Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/892 E. 2022/1032 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/892 Esas
KARAR NO : 2022/1032

DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 22/10/2019
KARAR TARİHİ : 21/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan ve Maddi ve Manevi Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili …’in çalışmadığını, davacı …’in ise dört aylık bir bebek olduğunu, davacı …’in engelli ve yatalak olup, bakımının aynı evde yaşadıkları davacı … tarafından yapıldığını, davacıların kirada oturduklarını, hiçbir mal varlığı, geliri ve güvenceleri olmadığı nedenleriyle adli yardımdan yararlanmaları gerektiğini, 16/09/2019 tarihinde …’e ait olan ve onun sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet ile müteveffa …’in seyir halinde iken davalı …Şirketi adına kayıtlı ve yolun gidiş yönüne göre solda park halinde bulunan … plakalı otobüsün sağ arka köşe kısmına çarpmaları sonucunda her ikisinin vefat ettiklerini, davalı sigorta şirketine 02.07.2019 tarihli dilekçe ile başvuruda bulunduklarını, ancak bir ödeme yapılmadığını, kazanın davalı …’in aracı hatalı olarak yol kenarına sol şeride park etmesi nedeni ile meydana geldiğini ve bu nedenle hakkında İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile ceza davası açıldığını, davacı …’in vefat eden … ile henüz bir yıllık evliliğinin olup, müşterek çocuklarının davacı … olduğunu, davacı …’in ise müteveffa …’in annesi olup, olaydan önce aynı çatı altında birlikte yaşadıklarını, davacıların geçimlerinin ölen … tarafından sağlandığını, …’in önceleri sigortalı bir işte çalışmakta iken annesi davacının bakıma muhtaç olması nedeni ile işten ayrılıp günlük ihtiyaca göre boya ustası olarak çalıştığını, aylık ortalama gelirinin 2.500,00-TL’yi geçtiğini, …’in ölümü ile davacıların ölenin desteğinden mahrum kaldıklarını, davacı …’in okuma yazma bilmediğini, davacı …’in henüz bebek olması nedeni ile bir işte çalışamadığını, …’in ölümü ile davacıların herhangi bir gelirlerinin bulunmaması nedeni ile zor durumda olduklarını, durumlarının tazminatın belirlenmesinde dikkate alınmasının hakkaniyet gereği olduğunu, müteveffa …’in olayda hiçbir kusurunun bulunmadığını, kazanın davalı …’in sorumsuzca kusuru nedeni ile gerçekleştiğini, davacıların yakınının ölümü nedeni ile maddi sorunlarla karşı karşıya kalmaları yanında zor günler geçirdiklerini, davacı …’in ağır elem ve ızdırap yaşadığını, davacı …’in ise çok küçük yaşta babasını kaybetmesi nedeni ile büyüdüğünde babasını hatırlamayacak ve baba sevgisinden bir ömür boyu mahrum kalacak olmasına bağlı olarak manevi anlamda yokluğunu hissedeceği bu sevginin yerinin hiçbir maddi olgu veya maneviyat ile doldurulamayacağını, bir ömür babasının eksikliğinin elem ve kederini yaşayacağını, davacı anne ile müteveffa oğlu arasında sağlam ve kuvvetli bir bağ bulunması nedeni ile davacının tarifi güç ve imkansız acılar içerisinde olup, bir ömür boyu elem ve keder yaşayacağını bildirmiş, adli yardım talebinin kabulüne, kazaya karışan araç üzerine ihtiyati tedbir ile davalı …Şirketi ve …’in mal varlığı üzerine ihtiyati haciz konulmasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik her bir davacı için 1.500,00-TL olmak üzere toplam 4.500,00-TL. destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek ticari işlerde uygulanan avans faizi ile birlikte sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen, 100,00-TL def’in ve cenaze giderlerinin davalılardan müştereken ve müteselsilen, davacı … için 150.000,00-TL, davacı … için 100.000,00-TL ve davacı … için 50.000,00-TL olmak üzere toplam 300.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden işleyecek avans faizi ile davalılar … ve ….Şirketinden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı … Sigorta…Şirketi vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesinde talep edilen tazminat kalemlerinin açıklattırılması gerektiğini, kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olup, poliçe limitinin kişi başına 360.000.00-TL olduğunu, kusurun belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden rapor alınması gerektiğini, aracın park halinde bulunması nedeni ile sigortalı araç sürücüsünün bir kusurunun bulunmamasına bağlı olarak KTK’nın 85 ve 91.maddeleri uyarınca müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, kaza tanığının motorun aşırı hız yaptığını ve farların yanmadığını belirttiğini ve davacıların yakınının ve motosiklet sürücüsünün alkollü olmaları nedeni ile kazaya sebep olup kusurlu olduklarını, kaza sırasında motosikleti kullanan kişinin belirli olmaması nedeni ile tespitinin gerektiğini, bu nedenle ceza dosyasının bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, müteveffanın kaza anında kask kullanmamış olması nedeniyle zararın artmasına bizzat kendisinin sebebiyet vermesi nedeni ile tazminat miktarından indirim yapılması gerektiğini, sigorta poliçesi ve KTK hükümleri gereği işletilme halinde olmayan park halindeki aracın karıştığı kaza sebebiyle zarardan sigorta şirketinin sorumlu tutulamayacağını Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında teminat dışında kalan hallerin düzenlenip, işletilme halinde olmayan araçların sebep olacağı zararların teminat dışı bırakıldığını, davacı tarafın, müteveffanın aylık gelirinin 2.500,00-TL’yi geçtiği iddiasının kabulünün mümkün olmadığını, asgari ücretle çalıştığını, sigorta poliçesinin sadece gerçek zarar tutarını teminat altına aldığını, olay tarihinden itibaren ve avans faizi talebinde bulunulmasının mümkün olmadığını bildirmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan … Sigorta…Şirketi vekili cevap dilekçesinde; davalı ….Şirketine ait aracın müvekkili şirket tarafından Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, bu nedenle ZMMS teminat limitinin bittiği yerde İMMS poliçesinin devreye girebileceğini, poliçede manevi tazminat teminatının bulunmadığını ihbar olunan olarak müvekkili şirket aleyhine hüküm kurulamayacağını bildirmiştir.
Davalı … Otobüs İşl. Tur Tic Ltd Şti. vekili cevap dilekçesinde; kazaya karışan … plaka sayılı otobüs müvekkili şirkete ait olup, sürücüsünün diğer davalı … olduğunu, kazanın oluşumunda müvekkili şirketin hiçbir kusurunun olmadığı gibi sürücünün aracını park ettiği yerin de kazanın oluşumunda doğrudan etkili olmadığını, müteveffa … ile …’in kaza sırasında alkollü olduklarının belirlendiğini, kaza saatindeki alkol durumuna göre …’in takriben … promil, …’in ise ise yaklaşık olarak … promil alkollü olduklarının anlaşıldığını, kaza tanığı …’in ifadesinde motosikletin yüksek hızda farları yanmaksızın aşağı doğru gittiğini belirttiğini, kaza saatinde çekilen fotoğraflardan olay mahallinin karanlık olmadığını, görüşün açık ve aydınlatmanın var olduğunun görülür olduğunu, kaza tutanağında sürücünün tespit edilemediğinin belirtildiğini, tutanağın eksik ve yanlış değerlendirmeleri içerdiğini, olay yeri inceleme ekiplerinin çalışmasına göre motorsikleti …’in kullandığı sonucuna varıldığını, motosikletin yalnız KTK’nun 52.maddesini değil neredeyse bütün trafik kurallarını ihlal ettiğini, 46 ve 47.maddelerindeki geceleyin ışıklarını kapatarak seyir nedeni ile trafik güvenliğini, 48.maddesindeki alkollü araç kullanma yasağını, 51.maddesindeki hız ihlali yasağını, 52.maddesindeki yol ,hava ve iklim şartlarına riayet etmeme kuralını, 56.maddedeki şerit ihlali yasağı dahil bir çok kuralın ihlali neticesinde kazanın meydana geldiğini, özellikle görgü tanığının ifadesinden olayın aşırı alkolün etkisiyle meydana geldiğinin açıkça anlaşıldığını, kazanın oluş şekliyle müvekkili şirkete ait aracın park ettiği yer arasında bir illiyet bağının bulunmadığını, Karayolları Trafik Kanunun 86. maddesi uyarınca kazanın aşırı alkolün etkisi ve meydana gelmesi nedeniyle müvekkili şirketin kazanın oluşumunda herhangi bir kusuru ve sorumluluğunun bulunmadığını bildirmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; kazaya karışan otobüsün şehir içi yolcu ve personel taşıma izin belgeli bir araç olduğunu, müvekkiline kusur izafe edildiği gibi KTK’nun 62.maddesinde bir ihlalin söz konusu olmadığını, şehir içinde park etmesi ya da park etmesi yasak sınıflar aracından olmadığını, otobüsün önünde ve arkasında yol boyunca sıralı halde park halinde bir çok araç bunduğunun kaza tutanağından anlaşılır olduğunu, bu nedenle sürücünün aracını park ettiği yerin kazanın oluşumunda etkili bir sebep olmadığını, …’ten alınan kan örneğinde … promil, …’den alınan örnekte ise … promil alkol tesbit edildiğini, kazanın olduğu saate göre …’in takriben … promil, …’in ise ise … promil alkollü olduklarının anlaşıldığını, görgü tanığının ifadesi ile ve toplanan delillerle olay mahallinin karanlık olmadığının, görüşün açık ve aydınlatmanın var olduğunun, aksine tutanakta yer alan bilgilerin doğru olmadığının, olayın motosiklet sürücüsünün kusuru ve yüksek düzeyde alkollü olmasından meydana geldiğinin açık ve belirgin olup, sürücüsü tespit edilemeyen motorsikleti kullanan kişinin asli kusurlu, müvekkilinin ise tali kusurlu olduğuna ilişkin tutanaktaki değerlendirmenin eksik ve yanlış olduğunu, motosiklet sürücüsünün yalnız KTK’nun 52. maddesi değil 46-47-51-52 ve 56.maddesi hükümlerini ihlal etmesi nedeniyle neredeyse bütün trafik kurallarını ihlal ettiğini, kazanın oluş şekliyle müvekkilinin aracı park ettiği yer arasında bir illiyet bağının bulunmadığını, talep edilen tazminat miktarı haksız ve dayanaksız olduğu gibi, en yüksek ticari faiz istenmesinin de haklı ve hiçbir hukuki dayanağının bulunmadığını bildirmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava; 16/06/2019 tarihinde meydana gelen davaya konu trafik kazasında, vefat eden …’in, davacıların desteği olduğu iddiası ile davacıların her biri yönünden destekten yoksun kalma ve defin giderlerinden oluşan maddi tazminatın davalıların tamamından müteselsilen, davacıların manevi yönden oluşan zararlarının tazmini yönünden talep edilen manevi tazminatın ise davalı sürücü ve davalı işletenden müteselsilen tahsili istemine ilişkindir.
Yapılan araştırma ve toplanan belge örneklerine göre davacıların adli yardıma muhtaç oldukları anlaşılmakla, davacıların adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi ile birlikte, dava dilekçesindeki talep gereği ve tüm dosya kapsamına göre davacıların ihtiyati tedbir isteminin reddine, ihtiyati haciz taleplerinin ise adli yardımdan yararlandırılmış olmaları nedeniyle teminatsız olarak kabulüne karar verilmiş, kararın istinaf edilmesi sonrasında İzmir Bölge Adliye Mahkemesi tarafından manevi tazminat yönünden verilen ihtiyati hacizin kaldırılmasına karar verilmiş, karardan sonra davalı ….Şirketinin başvurusu üzerine 27/10/2020 tarihli kararla İİK’nun 266.maddesi uyarınca maddi tazminat talebine ilişkin miktarı karşılar teminat karşılığında ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmiştir.
Davalı sigorta şirketinin, kazaya karışan davalı …..Şirketi adına kayıtlı aracın kaza tarihindeki ZMMS poliçesini düzenleyen sigorta şirketi olmasına bağlı olarak uyuşmazlığa ilişkin yasal düzenlemenin TTK’nun 1401 ve devamı maddelerinde yapılmış olması nedeniyle TTK’nun 4 (1-a) maddesi hükmü gereği davanın, mutlak ticari dava niteliğinde olup uyuşmazlığı çözme görevinin mahkememize ait olması nedeniyle yargılama yapılmış ve hüküm kurulmuştur.
Davalı sigorta şirketi vekili, müvekkili şirkete sigortalı aracın park halinde olduğu sırada kazanın meydana gelmiş olması nedeniyle tazmin sorumluluğunun bulunmadığını iddia etmiş ise de, kazanın, sigortalı aracın yaya ve taşıt trafiğine açık şehiriçi karayolu üzerinde park halinde iken meydana geldiği, buna göre kazanın meydana geldiği yer itibariyle TTK hükümlerinin uygulanabilir olduğu anlaşılmakla, aksi iddiada haklılık görülmemiştir.
Zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve anlaşma sağlanamadığı görülmüştür.
2918 sayılı KTK’nun 97. maddesi uyarınca; dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuru dava şartı olup, davacıların, davalı sigorta şirketine davadan önce ödeme için başvurdukları ve bu konudaki özel dava şartının yerine getirildiği dosyada toplanan belge örneklerinden anlaşılmıştır.
Davalı sigorta şirketi vekili dava dilekçesinde, maddi tazminatın hangi kalem için ne miktarda ve talep edildiğinin açıklanmaması nedeniyle bu konuda davacı tarafa açıklama yaptırılması gerektiği iddiasında bulunmuş ise de, dava dilekçesinde defin ve destekten yoksun kalma niteliğindeki maddi tazminatı oluşturan tazminat istemleri için belirsiz alacak kapsamında talep edilen miktarların ayrı ayrı açıklanıp yalnız her bir davacı yönünden destekten yoksun kalma tazminatının hangi miktarda talep edildiğinin bildirilmediğine ilişkin eksikliğin cevaba cevap dilekçesi ile birlikte tamamlanıp, her bir davacı yönünden 1.500-TL destekten yoksun kalma tazminatının talep edildiğinin bildirilmesi ile birlikte bu konudaki eksiklik tamamlanmış olmakla mahkememizce bu konuda bir başka ara karar oluşturulmasına gerek görülmemiştir.
Mirasçılık belgesi örneğinden, müteveffa …’in mirasçılarının, davacı eş … ile davacı çocuk … oldukları, aile nüfus kayıt tablosu örneğinden ise davacı …’in müteveffanın annesi olduğu görülmüştür.
Trafik tescil kayıt ve sigorta poliçeleri örneklerine göre; kaza tarihinde desteğin yolcu olarak bulunduğu, motosikletin çarptığı ve olay sırasında karayolu üzerinde park edilen … plaka sayılı otobüsün davalı …Şirketi adına kayıtlı olup, davalı sigorta şirketinin bu aracın ZMMS poliçesini düzenleyen sigorta şirketi olduğu belirlenmiştir.
… plaka sayılı aracın, ihtiyari mali mesuliyet sigortasının … Sigorta…Şirketi tarafından düzenlenmiş olması nedeniyle talebe bağlı olarak ihbar istemi kabul edilmiş ve … Sigorta…Şirketi ihbar edilen sıfatıyla davada yerini almıştır.
Dava ve cevap dilekçelerinde dile getirilen iddia ve savunmalar, taraflarca sunulan ve mahkememizce toplanan delil ve belge örnekleri, davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenen poliçe ve hasar dosyası örneği, arabuluculuk son anlaşamama tutanağı, davacı tarafça, davalı sigorta şirketine ödeme konusunda yapılan başvuru ve tebligat örnekleri, kaza yapan araçlara ait tescil belgesi örnekleri, kaza tespit tutanağı, davacılar ile davalı …’e ait nüfus kayıt tablosu örnekleri ile davacıların ve davalı … ile davalı …Şirketinin sosyoekonomik durumları, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının davaya konu kazayla ilgili soruşturma dosyası örneği ile soruşturma sonucunda iddianame ile davanın açıldığı İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosya örneği, destek …’e ilişkin SGK kayıt örnekleri, davaya konu kaza nedeniyle davacılara ödeme yapılıp yapılmadığı konusuna ilişkin SGK Müdürlüğünün yazı cevabı, desteğe ait mirasçılık belgesi örneği, ceza soruşturması ve ceza davasında alınan kusur raporları ile mahkememizce alınan kusur bilirkişisi raporları, aktüerya bilirkişisi rapor ve ek raporları, davacı tarafça yapılan talep artırım dilekçesi ile uyuşmazlık konularıyla ilgili mevcut yasal düzenlemeler ve yerleşmiş yargı kararları birlikte değerlendirilerek uyuşmazlık çözülmüştür.
Maddi tazminata ilişkin davanın konusu; cenaze ve defin giderleri dışında destekten yoksun kalma tazminatıdır. Türk Borçlar Kanunu’nun 53.maddesinde ölenin yardımından faydalananların bu yüzden yoksun kaldıkları faydayı, tazminat olarak, sorumludan isteyebilecekleri düzenlenmiştir. Yerleşmiş Yargıtay Kararları ile destekten yoksun kalanların meydana gelen zararlarını tazmin hakkının, ölenden intikal eden bir hak olmayıp doğrudan doğruya desteğini yitiren kişinin kendisinde doğan, asli ve bağımsız nitelikte bir hak olduğu, ölenle ya da mal varlığı ile bir bağıntısı bulunmadığı için bağımsız bir talep hakkı yarattığı, bu nedenle ölen kimse ile destekten yoksun kalan arasında kanuni veya akdi bir bakım yükümlülüğü, mirasçılık ya da akrabalık ilişkisinin bulunmasının gerekmediği, miras yoluyla kazanılan, mirasçılık sıfatına bağlı bir hak olmadığı ve destekten yoksun kalma tazminatının, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu, bu tazminata hükmedilebilmesi için ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığının bulunması gerektiği kabul edilmiştir. Açıklanan yasal düzenleme ve Yargıtay Kararları çerçevesinde, somut olay yönünden; destek …’in davaya konu kazada öldüğü, kaza tarihinde belirli ve düzenli bir işinin bulunmadığı, evli ve bir çocuklu olup, eşi ve çocuğunun davacılar olduğu, davacı annenin de ölümünden önce diğer davacılar ve destekle birlikte ikamet ettiği, ölenin davacı annenin de desteği olduğu, davacıların kazada vefat eden …’in annesi, eşi ve çocuğu sıfatıyla dosyada aksine bir delil toplanmamış olması ve toplanan tüm deliller, yasal mevzuat ve yerleşmiş Yargıtay Kararları çerçevesinde vefat eden destekle yakınlıklarına bağlı olarak destekten yoksun kalma tazminatı talep etmeye hak ve yetkisinin bulunduğu kabul edilmiştir.
KTK’nun 86. maddesinde, aynı kanunun 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma şartlarına yer verilmiştir. Bu düzenlemeye göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluğun kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin ya da üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek, sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hâkim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir. Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin takdirine bırakmıştır.
Davalı … kazaya sebebiyet veren sürücü sıfatıyla TBK’nun 49(1) maddesi uyarınca davacıların maddi ve manevi zararlarından kusuru oranında sorumludur. Davalı ….Şirketi kazaya neden olan otobüsün maliki olarak KTK’nun 85.maddesi uyarınca işleten sıfatı ile davacıların maddi ve manevi zararlarından sürücünün kusuru oranında sorumlu olup, KTK’nun 86.maddesi uyarınca somut olayda sorumluluğunu ortadan kaldıracak bir mücbir sebebin bulunmadığı anlaşılmakla, dava konusu tazminatlardan işleten sıfatı ile sürücünün kusuru oranında sorumlu tutulmuştur.
KTK’nun 91. maddesinde; işletenin, aynı Kanunun 85. maddesinin 1. fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Malî Sorumluluk Sigortası yaptırma zorunluluğu düzenlenmiştir. İşletenin, üçüncü kişilere verilen zarar nedeniyle hukukî sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının, 91. maddede düzenlenen sorumluluğu, sözleşmeye dayalı bir sorumluluk olup, genel şartlar uyarınca sigortacının sorumluluğunun kapsamı kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri ile sınırlı olmak üzere sigorta konusu, motorlu bir aracın işletilmesi ile oluşan bir trafik kazası sonucunda üçüncü şahısların ekonomik değeri olan mal varlığında doğrudan oluşan azalmalar, vücut bütünlüğündeki eksilmeler, sürekli sakatlık veya ölüm nedeniyle ilgililerin uğradıkları kayıplardır. Bu çerçevede zarar gören üçüncü kişiler, işletene göre üçüncü kişi olanlar olup, sigortalıya yöneltebilecekleri tazminat taleplerini, sigortacıya karşı da ileri sürebileceklerdir. Sigorta poliçesi teminatı kapsamı dışındaki hâller KTK’nun 92.maddesi ile Genel Şartların A.6. maddesinde düzenlenmiştir.
Davalı sigorta şirketi, davalı ….Şirketinin işlettiği otobüsün, ZMMS poliçesini düzenleyen sigorta şirketi olması nedeniyle KTK’nun 91.maddesi uyarınca davacıların maddi zararlarından sürücünün kusuru oranında diğer davalılar ile birlikte ve poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere müteselsilen sorumludur.
Dava konusu kaza ile ilgili ceza soruşturması sonunda iddianame ile kamu davası açılmış, İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonunda adli tıp kurumundan alınan ve davalı sürücünün kusursuz olduğunu bildiren rapora dayanılarak, davalı sürücü hakkında beraat kararı verilmiştir. Kararda aynı zamanda motosiklet sürücüsünün … olduğunun belirlendiğine de yer verilmiştir. Gerek ceza mahkemesi dosyasındaki bu belirleme gerekse, mahkememizdeki dava dosyasında toplanan tüm delillerle motosikleti kullanan kişinin dava dışı … olup, davacıların desteği …’in motosiklette yolcu olduğu kabul edilmiştir. Ceza mahkemesi kararı kesinleşmemiş ise de, TBK’nun 74.maddesi uyarınca kusurun varlığı ve kusur oranlarının hukuk mahkemesi tarafından belirleneceği dikkate alınarak ceza davasının bekletici mesele yapılmasına gerek bulunmaması nedeniyle kararın kesinleşmesi beklenmemiş, dava konusu kazanın oluşumunda kusurlu olanlar ve kusurlu davranışlarının belirlenmesi amacıyla özellikle davalı sürücünün hatalı ve yasak park etme eylemi nedeniyle davaya konu trafik kazasında kusuru olup olmadığının uzman trafik bilirkişi aracılığıyla … yönden incelenmesi ve değerlendirilmesinin gerektiği göz önünde tutularak, bu nitelikte alınan bilirkişi raporları ile uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmiştir.
Mahkememiz dosyasında yukarıda açıklanan gereklilik çerçevesinde trafik alanında uzman bilirkişi …’dan alınan ilk raporda; motosiklet sürücüsü …’in 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 84.maddesinin “a” bendi 52.maddesinin “b” bendi, 47.maddenin “d” bendi, 97.maddesinin “b” bendinde düzenlenen kuralları ihlal etmesine karşın davalı sürücünün Karayolları Trafik Kanunu’nun 60.maddesinin “b” bendi ile 61. ve 62. maddelerinde duraklama ve park yasağına ilişkin düzenlenen kuralları ihlal ettiği, olay yerinde bulunan kaskta …’in parmak izinin bulunup, destek …’in kask taktığına ilişkin bir delil toplanmamasına bağlı olarak olay sırasında kask kullanmadığının anlaşıldığı, bu durumun Karayolları Trafik Kanunu’nun 78.maddesindeki yazılı kuralın ihlali olup, sonuca etkili olduğu, ayrıca …’in dışarıdan bakıldığında bilinebilecek düzeyde aşırı alkollü olan motosiklet sürücüsü …’in sevk ve idaresindeki motosiklette yolcu olarak seyahat ederek can güvenliğinin tehlikeye düşürmesine yol açan davranışının sonuç üzerinde etken olduğu bildirilmiştir.
Davaya konu kaza tutanağında motosiklet sürücüsünün asli kusurlu, davalı otobüs sürücüsünün tali kusurlu olduğu tespitine yer verilmesinden sonra ceza mahkemesince alınan Adli Tıp Kurumu raporunda, davalı sürücünün kusursuz olduğunun belirtilmesi ile birlikte mahkememizce alınan trafik bilirkişi raporunda, gerek motosiklet sürücüsünün gerekse davacı sürücünün kusurlu olduklarının tespitine yer verilmesi nedeniyle kaza tutanağı ve raporlar arasında ortaya çıkan çelişkinin giderilmesi amacıyla İstanbul … Üniversitesinde görev yapan trafik uzmanı öğretim üyelerinden oluşan üçlü bilirkişi raporu alınmak suretiyle, davalı sürücünün davaya konu kazada trafik kurallarını ihlal etmek suretiyle kusuru bulunup bulunmadığının belirlenmesi yoluna gidilmiştir.
Bilirkişi kurulu raporunda, toplanan delillere göre, destek …’in olay esnasında kask takmadığının anlaşıldığını, bu durumun sonuç üzerinde etken olup zararın artmasına katkıda bulunduğunu, bunun yanında dışarıdan bakıldığında bilinebilecek düzeyde aşırı alkollü olan motosiklet sürücüsü …’in sevk ve idaresindeki motosiklette yolcu olarak seyahat ederek can güvenliğini tehlikeye düşürmesine ilişkin davranışının da sonuç üzerinde etken olduğunu, Karayolları Trafik Kanununun 3, 46-c ve 47-d maddeleri ile Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 3.maddesi hükümleri çerçevesinde sürücülerin karayolları trafiğinin genel olarak bünyesinde barındırdıgı kaza risk ve tehlikeler nedeniyle dikkatlerini daha çok yoğunlaştırmalarının, müteyakkız davranarak yola gereken dikkat ve özeni göstermelerinin, can ve mal güvenliğini tehlikeye düşürmemek adına olası kaza tehlikesini öngörerek önleyici etkili tedbirleri zamanında almalarının ve özenli davranmalarının gerektiğini, yatay ve düşeyde eğimsiz olan 11,30 metre toplam genişlikteki üç şeritli olay mahallindeki yolda sürücü …’in gece vakti far ışığı altındaki seyri sırasında, görüşe engel çalışma ve cismin bulunmamasına rağmen, seyir halinde bulunduğu sol şerit üzerinde ve ön ilerisinde park halinde bulunan otobüsü görmesi ve fark etmesinin gerektiğini, buna göre seyrini müteyakkız olarak sürdürmesi, sağ tarafından akan trafiğin durumuna ve istikametine göre sağ şeride geçerek, bu olmuyorsa etkili fren tedbiri ile gerekiyorsa durması halinde dava konusu olayın meydana gelmeyeceğinin anlaşıldığını, bu nedenle dikkat ve özen yükümlülüğünü ihmal eden seyiri nedeniyle 2918 sayılı KTK’nın 84/d maddesinde düzenlenen arkadan çarpma kuralını ihlal ettiğini ve olayda asli derecede kusurlu olduğunu, olay yerinde park yapılmaz levhası ile başkaca bir levha bulunmadığını, olay yerinin özelliği olan bir yer niteliği bulunmadığını, ancak aracın park halinde bırakıldığı şeridin sol şerit olmasının olay mahallindeki yolda taşıt trafiğini tehlikeye düşürmesinin ihtimal dahilinde olabileceği bilinci ile hareket etmesi gerektiğine aykırı davranış gösteren otobüs sürücüsü davalı …’in Karayolları Trafik Kanunu’nun 61.maddesine aykırı hareket etmesi nedeniyle kazanın oluşumunda tali kusurlu olduğunu bildirmişlerdir.
Kaza tespit tutanağında davalı sürücünün hatalı park nedeniyle kusurlu olduğuna yer verildiği, mahkememizce alınan tekli bilirkişi raporunda ayrıntıları raporun gerekçesinde de açıklandığı üzere aynı yönde tespit ve değerlendirmelerde bulunulduğu, her ne kadar ceza mahkemesinde alınan Adli Tıp Kurumu raporunda davalı sürücünün kusurlu olmadığı tespitine yer verilmiş ise de, ortaya çıkan çelişkili durumun giderilmesi amacıyla mahkememizce alınan … öğretim üyelerinden oluşan üçlü bilirkişi raporunda gerekçeleri ayrıntılı olarak açıklandığı üzere kaza tespit tutanağı ile mahkememizce alınan trafik bilirkişi raporundaki değerlendirmelerle uyum içerisinde olacak nitelikte davalı sürücünün hatalı park nedeniyle kusurlu olduğu görüşüne yer verildiği, Adli Tıp Kurumu raporunda davalı sürücünün kusursuzluğu konusunda tatmin edici nitelikte açıklamalara yer verilmediği gibi kaza tespit tutanağı ile mahkememizce alınan her iki raporun birbiri ile uyumlu olup, her iki raporda davalı sürücünün hangi trafik kurallarına aykırı davrandığı ve kusurunun bulunduğu konusunda dosyada toplanan tüm deliller ile somut olaya uygun düşen gerekçelere tespit ve değerlendirmelere yer verildiği, her iki raporda belirtilen açıklama tespit ve değerlendirmelerin trafik kuralları ile somut olaya uygunluğu yönünden hükme esas alınması gerektiği gibi ceza mahkemesi dosyasında motosiklet sürücüsünün … olduğunun tespit edilmesi yanında, mahkememiz dosyasında toplanan tüm deliller ile de motosiklet sürücüsünün … olduğunun anlaşılır olması karşısında kazanın sırf alkolün etkisi altında oluşup oluşmadığı konusunda rapor alınmasının davalı sürücünün kusuruna etkili olmayacağı, müteselsil sorumluluk esasına göre bu durumun davalı sürücünün kusurunun ortadan kaldırır bir neden olmadığı göz önünde tutularak bu yönde rapor alınmamış, mahkememizce alınan her iki raporla birlikte ve dosyada toplanan tüm deliller, kaza tutanağı birlikte değerlendirildiğinde, davalı sürücünün kazanın meydana geldiği yerde yolun sağ tarafında oluşan çok sayıda aracın park halinden sonra, yolun sol yönüne park etmek suretiyle trafik güvenliğine ve kurallarına aykırı şekilde hatalı park yaptığı, bu durumun kazanın oluşumunda etken bulunduğu, motosiklet sürücüsünün ağır kusuru karşısında davalı sürücünün kusurunun tali nitelikte olup, kusur oranlarının mahkememizce belirlenmesinin zorunluluğu karşısında davanın maddi tazminat istemi yönünden belirsiz alacak davası olarak açıldığı, tarafların mahkememizce belirlenecek kusur oranına itiraz haklarını kullanabilmeleri yönünden hukuki dinlenme hakkı çerçevesinde 19/10/2022 tarihli duruşmada …’in %85, davalı sürücünün ise %15 oranında kusurlu kabul edildiğine karar verilmiştir.
Tanık … olay günü abisi …’i alkol almış durumda gördüğünü, babasının alkol problemi nedeniyle çok küçük yaşta iken anne ve babasının boşandıklarını, kendisinin ve abisi …’ın küçük yaştan itibaren çalışarak davacı anneye baktıklarını, annesinin abisi … ile birlikte yaşadığını, bakımının ve geçiminin abisi tarafından yapıldığını, kazadan sonra annesinin psikolojisinin bozulduğunu ve sürekli olarak ölmek istediğini söylediğini, tanık … talimatla alınan ifadesinde, …’in vefatından önce kartonpiyer işi yaptığını, ölmeden önce geçimlerinin iyi olduğunu, …’in vefatından sonra davacı …’ın yatalak olması nedeniyle …’ ya bakmak istemediğini, …’yı ve davacı … bebeği dışarı attığını, davacı …’nın sosyal yardımlaşmadan aldığı yardımla geçindiğini, başka bir gelirinin bulunmadığını, …’nın zorluk yaşadığını bildirmişlerdir.
Dosyada toplanan tüm deliller, tanık beyanları, nüfus kayıt örnekleri ile davacıların her üçünün, vefatından önce müteveffa ile birlikte aynı çatı altında ikamet ettikleri ve yakınlıkları itibariyle müteveffanın, davacıların desteği olduğu belirlenmiş, aksi yönde dosyada bir delil toplanmamıştır. Buna göre davacıların cenaze ve defin gideri ile destekten yoksun kalma tazminatı talep etmelerinde yasal bir engel yoktur.
Aktüerya bilirkişi tarafından alınan rapor ve kusur oranlarının mahkememizce belirlenmesinden sonra karar tarihine en yakın tarihte ki yürürlükte olan asgari ücret üzerinden alınan ek raporlarda; müteveffa …’in ölmeden önce düzenli bir çalışmasının ve gelirinin bulunmadığı göz önünde tutularak, asgari ücret üzerinden ve TRH-2010 tablosu kullanılıp, 1/Kn katsayısına göre her yıl %10 oranında artırılmak ve iskonto edilmek suretiyle mahkememizce belirlenen ölenin ve davalı sürücünün kusur oranı dikkate alınmak suretiyle usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olarak yapılan hesaplamalara göre; davacı eş … için 61.396,50-TL, davacı çocuk … için 22.849,49-TL, davacı … için 39.128,38-TL destekten yoksun kalma tazminatı talep edilebileceği, müteveffa …’in motosiklet sürücüsü … ile birlikte alkol alıp, her ikisi yüksek düzeyde alkollü olmalarına rağmen bu durumu bilerek motosiklete yolcu olarak binmesi ve kask kullanmaması nedeniyle müterafik kusurunun bulunduğu, bu nedenle hükmedilen tazminatlardan %20 oranında indirim yapılması gerektiği, bunun yanında müteveffa …’in arkadaşı olan motosiklet sürücüsü …’in aracına yolcu olarak binmiş olması nedeniyle hatır taşınmasının somut olayda söz konusu olup, bu nedenle de hükmedilen tazminatlardan %20 oranında ayrıca indirim yapılmasının usul ve yasa gereği olup her iki nedenin, belirlenen destekten yoksun kalma tazminatlarından mahsubu sonrasında davacı eş … için 36.837,90-TL, davacı çocuk … için 13.709,69-TL, davacı … için 23.477,03-TL destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi gerektiği, davacılar vekilinin talep arttırım dilekçesinde müterafik kusur ve hatır taşınması nedenleri ile yapılan indirimler mahsup edilmeksizin ek raporda belirlenen miktarlar üzerinden destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunduğu göz önünde tutularak, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin davanın kısmen kabulüne yukarıda açıklanan mahsup edilen miktarlar üzerinden davacılar için destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesine karar vermek gerekmiştir.
Müterafik kusur ve hatır taşıması nedeniyle yapılan indirimler nedeniyle davacı taraf vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamıştır.
Davacı taraf, dava dilekçesinde 100-TL, cenaze ve defin giderinden oluşan maddi tazminat talebinde bulunmuştur. Cenaze ve defin giderlerinden de niteliği itibari ile davalılar müteselsilen sorumludur. Davacı tarafça, talep arttırım dilekçesi ile cenaze ve defin giderlerine ilişkin tazminat arttırılmadığından bu konuda araştırma yapılmasına ve başkaca delil toplanmasına usul ekonomisi gereği gerek görülmemiştir. Vefat edenin ölüm tarihi itibari ile Belediye Başkanlıkları tarafından tabutun sağlanması, defin için araç temini, cenazenin bir yerden bir başka yere nakledilmesi ve gömülmesine ilişkin bir çok faaliyetin ücretsiz olarak karşılandığı, bunun dışında davacı tarafça yapılan cenaze ve defin giderlerinin belgelenmesi ve kanıtlanması halinde tazmininin talep edilebileceği, davacı tarafın bu konuda hiç bir belge sunmadığı gibi yerel örf ve adetlere göre özel giderler yapıldığına ilişkin bir iddianın da dile getirilmemesi karşısında, kefen ücreti ile cenaze yıkama ücreti ve mezarlık ücretinin geçmişte ve halen ölenin yakınları tarafından temin edildiğinin herkes tarafından bilinir olması nedeniyle bu masraflar yönünden makul miktarda tazminata mahkememizce hükmedilmesinin mümkün bulunduğu birlikte değerlendirildiğinde, belirtilen nitelikteki masrafların 100-TL’nin oldukça üzerinde bir miktarda olduğunun açık ve belirgin olması karşısında davacı tarafın arttırmadığı, 100-TL tazminat miktarı üzerinden cenaze ve defin giderlerine ilişkin tazminat isteminin kabulüne karar verilmiştir.
Maddi tazminat talebi yönünden dava dilekçesinde bütün davalılar yönünden kaza tarihinden itibaren avans faizi talep edilmiş ise de, destekten yoksun kalma tazminatı ile cenaze ve defin giderlerinden oluşan maddi tazminatın niteliği, ticari faiz uygulanmasını gerektirecek bir yasal nedenin bulunmadığı, davanın mutlak ticari dava niteliğinin ticari faiz uygulamasını gerektirmeyeceği birlikte değerlendirilerek yasal faize hükmetmek gerekmekle birlikte davalı sigorta şirketi yönünden kaza tarihinden itibaren faiz talep edilmesinin mümkün bulunmadığı, yasal mevzuat çerçevesinde başvuru tarihinden sekiz gün iş sonrasından başlamak üzere faiz talebinde bulunulabileceği, davacıların davalı sigorta şirketine 05/07/2019 tarihinde başvurdukları sekiş iş günü sonrası 18/07/2019 tarihinde davalı sigorta şirketinin temerrüte düştüğü anlaşılmakla, davalı sigorta şirketi 18/07/2019 tarihinden diğer davalılar ise kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile sorumlu tutulmuşlardır.
Davacılar, davalı sürücü ve işletenden ayrı ayrı manevi tazminat talebinde bulunmuşlardır. Davacı …, vefat edenin eşi, davacı … kızı, davacı … ise vefat edenin annesidir. Davacıların müteveffa ile kan hısımı olmaları ve yakınlıkları gözetildiğinde manevi tazminat talep etmeye haklarının bulunduğu tartışmasızdır.
Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. TBK’nun 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği uygun bir miktar paranın adalete uygun olması gereklidir.
Her ne kadar davacı tarafça, dosya kapsamına ve somut olaya uygun olmayan yüksek miktarlarda manevi tazminat talebinde bulunulmuş ise de, dinlenen tanık beyanlarına ve dosyada toplanan tüm delillere göre; davacılar ile müteveffanın aynı çatı altında ikamet ettikleri ve kan hısımlığı bağına göre yakınlıkları nedeniyle her üç davacının müteveffanın ölümü nedeniyle desteğinden, sevgisinden ve şefkatinden ömürleri boyunca mahrum kaldıkları, müteveffanın yokluğundan doğan acı ve hüznü yaşadıkları sürece hissedecekleri açık ve anlaşılır olmakla birlikte, davaya konu trafik kazasında davalı sürücünün kusurunun yalnız hatalı parktan kaynaklanıp %15 oranında olduğu, %85 kusurlu sürücünün müteveffanın arkadaşı olup hatır taşımasının söz konusu olduğu, müteveffanın meydana gelen olayda müterafik kusurunun da bulunduğu, kaza tarihinin 16/06/2019 olup tazminatın kaza tarihindeki paranın satın alma gücüne ve ekonomik koşullara göre belirlenmesi gerektiği, dava konusu trafik kazasının dava dışı vefat eden sürücü ile müterafik kusurlu desteğin kusurlu eylemleri sonucunda oluştuğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davacıların yaşları ile vefat edenle olan yakınlıklarına göre acı ve üzüntünün davacılarda oluşturacağı düzeyi ve süresi, manevi tazminatın daha yüksek veya daha düşük miktarda takdirini gerektirir başkaca somut olaya özel bir nedenin bulunmadığı birlikte değerlendirildiğinde; davacı eş … için 8.000-TL, davacı çocuk … için 6.000-TL, davacı … için 4.000-TL manevi tazminata hükmedilmesinin dosya kapsamına uygun olacağı konusunda mahkememizde vicdani kanaat oluşmakla davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne ve fazlaya ilişkin istemlerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Dava dilekçesinde davalı sürücü ve işletenden kaza tarihinden itibaren faiz talebinde bulunulması usul ve yasaya uygun olsa da, yukarıda maddi tazminat yönünden açıklanan gerekçelerin varlığını koruması ile birlikte manevi tazminatın niteliği gereği yasal faizi ile birlikte tazminin gerektiği göz önünde tutularak davacı tarafça avans faizi talep edilmiş ise de, davalı sürücü ve işletenin manevi tazminat yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile sorumlu tutulmalarına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerle:
1-a-Davacı …’in destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin davasının TBK’nun 52(1) maddesi hükmü uyarınca müterafik kusura bağlı olarak yapılan indirim nedeniyle KISMEN KABULÜ ile;
36.837,9‬0-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılar … Otobüs…Şirketi ile … yönünden 16/06/2019 tarihinden, davalı … Sigorta…Şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere ve 18/07/2019 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine,
b-Davacı …’in destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin davasının TBK’nun 52(1) maddesi hükmü uyarınca müterafik kusura bağlı olarak yapılan indirim nedeniyle KISMEN KABULÜ ile;
13.709,69-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılar … Otobüs…Şirketi ile … yönünden 16/06/2019 tarihinden, davalı … Sigorta…Şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere ve 18/07/2019 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine,
c-Davacı …’in destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin davasının TBK’nun 52(1) maddesi hükmü uyarınca müterafik kusura bağlı olarak yapılan indirim nedeniyle KISMEN KABULÜ ile;
23.477,03-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılar … Otobüs…Şirketi ile … yönünden 16/06/2019 tarihinden, davalı … Sigorta…Şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere ve 18/07/2019 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’in verilmesine,
d-Davacıların cenaze ve defin giderine ilişkin maddi tazminat istemli davalarının KABULÜ İLE, 100-TL cenaze ve defin giderinden oluşan tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, davacı tarafın fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına,
2-a-Davacı …’in manevi tazminat istemine ilişkin davasının KISMEN KABULÜ ile;
8.000,00-TL manevi tazminatın 16/06/2019 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … Otobüs…Şirketi ile …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine,
Davacı …’in manevi tazminata ilişkin davasının KISMEN REDDİ ile;
142.000,00-TL’lik fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin REDDİNE,
b-Davacı …’in manevi tazminat istemine ilişkin davasının KISMEN KABULÜ ile;
6.000,00-TL manevi tazminatın 16/06/2019 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … Otobüs…Şirketi ile …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine,
Davacı …’in manevi tazminata ilişkin davasının KISMEN REDDİ ile;
94.000,00-TL’lik fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin REDDİNE,
c-Davacı …’in manevi tazminat istemine ilişkin davasının KISMEN KABULÜ ile;
4.000,00-TL manevi tazminatın 16/06/2019 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … Otobüs…Şirketi ile …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine,
Davacı …’in manevi tazminata ilişkin davasının KISMEN REDDİ ile;
46.000,00-TL’lik fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin REDDİNE,
4-Davacıların adli yardımdan yararlanmış olmaları nedeniyle, HMK’nun 339(1) maddesi uyarınca Harçlar Kanunu gereği alınması gereken;
a-Maddi tazminat talebi yönünden: 80,70-TL başvurma harcı ile 5.056.62-TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
b-Manevi tazminat talebi yönünden: 1.229,58‬-TL karar ve ilam harcının davalılar … ile ….Şirketinden müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
5-Maddi tazminat talepleri yönünden;
a-Davacı … yararına AAÜT’nin 13(1)maddesi uyarınca takdir edilen 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin, davalılardan müştereken müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine,
b-Davacı … yararına AAÜT’nin 13(1)maddesi uyarınca takdir edilen 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin, davalılardan müştereken müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine,
c-Davacı … yararına AAÜT’nin 13(1)maddesi uyarınca takdir edilen 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin, davalılardan müştereken müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine,
6-Manevi tazminat talepleri yönünden;
a-Davacı … yararına AAÜT’nin 10 ve13.maddeleri uyarınca takdir edilen 8.000-TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ile ….Şirketinden müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine,
b-Davacı … yararına AAÜT’nin 10 ve13.maddeleri uyarınca takdir edilen 6.000-TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ile ….Şirketinden müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine,
c-Davacı … yararına AAÜT’nin 10 ve13.maddeleri uyarınca takdir edilen 4.000-TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ile ….Şirketinden müştereken ve müteselsilen alınarak davacı … ‘e verilmesine,
d-Reddedilen manevi tazminat talebi yönünden, davalılar … ile ….Şirketi yararına AAÜT’nin 3(2),10 ve 13.maddeleri uyarınca takdir edilen 9.200-TL nispi vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalılar … ile ….Şirketine verilmesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A (14) maddesi uyarınca 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinden oluşan yargılama giderinin, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
8-Toplanan tüm delillerle ilgili yapılan yargılama giderinin maddi tazminatı talebi yönünden gerekli ve zorunlu olduğu, manevi tazminat yönünden ayrıca bir yargılama gideri yapılmadığı dikkate alınarak;maddi tazminat talebi yönünden; adli yardımdan karşılanan ve 36,00 TL elektronik tebligat ücreti ve 19,00 TL bir tebligat ücreti, 89,20 TL müzekkere ve posta ücreti, 2.950,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.094,20 TL yargılama giderinin davalılardan müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
9-Davalı …Şirketi tarafından yatırılan gider avansından maddi tazminat talebi yönünden yapılan 52,10-TL üç tebligat ücreti, 124,00-TL, 9,00-TL müzekkere posta ücreti, 0,50-TL kep ücretinden oluşan 185,60-TL yargılama giderinin davalı …Şirketi üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı sigorta şirketi tarafından yatırılan gider avansından harcama yapılmadığı ve başkaca yargılama gideri yapılmadığı dikkate alınarak bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
11-Davalı …Şirketi ile davalı sigorta şirketi tarafından peşin yatırılan gider avansından artan gider avansının, HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Davacılar vekili, davalı … ve … Şirketi vekili, davalı … Sigorta..Şirketi vekilinin yüzüne karşı İhbar olunan … Sigorta..Şirketi vekilinin yokluğunda HMK’nun 343 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/12/2022

Başkan …
e-imza

Üye …
e-imza

Üye …
e-imza

Katip …
e-imza