Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/913 E. 2021/299 K. 30.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/913 Esas
KARAR NO : 2021/299

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 23/10/2019
KARAR TARİHİ : 30/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 04.07.2019 günü saat 18:20’de…’nin sevk ve idaresindeki ruhsat sahibirir … olan … plakalı … marka araç ile seyir halindeyken müvekkiline ait … plakalı … marka aracına sol arka yan kısmına çarparak hasara neden olduğunu, kazaya dair ‘Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağı” düzenlendiğini, müvekkilinin aracına arkadan çarpan sürücü olan…’nin tam kusurlu olduğunu, davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanmış aracın kaza ve hasara neden olduğunu, müvekkilinin kaza ve hasarda hiçbir kusurunun olmadığının açık olduğunu, maddi hasara neden olan … plakalı araç … Limited Şirketi acentası vasıtasıyla 29.04.2020 sigorta bitiş tarihi “Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası” poliçesine göre … Sigortanın aracın sigortasını üstlendiğini, ve sigorta riskinin gerçekleşmesi sonucu ortaya çıkan maddi hasardan sigorta teminatı dahilinde sorumlu olduğunu, hasar ihbarının … Sigorta Genel Müdürlüğün ve İstanbul Avrupa Asya Bölge Müdürlüğüne … Kargo ile gönderildiğini, hasar ihbarı 19 eylül 2019 günü saat 12:04’de tebliğ edildiğini, … nolu hasar dosyasının açıldığını, ancak yasal süre içerisinde sadece 2,000-TL ödeme yapıldığını, geri kalan miktarın ödenmediğini, zorunlu arabuluculuk kapsamında İzmir Arabuluculuk Merkezi … büro nolu dosyadan yapılan görüşmeler sonucunda 21.10.2019 tarihinde arabuluculuk görüşmelerinin anlaşamama olarak neticelendirildiği, müvekkilin ikameti olan Berlin/Almanya ‘ya döndükten sonra aracının tamir işlemleri için zaruri bedelin hesaplanması için “…” Hasar Eksper Bürosundan bilirkişi raporu alındığını, 29.07.2019 tarihli rapora göre KDV dahil 3.775,08 EURO hasar bedelinin tespit edildiğini, yukarıda açıklanan nedenler ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 3.755,08 Euro maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren 3095 S.K.nun 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki TCMB Efektif satış kuru karşılığında ödenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu … plakalı aracın müvekkil şirket nezdinde … numaralı Zorunlu Trafik Sigorta Poliçesi ile 29.04.2019-2020 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, müvekkil şirketin Karayolları Trafik Kanununun Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi gereğince dava konusu zararlara ilişkin olarak sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, poliçeye müstenit sorumluluklarının poliçe limitiyle sınırlı olmakla beraber masraf vekalet ücreti sorumluluklarının da bu miktara isabet eden oranlarda olacağını, Poliçe limitinin maktuen ödenecek rakam olmadığını, poliçe limiti üzerindeki zararlardan müvekkilinin sorumluluğunun olmadığını, kabul anlamına gelmemek beraber kazaya sebep olan olayda kusur durumu belirsiz olduğunu kusur ve zararın net olarak tespitinin gerektiğini, davanın haksız fiile dayalı olduğunu davacı tarafın sigortaladıkları araç sürücüsüne raci kusur ve zararı kanıtlayamaması halinde müvekkil şirketin sorumluluğundan söz edilemeyeceğini, KTK. M.86 gereğince araç işleteninin ve sürücüsünün kusursuz olduğu hallerde sigortacının da tazminat ödeme yükümlülüğünün olmayacağını, müvekkil sigorta şirketi sigortalısının kusuru oranında gerçek hasarı ödemekle yükümlü olduğunu, çünkü sigorta bir zenginleşme aracı olmadığını sigorta şirketinin, sigortalı aracın sebep olduğu riziko sebebiyle üçüncü kişilere ait mal veya bedeni zarardan ötürü poliçede teminatı dışında olduğunu, dava öncesinde müvekkil şirkete yapılan başvuru üzerine Av. … adına kayıtlı … nolu hesabına 2.000- TL tazminat ödemesinin yapıldığını, ödeme ile müvekkilinin sorumluluğu sonlanmış olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla dava konusu tazminatın ancak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte talep edileceğini, yukarıdaki açıklamaların göz önünde bulundurularak davanın öncelikle usulden reddine, aksi halde davanın esastan reddine, her halde yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini saygılarımla bilvekale talep etmiştir.
DELİLLER:
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun .. Dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı aslı,
2-04/07/2019 tarihli kaza tespit tutanağı,
3-Davalı … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, 04.07.2019 tarihinde meydana gelen dava konusu trafik kazası nedeniyle davacı … TC Kimlik numaralı … tarafından yapılan başvuruya ilişkin dilekçe ve dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakı, başvuru sonucunda açılan hasar dosyası,
4-Dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat ve tescil belgeleri,
5-Dava konusu araçta oluşan hasar ilişkin olarak Almanya ülkesinde düzenlenen bilirkişi raporu,
6-Trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişinin 21/10/2020 havale tarihli raporu,
7-Ödeme dekontu,
8-Sair deliller.

DAVA KONUSU:
Açılan dava, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacıya ait araçta 04/07/2019 tarihinde meydana geldiği iddia edilen trafik kazası nedeniyle hasar oluşup oluşmadığı oluşmuş ise miktarı kusur durumu ve davalı sigorta şirketinin hasar nedeniyle sorumlu olup olmadığı tespitine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Haksız fiil, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49 maddesinde; ”Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 50. maddesinde ise ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü yer almaktadır.
Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğması zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Hakim, kusurlu veya hukuka aykırı bir fiili ile başkasına zarar verenin kusur durumunu, zararın ağırlını ve oluşan durumun özelliklerini gözeterek uygun ve hakkaniyete uygun bir tazminat belirler.
Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Sorumluluk sigortaları 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve devamı maddelerinde ”Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde düzenlenmiştir. Sorumluluk sigortalarında sigorta şirketi tarafından zararı karşılanan kişi sigorta sözleşmesinin tarafı değildir. Sigorta ettiren kendisi ya da sorumluluğu altında bulunan kişiler tarafından üçüncü kişilere verilecek zararları sigorta şirketine ödediği prim karşılığında sigorta ettirmektedir. Sorumluluk sigortası, sigorta ettirenin üçüncü kişilere vereceği zararları teminat altına alırken hem üçüncü kişiyi hem de sigortalıyı koruma altına alan bir sigorta türüdür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. ve 1486. maddelerinde yapılan düzenlemeye göre sorumluluk sigortalarını isteğe bağlı sigortalar ile zorunlu sigortalar olarak ikiye ayırmak gerekir.
Tehlike sorumluluklarında üçüncü kişilerin zararının karşılanması amacıyla bazı alanlarda kamu yararı ve zarar görenlerin korunması gerekçesi ile sorumluluk sigortası yaptırmak yasal zorunluluk haline getirilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun da 1483 ve 1484. maddelerinde de zorunlu sorumluluk sigortalarında uygulanacak hükümler ayrıca düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre zorunlu sigortalarda sigorta şirketinin zarar gören üçüncü kişiye karşı olan sorumluluğu kanundan doğan bir sorumluluktur. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 13. maddesi ile bazı hallerde Bakanlar Kurulu’na da zorunlu sigortalar ihdas etme yetkisi verilmiştir. Zorunlu sorumluluk sigortalarının kamu yararı taşıması ve yapılmasının yasa ile zorunlu kılınması nedeniyle zorunlu sigortalarda zarar görenlerin korunması amacıyla bazı düzenlemeler yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, ”İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/1. maddesinde, ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne, aynı Kanun’un 85/son. maddesinde ise, ”İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmüne yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, ”sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” düzenlemesi yapılmıştır.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir. (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin taktirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nın 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatları kapsamında değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki ikinci el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde; ”Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5. Bölümünde belirtilen ‘Kapsama Giren Teminat Türleri’ başlığı altında bulunan (a) bendinde ‘Maddi Zararlar Teminatı’ kapsamında araçta meydana gelen değer kaybı da sayılmıştır.
İlgili maddede Maddi Zararlar Teminatı; ”Hak sahibinin bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır.” olarak tanımlanmıştır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 03/12/2015 tarih ve 2015/12400 Esas 2015/13270 Karar sayılı ilamında aynen; ”…Davacı, yabancı plakalı aracını kazadan sonra tamir ettirmeden hasarlı olarak gümrük dairesine terk ettiğine göre araç zararı, aracın Avusturya’da olay günündeki kullanılmış değerine göre belirlenmelidir. Eğer bu değer onarım giderinden fazla ise davacı yalnız onarım giderini, onarım giderinden az ise, aracın olay gününde Avusturya’daki sürüm değerini davalıdan isteyebilir. Bu durumda mahkemece, bilirkişiden ek rapor alınarak aracın, olay tarihinde kayıtlı olduğu ülkedeki ikinci el piyasa rayiç değerinin tespit edilmesi ve aracın Türkiye’deki tamir bedeli ile karşılaştırılarak hangisi az ise o miktara hükmedilmesi gerekir…” denilmiş, yabancı plakalı araçların ülkemizde uğradıkları hasar sebebiyle uğradıkları zarar açısından plakanın ait bulunduğu ülke koşullarına göre belirleme yapılması gerektiğine dikkat çekilmiştir.
İzmir İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Şubesi’ne müzekkere yazılarak kazaya karışan araçlara ait ruhsat ve tescil belge ve bilgileri dosya arasına alınmıştır.
Davalı sigorta şirketine müzekkere yazılarak, sigortalı araca ait Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin, dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak davacı tarafça şirkete yapılan başvuru dilekçesi, dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakı, varsa açılmış olan hasar dosyası ve varsa davacı tarafa yapılan ödeme ödeme evraklarının eksiksiz olarak mahkememize gönderilmesi istenilmiş, müzekkere cevabında gönderilen evrak ve kayıtlar dosya arasına alınmıştır.
Gerekli evrak ve belgelerin temini akabinde dosyanın trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, 04/07/2019 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, davalı sigorta şirketi nezdinde açılmış bulunan hasar dosyası, … plakalı araca ait tramer kaydı ve yeşil kart poliçesi, … plakalı araca ait tamirat evrakları ile faturalar ve sair deliller göz önünde bulundurularak, 04/07/2019 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasının oluşumunda … plakalı araç sürücüsü… ile … plakalı araç sürücüsü …’in kusur oranları ile trafik kazası sonucunda … plakalı araçta meydana gelen hasara ilişkin olarak yurt dışında yapılan tamirat işlemleri ve tamirat işlemlerine ilişkin olarak düzenlenen tamirat evraklarının dava konusu trafik kazası ile uyumlu olup olmadığının, davacıya ait … plakalı araçta oluşan miktarının ve hasar bedelinin belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişi 21/10/2020 tarihli raporunda sonuç olarak, taraflar arasında 04/07/2019 tarihinde meydana gelen trafik kazasının oluşumunda … plakalı araç sürücüsü…’in %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğunu, … plakalı araç sürücüsü …’in ise kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davacı …’e ait … plakalı aracın onarım bedelinin Almanya koşullarında 3.755,08-EUR olduğunu, davalı sigorta şirketi tarafından 27/10/2020 tarihinde yapıldığı iddia edilen 2.000,00-TL bedelli ödemeye ilişkin evrakların dosya içeriğinde yer almadığını, 771,12-EUR bedelli ekspertiz ücreti bedelinin Almanya koşullarında makul olduğunu mütalaa etmiştir.
Davalı vekili tarafından bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ekinde sunulan ödeme evrakı incelendiğinde, davalı sigorta şirketi tarafından 10/10/2019 tarihinde …. …-… açıklaması ile davacı vekili Av. …’e ait hesaba 2.000,00-TL bedelli ödeme yapıldığı görülmektedir.
Bu kapsamda ödemenin yapıldığı tarih olan 10/10/2019 itibariyle Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tarafından açıklanan Euro kuru dikkate alındığında, hasar bedelinin 309,05-EUR’sunun dava açılmadan önce davalı sigorta şirketi tarafından ödendiği anlaşılmaktadır. Bu belirlemeler ışığında hesaplama yapıldığında davacının dava konusu trafik kazası sebebiyle aracında oluşan hasar kapsamında (3.755,08-308,05) 3.446,03-EUR talep edebileceği sonucuna ulaşılmıştır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 24/12/2014 tarih ve 2014/5419 Esas 2014/7055 Karar sayılı ilamında aynen; ”…davacı tarafça Almanya’da yazılan ekspertiz masrafının karar tarihindeki döviz kuru üzerinden TL karşılığının yargılama giderine eklenerek…” ibarelerine yer verilmiştir.
Az önce yer verilen Yargıtay kararı ve yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda, davacı vekili tarafından dava dilekçesinde yargılama giderleri arasında gözetilmesi talep edilen, dava konusu trafik kazası neticesinde davacıya ait araç üzerinde oluşan hasarın tespiti amacıyla Almanya ülkesinde yaptırılan bilirkişi incelemesine ilişkin ücretin karar tarihindeki kur üzerinden hesaplanan Türk Lirası karşılığı yargılama giderleri kapsamında hüküm altına alınmıştır.
Davacı tarafça dava konusu araçta oluşan hasar bedeline yönelik taleplerin karşılanması amacıyla davalı sigorta şirketine dava açılmadan önce 19/09/2019 tarihinde başvuru yapıldığı, sigorta şirketinin başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içerisinde herhangi bir olumlu veya olumsuz cevap vermemesi üzerine 8 iş gününün sona erdiği tarih olan 02/10/2019 tarihinde temerrüte düştüğü değerlendirilmiş, davacı tarafça talep edilen tazminat bedeline temerrüt tarihi olan 02/10/2019 tarihinden itibaren faiz işletilmesine yönelik hüküm kurma yoluna gidilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun … Dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı aslı, 04/07/2019 tarihli kaza tespit tutanağı, davalı … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, 04.07.2019 tarihinde meydana gelen dava konusu trafik kazası nedeniyle davacı … TC Kimlik numaralı … tarafından yapılan başvuruya ilişkin dilekçe ve dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakı, başvuru sonucunda açılan hasar dosyası, dava konusu trafik kazasına karışan araçlara ait ruhsat ve tescil belgeleri, dava konusu araçta oluşan hasar ilişkin olarak Almanya ülkesinde düzenlenen bilirkişi raporu, trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişinin 21/10/2020 havale tarihli raporu, ödeme dekontu, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tarafından 10/10/2019 tarihine ait olarak düzenlenen kur endeksi ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde, davaya konu uyuşmazlığın 04/07/2019 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacı …’e ait … plakalı araçta meydana gelen hasar bedeli miktarının belirlenmesi ile belirlenen hasar bedelinin davalıdan tahsili taleplerine ilişkin olduğu, trafik ve otomotiv alanında uzman bilirkişi 21/10/2020 tarihli raporunda sonuç olarak taraflar arasında 04/07/2019 tarihinde meydana gelen trafik kazasının oluşumunda … plakalı araç sürücüsü…’in %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğunu, … plakalı araç sürücüsü …’in ise kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davacı …’e ait … plakalı aracın onarım bedelinin Almanya koşullarında 3.755,08-EUR olduğunu, davalı sigorta şirketi tarafından 27/10/2020 tarihinde yapıldığı iddia edilen 2.000,00-TL bedelli ödemeye ilişkin evrakların dosya içeriğinde yer almadığını, 771,12-EUR bedelli ekspertiz ücreti bedelinin Almanya koşullarında makul olduğunu mütalaa ettiği, davalı vekili tarafından bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ekinde sunulan ödeme evrakında da görüleceği üzere davalı sigorta şirketi tarafından 10/10/2019 tarihinde … …-… açıklaması ile davacı vekili Av. …’e ait hesaba 2.000,00-TL bedelli ödeme yapıldığı, bu kapsamda ödemenin yapıldığı tarih olan 10/10/2019 itibariyle Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tarafından açıklanan Euro kuru dikkate alındığında, hasar bedelinin 309,05-EUR’sunun dava açılmadan önce davalı sigorta şirketi tarafından ödendiği, davacının dava konusu trafik kazası sebebiyle aracında oluşan hasar kapsamında (3.755,08-308,05) 3.446,03-EUR talep edebileceği, davacı tarafın davacının maliki olduğu araçta oluşan hasar miktarını usulüne uygun deliller vasıtasıyla ispatladığı anlaşılmakla, gerekçeli ve bilimsel bir şekilde taraflar, Mahkememiz ve Bölge Adliye Mahkemesi denetimine uygun ve elverişli şekilde düzenlenen bilirkişi raporu doğrultusunda açılan davanın kısmen kabul kısmen reddine kararı vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE,
1-Hasar bedeline yönelik maddi tazminat talebinin KISMEN KABULÜNE, 3.446,03-EUR maddi tazminatın rizikonun sigorta şirketine ihbarından itibaren 8 iş gününün sona erdiği tarih olan 02/10/2019 tarihinden itibaren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 99. maddesi gereğince 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizi Hakkında Kanun’un 4/a. maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Efektif Satış Kuru Türk Lirası karşılığının poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla davalı … Sigorta Anonim Şirketi’nden alınarak davacı …’e verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 1.515,26-TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak alınan 417,53-TL harcının mahsubu ile bakiye 1.097,73-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 38,50-TL elektronik tebligat, 76,00-TL normal tebligat, 229,20-TL posta masrafı, 400,00-TL bilirkişi ücreti, 7.561,91-TL (771,12 EUROx9,8064) Almanya Bilirkişi ücreti, 417,53-TL peşin harç ve 44,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 8.767,54-TL yargılama gideri açısından davanın kabul ret oranı dikkate alınarak 8.003,33-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca kabul oranı dikkate alınarak 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca red oranı dikkate alınarak 2.118,09-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avanslarının talep halinde ve karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/03/2021

Katip …
e -imzalıdır

Hakim …
e -imzalıdır

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.