Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/843 E. 2022/223 K. 10.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/843
KARAR NO : 2022/223

MAHKEMEMİZİN 2019/843 ESAS SAYILI DOSYASININ;

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/05/2019

BİRLEŞEN İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
…/… ESAS …/… KARAR SAYILI DOSYASININ;

DAVA : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 03/03/2020
KARAR TARİHİ : 10/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) ve Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davalarının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 24/06/2018 tarihinde … Sigorta Anonim Şirketine … poliçe numarasıyla sigortalanmış olan diğer davalı … adına kayıtlı ve tescilli … plakalı sayılı araç sürücüsü davalı …’ın yaya olarak bulunan müvekkiline çarparak ağır yaralanmasına sebep olduğunu, müvekkilinin kaza akabinde operasyonlar geçirdiğini, kalıcı ölçüde sakatlandığını, olaya ilişkin İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının …/… Soruşturma sayılı dosyası ile soruşturmanın devam ettiğini, davalı sürücünün alkollü olduğunu ve asli ve tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin evli, biri üniversite öğrencisi diğeri ağır engelli ve sürekli bakıma muhtaç iki çocuk sahibi olduğunu, kaza sonrası vücudunda meydana gelen kalıcı araz ve işgücü kaybı nedeniyle sigortalı çalıştığı işini de kaybettiğini, müvekkilinin ve yakınlarının kaygı, elem ve ızdırap ile gelecekteki yaşamını, çalışma ve refah koşullarını olumsuz etkilediğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00-TL maddi ve 60.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihi olan 24/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosya davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … Sigorta şirketinin poliçesi ile sigortalanmış olan diğer davalı Süreyye Türkel adına kayıtlı … plaka sayılı araç sürücüsü …’in 24/06/2018 günü yaya olarak bulunan müvekkili …’a çarparak ağır yaralanmasına, bir dizi operasyon geçirmesine, muhtemelen kalıcı ölçüde sakatlığına yol açtığı, olaya ilişkin soruşturmanın halen İzmir C.Başsavcılığı’nın …/… soruşturma sayısıyla devam ettiği, davalı ve zararı oluşturan sürücü ve araç sahibine açtıkları davanın İzmir 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/843 E. Sayısı ile açıldığı, davalı bakımından uzlaşmaya gidilmediğinden dava şartının yokluğu nedeniyle tefrik edilerek reddedildiği, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00-TL tedavi masrafları, 2.000,00-TL tedavi süresince çalışamamaktan kaynaklanan zarara ve 7.000,00-TL maluliyetten kaynaklanan zarara karşılık olarak toplam 10.000,00-TL’nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Asıl dosya davalıları … ve … davaya cevap vermemişlerdir.
Birleşen dosya davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; bakıcı gideri, tedavi gideri ve geçici iş göremezlik tazminatının sosyal güvenlik kurumu sorumluluğunda olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğu bulunmadığını, kusur oranlarının tespiti için hem Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesinden hem de Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinden seçilecek kusur konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmasını talep ettiklerini, davacının maluliyetinin Adli Tıp Üçüncü İhtisas Kurulu tarafından, 20.02.2019 tarihli 30692 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik doğrultusunda belirlenmesi gerektiğini, davacıların söz konusu olaydan dolayı SGK kurumundan herhangi bir ödeme alıp almadığının tespiti gerektiğini, müvekkili şirket temerrüde düşmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı,
2-… Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi,
3-… numaralı hasar dosyası,
4-Dava konusu trafik kazasına karışan … plakalı araca ait ruhsat fotokopisi,
5-24/06/2018 tarihli trafik kazası tespit tutanağı,
6-… plakalı araçlara ait trafik tescil kayıtları,
7-İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının …/… Soruşturma sayılı dosyası,
8-İzmir 45. Asliye Ceza Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyası,
9-İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi nezdinde davacı …’a ait olarak düzenlenen tedavi evrakları,
10-İzmir Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü nezdinde davacı …’a ait iş yeri sicil dosyası ve hizmet döküm cetveli,
11-İzmir SGK İl Müdürlüğü nezdinde davaya konu 24/06/2018 tarihli yaralamalı trafik kazası nedeniyle davacı …’a maluliyet ödemesi yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise rücuya tabi olup olmadığı, rücuya tabi ise peşin sermaye değerine ilişkin kayıt ve belgeler,
12-Asıl dosya taraflarına ait sosyal ve ekonomik durum araştırması tutanakları,
13-Trafik alanında uzman bilirkişinin 09/03/2020 havale tarihli raporu,
14-Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından davacı …’ın sürekli iş göremezlik oranı, geçici iş göremezlik süresi, davacı …’ın yaralanması nedeniyle sürekli veya geçici olarak bakıcı refakatine muhtaç olup olmadığı ve muhtaç ise süresinin tespitine ilişkin olarak düzenlenen 17/11/2020 havale tarihli maluliyet raporu,
15-Ortopedi alanında uzman doktor bilirkişinin 28/09/2021 havale tarihli raporu,
16-Aktüerya alanında uzman hesap bilirkişisinin 24/12/2021 havale tarihli raporu,
17-Davacı vekilinin 02/03/2022 havale tarihli bedel artırım dilekçesi,
18-Sair deliller.
DAVA KONUSU :
Açılan dava, 24/06/2018 tarihinde meydana gelen yaralamalı trafik kazası neticesinde yaralanan …’ın vücut bütünlüğünde kalıcı işgöremezlik oluşup oluşmadığı, yaralanması nedeniyle iyileşme süresinin ne kadar olduğu, oluşmuş ise kalıcı işgöremezlik ve iyileşme sürecinde çalışamaması sebebiyle davacı …’ın mahrum kaldığı ve kalacağı gelirlerinin, ayrıca davacı …’ın yaralanması sebebiyle sürekli veya geçici olarak bakıcı refakatine muhtaç olup olmadığı, bakıcı refakatine muhtaç ise süresinin belirlenmesi ile şimdilik 10.000,00-TL maddi tazminatın ve 60.000,00-TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Haksız fiil, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesinde; ”Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 50. maddesinde ise ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü yer almaktadır.
Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları; eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğması zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir.
Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Hakim, kusurlu veya hukuka aykırı bir fiili ile başkasına zarar verenin kusur durumunu, zararın ağırlını ve oluşan durumun özelliklerini gözeterek uygun ve hakkaniyete uygun bir tazminat belirler.
Haksız fiiller meydana geldikleri anda hukuki sonuç doğurur ve zarara neden olanların zararı tazmin borcu haksız fiil tarihinde ortaya çıkar. Haksız fiilin unsuru olan zarar, zarar görenin malvarlığında rızası dışında meydana gelen azalma ile zarar verici fiil olmasa idi bulunacağı durum arasındaki farktır ve zarar haksız fiilin meydana gelmesi ile gerçekleşmiş sayılır. Zarar verenin ve diğer sorumluların zararı tazmin yükümlülüğü herhangi bir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın olay tarihinde doğar. Haksız fiile bağlanan hukuki sonuçlar haksız fiil tarihi esas alınarak belirlenir ve bu nedenle haksız fiillerde olay tarihinde yürürlükte bulunan hukuk kuralları uygulanır. Başka bir deyişle zararın belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Vücut bütünlüğü ihlâl edilen kişinin ekonomik geleceğinin sarsılması nedeniyle ortaya çıkan zararlar 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesinde; ”Bedensel zararlar özellikle şunlardır: 1. Tedavi giderleri. 2. Kazanç kaybı. 3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar. 4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.” şeklinde ifade edilmiştir. Bu hükümden de anlaşılacağı üzere vücut bütünlüğü ihlâl edilen kişinin bu ihlâl nedeniyle ekonomik geleceği sarsılmış olabilir. Bu tür zararlar çalışma gücünün tamamen veya kısmen kaybı nedeniyle ortaya çıkan zararlar dışında ekonomik geleceğin sarsılmasının meydana getirdiği zararlardır. Ekonomik geleceğin sarsılması nedeniyle ortaya çıkan zararlar müstakbel zararlardır ve bu zararlar çalışma gücünde bir azalma olmasa dahi meydana gelmektedir. Vücut bütünlüğü ihlâl edilen kişi çalışma gücünde bir azalma meydana gelmese dahi iş piyasasında yeni bir iş bulmakta veya eski işini korumakta güçlük çekmekte veya aynı işte çalışsa dahi ihlâlden öncesine nazaran daha çok emek sarf etmek zorunda kalmaktadır.
Trafik kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi zararların tazmini için dava açmak için yasada öngörülen süre mağdurun uğradığı zararı ve failini öğrendiği tarihten itibaren 2 yıldır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 72. maddesinde de bu süre 2 yıl olarak öngörülmüştür. Kaza sonucu dava açarak zararlarının giderilmesini isteyecek kişiler bu iki yıllık süre içinde dava açmak zorundadır. Her halükarda ise kazanın meydana geldiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra dava açma hakkı zaman aşımına uğrar. Burada bir istisna vardır. O da eğer failin trafik kazası ile sonuçlanan eylemi aynı zamanda ceza kanunlarına göre suç teşkil ediyorsa ve bu suç için ceza kanunlarında daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörülmüş ise tazminat davası açma süresi de ceza kanunlarında düzenlenmiş olan daha uzun zaman aşımı süresine uzar. Bu husus 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 72. maddesinin birinci fıkrasının 2. cümlesinde ”Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır.” şeklinde ifade edilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, ”işletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı Yasa’nın 85/1. maddesinde, ”bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı Yasa’nın 85/son maddesinde ise, ”işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, ”sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir. (EREN Fikret, Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; KILIÇOĞLU Ahmet, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin taktirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Hemen belirtmelidir ki, işletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91. maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir.
Öyle ise, hem işleten hem de sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğundan, uyuşmazlığın bu çerçevede ele alınıp çözümlenmesi gerekmektedir.
Karayolları Trafik Kanunu’nda zorunlu trafik sigortasına ilişkin olarak, sorumluluğun kapsamı yanında, bu kapsam dışında kalan haller de açıkça düzenlenmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun ‘Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Dışında Kalan Hususlar’ başlıklı 92. maddesinde:
”Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.
a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,
b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,
c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,
d) Bu Kanun’un 105. maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,
e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,
f) Manevi tazminata ilişkin talepler” hükmü ile zorunlu trafik sigortacısının hangi zararlardan sorumlu olmadığı düzenleme altına alınmış, burada örnekseme yoluna gidilmeyip tek tek ve tahdidi olarak sorumlu olunmayan haller sıralanmıştır.
Bu noktada üzerinde durulması gereken hususlardan birisi, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 92/b. maddesinde yer alan “İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri taleplerin zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında olduğuna” ilişkin hükümdür.
Bu hükümle kanun koyucu; tehlike sorumlusu zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğu kapsamından, sadece tehlike sorumlusu olan işletenin eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararları çıkarmıştır.
Şu haliyle, anılan kişilerin mallarına gelen zararlar dışında kalan ölüm ve yaralanmaya ilişkin cismani zararlar ise sigortacının sorumluluğu kapsamında bırakılmış; böylece tehlike sorumlusunun yakınlarının dahi belirtilen anlamda sigorta kapsamında olduğu benimsenmiştir.
Durum bu olunca, işletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin ölümü veya yaralanmaları halinde bundan kaynaklanan zararlarının zorunlu sigorta kapsamında olduğu kabul edilmelidir.
Araç sürücüsünün veya yakınlarının talepleri ise 92. madde kapsamında yer almamakla sigortacının sorumluluğu kapsamında kabul edilmiştir. 14/04/2016 günü yapılan ve 26/04/2016 tarihinde 29695 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren değişiklik ile;
6704 Sayılı Kanunun üçüncü maddesi ile 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesi değiştirilmiş, değişik; ”Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
Yine aynı Kanun’un 4. maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 92. maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bentler eklenmiştir.
”g)Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri,
h)İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri,
ı)Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler”in de teminat dışı olduğu düzenlenmiştir.
İzmir İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Şubesine müzekkere yazılarak kazaya karışan araçlara ait ruhsat ve tescil belge ve bilgileri dosya arasına alınmıştır.
Davalı sigorta şirketine müzekkere yazılarak, sigortalı araca ait Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin, dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak davacı tarafça şirkete yapılan başvuru dilekçesi, dilekçenin şirkete ulaştığı tarihi gösterir tebligat evrakı, varsa açılmış olan hasar dosyası ve varsa davacı tarafa yapılan ödeme ödeme evraklarının eksiksiz olarak mahkememize gönderilmesi istenilmiş, müzekkere cevabında gönderilen evrak ve kayıtlar dosya muhteviyatına kazandırılmıştır.
Sigorta poliçesi incelenmesinde, … plakalı aracın davalı sigorta şirketi nezdinde 03/05/2018-2019 tarihleri arasında, … poliçe numaralı Zorunlu Karayolu Mali Mesuliyet Trafik Poliçesi ile sigortalandığı, sigorta teminatının tedavi giderleri açısından şahıs başına 360.000,00-TL, vefat/sakatlık açısından şahıs başına 360.000,00-TL olduğu görülmektedir.
Davacı vekilinin dava dilekçesinin netice-i talep kısmında davacı …’ın 24/06/2018 tarihinde gerçekleşen yaralamalı trafik kazası neticesinde yaralandığını, bu nedenle 1.000,00-TL maddi tazminat ile 60.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesini talep ettiği, ancak dava dilekçesinin netice-i talep kısmında maddi tazminat alacak kalemleri ile maddi tazminat alacak kalemlerine bağlı olarak talep edilen tazminat miktarlarının ayrı ayrı ve açık bir şekilde belirtilmediği anlaşılmakla, davacı vekiline dava dilekçesinin netice-i talep kısmında belirttiği maddi tazminat talebinin hangi alacak kalemlerini kapsadığı ve bu alacak kalem ya da kalemleri karşılığında talep edilen tazminat miktarlarını ayrı ayrı ve açık bir şekilde mahkememize bildirmek üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 119/2.maddesi uyarınca 1 haftalık kesin süre verilmesine karar verilmiş olup, davacı vekilinin 21/01/2020 tarihli duruşmanın 3 numaralı ara kararı gereğince dava dilekçesinin netice-i talep kısmında tedavi giderleri için 1.000,00-TL, geçici iş göremezlik tazminatı için 2.000,00-TL ve sürekli iş göremezlik tazminatı için 7.000,00-TL olmak üzere 10.000,00-TL maddi tazminat talep ettiklerini açıklar dilekçesi doğrultusunda, dava dilekçesinin netice-i talep kısmında tedavi giderleri için 1.000,00-TL, geçici iş göremezlik tazminatı için 2.000,00-TL ve sürekli iş göremezlik tazminatı için 7.000,00-TL tazminat talep ettiği kabul edilerek yargılamaya devam olunmuştur.
İzmir 45. Asliye Ceza Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, katılanın …, sanığın … olduğu, sanık hakkında Taksirle Bir Kişinin Yaralanmasına Sebebiyet Verme suçundan ötürü yargılama yapıldığı, yargılama sırasında alınan trafik alanında uzman bilirkişinin 25/09/2020 tarihli raporunda dava konusu trafik kazasının gerçekleşmesinde …’ın asli, …’in tali kusuru neticesinde meydana geldiğinin tespit edildiği, İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 16/04/2021 tarihli raporunda ise iki ihtimalli olarak rapor tanzim edildiği, buna göre kazanın sanık sürücü …’in kırmızı ışık ihlali yapması sonucu gerçekleştiğinin kabulü halinde …’in asli kusurlu, …’ın tali kusurlu olduğu, kazanın sanık sürücünün seyir istikametine yeşil yanmakta iken gerçekleştiğinin kabulü halinde ise …’in tali kusurlu, …’ın asli kusurlu olduğunun mütalaa edildiği görülmüştür.
Dava konusu trafik kazasının gerçekleşmesi hususunda tarafların kusur oranlarının belirlenebilmesi amacıyla dosyanın trafik alanında uzman bilirkişiye tevdi ile, dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, 24/06/2018 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, İzmir İzmir 45. Asliye Ceza Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı dosyası ile içeriğinde yer alan İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …/… Soruşturma sayılı dosyası ve varsa içeriğinde yer alan bilirkişi raporları ve sair deliller birlikte değerlendirilerek, 24/06/2018 tarihinde meydana gelen yaralamalı trafik kazasının oluşumunda … plakalı araç sürücüsü … ile yaya …’ın kusur oranlarının yüzdelik dilimler halinde belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, trafik alanında uzman bilirkişi 09/03/2020 havale tarihli raporunda sonuç olarak, dava konusu trafik kazasının vuku bulması noktasında davacı yaya …’ın %70 oranında asli derecede kusurlu olduğunu, davalı sürücü …’in %30 oranında kusurlu olduğunu mütala etmiştir.
İzmir 45. Asliye Ceza Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyasında alınan İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından tanzim edilen kusur raporunda ihtimalli olarak belirlenen kusur oranları ile dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak düzenlenen 24/06/2018 tarihli Trafik Kazası Tespit Tutanağı, İzmir 45. Asliye Ceza Mahkemesi nezdinde yapılan ceza yargılaması kapsamında alınan trafik alanında uzman bilirkişinin 25/09/2020 tarihli raporu ve mahkememizce alınan trafik alanında uzman bilirkişinin 09/03/2020 havale tarihli raporunda yapılan tespit ve belirlemeler doğrultusunda dava konusu trafik kazasının yaya …’ın %70, davalı …’in %30 oranında kusurları sonucunda meydana geldiğinin kabulü ile yargılamaya devam olunmuştur.
Bu kapsamda ceza mahkemesi nezdinde yapılan yargılamanın yalnızca maddi olgunun varlığı açısından mahkememizi bağlar nitelikte olması sebebiyle, trafik kazasının oluşumunda davalı …’in tali de olsa kusurunun bulunduğu gözetilerek, ceza dosyasının kesinleşmesinin beklenilmesine gerek görülmemiştir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının usulüne uygun şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise ATK veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11/10/2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013-01/06/2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015-20/02/2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20/02/2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Davacının tedavi gördüğünü belirttiği hastanelere müzekkere yazılarak, dava konusu trafik kazasında yaralanması çerçevesinde davacı açısından düzenlenen tedavi evrakları celp edilmiştir.
Tedavi evraklarının temini akabinde Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine müzekkere yazılarak dosyanın Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığına tevdi ile belirlenecek muayene gününde davacılar vekilince hazır edilecek davacı …’ın gerekli muayenelerinin yapılarak dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, davacı …’a ait İzmir Katip Çelebi Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi tarafından düzenlenen tedavi evrakları ve sair deliller birlikte değerlendirilerek, davacı …’ın 24/06/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasından dolayı vücut bütünlüğünde sürekli işgöremezlik oluşup oluşmadığı, davacı …’ın geçici iş göremezlik süresi (iyileşme süresi) ve yine davacı …’ın yaralanması neticesinde sürekli veya geçici olarak bakıcı refakatine muhtaç olup olmadığı, muhtaç ise süresinin ne kadar olduğu hususlarının, davaya konusu trafik kazasının 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları’ndan sonra 24/06/2018 tarihinde gerçekleştiği göz önünde bulundurularak Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları hükümleri gereğince 30/03/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan ”Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümleri çerçevesinde tespit edilerek düzenlenecek maluliyet raporun mahkememize sunulması istenilmiş, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 17/11/2020 havale tarihli maluliyet raporunda sonuç olarak, şahısta birden fazla arıza olduğu için Balthazard formülünden faydalanıldığından kişinin engellilik oranının %8,9 olarak bulunduğu, meydana gelen kemik kırıklarına bağlı tıbbi iyileşme süresinin 6 ay olarak kabulünün mümkün olacağı mütalaasına varıldığı belirtilmiştir.
25.02.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13.02.2011 tarihli 6111 Sayılı Yasa’nın 59. maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesi değiştirilmiş, buna göre “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”, Yasanın geçici 1. maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun’un 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği,” öngörülmüştür.
Sigorta şirketi, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin, poliçe primini ödeyen işleten ile sorumluluğunu üstlendiği sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. 2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumuna geçtiğinde kuşku yoktur. Buna karşın belgesiz tedavi giderlerinden sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün sorumlulukları devam etmektedir.
Davacı tarafın belgesiz tedavi giderlerinin tahsili talebi açısından inceleme yapılması amacıyla dosyanın Ortopedi alanında uzman Doktor bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, davacı …’a ait İzmir Katip Çelebi Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi tarafından düzenlenen tedavi evrakları, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından davacı …’ın sürekli iş göremezlik oranı, geçici iş göremezlik süresi ve sürekli veya geçici olarak bakıcı refakatine muhtaç olup olmadığı ve muhtaç ise süresinin tespitine ilişkin olarak düzenlenen 17/11/2020 havale tarihli maluliyet raporu ve sair deliller birlikte değerlendirilerek, davacı …’ın 24/06/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasından dolayı yaralanması sebebiyle katlanmak zorunda kaldığı tedavi giderlerinin ne kadar olabileceğinin hesaplanması ve Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanması gereken ve gerekmeyen tedavi tutarlarının ayrı ayrı belirlenmesi suretiyle düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, ortopedi alanında uzman doktor bilirkişi 28/09/2021 havale tarihli raporunda sonuç olarak,davacının İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğirim ve Araştırma Hastanesindeki tedavi giderlerinin SGK’nın sorumluluğunda olduğunun ve esasen Kurum tarafından karşılanmış bulunduğunun tespit edildiğini, davacının iyileşme süresinde yaşı ve yaralanmalarının niteliği gereği kaza tarihinden başlayarak 1 (bir) ay süre ile bakım-refakat ihtiyacı olduğunu, geçici bakım ve SGK tarafından karşılanmayan yol, pansuman giderleri olarak dosya kapsamına göre yapılan hesaplamalar sonucunda 2.029,50-TL bakıcı gideri, 1.116,00-TL tedavi amaçlı yol gideri ve 300,00-TL pansuman gideri olmak üzere toplam 3.445,50-TL hesaplandığını mütalaa etmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 24/02/2021 tarih ve 2020/344 Esas 2021/1850 Karar sayılı ilamında aynen; ”…Gerçek zarar miktarı; hak sahiplerinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır.
Hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvelleri ile saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda diğer kurumlar ile ve Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi de gözönüne alındığında Dairemizce de tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir…” ibarelerine yer verilmiş ve ölüm veya cismani zarara yönelik olarak tazminat talebi ile ikame edilen davalarda yapılan yargılamalar sırasında desteğin veya hak sahiplerinin bakiye ömürlerinin TRH-2010 yaşam tablosu esas alınarak belirlenmesi gerektiğine dikkat çekilmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 10/03/2021 tarih ve 2020/2628 Esas 2021/2552 Karar sayılı ilamında aynen; ”…destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanırken rapor tanzim tarihine kadar gerçekleşen zararın bilinen veriler nazara alınarak ve iskontoya tabi tutulmadan somut olarak, rapor tanzim tarihinden sonraki zarar da bilinen son gelir nazara alınıp 1/Kn katsayısına göre her yıl %10 oranında artırılmak ve iskonto edilmek suretiyle hesaplanmalıdır (YHGK., 28.06.1995 tarih, 1994/9-628 Esas, 1995/694 Karar). Ayrıca; yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre 60 yaşına kadar aktif devre kabul edilmekte olup, 60 yaşını tamamladıktan sonra pasif devre zararı hesaplanması gerekmektedir.
Eldeki dosyada ise, yerel mahkemece hükme esas alınan 03.07.2019 tarihli ek aktüer raporunda; kaza tarihinden sonraki muhtemel yaşam süresinin belirlenmesinde 1931 tarihli PMF yaşam tablosu dikkate alınarak hesaplama yapıldığı, aktif devre 65 yaşına kadar kabul edilerek tazminatın belirlendiği, destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanırken de, rapor tanzim tarihine kadar gerçekleşen zararın bilinen veriler nazara alınarak ve iskontoya tabi tutulmadan somut olarak, rapor tanzim tarihinden sonraki zarar da bilinen son gelir nazara alınıp 1/Kn katsayısına göre her yıl %10 oranında artırılmak ve iskonto edilmek suretiyle hesaplanmadığı görülmüş olup, bilirkişi raporu yukarıda açıklanan Yargıtay uygulamasına uygun ve hüküm tesisine elverişli değildir…” ibarelerine yer verilerek destekten yoksun kalma tazminatı hesabında kullanılması gereken iskonto oranları belirtilmiştir.
Dosyanın aktüerya alanında uzman hesap bilirkişisine tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, 24/06/2018 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, İzmir İzmir 45. Asliye Ceza Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı dosyası ile içeriğinde yer alan İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …/… Soruşturma sayılı dosyası, İzmir 45. Asliye Ceza Mahkemesi nezdinde yapılan ceza yargılaması kapsamında alınan trafik alanında uzman bilirkişinin 25/09/2020 tarihli raporu ile İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından tanzim edilen 16/04/2020 tarihli kusur raporu ve mahkememizce alınan trafik alanında uzman bilirkişinin 09/03/2020 havale tarihli raporu, davacı …’a ait İzmir Katip Çelebi Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi tarafından düzenlenen tedavi evrakları, …’a ait iş yeri sicil dosyası ve hizmet döküm cetveli, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından davacı …’ın sürekli iş göremezlik oranı, geçici iş göremezlik süresi ve sürekli veya geçici olarak bakıcı refakatine muhtaç olup olmadığı ve muhtaç ise süresinin tespitine ilişkin olarak düzenlenen 17/11/2020 havale tarihli maluliyet raporu, ortopedi alanında uzman doktor bilirkişinin 08/09/2021 havale tarihli raporu ve sair deliller göz önünde bulundurularak; yerleşik Yargıtay içtihatları ve Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarih ve 2019/40 Esas 2020/40 Karar sayılı kararı göz önünde bulundurulduğunda TRH-2010 yaşam tablosunun uygulanması ve rapor tanzim tarihine kadar gerçekleşen zararın bilinen veriler nazara alınarak ve iskontoya tabi tutulmadan somut olarak, rapor tanzim tarihinden sonraki zarar da bilinen son gelir nazara alınıp 1/Kn katsayısına göre her yıl %10 oranında artırılmak ve iskonto edilmek suretiyle, yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre 60 yaşına kadar aktif devre kabul edilmekte olup, 60 yaşını tamamladıktan sonra pasif devre zararı hesaplanması gerektiği gözetilerek, davacı …’a ait vergilendirilmiş gelir esas alınarak, dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak düzenlenen 24/06/2018 tarihli Trafik Kazası Tespit Tutanağı, İzmir 45. Asliye Ceza Mahkemesi nezdinde yapılan ceza yargılaması kapsamında alınan trafik alanında uzman bilirkişinin 25/09/2020 tarihli raporu, Mahkememizce alınan trafik alanında uzman bilirkişinin 09/03/2020 havale tarihli raporu ve İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından tanzim edilen 16/04/2020 tarihli kusur raporunda yapılan tespit ve belirlemeler doğrultusunda dava konusu trafik kazasının yaya …’ın %70, davalı …’in %30 oranında kusurları sonucunda meydana geldiğinin mahkememizce kabul edildiği ve Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından davacı …’ın sürekli iş göremezlik oranı, geçici iş göremezlik süresi ve sürekli veya geçici olarak bakıcı refakatine muhtaç olup olmadığı ve muhtaç ise süresinin tespitine ilişkin olarak düzenlenen 17/11/2020 havale tarihli maluliyet raporunda davacı …’ın sürekli iş göremezlik oranının %8,9 olduğu, geçici iş göremezlik süresinin ise 6 ay olduğu yönündeki tespitin dikkate alınmasıyla, 24/06/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde yaralanan davacı …’ın yaralanmasından dolayı mahrum kaldığı sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı alacaklarının ne kadar olduğu hususları ile davacının talep edebileceği tedavi, yol ve bakıcı giderlerine ilişkin olarak düzenlenen ortopedi alanında uzman doktor bilirkişinin 08/09/2021 havale tarihli raporunda yapılan tespitler ve hesaplamalar da göz önünde bulundurularak davacının davalılardan talep edebileceği sonuç maddi tazminat bedelinin belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, aktüerya alanında uzman hesap bilirkişisi 24/12/2021 havale tarihli raporunda sonuç olarak, davacı için %30 haklılık oranı üzerinden yapılan hesaplamalar sonucunda, 25.495,98-TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 2.940,42-TL geçici iş göremezlik tazminatı hesaplandığını, ayrıca hekim bilirkişi raporu ile hesaplanan ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri bakımından 1.033,65-TL talep edebileceğinin tespit edildiğini, davacının 08.10.2021 tarihli dilekçesi ekinde ibraz edilen İzmir Katip Çelebi Üniversitesi tarafından düzenlenmiş Adli Sağlık Kurulu Rapor ücreti olan KDV dahil 1.416,00-TL’den de davalıların sorumlu bulunduklarına karar verilmesi halinde bu bedelin %30’unun da 424,80-TL’ye tekabül ettiğinin belirlendiğini, böylece davacı davasında haklı görüldüğü taktirde toplam zararının 29.894,85-TL bulunduğunu mütalaa etmiştir.
Davacı vekilinin 02/03/2022 havale tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini geçici iş göremezlik yönünden 2.940,42-TL’ye, kalıcı iş göremezlik yönünden 25.495,98-TL’ye, tedavi gideri yönünden 1.458,45-TL’ye arttırdıklarını, 60.000,00-TL manevi tazminatın asıl dosya davalılarından, 29.894,85-TL maddi tazminatın tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ettiği ve dava değeri üzerinden eksik harcı mahkememiz veznesine yatırdığı görülmektedir.
Asıl dosya davalısı …’in … plakalı aracın maliki, davalı …’in ise aynı aracın sürücüsü olduğu dikkate alındığında, asıl dosya davalıları açısından temerrüt olgusunun haksız fiil tarihi olan 24/06/2018 tarihi itibariyle vuku bulduğu izahtan varestedir.
Dava açılmadan önce davacı tarafça davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığı, birleşen dosya davalısı sigorta şirketi tarafından dosyaya ibraz edilen hasar dosyası içeriğinde yer alan başvuru evrakı suretine düşülen kayıt tarihinden anlaşıldığı üzere başvuru evrakının davalı sigorta şirketine 24/07/2018 tarihi itibariyle tebliğ edildiği, bu kapsamda birleşen dosya davalısı sigorta şirketinin rizikonun ihbarı akabinde 8 iş gününün sona erdiği 06/08/2018 tarihinde temerrüte düştüğü değerlendirilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi (818 sayılı BK’nun 47. md.) hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun …/… Dosya …/… Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı, … Sigorta Anonim Şirketi nezdinde … plakalı araca ait olarak düzenlenen … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi, … numaralı hasar dosyası, dava konusu trafik kazasına karışan … plakalı araca ait ruhsat fotokopisi, 24/06/2018 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, … plakalı araçlara ait trafik tescil kayıtları, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının …/… Soruşturma sayılı dosyası, İzmir 45. Asliye Ceza Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyası, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi nezdinde davacı …’a ait olarak düzenlenen tedavi evrakları, İzmir Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü nezdinde davacı …’a ait iş yeri sicil dosyası ve hizmet döküm cetveli, İzmir SGK İl Müdürlüğü nezdinde davaya konu 24/06/2018 tarihli yaralamalı trafik kazası nedeniyle davacı …’a maluliyet ödemesi yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise rücuya tabi olup olmadığı, rücuya tabi ise peşin sermaye değerine ilişkin kayıt ve belgeler, asıl dosya taraflarına ait sosyal ve ekonomik durum araştırması tutanakları, trafik alanında uzman bilirkişinin 09/03/2020 havale tarihli raporu, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından davacı …’ın sürekli iş göremezlik oranı, geçici iş göremezlik süresi, davacı …’ın yaralanması nedeniyle sürekli veya geçici olarak bakıcı refakatine muhtaç olup olmadığı ve muhtaç ise süresinin tespitine ilişkin olarak düzenlenen 17/11/2020 havale tarihli maluliyet raporu, ortopedi alanında uzman doktor bilirkişinin 28/09/2021 havale tarihli raporu, aktüerya alanında uzman hesap bilirkişisinin 24/12/2021 havale tarihli raporu, davacı vekilinin 02/03/2022 havale tarihli bedel artırım dilekçesi ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlığın 24/06/2018 tarihinde meydana gelen yaralamalı trafik kazası neticesinde yaralanan …’ın vücut bütünlüğünde kalıcı işgöremezlik oluşup oluşmadığı, yaralanması nedeniyle iyileşme süresinin ne kadar olduğu, oluşmuş ise kalıcı işgöremezlik ve iyileşme sürecinde çalışamaması sebebiyle davacı …’ın mahrum kaldığı ve kalacağı gelirlerinin, ayrıca davacı …’ın yaralanması sebebiyle sürekli veya geçici olarak bakıcı refakatine muhtaç olup olmadığı, bakıcı refakatine muhtaç ise süresinin belirlenmesi ile şimdilik 10.000,00-TL maddi tazminatın ve 60.000,00-TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili taleplerine ilişkin olduğu, dava konusu trafik kazasının 24/06/2018 tarihi itibariyle davacı …’ın %70 oranında asli, davalı …’in ise %30 oranında tali kusuru neticesinde meydana geldiği, kazanın meydana gelmesi neticesinde davacının yaralandığı, yaralanması sebebiyle davacının vücut bütünlüğünde geçici ve kalıcı mahiyette arazların oluştuğu, davacının yaralanması sebebiyle sürekli iş göremezlik oranının %8,9 olduğu, geçici iş göremezlik süresinin ise 6 ay olduğu, davacının vücut bütünlüğünde oluşan sürekli iş göremezlik oranı ve geçici iş göremezlik süresi sebebiyle mevcut ve muhtemel gelirlerinden mahrum kaldığı, davacının mahrum kaldığı sürekli iş göremezlik tazminatının 25.495,98-TL, geçici iş göremezlik tazminatının ise 2.940,42-TL olduğu, davacının ayrıca yaralanması sebebiyle iyileşme sürecinin bir aylık kısmında bakıcı refakatine muhtaç bulunması sebebiyle bu sürede katlanmak durumunda kaldığı 2.029,50-TL bakıcı gideri bedeli tutarında da zarara uğradığı, yine davacının yaralanması sebebiyle tedavisi süresince 1.116,00-TL tedavi amaçlı yol gideri ve 300,00-TL pansuman gideri yapmak durumunda kaldığı, sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatları ile tedavi ve bakıcı giderlerinin doğrudan zararlardan olması hasebiyle asıl dosya davalıları ve birleşen dosya davalısı sigorta şirketinin bahse konu alacak kalemleri ve bedelleri yönünden müştereken ve müteselsilen sorumluluklarının bulunduğu, davacı tarafın iddialarını usulüne uygun deliller vasıtasıyla ispatladığı, davacı …’ın vücut bütünlüğünde araz meydana gelecek şekilde yaralandığı ve yaralanması neticesinde sürekli iş göremezlik oranının %8,9, geçici iş göremezlik oranının 6 ay olduğu, kazanın meydana gelmesi noktasında davacının %70 oranında asli, davalı …’in ise %30 oranındaki tali kusuru oldukları, davacı …’ın aylık gelirinin 2.500,00-TL olduğu, eşi ve oğluna bakmakla yükümlü olduğu, eşinin 1.300,00-TL bakım aylığı almakta olduğu, 55.000,00-TL borcunun bulunduğu, davalı …’in herhangi bir işte çalışmadığı ve gelirinin olmadığı, geçimini ailesinin sağladığı ve eşinden kalan 500,00-TL SGK ücreti aldığı, davalı …’in ise işçi olarak çalıştığı, asgari ücret aldığı, annesi ve kardeşine bakmakla yükümlü olduğu, yargılama neticesinde davacı lehine hüküm altına alınan maddi tazminat bedelleri göz önünde bulundurularak, davacının yaşadığı yaralanmanın mahiyeti ve vücut bütünlüğünde hayatı boyunca devam edecek maluliyete sebebiyet verdiği hususu gözetilerek, hak ve nesafet kuralları ile tarafların mevcut durumları dahilinde davacı … lehine 8.000,00-TL manevi tazminat takdirinin uygun olacağı kanaatiyle, asıl dosya davalıları açısından temerrüt olgusunun haksız fiil tarihi olan 24/06/2018 tarihi itibariyle vuku bulduğu, birleşen dosya davalısı sigorta şirketinin rizikonun ihbarı akabinde 8 iş gününün sona erdiği 06/08/2018 tarihinde temerrüte düştüğü gözetilerek, açılan davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl dava açısından;
Açılan asıl davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE,
a)Maddi tazminat talepleri yönünden davanın KISMEN KABULÜNE,
-Sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin KABULÜNE, 25.495,98-TL maddi tazminatın birleşen dosya davalısı … Sigorta ile müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları göz önünde bulundurularak tahsilde tekerrür teşkil etmemek kaydıyla haksız fiil tarihi olan 24/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine,
-Geçici iş göremezlik tazminatı talebinin KABULÜNE, 2.940,42-TL maddi tazminatın birleşen dosya davalısı … Sigorta ile müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları göz önünde bulundurularak tahsilde tekerrür teşkil etmemek kaydıyla haksız fiil tarihi olan 24/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine,
-Tedavi gideri tazminatı talebinin KISMEN KABULÜNE, 90,00-TL maddi tazminatın birleşen dosya davalısı … Sigorta ile müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları göz önünde bulundurularak tahsilde tekerrür teşkil etmemek kaydıyla haksız fiil tarihi olan 24/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine, 1.368,45-TL bedele yönelik fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
b)Manevi tazminat talebi yönünden davanın KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE,
-Davalı … ve davalı …’e yöneltilen manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜNE, 8.000,00-TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 24/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ve davalı …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine, 52.000,00-TL manevi tazminat bedeline yönelik fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Birleşen İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyasında açılan dava açısından;
Açılan davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE,
-Sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin KABULÜNE, 25.495,98-TL maddi tazminatın asıl dosya davalıları … ve … ile müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları göz önünde bulundurularak tahsilde tekerrür teşkil etmemek ve poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla rizikonun sigorta şirketinde ihbarı akabinde 8 iş gününün sona erdiği 06/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta Anonim Şirketinden tahsili ile davacı …’a verilmesine,
-Geçici iş göremezlik tazminatı talebinin KABULÜNE, 2.940,42-TL maddi tazminatın asıl dosya davalıları … ve … ile müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları göz önünde bulundurularak tahsilde tekerrür teşkil etmemek ve poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla rizikonun sigorta şirketinde ihbarı akabinde 8 iş gününün sona erdiği 06/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta Anonim Şirketinden tahsili ile davacı …’a verilmesine,
-Tedavi gideri tazminatı talebinin KISMEN KABULÜNE, 90,00-TL maddi tazminatın asıl dosya davalıları … ve … ile müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları göz önünde bulundurularak tahsilde tekerrür teşkil etmemek ve poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla rizikonun sigorta şirketinde ihbarı akabinde 8 iş gününün sona erdiği 06/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta Anonim Şirketinden tahsili ile davacı …’a verilmesine, 1.368,45-TL bedele yönelik fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Asıl ve birleşen dosyada hüküm altına alınan maddi tazminat yönünden;
492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 1.948,64-TL karar ve ilam harcından, asıl dosyada açılan dava açısından davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 170,78-TL harç, birleşen dosyada açılan dava açısından davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 54,40-TL peşin harç ve 70,00-TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 1.653,46-TL karar ve ilam harcının asıl dosya davalıları … ve … ile birleşen dosya davalısı … Sigorta Anonim Şirketinden müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Asıl ve birleşen dosyada hüküm altına alınan manevi tazminat yönünden;
492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 546,48-TL karar ve ilam harcının, açılan dava açısından davanın açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 1.024,65-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 478,17-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
5-Asıl ve birleşen dosyaya konu edilen maddi tazminat talepleri yönünden;
Davacı tarafından yapılan 71,50-TL elektronik tebligat, 451,80-TL tebligat, 220,90-TL posta masrafı, 1.500,00-TL bilirkişi ücreti, 170,78-TL peşin harç, 44,40-TL başvurma harcı ve 70,00-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 2.529,38-TL yargılama giderinden davanın kabul oranı dikkate alınarak 2.413,60-TL’sinin asıl dosya davalıları … ve … ile birleşen dosya davalısı … Sigorta Anonim Şirketinden müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Asıl ve birleşen dosyaya konu edilen manevi tazminat talepleri yönünden;
Davacı tarafından yapılan 546,48-TL yargılama giderinden davanın kabul oranı dikkate alınarak 72,85-TL’sinin asıl dosya davalıları … ve Süreyya TÜRKEN’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Asıl ve birleşen dosyada hüküm altına alınan maddi tazminat yönünden;
-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin asıl dosya davalıları … ve … ile birleşen dosya davalısı … Sigorta Anonim Şirketinden müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
-Asıl dosya davalısı … ile birleşen dosya davalısı … Sigorta Anonim Şirketinin kendilerini vekille temsil ettirdikleri göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.368,45-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak asıl dosya davalısı … ve birleşen dosya davalısı … Sigorta Anonim Şirketine verilmesine,
8-Asıl ve birleşen dosyada hüküm altına alınan manevi tazminat yönünden;
-Davalı …’in kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine,
9-7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23/14. maddesi gereğince ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk yargılama giderinin asıl ve birleşen dosyalar davalılarından müştereken ve müteselsilen (birleşen dosya davalısı … Sigorta Anonim Şirketi 1.030,92-TL’sinden sorumlu olmak kaydı ile) tahsili ile Hazineye irat kaydına,
10-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalılar vekillerinin yokluklarında, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
10/03/2022

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.