Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/150 E. 2021/632 K. 08.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/150 Esas
KARAR NO : 2021/632

DAVA : İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/03/2020
KARAR TARİHİ : 08/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili banka ile davalı … Şirketi arasında düzenlenen 08/05/2019 tarihli sözleşme gereğince davalı şirkete kredi kullandırıldığını, sözleşmede diğer davalıların müteselsil kefil olarak yer aldıklarını, kredi borçlusu davalı şirketin geri ödemelerini yapmaması üzerine davalılara ihtarname keşide edildiğini, davalıların verilen sürede ödeme yapmamaları üzerine icra takibine geçildiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu, itirazlarının haksız olduğunu, davalıların bir adet meri çekten dolayı sorumluluğunun devam ettiğini, davaya konu alacağın bir bölümünün ipotekle temin edilmiş olup tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla İzmir … İcra Müdürlüğü’nün …/… esas sayılı dosyası ile de ipoteğin paraya çevrilmesine yönelik takip yapıldığını bildirmiş, ipotek dosyası göz önünde bulundurularak tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla davalıların haksız ve yasal dayanaktan yoksun itirazlarının iptaliyle takibin devamına ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; müvekkillerinin davacıya karşı muaccel olmuş bir borcunun bulunmadığını, muacceliyet şartının gerçekleşmediğini, müvekkillerinin ihtarname ile temerrüde düşmüş olduğu iddialarının yersiz olduğunu, TBK’nun 117.maddesi gereğince müvekkillerinin temerrüde düşmesi için muaccel bir borcun bulunması gerekmesine rağmen alacağın muaccel hale gelmediğinin açık olduğunu, işletilen %46,8 oranındaki temerrüt faizinin fahiş olduğunu, TBK’nun 120.maddesi hükmüne rağmen ticari temerrüt faizi oranının kat ve kat fazlası talebi ile alacak takibine geçilmesinin haksız olduğunu, müvekkilleri …. Şirketi ve …’a usulüne uygun herhangi bir ihtarda bulunulmadığını, bu sebeple iddia konusu borçlara ilişkin temerrüt faizinden müvekkilleri … Şirketi ve …’ın sorumlu olduğunun kabulünün mümkün olmadığını, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun kefalet sözleşmesi hükümleri dahilinde kefaletin belirli şekil şartlarına bağlanmış olduğunu, bu şartları sağlamaması halinde geçerli bir kefaletten söz edilmesinin olanaksız olduğunu, 583.maddesinde kefalet sözleşmesinin yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmayacağının, kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarın, kefalet tarihinin ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini, kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtilmesinin şart olduğunu, kendi adına kefil olma konusunda özel yetki verilmesi ve diğer tarafa veya bir üçüncü kişiye kefil olma vaadinde bulunulmasının da aynı şekil koşullarına bağlı olduğunu, tarafların, yazılı şekle uyarak kefilin sorumluluğunu borcun belirli bir miktarıyla sınırlandırmayı kararlaştırabileceklerini, kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumluluğunu artıran değişikliklerin, kefalet için öngörülen şekle uyulmadıkça hüküm doğurmayacağını, 584.maddesinde eşlerden birinin mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabileceği, bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olmasının şart olduğunu, kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya adi kefaletin müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olmayan değişiklikler için eşin rızasının gerekmediğini, davacının icra takibinin ekinde yer alan kredi sözleşmelerinde kefaletleri kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekili …’ın kefalet beyanlarının geçersiz olup müvekkilinin herhangi bir borcunun bulunduğundan bahsedilemeyeceğini, müvekkillerinin davacı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığının sabit olduğunu bildirmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, davalı … Şirketinin borçlu, diğer davalıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalarının bulunduğu, davacı ile davalılar arasında düzenlenen 08/05/2019 tarihli davaya konu genel kredi sözleşmelerinde kararlaştırılan ödeme takvimine uygun olarak ödemelerin yapılmaması gerekçesi ile davacı tarafça hesabın kat edilerek davalı şirkete kat ihtarnamesi tebliğ edilmesine ve diğer davalı kefillere ise tebliğ edilememesine rağmen ödenmeyen kredi borcundan kaynaklanan alacağı için davacı bankanın, davalılar hakkında alacağın tahsili amacıyla yaptığı icra takibinde; davalıların borca ve ferilerine itirazlarının iptali istemine ilişkindir.
Davaya konu icra dosyasında; davacı banka, davalılar hakkında, davaya konu kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için 21/01/2020 tarihinde ilamsız icra yoluyla takip yapmış, davalı …Şirketi’ne ödeme emri tebliğ edilmesine ve ..Şirketi’ne tebliğ edilememesine rağmen davalı şirketler adına vekilleri tarafından sunulan 24/01/2020 tarihli, davalı … ise ödeme emrinin tebliğinden sonra yasal süre içinde bizzat sunulan 29/01/2020 tarihli borca itiraz dilekçeleri ile her iki dilekçede de takip konusu borçlarının bulunmadığı belirtilerek borca ve ferilerine itiraz edilmiş, bu nedenle davalılar hakkındaki takip durmuştur.
İtiraz dilekçelerinin davacı tarafa tebliğ edilmemiş olması nedeniyle dava hak düşürücü süre içinde açılmıştır.
Davalı … Şirketi’ne ödeme emri tebliğ edilememiş ise de davacı tarafta bu davalı hakkında da takibe devam iradesi mevcut olup bu iradenin itirazın iptali davasının açılması ile de ortaya konulduğu dikkate alınarak itirazın yasal süre içinde yapıldığı ve geçerli olduğu kabul edilmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davalı kefiller yönünden TBK’nun 583.maddesinde aranan şekil şartlarının bulunmadığı, eş rızasının alınmadığı iddiasında bulunmuş ise de; dosyaya bir örneği sunulan davaya konu genel kredi sözleşmesi örneği ile bilirkişi raporunda bu konuda yapılan tespitler ve ticaret sicil kayıt örneği birlikte değerlendirildiğinde davalı kefillerin kefaletlerini geçersiz kılacak bir şekil şartı eksikliği ve hatasının somut olayda bulunmadığı,TBK’nun 20.maddesinde belirtilen genel işlem koşullarının kredinin ticari kredi ve tarafların tacir olmaları nedeniyle uygulama yerinin bulunmadığı gibi davalı …’ın davalı borçlu … Şirketi’nin ortağı ve yetkilisi olup TBK’nun 584(son)maddesi hükmü gereğince eşinin rızasının alınması gerekmemekle her iki yöndeki iddia haklı görülmemiştir.
Davalılar vekili, davalıların davacıya borcunun bulunmadığını, kat tarihinde muacceliyet koşulunun gerçekleşmediğini iddia etmiş ise de bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere sözleşmeye ve ödeme takvimine göre 08/09/2019, 08/10/2019, 08/11/2019 ve 08/12/2019 tarihli taksitlerin ödenmemesi nedeniyle kat ihtarı için yasal koşulların ve muacceliyetin oluştuğu anlaşılmakla bu konudaki iddia da haklı bulunmamıştır.
Davalılar vekili, davalı kefillere usulüne uygun kat ihtarnamesinin tebliğ edilememesi nedeniyle faizden sorumlu olmadıklarını bildirmiş, kat ihtarnamesinin davalı borçlu şirkete tebliğ edilmesine rağmen kefillere tebliğ edilemediği anlaşılmakla her ne kadar bilirkişi raporunda hesaplama bu ayrıntı gözetilerek yapılmamışsa da mahkememizce resen dikkate alınarak davalı kefiller talep edilen işlemiş temerrüt faizinden sorumlu tutulmamışlardır.
Bilirkişi rapor ve ek raporlarında; taraflar arasında 08/05/2019 tarihli genel kredi sözleşmesinin düzenlendiğini, kredi ve kefalet limitinin 1.000.000,00-TL olduğunu, davalı gerçek kişi kefilin davalı borçlu şirketin ortağı ve yetkilisi olduğunu, sözleşmenin 11. maddesinde davacı bankanın TCMB’ye bildirmiş olduğu kredi faiz oranlarından muacceliyet tarihinde yürürlükte olan en yüksek faiz oranına bu oranın %30 ilavesi ile bulunacak oranda temerrüt faizi tatbik edileceğinin kararlaştırıldığını, ödeme takvimine göre 08/09/2019, 08/10/2019, 08/11/2019 ve 08/12/2019 tarihli taksitlerin ödenmemesi nedeniyle kat ihtarı için yasal koşulların ve muacceliyetin oluştuğunu, 11/12/2019 tarihinde kat ihtarnamesinin çekildiğini, davalı borçlu şirkete ihtarnamenin 13/12/2019 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen diğer davalı kefillere tebliğ edilemediğini, davalılarca kat ihtarnamesine itiraz edilmediğini, ödeme yapmamaları nedeniyle 15/12/2019 tarihi itibariyle davalıların temerrütün oluştuğunu, gayri nakdi alacağın davalı kefillerden talep edilebileceğine ilişkin sözleşmede açık bir hüküm bulunmadığını, ödeme emrinde gayri nakdi alacak olarak talep edilen 2.250,00-TL bedelli teminat mektubunun dava tarihinden sonra 24/03/2020 tarihinde tazmin edilmeden iade edilmesi nedeniyle bu talebe ilişkin riskin ortadan kalktığını, aynı alacakla ilgili olarak davacı tarafça İzmir …İcra Müdürlüğü’nün …/… esas sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığını, takip işlemlerinin devam ettiğini, 15/12/2019 temerrüt tarihi itibariyle nakdi alacaklar yönünden davacının 799.445,26-TL takibe esas toplam asıl alacağının bulunmasına rağmen kat ihtarında 796.268,32-TL olarak talepte bulunulduğunu, takip tarihi itibariyle davacının davalılardan 21/01/2020 tarihi itibariyle 796.268,32-TL asıl alacak, 28.725,38-TL işlemiş temerrüt faizi, 1.587,55-TL BSMV, 1.665,00-TL masraf olmak üzere toplam 828.246,25-TL alacaklı olduğunu, …’ın maliki olduğu taşınmaz üzerine konulan ipotek şerhi ve bu konuda icra takibi yapılması nedeniyle …’ın belirlenen alacağın 478.246,25-TL’sinden sorumluluğunun bulunduğunu, yine davalı borçlu … Şirketi’nin borcunun 550.000,00-TL’lik bölümünün ipotekle teminat altına alınması ve takibe konu olması nedeniyle davalı borçlu şirketin sorumluluğunun 278.246,25-TL olduğunu, bunun yanında teminat mektubu ve bir adet çek yaprağı nedeniyle depo sorumluluğunun bulunduğunu, işlemiş ve işleyecek faiz yönünden davacı tarafın %35,10 oranında temerrüt faizi talep edebileceğini bildirmiştir.
Toplanan tüm deliller ve mahkememizce usul, yasa ve dosya kapsamına uygun görülen, gerekçeli ve denetime elverişli nitelikteki bilirkişi rapor ve ek raporları ile; taraflar arasında davaya konu 08/05/2019 tarihli genel kredi sözleşmesinin düzenlendiği, sözleşmenin borçlusu davalı şirket olup, diğer davalıların sözleşmeyi müteselsil borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, kredi sözleşmesinin ticari nitelikli olup tarafların tacir olması nedeniyle TBK’nun 20.maddesinde düzenlenen genel işlem koşullarının somut olayda uygulama yerinin olmayıp TBK’nun 583.maddesinde düzenlenen şekil şartları yönünden davalı kefiller için kefaletlerini geçersiz kılacak bir eksik ve hatanın bulunmadığı, davalı gerçek kişi kefil …’ın davalı borçlu şirketin ortağı ve yetkilisi olması nedeniyle kefalet için eş rızasının gerekmediği, sözleşme kapsamında davalı borçlu şirkete kredilerin kullandırıldığı, 08/09/2019, 08/10/2019, 08/11/2019 ve 08/12/2019 tarihli taksitlerin davalılarca ödenmemesi nedeniyle hesabın kat edilmesi konusunda yasal koşulların ve muacceliyetin oluştuğu, davalıların sözleşmede belirlenen ödeme günlerinde ödeme yapıldığına dair hiçbir bilgi ve belgeyi dosyaya sunmadıkları, bu yönde bir iddiasını dahi dile getirmedikleri gibi ödeme yapıldığına ilişkin bir delil toplanmadığı, davacı tarafça 11/12/2019 tarihinde kat ihtarnamesinin çekilerek, davalı borçlu şirkete 13/12/2019 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen diğer davalı kefillere tebliğ edilemediği, davalılarca kat ihtarnamesine itiraz edilmediği, davalıların ihtarnamede verilen süre içinde ödeme yapmamaları nedeniyle 15/12/2019 tarihi itibariyle temerrüdün oluştuğu, temerrüt tarihi itibariyle davacı alacağının toplam 799.445,26-TL olduğu, kat ihtarnamesinin usulüne uygun olarak düzenlendiği, sözleşmede uyuşmazlık halinde davacı bankanın kayıtlarına itibar edilerek uyuşmazlığın çözümünün kararlaştırıldığı, sözleşmedeki bu hüküm nedeniyle davalı borçlu şirketin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesine gerek bulunmadığı, davalı kefillerin işlemiş temerrüt faizinden sorumlu tutulabilmeleri için kat ihtarnamesinin kendilerine tebliğinin zorunlu bulunması karşısında davalı kefillere kat ihtarının tebliğ edilememiş olması nedeni ile davalı kefillerin takip tarihine kadar işlemiş faiz yönünden ancak akdi faizden sorumlu olup temerrüt faizinden sorumlu tutulmasının mümkün bulunmadığı, davaya konu icra takibinin 21/01/2020 tarihinde yapılmasından sonra takip talebinde ve buna bağlı olarak düzenlenen ödeme emrinde gayri nakit alacak talebi bölümünde 2.250,00-TL olarak depo edilmesi talep edilen teminat mektubunun dava tarihinden sonra 24/03/20220 tarihinde tazmin edilmeden iade edilmiş olması nedeniyle bu talep yönünden davanın konusuz kaldığı, gayri nakdi alacak için de talep edilen 2.030,00-TL bir adet çekten kaynaklı yasal sorumluluk bedeli yönünden depo talebinin haklı olduğu, davaya konu genel kredi sözleşmesinde davalı kefiller yönünden gayri nakdi alacaklar yönünden sorumlu bulunduklarına dair açık bir hüküm bulunmamakla davacı tarafın kefiller yönünden bu konudaki davasında haklı olmadığı, davalı borçlu şirket yönünden teminat mektubu için davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, çek sorumluluk bedeli yönünden davanın kabulüne ve çek sorumluluk bedelinin davalı şirket tarafından depo edilmesine, davalı kefiller yönünden ise gayri nakdi alacak istemine yönelik davanın reddine karar verilmesi gerektiği, davalı borçlu … Şirketi’ne ilişkin alacağın 507.498,40-TL’lik bölümünün ipotekle teminat altına alındığı ve İzmir .. İcra Müdürlüğü’nün …/… esas sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip konusu yapıldığı ve bu durum belirtilerek ödeme emrinde de ipotek nedeniyle davalı borçlu şirket yönünden 507.498,40-TL’lik ipotek bedelinin mahsubu ile 337.171,88-TL’lik alacak üzerinden takibin devamına karar verilmesinin talep edildiği, ipotekli takibe konu icra dosyasında ipotekli taşınmazların 281.830,00-TL bedelle satışlarının yapıldığı, buna göre davalı borçlu şirket yönünden nakdi alacaklar için talep gibi 337.171,88-TL asıl alacak ve ferileri toplamı üzerinden takibin devamına karar verilmesi gerektiği, her ne kadar bilirkişi raporunda davalı kefil … yönünden talep edilen alacağın 350.000,00-TL’lik ipotekle teminat altına alınmış bölümünün mahsubunun gerektiği belirtilmiş ise de; ipoteğe ve kefalete dayalı teminatların ayrı nitelikte teminatlar olup ipotek teminatının kefalete dayalı teminattan mahsubunun mümkün olmaması ve bu konudaki İcra İflas Kanunu’nun 45.maddesi hükmünün kefalet borçlarına şamil olmayıp hükmün yalnız asıl borçlular yönünden uygulanmasının mümkün bulunduğu, bunun yanında davalı kefillere kat ihtarnamesinin tebliğ edilememesi nedeniyle davalı kefillerin işlemiş temerrüt faizinden sorumlu olmadıkları, davaya konu icra dosyasındaki takip talebinde ve ödeme emrinde işlemiş faizin temerrüt faizi ve akdi faiz olarak ayrı ayrı talep edilmediği, ödeme emrinde işlemiş faizin açıkça %46,8 oranında temerrüt faizi olarak tanımlanması nedeniyle işlemiş temerrüt faizi ve faizin gider vergisinden davalı kefillerin sorumluluğunun bulunmadığı dikkate alınarak; davalılar … Şirketi ile … yönünden nakdi alacaklar için 796.268,32-TL asıl alacak ve 1.665,00-TL masraf olmak üzere toplam 797.933,32-TL alacak ile, nakdi alacaklar için işleyecek faiz konusunda bütün davalılar yönünden hükmedilen asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar yıllık %35,10 oranında işleyecek TCMB faiz oranları genelgeleri doğrultusunda değişken oranlarda temerrüt faizi ve faizin %5’i oranındaki gider vergisi üzerinden takibin devamına, davacı tarafın tüm davalılar yönünden nakdi alacak için fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, icra inkar tazminatına konu ödeme emrinde nakdi alacak olarak talep edilen ve hükmedilen 797.933,32-TL toplam alacağın %20’si oranındaki 159.586,66-TL icra inkar tazminatının davalı … Şirketi yönünden hükmedilen alacak miktarı dikkate alınarak bu alacağın %20′ si oranındaki 67.434,37-TL’ lik bölümünden sorumlu olmak kaydı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacı tarafça fazlaya ilişkin talepler yönünden kötü niyet ile takip yapılmadığı ve davalıların davacının kötü niyetle takip yaptığına dair bir delil sunmamaları nedeniyle davalıların kötü niyet tazminatı istemlerinin reddine, davaya konu sözleşmede gayri nakdi alacaklar için davalı kefillerin sorumlu bulunduklarına dair açık bir hüküm bulunmadığından davalılar …Şirketi ve … hakkındaki çeke dayalı gayri nakdi alacak istemi yönünden davanın reddine, bu talep yönünden davalı şirket hakkındaki davanın kabulüne, 2.250,00-TL teminat mektubu riskinden kaynaklanan gayri nakdi alacak yönünden davacı tarafın depo edilmesine ilişkin talebinin davalı şirket yönünden haklı olduğu, ancak bu teminat mektubunun dava tarihinden sonra tazmin edilmeksizin 24/03/2020 tarihinden sonra davacıya iade edildiği, buna göre bu talep yönünden davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerle:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davaya konu İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün …/… esas sayılı dosyasında davalıların borca ve ferilerine ilişkin itirazlarının kısmen iptali ile;
Takibin, nakdi alacaklar için davalı … Şirketi yönünden asıl alacak ve ferileri toplamı olarak 337.171,88-TL,
Davalılar … Şirketi ile … yönünden nakdi alacaklar için 796.268,32-TL asıl alacak ve 1.665,00-TL masraf olmak üzere toplam 797.933,32-TL alacak ile,
İşleyecek faiz için bütün davalılar yönünden hükmedilen asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar yıllık %35,10 oranında işleyecek TCMB faiz oranları genelgeleri doğrultusunda değişken oranlarda temerrüt faizi ve faizin %5’i oranındaki gider vergisi üzerinden devamına,
2-Davacı tarafın tüm davalılar yönünden fazlaya ilişkin taleplerinin reddine,
3-İcra inkar tazminatına konu ödeme emrinde nakdi alacak olarak talep edilen ve hükmedilen 797.933,32-TL toplam alacağın %20’si oranındaki 159.586,66-TL icra inkar tazminatının davalı … Şirketi yönünden hükmedilen alacak miktarı dikkate alınarak bu alacağın %20′ si oranındaki 67.434,37-TL’ lik bölümünden sorumlu olmak kaydı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalıların kötü niyet tazminatı istemlerinin reddine,
5- a)2.030,00-TL bir adet çek yaprağına ilişkin gayri nakdi alacak istemi yönünden davanın davalı … Şirketi yönünden KABULÜ ile;
Davaya ve takibe konu 2.030,00-TL gayri nakdi alacağın davacı bankanın merkez şubesinde faiz getirmeyen bir hesaba depo edilmesi suretiyle davalı … Şirketinin bu yönden yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına,
b)2.030,00-TL bir adet çek yaprağına ilişkin gayri nakdi alacak istemi yönünden davalılar … Şirketi ve … hakkındaki davanın reddine,
6- 2.250,00-TL teminat mektubu riskinden kaynaklanan gayri nakdi alacak yönünden davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına,
7-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,506,83-TL karar ve ilam harcından peşin yatırılan 10.260,81-TL harcın indirilmesiyle geriye kalan 44.246,02-TL harcın 23.032,21-TL’lik bölümünden davalı … Şirketi’nin sorumlu tutulması kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
8-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan 10.260,81-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
9-Davanın nakit alacaklar yönünden kabul edilen bölümü için davacı yararına A.A.Ü.T.’nin 13 (1) mad. uyarınca takdir edilen 56.946,67-TL vekalet ücretinin 32.052,03-TL’lik bölümünden davalı … Şirketi’nin sorumlu tutulması kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
10-Davanın nakit alacaklar yönünden reddedilen alacak bölümü için davalılar … Şirketi ile … yararına A.A.Ü.T.’nin 13 (1) mad. uyarınca takdir edilen 6.875,80-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … Şirketi ile …’a verilmesine,
11-Gayri nakdi alacak istemi yönünden davacı yararına takdir edilen 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davalı …Şirketi’nden alınarak davacıya verilmesine,
12-Gayri nakdi alacak istemi yönünden davalılar … Şirketi ile … yararına takdir edilen 2.030,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … Şirketi ile …’a verilmesine,
13-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A (14) maddesi uyarınca 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinden oluşan yargılama giderinin davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması nedeni ile 19/20 ‘sinin karşılığı olan 1.254,00-TL’sinden davalılardan müştereken ve müteselsilen, 1/20 ‘sinin karşığı olan 66,00-TL’sinin davacı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
14-Davanın kısmen kabulüne karar verilmesi nedeniyle davacı tarafça yapılan 54,40 -TL başvurma harcı, 75,00-TL üç adet tebligat gideri, 77,00-TL on dört adet elektronik tebligat gideri, 33,00-TL müzekkere gidiş dönüş ücreti, 0,50-TL kep reddiyatı ile 850,00-TL bilirkişi ücretinden oluşan toplam 1.089,90-TL yargılama giderinden 19/20 ‘sinin karşılığı olan 1.035,40-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 1/20 ‘sinin karşılığı olan 54,50-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
15-Davacı tarafça peşin yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Davacı vekili ile davalılar vekilinin yüzüne karşı HMK’nun 343 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/09/2021

Başkan …
(e-imza)

Üye …
(e-imza)

Üye …
(e-imza)

Katip …
(e-imza)