Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/968
KARAR NO : 2022/1033
DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 25/10/2019
KARAR TARİHİ : 21/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Maddi ve Manevi Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; 21.05.2017 tarihinde …’a ait ve …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, müvekkilleri … ve…’a çarpması neticesinde yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, davalı sürücünün, KTK’nun 54/1-b maddesi hükmüne aykırı ve sollama yasağına aykırı hareket ederek önünde seyreden otobüsü sollayıp, yol kontrolü yaparak karşıdan karşıya geçen müvekillerine çarpması nedeniyle asli kusurlu olduğunu, ceza davasının derdest olduğunu, davalı sigorta şirketinin kazaya karışan aracın ZMMS sigortası poliçesini düzenleyen olarak maddi zarardan poliçe teminatları ile sınırlı olmak üzere sorumlu olup, davalı …’ın sürücü, davalı …’ın ise araç sahibi ve işleten sıfatıyla sorumlu olduklarını, zorunlu arabuluculuk görüşmelerinden sonuç alınamadığını, davanın kanun hükümleri çerçevesinde görevli yetkili mahkemede açıldığını, kazadan sonra müvekkili …’un yoğun bakıma alındığını, Türkiye’deki ilk tedavisinden sonra ikamet ettiği Almanya’da tedavisine devam edildiğini, düzenlenen raporlara göre müvekkilinin yardım almaksızın tekerlekli sandalyeye oturamadığını, oturtulduktan sonra ise yarım saat sonrasında sol dizindeki ağrıların şiddetlendiğinin, hareket ederken sol kalçada ve sol dizde ağrılarının mevcut olduğunun belirlendiğini, bu durumun günlük yaşamını etkilediğini, ev içinde yürüteç yardımıyla, ev dışında tekerlekli sandalye yardımıyla hareket edebildiğini, günlük birçok faaliyetini yapamaz hale geldiğini ve birilerinin bakımına muhtaç olduğunu, yabancı ülke yetkili makamı tarafından müvekkilinin ağır engelli olarak tespit edilip kimlik kartı düzenlendiğini ve tamamıyla iş göremezlik nedeniyle emekli aylığı bağlandığını, emekli aylığı maaşının 1.184,39 Euro olduğunu, tazminat hesabının bu miktar üzerinden ve müvekkilinin Almanya’da ikamet etmesi nedeniyle tazminatın Euro üzerinden hesaplanması gerektiğini, davaya konu kazada her iki müvekkilinin yaralandığını, özellikle müvekkili …’ın ağır yaralanması ve sebeple gördüğü tedavi süreci nedeniyle her birinin yarattığı acı ve ıstırap sonucu psikolojik çöküntü içine girdiğini, tatil için Türkiye’ye gelen müvekkillerinin meydana gelen üzücü olay ve bu olayın yarattığı sonuçlar nedeniyle yaşadıkları üzüntü nedeniyle manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğini, 30/07/20219 tarihinde başvuruda bulunmalarına rağmen yasal on beş günlük süre içinde cevap vermeyen davalı sigorta şirketlerinin temerrüte düştüğünü, KTK’nun 99. maddesi uyarınca davalı sigorta şirketleri hakkında 16/08/2019 tarihinden itibaren temerrüt faizine hükmolunması gerektiğini bildirmiş, müvekkili …’da oluşan geçici işgörmezlik zararı için 1.000,00 Euro, kalıcı iş görmezlik zararı için 9.000,00 Euro olmak üzere toplam 10.000,00 Euro maddi tazminatın davalı sürücü ve işleten yönünden kaza tarihinden, sigorta şirketi yönünden poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere 16/08/2019 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faiziyle birlikte davalılardan fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru karşılığı Türk Lirası olarak müşterek ve müteselsilen tahsiline, müvekkili … için 30.000,00 Euro, … için 10.000,00 Euro olmak üzere toplam 40.000,00 Euro manevi tazminatın davalı sürücü ve işletenden kaza tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faiziyle birlikte fiili ödeme tarihindeki TCMB Efektif Satış Kuru karşılığı Türk Lirası olarak müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı … Sigorta..Şirketi vekili, cevap dilekçesinde; sigorta poliçesinde tazminat miktarının Türk Lirası ile ödeneceğinin açıkça belirtilmesine rağmen dava dilekçesinde yabancı para ile tazmin talebinde bulunulması nedeniyle TBK’nun 99(3) maddesi uyarınca ve KTK’nun 97. maddesi uyarınca müvekkili şirkete kanunda belirtilen evraklar ile müracaat edilmemesi, bu kapsamda maluliyet raporunun sunulmaması ve manevi tazminat talebinin poliçe teminatı kapsamında olmaması nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, meydana gelen kazada kusur durumunun oranlarının ve müterafik kusurun tespitinin gerektiğini, kazaya karışan aracın kaza tarihinde müvekkili şirkete ZMMS poliçesi ile sigortalı olup teminat limitinin kişi başı 330.000,00 TL olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun sürücünün kusuru ile sınırlı olup, geçici iş görmezlik ve tedavi giderinin poliçe teminatı kapsamında olmadığını, tazminat hesabında TRH-2010 Mortalite tablosu ile %1.8 iskonto oranının esas alınması gerektiğini, davacıların ceza yargılaması sırasında şikayetlerinden vazgeçme ya da uzlaşma bildiriminde bulunup bulunmadıklarının araştırılması gerektiğini, müvekkili şirkete kanuna uygun başvuruda bulunulmaması nedeniyle müvekkili şirketin temerrüde düşmemiş olmasına bağlı olarak davacıların faiz isteme hakkının doğmadığı gibi ancak yasal faiz talep edebileceklerini, müvekkili şirketin dava açılmasına sebebiyet vermemesi nedeniyle yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağını bildirmiş, davanın KTK’nun 97 ve TBK’nun ilgili maddeleri uyarınca usulden reddine, manevi tazminat ile geçici iş göremezlik tazminatının poliçe teminatı kapsamı dışında olması nedeniyle reddine, faiz talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …, cevap dilekçesinde; davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesinin gerektiği ile birlikte yetkisiz mahkemede açıldığını, bu nedenle seçimlik hakkın doğduğunu, ikamet ettiği ve kazanın meydana geldiği yer olan Manavgat mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacıların taleplerinin zamanaşımına uğradığını, kazanın yönetimindeki motor ile seyrederken yaya yolu olmayan bir yerden geçmekte olan ve ansızın karşısına çıkan davacılarla çarpışması neticesi meydana geldiğini, olay nedeniyle yaralandığını, kendisinde kalıcı iş görmezlik oluştuğunu, kazanın meydana gelmesinde kendisinin kusuru olmayıp davacıların asli kusurlu olduğunu, ceza dosyasında alınan bilirkişi raporunda da davacıların asli kusurlu belirlendiğini, manevi tazminat miktarının zenginleşmeye yol açacak miktarda abartılı olarak talep edildiğini, zorunlu arabuluculuk görüşmelerinden haberdar edilmediğini bildirmiş, davanın görevsizlik, yetkisizlik, zamanaşımı ile usul ve esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … duruşmalara gelmediği gibi cevap dilekçesi de sunmamıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, davaya konu trafik kazası nedeniyle davacıların maddi ve manevi zararlarının doğduğu, maddi zarardan davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere tüm davalıların, manevi zarardan ise; araç maliki davalı … ile davalı sürücü …’ın sorumluluğunun bulunduğu iddiasıyla geçici ve kalıcı iş görmezlik tazminatı ile manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
Davalı sigorta şirketinin, kazaya karışan davalı …’a ait aracın kaza tarihindeki zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olmasına bağlı olarak uyuşmazlığa ilişkin yasal düzenlemenin TTK’nun 1420 ve devamı maddelerinde yapılmış olması nedeniyle TTK’nun 4 (1-a) maddesi uyarınca dava, mutlak ticari dava niteliğinde olup uyuşmazlığı çözme görevinin mahkememize ait olduğu, davalı …’ın görevsizlik itirazında haklılık bulunmadığı dikkate alınarak yargılama yapılmış ve hüküm kurulmuştur.
Davalı … tarafından yetkisizlik itirazında bulunulmuş ise de; davanın kesin yetki düzenlemesine tabi olmadığı, Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesinde davanın sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabileceğine ilişkin hüküm kapsamında davalı sigorta şirketinin İzmir’de bölge müdürlüğünün bulunması nedeniyle Mahkememizin davaya bakmaya yetkili olduğu, dikkate alınarak davalı …’ın yetkisizlik itirazında haklılık görülmemekle ön inceleme duruşmasında yetki ilk itirazının reddine karar verilmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, 2918 sayılı KTK’nun 97. maddesi uyarınca; usulüne uygun başvuru yapılmadığı ve iş görmezliğe ilişkin raporun sunulmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesini talep etmiş ise de; ilgili yasal düzenleme gereği dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuru dava şartı olup, davacı tarafın 30/07/2019 tarihinde tazminat istemi ile davalı sigorta şirketine başvurduğu, davalı sigorta şirketi tarafından altı adet evrakın tamamlanması halinde ödeme yapılacağına ilişkin yazı düzenlendiği, kanunda eksik evrakla başvuru ve yaptırımı konusunda düzenlemeye yer verilmeyip yalnızca başvuru şartının ve eksik evrakla başvuru veya herhangi bir sebeple sigorta şirketi tarafından tazmin gerekliliği görülmediği takdirde ödeme yapılmaması veya cevap verilip verilmeme konusundaki takdirin sigorta şirketine ait olup yargılama sırasında davalı sigorta şirketi tarafından eksikliği iddia edilen belgelerin toplanmasından sonra dahi bir ödeme yapılmadığı birlikte değerlendirildiğinde başvuruya ilişkin dava şartının yerine getirildiği, davalı sigorta şirketinin aksine iddiasında bir haklılık bulunmadığı anlaşılmakla bu nedene bağlı olarak davanın usulden reddine karar verilmemiştir.
Davalı … zamanaşımı definde bulunmuştur. Gerek TBK’nun 72.maddesi gerekse 2918 sayılı KTK’nun 109.maddesinde düzenlenen zamanaşımı süreleri yanında haksız fiilin bir suçu içermesi halinde zamanaşımı süresinin ceza zamanaşımı süresi kadar uzayacağına ilişkin hükümler nedeniyle somut olay açısından kaza tarihinin 21/05/2017 olup davacıların yaralanmaları nedeniyle davalı sürücü … hakkında Manavgat 4. Asliye ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında taksirle yaralama suçundan kamu davasının görüldüğü göz önünde tutularak taksirli yaralamaya ilişkin ceza zamanaşımı süresi içinde davanın açılmış olması nedeniyle zamanaşımının gerçekleşmediği anlaşılmakla davalı …’ın zamanaşımı definde haklılık bulunmadığı dikkate alınarak ön inceleme duruşmasında zaman aşımı definin reddine karar verilmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, dava dilekçesinde davacı tarafın yabancı para ile tazminat talebinde bulunmasının TBK’nun 99(3) maddesine aykırılığı nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiş ise de; davacıların yurt dışında ikamet etmelerine bağlı olarak haksız fiil nedeniyle uğradıkları maddi zararın tazminini yabancı para üzerinden talep edebilecekleri, manevi tazminat yönünden ise yabancı para ile tazminat taleplerinin yalnız bu nedenle reddedilmeyip mahkememizce resen ülke parası ile takdir edilebileceği, dava dilekçesindeki talebin bu yönleriyle TBK’nun 99(3) maddesine aykırı olmadığı dikkate alınarak davalı sigorta şirketi vekilinin iddiasında haklılık görülmemiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, geçici iş görmezlik tazminatının poliçe teminatı dışında kaldığı iddiasında bulunmuştur. 6111 Sayılı Kanunun 59. maddesi ile değişik KTK’nun 98. maddesinde SGK’nın sorumluluğu üniversite hastaneleri ile resmi ve özel sağlık kurumları tarafından trafik kazası sonucu yaralanan kişilerin tıbbi tedavi ile sınırlı sağlık hizmeti giderleri ile sınırlandırılmıştır. Bu düzenlemeye göre ZMMS genel şartları A.5(b) maddesi ile yaralı kişinin tedavisine başlanmasından maluliyet raporu alıncaya kadar geçen süre içinde bakıcı giderleri, çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler, bir başka deyişle geçici iş görmezlik zararları sağlık giderleri kapsamında sayılarak 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile KTK’nun 98. maddesi ile sınırları belirlenen sağlık giderleri teminatı kapsamını genişletmiş ise de; kanunla düzenlenen bir konunun kapsamının idare tarafından yapılan bir düzenleme olan genel şartlar ile genişletilmesinin ve daraltılmasının mümkün bulunmadığı, buna göre kanuna aykırı genel şart maddesinin uygulanmasının mümkün bulunmadığı, bu düzenleme ile dava dışı SGK’ya bir sorumluluk yüklenmesinin de mümkün olmadığı, davaya konu ZMMS poliçesindeki şartların davacılar yönünden bağlayıcılığının bulunmadığı, Anayasa Mahkemesi’nin 09/10/2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 17/07/2020 tarihli, 2019/40 esas ve 2019/40 karar sayılı kararı ile 6704 sayılı Kanun’un 3. maddesi ile değiştirilen 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin ve ikinci cümlesinde yer alan “ve genel şartlarda” ibaresinin iptal edilmesi nedeniyle uygulanmasının mümkün bulunmadığı dikkate alınarak davalı sigorta şirketi vekilinin geçici iş görmezlik zararının teminat dışı olduğuna yönelik iddiası haklı görülmemiş ve davalı sigorta şirketi, davacının iş görmezlik tazminatından sorumlu tutulmuştur.
Davalı sigorta şirketi vekili, cevap dilekçesinde manevi tazminatın poliçe kapsamı dışında olduğu iddiasında bulunmuş ise de; dava dilekçesinde davacı tarafça, davalı sigorta şirketinden manevi tazminat talebinde bulunulmadığı gibi ZMMS sigorta poliçesinin manevi zararların tazminini karşılar niteliğinin bulunmadığı açık ve anlaşılır olmakla davalı sigorta şirketinin bu yöndeki itirazının değerlendirilmesinde bir gereklilik görülmemiştir.
Zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve anlaşma sağlanamadığı görülmüştür. Her ne kadar davalı …, arabuluculuk görüşmelerinden haberdar olmadığını, bu nedenle arabuluculuk görüşmelerine katılamadığını iddia etmiş ise de; cevap dilekçesi içeriği ile davalının arabuluculuk görüşmelerine katılmış olması halinde bir anlaşma sağlanamayacağı açık olduğu gibi ilgili tarafa ulaşamamadaki kusurun davacı tarafa yüklenemeyeceği dikkate alınarak bu durum dava şartı yönünden bir yokluk hali olarak değerlendirilmemiştir.
Dava ve cevap dilekçelerinde dile getirilen iddia ve savunmalar, taraflarca sunulan delil ve belge örnekleri, davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenen poliçe ve hasar dosyası örneği, arabuluculuk son anlaşamama tutanağı, davacı tarafça, davalı sigorta şirketine ödeme konusunda yapılan başvuru ve tebligat örnekleri, kaza yapan araca ait tescil belgesi örneği, kaza tespit tutanağı, davacılar ile davalı gerçek kişilere ait nüfus kayıt tablosu örnekleri ile sosyoekonomik durumlarına ilişkin araştırma tutanakları, Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığının davaya konu kazayla ilgili soruşturma dosyası örneği ile soruşturma sonucunda iddianame ile davanın açılan Manavgat 4. Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosya örneği, davacı …’un gelirine ve kaza sonrası kendisine yabancı kurum tarafından bağlanan maaşına ilişkin dosyaya sunulan belge örnekleri, davaya konu kaza nedeniyle davacılara ödeme yapılıp yapılmadığı konusuna ilişkin ilgili yabancı kurum tarafından düzenlenmiş belge örneği ve bu konudaki SGK Müdürlüğünün yazı cevabı, ceza soruşturması ve ceza davasında alınan kusur raporları ile mahkememizce alınan kusur bilirkişisi raporları, aktüerya bilirkişisi rapor ve ek raporları, davacı tarafça yapılan talep artırım dilekçesi ile uyuşmazlık konularıyla ilgili mevcut yasal düzenlemeler ve yerleşmiş yargı kararları birlikte değerlendirilerek uyuşmazlık çözülmüştür.
Trafik tescil kayıt ve sigorta poliçesi örneklerine göre; kaza tarihinde, davalı sürücü …’ın yönetiminde bulunan … plaka sayılı motosikletin, davalı … adına kayıtlı olup davalı sigorta şirketinin, kaza tarihinde motosikletin ZMMS poliçesini düzenleyen sigorta şirketi olduğu belirlenmiştir.
KTK’nun 86. maddesinde, aynı kanunun 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma şartlarına yer verilmiştir. Bu düzenlemeye göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluğun kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin ya da üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek, sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hâkim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir. Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin takdirine bırakmıştır.
Davalı …, TBK’nun 49(1) maddesi uyarınca kazaya sebebiyet veren sürücü sıfatıyla davacıların dava konusu tüm zararlarından sorumludur. Davalı …, kazaya karışan motosikletin maliki ve KTK’nun 85.maddesi uyarınca işleteni sıfatı ile davacıların maddi ve manevi zararlarından sorumlu olup, KTK’nun 86.maddesi uyarınca somut olayda sorumluluğunu ortadan kaldıracak bir mücbir sebebin bulunmadığı anlaşılmakla, dava konusu tazminatlardan işleten sıfatı ile davalı sürücünün kusuru oranında sorumlu tutulmuştur.
KTK’nun 91. maddesinde; işletenin, aynı Kanunun 85. maddesinin 1. fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Malî Sorumluluk Sigortası yaptırma zorunluluğu düzenlenmiştir. İşletenin, üçüncü kişilere verilen zarar nedeniyle hukukî sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının, 91. maddede düzenlenen sorumluluğu, sözleşmeye dayalı bir sorumluluk olup, genel şartlar uyarınca sigortacının sorumluluğunun kapsamı kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri ile sınırlı olmak üzere sigorta konusu, motorlu bir aracın işletilmesi ile oluşan bir trafik kazası sonucunda üçüncü şahısların ekonomik değeri olan mal varlığında doğrudan oluşan azalmalar, vücut bütünlüğündeki eksilmeler, sürekli sakatlık veya ölüm nedeniyle ilgililerin uğradıkları kayıplardır. Bu çerçevede zarar gören üçüncü kişiler, işletene göre üçüncü kişi olanlar olup, sigortalıya yöneltebilecekleri tazminat taleplerini, sigortacıya karşı da ileri sürebileceklerdir. Sigorta poliçesi teminatı kapsamı dışındaki hâller KTK’nun 92.maddesi ile Genel Şartların A.6. maddesinde düzenlenmiştir.
Davalı sigorta şirketi, davalı …’ın işlettiği motosikletin ZMMS poliçesini düzenleyen sigorta şirketi olması nedeniyle KTK’nun 91.maddesi uyarınca davacıların maddi zararlarından davalı sürücünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile sorumludur.
Davacı …’un geçici ve sürekli iş görmezlik halinin oluşup oluşmadığı konusunda kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Bilim Dalı Sağlık Kurulundan alınan raporda davacının davaya konu kazayla ilgili yaralanmasına bağlı olarak %38 oranında sürekli iş görmezliğinin oluştuğu, geçici iş görmezliğinin dört ay olduğu bildirilmiştir. Davacı …’un geçici ve sürekli iş görmezliğine ilişkin olarak davacı tarafça Almanya’da düzenlenen raporda %80 oranında engelli olduğunun tespit edildiği bildirilmişse de bu konudaki belirlemenin kaza tarihindeki ilgili yönetmelik hükümlerine göre Türk Adli Tıp Kurumu veya üniversitelerin Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlıkları tarafından düzenlenecek raporla yapılmasının gerektiği, bu nitelikte Türkiye’de verilmiş ve mahkememizce alınan raporla çelişki oluşturan bir iş görmezlik raporunun bulunmadığı, davacı …’un Almanya’da ikamet etmesi sağlık durumu ve salgın nedeniyle rapor düzenlenmesi için bizzat Türkiye’ye gelmesinin mümkün olmaması karşısında dosyada toplanan tedaviye ilişkin tüm belge örnekleri üzerinden inceleme yapılarak rapor düzenlenmesinin mümkün olup, bu nitelikte düzenlenen raporun usul ve yasaya uygun olduğu, taraflarca aksine ileri sürülen iddialarda haklılık bulunmadığı göz önünde tutularak ayrıca Adli Tıp Kurumundan rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
SGK ve davacı tarafça sunulan ilgili yabancı kurumdan alınan yazılarda, Sosyal Güvenlik Mevzuatı kapsamında davaya konu kazadan kaynaklanan iş göremezlik hallerine bağlı olarak davacı …’a herhangi bir ödeme yapılmadığı bildirilmiştir.
Davaya konu kaza ile ilgili düzenlenen kaza tespit tutanağında davacılar ile davalı sürücünün trafik kurallarını ihlal ettikleri ve her birinin kusurlu oldukları belirtilmiş, Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma sonucunda Manavgat 4. Asliye ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında alınan tek bilirkişi raporunda davacıların asli kusurlu, davalı sürücünün ise tali kusurlu olduğu görüşüne yer verilmiş, ardından alınan Adli Tıp Kurumu raporunda ise davacıların tali davalı sürücünün ise asli kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Ceza yargılamasının uzun bir süre alabileceği, sonucunun beklenmesi halinde mahkememizdeki davayı sürüncemede bırakabileceği, kazaya karışan sürücünün davalı … olduğu konusunda bir şüphe bulunmadığı ve davalının ceza yargılamasında sanık sıfatıyla yargılandığı, buna göre ceza mahkemesi tarafından verilecek mahkumiyet veya beraat kararının kazaya karışan aracın sürücüsünün davalı … olduğu gerçeğini değiştirmeyecek olması karşısında mahkememizdeki kusur durumunu ve kusur oranını etkilemesinin mümkün bulunmadığı, TBK’nun 74.maddesinde hakimin zarar verenin kusurunun olup olmadığı konusunda ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleri ile bağlı olmadığı gibi, ceza hakimi tarafından verilen beraat kararı ile de bağlı bulunmadığı, aynı şekilde ceza hakiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararının da hukuk hakimini bağlamayacağı hükmü göz önünde tutulduğunda; ceza mahkemesinin kararının bekletici mesele yapılması gerekmemekle ceza davasının sonucu ve kararın kesinleşmesi beklenmemiş, ceza mahkemesi tarafından alınan raporların çelişkili olduğu da göz önünde tutularak mahkememizce kusur durumu konusunda üçlü bilirkişi heyeti oluşturulmak suretiyle rapor alınmış, bilirkişi kurulu, Adli Tıp Kurumu raporundaki tespit ve görüşlere uygun olarak davalı sürücünün, 2918 sayılı KTK’nun 54(b-1) maddesinde düzenlenen geçmenin herhangi bir trafik işaretiyle yasaklandığı yerlerde geçme yasağı, aynı maddenin üçüncü bendindeki geçeceği aracın hızı ile geçme esnasındaki kendi hızını da göz önüne alarak iki yönlü trafiğin kullanıldığı taşıt yollarında karşıdan gelen trafik dahil kara yolunu kullananların tümü için tehlike veya engel olmadan geçme için kullanacağı şeridin yeteri kadar ilerisinin boş olması zorunluluğu, aynı kanunun 47(c) maddesinde düzenlenen sürücülerin trafik işaret levhaları, cihazları ve yer işaretlemeleri ile belirtilen veya gösterilen hususlara uymak zorunluluğu ve aynı kanunun 52(b) maddesinde düzenlenen sürücülerin hızlarını kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak zorunluluğuna ilişkin kuralları ihlal ettiğini, davacıların ise 2918 Sayılı KTK’nun 68 (b) maddesinde düzenlenen taşıt yolunun karşı tarafına ceçmek isteyen yayaların, taşıt yolunu yaya ve okul geçidiyle kavşak giriş ve çıkışlarından geçme zorunluluğu ile aynı kanunun 138(b) maddesinde düzenlenen yollarda güvenli geçişin, önce sola sonra sağa bakılarak sakınca yoksa taşıt yoluna girmek, geçiş sırasında sola ve sağa bakılarak yürüyüşe devam etmek, taşıt yoluna girmeden güvenle duramayacak kadar yaklaşmış taşıtlar varsa ilk geçiş hakkını onlara verip geçişlerini beklemek sureliyle yapılması gerektiğine ilişkin kuralları ihlal ettiklerini bildirilmişlerdir.
Bilirkişi kurulu raporunda yapılan tespit ve değerlendirmeler ile ceza mahkemesinde alınan raporla, kaza tespit tutanağı ve dosyada toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde davaya konu kazanın oluşumunda davacıların tali, davalı sürücünün ise asli kusurlu olduğu anlaşılmış, mahkememizce alınan rapordaki kural ihlallerine göre davacıların %30 oranında, davalı sürücünün ise %70 oranında kusurlu oldukları belirlenerek tazminat hesabının yapılabilmesi, tarafların itiraz haklarını kullanabilmeleri açısından kusur oranlarının tespitine ilişkin ara kararının oluşturularak tazminatların hesabında ve takdirinde mahkememizce belirlenen kusur oranları dikkate alınmıştır.
Gerekli tüm delil ve belge örneklerinin toplanmasından ve kusur bilirkişi raporu alınmasından sonra aktüerya uzmanı bilirkişiden alınan rapor ve ek raporda; dava konusu tazminat kalemleri ayrı ayrı hesaplanmış, davacı tarafça, davacıların gelirlerine ilişkin yabancı ülkenin ilgili kurumuna sunulmuş vergi beyannameleri ve benzeri vergi örnekleri ibraz edilmiş ise de bu beyannamelerde kira geliri, ticarethane geliri, diğer gelirler gibi davacı …’un adına verilmiş ve hesaplamaya veri olarak alınacak gelir bilgilerine yer verilmemiş olup, bildirilen gelirlerin ortak gelirler niteliğinde bulunduğu, kazadan sonra davacıya 1.184,39 Euro tutarında maluliyet aylığı bağlandığı, Almanya’daki aylık net asgari ücretin bağlanan maluliyet aylığından daha fazla olduğu, davacının Almanya’da yerleşik ve yaşamakta olması nedeniyle Almanya’daki asgari ücretin net tutarının hesaplamada dikkate alınarak yapılan hesaplama usul, yasa ve dosya kapsamına uygun bulunmuş, buna göre asgari ücret üzerinden ve TRH-2010 yaşam tablosu ve progresif rant yönteminin kullanılması suretiyle yapılan hesaplama sonucunda davacı …’un 4.813,20 Euro geçici iş göremezlik ve 161.983,46 Euro kalıcı iş göremezlik tazminatı talep edebileceği belirlenmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, taraflarca sunulan ve bildirimleri üzerine mahkememizce toplanan deliller, mahkememizce alınan usul, yasa ve dosya kapsamına uygun, gerekçeli, ayrıntılı hükme ve denetime elverişli nitelikteki bilirkişi raporları ve ek raporları ile; 21/05/2017 tarihinde meydana gelen davaya konu trafik kazasında, davacıların basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek nitelikte ve davacı …’un geçici ve kalıcı iş görmezlik hali oluşacak şekilde yaralandığı, davaya konu kazanın oluşumunda davalı sürücü …’ın mahkememizce alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen trafik kurallarından birden çoğunu ihlali nedeniyle %70 oranında asli kusurlu olup, davacıların ise raporda belirtilen kural ihlali nedeniyle %30 oranında tali kusurlu oldukları, buna göre aktüerya bilirkişi rapor ve ek raporunda usul, yasa ve dosya kapsamı ile Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 18/02/2021 tarih ve 2020/160 Esas 2021/1641 Karar sayılı ilamı ile benzer çok sayıda ilamlarında hesaplamaya esas kabul edilen TRH-2010 yaşam tablosu ile progresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen devredeki gelirlerin her yıl için %10 arttırılıp, %10 iskonto edilmesi suretiyle yapılan hesaplamalara göre; davacı …’un 4.813,20 Euro geçici iş göremezlik ve 161.983,46 Euro kalıcı iş göremezlik tazminatına hak kazandığı, davalı sigorta şirketinin maddi tazminattan sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından davadan önce bir ödeme yapılmadığı gibi SGK ve Alman ilgili sosyal güvenlik kurumu tarafından mahsubu gerektirecek bir ödemenin de yapılmadığı, bilirkişi ek raporunda hesaplanan tazminatlar üzerinden davacı tarafın 07/10/2022 tarihli talep artırım dilekçesi ile taleplerini arttırdığı dikkate alınarak; davalı sigorta şirketinin sorumluluğunu poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile davacıların maddi tazminat talebinin kabulüne, davalı gerçek kişilerin sürücü ve işleten sıfatı nedeniyle temerrütlerinin kaza tarihinde oluştuğu, davacı tarafça, davalı sigorta şirketine 31/07/2019 tarihinde yapılan başvurudan sonra 8 iş günü sonunda 16/08/2019 tarihinde davalı sigorta şirketinin temerrüte düştüğü belirlenmekle hükmedilen maddi tazminat için davalı gerçek kişiler yönünden kaza tarihinden, davalı sigorta şirketi yönünden 16/08/2019 tarihinden itibaren zararın niteliği ve hükmedilen tazminatın yabancı para üzerinden hükmedilmesi 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesindeki düzenlemede belirtilen faizi ile tahsiline karar vermek gerekmiştir.
Davacıların manevi zararlarından davalı … haksız eylemi gerçekleştiren kişi, davalı … ise araç maliki ve işleten sıfatı ile sorumludur. Davacıların, davaya konu kaza nedeniyle basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek ölçüde yaralanmaları, davacı …’un geçici ve kalıcı iş görmezliğine neden olacak düzeyde yaralanmış olması nedeniyle manevi zararları doğmuştur. Davacılar ile manevi tazminattan sorumlu davalıların sosyoekonomik durumları, davalı sürücünün ve davacıların davaya konu kazanın oluşumundaki kusur oranları, davacı…’un basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek ölçüde yaralanması ile davacı …’un maluliyet nedeniyle emekliliğine yol açacak ağırlıkta geçici ve kalıcı maluliyetine yol açan nitelikte yaralandığı ve maluliyetinin oranı, davacıların Türkiye’de tatil yaparken yaşamak zorunda kaldıkları davaya konu kaza nedeniyle duydukları acı ve üzüntünün düzeyi ve süresi, davacı …’un kalıcı iş görmezlik hali nedeniyle acı ve üzüntüsünün sürekliliği dikkate alınarak davacı tarafça yabancı para üzerinden manevi tazminat talep edilmiş ise de TBK’nun 56 ve 99.maddesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde manevi tazminata ülke parası üzerinden hükmedilmesinin usul, yasa ve somut olaya uygun olduğu anlaşılmakla; davacı … için 65.000,00-TL, davacı… için 15.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmiş, tazminatın niteliği ve davalı gerçek kişelerin kaza tarihinden itibaren yasal faiz ile sorumlu tutulması gerektiği göz önünde tutularak; fazlaya ilişkin talebin reddine, hükmedilen tazminatlara kaza tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerle:
1-Davalılar hakkındaki maddi tazminat istemine ilişkin davanın KABULÜ İLE;
Davacı …’un 6.813,20 euro geçici iş görmezlik ve 161.983,46 euro kalıcı iş göremezlik tazminatından oluşan toplam 168.796,66 euro maddi tazminatın, davalılar … ve … yönünden haksız fiil tarihi olan 21/05/2017 tarihinden, davalı … Sigorta….Şirketi yönünden poliçedeki “sakatlanma ve ölüm kişi başına” limitiyle sınırlı olması kaydıyla ve 16/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesi gereğince Devlet Bankalarının euro ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faizi ile birlikte fiili ödeme tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının efektif satış kuru üzerinden belirlenecek TL karşılığının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacı …’a verilmesine,
2-a-Davacı …’un, davalılar … ve … hakkındaki manevi tazminat istemine ilişkin davasının KISMEN KABULÜ ile;
65.000,00-TL manevi tazminatın 21/05/2017 tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacı …’a verilmesine,
b-Davacı…’un, davalılar … ve … hakkındaki manevi tazminat istemine ilişkin davasının KISMEN KABULÜ ile;
15.000,00-TL manevi tazminatın 21/05/2017 tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacı…’a verilmesine,
c-Davacıların, davalılar … ve … hakkındaki manevi tazminat istemine ilişkin davalarının KISMEN REDDİ ile, fazlaya ilişkin istemlerinin REDDİNE,
3-a)Harçlar Kanunu uyarınca maddi tazminat istemi yönünden alınması gereken 219.840,10 TL karar ve ilam harcından peşin yatırılan 876,18 TL peşin harç, 2.465,47 TL tamamlama harcından oluşan toplam 3.341,65 TL harcın indirilmesi ile geriye kalan 216.498,45 TL harcın, 19.200,65 TL’lik bölümünden davalı sigorta şirketinin sorumlu olması kaydıyla, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
b)Harçlar Kanunu uyarınca manevi tazminat istemi yönünden alınması gereken 5.464,80 TL karar ve ilam harcından peşin yatırılan 219,04 TL harcın indirilmesi ile geriye kalan 5.245,76 TL harcın davalılar … ile …’tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
c)Davacı tarafça maddi tazminat istemi yönünden peşin yatırılan 876,18 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
d)Davacı tarafça manevi tazminat istemi yönünden peşin yatırılan 219,04 TL harcın davalılar … ile …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
4-Davacı …’un kabul edilen maddi tazminat istemi yönünden; yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13(1) maddesi uyarınca takdir edilen 247.548,14 TL vekalet ücretinin, 49.200,00 TL’lik bölümünden davalı sigorta şirketinin sorumlu olması kaydıyla, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
5-a)Davacı …’un manevi tazminat istemine yönelik davasının kabul edilen bölümü için Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10. ve 13. maddeleri uyarınca takdir edilen 10.400,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ile …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
b)Davacı…’un manevi tazminat istemine yönelik davasının kabul edilen bölümü için Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10. ve 13. maddeleri uyarınca takdir edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ile …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı…’a verilmesine,
6-Maddi tazminata ilişkin davanın kabulüne karar verilmesi nedeniyle bu istem yönünden davacı tarafça yapılan 44,40 TL başvuru harcı, 622,00 TL yirmi beş adet tebligat, 146,50 TL yirmi dört adet elektronik tebligat gideri, 0,75-TL kep ücreti, 90,60 TL müzekkere gidiş dönüş posta gideri, 2.600,00 TL bilirkişi ücreti, 440,00 TL ATK masrafı gideri olmak üzere toplam 3.944,25 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
7-Manevi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulüne karar verilmesi nedeniyle; bu dava yönünden davacılar tarafından yapılan 1,00 TL iki adet kep ücretinden oluşan yargılama giderinden 1/3 ‘ünün karşılığı olan 0,33 TL yargılama giderinin davalılar … ile …’tan alınarak davacılara verilmesine, 2/3 ‘ünün karşlığı olan 0,67 TL yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı … tarafından yatırılan gider avansından yapılan 126,40 TL yedi tebligat ücreti ile 23,60 TL dört elektronik tebligat ücretinden oluşan toplam 150,00 TL yargılama giderinin davalı … üzerinde bırakılmasına,
9-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A (14) maddesi uyarınca 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinden oluşan yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
10-Davacılar ve davalı … tarafından peşin olarak yatırılan gider avansından harcanmayan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Davacılar vekilinin yüzüne karşı, davalı … Sigorta…Şirketi ve davalı … ve …’ın yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/12/2022
Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza