Emsal Mahkeme Kararı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/838 E. 2021/1131 K. 08.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/838
KARAR NO : 2021/1131

DAVA : Ticari Şirketin Feshi ve Tasfiyesi İstemli
DAVA TARİHİ : 18/10/2019
KARAR TARİHİ : 08/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan ticari şirketin feshi ve tasfiyesi istemli davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili davacının, şirket ortağı … ile 27.06.2006 tarihinde davalı şirketi yarı yarıya hisselerle kurduklarını, şirketin bir süre faaliyetlerini sürdürmüş ise de diğer ortağın, şirket masraflarına katılmaması, satış ve pazarlama alanındaki başarısızlıkları, müvekkilinin karşılamak zorunda kaldığı üretim giderlerinin sebep olduğu mali sıkıntı ve şirketin diğer ortağının sahibi olduğu yetkiye dayalı olarak piyasaya ve bankalara borçlanıp bu borçları ödememesi nedeniyle ortaklar arasındaki güven ilişkisinin zedelendiğini, şirketin gerçekleştirdiği satışa ait en son faturasının ekim 2017’de keşide edildiğini, bu tarihten sonra hiçbir ticari faaliyetinin bulunulmadığını, şirket muhasebecisi tarafından 2017 yılından itibaren şirketin vergisel yükümlülüklerini yerine getirebilmek amacıyla boş beyanname verildiğini, diğer ortağın yaptığı şikayet sonucunda İzmir … Asliye Ceza Mahkemesinin …/… esas sayılı dosyasında yargılama yapıldığını, ortakların müşterek gaye için bir araya gelerek şirketi devam ettirmelerinin ve şirketin kuruluş amacını gerçekleştirmesinin mümkün olmadığının, bu dava nedeniyle açıkça anlaşılır olduğunu, şirket genel kurulunun toplanamadığını, şirketin organlarının çalışamaz hale geldiğini ve sürekli zarar ettiği için hiç kar dağıtamadığını, fiilen atıl vaziyette olup sadece yükümlü olduğu beyannameleri vermek suretiyle varlığını devam ettirdiğini, şirketin devamında ekonomik, hukuki yada rasyonel hiçbir faydanın kalmadığını, bu nedenlerle haklı sebeplerin oluştuğunu bildirmiş, sunulu ve resen göz önüne alınacak nedenlerle davalı şirketin feshi ve tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı şirkete cevap dilekçesi tebliğ edilmesine rağmen cevap dilekçesi sunulmamış, davacı dışındaki münferiden yetkili diğer ortak duruşmalara katılmamış, ticaret sicil kayıt örneklerinden davacı ile diğer ortağın on yıl süre ile münferiden şirketi temsile ilişkin yetkilerinin dava tarihinden önce 27/06/2016 tarihinde sona erdiği, şirketin organsız kaldığı, davacı ile dava dışı ortağın görev süresi sona ermiş olsa da acil ve zorunlu işler için yönetim yetkisinin devam ettiği, davacının, şirketi münferiden temsile yetkili olup yetkilisi olduğu şirkete karşı dava açmış olması nedeniyle aralarında menfaat çatışmasının ortaya çıktığı dikkate alınarak davalı şirketin temsil kayyımı ile temsilinin gerekmesi nedeniyle, davacı tarafa, davalı şirkete HMK’nun 426 (2) maddesi uyarınca temsil kayyımı atanması konusunda süre verilmiş, davacı tarafça İzmir Asliye … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… esas sayılı dosyasında açılan dava sonunda …’ın temsil kayyımı olarak atanmasına ilişkin verilen karar 12/07/2021 tarihinde kesinleşmiş, temsil kayyımına duruşma günü ve dava dilekçesi tebliğ edilmiş, davalı şirket temsil kayyımı cevap dilekçesinde; davalı şirketin genel kurul toplantılarını yapamadığı gibi şirket organlarının çalışamaz hale geldiğinin, sürekli zarar ettiğinin, ekonomik olarak hiçbir fayda kalmadığının dava dilekçesinde davacı tarafça belirtildiği gibi alınan bilirkişi raporlarında da durumu teyit eder tespitlerin görüldüğünü, ticari faaliyetlerini devam ettirmeyen şirketin mersis kayıtlarında temsile yetkili kişilerin görev sürelerinin 27/06/2016 tarihinde dolduğunu, yeniden bir yetkilendirme işlemi yapılmaması sonucunda şirketin organsız kaldığını, temsil yeteneği bulunmayan, sürekli zarar eden ve ortaklığın devam ettirilmesinde ticari ve hukuki yönden bir yararı olmadığı kanaatine varılan şirketin, fesih ve tasfiyesi konusunda nihai kararın mahkemenin takdirinde olduğunu bildirmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava; TTK’nun 636 (3) maddesi uyarınca, haklı sebep iddiasıyla davalı şirketin, feshi ve tasfiyesi istemine ilişkindir.
Ticaret sicil kayıt örneğinden; limited şirket niteliğindeki davalı şirketin yarı paylarla iki ortaklı olup ortaklarının davacı ve dava dışı ortak … olduğu, ana sözleşme ile davacı ve dava dışı ortak …’nın on yıl süre ile şirketi münferiden temsile yetkili olarak atandıkları ve temsil yetkilerinin 27/06/2016 tarihinde sona erdiği, olağan ve olağan üstü genel kurul toplantısı yapılmadığı ve şirket yöneticisi seçilmediği görülmüştür.
Davacı taraf, şirketten çıkmak için haklı sebepler olarak; şirketin borçlarının artması ile birlikte son faturanın 2017 Ekim ayında düzenlenip şirketin faaliyet yapamaz hale geldiği, dava dışı ortak ve yetkili …’nın davacı hakkında suç duyurusunda bulunmasına bağlı olarak davacı hakkında ceza davası açıldığı, ortaklar arasında husumetin oluşup güven ilişkisinin kaybolduğu, ortakların bir araya gelip şirketi devam ettirmelerin ve şirketin kuruluş amacını gerçekleştirmesinin mümkün olmadığı, genel kurulun toplanamadığı, şirketin sürekli zarar etmesi nedeniyle hiç karın dağıtılmadığı, şirketin devamında ekonomik, hukuki yada rasyonel bir fayda kalmadığı iddialarına dayanmıştır.
Dava dışı ortak … tarafından, davacı ortak hakkında yapılan şikayet üzerine İzmir … Asliye Ceza Mahkemesinin …/… esas sayılı dosyasında; davacı hakkında özel belgede sahtecilik ve hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçları ile açılan kamu davası sonunda, davacının hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak suçundan delil yetersizliğinden beraatine, özel belgede sahtecilik suçundan ise cezalandırılmasına ilişkin verilen karar 17/07/2019 tarihinde kesinleşmiştir.
Bildirilen tüm deliller toplandıktan sonra şirkete ait defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış, mahkememizce usul, yasa ve dosya kapsamına uygun görülen gerekçeli ve hükme elverişli nitelikteki raporda; şirketin 2014, 2015, 2016, 2017 ile 2018 yılında satışa konu ticari işlemlerinin olduğu, son işlemin 2018 yılında bir satış faturası ile yapıldığı, 2019 ve 2020 yılında herhangi bir işlemin bulunmadığı, 2014 yılı için 2.953,98 TL, 2016 yılı için 6.369,68 TL dönem net karı elde edip, 2015 yılı için 10.685,14 TL , 2017 yılı için 5.508,82 TL, 2018 yılı için 6.973,68 TL , 2019 yılı için 9.354,05 TL ve 2020 yılının ilk dokuz aylık dönemi için 5.625,00 TL zarar ettiği bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, ticari sicil kayıt örneği, dosya kapsamına uygun hükme ve denetime elverişli nitelikteki bilirkişi raporunda yapılan tespitler, asliye ceza mahkemesi dosyasına ilişkin belge örnekleri, dava dilekçesinde dile getirilen iddialar birlikte değerlendirildiğinde; davacı şirketin davacı ile dava dışı ortak … tarafından yarı paylar ile kurularak 27/06/2006 tarihinde ticaret siciline tescil edildiği, tescil tarihinden itibaren her iki ortağı şirketi münferiden temsile on yıl süre ile yetkili kılındıkları, ortakların temsil yetkinlerinin 27/06/2016 tarihinde sona ermesine rağmen şirketin hiçbir olağan ve olağanüstü genel kurul toplantısı yapmadığı ve şirket yöneticisi seçmediği, 27/06/2016 tarihinden sonra şirketin organsız kaldığı, asliye ceza mahkemesi dosyası içeriğinden her iki ortağın anlaşmazlığa düştüğü ve bir araya gelmediği, şirketin yalnız 2014 ve 2016 yıllarında cüzi miktarlarda kar edip, 2015, 2017, 2018, 2019 ve 2020 yıllarında zarar ettiği gibi 2018 yılı başında kesilen bir faturadan sonra bir faaliyetinin bulunmadığı, dava dışı diğer ortağın şirketin faaliyetinin devamını sağlayacak genel kurul toplanmasını talep etme, şirket faaliyeti ile ilgili bir işlem yapma eyleminde bulunmadığı gibi, bu yönde sözlü ve yazılı bir talebinin de bulunmadığı, dinlenen tanık beyanları ile ortak …’nın ortaklar arasında oluşan anlaşmazlıktan sonra şirkete gelmediği ve şirket işleri ile ilgilenmediği, ortakların şirketin devamını sağlayacak ve bir araya gelecek bir iradelerinin bulunmadığı gibi ceza mahkemesindeki davaya yansıyan husumetlerinin oluşması nedeniyle şirketin her iki ortağının birlikte veya tanık … …’nin şirketin tek ortaklı şirkete dönüştürülmesine ilişkin teklifin dava dışı ortak tarafından kabul edilmediğine dair beyanı gözetildiğinde tek başlarına faaliyetinin devamına ilişkin iradelerinin de bulunmadığı, buna göre TTK’nun 636 (3) maddesi uyarınca şirketin feshi yerine davacı ortağa payının ödenerek şirketten çıkarılması veya bir başka kabul edilebilir bir çözüm halinin somut olayda şartlarının bulunmadığı, şirketin feshinin mevcut duruma göre her iki ortak yararına olduğu anlaşılmakla TTK’nun 636 (3) maddesinde düzenlenen haklı sebeplere ilişkin yasal koşulların oluştuğu dikkate alınarak davanın kabulüne ve davalı şirketin feshi ve tasfiyesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Gerektirici Nedenlerle:
1-Davanın KABULÜ ile,
2-İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … … sicil nosunda kayıtlı … Çeyiz Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin TTK’nun 636 (3) maddesi hükmü uyarınca haklı sebeple fesih ve tasfiyesine,
Tasfiye işlemlerini başlatıp sonuçlandırmak üzere bilirkişi listesinde yer alan SMMM … …’ın TTK’nun 643. maddesinin yollaması ile 536 (3) maddesi uyarınca tasfiye memuru olarak atanmasına,
Şirketin mali durumu dikkate alınarak ve yapılacak işin kapsamı ve niteliğine göre gerektiği takdirde ileride arttırılıp eksiltmek kaydıyla tasfiye süreci devam ettiği sürece tasfiye memuruna toplam 3.500,00-TL ücret takdirine,
Tasfiye memuru ücretinin ileride şirketten tahsil edilmek üzere şimdilik davacı tarafça karşılanmasına,
Tasfiye masrafları olarak 1.500,00-TL’nin ileride şirketten tahsil edilmek üzere şimdilik davacı tarafça karşılanmasına,
Şirketin feshi ve tasfiyesine ilişkin Mahkememiz kararının kesinleşmesi ile davacı tarafça tasfiye memuru ücreti ve tasfiye masraflarının yatırılmasından sonra tasfiye memuruna kararın ve görevinin tebliğine,
Kararın kesinleşmesi halinde tescil ve ilanına,
Tescil ve ilan masraflarının ileride şirketten tahsil edilmek üzere şimdilik davacı tarafça karşılanmasına,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30-TL harcın peşin yatırılılan 44,40-TL harçtan indirilmesiyle geriye kalan 14,90-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı yararına takdir edilen 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan 44,40-TL başvurma harcı, 44,40-TL peşin harç, 171,00-TL dokuz adet normal tebligat gideri, 38,50-TL yedi adet elektronik tebligat gideri, 1,00-TL iki adet kep reddiyatı ve 900,00-TL bilirkişi ücretinden oluşan toplam 1.199,30-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Davacı vekili ile davalı şirket temsil kayyımının yüzüne karşı, HMK’nun 343. ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/12/2021

Başkan …
E-imza

Üye …
E-imza

Üye …
E-imza

Katip …
E-imza