Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/138 E. 2022/853 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/138
KARAR NO : 2022/853

DAVA : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 27/02/2020
KARAR TARİHİ : 25/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri … ile …’ın eş olduklarını ve …’un müşterek çocukları olduğunu, müvekkilleri … ile …’nin … plakalı araçlarıyla seyir halinde iken davalılardan …’in idaresindeki … plakalı tır ile çarpıştığını, davalı … şirketinin aracın maliki olduğunu ve diğer davalı sigorta şirketine sigortalı olduğunu, kaza sonucunda …’ın travma ve kırılan cam parçalarının vücuduna isabet etmesi nedeniyle vücudunun çeşitli yerlerinden kanamalı şekilde yaralandığını, yolcu olarak bulunan …’nin ise çarpışmanın sağ tarafından gerçekleşmesi nedeniyle çok daha ciddi bir şekilde yaralandığını, sağ kolunda ezilme ve kaburgasında kırıl oluştuğunu, vücuduna isabet eden cam parçaları nedeniyle sağ kolunda mikro kesikle ve neredeyse görme kaybı yaşatacak ve hastane raporuna göre hayati tehlike oluşturacak şekilde sağ göz çevresinde kesikler meydana geldiğini, aracın perte çıkarıldığını, aracın hurda halinin satışına kadarki otopark masrafının müvekkilinin ödediğini, araçlarının olmayışı nedeniyle müvekkillerinin otobüs ile seyahat etmek zorunda kaldıklarını ve hastane kontrolleri ve ilaçlar için de ödemeler yaparak ekonomik yönden zarara uğradıklarını, meydana gelen kazada davalı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğunu, müvekkili …’nin göz çevresindeki tahribat nedeniyle tedaviyle geçen sürede ve bundan sonrası için çalışma gücü kaybına uğrayacağından maddi zararının da tazmini gerektiğini, müvekkilinin emekli olduğunu ve hali hazırda çalışmadığını, kazalı aracın kurtarıcı vasıtasıyla yediemin otoparkına çekilmesi masrafıyla perte çıkan aracın sigorta şirketi tarafından satışı işlemlerinin tamamlanması süresince hurda arabanın yediemin otoparkında kaldığı süre için müvekkilinin 1.200,00-TL ödediğini, müvekkillerinin pek çok kere hastane ve eczane harcaması yaptığını ve bu harcamaların miktarının şimdilik 415,00-TL olduğunu, müvekkilinin kaza nedeniyle fiziksel acı, şok ve üzüntü yaşadıklarını, manevi olarak sorunlar yaşadıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik müvekkili … yönünden 100,00-TL efor kaybı tazminatı, 1.200,00-TL kurtarıcı ve otopark ücreti, 100,00-TL tıbbi harcama bedeli, 100,00-TL ulaşım bedelinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, müvekkilleri … yönünden 100.000,00-TL, … yönünden 50.000,00-TL ve … yönünden 25.000,00-TL manevi tazminat bedellerinin sigorta şirketi dışındaki davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; kusura ilişkin beyanları kabul etmediklerini, yeniden kusur incelemesi yapılması gerektiğini, oluşan zararların poliçe kapsamında olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … Asfaltlama İnşaat Taahhüt Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; kusura ilişkin beyanları kabul etmediklerini, müvekkiline ait araç sürücüsünün kazanın meydana gelişinde kusurunun olmadığını, müvekkilinin de herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını belirterek öncelikle arabuluculuk sürecinin kanunun öngördüğü biçimde tamamlanmamış ve belgelenmemiş olması nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan reddine ayrıca davanın esastan da reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın usulden reddi gerektiğini, esasa ilişkin olarak kusur oranlarının tespiti gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatı ile tedavi giderlerinin poliçe kapsamında olmadığını, ayrıca davacı …’nin kaza tarihinde emekli olması nedeniyle geçici iş göremezlik tazminatı talep edemeyeceğini, tedavi amaçlı ulaşım giderlerinden müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunda olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-… Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … plaka araca ilişkin olarak düzenlenen Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi ve hasar dosyası,
3-Dava konusu trafik kazasına karışan araca ait ruhsat fotokopisi,
4-Bergama Necla Mithat Öztüre Devlet Hastanesi nezdinde davacı …’ya ait olarak düzenlenen tedavi evrakları,
5-İzmir SGK İl Müdürlüğü nezdinde davacı …’ya ait iş yeri sicil dosyası ve hizmet döküm cetveli ile davaya konu 06/12/2019 tarihli yaralamalı trafik kazası nedeniyle davacı …’ya maluliyet ödemesi yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise rücuya tabi olup olmadığı, rücuya tabi ise peşin sermaye değerine ilişkin olarak bulunan bilgi ve kayıtlar,
6-Trafik alanında uzman bilirkişinin 15/04/2021 havale tarihli raporu,
7-Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından davacı …’ya sürekli iş göremezlik oranı ve geçici iş göremezlik süresinin tespitine ilişkin olarak düzenlenen 03/11/2021 havale tarihli maluliyet raporu,
8-İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 16/12/2021 tarihli maluliyet raporu,
9-Aktüerya alanında uzman bilirkişisinin 18/07/2022 havale tarihli raporu,
10-Dava dilekçesine ekli kurtarıcı ve otopark ücreti faturası,
11-Sair deliller.
DAVA KONUSU :
Açılan dava, 06/12/2019 tarihinde meydana gelen yaralamalı trafik kazası neticesinde yaralanan …’nın vücut bütünlüğünde kalıcı işgöremezlik oluşup oluşmadığı hususunun, oluşmuş ise kalıcı işgöremezlik oranından ötürü çalışamaması sebebiyle davacı …’nın mahrum kaldığı ve kalacağı gelirleri ile tedavi giderleri, yol masrafları ve … plakalı aracın hasar görmesi neticesinde yapılan otopark ve çekici bedellerinin belirlenmesi, belirlenecek sürekli iş göremezlik tazminatı bedeli ile tedavi giderleri, yol masrafları ve kurtarıcı ve otopark bedellerinin davalılardan müştereken ve müteselsilen, 175.000,00-TL manevi tazminatın ise davalılar … ve … Asfaltlama İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesi taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Haksız fiil, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesinde; ”Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 50. maddesinde ise ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü yer almaktadır.
Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğması zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Hakim, kusurlu veya hukuka aykırı bir fiili ile başkasına zarar verenin kusur durumunu, zararın ağırlını ve oluşan durumun özelliklerini gözeterek uygun ve hakkaniyete uygun bir tazminat belirler.
Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Vücut bütünlüğü ihlâl edilen kişinin ekonomik geleceğinin sarsılması nedeniyle ortaya çıkan zararlar 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesinde; ”Bedensel zararlar özellikle şunlardır: 1. Tedavi giderleri. 2. Kazanç kaybı. 3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar. 4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.” şeklinde ifade edilmiştir. Bu hükümden de anlaşılacağı üzere vücut bütünlüğü ihlâl edilen kişinin bu ihlâl nedeniyle ekonomik geleceği sarsılmış olabilir. Bu tür zararlar çalışma gücünün tamamen veya kısmen kaybı nedeniyle ortaya çıkan zararlar dışında ekonomik geleceğin sarsılmasının meydana getirdiği zararlardır. Ekonomik geleceğin sarsılması nedeniyle ortaya çıkan zararlar müstakbel zararlardır ve bu zararlar çalışma gücünde bir azalma olmasa dahi meydana gelmektedir. Vücut bütünlüğü ihlâl edilen kişi çalışma gücünde bir azalma meydana gelmese dahi iş piyasasında yeni bir iş bulmakta veya eski işini korumakta güçlük çekmekte veya aynı işte çalışsa dahi ihlâlden öncesine nazaran daha çok emek sarf etmek zorunda kalmaktadır.
Trafik kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi zararların tazmini için dava açmak için yasada öngörülen süre mağdurun uğradığı zararı ve failini öğrendiği tarihten itibaren 2 yıldır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 72. maddesinde de bu süre 2 yıl olarak öngörülmüştür. Kaza sonucu dava açarak zararlarının giderilmesini isteyecek kişiler bu iki yıllık süre içinde dava açmak zorundadır. Her halükarda ise kazanın meydana geldiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra dava açma hakkı zaman aşımına uğrar. Burada bir istisna vardır. O da eğer failin trafik kazası ile sonuçlanan eylemi aynı zamanda ceza kanunlarına göre suç teşkil ediyorsa ve bu suç için ceza kanunlarında daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörülmüş ise tazminat davası açma süresi de ceza kanunlarında düzenlenmiş olan daha uzun zaman aşımı süresine uzar. Bu husus 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 72. maddesinin birinci fıkrasının 2. cümlesinde ”Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır.” şeklinde ifade edilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, ”işletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı Yasa’nın 85/1. maddesinde, ”bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı Yasa’nın 85/son maddesinde ise, ”işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, ”sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir. (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin taktirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Hemen belirtmelidir ki, işletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91. maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir.
Öyle ise, hem işleten hem de sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğundan, uyuşmazlığın bu çerçevede ele alınıp çözümlenmesi gerekmektedir.
Karayolları Trafik Kanunu’nda zorunlu trafik sigortasına ilişkin olarak, sorumluluğun kapsamı yanında, bu kapsam dışında kalan haller de açıkça düzenlenmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun ‘Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Dışında Kalan Hususlar’ başlıklı 92. maddesinde:
”Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.
a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,
b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,
c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,
d) Bu Kanun’un 105. maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,
e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,
f) Manevi tazminata ilişkin talepler” hükmü ile zorunlu trafik sigortacısının hangi zararlardan sorumlu olmadığı düzenleme altına alınmış, burada örnekseme yoluna gidilmeyip tek tek ve tahdidi olarak sorumlu olunmayan haller sıralanmıştır.
Bu noktada üzerinde durulması gereken hususlardan birisi, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 92/b. maddesinde yer alan “İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri taleplerin zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında olduğuna” ilişkin hükümdür.
Bu hükümle kanun koyucu; tehlike sorumlusu zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğu kapsamından, sadece tehlike sorumlusu olan işletenin eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararları çıkarmıştır.
Şu haliyle, anılan kişilerin mallarına gelen zararlar dışında kalan ölüm ve yaralanmaya ilişkin cismani zararlar ise sigortacının sorumluluğu kapsamında bırakılmış; böylece tehlike sorumlusunun yakınlarının dahi belirtilen anlamda sigorta kapsamında olduğu benimsenmiştir.
Durum bu olunca, işletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin ölümü veya yaralanmaları halinde bundan kaynaklanan zararlarının zorunlu sigorta kapsamında olduğu kabul edilmelidir.
Araç sürücüsünün veya yakınlarının talepleri ise 92. madde kapsamında yer almamakla sigortacının sorumluluğu kapsamında kabul edilmiştir. 14/04/2016 günü yapılan ve 26/04/2016 tarihinde 29695 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren değişiklik ile;
6704 Sayılı Kanunun üçüncü maddesi ile 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesi değiştirilmiş, değişik; ”MADDE 90- Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
Yine aynı Kanun’un 4. maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 92. maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bentler eklenmiştir.
”g)Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri,
h)İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri,
ı)Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler”in de teminat dışı olduğu düzenlenmiştir.
Davalı … Asfaltlama İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi vekilinin davalı … Asfaltlama İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi yönünden arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği itirazının, davacılar ile davalı … Asfaltlama İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi arasındaki uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığı, iki taraf açısından davanın ticari mahiyette bulunmadığı, dosyanın davalı sigorta şirketlerinin taraf sıfatlarının bulunması sebebiyle Ticaret Mahkemesi olan Mahkememizde görülmekte olduğu, bu kapsamda davacılar ile … Asfaltlama İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi arasındaki uyuşmazlığın zorunlu arabuluculuk yoluna tabi olmadığı anlaşılmakla reddine karar verilmiştir.
Gerekli bilgi ve belgelerin temini akabinde dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak düzenlenen 06/12/2019 tarihli Trafik Kazası Tespit Tutanağı ile Kınık Cumhuriyet Başsavcılığının …/… Soruşturma sayılı dosyasında yapılan soruşturma kapsamında alınan trafik alanında uzman bilirkişinin 20/02/2020 tarihli raporundaki tespit ve belirlemeler arasında çelişki bulunduğu anlaşılmakla, dosyanın trafik alanında uzman bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, 06/12/2019 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, sigorta poliçesi, hasar dosyası, Kınık Cumhuriyet Başsavcılığının …/… Soruşturma sayılı dosyası ile içeriğinde yer alan bilirkişi raporu ile sair deliller göz önünde bulundurularak, … plakalı araç sürücüsü … ile … plakalı araç sürücüsü …’nın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun hangi maddelerini ihlal etmek suretiyle 06/12/2019 tarihinde meydana gelen yaralamalı trafik kazasının oluşumuna sebebiyet verdikleri hususunun belirlenerek raporun mahkememize gönderilmesi istenilmiş, trafik alanında uzman bilirkişi 15/04/2021 havale tarihli raporunda sonuç olarak, … plakalı kamyon sürücüsü …’ın kavşakta trafik levhasına uymayıp ilk geçiş hakkını vermediğini, … plakalı otomobil sürücüsü …’nın atfı kabil kabil kural ihlali yapmadığını ve mağdur yolcu …’nın atfı kabil kural ihlali yapmadığını mütalaa etmiştir.
Davacıya ait tedavi evraklarının dosya muhteviyatına kazandırılmasından sonra Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine müzekkere yazılarak dosyanın Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığına tevdi ile belirlenecek muayene gününde davacı vekilince hazır edilecek … TC Kimlik numaralı davacı …’nın gerekli muayenelerinin yapılarak dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, davacı … …’ya ait Bergama Necla Mithat Öztüre Devlet Hastanesi, Fethiye Devlet Hastanesi ve Özel Lokman Hekim Esnaf Hastanesi tarafından düzenlenen tedavi evrakları ve sair deliller birlikte değerlendirilerek, 06/12/2019 tarihinde meydana gelen trafik kazasından dolayı davacı …’nın vücut bütünlüğünde sürekli işgöremezlik oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise sürekli iş göremezlik oranının ne kadar olduğu hususlarının, dava konusu trafik kazasının gerçekleştiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan ”Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” hükümleri çerçevesinde tespit edilerek düzenlenecek raporun mahkememize gönderilmesi istenilmiş, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 03/11/2021 havale tarihli maluliyet raporunda sonuç olarak; şahısta 06/12/2019 tarihli trafik kazası sonucu meydana gelen yaralanması nedeniyle fonksiyonel kısıtlılık oluşturan veya değerlendirmeye esas yönetmelikte karşılığı bulunan kalıcı bir arızasının olmadığını, dolayısıyla sürekli engellilik oranının %0 (sıfır) olduğunu, tıbbi iyileşme süresinin 3 (üç) ay olarak kabulünün uygun olacağını mütalaa etmiştir.
İstanbul Adli Tıp Kurumuna müzekkere yazılarak dosyanın Trafik İhtisas Dairesine tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, 06/12/2019 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, sigorta poliçesi, hasar dosyası, Kınık Cumhuriyet Başsavcılığının …/… Soruşturma sayılı dosyası ile içeriğinde yer alan bilirkişi raporu, trafik alanında uzman bilirkişinin 15/04/2021 havale tarihli raporu ile sair deliller göz önünde bulundurularak, … plakalı araç sürücüsü … ile … plakalı araç sürücüsü …’nın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun hangi maddelerini ihlal etmek suretiyle 06/12/2019 tarihinde meydana gelen yaralamalı trafik kazasının oluşumuna sebebiyet verdikleri hususunun Kınık Cumhuriyet Başsavcılığının …/… Soruşturma sayılı dosyasında yapılan soruşturma kapsamında alınan trafik alanında uzman bilirkişinin 20/02/2020 tarihli raporu ile trafik alanında uzman bilirkişinin 15/04/2021 havale tarihli raporu arasındaki çelişki kati şekilde giderilmek suretiyle belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize gönderilmesi istenilmiş, İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi 16/12/2021 havale tarihli raporda sonuç olarak, davalı sürücü …’ın %85 (yüzde seksen beş) oranında kusurlu olduğunu ve davacı sürücü …’nın %15 (yüzde on beş) oranında kusurlu olduğunu mütalaa etmiştir.
Her ne kadar davacılar vekilinin Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından davacı …’nın vücut bütünlüğünde sürekli işgöremezlik oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise sürekli iş göremezlik oranının ne kadar olduğu hususlarının tespitine ilişkin olarak düzenlenen 03/11/2021 havale tarihli maluliyet raporuna karşı itiraz ettiği dikkate alınarak; İstanbul Adli Tıp Kurumuna müzekkere yazılarak dosyanın 2. İhtisas Dairesine tevdi ile gerekli görülmesi durumunda belirlenecek muayene gününde davacı vekilince hazır edilecek … TC Kimlik numaralı davacı …’nın gerekli muayenelerinin yapılarak dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, davacı … …’ya ait Bergama Necla Mithat Öztüre Devlet Hastanesi, Fethiye Devlet Hastanesi ve Özel Lokman Hekim Esnaf Hastanesi tarafından düzenlenen tedavi evrakları, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından davacı …’nın vücut bütünlüğünde sürekli işgöremezlik oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise sürekli iş göremezlik oranının ne kadar olduğu hususlarının tespitine ilişkin olarak düzenlenen 03/11/2021 havale tarihli maluliyet raporu ve sair deliller birlikte değerlendirilerek, 06/12/2019 tarihinde meydana gelen trafik kazasından dolayı davacı …’nın vücut bütünlüğünde sürekli işgöremezlik oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise sürekli iş göremezlik oranının ne kadar olduğu hususlarının, dava konusu trafik kazasının gerçekleştiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan ”Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” hükümleri çerçevesinde tespit edilerek düzenlenecek raporun mahkememize gönderilmesi istenilmiş ise de, davacılar vekilinin 19/01/2022 havale tarihli dilekçesi ile Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından davacı …’nın vücut bütünlüğünde sürekli işgöremezlik oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise sürekli iş göremezlik oranının ne kadar olduğu hususlarının tespitine ilişkin olarak düzenlenen 03/11/2021 havale tarihli maluliyet raporuna karşı itirazlarını geri aldıklarını beyan ettiği ve 18/01/2022 tarihli duruşmanın 1 numaralı ara kararından rücu edilmesini talep ettiği dikkate alınarak ilgili ara karardan rücu edilmiş ve bu kapsamda Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından davacı …’nın vücut bütünlüğünde sürekli işgöremezlik oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise sürekli iş göremezlik oranının ne kadar olduğu hususlarının tespitine ilişkin olarak düzenlenen 03/11/2021 havale tarihli maluliyet raporuna yönelik olarak tarafların herhangi bir itirazları olmadığı göz önünde bulundurularak, dava konusu trafik kazasında yaralanan davacı …’nın vücut bütünlüğünde sürekli iş göremezlik oranı oluşmadığı, geçici iş göremezlik oranının ise 3 ay olduğu kabul olunarak yargılamaya devam olunmuştur.
25.02.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13.02.2011 tarihli 6111 Sayılı Yasa’nın 59. maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesi değiştirilmiş, buna göre “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”, Yasanın geçici 1. maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun’un 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği,” öngörülmüştür.
Sigorta şirketi, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin, poliçe primini ödeyen işleten ile sorumluluğunu üstlendiği sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. 2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumuna geçtiğinde kuşku yoktur. Buna karşın belgesiz tedavi giderlerinden sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün sorumlulukları devam etmektedir.
Davacı tarafın belgesiz tedavi giderlerinin tahsili talebi açısından inceleme yapılması amacıyla dosyanın ortopedi alanında uzman doktor bilirkişiye tevdine ve ortopedi alanında uzman doktor bilirkişi tarafından raporu mahkememize ibraz edildiği takdirde duruşma günü beklenilmeksizin dosyanın aktüerya alanında uzman hesap bilirkişisine tevdine karar verildiği, dosyanın celse arasında ortopedi alanında uzman bilirkişi ile kulak burun boğaz hastalıkları alanında uzman bilirkişiden oluşan heyete tevdi edildiği, ortopedi alanında uzman bilirkişinin bilirkişilik görevinden çekilme talebini içerir dilekçesi ile birlikte mahkememiz dosyasını iade ettiği ve raporun bu sebeple tanzim edilmemiştir.
Davacılar vekilinin 05/05/2021 tarihli dilekçesinde müvekkilinin tedavi giderlerinin hesaplanması için yeni bir bilirkişi heyeti açısından gerekli olan masrafı karşılayacak durumu bulunmadığı, bu nedenle davacının, tedavi giderlerinin hesabına ilişkin yeni bir bilirkişi görevlendirilmesine dair bir talebi olmadığı, 26.1.2022 tarihli ara karar evrakının 3 numaralı maddesinin ifası beklenmeden sair işlemlerin yapılmasını talep ettikleri beyanı üzerine dosyanın aktüerya alanında uzman hesap bilirkişisine tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, 06/12/2019 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, sigorta poliçesi, hasar dosyası, Kınık Cumhuriyet Başsavcılığının …/… Soruşturma sayılı dosyası ile içeriğinde yer alan trafik alanında uzman bilirkişinin 20/02/2020 tarihli raporu, trafik alanında uzman bilirkişinin 15/04/2021 havale tarihli raporu, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından davacı …’nın vücut bütünlüğünde sürekli işgöremezlik oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise sürekli iş göremezlik oranının ne kadar olduğu hususlarının tespitine ilişkin olarak düzenlenen 03/11/2021 havale tarihli maluliyet raporu, davacıya ait iş yeri sicil dosyası ve hizmet döküm cetveli, dava konusu trafik kazasında yaralanması sebebiyle davacıya ödeme yapılıp yapılmadığına ilişkin SGK kayıtları, ortopedi alanında uzman bilirkişinin tedavi ve ulaşım giderlerinin hesaplanmasına ilişkin olarak düzenlediği raporu ve sair deliller göz önünde bulundurularak; kaza tarihi göz önünde bulundurulduğunda TRH-2010 yaşam tablosunun ve müteveffanın muhtemel gelirinin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi ile belirlenecek peşin değerinin uygulanması suretiyle, davacı …’ya ait vergilendirilmiş gelir hesaplamaya esas alınarak, Kınık Cumhuriyet Başsavcılığının …/… Soruşturma sayılı dosyası içeriğinde yer alan trafik alanında uzman bilirkişinin 10/09/2021 tarihli raporu ile İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 17/12/2021 havale tarihli kusur raporları doğrultusunda dava konusu 06/12/2019 tarihli trafik kazasının davalı …’ın %85 oranında asli, davacı …’nın %15 oranına tali kusuru neticesinde meydana geldiği yönündeki mahkememizin kabulü ve Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından davacı …’nın vücut bütünlüğünde sürekli işgöremezlik oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise sürekli iş göremezlik oranının ne kadar olduğu hususlarının tespitine ilişkin olarak düzenlenen 03/11/2021 havale tarihli maluliyet raporunda davacı …’nın sürekli iş göremezlik oranının %0, geçici iş göremezlik süresinin ise 3 ay olduğuna, davacı …’nın sürekli veya geçici olarak bakıcı refakatine muhtaç olmadığı yönelik tespitin dikkate alınmasıyla, davacı …’un 27/06/2019 tarihinde gerçekleşen yaralamalı trafik kazasında yaralanmasından dolayı mahrum kaldığı sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı alacaklarının varsa davacı …’ya dava konusu trafik kazasında yaralanması sebebiyle dava açılmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumu ve davalı … Sigorta Anonim Şirketine yapılan başvuru sonucunda yapılan rücuya tabi ödemenin yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, ödeme günü ile sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatlarının hesaplandığı güne kadar geçen süredeki işlemiş yasal faizi ile birlikte hesaplanan sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatlarından indirilmesi suretiyle hesaplanarak, davacının talep edebileceği tazminat kalemleri ve bu kalemler karşılığında talep edebileceği tazminat miktarları ayrı ayrı ve açık bir şekilde belirtilerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş aktüerya alanında uzman hesap bilirkişisi 18/07/2022 havale tarihli raporunda sonuç olarak, davacının geçici iş göremezlik zarar tutarının 3 aylık iyileşme süresi dikkate alınarak 6.081,14-TL olarak hesaplandığını mütalaa etmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi (818 sayılı BK’nun 47. md.) hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgeler, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın meydana geldiği tarih ve bu tarih itibariyle ülkenin ekonomik koşulları, paranın değeri, dava konusu trafik kazasının davalı …’ın %85 oranında asli kusuru neticesinde meydana gelmiş olması, kaza neticesinde davacının vücut bütünlüğünde sürekli iş göremezlik oranı oluşmaması, geçici iş göremezlik süresinin ise 3 (üç) ay olması göz önünde bulundurularak; her ne kadar kaza neticesinde vücut bütünlüğünde sürekli iş göremezlik oranı oluşmamış ise de davacının dava konusu kazada yaralandığı, geçici iş göremezlik süresinin 3 (üç) ay olduğu, davacı …’nin kaza sebebiyle acı ve elem yaşadığı, kaza sebebiyle tedavi gördüğü, kaza anında korku yaşadığı ve haksız fiil tarihi itibariyle ülkemizde mevcut bulunan ekonomik koşulları ile paranın değeri dikkate alınarak, davacı … lehine 10.000,00-TL, yine her ne kadar dava konusu trafik kazasının gerçekleştiği sırada davacı …’nin içinde bulunduğu aracın sürücüsü olduğu ve kazanın gerçekleşmesinde %15 kusurlu olduğu görülmekte ise de kazanın davalı …’in asli kusuru neticesinde meydana geldiği ve eşinin yaralanması sebebiyle duyduğu üzüntü ile tedavi sürecinde çektiği sıkıntılar ve kaza sebebiyle yaşadığı korku dikkate alınarak davacı … lehine 4.000,00-TL, trafik kazasında yaralanmasından ötürü annesini yaralı şekilde gördüğü, tedavi sürecinde yaşadığı sıkıntılar dikkate alınarak davacı … lehine 2.000,00-TL manevi tazminat takdirinin uygun olacağı değerlendirilmiş ve bu doğrultuda hüküm kurma yoluna gidilmiştir.
Dava dilekçesi ekinde sunulan faturalar dikkate alındığında dava konusu trafik kazasında hasar gören … plakalı aracın kurtarıcı hizmeti aldığı ve … İşletmeciliğine ait otoparka çekildiği ve bir süre burada kaldığı, alınan hizmet çerçevesinde davacı … tarafından 1.200,00-TL ücret ödendiği anlaşılmakla, tarafların kusur durumları da dikkate alınarak davacı tarafın otopark ücreti talebinin 1.020,00-TL üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … plaka araca ilişkin olarak düzenlenen Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi ve hasar dosyası, dava konusu trafik kazasına karışan araca ait ruhsat fotokopisi, Bergama Necla Mithat Öztüre Devlet Hastanesi nezdinde davacı …’ya ait olarak düzenlenen tedavi evrakları, İzmir SGK İl Müdürlüğü nezdinde davacı …’ya ait iş yeri sicil dosyası ve hizmet döküm cetveli ile davaya konu 06/12/2019 tarihli yaralamalı trafik kazası nedeniyle davacı …’ya maluliyet ödemesi yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise rücuya tabi olup olmadığı, rücuya tabi ise peşin sermaye değerine ilişkin olarak bulunan bilgi ve kayıtlar, trafik alanında uzman bilirkişinin 15/04/2021 havale tarihli raporu, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından davacı …’ya sürekli iş göremezlik oranı ve geçici iş göremezlik süresinin tespitine ilişkin olarak düzenlenen 03/11/2021 havale tarihli maluliyet raporu, İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 16/12/2021 tarihli maluliyet raporu, aktüerya alanında uzman bilirkişisinin 18/07/2022 havale tarihli raporu, dava dilekçesine ekli kurtarıcı ve otopark ücreti faturası ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın 06/12/2019 tarihinde meydana gelen yaralamalı trafik kazası neticesinde yaralanan …’nın vücut bütünlüğünde kalıcı işgöremezlik oluşup oluşmadığı hususunun, oluşmuş ise kalıcı işgöremezlik oranından ötürü çalışamaması sebebiyle davacı …’nın mahrum kaldığı ve kalacağı gelirleri ile tedavi giderleri, yol masrafları ve … plakalı aracın hasar görmesi neticesinde yapılan otopark ve çekici bedellerinin belirlenmesi, belirlenecek sürekli iş göremezlik tazminatı bedeli ile tedavi giderleri, yol masrafları ve kurtarıcı ve otopark bedellerinin davalılardan müştereken ve müteselsilen, 175.000,00-TL manevi tazminatın ise davalılar … ve … Asfaltlama İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesi taleplerine ilişkin olduğu, dava konusu trafik kazasının sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın Kınık-Yayakent istikametinden Soma Devlet Hastanesi karayoluna kontrolsüz olarak çıkması neticesinde Bergama istikametinden Kınık istikametine seyir halinde olan …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarpması neticesinde meydana geldiği, kazanın meydana gelmesinde davalı …’ın %85 oranında asli, davacı …’nın %15 oranına tali kusurlu oldukları, kaza neticesinde davacı …’nın yaralandığı ve tedavi gördüğü, kaza sebebiyle davacı …’nın vücut bütünlüğünde sürekli iş göremezlik oranı oluşmadığı, dolayısıyla davacının sürekli iş göremezlik tazminatı alacağının bulunmadığı anlaşılmakla sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin reddine, ancak davacının tedavi sürecine ilişkin geçici iş göremezlik süresinin ise 3 ay olduğu, 3 aylık tedavi süresi boyunca davacının mahrum kaldığı gelirlerinin 6.081,14-TL olduğu, ancak davacı tarafın dava dilekçesinde geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin herhangi bir talebinin bulunmadığı, her ne kadar davacı tarafça davacı …’nın tedavi sürecinde katlanmak durumunda kaldığı tedavi ve ulaşım gideri bedelleri de talep edilmiş ise de, davacılar vekilinin 05/05/2021 tarihli dilekçesi ile davacı …’nın bu alacak kalemleri yönünden herhangi bir talebi olmadığını beyan ettiği, bu sebeple tedavi ve ulaşım gideri yönünden yaptırılmasına karar verilen bilirkişi incelemesinden vazgeçildiği, tedavi ve ulaşım giderine yönelik taleplerin usulüne uygun deliller vasıtasıyla ispatlanamadığı anlaşılmakla reddine, dava konusu trafik kazasında hasar gören … plakalı aracın kurtarıcı hizmeti aldığı ve … İşletmeciliğine ait otoparka çekildiği ve bir süre burada kaldığı, alınan hizmet çerçevesinde davacı … tarafından 1.200,00-TL ücret ödendiği anlaşılmakla, tarafların kusur durumları da dikkate alınarak davacı tarafın otopark ücreti talebinin 1.020,00-TL üzerinden kısmen kabulüne, yine kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunan şahıslar ile kusur oranları, kaza neticesinde yaşanan tedavi süreci, kaza tarihinde ülkemizin ekonomik koşulları ve sair durumlar dikkate alınarak davacı … lehine 10.000,00-TL, davacı … lehine 4.000,00-TL, davacı … lehine 2.000,00-TL manevi tazminat takdirine yönelik olarak manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne kısmen reddine, neticeten açılan davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Hükmün tashihi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 304. maddesinde; ”Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hâkim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir.
Tashih kararı verildiği takdirde, düzeltilen hususlarla ilgili karar, mahkemede bulunan nüshalar ile verilmiş olan suretlerin altına veya bunlara eklenecek ayrı bir kâğıda yazılır, imzalanır ve mühürlenir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Yukarıdaki madde hükmünden de anlaşılacağı üzere, hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hataların mahkemece re’sen veya tarafların talepleri üzerinde düzeltilebileceği belirtilmiştir.
Mahkememizin 25/10/2022 tarihli hükmünün 2 numaralı fıkrasının b. bendinde … yönünden manevi tazminata hükmedilmesine rağmen bendin 4. satırında sehven manevi tazminat bedelinin …’ya verilmesine, c. bendinde … yönünden manevi tazminata hükmedilmesine rağmen bendin 4. satırında sehven manevi tazminat bedelinin …’ya verilmesine şeklinde hüküm kurulduğu, bu durumun basit, açık ve anlaşılabilir bir hatadan kaynaklandığı anlaşılmakla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 304. maddesi hükmü kapsamında bahsi geçen maddi hatanın düzeltilmesi doğrultusunda mahkememizin 25/10/2022 tarihli …./… Esas …/… Karar sayılı sayılı hükmünün 2 numaralı fıkrasının b. bendinde yer alan “…’ya” ibaresinin “…’ya” olarak, c. bendinde yer alan “…’ya” ibaresinin “…’ya” olarak tashihine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE,
1-Maddi tazminat talepleri yönünden davanın KISMEN KABULÜNE,
a)Sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin REDDİNE,
b)Tedavi gideri talebinin REDDİNE,
c)Ulaşım gideri talebinin REDDİNE,
d)Çekici ve otopark gideri tazminatı talebinin KISMEN KABULÜNE, 1.020,00-TL maddi tazminatın davalı … ve davalı … Asfaltlama İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi yönünden haksız fiil tarihi olan 06/12/2019 tarihinden, davalı … Sigorta Anonim Şirketi yönünden ise rizikonun sigorta şirketine ihbarı akabinde 8 iş gününün sona erdiği 19/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’ya verilmesine, 180,00-TL çekici ve otopark gideri tazminatı talebine yönelik fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Manevi tazminat talepleri yönünden davanın KISMEN KABULÜNE,
a)Davacı … yönünden manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜNE, 10.000,00-TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 06/12/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ve davalı … Asfaltlama İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’ya verilmesine, 90.000,00-TL manevi tazminata yönelik fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
b)Davacı … yönünden manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜNE, 4.000,00-TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 06/12/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ve davalı … Asfaltlama İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’ya verilmesine, 46.000,00-TL manevi tazminata yönelik fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
c)Davacı … yönünden manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜNE, 2.000,00-TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 06/12/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ve davalı … Asfaltlama İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’ya verilmesine, 23.000,00-TL manevi tazminata yönelik fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Maddi tazminat yönünden;
-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 80,70-TL harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Manevi tazminat yönünden;
-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 1.092,96-TL karar ve ilam harcının, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 522,14-TL harçtan mahsubu ile bakiye 570,82-TL karar ve ilam harcının davalı … ve davalı … Asfaltlama İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinden müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin maddi tazminata yönelik olduğu dikkate alınarak, davacı tarafından yapılan 188,50-TL elektronik tebligat, 76,00-TL tebligat, 340,60-TL posta masrafı, 1.100,00-TL bilirkişi ücreti, 730,30-TL adli tıp kurumu ücreti olmak üzere toplam 2.435,40-TL yargılama giderinden davanın kabul oranı dikkate alınarak 1.656,07-TL’sinin giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
6-Davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 50,40-TL başvurma harcı ile 602,84-TL peşin harcın karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
7-Maddi tazminat yönünden;
a)Davacı …’nın kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.020,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’ya verilmesine,
b)Davalıların kendilerini vekille temsil ettirdikleri göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 480,00-TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılara verilmesine,
8-Manevi tazminat yönünden;
a)Davacı …’nın kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve … Asfaltlama İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinden müştereken ve müteselsilen müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’ya verilmesine,
b)Davacı …’nın kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 4.000,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve … Asfaltlama İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinden müştereken ve müteselsilen müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’ya verilmesine,
c)Davacı …’nın kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 2.000,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve … Asfaltlama İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinden müştereken ve müteselsilen müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’ya verilmesine,
d)Davalılar … ve … Asfaltlama İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi kendilerini vekille temsil ettirdikleri göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılar … ve … Asfaltlama İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine verilmesine,
e)Davalılar … ve … Asfaltlama İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi kendilerini vekille temsil ettirdikleri göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 4.000,00-TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılar … ve … Asfaltlama İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine verilmesine,
f)Davalılar … ve … Asfaltlama İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi kendilerini vekille temsil ettirdikleri göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 2.000,00-TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılar … ve … Asfaltlama İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine verilmesine,
9-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin 422,40-TL’sinin davacılardan, 897,60-TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
Dair, davacılar vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer davalılar vekillerinin yokluklarında, maddi tazminat talepleri yönünden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2. maddesi gereğince kesin, manevi tazminat talepleri yönünden ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.25/10/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza

TASHİH ŞERHİ

Her ne kadar mahkememizce 25/10/2022 tarihli …/… Esas …/… Karar sayılı hükmünün 2 numaralı fıkrasının b. bendinde … yönünden manevi tazminata hükmedilmesine rağmen bendin 4. satırında sehven manevi tazminat bedelinin …’ya verilmesine, c. bendinde … yönünden manevi tazminata hükmedilmesine rağmen bendin 4. satırında sehven manevi tazminat bedelinin …’ya verilmesine şeklindeki ibarelere yer verilmiş ise de, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 304. maddesi gereğince 25/10/2022 tarihli …/… Esas …/… Karar sayılı hükmünün 2 numaralı fıkrasının b. bendinde yer alan “…’ya” ibaresinin “…’ya” olarak, c. bendinde yer alan “…’ya” ibaresinin “…’ya” olarak tashihine karar verilmiştir.

Katip …
[E-İMZA]

Hakim …
[E-İMZA]

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.