Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/839 E. 2021/527 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/839 Esas
KARAR NO : 2021/527

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/10/2019
KARAR TARİHİ : 01/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyadan başlatılan yasal takibe, davalı borçlular tarafından itirazın edildiğini, yapılan itirazların fazlaya ilişkin talep haklara saklı kalmak kaydı ile şimdilik (takipte yer alan asıl alacak tutarı olan) 11.180,89-TL’lik kısmının iptaline takibin bu tutar üzerinden devamına, haklarında yapılan yasal takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz eden davalılar hakkında hükmolunacak tutar üzerinden %20’den aşağı olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesine talebine ilişkindir.
CEVAP :
Davalılar tarafından dava dilekçesine cevap verilmediği görüldü.
DELİLLER:
1-İzmir Arabuluculuk Bürosunun … Dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı aslı,
2-Türkiye … Bankası A.Ş. … Şubesi nezdinde 24/10/2016 tarihinde imzalanan Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi kapsamında davalı … tarafından kullanılan … numaralı ticari krediye ait sözleşmenin onaylı sureti, hesap hareketleri ve ekstreleri içerir evraklar,
3-İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası,
4-Serbest Muhasebeci Mali Müşavir alanında uzman bilirkişi 08/03/2020 havale tarihli raporu,
5-Serbest Muhasebeci Mali Müşavir alanında uzman bilirkişi 22/02/2021 havale tarihli ek raporu,
6-Sair deliller.
DAVA KONUSU:
Açılan dava, davalı … tarafından davacı … … Şubesinden kullanılan krediye ilişkin olarak imzalanan genel nakdi gayrinakdi kredi sözleşmesinden kaynaklanan kredi borcunun asıl borçlu … ile kefiller … ve …’ten tahsili amacıyla davalılar aleyhine başlatılan icra takibine davalılar tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ile asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalılardan tahsili taleplerine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinde İcra Takibine İtirazın İptali; ”Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İcra ve İflas Kanunu’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçladığı bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süresinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması hâlinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkâr tazminatına da hükmedilebilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukuku, 2006, s. 219, 223).
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir (İİK. m.67/1). Alacaklı, alacağının varlığını Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Dava, özünde tahsil istemini de barındırmakla, burada borçlunun takip sonrası yaptığı ödeme iddialarının da nazara alınması zorunludur. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmamasına bakılmaksızın, bütün itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden; mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi halinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, alacak miktarının, takip ya da dava tarihindeki koşullara göre belirlenmesinin, itirazın iptali davasında hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminat türü olan ve bağımsız bir dava konusu yapılamayan icra inkar tazminatının miktarına da etkili olacağı açıktır.
Yargıtay Daireleri ile Hukuk Genel Kurulunun kararlılık kazanmış uygulamasına göre; itirazın iptali davalarında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak icra inkâr tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada, borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlarının bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Nitekim aynı ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.02.2020 tarihli ve 2017/3-957 E., 2020/99 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
İzmir …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklısının …, borçlularının …, … ve … olduğu, alacaklı vekilinin, borçlular aleyhine 11.180,89-TL asıl alacak, 325,93-TL işlemiş faiz, 16,30-TL BSMV ve 799,53-TL masraf bedeli olmak üzere toplamda 12.322,65-TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalıların süresinde yapmış olduğu itirazları üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir.
Gerekli bilgi ve belgelerin temini akabinde dosyanın Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye tevdi ile dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası, davalı … tarafından kullanılan … numaralı ticari krediye ait sözleşmenin onaylı suretinin, hesap hareketleri ve ekstreleri, hesap kat ihtarnameleri ve ihtarnamelerin muhataplara tebliğine ilişkin tebligat evrakları ve sair deliller birlikte değerlendirilerek; davalı … tarafından davacı … … Şubesi’nden kullanılan ticari kredi kapsamında davacı bankanın davalılardan alacağının bulunup bulunmadığının, alacağı var ise miktarının, icra dosyası ile davalılar aleyhine başlatılan icra takibinde talep edilen asıl alacak ve faiz miktarlarının usulüne uygun olup olmadığı hususlarının belirlenerek düzenlenecek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir alanında uzman bilirkişi 08/03/2020 havale tarihli raporunda sonuç olarak, davacı bankanın davalılardan, ayrınıtılı ve denetime elverişli bir şekilde incelendiği üzere 11.126,44 TL asıl alacağının bulunduğunu mütalaa etmiştir.
Davacı vekilinin itirazları üzerine dosyanın 08/03/2020 tarihli raporu tanzim eden Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye tevdi ile davacı vekilini itirazları doğrultusunda, dava konusu icra takibinde uygulanması gereken faiz oranı ve uygulanan faiz oranın tespiti akabinde davacı banka tarafından talep edilebilecek işlemiş faiz bedeli miktarın açıkça belirlenmesi suretiyle düzenlenecek ek raporun mahkememize sunulması istenilmiş, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir alanında uzman bilirkişi 22/02/2021 havale tarihli ek raporunda sonuç olarak, davacı bankanın davalılardan, ayrınıtılı ve denetime elverişli bir şekilde incelendiği üzere 11.126,44 TL asıl alacağının bulunduğunu, asıl alacak 11.126,44-TL üzerinden hesaplanacak temerrüt faizi %19,50 oranı üzerinden dikkate alındığında, yine bu faiz üzerinden hesaplanacak %5 BSMV ve takip masrafları ile birlikte toplam takip tutarının 12.019,59-TL alacağının olduğunu, temerrüt faizinin % 66 olarak uygulanmasının gerektiği şeklinde kanaat oluşması durumunda toplam tutarın 12.242,85-TL olacağını mütalaa etmiştir.
Bilirkişi raporları doğrultusunda davacı bankanın icra takibinde talep ettiği 11.126,44-TL asıl alacak, 301,79-TL işlemiş faiz, 15,096-TL BSMV ve 799,53-TL ihtar gideri olmak üzere toplamda 12.242,85-TL tutarı mukabilinde davalılardan alacaklı olduğu ve icra takibinin bu bedeller üzerinden devamına karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, İzmir Arabuluculuk Bürosunun … Dosya … Arabuluculuk numaralı Arabuluculuk Son Anlaşamama Tutanağı aslı, Türkiye … Bankası A.Ş. … Şubesi nezdinde 24/10/2016 tarihinde imzalanan Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi kapsamında davalı … tarafından kullanılan … numaralı ticari krediye ait sözleşmenin onaylı sureti, hesap hareketleri ve ekstreleri içerir evraklar, İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir alanında uzman bilirkişi 08/03/2020 havale tarihli raporu, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir alanında uzman bilirkişi 22/02/2021 havale tarihli ek raporu ve sair deliller birlikte değerlendirildiğinde, davaya konu uyuşmazlığın davalı … tarafından davacı … … Şubesinden kullanılan krediye ilişkin olarak imzalanan genel nakdi gayrinakdi kredi sözleşmesinden kaynaklanan kredi borcunun asıl borçlu … ile kefiller … ve …’ten tahsili amacıyla davalılar aleyhine başlatılan icra takibine davalılar tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ile asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalılardan tahsili taleplerine ilişkin olduğu, İzmir …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında alacaklı vekilinin, borçlular aleyhine 11.180,89-TL asıl alacak, 325,93-TL işlemiş faiz, 16,30-TL BSMV ve 799,53-TL masraf bedeli olmak üzere toplamda 12.322,65-TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalıların süresinde yapmış olduğu itirazları üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir alanında uzman bilirkişi 08/03/2020 havale tarihli raporunda davacı bankanın davalılardan, ayrınıtılı ve denetime elverişli bir şekilde incelendiği üzere 11.126,44 TL asıl alacağının bulunduğunu mütalaa ettiği, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir alanında uzman bilirkişi 22/02/2021 havale tarihli ek raporunda ise davacı bankanın davalılardan, ayrınıtılı ve denetime elverişli bir şekilde incelendiği üzere 11.126,44 TL asıl alacağının bulunduğunu, asıl alacak 11.126,44-TL üzerinden hesaplanacak temerrüt faizi %19,50 oranı üzerinden dikkate alındığında, yine bu faiz üzerinden hesaplanacak %5 BSMV ve takip masrafları ile birlikte toplam takip tutarının 12.019,59-TL alacağının olduğunu, temerrüt faizinin % 66 olarak uygulanmasının gerektiği şeklinde kanaat oluşması durumunda toplam tutarın 12.242,85-TL olacağını mütalaa ettiği, bilirkişi raporları doğrultusunda davacı bankanın icra takibinde talep ettiği 11.126,44-TL asıl alacak, 301,79-TL işlemiş faiz, 15,096-TL BSMV ve 799,53-TL ihtar gideri olmak üzere toplamda 12.242,85-TL tutarı mukabilinde davalılardan alacaklı olduğu ve icra takibinin bu bedeller üzerinden devamına karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla, açılan davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE,
1-Davalılar …, … ve …nin İzmir …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasındaki icra takibine ilişkin İTİRAZLARININ 11.126,44-TL asıl alacak, 301,79-TL işlemiş faiz, 15,09-TL BSMV ve 799,53-TL ihtar gideri olmak üzere toplamda 12.242,85-TL yönünden İPTALİNE, İzmir …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasındaki icra takibinin 11.126,44-TL asıl alacak, 301,79-TL işlemiş faiz, 15,096-TL BSMV ve 799,53-TL ihtar gideri olmak üzere toplamda 12.242,85-TL üzerinden, 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümleri uyarınca asıl alacağa %66 oranından fazla olmamak üzere değişen oranlarda temerrüt faizi uygulanmak suretiyle devamına, 54,45-TL asıl alacak, 24,14-TL işlemiş faiz ve 1,21-TL BSMV bedeli olmak üzere 79,80-TL’ye yönelik fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Alacak miktarı likit olduğundan takip konusu kabul edilen miktar olan 12.242,85-TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılar …, … ve …nden alınarak davacı … Şirketine verilmesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 836,30-TL karar ve ilam harcından, davanın açılışı sırasında peşin olarak alınan 129,34-TL harcın mahsubu ile bakiye 706,96-TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 27,50-TL elektronik tebligat, 627,00-TL tebligat, 63,00-TL posta masrafı, 400,00-TL bilirkişi ücreti, 129,34-TL peşin harç, 44,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.291,24-TL yargılama gideri açısından davanın kabul ret oranı dikkate alınarak 1.282,87-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacının kendisini vekille temsil ettirdiği göz önünde bulundurularak karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avanslarının talep halinde ve karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafların yokluklarında, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.01/07/2021

Katip …
e -imzalıdır

Hakim …
e -imzalıdır

Bu belge 5070 sayılı kanun kapsamında DYS üzerinde hazırlanmış ve e-imza ile imzalanmıştır.