Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/919 E. 2021/436 K. 16.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/919 Esas
KARAR NO : 2021/436

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/10/2019
KARAR TARİHİ : 16/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalıların … Ticaret unvanı adı altında adi ortaklık şeklinde bir ticari işletme sahibi olduklarını, müvekkilinin yaklaşık 3 yıldan bu yana, davalılara muhtelif zamanlarda ve muhtelif tutarlarda ürün sattığını, davalıların da aldıkları ürünlere karşılık müvekkiline çeşitli vade ve miktarlarda çek verdiklerini, 2019 yılına kadar sorunsuz bir şekilde çekleri ödediklerini, tahsilat makbuzları koçanlarında yazılı çeklerin müvekkilinin peronelinin önünde keşide edilip imzalanarak ve teslim alındığına dair teslim makbuzları düzenlenerek alındığını muhatabı … olan çeklerin tamamının ödenmesine rağmen … Bankası çeklerinden 2019 mart ayı ve sonrasındaki tüm çeklerin vade tarihlerinde muhatap bankaya ibraz edildiklerinde, muhatap banka tarafından çek arkasına “Çek üzerindeki imza bankamız kayıtlarındaki imza ile uyuşmazlığından işlem yapılmamıştır” yazılarak, çek tutarları ve bankanın Çek Kanunu’nun 3.maddesi uyarınca ödemesi gereken çek asgari … tutarları ödenmeyerek çek asılları iade edildiğini. Asıl amacın müvekkilinin dolandırılması olduğunu, 2019 yılı Şubat ayı çekinin vadesinde tahsil edildiğini, 2019 yılı Mart ayı çekinin ödenmemesi üzerine davalıların elden ödeyeceklerini bildirdiğini, davacının banka yoluyla ödeme talep etmesine rağmen davalıların çek bedelini müvekkilinin Kemalpaşa’daki iş yerine giderek elden ödediklerini, müvekkilinin çek bedelini banka şubesine götürerek yatırdığını ve çeki davalı tarafa teslim ettiğini, bu durumun müvekkili açısından güvensizlik oluşturduğunu, müvekkilinin sorusu üzerine davalıların “Başka birilerine verdikleri çeklerle ilgili bazı sıkıntılar yaşadıklarını, bu yüzden piyasaya verdikleri tüm çeklere farklı imzalar attıklarını, ödeme günleri geldiğinde sorun yaşamadıklarını çeklerdeki imzalar ile bankadaki imzaların birbirini tutmaması nedeniyle bankanın ödeme yapmadığını, daha sonra istedikleri kişilere bu şekilde elden parayı götürüp ödeme yaparak çekleri aldıklarını, tüm çekleri vadelerinde ödeyeceklerini” belirtmelerine rağmen ödeme yapmadıklarını, 2019 yılı Nisan ayına ait 38.000,00 TL-‘lik çekin vadesinde ödenmesine rağmen 30/04/2019 tarihli 40.000,00-TL ‘lik çekin aynı gerekçe ile banka tarafından ödenmediğini, aynı süreçler yaşanarak çek bedelinin davalılar tarafından elden ödendiğini, 2019 yılı Mayıs ayına ait üç adet çekin yine imza benzemezliği nedeniyle banka tarafından ödenmediğini ardından davalıların müvekkiline iş yerinde 70.000,00-TL elden ödeme yaptıklarını, müvekkilinin çek bedelini bankaya yatırdığını, davalıların çek asıllarını teslim almadığını, 2019 yılı Haziran ayına ait üç adet çekin de aynı gerekçe ile banka tarafından ödenmediğini, davalılar tarafından ödeme yapılmaması üzerine bu çekler için İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalıların imzaya itiraz etmeleri üzerine mahkemece geçici olarak takibin durdurulması kararı verildiğini, davanın en az bir yıl sürecek olması nedeniyle müvekkilinin alacağını alamama ihtimalinin söz konusu olduğunu, 2019 yılı Temmuz, Ağustos ve Eylül ayı çeklerinin de banka tarafından aynı gerekçelerle ödenmediğini, 2019 yılı Haziran ayı çekleri için yapılan takipte davalılar imza inkarında bulunduğundan 2019 yılı Temmuz, Ağustos ve Eylül ayı çekleri için icra takibi açılmadığını, davalılar hakkında Turgutlu Cumhuriyet Başsavcılığı’na nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından şikayette bulunduklarını, soruşturmaların derdest olduğunu, davalıların imzayı inkar etmelerine rağmen borçları olmadığı itirazında bulunmadıklarını, arabuluculuk görüşmeleri aşamasında parayı ödeyeceklerini söyleyerek zaman talebinde bulunduklarını ancak oyalama taktiği ile görüşmelerin anlaşmama ile sonuçlandığını, davalıların borçlarını 2020 yılından başlayarak uzunca bir süreye yayarak ödemek istediklerini, davalıların borçlarının olmadığı yönünde bir itirazda bulunmayarak veya bu konuda bir dava açmayarak, çeklerin kaybolduğuna veya çalındığına dair bir iptal davası açmayıp, savcılığa şikayette bulunmayarak, sahte bir resmi evrak düzenlediklerini ve müvekkilimizi kandırarak haksız maddi çıkar sağladıklarını ve dolandırıldıklarını açıkça ikrar ettiklerini bildirmiş, müvekkilinin davalılara sattığı ürünlerin bedeli olan ve ödenmeyen 502.986,00-TL alacağın, alacak karşılığı verilen çeklerin her birinin vade-keşide tarihlerinden ve fatura tarihlerinden itibaren işleyecek reeskont avans faizleriyle birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davayı kabul etmediklerini, müvekkillerinin davacı şirket ile üç yıldan bu yana ticari iş yaptıklarını, cari mutabakat sağlanmadan ve temerrüt oluşmadan davanın açılmasının mümkün olmadığını, dava konusu çeklerin teminat çeki olup, imzaların müvekkillerine ait olmadığını, müvekkilleri hakkında davacı tarafça yapılan şikayet üzerine açılan davada suçun yasal unsurları oluşmadığından beraatlerine karar verildiğini, çeklerin teslim alındığını gösterir makbuzlarda müvekkillerinin imzasının bulunmadığını, ödemelerin ticari ilişki devam ettiği için ve henüz hesap ve cari mutabakat sağlanmaması nedeniyle ara ödeme olarak davacının talebi ile yapıldığını, davacı tarafın ATM’ye sanki müvekkili yatırmış gibi kendi hesabına para yatırdığını, bu durumun davacının iyiniyetli olmadığını ve bu davaları açarken kendi lehine delil oluşturduğunu gösterdiğini, davacı tarafın arabuluculuk görüşmelerini ifşa ederek 6325 sayılı HUAK’nin 4. ve 5. maddelerine aykırı davrandığını, bu beyanların yok hükmünde değerlendirilmesi gerektiğini bildirmiş, davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında yaklaşık üç yıl süren ticari ilişki bulunduğu ve bu ilişki çerçevesinde davacı tarafından davalılara ait adi ortaklığa bağlı işletmelerine satılan ticari emtianın bedelinin ödenmediği iddiasıyla dava konusu alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Dosyada toplanan deliller ve özellikle vergi dairesi yazısından davalıların %50 paylı adi ortaklığa ilişkin kayıtlarının bulunup, bilanço esasına göre defter tuttukları anlaşılmış, dava konusu alacak miktarının yüksekliği nedeniyle ve yaptıkları işin niteliği itibariyle tacir sayılmaları gerektiği göz önünde tutularak, davalılar tacir olarak kabul edilmekle nispi ticari dava niteliğindeki uyuşmazlığın çözüm yerinin mahkememiz olduğu kabul edilmiştir.
Taraflar arasında yaklaşık üç yıl süren ticari ilişkinin bulunduğu konusunda bir uyuşmazlık yoktur. Davalı vekili cari mutabakat sağlanmadan ve temerrüt hali oluşmadan dava açıldığı iddiasında bulunmuş ise de; yazılı bir sözleşme bulunmaması, kanuna uygun nitelikte bir cari hesap ilişkisinin olmaması ve davadan önce davalıların temerrüde düşürülmesine ilişkin bir anlaşmanın varlığının kanıtlanmaması karşısında bu iddia haklı görülmemiştir.
Davalılar vekili ticari ilişkisi çerçevesinde verilen çeklerin teminat çeki olup, keşideci imzalarının davalılara ait olmadığını iddia etmiştir. Dava ticari ilişki çerçevesinde satılan ticari emtianın bedelinin ödenmediği iddiası ile tahsili istemine ilişkin olduğundan çeklerin teminat çeki olup olmadığı ve imzaların davalıların eli ürünü olup olmadığı iddialarının uyuşmazlık konusu olmaması nedeniyle bu konularda araştırma ve inceleme yapılması yoluna gidilmemiştir.
Davacı tarafın, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle davalıların keşide edip teslim ettiği çeklerdeki imzayı tahrif ederek kendilerini dolandırdıkları iddiası ile Cumhuriyet Başsavcılığına yaptıkları iki başvuruya ilişkin soruşturmaların birleştirilmesine karar verilmiş ve davalılar hakkında resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlamalarından yapılan soruşturma derdest ise de; mahkememizdeki davanın niteliği gereği uyuşmazlığın tarafların defter, kayıt ve dosyaya sundukları deliller ile çözülmesinin mümkün bulunması, davanın hukuki nedeninin yapılan soruşturmaya konu suçlamalar olmaması karşısında Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan soruşturma sonucunun beklenmesine gerek görülmemiş, dosyada toplanan deliller ile hüküm kurulmuştur.
Davalılarca imza inkarında bulunulan ve davacı tarafça davaya konu ticari ilişki çerçevesinde davalılar tarafından keşide edilerek teslim edildiği bildirilen toplam 150.000,00-TL bedelli üç adet çek nedeniyle davacı tarafça İzmir ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında yapılan icra takibinde davalılar, İzmir … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında imza inkarında bulunarak dava açmışlar ve dava derdest ise de mahkememizdeki davanın ticari ilişki çerçevesinde ödenmediği iddia edilen alacağın tahsili istemine ilişkin olup İcra Hukuk Mahkemesinde görülen davanın bu ilişki çerçevesinde tanzim edildiği iddia edilen ve ödeme aracı olan çekle ilgili olarak imza inkarına ilişkin olması nedeniyle İcra Hukuk Mahkemesindeki davanın mahkememizdeki dava yönünden bekletici sorun niteliğinin bulunmadığı göz önünde tutularak İcra Hukuk Mahkemesinde görülen dava bekletici sorun yapılmamıştır.
Davacı ve davalı taraflara ait defter ve kayıtlar üzerinde inceleme yaptırılmış, davalı tarafın işletmesinin Turgutlu’da bulunması nedeniyle talimat yolu ile davalı tarafa ait defter ve kayıtları inceleyen bilirkişi Mali Müşavir … raporunda, taraflar arasındaki ilişkinin 26/03/2016 ile 21/05/2019 tarihleri arasında devam ettiğini, davacı tarafından düzenlenen tüm faturaların davalı defter kayıtlarında işlendiğini, taraflar arasında ticari ilişki bakımından bir sorun yaşanmadığını ve kayıtların birbirini teyit ettiğini, çeklerin teminat amacıyla verildiğine dair bir belgeye rastlanmadığını, davalı defterlerine göre davacının davalılardan 552.986,02-TL alacaklı olduğunun göründüğünü, taraflar arasında bir cari hesap sözleşmesine rastlanmadığını bildirmiş, davalılara ait defter ve kayıtlar ile dosyadaki toplanan tüm deliller ve davacı tarafa ait defter ve kayıtlar üzerinde önceki bilirkişi tarafından yapılan tespitleri değerlendiren nihai bilirkişi raporunda, bilirkişi … 15/02/2021 tarihli raporunda taraflar arasında ticari bir ilişkinin mevcut olduğunu, yazılı bir sözleşmenin bulunmadığını, cari hesap mutabakatının yapılmadığını, davacı defterlerinin lehine delil teşkil edebilecek nitelikte olduğunu, davalılara ait 2019 yılı yasal defterlerinin de lehlerine delil teşkil edecek nitelikte olup, davacının defter ve kayıtlarına göre davalılardan dava tarihi itibariyle 502.986,01-TL alacaklı göründüğünü, buna karşılık davalı defter ve kayıtlarında dava tarihi itibariyle davalıların davacıya 552.986,02-TL borçlu göründüklerini, davacının resmi defterlerinde kayıtlı olup soruşturma konusu olan ve İcra Hukuk Mahkemesi’ndeki davada, dava konusu olan çeklerin hiçbirinin davalılara ait defterde kayıtlı olmadığını, defter ve kayıtlardaki bilgi ve belgelere göre dava tarihi itibariyle davalıların, davacıya ticari ilişki çerçevesinde 547.986,02-TL borçlu olduğunun tespit edildiğini bildirmiştir.
Toplanan tüm deliller ve mahkememizce usul, yasa ve dosya kapsamına uygun görülen, gerekçeli ve denetime elverişli nitelikteki bilirkişi raporları ile; taraflar arasında 26/03/2016 tarihinde başlayıp 21/05/2019 tarihine kadar devam eden ticari ilişkide davacı şirketin davalıların oluşturduğu adi ortaklığa ait işletmeye çeşitli emtia sattığı, bu satışlar karşılığında faturalar düzenlendiği, davalılar tarafından ödemeler yapıldığı, davacı tarafın, davalıların ödeme yerine geçen çekleri de tanzim ederek teslim ettiğini iddia etmesine rağmen davalıların bu çekleri tanzim etmediklerini ve imzaların davalılara ait olmadığını iddia ettiği, çeklerden bir bölümünün bankaya ibraz edildiğinde davalılara ait imzalar ile benzemezliği ile ödemelerin yapılmadığı, davacı tarafın ödenmeyen çekler nedeniyle davalılar tarafından bir miktar ödemenin elden yapıldığını iddia etmesine karşın davalı tarafın ödemelerin cari hesap ilişkisi çerçevesinde ara ödemeler olarak yapıldığını iddia ettiği, davacı tarafça ödenmeyen çekler nedeniyle İzmir ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında takip yapıldığı, davalıların İzmir … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında imzanın kendilerine ait olmadığını iddia ederek imzaya itiraz ettikleri, bu davanın derdest olup mahkememizdeki dava yönünden bekletici sorun niteliğinin bulunmadığı, bunun yanında Cumhuriyet Başsavcılığınca davalılar hakkında çekler nedeniyle resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlamasından yapılan soruşturmanın da mahkememizdeki davanın niteliği itibariyle sonucunun beklenmesine gerek olmadığı, dosyada toplanan deliller ve tarafların defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemeleri ile uyuşmazlığın çözümünün gerektiği, hükme dayanak alınan her iki bilirkişi raporunda da taraflar arasındaki ticari ilişkinin 26/03/2016 ile 21/05/2019 tarihleri arasında devam etmesine rağmen yazılı bir sözleşme bulunmadığı, yasal anlamda bir cari hesap ilişkisinin kurulmadığı, cari hesap mutabakatının yapılmadığı, davacı tarafça dava dilekçesinde bildirilen çeklerin ticari ilişki çerçevesinde davalılar tarafından keşide edilerek teslim edildiği iddia edilmişse de davalıların bu çeklerle ilgili olarak imza inkarında bulundukları, ancak ticari ilişkiyi inkar etmedikleri gibi her iki tarafın ticari defter ve kayıtlarında yer alan faturalarda belirtilen malların teslim edilmediği iddiasında bulunmadıkları, davalı tarafça yapılan ödemeler konusunda da taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığı, her ne kadar davacı taraf çekler nedeniyle davalıların bir miktar ödeme yaptığını iddia etmiş ise de davalıların bu ödemeleri cari hesap çerçevesinde ara ödemeler olarak yaptıklarını iddia ettikleri ancak ödeme miktarları ve tarihleri konusunda bir uyuşmazlık bulunmadığı, mahkememizdeki davanın niteliği itibariyle ödemenin hangi nedenle yapıldığının bir önem taşımadığı, her iki bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere dava tarihi itibariyle davalı tarafın defter ve kayıtlarına göre davacı tarafa 552.986,02-TL borçlu olarak göründüğü, buna karşın davacı tarafın defter ve kayıtlarına göre yine davalı tarafın davacı tarafa 547.986,02-TL borçlu göründüğü, buna göre davacı tarafça 502.986,00-TL alacak için dava açıldığından tarafların ticari defter ve kayıtlarına göre bu miktarda davacı tarafın davalı taraftan alacaklı olduğunun defter ve kayıtlara göre kanıtlanmış olduğu, İcra Hukuk Mahkemesinde yargılaması devam eden çekler ile icra takibine konu edilmeyen ve imza benzemezliği nedeniyle banka tarafından ödemesi yapılmayan çeklerin davalı tarafın ticari defterlerinde hiç yer almaması, davalılar tarafından imzaların inkar edilmesi, davacı tarafça bu çeklerle ilgili takibe devam edilmesi veya yeni takip yapılması durumunda davacıların açacakları menfi tespit davası ile mükerrer tahsilatı önlemeye ilişkin yasal imkanlarının bulunması karşısında çeklerdeki yazılı bedellerin taraflar arasında ticari ilişki çerçevesinde oluşan alacaktan mahsubunun gerekmediği birlikte değerlendirildiğinde davacı tarafın ticari ilişki çerçevesinde davalı tarafa sattığı emtiaya karşılık dava tarihi itibariyle dava konusu ettiği alacağının varlığı kanıtlanmış olmakla davanın kabulüne, davacı tarafça çeklerin her birinin vade veya keşide tarihinden ve fatura tarihinden işleyecek faizi ile alacağın tahsiline karar verilmesi talep edilmiş ise de taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin bulunmaması, davadan önce davacı tarafın davalı tarafı temerrüde düşürdüğüne dair bir belgeyi dosyaya sunmaması, davanın niteliği itibariyle çeklerden bağımsız olarak davanın tarafların ticari defter ve kayıtları ve diğer delillerine göre çözümlendiği, çeklerin ticari ilişki çerçevesinde düzenlendiğinin kabulü halinde dahi çeklerde yazılı vade veya keşide tarihi ile davaya dayanak faturaların düzenlenme tarihlerine göre faiz işletilmesinin mümkün bulunmadığı göz önünde tutularak davacı tarafın faizin başlangıcına ilişkin isteminin reddine, hükmedilen alacağa dava tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerle:
1-Davanın KABULÜ ile;
502.986,00-TL alacağın dava tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafın faiz başlangıcına yönelik fazlaya ilişkin isteminin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 34.358,97-TL karar ve ilam harcından peşin yatırılan 8.589,75-TL harcın indirilmesi ile geriye kalan 25.769,22-TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı taraf yararına A.A.Ü.T’nin 13.maddesi uyarınca takdir edilen 42.199,30-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan 8.589,75-TL nispi harç, 133,00-TL on dokuz adet tebligat masrafı, 88,00-TL on altı adet elektronik tebligat masrafı, 55,70-TL posta masrafı, 1,50-TL üç adet kep ücreti, 1.700,00-TL bilirkişi ücretinden oluşan toplam 10.567,95-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı taraflarca yapılan ve bir adet elektronik tebligat giderinden oluşan 5,50-TL yargılama giderinin davalı taraflar üzerinde bırakılmasına,
6- 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A (14) maddesi uyarınca 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinden oluşan yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
7-Taraflarca peşin olarak yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Davacı vekili ile davalılar vekilinin yüzüne karşı HMK’nun 343 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/06/2021

Başkan …
e -imzalıdır

Üye …
e -imzalıdır

Üye …
e -imzalıdır

Katip …
e -imzalıdır