Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/890 E. 2021/306 K. 06.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/890
KARAR NO : 2021/306

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 28/02/2019
KARAR TARİHİ : 06/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında parke satışı, nakliyesi, hazır beton satışı ve nakliyesi ile pompalaması konularında sözlü sözleşme yapıldığını, bu ticari ilişki sonucu 231.133,48-TL’lik ticaret yapıldığını, davalı tarafça davacıya 190.000,00-TL tutarında ödeme yapıldığını, kalan tutarın ödenmediğini, gönderilen faturalara da itiraz edilmediğini, ancak ödeme yapılmaması sebebiyle davalı aleyhine 30/11/2018 tarihli takip talebi ile Ankara …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ancak borçlunun itirazda bulunduğunu ve takibin durduğunu, borçlunun itirazının haksız olduğunu, müvekkilinin davalı yana faturaya konu malzemeleri sattığını, takip konusu miktar kadar borçlu olduğunu belirterek davalının haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, taraflar arasındaki ticari ilişki neticesinde cari hesaptan doğan alacakların müvekkili şirketçe davacı tarafa ödendiğini belirterek davanın reddine ve %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun…. Dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-Ankara …. İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyası,
3-Davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturalar ve cari hesap dökümü,
4-Davacı şirkete ve davalı şirkete ait ticari defter ve kayıtlar,
5-Talimat aracılığıyla alınan Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 26/08/2020 tarihli raporu,
6-Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 17/11/2020 tarihli raporu,
7-Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 15/02/2020 tarihli ek raporu,
8-Ankara …. Noterliğinin 28/12/2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi,
9-Sair deliller.

DAVA KONUSU :
Açılan dava, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında düzenlenen faturalardan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine davalı şirket tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili talebine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinde İcra Takibine İtirazın İptali; ”Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İcra ve İflas Kanunu’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçladığı bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süresinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması hâlinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkâr tazminatına da hükmedilebilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukuku, 2006, s. 219, 223).
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir (İİK. m.67/1). Alacaklı, alacağının varlığını Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Dava, özünde tahsil istemini de barındırmakla, burada borçlunun takip sonrası yaptığı ödeme iddialarının da nazara alınması zorunludur. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmamasına bakılmaksızın, bütün itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden; mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi halinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, alacak miktarının, takip ya da dava tarihindeki koşullara göre belirlenmesinin, itirazın iptali davasında hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminat türü olan ve bağımsız bir dava konusu yapılamayan icra inkar tazminatının miktarına da etkili olacağı açıktır.
Yargıtay Daireleri ile Hukuk Genel Kurulunun kararlılık kazanmış uygulamasına göre; itirazın iptali davalarında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak icra inkâr tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlarının bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Nitekim aynı ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.02.2020 tarihli ve 2017/3-957 E., 2020/99 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
Ankara …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklının davacı … olduğu, borçlunun davalı … olduğu, davacı vekilinin davalı aleyhine 41.133,48-TL asıl alacak üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafın süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir.
21/01/2020 tarihli duruşma tutanağının 4 numaralı ara kararı ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 219/2. ve 222/1. maddelerinde tarafların delil olarak dayandığı ticari defter ve kayıtları ibraz ile yükümlü olduğu hüküm altına alındığından, davacı vekili ve davalı vekiline bilirkişi incelemesine esas olmak üzere dava konusu ticari defter kayıt ve belgelerin bulunduğu yeri mahkememize bildirmek üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 220/1. fıkrası uyarınca iki haftalık kesin süre verilmiş, davacı vekili ile davalı vekili verilen kesin süre içerisinde müvekkilleri şirketlere ait ticari defter ve belgelerin bulunduğu yeri mahkememize bildirmişlerdir.
Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak dosyanın re’sen belirlenecek Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, taraflara ait ticari defter ve belgeler, Ankara …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası, dava dilekçesine ekli faturalar ve cari hesap ekstresi, taraflara ait ticaret sicil kayıtları ve sair deliller birlikte değerlendirilerek; davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerin onaylarının usulüne uygun şekilde yaptırılıp yaptırılmadığı, taraflara ait ticari defter ve belgelerin birbirini doğrulayıp doğrulamadığı, taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, var ise hangi sebeplerden kaynaklı olarak ticari ilişki bulunduğu, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında cari hesap ilişkisi bulunup bulunmadığı, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacı şirket tarafından davalı adına düzenlenen faturalardan ve cari hesaptan kaynaklı olarak davacı şirketin davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı var ise miktarı, icra takibinde işletilen faiz miktar ve oranının usulüne uygun şekilde işletilip işletilmediği hususlarının belirlenerek mahkememize gönderilmesi istenilmiş, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi 26/08/2020 havale tarihli raporunda sonuç olarak; davacı şirkete ait ticari defter ve kayıtların açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığını, davacı kayıtlarında davalı adına düzenlenen tüm faturaların yer aldığını ve tahsilat kayıtlarının bulunduğunu, davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan 41.133,48-TL alacaklı gözüktüğünü, teslime dair sevk irsaliyelerinin imzasız olduğunu, fatura muhteviyatında yer alan malların tamamına ilişkin sevk irsaliyesi bulunmadığını mütalaa etmiştir.
Dosyanın Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye tevdii ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, taraflara ait ticari defter ve belgeler, Ankara …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası, dava dilekçesine ekli faturalar ve cari hesap ekstresi, taraflara ait ticaret sicil kayıtları, talimat dosyası ve içeriğinde yer alan bilirkişi raporu ile sair deliller birlikte değerlendirilerek; davalıya ait ticari defter ve belgelerin onaylarının usulüne uygun şekilde yaptırılıp yaptırılmadığı, taraflara ait ticari defter ve belgelerin birbirini doğrulayıp doğrulamadığı, taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, var ise hangi sebeplerden kaynaklı olarak ticari ilişki bulunduğu, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında cari hesap ilişkisi bulunup bulunmadığı, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacı şirket tarafından davalı adına düzenlenen faturalardan ve cari hesaptan kaynaklı olarak davacı şirketin davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı var ise miktarı, icra takibinde işletilen faiz miktar ve oranının usulüne uygun şekilde işletilip işletilmediği hususlarının belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi 17/11/2020 havale tarihli raporunda sonuç olarak, davacı tarafından davalı adına tanzim edilen 10 adet irsaliyeli faturanın 7 adedinde davalının imzasının bulunduğunu, davalının imzası bulunan faturaların toplam bedelinin 118.986,28-TL olduğunu, davalının imzalamadığı faturalardan 1 tanesini defterlerine işlediğini ve bu faturanın bedelinin 33.594,60-TL olduğunu, davalının imzaladığı ve imzalamayarak kayıtlarına aldığı faturaların toplam bedelinin 154.580,88-TL olduğunu, davacının ihtarnameye konu ettiği faturaların toplam bedelinin ise 78.552,60-TL olduğunu, davacının ihtarname ekinde tebliğ ettiği faturaların kabulü halinde davalı borcunun 41.133,48-TL olacağını, davacının ihtarname ekinde gönderdiği faturaların kabul edilmemesi halinde davalı ödemesinin fazla olacağını, bu nedenle 35.419,12-TL davalının alacaklı olacağını, taraflar arasında sözleşme olmadığını, takip öncesi davalıya ihtarname çekilmediğini, davacının takipte faiz talep etmediğini mütalaa etmiştir.
Taraf vekillerinin itirazları üzerine dosyanın 17/11/2020 havale tarihli raporu tanzim eden Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye tevdi ile taraf vekillerinin beyan ve itirazları doğrultusunda düzenlenecek ek raporun Mahkememize sunulması istenilmiş, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi 15/02/2021 havale tarihli ek raporunda sonuç olarak, davacı tarafından davalı adına tanzim edilen 10 adet irsaliyeli faturanın 7 adedinde davalının imzasının bulunduğunu, davalının imzası bulunan faturaların toplam bedelinin 118.986,28-TL olduğunu, davalının imzalamadığı faturalardan 1 tanesini defterlerine işlediğini ve bu faturanın bedelinin 33.594,60-TL olduğunu, davalının imzaladığı ve imzalamayarak kayıtlarına aldığı faturaların toplam bedelinin 154.580,88-TL olduğunu, davacının ihtarnameye konu ettiği faturaların toplam bedelinin ise 78.552,60-TL olduğunu, davacının ihtarname ekinde tebliğ ettiği faturaların 30/09/2018 tarihli … Seri … numaralı 35.187,60-TL bedelli fatura ile 10/10/2018 tarihli … Seri … numaralı 43.365,00-TL bedelli fatura olduğu, bahse konu faturaların PTT aracılığıyla tebliğ edilmemesi üzerine davalı adına faturaları ve fatura bedellerinin bakiyesi 41.133,48-TL bedelin ödenmesi ihtarını içerir Ankara …. Noterliğinin 28/12/2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin 02/01/2019 tarihinde davalının birlikte ikamet ettiği kayınbabası …’a tebliğ edildiğini mütalaa etmiştir.
Tacirler arasında ihbar ve ihtarların usul ve yöntemi 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 18/3. maddesinde; ”Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır.” hükmü ile belirlenmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 21/2. maddesinde; ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” hükmü düzenlenmiştir.
Dava dilekçesine ekli fatura suretlerinden ve bilirkişi raporlarında yapılan tespitlerden de anlaşılacağı üzere, davacı şirket tarafından davalı adına düzenlenen 10 adet irsaliyeli faturadan 7 tanesinin … tarafından imza atılmak suretiyle teslim alındığı, davalı tarafından imzalanmayan 1 adet faturanın davalıya ait defter ve kayıtlara işlendiği, bu kapsamda iş bu fatura ve içeriğinde yer alan mal ve teslim olgularının da davalı tarafça kabul edildiği, kalan 30/09/2018 tarihli .. Seri … numaralı 35.187,60-TL bedelli fatura ile 10/10/2018 tarihli … Seri … numaralı 43.365,00-TL bedelli faturanın ise davalı adına PTT aracılığıyla çıkartılan tebligat kapsamında teslim edilememesi neticesinde bakiye bedelin ödenmesi ihtarını içerir şekilde davalı adına çıkartılan Ankara … Noterliğinin 28/12/2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin 02/01/2019 tarihinde davalının birlikte ikamet ettiği kayınbabası …’a tebliğ edildiği, davalının ihtarnamenin tebliğinden itibaren yasal süresi içerisinde ihtarname içeriğine ve ihtarnamede yer alan faturalara itiraz etmediği gibi, davacı adına cevabi ihtarname de göndermediği, belirtilen sebepler dahilinde bahsi geçen 2 adet fatura içeriğinin de davalı tarafından kabul gördüğü kanaatine varılmıştır.
Davacı şirket tarafından davalı adına tanzim edilen faturalardan kaynaklandığı, faturaların bir kısmının davalıya elden teslim edildiği, bir kısmının davalı tarafından kabul edilerek ticari defterlerine işlendiği, bir kısmının ise davalı adına çıkartılan ihtarname ile usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği dikkate alındığında dava konusu icra takibine dayanak alacağın likit olduğu kabul edilerek, yasal şartları oluşan icra inkar tazminatı talebinin kabulü doğrultusunda hüküm kurma yoluna gidilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun … Dosya …. Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, Ankara …. İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyası, davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturalar ve cari hesap dökümü, davacı şirkete ve davalı şirkete ait ticari defter ve kayıtlar, talimat aracılığıyla alınan Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 26/08/2020 tarihli raporu, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 17/11/2020 tarihli raporu, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 15/02/2020 tarihli ek raporu, Ankara …. Noterliğinin 28/12/2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlığın taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında düzenlenen faturalardan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine davalı şirket tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili talebine ilişkin olduğu, Ankara …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında alacaklının davacı … olduğu, borçlunun davalı … olduğu, davacı vekilinin davalı aleyhine 41.133,48-TL asıl alacak üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafın süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, talimat mahkemesi aracılığıyla tanzim edilen Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi 26/08/2020 havale tarihli raporunda, davacı şirkete ait ticari defter ve kayıtların açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığını, davacı kayıtlarında davalı adına düzenlenen tüm faturaların yer aldığını ve tahsilat kayıtlarının bulunduğunu, davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan 41.133,48-TL alacaklı gözüktüğünü, teslime dair sevk irsaliyelerinin imzasız olduğunu, fatura muhteviyatında yer alan malların tamamına ilişkin sevk irsaliyesi bulunmadığını mütalaa ettiği, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi 17/11/2020 havale tarihli raporunda sonuç olarak, davacı tarafından davalı adına tanzim edilen 10 adet irsaliyeli faturanın 7 adedinde davalının imzasının bulunduğunu, davalının imzası bulunan faturaların toplam bedelinin 118.986,28-TL olduğunu, davalının imzalamadığı faturalardan 1 tanesini defterlerine işlediğini ve bu faturanın bedelinin 33.594,60-TL olduğunu, davalının imzaladığı ve imzalamayarak kayıtlarına aldığı faturaların toplam bedelinin 154.580,88-TL olduğunu, davacının ihtarnameye konu ettiği faturaların toplam bedelinin ise 78.552,60-TL olduğunu, davacının ihtarname ekinde tebliğ ettiği faturaların kabulü halinde davalı borcunun 41.133,48-TL olacağını, davacının ihtarname ekinde gönderdiği faturaların kabul edilmemesi halinde davalı ödemesinin fazla olacağını, bu nedenle 35.419,12-TL davalının alacaklı olacağını, taraflar arasında sözleşme olmadığını, takip öncesi davalıya ihtarname çekilmediğini, davacının takipte faiz talep etmediğini mütalaa ettiği, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi 15/02/2021 havale tarihli ek raporunda, davacı tarafından davalı adına tanzim edilen 10 adet irsaliyeli faturanın 7 adedinde davalının imzasının bulunduğunu, davalının imzası bulunan faturaların toplam bedelinin 118.986,28-TL olduğunu, davalının imzalamadığı faturalardan 1 tanesini defterlerine işlediğini ve bu faturanın bedelinin 33.594,60-TL olduğunu, davalının imzaladığı ve imzalamayarak kayıtlarına aldığı faturaların toplam bedelinin 154.580,88-TL olduğunu, davacının ihtarnameye konu ettiği faturaların toplam bedelinin ise 78.552,60-TL olduğunu, davacının ihtarname ekinde tebliğ ettiği faturaların 30/09/2018 tarihli … Seri … numaralı 35.187,60-TL bedelli fatura ile 10/10/2018 tarihli … Seri … numaralı 43.365,00-TL bedelli fatura olduğu, bahse konu faturaların PTT aracılığıyla tebliğ edilmemesi üzerine davalı adına faturaları ve fatura bedellerinin bakiyesi 41.133,48-TL bedelin ödenmesi ihtarını içerir Ankara … Noterliğinin 28/12/2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin 02/01/2019 tarihinde davalının birlikte ikamet ettiği kayınbabası …’a tebliğ edildiğini mütalaa ettiği, davacı şirket tarafından davalı adına düzenlenen 10 adet irsaliyeli faturadan 7 tanesinin … tarafından imza atılmak suretiyle teslim alındığı, davalı tarafından imzalanmayan 1 adet faturanın davalıya ait defter ve kayıtlara işlendiği, bu kapsamda iş bu fatura ve içeriğinde yer alan mal ve teslim olgularının da davalı tarafça kabul edildiği, kalan 30/09/2018 tarihli .. Seri … numaralı 35.187,60-TL bedelli fatura ile 10/10/2018 tarihli … Seri … numaralı 43.365,00-TL bedelli faturanın ise davalı adına PTT aracılığıyla çıkartılan tebligat kapsamında teslim edilememesi neticesinde bakiye bedelin ödenmesi ihtarını içerir şekilde davalı adına çıkartılan Ankara … Noterliğinin 28/12/2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin 02/01/2019 tarihinde davalının birlikte ikamet ettiği kayınbabası …’a tebliğ edildiği, davalının ihtarnamenin tebliğinden itibaren yasal süresi içerisinde ihtarname içeriğine ve ihtarnamede yer alan faturalara itiraz etmediği gibi, davacı adına cevabi ihtarname de göndermediği, belirtilen sebepler dahilinde bahsi geçen 2 adet fatura içeriğinin de davalı tarafından kabul gördüğü, taraflar, Mahkememiz ve Bölge Adliye Mahkemesi denetimine uygun ve elverişli bilirkişi raporları doğrultusunda davacının davalıdan 41.133,48-TL alacaklı olduğu anlaşılmakla, alacak bedelinin faturaya dayalı olduğu dikkate alındığında likit olduğu da göz önünde bulundurularak açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KABULÜ İLE,
1-Davalı …’ın Ankara …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasındaki icra takibine ilişkin İTİRAZININ İPTALİNE, Ankara …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasındaki icra takibinin 41.133,48-TL asıl alacak bedeli üzerinden, asıl alacağa 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümleri uyarınca yıllık %19,50 ve değişen oranlarda ticari faiz uygulanmak suretiyle devamına,
2-Alacak miktarı likit olduğundan takip konusu kabul edilen asıl alacak miktarı olan 41.133,48-TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalı …’dan alınarak davacı …ne verilmesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 2.809,83-TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 702,46-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.107,37-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 6.147,35-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 66,50-TL elektronik tebligat, 28,00-TL tebligat, 82,69-TL posta masrafı, 800,00-TL bilirkişi ücreti, 44,40-TL peşin harç ve 702,46-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.724,05-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
7-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.06/04/2021

Katip …
e -imzalıdır

Hakim …
e -imzalıdır

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.