Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/119 E. 2022/1056 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/119 Esas
KARAR NO : 2022/1056

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİH+İ : …
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket ile davalı arasında … satışından kaynaklanan ticari alışveriş gerçekleştiğini, bu nedenle davaya konu …, … ve … tarihli e-faturaların düzenlendiğini, davalı tarafından faturaların sürekli bir şekilde sistem üzerinden reddedildiğini, bunun üzerine bu kez … tarihli 390.780,24TL bedelli ve … tarihli 1.496.086,20 TL bedelli faturaların tanzim edildiğini, faturaların davalıya tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafça TTK’nun 21. maddesi gereğince 18.maddedeki yöntemlerle sekiz günlük süre içinde yapılması gereken itirazın yapılmadığını, bu nedenle alacağın kesinleştiğini, davalının 390.780,24 TL fatura yönünden … tarihinde, 1.496.086,20 TL fatura yönünden ise …. tarihinde iade faturaları düzenlediğini, … tarihli ihtarmame ile 390.780,24 TL’lik faturanın iadesine itiraz ederek davalıya edildiğini, … tarihli ihtarname ile 1.496.086,20 TL miktarlı faturanın da iade edildiğini, davalının iade ile birlikte fatura içeriklerini kabul ettiğini, bu nedenle fatura konusu malların teslim edildiği konusundaki ispat yükünün davalıya ait olduğunu, davalının … tarihli ihtarname ile yasal süre geçtikten sonra temel faturalara ve içeriğine itiraz ettiğini, müvekkili şirketin … tarihli keşide ettiği ihtarnamede itirazın yasal süre geçtikten sonra yapılması nedeniyle geçersiz olduğunun bildirildiğini, arabuluculuk görüşmelerinden sonuç alınamadığını, müvekkilinin toplam alacağının 1.886.866,44 TL olmasına rağmen, davalının 676.680,98 TL ödeme yaptığını, kalan 1.210.185,46 TL alacağı ödemediğini bildirmiş, alacağın güvence altına alınması için davalı adına kayıtlı taşınmazların ihtiyaten haczi ile 1.210.185,46 TL alacağın … tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın usul ve yasaya aykırı, tamamen kötü niyetle açıldığını, müvekkilinin tacir olmadığı gibi taraflar arasında iddia edilen işin de ticari iş olmaması nedeniyle asliye ticaret mahkemesinin görevsiz olup, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu, e-faturanın ticari ve temel olmak üzere iki ayrı şekilde keşide edilebildiğini, bu iki fatura türünün tek farkının temel faturaya sistem üzerinden itiraz etme veya iptal etme imkanının bulunmaması olduğunu, ticari faturalara e-fatura uygulaması üzerinden red cevabı verilerek itiraz edilebildiğini, temel fatura kapsamında düzenlenen faturalara mükelleflerin mevzuat hükümleri çerçevesinde muhasebe kayıtlarına alıp iade faturası düzenleyerek itiraz edebildiklerini, dava dilekçesindeki hiçbir beyanın gerçeği yansıtmadığını, taraflar arasında bir ticari ilişki olmasının hem madden hem de hukuken mümkün olmadığını, müvekkilinin Tigem … Tarım İşletmeleri Müdürlüğü’nden … tarihli sözleşme ile tarla kiralayıp … ektiğini, davacının da aynı mevkide kiralama yaparak … ektiğini, müvekkilinin mevsim ve ekonomik şartların kötü olması nedeni ile zarar ettiğini, ürünün tarlada kaldığını, … tarladan toplayıp satamadığını, davacının faturasında bildirdiği rakamların parekende satış fiyatının dahi üstünde olduğunu, davacı ile müvekkilinin yakın tarlalarda ekiliş yapmaları sebebi ile tanıştıklarını, davacının müvekkiline kendisine tedarikçi olabileceğini söylediğini, bunun üzerine davacının müvekkilinden bir kısım nakit ve çekler aldığını, davacı tarafından verileceği söylenen zirai malların söylendiği miktar ve nevide müvekkiline teslim edilmediğini, müvekkilinin davacıya verdiği çek ve nakdin iadesini istediğini, bu aşamada davacının müvekkiline … tarihli ticari faturayı keşide ederek gönderdiğini, müvekkili tarafından fatura içeriğinin kabul edilmediğini ve sistem üzerinden süresinde reddedildiğini, davacının aranarak faturayı kesme nedeninin sorulduğunu, fatura içeriğinin doğru olmadığının, davacının bir an önce borcunu ödemesi gerektiğinin, bu nedenle bir daha fatura keşide edilmemesi gerektiğinin davacıya bildirildiğini, ancak davacının … tarihli faturayı keşide ederek müvekkiline gönderdiğini, müvekkili tarafından fatura içeriğinin kabul edilmediğini ve sistem üzerinden süresinde reddedildiğini, her iki faturanın gerçek bir ticari iş ve ilişkiye dayanılmadan keşide edildiğinin faturalar içeriğindeki …. numaralı kalemlerin adet ve fiyatlarının farklı olmasından da açıkça anlaşılacağını, davacının adeta stokunda fazla görülen mallara kendince piyasa fiyatından 2-3 kat fazla bedel biçerek müvekkiline fatura ettiğini, taraflar arasında bir ticari ilişki, cari hesap ve sözleşme bulunmadığından her iki fatura arasında bir takım fiyat ve adet farklılıklarının oluştuğunu, tarafların zirai sarf malzemesi hususunda ihtilafa düşmeleri üzerine müvekkilinin davacıya alacak davası açmaya hazırlandığını, bunun üzerine davacının … tarihinde her biri 887.448,96 TL bedelli olan iki adet fatura keşide ettiğini, davacının sürekli olarak fatura keşide edip tebliğe çıkarmak suretiyle müvekkilini şeklen borçlu hale getirmeye ve borcundan kurtulmaya çalıştığını, bu çabanın dahi kötü niyetin ne derece vahim ve açık olduğunu açıkça ortaya koyduğunu, davacının aynı gün … dakika ara ile aynı irsaliyelere dayanarak iki farklı fatura keşide ederek gönderdiğini, faturaların hiçbirinin keşide edildiği tarihte sisteme yüklenmediğini, müvekkilini zor durumda bırakmak için beyanname verme sürelerinin son günlerine doğru müvekkiline tebliğe gönderildiğini, fatura içeriklerinin kabul edilmeyerek sistem üzerinden süresinde reddedilmesi üzerine davacının amacına ulaşamadığını, davacının daha sonra sistem üzerinden doğrudan reddedilme seçeneği ve imkanı bulunmayan … tarihli iki adet temel fatura keşide ederek müvekkiline gönderdiğini, müvekkili tarafından her iki faturanın sistem üzerinden reddedilememesi üzerine muhasebeye bilgi verildiğini, 8 günlük itiraz süresi içerisinde ve itiraz iradesi yerine kaim olmak üzere iade faturasının keşide edilerek davacıya gönderildiğini, davacının iade faturalarını kabul etmediğini, iade faturasına konu malların iade edilmediğinden bahisle …ve …. tarihli ihtarnamelerle itirazda bulunduğunu, davacının ısrarlı tutumunun değişmeyeceğinin anlaşılması üzerine müvekkilinin … tarihli ihtarnameyi keşide ederek keşide edilen faturalar ile ilgili borcunun bulunmadığını, faturalara itiraz ettiğini ve fatura keşide edilerek gönderilmemesi isteminin davacıya iletildiğini, davacının ihtara cevap yazdığı gibi akabinde bu davayı açtığını, davacının alağın kesinleştiğine ilişkin iddialarının doğru olmadığını, davalı tarafından yapılan red, iade ve ihtarname işlemleri ile tüm faturaların kesinleşmesinin önlendiğini, faturaların keşide edilmiş olmasının başlı başına davacının alacaklı olduğunun kabulünü gerektirmeyeceğini, davacının faturaya dayanak malların müvekkiline teslim edildiğini ispat etmek zorunda olduğunu, taraflar arasında faturaya konu malların alım satımı ile ilgili hiçbir ticaret ve ticari anlaşmanın mevcut olmaması, alacak miktarına göre taraflar arasında bir anlaşma yapılmadan ticari ilişki kurulmasının hayatın olağan akışı içinde imkansız olduğu, taraflar arasında yapılmış bir sözleşme, yazışma, mail veya herhangi bir belge veya evrakın olmadığı, faturalardaki miktar ve fiyatların birbirini tutmaması, davacı tarafından mükerrer olarak kesilen faturaların sürekli olarak itiraz ve retlere maruz kalması, faturaya konu malların kime verildiğinin meçhul olup irsaliye ve teslim evraklarının bulunmaması, dava konusu karpuzlar ile ilgili en az 140 adet fatura, irsaliye ve bildirim olması gerekirken; bir adet fatura, 98 adet irsaliye ve 0 adet kayıt ve bildirimin mevcut olması, faturaya konu malların, faturada belirtildiği tonaj ve miktarda ve sürede satılması, yüklenmesi, sevk edilmesinin madden imkansız olması, bu durumun hayatın olağan akışına da uygun olmaması, irsaliyelerin tümünün iki üç gün içinde yazılmış olması nedeniyle bu kadar kısa sürede 140 adet kamyonun yüklenmesi, sevk edilmesi, sefer yapılması ve boşaltılmasının imkansız olması, bu sayıda kamyonun hal kayıt sistemine kaydedilmeksizin tarladan çıkarılması, sevk edilmesi ve satışa sunulmasının mümkün olmaması, … sevkiyat, satış ve tüketim ömrünün maksimum bir hafta olması nedeniyle hiçbir tüccarın bu sürede bu kadar çok malı satmasının mümkün olmaması nedenleriyle davacı tarafın faturaya dayanak malların müvekkiline teslim edildiğini ispat etmesinin imkansız olduğunu, davacı tarafça dosyaya ibraz edilen raporu kabul etmediklerini, ne yetki ile ve ne mantıkla düzenlendiği belli olmayan, sadece davacı kayıt ve beyanları ile tanzim edilen raporun kabul edilebilir hiçbir yönünün mevcut olmadığını bildirmiş, davanın görev ve esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında yazılı bir sözleşme olmaksızın sözlü olarak kurulduğu iddia edilen satım sözleşmesi nedeniyle davalı tarafa teslim edilen ticari emtia bedelinin bir bölümünün ödenmediği iddiası ile davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Davalı taraf, tacir olmadığını iddia ederek görevsizlik itirazında bulunmuştur. Davanın, mutlak ticari dava niteliği yoktur. Bu nedenle nispi ticari dava niteliğinin varlığı açısından davalı gerçek kişinin tacir olup olmadığı konusunda deliller toplanmış, davalının tacir ve esnaf sıfatıyla ilgili odalara kaydının bulunmaması ile birlikte … tarihinden itibaren yaş sebze ve meyve komisyonculuğu faaliyeti nedeniyle bilanço esasına dayalı defter tutan tacir olduğu, Bakanlar Kurulunca her yıl belirlenen limitlerin üzerinde ticari alış, satış ve cirosunun bulunduğu, buna göre tacir olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari işletmeleri ile ilgili olması nedeniyle davanın nispi ticari dava niteliğinde bulunmasına bağlı olarak davalı tarafın görevsizlik itirazında haklılık görülmemiştir.
Davacı taraf, taraflar arasında sözlü olarak kurulan anlaşma uyarınca davalı tarafa satılan ve teslim edilen faturalara konu ticari emtia için düzenlenen faturaların sistem üzerinden defalarca gönderilmesine rağmen davalı tarafça reddedildiği, son olarak dava konusu faturaların düzenlenerek sistem üzerinden gönderildiği, davalı tarafça bir miktar ödeme yapılıp dava konusu ettiği alacak bölümünün ödenmediği, faturalara yasal süre içinde itiraz edilmemesi nedeniyle dava konusu alacağının kesinleştiği, davalı tarafın iade faturası düzenlemesinin fatura konusu malların teslim aldığının davalı tarafça kabul edildiği anlamını taşıyacağı ve iade faturası düzenlemesi nedeniyle iade faturasına konu malları davacıya teslim edildiğine ilişkin ispat yükünün davalı tarafta olduğunu iddia etmiştir. Buna karşılık davalı taraf, taraflar arasında bir ticari ilişki ve sözleşme bulunmadığı, dava konusu faturaların içeriğinde yer alan ticari emtiaların kendilerince hiç teslim alınmadığı, bir hafta gibi kısa bir süre içinde faturalarda yazılı miktardaki bir malın satın alınması, taşınması ve satılmasının imkansız olduğu, davacının sistem üzerinden birçok defa düzenleyip gönderdiği faturaların istem üzerinden iade edildiği, davacının kötü niyetli olarak davaya konu son faturaların önceden oluşturulup itiraza yer bırakmayacak sürede gönderilmesi nedeniyle sistem üzerinden iade edilmesinin imkansızlığı nedeniyle iade faturaları düzenlenerek ihtarname ile davacıya gönderildiği, taraflar arasındaki ticari ilişkiyi ve faturalara konu malların teslim edildiğine ilişkin kanıtlama yükümlülüğünün davacıda olduğu, davalının, davacıya dava konusu alacakla ilgili hiçbir borcunun bulunmadığı iddiasında bulunmuştur.
Uyuşmazlık, taraflar arasında yazılı olmayan ticari satım ilişkisinin ve anlaşmasının kurulup kurulmadığı, bu nitelikte bir ilişkinin kurulduğunun kabulü halinde faturalara konu ticari emtianın davacı tarafça, davalı tarafa teslim edilip edilmediği, bu konudaki ispat yükünün hangi tarafta olduğu, davalı tarafça, davacı tarafa ticari ilişki nedeniyle ödemeler yapılıp yapılmadığı, dava konusu edilen alacak kadar veya daha az ya da daha çok miktarda davalının, davacıya borcunun bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Taraflarca sunulan ve bildirilen tüm deliller toplandıktan sonra uyuşmazlığın niteliği gereği taraflara ait defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması suretiyle uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmiştir.
Mali müşavir bilirkişi, raporunda; davacı ve davalı şirketlerin defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğunu, taraflar arasındaki ticari işlemlerle ilgili olarak davacı tarafın …-… ve …-… dönemi yasal ticari defterlerinde bulunan kayıtlarda; davalıdan 676.680,98 TL … bedeli ve çek vb. açıklamalı avans alındığı, aynı dönemde davalı adına … tarihli olarak düzenlenmiş 390.780,24 TL bedelli bir adet faturanın kaydedildiği, bakiye 285,900,74 TL sipariş avansının … tarihinde virman edildiği, … döneminde davalı adına … tarihinde 1.496.086,20 TL bedelli bir adet faturanın kaydedildiği, bakiye 285,900,74 TL sipariş avansı düşüldüğünde hesabın … dava tarihi itibariyle 1.210.185,46 TL bakiye verdiğinin görüldüğünü, davalıya ait ticari defter ve kayıtlarda taraflar arasındaki ticari ilişki ile ilgili olarak hiçbir kayda rastlanmadığını, ancak davalının… BS formunda davacı tarafça düzenlenen 390.780,24 TL bedelli bir adet faturayı alış faturası olarak vergi dairesine bildirdiğini, taraflar arasında düzenlenmiş yazılı bir sözleşme bulunmadığını, davacı tarafın, davalı tarafa keşide ettiği … tarihli sistem üzerinden tebliğ edilen faturalara konu malların iade edilmediğini içerir ihtarnamesine karşılık davalı tarafın … tarihli ihtarname ile fatura içeriği mal ve hizmetin hiçbir şekilde alınmadığı, reddedilen faturaların tebliğ edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, herhangi bir borçlarının bulunmadığının bildirildiğini, davaya dayanak belgelerin … tarihli 390.780,24 TL ve … tarihli 1.496.086,20 TL bedelli faturalar olup davalının 390.780,24 TL bedelli faturayı … tarihinde BA formu ile bildirmiş olması nedeniyle bu faturanın davalıya tebliğ edilmiş sayılabileceğini, 1.496.086,20 TL’lik faturanın davacı tarafça dayanağı olarak … nolu ve … ve … tarihlerini kapsayan irsaliyelerin gösterildiğini, bu irsaliyelerin toplamının 1.736.110,00 kg olup …. tarihli 1.496.086,20 TL bedelli faturanın ise 2.765.000 kg üzerinden 0,501 TL brim fiyat üzerinden düzenlenmiş olması nedeniyle sevk irsaliyeleri ile fiili sunulan sevk irsaliyeleri ve faturalandırılan miktarlar arasında farklılıkların olduğunu, davacı tarafın defterlerinde kayıtlı davalı tarafından, davacıya verildiği bildirilen çeklerin toplamının 676.680,98 TL olup davacı taraf defterlerinde başkaca bir ödeme belgesinin kayıtlı olmadığını, toplanan bu deliller ve kayıtlara göre taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğu sonucuna ulaşmanın mümkün olabileceğini bildirmiştir.
Vergi Dairesi Müdürlüğü yazısı ile davalının, davacı tarafça düzenlenen 390.780,24 TL bedelli faturanın BA formundan çıkarılarak formun düzeltilmesi konusunda yasal süreden sonra beyanname verdiği ve bu nedenle davalı hakkında özel usulsüzlük cezası uygulandığı anlaşılmıştır.
Kural olarak bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır. Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ispat etmeye yeterli olmaz. Ancak satıcı tarafından gönderilen faturanın itiraz ve iade edilmeksizin alıcı tarafından ticari defterlerine kaydedilmesi durumunda alıcı ve satıcı arasındaki akdi ilişkilerin varlığı kabul edilebilir. Fatura alıcının ticari defterlerinde kayıtlı değilse satıcının alacak iddiasını diğer delillerle ispat etmesi mümkündür. HMK’nun 222(3) maddesi uyarınca usulüne uygun tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi lehine delil olabilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gereklidir. Alıcı tarafından faturaların kabul edilip ticari defterlerine kayıt edilmesinden sonra iade faturasının düzenlenmesi halinde satıcının malın teslimine ilişkin ispat yükümlülüğü yer değiştirip alıcının iade faturasına konu malları satıcıya iade edildiğini kanıtlaması gereklidir.
Dosyada toplanan tüm deliller, mali müşavir bilirkişi tarafından taraflara ait defter ve kayıtlar üzerinde yapılan inceleme ve tespitler ile; davalı tarafça ticari ilişki inkar edilse ve her ne kadar düzeltme formu ile BA formundan çıkarılmış olsa da dava konusu 390.780,24 TL bedelli faturanın davalı tarafça daha önce BA formunda bildirilmiş olması ve taraflar arasındaki satım sözleşmesi kapsamında davalı tarafın, davacı tarafa 676.680,98 TL tutarında çek teslim etmesi nedeniyle taraflar arasında yazılı olmayan ancak … alım satımı konusunda sözlü bir satım sözleşmesi kurulduğu kabul edilmiştir.
Taraflar arasında bir ticari ilişkinin varlığı sabit görülmekle birlikte faturaların içeriğinin davalı tarafça bütünüyle inkar edildiği göz önünde tutulduğunda ticari ilişki kapsamındaki davacı tarafça, davalı tarafa satışı yapılan ürünlerin niteliği, kalitesi, sayısı, miktarı, birim bedeli ile toplam tutarları gibi ayrıntıları belirlemeye yarar dosyada bir delil toplanmadığı gibi davacı tarafça bu çerçevede fatura bilgilerini kanıtlar deliller sunulmamıştır.
Dava ve cevap dilekçelerinde tarafların kabulünde olduğu gibi davacı tarafça düzenlenen e-faturaların davalı tarafa sistem üzerinden sürekli olarak ve birden çok kez gönderildiği, dava konusu reddedilmeyen faturalar dışındaki önceki gönderilerin tamamının davalı tarafça sistem üzerinden iade edilmesine rağmen son düzenlenen davaya konu faturaların sistem üzerinden iade edilmediği, davalı tarafça … tarihli iade faturaları düzenlenerek yasal sekiz günlük itiraz süresi geçtikten sonra ihtarname ile iade edildiği dikkate alındığında Türk Medeni Kanununun 2.maddesinde düzenlenen iyi niyet ve dürüstlük kuralları çerçevesinde davacının sistem üzerinden birden çok kez gönderdiği faturaların sistem üzerinden iade edilmesine rağmen davalının iddiasına konu olacak şekilde ve iyi niyet ve dürüstlük kurallarına aykırı olarak yeniden gönderildiği, davalı tarafça her ne kadar iade faturası düzenlenmiş ise de her iki faturanın davalının ticari defterlerine kayıt edilmediği, BA formunda bildirilmiş olmasına rağmen düzeltme formu ile 390.780,24 TL’lik faturanın kayıtlardan çıkarıldığı, davalı tarafça düzenlenen … tarihli ihtarnamede faturaların sistem üzerinden reddedilemediğinin, faturaların kabul edilmediğinin, faturalara itiraz edildiğinin, faturalara konu mal ve hizmetlerinin alınmadığının, bir başka fatura düzenlenip gönderilmemesinin açıkça dile getirildiği, faturalara konu ticari emtiaların ve özellikle 1.496.086,20 TL’lik faturaya konu ticari ürünün … olduğu ve sevk irsaliyelerinin … ve … tarihleri arası döneme ait olduğu göz önünde tutulduğunda 2.765.000 kg miktarındaki … yaklaşık üç ay sonra iadesinin mümkün olmadığı, bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere davacı tarafça düzenlenen irsaliyeler ile faturaların birbiri ile uyumlu bulunmadığı ve farklılıklar olduğu, davalı tarafça düzenlenen iade faturalarının davacı tarafın sistem üzerinden gönderdiği ve süresinde itiraz edilmeyen faturaları sistem üzerinden reddedilen diğerleri gibi iade amacı taşıdığı, davalı tarafın 390.780,24 TL bedelli faturayı düzeltme formu ile kayıtlarından çıkarmasına rağmen BA formu ile bildirdiği ve davacı tarafa dava dışı bir takım ödemelerde bulunması nedeniyle bu fatura yönünden ispat yükünün davalıda olduğu kabul edilse bile 1.496.086,20 TL tutarındaki fatura yönünden faturanın davalı taraf defterlerine kaydı ve davalı tarafça vergi dairesine bildirimi konusunda bir işlemin yapılmadığı birlikte değerlendirildiğinde davalı tarafça iade faturası düzenlenmek suretiyle yapılan işlemin faturaya itiraz ve iade işlemi olduğu kabul edilmiş, buna bağlı olarak davaya konu faturalarda yazılı ticari emtianın davalı tarafa teslim edildiğine ilişkin ispat yükünün yer değiştirmediği, davacı tarafın yükümlülüğünde olduğu kabul edilerek yargılama yapılmıştır.
Davaya konu sevk irsaliyelerinin bir bölümünde teslim alan olarak davalının, bir bölümünde davalının çalışanı olduğu kanıtlanamayan üçüncü kişilerin, bir bölümünde ise davacı tarafça davalının malı teslim almaya yetkili olduğu iddia edilen davalının damadı tanık …’ın isim ve imzalarının bulunduğu görülmüş, SGK kayıtlarına göre davalının çalışanı olduğu belirlenmeyen ve davacı tarafça bu konuda delil sunulamayan diğer adı geçenler hakkında davalı adına malı teslim almaya yetkili olduklarına dair bir delil ve belge toplanmadığından imza incelemesi yapılmamış, bütün sevk irsaliyelerindeki atılmış tüm imzaların çıplak gözle kolayca fark edilir bir biçimde tek bir el ürünü olduğu açık ve anlaşılır olmakla davacı tarafın iddiasına göre yalnız davalı ve tanık … açısından imza incelemesi yoluna gidilmiştir.
Sevk irsaliyelerindeki teslim alan bölümündeki imzaların davalıya ait olup olmadığı konusunda uzman bilirkişi raporu alınmış, bilirkişi 79 adet sevk irsaliyesinin hepsinde yer alan imzaların davalının eli ürünü olmadığını bildirmiştir.
Davacı taraf, sevk irsaliyelerindeki imzaların davalının … ve çalışanı …’a ait olduğu iddiasında bulunmuş, bunun üzerine davalının çalışanlarına ilişkin SGK kayıtları alınmış, …’ın, davalının çalışanı olmadığı tespit edilmiş, kaydı olmasa da davalının çalışanı olabileceği dikkate alınarak … tanık sıfatı ile dinlenmiş, duruşmadaki beyanında davalının … olduğunu, davalıya ait haldeki iş yerinde …… ve … tarihleri arasında … olarak çalıştığını, iş yerinin yönetimiyle ilgili bir yetkisinin bulunmadığını, davacı tarafça iş yerine … veya ticari bir ürün getirilip verildiğine ilişkin bir görgüsünün bulunmadığını, irsaliyelerdeki imzanın kendisine ait olmadığını, kendisinin görevinin irsaliye imzalamak olmayıp yalnızca … işi yaptığını bildirmiş, tanığa ait imza örnekleri alınmış, tanığın imzası ile irsaliyelerde yer alan imzaların gözle görülür bir biçimde benzer olmadıkları tespit edilmiş, bu nedenle ve tanığın davalı adına mal teslim almaya yetkili bir görevinin bulunduğuna dair dosyada hiçbir delil toplanmadığından uzman bilirkişiden sevk irsaliyelerindeki imzanın tanığın eli ürünü olup olmadığı konusunda rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
Davacı tarafça sevk irsaliyelerindeki imzaların davalının bir başka çalışanına ait olduğu dile getirilmemekle bu konuda başkaca bir delil toplanması yoluna gidilmemiş, davacı tarafın, dava konusu ticari malların davalıya teslim edildiğine ilişkin iddiasını kanıtlayamaması nedeniyle yemin hakkı hatırlatılmış, davacı taraf yemin metnini dosyaya sunmuş davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış, davalı yemine icabet etmiş, duruşmada faturaya konu ticari ürünleri satın almadığını, davaya konu faturalar yönünden davacıya talep edilen miktarda borçlu olmadığı konusunda yemin etmiş, buna göre davacı tarafça, dava konusu ticari emtianın davalıya teslim edildiği kanıtlanamadığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerle:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL red harcının peşin yatırılan 20.666,95-TL harçtan indirilmesi ile geriye kalan 20.586,25‬-TL harcın isteği halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davalı taraf yararına AAÜT’nin 13(1) maddesi uyarınca takdir edilen 144.814,84 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan ve 21,40 TL posta ücreti ve 1,80 TL üç kep reddiyatından oluşan toplam 23,20 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A (14) maddesi uyarınca 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinden oluşan yargılama giderinin davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
7-Taraflarca peşin olarak yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Davacı vekilleri ve davalı vekilinin yüzüne karşı HMK’nun 343 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı….

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …