Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/941 E. 2021/435 K. 15.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/941 Esas
KARAR NO : 2021/435

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 24/10/2019
KARAR TARİHİ : 15/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 08/04/2019 tarihinde sürücü …’in idaresindeki … plakalı araç ile … idaresindeki … plakalı araçların kazaya karıştığını, kaza neticesinde … idaresindeki … plakalı aracın hasar aldığını, sigorta şirketleri arasındaki mutabakata göre sürücü …’in idaresindeki idaresindeki … plakalı araç ile kazada %100 kusurlu olduğunu, aracın onarımlarının … Oto Servisinde gerçekleştirildiğini, kaza sonrası hasar dosyasının açıldığını, onarım sonrası 2.900-TL ödeme yapıldığını, kalan bakiyenin ödenmediğini, ekspertiz raporundan anlaşılacağı üzere araçta meydana gelen onarım bedelinin kdv dahil 13.364,00-TL olduğunu, ancak kısmi ödeme yapıldığını, iskonto uygulamasının Yargıtay kararlarına göre yasaya aykırı olduğunu, sigortanın doğan gerçek zararı karşılamakla yükümlü olduğunu, aracın hasar tespiti için 295 TL ekspertiz ücreti ödendiğini, …’e ait … plakalı aracın hasarlanması nedeniyle bakiye hasar, çekici, eksper ücreti ve değer kaybı için 15.04.2019 tarihli temlik sözleşmesi müvekkili olan …’a temlik verdiğini, bakiye bedellerin sigorta şirketinden 13.09.2019 tarihinde talep edildiğini, cevap verilmediğini, açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalma kaydıyla şimdilik müvekkilinin aracında oluşan bakiye hasar bedeline mahsuben 100-TL tazminatın 13.09.2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsilini, ekspertiz ücretinin yargılama gideri sayılmasını talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, bahsi geçen … plakalı aracın müvekkili olduğu şirket nezdinde 36.000-TL poliçe limiti ile ZMMS trafik sigortası kapsamında olduğunu, sorumluluklarının kusur oranı ve poliçe limiti dahilinde olduğunu, kusur oranının belirlenmesinin gerektiğini, iddia edilen hasarın fahiş olduğunu, ve piyasa ile örtüşmediğini, fatura sunulursa kdv talep edilebileceğini, faizin yasal faiz olduğu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
1-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun … Dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-… Sİgorta Anonim Şirketi nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi,
3-Hasar dosyası ve ödeme evrakları,
4-Dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat fotokopileri,
5-… plakalı araca ait Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi nezdinde bulunan tramer kaydı,
6-08/04/2019 tarihli trafik kazası tespit tutanağı,
7-… plakalı ve … plakalı araçlara ait trafik tescil kayıtları,
8-Trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişinin 04/02/2021 havale tarihli raporu,
9-Trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişinin 17/05/2021 havale tarihli raporu,
10-15/04/2019 tarihli Temlik Sözleşmesi,
11-Sair deliller.
DAVA KONUSU:
Açılan dava, 08/04/2019 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde dava dışı …’e ait … plakalı araçta meydana gelen hasar bedeli miktarının belirlenmesi ile belirlenecek hasar bedelinin davalı … şirketinden tahsili ile alacağı temlik alan davacıya verilmesi taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Haksız fiil, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49 maddesinde; ”Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 50. maddesinde ise ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü yer almaktadır.
Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğması zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Hakim, kusurlu veya hukuka aykırı bir fiili ile başkasına zarar verenin kusur durumunu, zararın ağırlını ve oluşan durumun özelliklerini gözeterek uygun ve hakkaniyete uygun bir tazminat belirler.
Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Sorumluluk sigortaları 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve devamı maddelerinde ”Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde düzenlenmiştir. Sorumluluk sigortalarında sigorta şirketi tarafından zararı karşılanan kişi sigorta sözleşmesinin tarafı değildir. Sigorta ettiren kendisi ya da sorumluluğu altında bulunan kişiler tarafından üçüncü kişilere verilecek zararları sigorta şirketine ödediği prim karşılığında sigorta ettirmektedir. Sorumluluk sigortası, sigorta ettirenin üçüncü kişilere vereceği zararları teminat altına alırken hem üçüncü kişiyi hem de sigortalıyı koruma altına alan bir sigorta türüdür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve 1486. maddelerinde yapılan düzenlemeye göre sorumluluk sigortalarını isteğe bağlı sigortalar ile zorunlu sigortalar olarak ikiye ayırmak gerekir.
Tehlike sorumluluklarında üçüncü kişilerin zararının karşılanması amacıyla bazı alanlarda kamu yararı ve zarar görenlerin korunması gerekçesi ile sorumluluk sigortası yaptırmak yasal zorunluluk haline getirilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun da 1483 ve 1484. maddelerinde de zorunlu sorumluluk sigortalarında uygulanacak hükümler ayrıca düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre zorunlu sigortalarda sigorta şirketinin zarar gören üçüncü kişiye karşı olan sorumluluğu kanundan doğan bir sorumluluktur. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 13. maddesi ile bazı hallerde Bakanlar Kurulu’na da zorunlu sigortalar ihdas etme yetkisi verilmiştir. Zorunlu sorumluluk sigortalarının kamu yararı taşıması ve yapılmasının yasa ile zorunlu kılınması nedeniyle zorunlu sigortalarda zarar görenlerin korunması amacıyla bazı düzenlemeler yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, ”İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/1. maddesinde, ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/son. maddesinde ise, ”İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmüne yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, ”sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” düzenlemesi yapılmıştır.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir. (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin taktirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nın 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları kapsamında değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki ikinci el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde; ”Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5. Bölümünde belirtilen ‘Kapsama Giren Teminat Türleri’ başlığı altında bulunan (a) bendinde ‘Maddi Zararlar Teminatı’ kapsamında araçta meydana gelen değer kaybı da sayılmıştır.
İlgili maddede Maddi Zararlar Teminatı; ”Hak sahibinin bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır.” olarak tanımlanmıştır.
İzmir İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Şubesine müzekkere yazılarak kazaya karışan araçlara ait ruhsat ve tescil belge ve bilgileri dosya arasına alınmıştır.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’ne müzekkere yazılarak davacı tarafa ait araca ilişkin tramer kayıtları temin edilmiştir.
Davalı … şirketine müzekkere yazılarak, sigortalı araca ait Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin, dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak davacı tarafça şirkete yapılan başvuru dilekçesi, dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakı, varsa açılmış olan hasar dosyası ve varsa davacı tarafa yapılan ödeme ödeme evraklarının eksiksiz olarak mahkememize gönderilmesi istenilmiş, müzekkere cevabında gönderilen evrak ve kayıtlar dosya arasına alınmıştır.
Gerekli evrak ve belgelerin temini akabinde dosyanın trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, 08/04/2019 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, davalı … şirketi nezdinde açılmış bulunan hasar dosyası, … plakalı araca ait tramer kaydı ile sair deliller göz önünde bulundurularak, 08/04/2019 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasının oluşumunda … plakalı araç sürücüsü … ile … plakalı araç sürücüsü …’in kusur oranları ile trafik kazası sonucunda … plakalı araçta meydana gelen hasar miktarı ve hasar bedelinin belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişi 04/02/2021 havale tarihli raporunda, dava konusu trafik kazasının oluşumunda davalı … şirketinin sigortalısı olan … plakalı araç sürücüsü …’in %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğunu, … plakalı araç sürücüsü …’in kusurlu olmadığını, davaya konu davacıya ait … plakalı aracın dava konusu trafik kazası sebebiyle uğradığı hasarın onarım miktarının 13.364,68-TL olduğunu, aracın hasarsız emsalinin 24.000,00-TL değerinde olduğunu, bu sebeple araç açısından pert total işlemi uygulanmasının gerektiğini, davacının gerçek zararının aracın rayiç değeri 24.000,00-TL ile sovtaj değeri 17.500,00-TL arasındaki fark olan 6.500,00-TL olduğunu, dava açılmadan önce davalı … şirketi tarafından yapılan 2.990,00-TL bedelli ödeme mahsup edildiğinde davacının talep edebileceği değer kaybı tazminatı miktarının 3.510,00-TL olduğunu mütalaa etmiştir.
Davacı vekilinin itirazları üzerinde dosyanın 04/02/2021 havale tarihli raporu tanzim eden bilirkişiye tevdi ile itirazlar değerlendirilmek suretiyle düzenlenecek ek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişi 14/05/2021 ek raporunda, davaya konu davacıya ait … plakalı aracın dava konusu trafik kazası sebebiyle uğradığı hasarın onarım miktarının 13.364,68-TL olduğunu, aracın hasarsız emsalinin 25.500,00-TL değerinde olduğunu, bu sebeple araç açısından pert total işlemi uygulanmasının gerektiğini, davacının gerçek zararının aracın rayiç değeri 25.500,00-TL ile sovtaj değeri 17.500,00-TL arasındaki fark olan 8.000,00-TL olduğunu, dava açılmadan önce davalı … şirketi tarafından yapılan 2.990,00-TL bedelli ödeme mahsup edildiğinde davacının talep edebileceği değer kaybı tazminatı miktarının 5.010,00-TL olduğunu mütalaa etmiştir.
Davacı vekilinin 24/05/2021 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile dava dilekçesinde 100,00-TL olarak belirttikleri hasar bedeli yönünden dava değerini 4.910,00-TL arttırarak toplamda 5.010,00-TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ettiklerini beyan ettiği ve dava değeri üzerinden eksik harcı mahkememiz veznesine yatırmış olduğu görülmektedir.
Davacı tarafça, dava açılmadan önce davalı … şirketine başvuru yapıldığı, başvuru evrakının 13/09/2019 tarihinde davalı … şirketine tebliğ edildiği, bu doğrultuda davalı … şirketinin rizikonun kendisine ihbarından itibaren 8 iş gününün sona erdiği 26/09/2019 tarihi itibariyle temerrüte düştüğü kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun … Dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, … Sİgorta Anonim Şirketi nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi, hasar dosyası ve ödeme evrakları, dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat fotokopileri, … plakalı araca ait Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi nezdinde bulunan tramer kaydı, 08/04/2019 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, … plakalı ve … plakalı araçlara ait trafik tescil kayıtları, trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişinin 04/02/2021 havale tarihli raporu, trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişinin 17/05/2021 havale tarihli raporu, 15/04/2019 tarihli Temlik Sözleşmesi ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın 08/04/2019 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde dava dışı …’e ait … plakalı araçta meydana gelen hasar bedeli miktarının belirlenmesi ile belirlenecek hasar bedelinin davalı … şirketinden tahsili ile alacağı temlik alan davacıya verilmesi talebine ilişkin olduğu, trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişinin 04/02/2021 havale tarihli raporunda dava konusu trafik kazasının oluşumunda davalı … şirketinin sigortalısı olan … plakalı araç sürücüsü …’in %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğunu, … plakalı araç sürücüsü …’in kusurlu olmadığını, davaya konu davacıya ait … plakalı aracın dava konusu trafik kazası sebebiyle uğradığı hasarın onarım miktarının 13.364,68-TL olduğunu, aracın hasarsız emsalinin 24.000,00-TL değerinde olduğunu, bu sebeple araç açısından pert total işlemi uygulanmasının gerektiğini, davacının gerçek zararının aracın rayiç değeri 24.000,00-TL ile sovtaj değeri 17.500,00-TL arasındaki fark olan 6.500,00-TL olduğunu, dava açılmadan önce davalı … şirketi tarafından yapılan 2.990,00-TL bedelli ödeme mahsup edildiğinde davacının talep edebileceği değer kaybı tazminatı miktarının 3.510,00-TL olduğunu mütalaa ettiği, trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişi 14/05/2021 ek raporunda, davaya konu davacıya ait … plakalı aracın dava konusu trafik kazası sebebiyle uğradığı hasarın onarım miktarının 13.364,68-TL olduğunu, aracın hasarsız emsalinin 25.500,00-TL değerinde olduğunu, bu sebeple araç açısından pert total işlemi uygulanmasının gerektiğini, davacının gerçek zararının aracın rayiç değeri 25.500,00-TL ile sovtaj değeri 17.500,00-TL arasındaki fark olan 8.000,00-TL olduğunu, dava açılmadan önce davalı … şirketi tarafından yapılan 2.990,00-TL bedelli ödeme mahsup edildiğinde davacının talep edebileceği değer kaybı tazminatı miktarının 5.010,00-TL olduğunu mütalaa ettiği, davacı vekilinin 24/05/2021 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile dava dilekçesinde 100,00-TL olarak belirttikleri hasar bedeli yönünden dava değerini 4.910,00-TL arttırarak toplamda 5.010,00-TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ettiklerini beyan ettiği ve dava değeri üzerinden eksik harcı mahkememiz veznesine yatırmış olduğu, davacı tarafça, dava açılmadan önce davalı … şirketine başvuru yapıldığı, başvuru evrakının 13/09/2019 tarihinde davalı … şirketine tebliğ edildiği, bu doğrultuda davalı … şirketinin rizikonun kendisine ihbarından itibaren 8 iş gününün sona erdiği 26/09/2019 tarihi itibariyle temerrüte düştüğü anlaşılmakla, davacı tarafın 08/04/2019 tarihinde gerçekleşen trafik kazasında dava konusu aracın hasar gördüğü iddiasını usulüne uygun deliller vasıtasıyla ispatladığı kanaatiyle, açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KABULÜ İLE,
1-5.010,00-TL maddi tazminatın poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla rizikonun sigorta şirketine ihbarı akabinde 8 iş gününün sona erdiği 26/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Şirketinden tahsili ile davacı …’a verilmesine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 342,24-TL karar ve ilam harcından, 44,40-TL peşin harç ve 84,00-TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 213,84-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 66,00-TL elektronik tebligat, 269,80-TL posta masrafı, 400,00-TL bilirkişi ücreti, 44,40-TL peşin harç, 44,40-TL başvurma harcı, 84,00-TL tamamlama harcı ve 285,00-TL ekspertiz ücreti olmak üzere toplam 1.193,60-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.360,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333.maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2. maddesi gereğince kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.15/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır