Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/876 E. 2021/408 K. 08.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/876
KARAR NO : 2021/408

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/10/2019
KARAR TARİHİ : 08/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile dava dışı … arasında 23/10/2017 tarihinde ticari kredi sözleşmesi imzalandığını, davalı …’in müşterek borçlu müteselsil kefil olarak sözleşmeyi imzaladığını, kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun ödenmemesi nedeniyle Beyoğlu … Noterliğinin 29/01/2019 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile hesap kat edilerek borcun ödenmesinin ihtar olunduğunu, borcun ödenmemesi üzerine İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile rehinin paraya çevrilmesi yoluyla tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile genel haciz oylu ile icra takibi başlatıldığının, davalı borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla haksız itirazın şimdilik 81.000,00-TL’lik kısmı ile ilgili olarak davalının itirazının iptaline ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın konkordato projesi kapsamında ödemelerini düzenli olarak almasına karşın konkordato projesi kapsamında alacağını daha geç almamak adına müvekkili aleyhine icra takibi açarak yol izlediğini, konkordato projesi kapsamında asıl borçludan davacı yanın alacağını aldığı sabit olduğundan ve de ödemeler yerine getirildiğinden gerek usul ekonomisi gerek takip ekonomisi gereğince tahsilatta karışıklık yaratmamak adına davacı yan tarafından haksız ve kötü niyetli şekilde ikame edilen davanın reddine karar verilmesini ve %20 kötü niyer tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun … Dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyası,
3-İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyası,
4-Beyoğlu … Noterliğinin 29/10/219 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ve ihtarnamenin muhataplara tebliğine ilişkin evrakları,
5-Dava dışı … tarafından kullanılan … sözleşme numaralı ticari krediye ait sözleşmesi, hesap özeti ve ekstreler,
6-Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 16/06/2020 havale tarihli raporu, 02/10/2020 havale tarihli ek raporu ve 16/04/2021 havale tarihli 2. ek raporu,
7-Sair deliller.
DAVA KONUSU:
Açılan dava, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturadan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine davalı şirket tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili talebine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinde İcra Takibine İtirazın İptali; ”Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İcra ve İflas Kanunu’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçladığı bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süresinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması hâlinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkâr tazminatına da hükmedilebilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukuku, 2006, s. 219, 223).
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir (İİK. m.67/1). Alacaklı, alacağının varlığını Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Dava, özünde tahsil istemini de barındırmakla, burada borçlunun takip sonrası yaptığı ödeme iddialarının da nazara alınması zorunludur. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmamasına bakılmaksızın, bütün itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden; mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi halinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, alacak miktarının, takip ya da dava tarihindeki koşullara göre belirlenmesinin, itirazın iptali davasında hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminat türü olan ve bağımsız bir dava konusu yapılamayan icra inkar tazminatının miktarına da etkili olacağı açıktır.
Yargıtay Daireleri ile Hukuk Genel Kurulunun kararlılık kazanmış uygulamasına göre; itirazın iptali davalarında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak icra inkâr tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlarının bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Nitekim aynı ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.02.2020 tarihli ve 2017/3-957 E., 2020/99 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklının davacı … olduğu, borçluların dava dışı … ile davalı … olduğu, 80,562,98-TL asıl alacak, 467,27-TL işlemiş faiz, 23,36-TL BSMV ve 240,99-TL ihtar gideri olmak üzere toplam 81.294,60-TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalı borçlunun tarafın süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir.
İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklının davacı … olduğu, borçluların dava dışı … ile davalı … olduğu, 80,562,98-TL asıl alacak, 467,27-TL işlemiş faiz, 23,36-TL BSMV ve 240,99-TL ihtar gideri olmak üzere toplam 81.294,60-TL üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yönünde icra takibi başlattığı, davalı borçlunun tarafın süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir.
Dosyanın bankacılık alanında uzman Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası, dava dışı … tarafından kullanılan … sözleşme numaralı ticari krediye ait sözleşmenin onaylı sureti, krediye bağlı hesaba ait hesap hareketleri ve ekstreler, Beyoğlu …Noterliği’nin 29/01/2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ve ihtarnamenin muhataplara tebliğine ilişkin tebligat evrakları ve sair deliller birlikte değerlendirilerek; dava dışı … tarafından davacı … nezdinde kullanılan ticari kredi kapsamında davacı şirketin davalıdan alacağının bulunup bulunmadığının, alacağı var ise miktarının, icra dosyası ile davalı aleyhine başlatılan icra takibinde talep edilen asıl alacak ve faiz miktarlarının usulüne uygun olup olmadığı hususlarının belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi 16/06/2020 havale tarihli raporunda sonuç olarak, davalının dava dışı asıl borçlu tarafından kullanılan kredi sözleşmesine binaen imzalanan kredi sözleşmesinde imzasının bulunduğunu, davacı şirketin kredi kapsamında 80.562,98-TL alacağının bulunduğunu, dava dışı asıl borçlu ve davalı aleyhine başlatılan icra takibine konu edilen alacak kalemleri ve miktarının usul ve yasa hükümlerine uygun olduğunu, davacının kat sonrası hesap hareketlerini gösterir hesap özeti tablosuna göre 29/10/2019 ile 21/02/2020 tarihleri arasında davacı tarafından toplam 3.469,07-TL tutarında dava ve takip masrafları yapıldığı ve 22.714,60-TL kredi taksiti tahsil edildiğini mütalaa etmiştir.
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi 02/10/2020 havale tarihli ek raporunda sonuç olarak, kök raporda bir değişiklik olmayacağını, davalı tarafından davacının banka hesabına yapılan toplam 13.688,76-TL’lik ödemenin dosyanın mahkemeye tesliminden sonra yapıldığını ve Beyoğlu … Noterliğinin 29/01/2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin 24/12/2019 tarihinde “Adreste evrak almaya yetkili …” tarafından teslim alındığını mütalaa etmiştir.
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi 16/04/2020 havale tarihli 2. ek raporunda sonuç olarak, davacının hesabın kat edildiği 29/10/2019 tarihi itibariyle alacağının 80.562,98-TL olduğu, işlemiş faizin 12.429,26-TL olacağı ve toplamda 92.992,24-TL alacağının olduğunu mütalaa etmiştir.
Alınan bilirkişi raporları doğrultusunda, davacı bankanın dava dışı asıl borçlu tarafından kullanılan kredi kapsamında kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzalayan davalıdan icra takibinde yer alan alacak kalemleri ve miktarları dahilinde alacaklı olduğu sonucunda ulaşılmıştır.
İcra takibine konu edilerek davalıdan tahsil edilmek istenilen alacak kalemleri ve miktarına ilişkin alacak açısından, icra takibinden sonra ancak dava açılmadan önce herhangi bir ödeme yapılmamış olmakla birlikte, dava açıldıktan sonra ödemeler yapılmış olup, iş bu dava icra takibi tarihi itibariyle takibe konu edilen alacak kalemleri ve miktarının usulüne uygun olup olmadığı hususuna ilişkindir. Dava açıldıktan sonra yapılan ödemelerin kararın infazı aşamasında icra dairesi tarafından dikkate alınması gerekmektedir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 2020/40 Esas 2020/223 Karar sayılı kararında aynen; ”İtirazın iptali davasında alacak, icra takip tarihi itibariyle belirlenir. Ancak dava tarihine kadar bir ödeme yapılmış ise, yapılan ödeme düşüldükten sonra kalan alacak yönünden itirazın iptali davası açılmalıdır. Takipten sonra davadan önce yapılan ödeme yönünden davacının dava açmakta hukuki yararı yoktur. Dava tarihinden sonra yapılan ödemeler ise icra müdürlüğünce dikkate alınır.” ibarelerine yer verilmiş, dava tarihinden sonra yapılan ödemelerin icra müdürlüğünce dikkate alınacağı belirtilmiştir.
Davanın 81.000,00-TL dava değeri üzerinden harç yatırılmak suretiyle açıldığı, davacı vekilinin 25/06/2020 havale tarihli itiraz dilekçesinde 80.562,98-TL asıl alacak, 186,69-TL işlemiş faiz, 9,34-TL BSMV ve 240,99-TL ihtar gideri olmak üzere 81.000,00-TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini beyan ettiği göz önünde bulundurularak, taleple bağlılık ilkesi çerçevesinde hüküm kurma yoluna gidilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun … Dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyası, İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyası, Beyoğlu … Noterliğinin 29/10/219 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ve ihtarnamenin muhataplara tebliğine ilişkin evrakları, dava dışı … tarafından kullanılan … sözleşme numaralı ticari krediye ait sözleşmesi, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 16/06/2020 havale tarihli raporu, 02/10/2020 havale tarihli ek raporu ve 16/04/2021 tarihli 2. ek raporu ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlığın taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturadan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine davalı şirket tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ve asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili talebine olduğu, İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında alacaklının davacı vekilinin davalı aleyhine 27.401,87-TL asıl alacak ve 1.331,06-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 28.732,93-TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalı tarafın süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişinin 16/06/2020 havale tarihli raporunda davalının dava dışı asıl borçlu tarafından kullanılan kredi sözleşmesine binaen imzalanan kredi sözleşmesinde imzasının bulunduğunu, davacı şirketin kredi kapsamında 80.562,98-TL alacağının bulunduğunu, dava dışı asıl borçlu ve davalı aleyhine başlatılan icra takibine konu edilen alacak kalemleri ve miktarının usul ve yasa hükümlerine uygun olduğunu, davacının kat sonrası hesap hareketlerini gösterir hesap özeti tablosuna göre 29/10/2019 ile 21/02/2020 tarihleri arasında davacı tarafından toplam 3.469,07-TL tutarında dava ve takip masrafları yapıldığı ve 22.714,60-TL kredi taksiti tahsil edildiğini mütalaa ettiği, davacı bankanın dava dışı asıl borçlu tarafından kullanılan kredi kapsamında kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzalayan davalıdan icra takibinde yer alan alacak kalemleri ve miktarları dahilinde alacaklı olduğu, icra takibine konu edilerek davalıdan tahsil edilmek istenilen alacak kalemleri ve miktarına ilişkin alacak açısından dava açıldıktan sonra ödemeler yapılmış olup, dava açıldıktan sonra yapılan ödemelerin kararın infazı aşamasında icra dairesi tarafından dikkate alınması gerektiği, bilirkişi raporlarının usul ve yasa hükümlerine uygun olduğu, davacı bankanın alacağını usulüne uygun deliller vasıtasıyla ispatladığı kanaatiyle açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KABULÜ İLE,
1-Davalı …’in İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasındaki icra takibine ilişkin İTİRAZININ 80.562,98-TL asıl alacak, 186,69-TL işlemiş faiz, 9,34-TL BSMV ve 240,99-TL ihtar gideri bedeli olmak üzere toplamda 81.000,00-TL yönünden İPTALİNE, İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasındaki icra takibinin 80.562,98-TL asıl alacak, 186,69-TL işlemiş faiz, 9,34-TL BSMV ve 240,99-TL ihtar gideri bedeli olmak üzere toplamda 81.000,00-TL üzerinden, asıl alacağa 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümleri uyarınca %20,88 oranında ve değişen oranlarda faiz uygulanmak suretiyle ve İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasındaki icra takibi ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla devamına, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Dava tarihinden sonra yapılan ödemelerin icra müdürlüğünce dikkate alınmasına,
3-Alacak miktarı likit olduğundan takip konusu kabul edilen asıl alacak miktarı olan 80.562,98-TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalı …’den alınarak davacı …ne verilmesine,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 5.533,11-TL karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 976,81-TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.556,30-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 66,00-TL elektronik tebligat, 19,00-TL tebligat, 102,40-TL posta masrafı, 500,00-TL bilirkişi ücreti, 976,81-TL peşin harç ve 44,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.708,61-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 11.330,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
8-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.08/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır