Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/146 E. 2022/103 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/146
KARAR NO : 2022/103

DAVA : Rücuen Tazminat
DAVA TARİHİ : 07/01/2020
KARAR TARİHİ : 03/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Rücuen Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket sigortalısı …’ın … numaralı Geleneksel Özel Ferdi Sağlık Poliçesinin davacı … Sigorta A.Ş. nezdinde yapılığını, davalılardan …’ın sevk ve idaresinde olan diğer davalılardan …’a ait … plakalı özel aracın Narlıdere-Konak istikametinde seyir halindeyken sürücü/davalı …’ın dikkatsizliği nedeniyle demir bariyerlere çarpması sonucunda tek taraflı trafik kazası meydana geldiğini, araçta sağ ön koltukta bulunan sigortalı … söz konusu kazadan dolayı yaralandığını, KTK 56/1a “Şerit İzleme değiştirme kurallarına uymamak” nedeniyle sürücünün asli kusurlu olduğunu, … plakalı aracın ekli tramer sorgusuna göre 05.02.2017 başlangıç, 05.02.2018 bitiş tarihli … poliçe numarası ile … Sigorta nezdinde sigortalı olduğunu, sigorta poliçesi sahibi … Sigorta Anonim Şirketinin poliçede belirlenen limitler dahilinde davacı sigorta şirketine karşı sorumlu olduğunu, sigortalıda kaza sonrası sol diz dezartikülasyonu ve sağ poplitiel bölge açık yaralanması olduğunu, birden fazla ameliyat olduğunu, 37 gün hastanede yatılı bir şekilde tıbbi ve cerrahi tedavi gördüğünü, taburcu olduğu tarih sonrasında da belirli aralıklarla hekim kontrollerinin devam ettiğini, ilgili kaza neticesinde müvekkili şirket tarafından poliçe kapsamında toplamda 159.198,76-TL tazminat ödemesi yapıldığını, sigortalının haklarına, sigorta genel şartları, T.T.K md 1472 ile md 1481 ve Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca sigorta şirketi tarafından halef olunduğundan bahisle davalı … Sigortadan kanuni sorumluluğu ile sınırlı olmak/poliçe konusu ve limiti ile sınırlı olmak üzere diğer davalı …, …’dan tüm bedel üzerinden olmak üzere tüm davalıların müşterek müteselsilen, toplam 159.198,76-TL’nin ödeme tarihlerine göre 112.348,99-TL yönünden 07.03.2018 tarihinden, 43.569,77-TL yönünden 08.02.2018 tarihinden, 2.920,00-TL yönünden 28.02.2018 tarihinden, 360,00-TL yönünden 31.01.2018 tarihinden itibaren olmak üzere yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili nezdinde ZMMS sigortalı olduğunu, davacı taleplerinin reddinin gerektiğini, zamanaşımı olduğunu, müvekkil şirketin 15.08.2018 tarihinde 242.374-TL ödeme yaparak sorumluluğunun son bulduğunu, sorumluluklarının kusur oranı ve poliçe limiti dahilinde olduğunu, davacı tarafın sigortalılarının kusurunu ve kusur maluliyeti arasında illiyet bağı bulunduğunu kanıtlaması gerektiğini, kusur ve zarar tespiti yapılması gerektiğini ve diğer hususlardaki itirazlarını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın 10.12.2017 tarihinde meydana geldiğini, zamanaşımı geçtiğinden davanın reddi gerektiğini, müvekkili …’ın su birikintisinden kaçmak için şerit değiştirmek zorunda kaldığını, direksiyon hakimiyetini kaybettiğini, refüje çarptığını, refüjdeki bariyerin yerinden çıkması ile yakın arkadaşı davacının sigortalısının bacağının aşırı zarar gördüğünü, dizden aşağısının kesilme zorunda kalındığını, müvekkili aracın ZMMS sigortacısı … Sigorta’nın arabuluculuk görüşmesine katılmadığını ve davanın açılmasına sebep olduğunu, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı aslı,
2-Davacı … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde 10/12/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralanan dava dışı …’a ait olarak düzenlenen … numaralı Geleneksel Özel Ferdi Sağlık Sigortası poliçesi, … tarafından şirkete yapılan başvuruya ilişkin dilekçe ve dilekçenin şirkete ulaştığını gösterir tebligat evrakları, dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak varsa açılan hasar dosyası, ödeme belgeleri,
3-Davalı … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde 10/12/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralanan dava dışı …’ın içerisinde bulunduğu davalı …’a ait … plakalı araca ilişkin olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, şirkete yapılan başvuruya ilişkin dilekçe ve dilekçenin şirkete ulaştığını gösterir tebligat evrakları, dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak açılan hasar dosyası,
4-Dokuz Eylül Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi nezdinde dava dışı …’a ait olarak düzenlenen tedavi evrakları,
5-İzmir Çiğli Özel Kent Hastanesi nezdinde dava dışı …’a ait olarak düzenlenen tedavi evrakları,
6-Prof. Dr. … tarafından dava dışı …’a ait olarak düzenlenen tedavi evrakları,
7-Dr. … tarafından dava dışı …’a ait olarak düzenlenen tedavi evrakları,
8-… plakalı araca ait trafik tescil kayıtları,
9-İzmir … Asliye Ceza Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyası,
10-Trafik alanında uzman bilirkişinin 22/02/2021 havale tarihli raporu,
11-Bilirkişi heyetinin 24/12/2021 havale tarihli raporları,
12-Sair deliller.
DAVA KONUSU :
Açılan dava, 10/12/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde yaralanan dava dışı …’ın sürekli ve geçici iş göremezlik bedelleri ile tedavi bedelinin davacı … Sigorta Anonim Şirketi tarafından Geleneksel Özel Ferdi Sağlık Poliçesi kapsamında dava dışı …’a ödenmesi sonucunda, ödenen tazminat bedellerinin davalılardan müştereken ve müteselsilen rücuen tahsili taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Sigorta sözleşmesi 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1401. maddesinde tanımlanmıştır. Hükme göre sigorta sözleşmesi, “sigortacının bir prim karşılığında, kişinin para ile ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratan tehlikenin, rizikonun, meydana gelmesi halinde bunu tazmin etmeyi ya da bir veya birkaç kişinin hayat süreleri sebebiyle ya da hayatlarında gerçekleşen bazı olaylar dolayısıyla bir para ödemeyi veya diğer edimlerde bulunmayı yükümlendiği sözleşmedir.” Bu hükme göre sigortacı belli bir prim karşılığında sigorta ettirenin malını yahut bedensel zararlarını doğabilecek rizikolara sigorta etmeyi kabul etmektedir. Bu hüküm kapsamında değerlendirecek olursak sigorta sözleşmesinin riziko unsurunu ve menfaat unsurunu içinde barındırması gerekmektedir. Bu nedenledir ki sigorta sözleşmesi sigortacının ve sigorta ettirenin karşılıklı güven ilişkisine dayanmaktadır. İmzalanan bu sözleşme kapsamında 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1409. maddesi hükmüne göre sigortacı, sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumludur.
Türk Ticaret Kanunu’nun 1409. maddesi, “Sigortacı, sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumludur. Sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığını ispat yükü sigortacıya aittir.” hükmünü haiz olup, riskin gerçekleşmesi ve gerçek zararın ne olduğu hususundaki ispat yükümlülüğü sigortalıda, riskin teminat dışı halleden olduğunun ispat külfeti ise, ilke olarak sigortacıdadır.
Davalı sigortacı Türk Ticaret Kanunu’nun 1459. maddesi uyarınca gerçek zararı ödemekle yükümlü olup, Borçlar Kanunu’nun 114/2. maddesi yollamasıyla aynı Kanun’un 50. maddesinin ilk cümlesi hükmüne göre, zararın gerçek miktarını kanıtlamak yükü davacı sigortalıya düşmekte ise de, hırsızlık olgusunun aksinin kanıtlanamaması karşısında, davacı tarafa, iddia ettiği miktarın ispatı bakımından başkaca (her türlü) delilleri varsa ibraz ettirilmesi, ibraz ettiğinde değerlendirilmesi, bu yolla dahi gerçek zararın miktarı kesin olarak saptanamaz ise, Borçlar Kanunu’nun 50. maddesi son cümle hükmü uyarınca mahkemece, uygun bir tazminata hükmedilmesi gerekmektedir.
Kural olarak geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sigortacı sorumlu olduğu gibi rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın da sigortacı tarafından ispat edilmesi gerekmektedir. Ancak, sigortalı da rizikonun meydana geldiğini ve riziko sonucu oluşan zarar miktarını ispatlamalıdır. Özellikle ticarethanelerde ticari defterler, fatura, irsaliye gibi belgeler ve diğer kanıtlarla ispat külfeti yerine getirilmelidir.
Dava dışı … lehine davacı sigorta şirketi nezdinde tanzim olunan … numaralı Geleneksel Özel Ferdi Sağlık Sigortası poliçesinin 17/02/2017-17/02/2018 tarihleri arasında geçerli olduğu, sigorta ettirenin … olduğu, sigorta poliçesi teminat bedelinin limitsiz olarak belirlendiği, sigortalıların ayrı ayrı …, … ve … olduğu görülmektedir.
Dava dışı sigortalı …’ın yaralanmasına sebep olan trafik kazasının 10/12/2017 tarihinde dava dışı …’ın yolcu olarak içinde bulunduğu … plakalı aracın demir bariyerlere çarpması neticesinde meydana geldiği, dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak düzenlenen Trafik Kazası Tespit tutanağında trafik kazasının … plakalı araç sürücüsü davalı …’ın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 56/1.a. kuralını ihlal etmesi neticesinde tek taraflı olarak gerçekleştiğinin belirlendiği anlaşılmaktadır.
Davalı …’a ait ve davalı …’ın sürücüsü olduğu sırada kazaya karışan … plakalı araca ait olarak davalı … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde düzenlenen Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin incelenmesinde, sigortanın başlangıç tarihinin 04/02/2017 tarihi, bitiş tarihinin ise 04/02/2018 tarihi olduğu, poliçe teminatının sağlık giderleri dışındaki tazminat talepleri ve vefat durumunda kişi başına bedeni zarar açısından 330.000,00-TL ve sağlık giderleri açısından kişi başına bedeni zarar olarak 330.000,00-TL olduğu görülmektedir.
Dava dışı sigortalı …’ın yaralanması neticesinde çeşitli hastaneler ile özel doktorlar nezdinde tedavi süreçlerine tabi olduğu, tedaviler açısından gerekli olan tüm ücretlerin … numaralı Geleneksel Özel Ferdi Sağlık Sigortası poliçesi tahtında davacı sigorta şirketi tarafından karşılandığı görülmekle birlikte, davanın dava konusu tek taraflı trafik kazasının gerçekleşmesine kusuru neticesinde sebebiyet veren davalı araç sürücüsü ile … plakalı araç maliki ve … plakalı aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesini tanzim eden sigorta şirketine yöneltildiği göz önünde bulundurularak, sigortacının rücu hakkı açısından yasal mevzuatımızda mevcut bulunan düzenlemelere değinmekte fayda görülmüştür.
Sigortacının rücu hakkı, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesinde ; ”Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.
Sigortalı, birinci fıkraya göre sigortacıya geçen haklarını ihlal edici şekilde davranırsa, sigortacıya karşı sorumlu olur. Sigortacı zararı kısmen tazmin etmişse, sigortalı kalan kısımdan dolayı sorumlulara karşı sahip olduğu başvurma hakkını korur.” şeklinde düzenlenmiştir.
Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda, 22/03/1944 tarih ve 1944/37 Esas 1944/9 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında aynen; “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle halefiyet davası ticari dava sayılamaz. Bu dava aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22.03.1944 Tarih E. 37, K. 9, R.G. 3.7.1944 sayılı kararında; “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp; aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” rücu davaları açısından görevli mahkemenin belirlenmesinde esas alınması gereken kıstaslara dikkat çekilmiştir.
Her ne kadar davalılar … ve … vekili tarafından zamanaşımı itirazında bulunulmuş ise de, davacı sigorta şirketi tarafından dava konusu olan 10/12/2017 tarihli trafik kazasında yaralanan …’a yapılan tazminat ödemelerinin 08/02/2018, 28/02/2018, 07/03/2018 ve 31/08/2018 tarihlerinde gerçekleştirildiği, rücu hakkının bu hakka sahip olan kişinin şahsında doğduğu anda muaccel olduğu, rücu hakkı için hakkın doğduğu andan itibaren zamanaşımı süresinin işlemeye başladığı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109/4. maddesinde ”Motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu hakları, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrar.” hükmünün, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 73/4. maddesinde ise ”Rücu istemi, tazminatın tamamının ödendiği ve birlikte sorumlu kişinin öğrenildiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde tazminatın tamamının ödendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.” hükmünün yer aldığı, davanın 07/01/2020 tarihinde açılmış olduğu göz önünde bulundurulduğunda zamanaşımı süresinin henüz dolmadığı anlaşılmakla reddine
Dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak İzmir … Asliye Ceza Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde, yargılama sırasında alınan trafik alanında uzman bilirkişinin 30/11/2018 havale tarihli raporu dikkate alınarak sanık …’ın trafik kazasının meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu kabulü doğrultusunda 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve takdir olunan ceza miktarı göz önünde bulundurularak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, verilen kararın itiraz edilmeksizin kesinleştiği görülmektedir.
Öncelikli olarak dava konusu trafik kazasının vuku bulması noktasında kusur durumunun kati suretle belirlenmesi amacıyla dosyanın trafik alanında uzman bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, 10/12/2017 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, İzmir … Asliye Ceza Mahkemesi’nin …/… Esas …/… Karar sayılı dosyası ve içeriğinde yer alan tanık beyanları ve sair deliller göz önünde bulundurularak, dava konusu kazaya karışan sürücü/sürücülerin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun hangi madddelerini ihlal etmek suretiyle 10/12/2017 tarihinde meydana gelen yaralamalı trafik kazasının oluşumuna sebebiyet verdikleri hususunun belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, trafik alanında uzman bilirkişi 22/02/2021 havale tarihli raporunda sonuç olarak, sigortalı aracın sürücüsü davalı …’ın idaresindeki … plakalı aracı ile havanın yağışlı, yerin ıslak, kaygan ve nemli olduğunu dikkate almadan, özensiz, dikkatsiz, kontrolsüz, tedbirsiz sürüşü ile ve hızını yol, sürüş ve hava şartlarının gerektirdiği şartlara uydurmadan seyri neticesinde aracının kontrolünü ve direksiyonunun hakimiyetini kaybederek yolun solundaki refuj ve çelik bariyerlere çarpmasıyla ve yolcu …’ın yaralanması ile sonuçlanan kazanın oluşumuna sebep ve etken olduğunu mütalaa etmiştir.
Dava dışı sigortalının 10/12/2017 tarihli trafik kazasında yaralanması çerçevesinde geçirdiği süreçte gördüğü tedavilere ilişkin giderlerin davacı sigorta şirketi tarafından karşılandığı belirtilerek, davası sigorta şirketi tarafından poliçe kapsamında karşılanan tedavi giderleri açısından tarafların ve dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluklarına ilişkin yasal düzenlemelerin göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
Dava dışı sigortalı …’ın yaralanması sebebiyle geçirdiği tedavilere ilişkin olarak, Prof. Dr. … tarafından 24/01/2018 tarihli, … numaralı, 45.000,00-TL bedelli ve ’16/112/2017-21/01/2018 tarihleri arasında hastanın cerrahileri ve tıbbi takip hekim ücreti’ açıklamalı faturanın düzenlendiği, Dr. … tarafından 15/02/2018 tarihli, A seri, … sıra numaralı, 350,00-TL bedelli, ‘Muayene’ açıklamalı faturanın düzenlendiği, Dr. … tarafından 15/02/2018 tarihli, A seri, … sıra numaralı, 3.504,00-TL bedelli, ‘Bir Kür (on seans) Fizik Tedavi’ açıklamalı faturanın düzenlendiği ve İzmir Çiğli Özel Kent Hastanesi tarafından 31/01/2018 tarihli, … numaralı, 112.348,99-TL bedelli fatura düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda yer verilen faturalara binaen davacı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemelerin ise, … Bankası Anonim Şirketi aracılığıyla 31/01/2018 tarihinde …’a 360,00-TL, … Bankası Anonim Şirketi aracılığıyla 08/02/2018 tarihinde …’a 43.569,77-TL, … Bankası Anonim Şirketi aracılığıyla 28/02/2018 tarihinde …’a 2.920,00-TL ve … Bankası Anonim Şirketi aracılığıyla 07/03/2018 tarihinde Özel Kent Sağlık Hizmetleri ve Malzemeleri Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketine 125.023,02-TL tutarında ödeme yapıldığı, gerek davacı tarafın beyanları gerekse de İzmir Çiğli Özel Kent Hastanesi tarafından dava dışı … adına düzenlenen 31/01/2018 tarihli ve … numaralı faturadan anlaşıldığı üzere bahsi geçen ödemenin 112.348,99-TL’sinin … açısından gerçekleştirildiği görülmektedir.
25.02.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un “Sağlık hizmet bedellerinin ödenmesi” başlıklı 59. maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesinde yapılan değişiklikle “Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır.
Trafik kazalarına sağlık teminatı sağlayan zorunlu sigortalarda; sigorta şirketlerince yazılan primlerin ve Güvence Hesabınca tahsil edilen katkı paylarının %15’ini aşmamak üzere, münhasıran bu teminatın karşılığı olarak Hazine Müsteşarlığınca sigortacılık ilkeleri çerçevesinde maktu veya nispi olarak belirlenen tutarın tamamı sigorta şirketleri ve 3/6/2007 tarihli ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 14 üncü maddesinde düzenlenen durumlar için Güvence Hesabı tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna aktarılır. Söz konusu tutar, ilgili sigorta şirketleri için sigortacılık ilkelerine göre ayrı ayrı belirlenebilir. Aktarım ile sigorta şirketlerinin ve Güvence Hesabının bu teminat kapsamındaki yükümlülükleri sona erer. Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu söz konusu tutarı % 50’sine kadar artırmaya veya azaltmaya yetkilidir.
Bu madde çerçevesinde sigorta şirketleri ve Güvence Hesabı tarafından ödenecek meblağın süresinde ödenmemesi halinde 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.
Sigorta şirketleri ve Güvence Hesabından Sosyal Güvenlik Kurumuna aktarılacak meblağın belirlenmesi ve ödenmesi ile sağlık hizmetleri için teminat sağlanan sigortaların tespiti ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumunun görüşü alınarak Hazine Müsteşarlığınca belirlenir. Trafik kazası sebebiyle Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık kurumlarınca gerçekleştirilen tedavi giderleri bakımından, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından Sağlık Bakanlığına yapılacak ödemeye ilişkin usul ve esaslar Sosyal Güvenlik Kurumu ve Sağlık Bakanlığı tarafından ayrıca belirlenir.” hükmü getirilmiş;
Aynı Kanun’un Geçici 1. maddesi ile de; “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanunun 59. maddesine göre belirlenen tutarın % 20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği” öngörülmüştür.
6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 59. maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesinde yapılan değişiklik ve 6111 sayılı Kanun’un Geçici 1. maddeleri birlikte gözetildiğinde; Kanun’un yürürlük tarihinden önce meydana gelen trafik kazalarında, 2918 sayılı Kanun’un 98. maddesinin 2. fıkrası düzenlemesinden, primlerin aktarılmamış olması hâlinde, sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının sorumluluğunun devam edeceği anlamının çıkarılabileceği görülmekte ise de, bu hükmün aynı maddenin 3. fıkrası ile birlikte değerlendirilmesi neticesinde; maddenin, sigorta şirketleri ve Güvence Hesabı’na eski hükümlere göre, rücu hakkı verdiği şeklinde değil, süresinde aktarılmayan primleri tahsil için takip yapabilme yetkisini verdiği, dolayısıyla, sigorta şirketlerinin ve Güvence Hesabının, yapacağı aktarım ile prim aktarma borçlarının sona ereceği şeklinde anlaşılması gerekir. Buna karşılık aktarımın yapılmaması hâlinde Kurumun sigorta şirketine, Güvence Hesabına, işletene ve şoföre rücu hakkının devam edeceği şeklindeki düşünce, Kanun’un amacına uygun düşmeyecektir. Özellikle Kanun’da aktarım için üç yıllık bir sürenin öngörülmüş olması nedeniyle, aktarımın yapıldığı tarihe kadar sorumluluğun devam edeceğinin kabulü, 6111 sayılı Kanun’un Geçici 1. madde de düzenlenen geçmiş dönemlerin prim ve katkı paylarının aktarımı hükmü fiilen uygulanamaz hâle gelecektir. Bunun sonucunda da Kurum, geçmiş dönem için hem primleri ve katkı paylarını tahsil ederken, aynı zamanda zararını rücuen tahsil edebileceği için sebepsiz zenginleşebilecektir. Sonuç olarak; Kurumun, süresinde aktarılmayan prim ve katkı payları için sigorta şirketlerine karşı 5510 sayılı Kanun’un 89. maddesine göre takip yaparak tahsil yetkisi bulunduğu gözetildiğinde, trafik kazası nedeniyle sigortalıya yapılan tedavi giderleri için 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile 2918 sayılı Kanun’un 98. maddesinde yapılan değişikliğin yürürlük tarihi olan 25.02.2011 tarihinden itibaren, sigorta şirketlerine, Güvence Hesabına, sürücü ve işletene karşı, Kurumun rücu hakkının sona erdiğinin kabulü gerekir. Nitekim aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 19.06.2013 tarihli ve 2013/10-327 E., 2013/862 K.; 18.02.2021 tarihli ve 2016/10-1363 E., 2021/103 K. sayılı kararlarında da benimsenmiştir.
Gerekli bilgi ve belgelerin temini akabinde dosyanın bir ortopedi ve travmatoloji alanında uzman doktor, bir fizik tedavi ve rehabilitasyon alanında uzman doktor bilirkişiden oluşan heyete tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, davacı … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde 10/12/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralanan dava dışı …’a ait olarak düzenlenen … numaralı Geleneksel Özel Ferdi Sağlık Sigortası poliçesi, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi tarafından dava konusu 10/12/2017 tarihli yaralamalı trafik kazasından dolayı …’a ait olarak düzenlenen tedavi evrakları, İzmir Özel Çiğli Kent Hastanesi tarafından dava konusu 10/12/2017 tarihli yaralamalı trafik kazasından dolayı …’a ait olarak düzenlenen tedavi evrakları, tedavi kapsamında İzmir Özel Çiğli Kent Hastanesi tarafından tanzim edilen faturalar, ödeme evrakları, tahsilat makbuzları ve sair deliller birlikte değerlendirilerek, dosya muhteviyatında yer alan tedavi evrakları ile tedavi işlemleri kapsamında İzmir Özel Çiğli Kent Hastanesi tarafından tanzim edilen faturalar ve faturalara binaen yapılan ödemeler dikkate alındığında dava dışı …’ın 10/12/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasından dolayı yaralanması sebebiyle gördüğü tedavi kapsamında düzenlenen fatura bedellerinin ve faturalar kapsamında yapılan ödemelerin makul olup olmadığı, fatura bedellerinde fahiş fiyat uygulaması olup olmadığı, dava dışı …’ın tedavisi kapsamında ödenen tedavi giderlerinin faihiş olup olmadığı, yapılan tedavi giderleri arasında Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanması gereken bedellerin bulunup bulunmadığı, var ise hangi tedavi gideri kalemlerinin ve tedavi gideri kalemleri karşılığında hangi miktar ve oranda tedavi giderinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanması gerektiği, bu kapsamda davacı sigorta şirketi tarafından ödenen tedavi giderlerinin hangi miktar ve oranda davalılara rücu edilebileceği hususlarının ayrı ayrı olarak belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, ortopedi ve travmatoloji alanında uzman doktor ve fizik tedavi ve rehabilitasyon alanında uzman doktor bilirkişiden oluşan bilirkişi heyeti 24/12/2021 havale tarihli raporlarında sonuç olarak, dava dışı …’ın 10.12.2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasından dolayı yaralanması sebebiyle gördüğü tedavi kapsamında düzenlenen Özel Kent Hastanesi, ortopedi uzmanı Prof. Dr. … ve Fizik Tedavi ve Rehabililasyon Uzmanı Dr. … tarafından düzenlenen fatura bedellerinin ve faturalar kapsamında yapılan ödemelerin makul olduğunu, fatura bedellerinde fahiş fiyat uygulaması olmadığını, davacının Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesindeki tedavi giderleri ve Özel Kent Hastanesinin 31.01.2018 tarihli 112.348,99-TL tedavi faturasının 6111 sayılı Yasa ile değişik KTK m. 98 gereği SGK’nın sorumluluğunda olduğunun tespit edildiğini, Prof. Dr. … tarafından 16.12.2017 ile 21.01.2018 tarihleri arasındaki cerrahiler ve tıbbi takip hekim ücretleri için düzenlenen 24.01.2018 tarihli 45.000,00-TL bedelli faturadan davalıların sorumlu olduğunu, yine Dr. … tarafından düzenlenen 22.01.2018 tarihli 3.504,00-TL on seans fizik tedavi faturasından ve 15.02.2018 tarihli 350,00-TL muayene faturasından davalıların sorumlu olduğunu mütalaa etmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı aslı, davacı … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde 10/12/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralanan dava dışı …’a ait olarak düzenlenen … numaralı Geleneksel Özel Ferdi Sağlık Sigortası poliçesi, … tarafından şirkete yapılan başvuruya ilişkin dilekçe ve dilekçenin şirkete ulaştığını gösterir tebligat evrakları, dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak varsa açılan hasar dosyası, ödeme belgeleri, davalı … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde 10/12/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralanan dava dışı …’ın içerisinde bulunduğu davalı …’a ait … plakalı araca ilişkin olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, şirkete yapılan başvuruya ilişkin dilekçe ve dilekçenin şirkete ulaştığını gösterir tebligat evrakları, dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak açılan hasar dosyası, Dokuz Eylül Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi nezdinde dava dışı …’a ait olarak düzenlenen tedavi evrakları, İzmir Çiğli Özel Kent Hastanesi nezdinde dava dışı …’a ait olarak düzenlenen tedavi evrakları, Prof. Dr. … tarafından dava dışı …’a ait olarak düzenlenen tedavi evrakları, Dr. … tarafından dava dışı …’a ait olarak düzenlenen tedavi evrakları, … plakalı araca ait trafik tescil kayıtları, İzmir … Asliye Ceza Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyası, trafik alanında uzman bilirkişinin 22/02/2021 havale tarihli raporu, bilirkişi heyetinin 24/12/2021 havale tarihli raporları ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın 10/12/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde yaralanan dava dışı …’ın sürekli ve geçici iş göremezlik bedelleri ile tedavi bedelinin davacı … Sigorta Anonim Şirketi tarafından Geleneksel Özel Ferdi Sağlık Poliçesi kapsamında dava dışı …’a ödenmesi sonucunda, ödenen tazminat bedellerinin davalılardan müştereken ve müteselsilen rücuen tahsili taleplerine ilişkin olduğu, dava dışı sigortalı …’ın 10/12/2017 tarihinde … plakalı araçta yolcu konumunda bulunduğu sırada araç sürücüsünün %100 oranında asli ve tam kusuru çerçevesinde aracın kontrolünü kaybederek demir bariyerlere çarpması neticesinde organ kaybı oluşturur şekilde yaralandığı, yaralanması neticesinde …’ın Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesindeki tedavi giderleri ve Özel Kent Hastanesi ile İzmir Çiğli Özel Kent Hastanesinde tedavi gördüğü, yine dava dışı sigortalının Prof. Dr. … ile Dr. …’ya ait özel muayenehanelerde tedavi ve rehabilitasyon süreçlerini geçirdiği, dava dışı sigortalının yaralanması sebebiyle gördüğü tedavilere yönelik olarak Prof. Dr. … tarafından 24/01/2018 tarihli, … numaralı, 45.000,00-TL bedelli ve ’16/112/2017-21/01/2018 tarihleri arasında hastanın cerrahileri ve tıbbi takip hekim ücreti’ açıklamalı, Dr. … tarafından 15/02/2018 tarihli, A seri, … sıra numaralı, 350,00-TL bedelli, ‘Muayene’ açıklamalı, Dr. … tarafından 15/02/2018 tarihli, A seri, … sıra numaralı, 3.504,00-TL bedelli, ‘Bir Kür (on seans) Fizik Tedavi’ açıklamalı ve İzmir Çiğli Özel Kent Hastanesi tarafından 31/01/2018 tarihli, … numaralı, 112.348,99-TL bedelli faturaların düzenlendiği, bahse konu fatura bedellerinin davacı sigorta şirketi tarafından 31/01/2018 tarihinde …’a 360,00-TL, 08/02/2018 tarihinde …’a 43.569,77-TL, 28/02/2018 tarihinde …’a 2.920,00-TL ve 07/03/2018 tarihinde Özel Kent Sağlık Hizmetleri ve Malzemeleri Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketine 125.023,02-TL ödemeler yapmak suretiyle karşılandığı, sigorta şirketinin yaptığı ödemeleri … plakalı araç sürücüsü ve maliki ile aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesini tanzim eden sigorta şirketine rücu amacıyla iş bu davayı ikame ettiği, bilirkişi heyeti tarafından da tespit edildiği üzere 25.02.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un “Sağlık hizmet bedellerinin ödenmesi” başlıklı 59. maddesi ile değişik 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesi gereğince yaralanmanın vuku bulan trafik kazası sonucunda gerçekleştiği dikkate alındığında dava dışı sigortalının Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi ile İzmir Çiğli Özel Kent Hastanesi nezdinde gerçekleştirilen tedavi giderlerinin yasal mevzuat doğrultusunda dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğunda bulunduğu, dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğunda bulunan tedavi giderlerinin davalılardan talep edilemeyeceği, dava dışı sigortalının Prof. Dr. … ve Dr. …’ya ait özel muayenehanelerde gördüğü tedavilerin ise Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğu kapsamında olan tedavi giderleri arasında olmadığı, bu bedellerin davalılardan talep edilebilecekleri, Prof. Dr. … tarafından 24/01/2018 tarihli, … numaralı, 45.000,00-TL bedelli ve ’16/112/2017-21/01/2018 tarihleri arasında hastanın cerrahileri ve tıbbi takip hekim ücreti’ açıklamalı, Dr. … tarafından 15/02/2018 tarihli, A seri, … sıra numaralı, 350,00-TL bedelli, ‘Muayene’ açıklamalı, Dr. … tarafından 15/02/2018 tarihli, A seri, … sıra numaralı, 3.504,00-TL bedelli, ‘Bir Kür (on seans) Fizik Tedavi’ açıklamalı faturalar açısından rücu şartlarının mevcut olduğu, ancak dava dilekçesinde davacı sigorta şirketi tarafından 31/01/2018 tarihinde yapılan 360,00-TL, 08/02/2018 tarihinde yapılan 43.569,77-TL, 28/02/2018 tarihinde yapılan 2.920,00-TL ve 07/03/2018 tarihinde yapılan 112.348,99-TL tutarındaki ödemelerin yasal mevzuat çerçevesinde davalılardan rücuen tazmininin talep edildiği, rücuen tazmini talep edilen ödemelerden 08/02/2018 tarihinde yapılan 43.569,77-TL tutarındaki ödemenin Prof. Dr. … tarafından düzenlenen 24/01/2018 tarihli, … numaralı, 45.000,00-TL bedelli faturaya, 28/02/2018 tarihinde yapılan 2.920,00-TL tutarındaki ödemenin Dr. … tarafından düzenlenen 15/02/2018 tarihli, A seri, … sıra numaralı, 3.504,00-TL bedelli faturaya ilişkin olduğu, Dr. … tarafından 15/02/2018 tarihli, A seri, … sıra numaralı, 350,00-TL bedelli faturaya yönelik olarak yapıldığı iddia edilen ödemeye ilişkin herhangi bir belgenin dosyada mevcut olmadığı, davacı sigorta şirketi tarafından sunulan tedavi ve tedavi kapsamında yapılan ödeme evraklarından anlaşıldığı üzere 31/01/2018 tarihinde yapılan 360,00-TL tutarındaki ödemenin fatura geliş tarihi 18/01/2018 olan, ihbar numarası … olan, 20180130/YATA/ODA-YEMEK-REFAKATÇİ/ açıklamalı, 26/12/2017 tarihli, …/… numaralı faturaya ait olduğu, keza bahsi geçen fatura ödemesinde fatura bilgisi altında ”*RÜCU” ibaresinin düşüldüğü, bahsi geçen ödemeye dayanak faturanın da yine Sosyal Güvenlik Kurumu sorumluluğunda olan tedavi giderlerine yönelik olarak düzenlendiği, belirtilen gerekçeler dahilinde 31/01/2018 tarihinde yapılan 360,00-TL tutarındaki ödemenin Sosyal Güvenlik Kurumu sorumluluğunda olması sebebiyle davalılardan rücu hakkı kapsamında talep edilemeyeceği kanaatine varılarak, davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısının trafik kazasında yaralanması sebebiyle gördüğü tedavilere yönelik olarak ödenen bedellerden 08/02/2018 tarihinde yapılan 43.569,77-TL tutarındaki ödeme ile 28/02/2018 tarihinde yapılan 2.920,00-TL tutarındaki ödemenin davalılardan rücu hakkı çerçevesinde talep edilebileceği anlaşılmakla, açılan davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE,
1-Rücuen tazminat talebinin KISMEN KABULÜNE, 46.489,76-TL maddi tazminatın; 2.920,00-TL’sine 28/02/2018 tarihinden, 43.569,77-TL’sine ise 07/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …, davalı … ve poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla davalı … Sigorta Anonim Şirketinden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı … Sigorta Anonim Şirketine verilmesine, 112.708,99-TL’ye yönelik fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 3.175,72-TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 2.718,72-TL harcın mahsubu ile bakiye 457,00-TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 88,00-TL elektronik tebligat, 209,00-TL tebligat, 176,20-TL posta masrafı, 1.700,00-TL bilirkişi ücreti, 2.718,72-TL peşin harç ve 54,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 4.946,32-TL giderden davanın kabul oranı dikkate alınarak 1.444,44-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 6.843,67-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 14.657,35-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
7-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalılar … ve … vekilinin yüzlerine karşı, davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekilinin yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.03/02/2022

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.