Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/847 E. 2022/577 K. 28.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/716 Esas
KARAR NO : 2022/576

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/10/2019
KARAR TARİHİ : 28/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin dondurulmuş besin sektörünün önde gelen firmalarından olup, mevsiminde toplanan sebzeleri hiçbir katkı maddesi eklemeden sadece suyunu alarak, Freeze -Dry (dondurularak kurutma) teknolojisi ile kurutmakta, besin değerleri yüksek sağlık kaynağı sebzeleri sağlıklı atıştırmalıklar olarak satışa sunmakta olduğunu, müvekkil şirketin bir bakioğlu kuruluşu olduğunu, … markasının yeni teknik ve buluşları ile tanınmakta olduğunu, davalının müvekkil şirkette 21/12/2016 tarihinde hizmet akdi ile genel müdür olarak çalışmaya başladığını, müvekkili ile davalının bilgi koruma ve rekabet yasağı sözleşmesi imzaladığını, davacının iş sözleşmesinin müvekkil şirket tarafından haklı nedenle feshedildiğini, davalının müvekkil şirket işyerinde … Doğal Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş genel müdürü olarak görev yaptığını, davalı ile Bilgi Koruma ve Rekabet Yasağı Sözleşmesi imzalandığını, Davacının iş sözleşmesini 10.04.2019 tarihinde Torbalı 4. Noterliği … yevmiye nolu ihtarnamesi ile feshedildiğini, fesih nedeni olarak İş K. M.25/e ve g bentlerinin olduğunu, davacının müvekkil şirkette çalışmaya devam ederken müvekkil şirketle rekabet edecek nitelikte şirket kurduğunu, bu konuya ilişkin davalı ile e-mail yazışmaları yapıldığını, davalının müvekkil şirket ile çalışırken “Mutlu meyveler” adı altında müvekkil ile rakip olacak nitelikte dondurarak kurutma yöntemi ile gıda elde eden şirket kurduğunu, davalının aynı zamanda aynı nitelikte ürünlerin üretildiği … şirketinde de genel müdür olarak çalıştığını, … şirketleri arasında yer alan ve ticaret unvanı Mutlu Meyveler olan şirket de şirketin davalı tarafından müvekkil şirkette çalışırken kurulduğunu, Davalının müvekkil şirket ile aralarında yapılan Bilgi Koruma ve Rekabet Sözleşmesine aykırı davrandığını, davalının rekabet yasağı sözleşmesine aykırı davranışı nedeniyle cezai şart sorumluluğu doğduğunu, davalının rekabet yasağı yükümlülüğüne aykırı davranması nedeni ile şimdilik 10.000 TL. Cezai şartın yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin tüm hisseleri kendisine ait olan ve 2008 yılından bu yana gıda sektöründe faaliyet gösteren … Gıda Ambalaj İç ve Dış Ticaret San. Ltd. Şti. ile davacının faaliyet konusu üretim şeklini, Türkiye’de ilk kez hayata geçiren kişi olduğunu, … Ltd. Şti’nin faaliyet için fabrika kiraladığını, gıda üretimi için işletme faaliyet belgesini 24.11.2016 tarihinde aldığını, müvekkilin 29.04.2019 tarih 2016/39256 numarasında “Mutlumeyveler”, 15.06.2016 tarih 2016/52640 numarasında “… Crispy Fruit şekil” markalarını kendi adına tescil ettirdiğini, müvekkilin faaliyetlerine başlamak üzereyken, tarafların kuruluş aşamasında olan davacı sirketin yüzde on hissesinin müvekkile ait olması hususunda mutabık kaldıklarını ve müvekkilin bu teklifi kabul ettiğini, davacı şirketin İzmir 27. Noterliği 08.12.2016 tarih ve … yevmiye nolu şirket sözleşmesi kurulduğunu, müvekkilin ilk üç yıl için yönetim kurulunda yer aldığını, 01.02.2017 tarihli yönetim kurulu kararı ile yönetim kurulu üyeliğinin sona erdiğini ve şirket genel müdürü olarak atandığını, .07.02.2017 tarihinde yönetim kurulu kararı ile davacı şirketin Torbalı şubesinin açılmasına karar verildiğini ve müvekkilin şube müdürü olarak atandığını, müvekkilin iş akdinin 2019 yılı Nisan ayında haksız ve hukuka aykırı olarak bildirimsiz olarak feshedildiğini, müvekkilin davacı şirketle iş akdi devam ederken deneyim ve becerilerini geliştirmek amacıyla davacı şirket kuruluşundan önceleri ithal ettiği makinaları, evinin bodrumuna taşıyarak bireysel çalışma ve deneylerini evinde sürdüğünü, bu çalışmalardan yönetim kurulunun haberinin olduğunu, eşinin internet üzerinden küçük çaplı satış yaptığını, satışın doğrudan tüketicilere yönelik olduğunu, müvekkilin edindiği deneyimlerini davacı şirkete aktararak davacı şirketin üretimini ve satışını geliştirmekte kullandığını, şirket sırlarının ifşası, üçüncü kişilere açıklanması gibi olguların varit olmadığını, davaya konu sözleşmenin geçersiz olduğunu, bu sözleşmenin 2019 yılı Şubat ayında müvekkile zorla imzalattırıldığını, müvekkil eşinin faaliyeti, davacı şirketin cirosu ve satışı ile kıyaslanamayacak derecede küçük ölçekte olduğunu, haksız davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
Bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davacı vekili, Müvekkil şirketin dondurulmuş besin sektörünün önde gelen firmalarından olduğunu, mevsiminde toplanan sebzeleri Freeze-Dry (dondurularak kurutma) teknolojisi ile kurutarak sağlıklı atıştırmalıklar olarak satışa sunduğunu, … markasının yeni teknik ve buluşlar tanındığını, Müvekkil şirkette davalının 21.12.2016 tarihinde hizmet akdi ile Genel müdür olarak çalışmaya başladığını, davalı ile Bilgi Koruma ve Rekabet Yasağı Sözleşmesi imzalandığını, Davacının iş sözleşmesini 10.04.2019 tarihinde Torbalı 4. Noterliği … yevmiye nolu ihtarnamesi ile feshedildiğini, fesih nedeni olarak İş K. M.25/e ve g bentlerinin olduğunu, davacının müvekkil şirkette çalışmaya devam ederken müvekkil şirketle rekabet edecek nitelikte şirket kurduğunu, bu konuya ilişkin davalı ile e-mail yazışmaları yapıldığını, davalının müvekkil şirket ile çalışırken “Mutlu meyveler” adı altında müvekkil ile rakip olacak nitelikte dondurarak kurutma yöntemi ile gıda elde eden şirket kurduğunu, davalının aynı zamanda aynı nitelikte ürünlerin üretildiği … şirketinde de genel müdür olarak çalıştığını, … şirketleri arasında yer alan ve ticaret unvanı Mutlu Meyveler olan şirket de şirketin davalı tarafından müvekkil şirkette çalışırken kurulduğunu, Davalının müvekkil şirket ile aralarında yapılan Bilgi Koruma ve Rekabet Sözleşmesine aykırı davrandığını, davalının rekabet yasağı sözleşmesine aykırı davranışı nedeniyle cezai şart sorumluluğu doğduğunu, davalının rekabet yasağı yükümlülüğüne aykırı davranması nedeni ile şimdilik 10.000 TL. Cezai şartın yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin tüm hisseleri kendisine ait olan ve 2008 yılından bu yana gıda sektöründe faaliyet gösteren … Gıda Ambalaj İç ve Dış Ticaret San. Ltd. Şti. ile davacının faaliyet konusu üretim şeklini, Türkiye’de ilk kez hayata geçiren kişi olduğunu, … Ltd. Şti’nin faaliyet için fabrika kiraladığını, gıda üretimi için işletme faaliyet belgesini 24.11.2016 tarihinde aldığını, müvekkilin 29.04.2019 tarih …… numarasında “Mutlumeyveler”, 15.06.2016 tarih 2016/52640 numarasında “… Crispy Fruit şekil” markalarını kendi adına tescil ettirdiğini, müvekkilin faaliyetlerine başlamak üzereyken, tarafların kuruluş aşamasında olan davacı sirketin yüzde on hissesinin müvekkile ait olması hususunda mutabık kaldıklarını ve müvekkilin bu teklifi kabul ettiğini, davacı şirketin İzmir 27. Noterliği 08.12.2016 tarih ve … yevmiye nolu şirket sözleşmesi kurulduğunu, müvekkilin ilk üç yıl için yönetim kurulunda yer aldığını, 01.02.2017 tarihli yönetim kurulu kararı ile yönetim kurulu üyeliğinin sona erdiğini ve şirket genel müdürü olarak atandığını, .07.02.2017 tarihinde yönetim kurulu kararı ile davacı şirketin Torbalı şubesinin açılmasına karar verildiğini ve müvekkilin şube müdürü olarak atandığını, müvekkilin iş akdinin 2019 yılı Nisan ayında haksız ve hukuka aykırı olarak bildirimsiz olarak feshedildiğini, müvekkilin davacı şirketle iş akdi devam ederken deneyim ve becerilerini geliştirmek amacıyla davacı şirket kuruluşundan önceleri ithal ettiği makinaları, evinin bodrumuna taşıyarak bireysel çalışma ve deneylerini evinde sürdüğünü, bu çalışmalardan yönetim kurulunun haberinin olduğunu, eşinin internet üzerinden küçük çaplı satış yaptığını, satışın doğrudan tüketicilere yönelik olduğunu, müvekkilin edindiği deneyimlerini davacı şirkete aktararak davacı şirketin üretimini ve satışını geliştirmekte kullandığını, şirket sırlarının ifşası, üçüncü kişilere açıklanması gibi olguların varit olmadığını, davaya konu sözleşmenin geçersiz olduğunu, bu sözleşmenin 2019 yılı Şubat ayında müvekkile zorla imzalattırıldığını, müvekkil eşinin faaliyeti, davacı şirketin cirosu ve satışı ile kıyaslanamayacak derecede küçük ölçekte olduğunu, haksız davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, haksız rekabetten kaynaklanan cezai şart bedeli istemine ilişkindir.
Mahkememizce dosya Gıda Mühendisi, Rekabet Uzmanı ve Nitelikli Hesaplamalar Uzmanına tevdi edilerek rapor aldırılmıştır. 25/04/2022 havale tarihli bilirkişi heyeti raporunda; Dosya kapsamında bulunan Bilgi Koruma ve Rekabet Sözleşmesi 21.12.2016 tarihinde İşveren … Doğal Gıda San. Ve Tic. AŞ. (bundan sonra … olarak anılacaktır) İle çalışan … arasında akdedilmiştir. Sözleşmenin konusu “çalışanın TBK m. 444 vd. Hükümleri Uyarınca işveren ile rekabet edemeyeceğine ilişkin Rekabet yasağı ve iş sözleşmesinden kaynaklanan sadakat borcuna ilişkin Bilgi Koruma Sözleşmesi” dir (m. 2). Sözleşmenin amacı “Çalışanın, …’ta çalışması vasıtasıyla elde ettiği, …’a ait ticari, sınai ve teknolojik sırları kullanarak kendi namına … ile rekabet edecek bir iş yapmasını, … ile aynı sektörde faaliyette bulunan bir rakip müessesede çalışmasını ve yine rakip bir müessesede ortak, sözleşmeli kişi veya başka bir şekilde veya diğer bir sıfatla bulunmasını, elde ettiği bilgileri rakip bir müesseseye satmasını, aktarmasını, … ile rekabet edecek faaliyetler yürüten bir şirkette, arızi işbirliği, sürekli veya proje çalışmaları da dahil olmak üzere, özerk olarak, doğrudan veya dolaylı iştirak ortaklığı, şirket ortaklığı, sermaye ortaklığı biçiminde, bireysel ve/veya ailesel girişim biçimi altında, herhangi bir şekilde görev almasını ve çalışmasını önlemektir” (m. 3). Cezai Şart ve Sorumluluk başlıklı m. 5/1 “İşbu sözleşme çerçevesinde belirlenen şartlara aykırı davranarak sadakat borcunu ve/veya rekabet yasağını ihlal eden çalışan, …’a altı aylık brüt ücreti tutarında cezai şart ödemeyi gayri kabili rücu olarak kabul ve taahhüt eder. Cezai şartın ödenmesi için …’ın uğramış olduğu zararı ispat etme yükümlülüğü yoktur. Çalışanın sadakat borcunuve/veya rekabet yasağını ihlal etmesi yeterlidir. …’ın cezai şart miktarından daha fazla zarara Uuğradığını ispatlaması halinde, bu miktarı aşan zararı da çalışan …’a ödemek mecburiyetindedir” şeklindedir. Son Hükümler başlıklı m. 6/5 “İşbu sözleşme konularından çalışanın rekabet yasağı yükümlülüğü sözleşmenin akdedilmesi ile başlar ve çalışanın yukarıda belirtilen şekillerde … ile işiğinin kesilmesi tarihinden bir yılın sonuna kadar; çalışanı işbu sözleşmenin diğer konusu olan sadakat ve sır saklama yükümlülüğü ise süresiz olarak devam eder” şeklindedir. Dosya kapsamında sunulan 19.12.2016 tarihli ticaret sicili gazetesinde … şirketinin 14.12.2016 tarihinde tescil ile kurulduğu, ilk yönetim kurulu üyeleri arasında davalı …’ın üç yıllığına belirlendiği görülmektedir. 21.02.2017 tarihli sicil gazetesinde, 01.02.2017 tarihli yönetim kurulu kararı ile …’ın yönetim kurulu üyeliği sona ermiş bu durum 13.02.2017 tarihinde tescil edilmiştir. Aynı tarihli yönetim kurulu kararı ile … genel müdür olarak atanmıştır. 22.02.2017 tarihli sicil gazetesinde, 07.02.2017 tarihli yönetim kurulu kararı ile Torbalı şubesi kurulmuş, 17.02.2017 tarihinde tescil edilmiştir. Aynı doğrultuda Şube müdürü olarak da … seçilmiştir. 28.06.2013 tarihli sicil gazetesinde … Gıda Ambalaj İç ve Dış Ticaret Sanayi Ltd. Şti’nin 24.06.2013 tarihinde tescil edildiği, kurucuları arasında … ve … olduğu görülmektedir. 23.12.2016 tarihli sicil gazetesinde 14.12.2016 tarihli genel kurul kararıyla …’ın hisse devrine karar verildiği, müdür olarak temsil yetkisinin sona erdiği ve 10 yıllığına müdürler kurulu başkanı seçildiği bu hususların 16.12.2016 tarihinde tescil edildiği görülmektedir. Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtlarının online.turkpatent.gov.tr adresinde yapılan araştırma sonucunda, Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde … adına; …… numaralı Markasının 29.04.2016 tarihinden itibaren koruma altında olmak üzere 23.02.2017 tarihinde 29.sınıfta “kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar” ürünleriyle ilgili olarak tescil edildiği, ………. 29.sınıfta “Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler. Kuru yemişler.” emtiası için koruma altında olup 23.05.2014 tarihinde tescil edilmiştir. TBK.’nın 396.Maddesi uyarınca işçi, yüklendiği işi özenle yapmak ve işverenin haklı menfaatinin korunmasında sadakatle davranmak zorundadır. İşçi, hizmet ilişkisi devam ettiği sürece, sadakat borcuna aykırı olarak bir ücret karşılığında üçüncü kişiye hizmette bulunamaz ve özellikle kendi işvereni ile rekabete girişemez. İşçi, iş gördüğü sırada öğrendiği, özellikle üretim ve iş sırları gibi bilgileri, hizmet ilişkisinin devamı süresince kendi yararına kullanamaz veya başkalarına açıklayamaz. İşverenin haklı Menfaatinin korunması için gerekli olduğu ölçüde işçi, hizmet ilişkisinin sona ermesinden sonra da sır saklamakla yükümlüdür. Diğer taraftan Rekabet yasağına ilişkin hükümler 6098 s. TBK 444-447 arasında hizmet sözleşmesine ilişkin hükümler içinde düzenlenmiştir. İş sözleşmesi devamında işçinin işverene karşı rekabet etmemesi, sadakat borcu içerisinde değerlendirilmesi gereken bir yükümlülüktür. Yine taraflar iş sözleşmesinin bitiminden sonra işçinin rekabet etmeyeceğine ilişkin bir hükmün iş sözleşmesine konulmasını kararlaştırmaları mümkündür. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin E. 2019/4801, K. 2020/3187 sayılı ve 2:2020 tarihli kararında; “TBK 444/ son maddesine göre; rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir. » bu durumda davalının, işverenin müşteri bilgilerinin yanı sıra yaptığı işlerle ilgili bilgi edinme imkanına da sahip olduğu ve bu bilgileri yeni iş yerinde kullanma ihtimali bulunduğundan, davacının önemli nitelikte zararına sebebiyet verebileceği, bunun için davalının davacıya ait işyerinden ayrıldıktan sonra rakip bir işyerinde faaliyete başlamasının yeterli olduğu, ayrıca fiili bir zarar olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılmasına gerek olmadığı kabul edilmelidir.” denilmekteyken, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin E. 2020/1921, 2021/3468 sayılı ve 8.021 tarihli kararında, Türk Borçlar Kanunu 444. ve 445. Maddelere atıf yapıldıktan sonra, somut olayda öncelikle davalının işyerindeki görevinin davacının müşteri çevresine, üretim sırlarına ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlayıp sağlamadığı, sağlamakta ise bu bilgilerin kullanılmasının işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikte olup olmadığının incelenerek rekabet yasağına ilişkin kaydın geçerli olup olmadığının belirlenmesi, geçerli olduğu sonucuna varılması halinde ise devam eden 445. madde koşulları dikkate alınarak inceleme yapılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekir..” denilmektedir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin E. 2018/547, K. 2019/297 sayılı ve “Rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli olabilmesi için, işveren tarafından sözleşmenin haklı nedenle fesih edilmiş olması veya ayrılan işçi tarafından haksız olarak feshedilmemiş olması, davalı işçinin iş akdinin devamı sırasında işyerinin önemli müşteri çevresi veya üretim yönünden ticari sırlarına vakıf olabilecek bir pozisyonda çalışmış ve ayrıldıktan sonra yasaklanan süre içerisinde rakip bir işyerinde çalışmaya başlaması veya kendisinin bu tür bir faaliyeti icra etmesi, önceki işyerinde edindiği bilgileri yeni işyerinde kullanmasının önceki işverene önemli zarar verebilme ihtimalinin varlığı yeterli sayılmalıdır.“ hükmü yer almıştır. YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ’nin E. 2019/4506, K. … sayılı ve 3.6.2020 tarihli kararında ise; “..rekabet yasağının söz konusu olabilmesi için zararın fiilen ortaya çıkması zorunlu değil ise de, önemli bir zarar tehlikesinin ya da – ihtimalinin varlığının da davacı tarafça ispatlanamadığı,…” belirtilmektedir.TBK m. 180 gereği “Alacaklı hiçbir zarara uğramamış olsa bile, kararlaştırılan cezanın ifası gerekir”. Bu durumda cezai şartın talep edilebilmesi için rekabet yasağının ihlal edildiğinin ispatlanması gerekir. Davacı şirketin iştigal konuları ile davalının yöneticisi olduğu şirketin iştigal konularının aynılığı bakımından bu husus, davalı tarafından kabul edilip ayrıca daha geniş kapsamlı olarak tüm gıdasektöründe faaliyette bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda taraflar arasındaki sözleşmenin 3. Maddesi göz önünde bulundurulmalıdır. Heyetimizde yer alan teknik bilirkişi tarafından …’a açılan dava ile ilişkilendirilen …’ın faaliyetleri dosya kapsamında verilen bilgilere göre rakip oluşturacak nitelikte değerlendirilmemiştir. Yine TTK gereğince (m. 396) “(1) Yönetim kurulu üyelerinden biri, genel kurulun iznini almaksızın, şirketin işletme konusuna giren ticari iş türünden bir işlemi kendi veya başkası hesabına yapamayacağı gibi, aynı tür ticari işlerle uğraşan bir şirkete sorumluluğu sınırsız ortak sıfatıyla da giremez…”. Somut olay bakımından davalının yönetim kurulu üyesi iken, davacı şirket genel kurulu tarafından rekabet yasağının kaldırıldığına dair bir kararın alındığı da tespit edilememiştir. Dosya kapsamında bulunan ve davalı tarafından iddia edilen Bilgi Koruma ve Rekabet Sözleşmesinin 12.02.2019’da imzalatıldığına ilişkin mail yazışmalarına bakıldığında; 01.04.2019 tarihli … tarafından …’a gönderilen bilgi koruma ve rekabet sözleşmesinin ekte iletildiği, yine 31.04.2019 tarihli … tarafından …’e gönderilen mailde “imzaladığımız gizlilik sözleşmesini rica ediyorum” ifadesinin geçtiği görülmektedir. Bu hususta sözleşmenin akit tarihinden sonra imzalatıldığına ilişkin olarak mail yazışmalarının değerlendirilmesi savın mahkemenin takdirindedir. Yukarıda açıklamış olduğumuz sebepler gereğince, Taraflar arasında Bilgi Koruma ve Rekabet Sözleşmesi göz önünde bulundurulmak suretiyle, rekabet yasağının tespit edilmesi gerektiği, Çalışanın iş sözleşmesi müddetince rekabet etmemesinin sadakat borcu kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, Cezai şartın talebi için rekabet yasağının ihlalinin ispatı gerektiği, Davalının henüz davacı şirket kurulmadan evvel iştigal konusu aynı olan bir başka şirkette yönetici olarak bulunduğu, Bilgi Koruma ve Rekabet sözleşmesinin akit tarihinden sonra zorla imzalatıldığı hususunun takdirinin sayın mahkemeye ait olduğu, tespitlerine yer verilmiştir. Somut olaya dosya kapsamına ve bilimsel verilere uygun bulunan rapor mahkememizce benimsenerek hükme esas alınabilir kabul edilmiştir.
Somut olayda, davacı şirkette yönetim kurulu üyesi ve daha sonra genel müdür ve şube müdürü olarak çalışan davalının taraflar arasındaki rekabet sözleşmesine aykırı davrandığı, davacı şirketçe yapılan alanda ve sektörde benzer işler yaptığı bu nedenle rekabet sözleşmesine aykırı davrandığı ve sözleşmede belirtilen cezai şartın davalı tarafça davacı şirkete ödenmesi gerektiği iddia edilerek huzurdaki dava açılmıştır. Davacı şirket dosya kapsamından anlaşıldığı kadarıyla Liyofilizasyon denilen yöntem ile meyve kurutup bunun satışını sağlamaktadır. Bu yöntemin bir diğer adı da freeze drying olarak bilinmektedir. Bu hususlar mahkememizce benimsenen bilirkişi raporunda tafsilatıyla değerlendirilmiştir. Davacı şirket bu yöntemi davalı ve davalının eşi olan dava dışı … tarafından evlerinde kurularak ticari sır saklama yükümlülüğüne aykırı olarak üretim yapıldığını ileri sürmektedir. Mahkememizce benimsenen bilirkişi raporunda da değinildiği üzere bu yöntem ticari bir sır değildir ve 1900’lü yılların başından itibaren çeşitli sektörlerde kullanılmıştır. Diğer yandan davalının bu yöntemi kullanıldığı davacı tarafça ileri sürülmemektedir. Bu yöntemin davalının dava dışı eşi … tarafından kullanıldığı ileri sürülmektedir. Yine davacı şirketin bu yöntemle işlediği ve ürettiği ürün miktarı, makinelerinin boyutu, sayısı ile dava dışı …’ın evinde iddia edilen makinenin kapasitesi ve üretim miktarı gözönüne alındığında bir rekabet durumunun oluşabildiğini söyleyebilmek imkansızdır. Davacı tarafın makineleri ve üretim miktarları davalı tarafa izafe edilen makine ve üretim miktarı ile kıyaslanamayacak şekilde fazladır. Bu kapsamda dava dışı … sahibi olduğu iddia edilen cihaz ile günde 100 gram ürün elde edilebilirken davacı şirket tarafından günlük 417 kilogram ürün elde edilebilmektedir. Davacının üretim kapasitesi davalıya izafe edilen üretim kapasitesinin 4170 katıdır. Dolayısıyla bir rekabetten söz edilebilmesi mümkün değildir. Ayrıca bu yöntem ile kurutma işlemi yapan bir çok firmanın bulunduğu da dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Diğer yandan dava dışı … davacı şirketin kurulmasından daha önce meyve kurutma işlemleri ile ilgili olarak … isimli tescilli markanın sahibidir. Bu kabul ve değerlendirmeler sonucunda taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davalının davacıya karşı rekabet yasağının söz konusu olabilmesi için önemli bir zarar tehlikesi veya ihtimalinin bulunması gerektiği, bu durumun ise davacı şirket tarafından ispatlanması gerektiği, dosyada bu yönde bir ispatın davacı tarafça yapılamamış olduğunun görüldüğü, bu şekilde rekabet yasağının ihlal edildiğinin davacı tarafça ispat edilememesi nedeniyle cezai şart talep edilemeyeceği tüm dosya kapsamından anlaşılmıştır. Bu itibarla davanın reddine karar vermek gerektiği takdir ve sonucuna ulaşılmıştır.
Mezkur nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
Davalı duruşmada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre hesap ve takdir edilen 5.100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70-TL ret harcından peşin yatırılan 170,78 TL harçtan mahsubuna, artan 90,08 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
Davacı tarafından sarf olunan 51,50 TL elektronik tebligat gideri, 133 TL tebligat gideri, 170,78 TL peşin harç, 44,40 TL başvurma harcı, 194,25 TL posta masrafı ve 2250 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplamda 2843,93 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
HMK.nun 333.maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/06/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza