Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/923 E. 2021/683 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/923 Esas
KARAR NO : 2021/683

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/10/2019
KARAR TARİHİ : 23/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkil banka ile dava dışı … … … … Tic.A.Ş. arasında 26.12.2017 tarihinde, 200.000,00 TL tutarında kredi sözleşmesi akdedildiğini, Anılı kredi sözleşmesine davalı … … ve davalı … … … hür iradeleriyle müşterek borçlu ve müteselsil kefil olmayı kabul ettiğini, davalı ve dava dışı … … … … Tic.A.Ş. tarafından kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle ; davacı müvekkil banka tarafından Beşiktaş … Noterliği’nin 03.09.2018 tarih, … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilmiştir. Taraflarca anılı ihtarnameye itiraz edilmemiştir. Dava dışı … … … … Tic.A.Ş. İle davalı … … ve … … … tarafından borcun müvekkil bankaya ödenmemesi sebebiyle İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … /… E. Numaralı icra dosyası ile aleyhlerine icra takibi başlatıldığını, davalı borçlular … … ve … … … tarafından, 05.11.2018 tarihli itiraz dilekçesi ile ödeme emrine, takibe, ödeme emri konulu borcun tamamına, faize ve borca ilişkin tüm ferilere itiraz etmesi nedeniyle İzmir … İcra Müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalıların İzmir … İcra Müdürlüğü …/… E. Sayılı icra takibine yapmış olduğu itirazın kötü niyetli, haksız, mesnetsiz, yasaya ve hukuka aykırı olduğunu belirterek, itirazın iptaline ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu İzmir … İcra Müdürlüğü’nün …/… E. Sayılı icra takibine karşı İzmir …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin …/… E. Sayılı dosyasından dava açttıklarını, 28.12.2018 tarihinde İzmir … İcra Hukuk Mahkemesi …/… K. Sayılı kararı ile davaya konu İzmir … İcra Müdürlüğü’nün …/… E. Sayılı takibinden gönderilen ödeme emrinin iptaline karar verildiğini, bu karar İzmir Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin …/… E.,…/… K ve 26.03.2019 tarihli kararı ile kesinleştiğini, Ortada geçerli bir ödeme emri mevcut olmadığını, geçerli bir ödeme emri bulunmadığından itirazın iptali davası açılamayacağını, davacı taraf tamamen kötü niyetli olduğunu, kesinleşmiş mahkeme kararı bulunmasına rağmen itirazın iptali davası açtığını, bu nedenle de açılan davanın reddinin gerektiğini, yine de diğer itirazlarını sunacak olurlarsa davacı, İzmir … İcra Müdürlüğü’nün …/… E. Sayılı dosyasına yapmış oldukları 05.11.2018 tarihli itirazlarımızın hiçbirinden bahsetmeyerek işbu davayı açtıklarını, davacı taraf davada haklı olduğunu ispat etme mecburiyeti altında olduğunu, davacı, itirazlarımızın hiçbirine değinmediğini, alacaklı gözüken … Bankası A.Ş., müvekkilime ödeme emri gönderildiğini, ödeme emri incelendiğinde Beşiktaş … Noterliği 31.08.2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnameye dayalı olarak ödeme emri gönderildiği anlaşılacağının Beşiktaş … Noterliği 31.08.2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ödeme emriyle birlikte taraflarına tebliğ edilmediğini, ayrıca alacaklı görünen davacı Banka kredi sözleşmesini de ödeme emriyle birlikte taraflarına tebliğ edilmediğini, taraflarına tebliğ etmediği gibi icra dosyasına da sunmadığını, bu sebepten alacaklı görünen davacının alacağının neye dayandığı taraflarınca anlaşılamadığını, alacaklı görünen bankadan herhangi bir kredi kullanımlarının olmadığını, borçlu görünen … … … … A.Ş. de herhangi bir kredi kullanılmadığını, tarafllarına gönderilen ödeme emrine bakıldığında 8.264,14-TL asıl alacak yazdığını, taraflarına daha önde tebliğ edilen ihtarnamede ise 6.585,85-TL yazdığını, ödeme emriyle ihtarnamenin birbiri ile çeliştiğini, alacağın miktarının da net olarak gösterilmediğini, yine ödeme emrine bakıldığında 562,65-TL işlemiş faiz bedelinin yazdığını, takipten sonra da %57 temerrüt faizi istediğini, burada faize faiz alınamayacağı kuralının ihlal edildiğini, ayrıca %57 temerrüt faizinin fahiş bir talep olduğunu, hangi kredi alacağına dayalı olarak istendiğinin de belli olmadığını, alacaklı bankanın ancak % 9 faiz isteyebileceğini, ödeme emriyle birlikte gerekli belgeler taraflarına gönderilmediğinden temerrüt faizi de istenmesinin mümkün olmadığını, bir an için temerrüt faizinin istenebileceği kabul edilse dahi % 9 oranından yüksek bir faiz istenemeyeceğini belirterek, davanın reddine ve % 20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLER:
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı icra dosyası,
3-Davacı … Bankası Anonim Şirketi nezdinde dava dışı asıl borçlu … … … … Ticaret Anonim Şirketi tarafından kullanılan ve davalılar … … … ve … … ‘in müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıkları 26/12/2017 tarihli 200.000,00-TL bedelli krediye ilişkin olarak bulunan Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesinin onayı sureti, krediye bağlı hesaba ait hesap özeti ile ekstre ve sair belgeler,
4-Beşiktaş … Noterliğinin 03/09/2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi,
5-Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 04/05/2021 havale tarihli ön raporu,
6-Bankacılık alanında uzman bilirkişinin 04/05/2021 havale tarihli raporu,
7-Bankacılık alanında uzman bilirkişinin 30/06/2021 havale tarihli ek raporu,
8-Sair deliller.
DAVA KONUSU:
Açılan dava, dava dışı asıl borçlu … … … Okulları Ticaret Anonim Şirketi ile davacı … Bankası Anonim Şirketi arasında imzalanan 26/12/2017 tarihli 200.000,00-TL bedelli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi kapsamında dava dışı asıl borçlu … … … … Ticaret Anonim Şirketi ile davacı … Bankası Anonim Şirketine kullandırılan krediden kaynaklan alacağın kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzalayan davalılardan tahsili amacıyla davalılar aleyhine başlatılan icra takibine davalılar tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ile alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya verilmesi taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinde İcra Takibine İtirazın İptali; ”Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İcra ve İflas Kanunu’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçladığı bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süresinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması hâlinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkâr tazminatına da hükmedilebilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukuku, 2006, s. 219, 223).
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir (İİK. m.67/1). Alacaklı, alacağının varlığını Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Dava, özünde tahsil istemini de barındırmakla, burada borçlunun takip sonrası yaptığı ödeme iddialarının da nazara alınması zorunludur. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmamasına bakılmaksızın, bütün itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden; mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi halinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, alacak miktarının, takip ya da dava tarihindeki koşullara göre belirlenmesinin, itirazın iptali davasında hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminat türü olan ve bağımsız bir dava konusu yapılamayan icra inkar tazminatının miktarına da etkili olacağı açıktır.
Yargıtay Daireleri ile Hukuk Genel Kurulunun kararlılık kazanmış uygulamasına göre; itirazın iptali davalarında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak icra inkâr tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlarının bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Nitekim aynı ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.02.2020 tarihli ve 2017/3-957 E., 2020/99 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklının davacı … Bankası Türk Anonim Şirketi, borçluların … … … … Ticaret Anonim Şirketi, … … … ve … … olduğu, davacı vekilinin davalılar aleyhine 8.364,14-TL asıl alacak, 562,65-TL işlemiş faiz, 28,13-TL BSMV ve 612,16-TL masraf bedeli olmak üzere toplamda 9.467,08-TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalıların süresinde yapmış oldukları itirazlar üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir.
Her ne kadar davalı … … … vekili ve aynı zamanda davalı asil Avukat … … tarafından mahkememizin görevli olmadığına yönelik olarak itirazda bulunulmuş ise de, dava konusu kredi sözleşmesinin ticari nitelikte bulunduğu ve davalıların bahsi geçen kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzalamaları sebebiyle kredi sözleşmesinin mahiyetine tabi oldukları göz önünde bulundurulduğunda mahkememizin görevli olduğu dikkate alınarak, görev itirazının reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Her ne kadar davalı … … … vekili ve aynı zamanda davalı asil Avukat … …. tarafından mahkememizin yetkisine yönelik olarak itirazda bulunulmuş ise de, dava konusu kredi sözleşmesinin … … … … Ticaret Anonim Şirketi ile davalılar tarafından davacı … Bankası Anonim Şirketinin 4. Sanayi Sitesi İzmir Şubesi ile imzalandığı, sözleşmenin 5. maddesinin 2. fıkrasında müşteri ve kefillerin sözleşmeden doğacak her türlü anlaşmazlıklarda krediyi kullandıran banka şubesinin veya genel müdürlüğünün ikamet yerinin yetkisini kabul edeceğinin kararlaştırıldığı, ilgili sözleşme hükmünün dava konusu kredi sözleşmesinin ticari mahiyette bulunduğu dikkate alındığında dava dışı borçluyu ve sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzalamaları sebebiyle sözleşmenin mahiyetine ve asıl borçlunun durumuna tabi olan müteselsil kefilleri bağlayacağı göz önünde bulundurularak, yetki itirazının reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı bankaya müzekkere yazılarak, dava konusu kredi sözleşmesine ilişkim tüm belge ve evraklar dosya arasına alınmıştır.
Davalı tarafça cevap dilekçesi ekinde sunulan İzmir … İcra Hukuk Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı ilamının incelenmesinde, yapılan yargılama sonucunda İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasında davacı borçlular adına gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin iptaline, ödeme emrinin İİK hükümlerine göre uygun ilgililere yeniden tebliğine karar verildiği ve kararın kesinleştiği görülmektedir.
Her ne kadar İzmir … İcra Hukuk Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı ilamında İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasında davacı borçlular adına gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verilmiş ise de, verilen karar şekli bir karar olup, kararın maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmediği anlaşılmakla, davalılar tarafından yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği göz önünde bulundurularak, itirazın iptali talebi ile ikame edilen davanın esas hakkındaki yargılamasına devam olunmuştur.
Gerekli bilgi ve belgelerin temini akabinde dosyanın bankacılık alanında uzman bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir … İcra Dairesi’nin …/… Esas sayılı dosyası, dava dışı … … … … Ticaret Anonim Şirketi tarafından kullanılan 26/12/2017 tarihli 200.000,00-TL bedelli krediye ilişkin olarak Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesinin onayı suretinin, krediye bağlı hesaba ait hesap özeti ile ekstreler, Beşiktaş … Noterliği’nin 03/09/2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ve ihtarnamenin muhataplara tebliğine ilişkin tebligat evrakları, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 10/03/2021 havale tarihli raporu, taraf vekillerinin Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 10/03/2021 havale tarihli raporuna karşı itirazları ve sair deliller birlikte değerlendirilerek; dava dışı … … … … Ticaret Anonim Şirketi tarafından davacı … Bankası Anonim Şirketi nezdinde kullanılan ticari kredi kapsamında davacı bankanın davalılardan alacağının bulunup bulunmadığının, alacağı var ise miktarının, icra dosyası ile davalılar aleyhine başlatılan icra takibinde talep edilen asıl alacak ve faiz miktarlarının usulüne uygun olup olmadığı hususlarının belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulmasının istenilmiş, bankacılık alanında uzman bilirkişi 04/05/2021 havale tarihli raporunda sonuç olarak, dosyada bulanan bütün belgelerin incelenmesi sonucunda davacı banka ile dava dışı … … … … Tic.A.Ş. arasında 26.12.2017 tarihinde 200.000,00 TL limitli Kredi Genel sözleşmesi imzalandığını, davalılar … … ve … … … ‘in de söz konusu sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, davalıların müteselsil kefaletinde kefalet limiti, kefalet tarihi ve müteselsil kefil ibarelerinin kendi el yazıları ile yazılı olduğu, bu nedenle davalıların müteselsil kefil sıfatıyla davacı bankaya karşı sorumlu olduklarını, hesap kat ihtarnamesinin keşide edildiği 03.09.2018 tarihi itibariyle dava dışı … … … … Tic.A.Ş.’nin keşide ettiği 4 adet çekin karşılıksız çıkması sebebiyle, 05.07.2018 tarihinde 1.600,00-TL, 16.07.2018 tarihinde iki adet çek nedeniyle 3.200,00-TL ve 31.08.2016 tarihinde 1.600,00-TL olmak üzere, davacı bankanın sorumluluğu sebebiyle 6.400,00-TL ödendiğini, hesap kat ihtarnamesinin keşide edildiği tarihten sonra, 07.09.2018 tarihinde de bir adet çekin karşılıksız çıkması sebebiyle davacı banka tarafından 1.600,00-TL ödendiğini, icra takibinin başladığı 23.10.2018 tarihi itibariyle davacı bankanın bu sebeple yaptığı ödeme tutarının toplam 8.000,00-TL olduğunu, ödeme emrinde talep edilen %57 temerrüt faiz oranının sözleşmeye uygun olduğunu, yapılan değerlendirmeler çerçevesinde ödeme emrinde olması gereken alacak kalemlerinin; 8.000,00-TL Asıl Alacak, 842,73-TL İşlemiş Faiz, 42,11-TL Bsmv, 612,16-TL Masraf olmak üzere 9.497,00-TL Toplam Alacak olduğunu, ancak, İzmir … İcra Dairesinin …/… E. sayılı dosyasında bulunan 23.10.2018 tarihli ödeme emrinde yer alan toplam alacağın (9.467,08-TL) hesaplanan toplam alacaktan az olması ve taleple bağlılık ilkesi gereğince ödeme emrine itibar edilmesi gerektiğini mütalaa etmiştir.
Taraf vekillerinin itirazları üzerine dosyanın 04/05/2021 havale tarihli raporu tanzim eden bankacılık alanında uzman bilirkişiye tevdi ile taraf vekillerinin itirazları değerlendirilmek suretiyle düzenlenecek ek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, bankacılık alanında uzman bilirkişi 30/06/2021 havale tarihli ek raporunda sonuç olarak, davalı vekilinin kök rapordaki hesaplamalara yönelik itirazlarının yerinde olmadığını, ödeme emrinin iptali işlemine yönelik itirazın tarafınca değerlendirilmesinin mümkün olmadığını mütalaa etmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı icra dosyası, davacı … Bankası Anonim Şirketi nezdinde dava dışı asıl borçlu … … … … Ticaret Anonim Şirketi tarafından kullanılan ve davalılar … … … ve … … ‘in müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıkları 26/12/2017 tarihli 200.000,00-TL bedelli krediye ilişkin olarak bulunan Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesinin onayı sureti, krediye bağlı hesaba ait hesap özeti ile ekstre ve sair belgeler, Beşiktaş … Noterliğinin 03/09/2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 04/05/2021 havale tarihli ön raporu, bankacılık alanında uzman bilirkişinin 04/05/2021 havale tarihli raporu, bankacılık alanında uzman bilirkişinin 30/06/2021 havale tarihli ek raporu ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde, davaya konu uyuşmazlığın dava dışı asıl borçlu … … … … Ticaret Anonim Şirketi ile davacı … Bankası Anonim Şirketi arasında imzalanan 26/12/2017 tarihli 200.000,00-TL bedelli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi kapsamında dava dışı asıl borçlu … … … … Ticaret Anonim Şirketi ile davacı … Bankası Anonim Şirketine kullandırılan krediden kaynaklan alacağın kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzalayan davalılardan tahsili amacıyla davalılar aleyhine başlatılan icra takibine davalılar tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ile alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya verilmesi taleplerine ilişkin olduğu, her ne kadar İzmir … İcra Hukuk Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı ilamında İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasında davacı borçlular adına gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verilmiş ise de, verilen karar şekli bir karar olup, kararın maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmediği anlaşılmakla, davalılar tarafından yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği göz önünde bulundurularak, itirazın iptali talebi ile ikame edilen davanın esas hakkındaki yargılamasına devam olunması gerektiği, bankacılık alanında uzman bilirkişinin 04/05/2021 havale tarihli raporunda davalıların müteselsil kefil sıfatıyla davacı bankaya karşı sorumlu olduklarını, yapılan değerlendirmeler çerçevesinde İzmir … İcra Dairesinin …/… E. sayılı dosyasında bulunan 23.10.2018 tarihli ödeme emrinde yer alan toplam alacağın hesaplanan toplam alacaktan az olması ve taleple bağlılık ilkesi gereğince ödeme emrine itibar edilmesi gerektiğini mütalaa ettiği, müteselsil kefil sıfatını haiz davalıların kredi sözleşmesini kendi el yazıları ile kefalet limiti, kefalet tarihi ve müteselsil kefil ibarelerini belirtmek suretiyle imzaladıkları, bu sebeple kefalet sözleşmesinin usulüne uygun şekilde tanzim edilmiş ve imzalanmış olduğu, davalıların usulüne uygun şekilde tanzim edilen ve kendilerince imzalanan kefalet sözleşmesi kapsamında davacı bankaya karşı sorumlu oldukları, taraflar, mahkememiz ve Bölge Adliye Mahkemesi denetimine uygun ve elverişli şekilde düzenlenen bilirkişi raporu doğrultusunda, davacı bankanın dava dışı asıl borçlu … … … … Ticaret Anonim Şirketi tarafından kullanılan ve davalılar … … … ve … … ‘in müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıkları 26/12/2017 tarihli 200.000,00-TL bedelli krediye ilişkin olarak bulunan Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi çerçevesinde davalılardan 8.000,00-TL asıl alacak, 562,65-TL işlemiş faiz, 28,13-TL BSMV ve 612,16-TL masraf bedeli olmak üzere toplamda 9.202,94-TL tutarında alacaklı olduğu anlaşılmakla, açılan davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE,
1-Davalılar … … … ve … … ‘in İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasındaki icra takibine ilişkin İTİRAZLARININ 8.000,00-TL asıl alacak, 562,65-TL işlemiş faiz, 28,13-TL BSMV ve 612,16-TL masraf bedeli olmak üzere toplamda 9.202,94-TL yönünden İPTALİNE, İzmir … İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasındaki icra takibinin 8.000,00-TL asıl alacak, 562,65-TL işlemiş faiz, 28,13-TL BSMV ve 612,16-TL masraf bedeli olmak üzere toplamda 9.202,94-TL üzerinden, asıl alacağa 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümleri uyarınca yıllık %57 oranında temerrüt faizi uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Alacak miktarı likit olduğundan takip konusu kabul edilen asıl alacak miktarı olan 9.202,94-TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılar … … … ve … … ‘ten müştereken ve müteselsilen alınarak davacı … Bankası Anonim Şirketine verilmesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 628,65-TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 578,85-TL harcın mahsubu ile bakiye 49,80-TL karar ve ilam harcının davalılar … … … ve … … ‘ten müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 66,00-TL elektronik tebligat, 38,00-TL normal tebligat, 82,20-TL posta masrafı, 600,00-TL bilirkişi ücreti, 578,85-TL peşin harç, 44,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplamda 1.409,45-TL yargılama giderinin davanın kabul ret oranı dikkate alınarak 1.370,13-TL’sinin davalılar … … … ve … … ‘ten müştereken ve müteselsilen alınarak davacı … Bankası Anonim Şirketine verilmesine,
5-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca davanın kabul oranı dikkate alınarak 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılar … … … ve … … … ‘ten müştereken ve müteselsilen alınarak davacı … Bankası Anonim Şirketine verilmesine,
6-Davalının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca davanın ret oranı dikkate alınarak 264,14-TL nispi vekalet ücretinin davacı … Bankası Anonim Şirketinden davalı … … … vekiline verilmesine,
7-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.360,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalılar … … … ve … … ‘ten müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
8-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı … … … vekilinin yüzlerine karşı, davalı … … ‘in yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.23/09/2021

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.