tablo 3.33.b- Diz ve tibia kırıkları ile diz artroplastisine bağlı engellilik. Diz-Plato kırığı-Nondeplase Sağ diz eklemi hareketlerindeki kısıtlılığa bağlı olarak oluşan; alt ekstremite engellilik oranının %5, Bölüm: Kas-iskelet Sistemi Alt Ekstremiteye Ait Sorunlarda Engellilik Oranları Alt Ekstremite Uzunluk Farklılıkları Tablo 3.3- Alt ekstremitenin uzunluk farklılıklarından kaynaklanan engellilik 0-1,9 cm uzunluk farkı, Sağ alt ekstremite ile sol alt ekstremite arasında 0,7 cm uzunluk farkına bağlı olarak oluşan; alt ekstremite engellilik oranı= %5, İlgili yönetmelikte “aynı alt ekstremitenin farklı yerlerinde bozukluklar varsa önce Balthazard yöntemi ile ekstremite engellilik oranı hesaplanır daha sonra kişinin engellilik oranına dönüştürülür” denildiğinden şahsın sağ alt ekstremitesinde birden fazla arıza olması nedeniyle Balthazard Formülü uygulandığında alt ekstremite engellilik yüzdesi 9,8 olarak hesaplandığı ve “Tablo 3.2. Alt ekstremite engelliliğinden kişinin engellilik oranının hesaplanması” tablosuna göre de sağ alt ekstremitesindeki arızası nedeniyle kişinin engellilik oranı %5 (yüzdebeş) olarak bulunduğu, Anabilim Dallarının 11.11.2021 tarihli raporunda; “şahsın tibia (kaval kemiği) kırığı nedeniyle ortalama fizyolojik tıbbi iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) ay olarak kabulünün uygun olacağı, şahsın yaralanma nedeniyle sürekli bakıma muhtaç olmadığı, yardıma ihtiyaç duyacağı süre ile ilgili yönetmelikte bir düzenleme olmamakla birlikte, yardıma ihtiyaç duyacağı sürenin 1 (bir) ay olarak kabulünün uygun olacağı” belirtildiği, davacı vekili tarafından şahsın tıbbi iyileşme süresinin ve yardıma ihtiyaç duyacağı sürenin Anabilim Dallarının raporunda belirtilenden daha uzun olduğu ifade edildiği, Anabilim Dallarının raporunda belirtilen süreler; tibia (kaval) kemiğindeki parçalı plato kırıklarının tıbben ortalama fizyolojik iyileşme süresini ve bu yaralanma nedeniyle kişinin yardıma ihtiyaç duyacağı ortalama süreyi ifade ettiği, kişisel farklılıklar ya da hastalığın üzerine binen komplikasyonlar kimi zaman bu sürenin kısalmasına ya da uzamasına neden olabildiği, kişinin kesin iyileşme süresi ancak kişinin takip ve tedavisini yapan hekimler (sağlık kuruluşu) tarafından düzenlenmiş istirahat veya çalışabilir raporları ile belirlenebileceği, nitekim, raporlarında da tıbbi iyileşme süresinin kişinin takip ve tedavisini yapan hekimler (sağlık kuruluşu) tarafından düzenlenmiş istirahat veya çalışabilir raporu ile belirlenmesinin uygun olacağı vurgulandığı, varsa belirtilen raporların gönderilmesi ile tekrar değerlendirme yapılabileceği belirtilmiştir.
Aktüerya alanında uzman hesap bilirkişisinden rapor aldırıldığı, bilirkişinin mahkememize verdiği 16/05/2022 havale tarihli raporunda, … tarihli trafik kazasının meydana gelmesinde, davalı … … Sigorta A.Ş.’de ZMSS poliçesi bulunan
… plakalı otomobilin sürücüsü davalı …’nin %75 oranında, davacı yaya… %25 oranında kusurlu olduğu, davacının %5 Özür oranı ve davalıların 75 kusur oranına göre; TRH 2010 yaşam tablosu ve progressif rant formülü hesaplamasına göre, geçici iş göremezlik tazminatının 11.775,60.-TL, Sürekli Iş göremezlik tazminatının 42.292,02.-TL, Bakıcı giderinin: 1.522,13.-TL tutarında hesaplandığı, hesaplanan tazminatlarının ZMSS teminatı kapsamında olduğu, davalı sürücü yönünden kaza tarihinde, davalı sigorta şirketi yönünden 04/11/2019 tarihinde muaccel olduğu, temerrüt faizinin yasal faiz olabileceği görüş ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Davacı vekili 18/05/2022 havale tarihli değer arttırım dilekçesi ile, meydana gelen dava konusu … tarihli trafik kazasından kaynaklı olarak 42.292,02-TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 11.775,60-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 1.522,13-TL geçici bakıcı gideri olmak üzere toplam 55.589,75-TL maddi tazminatın kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanacak en yüksek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı müvekkile verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçeleri, hasar dosyası, bilirkişi raporları, … Ünv. ATK raporları, tanık anlatımları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun Yayaların uyacakları kurallardan Madde 68/b “Taşıt yolunun karşı tarafına geçmek isteyen yayaların taşıt yolunu, yaya ve okul geçidi ile kavşak ve çıkışları dışında herhangi bir yerden geçmeleri yasaktır. Ancak, yüz metre kadar mesafede yaya geçidi veya kavşak bulunmayan yerlerde yayalar, taşıt trafiği için bir engel teşkil etmemek şartı ile ve yolu kontrol ederek kendi güvenliklerini sağladıktan sonra en kısa doğrultuda ve en kısa zamanda taşıt yolunu geçebilirler.” kuralını ihlal etmesi sebebiyle yaya …’ın meydana gelen kazanın oluşumunda %25 oranında tali kusurlu olduğu, aynı kanunun Hızın gerekli şartlara uygunluğunu sağlamak kurallarından Madde 52/b “Sürücüler; Hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak zorundadırlar.” kuralını ihlal etmesi sebebiyle … plaka sayılı araç sürücüsü …’nin meydana gelen kazanın oluşumunda %75 oranında asli kusurlu olduğu, geçici iş göremezlik tazminatının 11.775,60.-TL, sürekli iş göremezlik tazminatının 42.292,02.-TL, bakıcı giderinin 1.522,13.-TL tutarında hesaplandığı, davanın kabulü ile; davacının … tarihinde meydana gelen trafik kazasında maruz kaldığı yaralanmasına bağlı olarak toplam 55,589,75 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketinden poliçe limitleri ile sınırlı olmak üzere 04/11/2019 temerrüt tarihinden, davalı … yönünden … kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KABULÜ ile;
Davacının … tarihinde meydana gelen trafik kazasında maruz kaldığı yaralanmasına bağlı olarak 42.292,02-TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 11.775,60-TL geçici iş göremezlik tazminatı 1.522,13-TL bakıcı gideri tazminatı olmak üzere toplam 55,589,75 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketinden poliçe limitleri ile sınırlı olmak üzere 04/11/2019 temerrüt tarihinden, davalı … yönünden … kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan alınması gerekli 3.797,33-TL harçtan peşin ve tamamlama harcı olarak alınan 227,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.570,13-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/2.maddesi gereğince hesap ve takdir edilen 8.026,67-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan 281,60-TL peşin, başvurma ve tamamlama harcı, 33 tebligat gideri 670,00-TL, 333,00-TL müzekkere/posta gideri, 1.100,00-TL, bilirkişi ücretleri, 419,90-TL keşif harcı, 240,00-TL keşif ATGV araç ücreti, 612,00-TL Ege Ünv. Hastanesi fatura bedeli olmak üzere toplam 3.656,50-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-7155 sayılı yasanın 19/12/2018 tarihinde yürürlüğe giren 23.maddesiyle eklenen 6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereğince taraflar arasında yapılan arabuluculuk faaliyeti sonunda, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere Hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin yargılama gideri olarak davalı sigorta şirketinden alınarak, Hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan bulunması halinde karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı ve vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/06/2022

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)