Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/996 E. 2022/241 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/996
KARAR NO : 2022/241

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/10/2019
KARAR TARİHİ : 15/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında konusu “İzmir İli 3. Kısım 1. Bölge İlçelerinnin cadde ve Bulvarlarında Kanal Bakım, Onarım İnşaatı” olan sözleşme akdedildiğini, sözleşme uyarınca yapılan karşılığında davalı yanın idareye (İZSU) taahhütte bulunduğu birim fiyatlar üzerinden 17 tenzilat ile müvekkiline ödeme yapacağını, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 5. maddesine göre “İşveren idare (İZSU) tarafından onaylanmış hakediş sonrası oluşturduğu taşeron hakedişini, idareden kendi hakedişlerininin tahsilatını yaptıktan sonra taşerona öder. Her ayın 10’una kadar çalışan işçilerin SGK bedelleri ödenecektir, ayrıca ekip başına 20.000,00-TL ödeme yapılacaktır.” demek suretiyle davalı yan ile idare İZSU arasında yapılacak hakediş sonrasında tarafların ücretlerini ne şekilde yapılacağının düzenlendiğini, davalı ile İZSU arasındaki ticari ilişkinin müvekkili ile davalı yan arasındaki alacağın dayanağını oluşturduğunu, müvekkilinin yapmış olduğu hakedişler karşılığında düzenlediği faturalardan cari hesap alacağı nedeniyle en son yapılan hakedişlerde dahil olmak üzere toplamda 300.149,00-TL tutarında alacak bulunduğunu, iş bu rakamdan davalı yan masraf (işçi ödemesi vs.) ve kendi alacağını aldıktan sonra kalanının iade edilmesi gerektiğini, buna göre görünen cari alacağın 190.000,00-TL olduğunu, davacının karşı yana yapmış olduğu hizmet karşılığı faturalar tanzim ettiğini, faturaların karşı tarafa tebliğ edidldiğini, ticari defterlerine işlediğini, ancak karşı tarafın fatura bedellerini ödemediğini, alacağın tahsili amacıyla İzmir 21. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası üzerrinden takp başlatıldığını, icra takip dosyasına borçlunun süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğunu belirterek davalı borçlunun icra takibine vaki itirazının iptaline, takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalan 20.09.2018 tarihli sözleşme ve 07.04.2019 tarihi revize sözleşme kapsamında davacının yüklendiği işler bulunduğunu, ancak 01.06.2019 tarihinde, davacı yan davalı şirkete bildirim yapmadan işi bıraktığını, bu hususun şantiye şefi ve saha sorumlusunun beraberinde imza ettiği 10.06.2019 tarihli tutanak ile sabit olduğunu, davacı yanın işi bıraktığı tarihe kadar müvekkili şirket tarafından davacıya, toplam 1.280,493,76-TL tutarında ödeme yaptığını, karşılığında 816.961,47-TL tutarında hizmet aldığını, davacı yana 463.532,29-TL tutarında fazla ödeme yapıldığını, ayrıca davacının kusurundan kaynaklı İZSU tarafından davalı şirkete 23.100,00-TL tutarında cezai işlem uygulandığını, 11.405,35-TL hasar bedeli yansıtıldığını, davacı yana Karşıyaka … Noterliğinin 22.08.2019 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile davacı yandan alacaklı olunduğu hususunun ihtar edildiğini, davacı yanın müvekkili şirkete borcu bulunmadığını, bilakis alacaklı olduğunu belirterek davacının haksız davasının reddine, davacı aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-İzmir 21. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası,
3-Davacıya ait ticaret sicil kayıtları,
4-Davacıya ait vergi sicil kayıtları,
5-Davacıya ait esnaf sicil kayıtları,
6-Karşıyaka … Noterliğinin 28/08/2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamenin ve ihtarnamenin muhataplara tebliğine ilişkin tebligat evrakı,
7-Davacıya ait ticari defter ve kayıtlar,
8-Davalı şirkete ait ticari defter ve kayıtlar,
9-İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü nezdinde bulunan ”İzmir İli 3. Kısım 1. Bölge İlçelerinin Cadde, Sokak ve Bulvarlarında Kanal Bakım, Onarım İnşaatı” ihalesi işi ile ilgili olarak ihale evrakları, davacı … ile davalı … Mühendislik İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi arasında imzalanan taşeron sözleşmesinin, hakediş raporları, faturalar, ilgililere yapılan ödemeler ve ilgili tüm evrak ve kayıtlar,
10-… Bankası Anonim Şirketi … Caddesi/İzmir Şubesi nezdinde … seri numaralı, 10/04/2019 keşide tarihli, 30.000,00-TL bedelli çek ile … seri numaralı, 13/04/2019 keşide tarihli, 73.500,00-TL bedelli çeke ilişkin olarak bulunan tüm kayıt ve evraklar,
11-Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 09/10/2020 havale tarihli raporu,
12-Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 09/04/2021 havale tarihli ek raporu,
13-Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 08/02/2022 havale tarihli ek raporu,
14-Sair deliller.
DAVA KONUSU :
Açılan dava, taraflar arasında imzalanan ”İzmir İli 3. Kısım 1. Bölge İlçelerinin Cadde, Sokak ve Bulvarlarında Kanal Bakım, Onarım İnşaatı” konulu sözleşme kapsamında davacı şirket tarafından yapıldığı iddia edilen iş karşılığı hakediş bedelinin ve taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında düzenlenen faturalar ile cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine davalı şirket tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ile asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinde İcra Takibine İtirazın İptali; ”Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İcra ve İflas Kanunu’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçladığı bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süresinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması hâlinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkâr tazminatına da hükmedilebilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukuku, 2006, s. 219, 223).
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir (İİK. m.67/1). Alacaklı, alacağının varlığını Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Dava, özünde tahsil istemini de barındırmakla, burada borçlunun takip sonrası yaptığı ödeme iddialarının da nazara alınması zorunludur. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmamasına bakılmaksızın, bütün itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden; mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi halinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, alacak miktarının, takip ya da dava tarihindeki koşullara göre belirlenmesinin, itirazın iptali davasında hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminat türü olan ve bağımsız bir dava konusu yapılamayan icra inkar tazminatının miktarına da etkili olacağı açıktır.
Yargıtay Daireleri ile Hukuk Genel Kurulunun kararlılık kazanmış uygulamasına göre; itirazın iptali davalarında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak icra inkâr tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlarının bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Nitekim aynı ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.02.2020 tarihli ve 2017/3-957 E., 2020/99 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
İzmir 21. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklının davacı … olduğu, borçlunun davalı … Mühendislik İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi olduğu, davacı alacaklı vekilinin davalı borçlu aleyhine 190.000,00-TL asıl alacak bedeli üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafın süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 219. maddesinde; ”Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir.
Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir.” hükmü bulunmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 220. maddesinde ise; ”İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir.
Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir.
Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.” hükmü düzenlenmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesinde de; ”Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” hükmüne yer verilmiştir.
18/06/2020 tarihli duruşmanın 7 numaralı ara kararında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 219/2. ve 222/1. maddelerinde tarafların delil olarak dayandığı ticari defter ve kayıtları ibraz ile yükümlü olduğu hüküm altına alındığından, taraf vekillerine bilirkişi incelemesine esas olmak üzere taraflara ait ticari defter kayıt ve belgeleri mahkememize sunmak veya ticari defter ve belgelerin bulunduğu yeri mahkememize bildirmek üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 220/1. fıkrası uyarınca iki haftalık kesin süre verilmesine karar verilmiş olup, taraf vekillerinin müvekkillerine ait ticari defter ve belgelerin bulundukları yerleri verilen kesin süre içerisinde mahkememize bildirdikleri görülmüştür.
Gerekli bilgi ve belgelerin temini akabinde dosyanın mahkememizce re’sen belirlenecek Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, taraflara ait ticari defter ve belgeler, İzmir 21. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası, taraflara ait ticari defter ve belgeler, taraflara ait vergi kayıtları, taraflara ait ticaret sicil kayıtları ile sair deliller birlikte değerlendirilerek; taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, var ise hangi sebeplerden kaynaklı olarak ticari ilişki bulunduğu, taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunup bulunmadığı, davacı şirketçe davalı şirket adına düzenlenen faturalar ile cari hesap ilişkisinin taraflara ait ticari defter ve belgelere işlenip işlenmediği, davacı şirketin taraflar arasında imzalanan ”İzmir İli 3. Kısım 1. Bölge İlçelerinin Cadde, Sokak ve Bulvarlarında Kanal Bakım, Onarım İnşaatı” konulu sözleşme kapsamında davalı şirket adına düzenlenen faturalar ve taraflar arasındaki cari hesap ilişkisi çerçevesinde davalı şirketten alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı var ise miktarı, icra takibinde işletilen faiz miktarlarının usulüne uygun olup olmadığı hususlarının belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi 09/10/2020 havale tarihli raporunda sonuç olarak, davalı şirket ticari kayıtlarının tetkikinde taraflar arasında ticari iş ilişkisinin 2018-2019 yılları itibariyle taraflar arasında tanzim edilmiş sözleşmelere istinaden kurulduğunu, davalı şirket ticari kayıtlarına göre tespit edilen bakiye avans tutarının 380.698,53-TL olduğu, davacı şirket ihtarnamesinde ise davacı firmadan 451.397,93-TL fazla ödeme yapıldığı iddia edildiğini, netice itibariyle taraflar arasındaki borç/alacak tutarının tespitinin davacı firmanın ticari defterleri üzerinde yapılacak inceleme ve kayıtlara göre alınacak bilirkişi raporunun neticesine göre belirlenmesinin mümkün olacağını mütalaa etmiştir.
Davacı şirkete ait olan ve davacı vekili tarafından bildirilen ticari defter ve belgelerin incelenmesi amacıyla dosyanın 09/10/2020 havale tarihli raporu tanzim eden Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, taraflara ait ticari defter ve belgeler, İzmir 21. İcra Dairesi’nin …/… Esas sayılı dosyası, taraflara ait ticari defter ve belgeler, taraflara ait vergi kayıtları, taraflara ait ticaret sicil kayıtları ile sair deliller birlikte değerlendirilerek; taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, var ise hangi sebeplerden kaynaklı olarak ticari ilişki bulunduğu, taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunup bulunmadığı, davacı şirketçe davalı şirket adına düzenlenen faturalar ile cari hesap ilişkisinin taraflara ait ticari defter ve belgelere işlenip işlenmediği, davacı şirketin taraflar arasında imzalanan ”İzmir İli 3. Kısım 1. Bölge İlçelerinin Cadde, Sokak ve Bulvarlarında Kanal Bakım, Onarım İnşaatı” konulu sözleşme kapsamında davalı şirket adına düzenlenen faturalar ve taraflar arasındaki cari hesap ilişkisi çerçevesinde davalı şirketten alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı var ise miktarı, icra takibinde işletilen faiz miktarlarının usulüne uygun olup olmadığı hususlarının her iki tarafın ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılması neticesinde belirlenerek düzenlenecek ek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi 09/04/2021 havale tarihli ek raporunda sonuç olarak, davacı …’ya ait 2018-2019 yılları ticari defterler incelemeye tabi tutulmuş, yapılan inceleme sonucunda davacı firmanın ticari defterlerinin noter marifetiyle açılış-kapanış onaylarının alındığını, taraflar arasındaki ticari kayıtlarının tetkikinde taraflar arasında ticari iş ilişkisinin 2018 yılında başladığını, taraflar arasında yazılı cari hesap sözleşmesi bulufmadığını ancak karşılıklı C/H ilişkisinin 2018-2019 yılları itibariyle taraflar arasında tanzim edilmiş sözleşmelere istinaden kurulduğunu, davacı ticari defter kayıtlarına göre 10.06.2019 tarihli … nolu ve 236.000,00-TL tutarlı ve 30.06.2019 tarihli 29.06.2019 tarihli … nolu 297.360,00-TL tutarlı 3. Kısım 1. Bölge Kanal bakım işi olan, toplamı 533.360,00-TL tutarlı faturanın davalı şirket kayıtlarına alınmadığını, faturaların davalı şirkete tebliğine ilişkin belge sunulmadığını, davacı şirket kayıtlarına göre toplam tahsilatın toplamı 1.050.176,00-TL olduğunu, davalı firmadan C/H bakiyesi alacak tutarının 30.06.2019 tarihi itibariyle 300.149,10-TL olduğunu, davalı şirket ticari kayıtlarına göre tespit edilen bakiye avans tutarının 380.698,53-TL olduğunu, -…-Satıcılar hesabı- 149.848,20-TL ödeme kaydı bulunduğunu, cari hesap bakiyesi sıfır (0) olarak kapatıldığını, -195- İş avansları hesabı- 697.998,53-TL olarak toplam 847.846,73-TL ödeme kayıtlara yansıtıldığını, avanslar hesabından 317.000,00-TL tutarında fatura ile karşılanarak bakiyesinin davacı firmaya verilmiş 380.698,53-TL iş avansı bulunduğunu, taraflar arasındaki borç/alacak tutarının tespitinde davacı firmanın takip talebinde 190.000,00-TL asıl alacak talebinin bulunduğunu, davacı firmanın mevcut kayıtlarında 300.149,10-TL alacaklı, davalı firmanın ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme ve kayıtlara göre davacı firmaya 380.698,53-TL İş avansı ödemesi tespit edildiğini, davalı firmanın kayıtlarında iki adet fatura toplamı 533.360,00-TL kaydı bulunmadığını, davacı firmanın toplam 533,360,00-TL fatura tutarının davalı firma kayıtlarına alınması halinde davacıya 533.360,00 – 380.698,53 = 152.661,47-TL davacı firmaya borçlu olacağını, davalı firmaya ödemelerini ispatlanamaması halinde 152.661,47 + 136.998,53 = 289.660,00-TL davalı şirketin borçlu olacağını mütalaa etmiştir.
Taraf vekillerinin kök ve ek rapora karşı beyan ve itirazları ile mahkememizce görülen lüzum üzerine İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğüne müzekkere yazılarak ”İzmir İli 3. Kısım 1. Bölge İlçelerinin Cadde, Sokak ve Bulvarlarında Kanal Bakım, Onarım İnşaatı” ihalesi işi ile ilgili olarak ihale evrakları, davacı … ile davalı … Mühendislik İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi arasında imzalanan taşeron sözleşmesinin, hakediş raporlarının, faturaların, ilgililere yapılan ödemelerin ve ilgili tüm evrak ve kayıtların eksiksiz olarak mahkememize gönderilmesi, 29/06/2019 tarihi itibariyle işin ne kadarının tamamlandığı hususunun mahkememize bildirilmesi istenilmiş olup, ilgili kayıt ve belgeler dosya arasına alınmıştır.
Müzekkere cevabında yer alan bilgi ve belgelerin dosya muhteviyatına kazandırılması akabinde dosyanın kök ve ek raporu tanzim eden Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye tevdi ile İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından gönderilen müzekkere cevabında yer alan ihale evraklarını içerir CD içeriği ve taraf vekillerinin 09/04/2021 havale tarihli ek rapora karşı beyan ve itirazları birlikte değerlendirilerek mahkememizin kök ve ek raporun tanzimine yönelik ara kararları kapsamında düzenlenecek ek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi 08/02/2022 havale tarihli ikinci ek raporunda sonuç olarak, 10.06.2019 tarihli … nolu ve 236.000,00-TL tutarlı ve 30.06.2019 tarihli 29.06.2019 tarihli … nolu 297.360,00-TL tutarlı 3. Kısım 1. Bölge Kanal bakım işi olan, toplamı 533.360,00-TL tutarlı faturanın davalı şirket kayıtlarına alınmadığını, faturaların davalı şirkete tebliğine ilişkin belge sunulmadığını, bu bususta davacı şirketin fatura bedeli işin davalıya tesliminin ispatı hususunda mahkemenin celp yazısına istinaden İZSU’dan bildirilen hakkediş tutarının 3.768,419,50-TL ödendiğini, işin %78 oranında tamamlandığı, tutar üzerinden %17 tenzilat yapılması halinde toplam taşeron hakkediş tutarının 3.768,419,50 x 0,83 = 3.127.788,18-TL olarak hesaplandığını, davacı şirket kayıtlarına göre tahsilat toplamının 1.080.176,00-TL olduğunu, davalı firmadan C/H bakiyesi alacak tutarının 30/06/2019 tarihi itibariyle 270.149,10-TL hesaplandığını, davalı firmanın kayıtlarında toplam ödemenin 697.998,53-TL olarak toplam 847.846,73-TL öderne kayıtlara yansıtıldığını, İş Avansları hesabından 317.000,00-TL tutarında fatura ile karşılanarak, bakiyesinin davacı firmaya verilmiş 380.698,53-TL İş avansı bulunduğunu, davacı firmanın toplam 533.360,00-TL fatura tutarının davalı firma kayıtlarına alınması halinde 533.360,00 – 380.693,53 = 152.661,47-TL tutarında davacı firmaya borçlu olacağını, davalı firmaya toplam 75.998,53-TL tutarındaki çek ödemesinin banka kayıtları ile ispatlandığını, 61.000,00-TL ödemenin ise ispat edilemediği anlaşıldığından, ödemelerin ispatlanamaması halinde davalı şirketin davacı şirkete (152.661,47 + 61.000,00) 213.661,47-TL tutarında borçlu olacağını mütalaa etmiştir.
… Bankası Anonim Şirketi … Caddesi/İzmir Şubesine müzekkere yazılarak … seri numaralı, 10/04/2019 keşide tarihli, 30.000,00-TL bedelli çek ile … seri numaralı, 13/04/2019 keşide tarihli, 73.500,00-TL bedelli çeke ilişkin olarak bulunan tüm kayıt ve evrakların mahkememize gönderilmesi istenilmiş, celp edilen kayıtlar üzerinde yapılan incelemeler neticesinde … seri numaralı, 10.04.2019 keşide tarihli, 30.000,00-TL bedelli çekin takas merkezi aracalığı ile ödendiği, … seri numaralı, 13.04.2019 keşide tarihli, 73.500,00-TL bedelli çekin ise şubeden …’ya ödendiğinin mahkememize bildirildiği görülmüştür.
Dava konusu icra takibinde yer alan ödeme emrine dayanak alacağın faturadan kaynaklandığı, faturanın taraflar arasındaki sözleşmeye binaen davacı tarafça yapılan ve ihale sahibi kurum tarafından da kabul edilerek davalı şirkete hakediş ödemesi yapılan işler açısından düzenlendiği, alacağın faturaya dayalı olduğu ve davalı tarafça bilinebilir mahiyette bulunduğu ve alacağın likit olduğu gözetilerek, icra inkar tazminatının kabulüne karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, İzmir 21. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyası, davacıya ait ticaret sicil kayıtları, davacıya ait vergi sicil kayıtları, davacıya ait esnaf sicil kayıtları, Karşıyaka … Noterliğinin 28/08/2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamenin ve ihtarnamenin muhataplara tebliğine ilişkin tebligat evrakı, davacıya ait ticari defter ve kayıtlar, davalı şirkete ait ticari defter ve kayıtlar, İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü nezdinde bulunan ”İzmir İli 3. Kısım 1. Bölge İlçelerinin Cadde, Sokak ve Bulvarlarında Kanal Bakım, Onarım İnşaatı” ihalesi işi ile ilgili olarak ihale evrakları, davacı … ile davalı … Mühendislik İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi arasında imzalanan taşeron sözleşmesinin, hakediş raporları, faturalar, ilgililere yapılan ödemeler ve ilgili tüm evrak ve kayıtlar, … Bankası Anonim Şirketi … Caddesi/İzmir Şubesi nezdinde … seri numaralı, 10/04/2019 keşide tarihli, 30.000,00-TL bedelli çek ile … seri numaralı, 13/04/2019 keşide tarihli, 73.500,00-TL bedelli çeke ilişkin olarak bulunan tüm kayıt ve evraklar, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 09/10/2020 havale tarihli raporu, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 09/04/2021 havale tarihli ek raporu, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 08/02/2022 havale tarihli ek raporu ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın taraflar arasında imzalanan ”İzmir İli 3. Kısım 1. Bölge İlçelerinin Cadde, Sokak ve Bulvarlarında Kanal Bakım, Onarım İnşaatı” konulu sözleşme kapsamında davacı şirket tarafından yapıldığı iddia edilen iş karşılığı hakediş bedelinin ve taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında düzenlenen faturalar ile cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine davalı şirket tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ile asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili taleplerine ilişkin olduğu, İzmir 21. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasında davacı alacaklı vekilinin davalı borçlu aleyhine 190.000,00-TL asıl alacak bedeli üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafın süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, taraflar arasında imzalanan ”İzmir İli 3. Kısım 1. Bölge İlçelerinin Cadde, Sokak ve Bulvarlarında Kanal Bakım, Onarım İnşaatı” konulu sözleşme kapsamında davacı şirket tarafından bir kısım işlerin yapıldığı ve bu işlere ilişkin bedellerin davalı şirket adına faturalandırıldığı, ihale sahibi kurum kayıtlarına göre ”İzmir İli 3. Kısım 1. Bölge İlçelerinin Cadde, Sokak ve Bulvarlarında Kanal Bakım, Onarım İnşaatı” işinin %78’inin tamamlandığı, ihale sahibi kurum tarafından davalı şirkete yapılan iş karşılığında 3.768,419,50-TL ödendiği, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri uyarınca hakediş tutarı üzerinden %17 tenzilat yapılması halinde davacı taşeronun hakkediş tutarının 3.127.788,18-TL olduğu, davacı şirket kayıtlarına göre davalı şirketten yapılan tahsilat bedelleri toplamının 1.080.176,00-TL olduğu, davalı firmadan C/H bakiyesi alacak tutarının 30/06/2019 tarihi itibariyle 270.149,10-TL olduğu, davalı firmanın kayıtlarında toplam ödemenin 697.998,53-TL olarak gözüktüğü, iş avansları hesabından 317.000,00-TL tutarında fatura ile karşılanarak davacı firmaya verilmiş 380.698,53-TL iş avansı bulunduğunun tespit edildiği, ihale sahibi kurum tarafından gönderilen evraklardan da anlaşıldığı üzere işin %78’inin tamamlandığı, davalı şirketin yapılan iş mukabilinde ihale sahibi kurumdan ödeme aldığı, bu sebeple davacı firmanın toplamda 533.360,00-TL tutarındaki faturaların davalı firma kayıtlarında yer almamasının işin yapılmadığına delalet teşkil etmeyeceği, davacı tarafça davalı şirket adına düzenlenen fatura bedeli toplamı 533.360,00-TL’den davalı şirket tarafından davacı tarafa verilen iş avansı bedeli 380.693,53-TL’nin mahsubu neticesinde davalı şirketin davacıya 152.661,47-TL tutarında borçlu olduğu, ayrıca davalı şirket kayıtlarında yer alan ancak davacı kayıtlarında yer almayan 61.000,00-TL bedelli ödemenin davalı şirket tarafından usulüne uygun deliller vasıtasıyla ispat edilemediği, ödemenin ispatlanamaması neticesinde davalı şirketin davacı şirkete olan borcunun (152.661,47-TL+61.000,00-TL) 213.661,47-TL olarak hesaplandığı, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi 08/02/2022 havale tarihli ikinci ek raporunda her ne kadar davalı şirket kayıtlarında yer alan ancak davacı kayıtlarında yer almayan 61.000,00-TL bedelli ödemenin ispat edilmesi gerektiği belirtilmiş ise de, davalı vekili tarafından mahkememize sunulan 05/11/2021 tarihli beyan dilekçesi ekinde yer alan … Bankası Anonim Şirketine ait dekont suretinden anlaşıldığı üzere 08/04/2019 tarihinde …’ya ödendiği belirtilen bedelin … hesabına EFT yapılmak suretiyle ödendiği, belirtilen husus dikkate alındığında davalı şirketin davacıya olan bakiye borcunun (152.661,47-TL+46.000,00-TL 198.661,47-TL olduğu, ancak icra dosyasında yer alan ödeme emrine konu edilen alacak bedelinin mahkememizce belirlenen alacak bedelinden az olduğu, belirtilen gerekçeler dahilinde davacı tarafın iddialarını usulüne uygun deliller vasıtasıyla ispatladığı, davacı tarafın alacağı karşısında davalı şirketin icra takibinde yer alan ödeme emrine yönelik olarak yapmış olduğu itirazının haksız olduğu anlaşılmakla, açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KABULÜ İLE,
1-Davalı … Mühendislik İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin İzmir 21. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasındaki icra takibine ilişkin İTİRAZININ İPTALİNE, İzmir 21. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasındaki icra takibinin 190.000,00-TL asıl alacak bedeli üzerinden, asıl alacağa 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümleri uyarınca yıllık %19,50 oranında faiz uygulanmak suretiyle devamına,
2-Alacak miktarı likit olduğundan takip konusu kabul edilen asıl alacak miktarı olan 190.000,00-TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalı … Mühendislik İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinden alınarak davacı …’ya verilmesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 12.978,90-TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 2.294,73-TL harcın mahsubu ile bakiye 10.684,17-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 79,00-TL elektronik tebligat, 44,00-TL tebligat, 148,50-TL posta masrafı, 600,00-TL bilirkişi ücreti, 2.294,73-TL peşin harç ve 44,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 3.210,63-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 21.750,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
7-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerini yüzlerine karşı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.15/03/2022

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.